Cİlt 1 – 1978 erciyes üNİversitesi yayini-163
Download 3.2 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- TESSA HOFMANN’IN İDDİA vE TEZLERİ
, Belge Yayınları, İstanbul 2003, s.33. 27 M. Şükrü Elekdağ, “Almanya Türk Milletinin Tarihini Karalıyor! (2)”,
28 Lepsius’un hayatı ve diğer eserleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Johannes Lepsius, Deutschland und Armenien 1914-1918 –Sammlung Diplomatischer Aktens-
310 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 Bu konuda Wolfgang Gust’ın görüşleri büyük bir önem taşımaktadır. Zira Hofmann gibi Almanya’nın önde gelen Ermeni uzmanlarından(!) biri kabul edilen Gust, Magisches Viereck adlı eserinde, Martin Lut- her Üniversitesi’ndeki Lepsius Arşivleri’ne dayanarak, Lepsius’a atfen Almanya’nın amacının; Türkleri dikkate almadan Almanya’nın kendisini
mektupta Lepsius’un kendi görevini; Almanya’yı aklamak, Türkiye’yi suçlamak, dairenin (Dış İşleri Bakanlığı) belge ihtiyacını sağlamak, Ermeni- lerin itimadını kazanmak biçiminde dört cepheli bir yapıya benzettiğini açıklamıştır 29 . Ulrich Trumpener, Major V. Staszewski, Norbert Saupp ve Hans Barth tarafından eleştirilmesine ve iddialarını desteklemek için kullandığı arşiv belgelerinin Lepsius tarafından manipüle edildi- ğinin ispatlanmasına rağmen 30 , Lepsius’un eserleri ne yazık ki halen Almanya’da Ermeni Sorunu hakkında temel kaynak olarak kabul edil- mektedir
31 .
wort Von M. Rainer Lepsius), Donat und Temmen, Bremen 1986, s.16, 7-12; Cem Özgönül, Der Mythos Eines Völkermordes, Önel Verlag, Köln 2006, s.115-254; Tamer Bacınoğlu, Andrea Bacınoğlu,
“Ermeni Sorunu ve Bugünkü Alman Politikası”, Tarihten Güncelliğe Ermeni Sorunu -Tahliller-Belgeler-Kararlar-, Kaynak Yayınları, İstanbul 2001, s.188-190; Çalık, “Almanların Ermeni…”, s.112-114; Çalık, “Armeniermorde im Jahre 1915?”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, C. XVI, S.46, Mart 2000, http://www.atam. gov.tr/index.php? Page=DergiIcerik&IcerikNo=304; Mustafa Çolak, “Kaynak Kritiği ve Tehcir Olayında Belge Tahrifatı -Johannes Lepsius Örneği-“,
Cilt LXVI, Sayı 247, Aralık 2002, s.967-984; Kılıç, Ermeni Sorunu ve Almanya…, s.82-84, 88-104; Günter Wirth, “Der Todesgang des Armenischen Volkes”, UTOPIE
29 Wolfgang Gust, “Magisches Viereck -Johannes Lepsius, Deutschland und Arme- nien-“, http://www.armenocide.de/armenocide/armgende.nsf/GuidesView/ MagischesViereckDe? OpenDocument. 30 Yukarıda alıntı yaptığımız eserinde Wolfgang Gust, Alman Dışişleri Bakanlığı’ndaki belgelerin Lepsius tarafından değil, bizzat Bakanlık tarafından manipüle edildi- ğini savunmaktadır. Cem Özgönül ise Gust’un, Der Völkermord an den Armeniern
başlıklı kitabında, Lepsius’un sadece Almanların yararına yaptığı manipülas- yonları ele aldığını ileri sürmektedir. Gust’un eser ve iddiaların analizi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Özgönül, Der Mythos..., s.115-121 vd.; Kılıç, Ermeni Sorunu ve Almanya …, s.235-238; Bayhan, “Ermeni Sorunu ve Bugünkü …”, s.191-192. 31 Jokob Künzler, Ersnt Sommer, Brono Echart, Armin T. Wagner, Fridtjof Nansen gibi bölgede görev yapan misyonerlerin yazdığı önyargılı çalışmalar da daha sonra yazılan soykırım içerikli diğer kitaplara kaynak oluşturmuştur. Bu konuda ayrıntılı 311 Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL Bu kapsamda belirtilmesi gereken bir diğer yazar da Hein- rich Vierbücher’dir. Zira Lepsius’un ölümünün ardından, Weimar Cumhuriyeti’nde anti militarist ve sosyal demokrat bir aydın olarak isim yapmış olan Vierbücher’in ilk baskısı 1930 yılında yayımlanan Armenien 1915. Die Abschlactung eines Kulturvolkes durch dir Türken başlıklı kitabı, soykırım lobisinin referans olarak kullandığı bir başka kaynak olmuştur. Vierbücher’in kitabında Talat Paşa’nın söylediğini ileri sürülen, Ermeni
Alman doğubilimcisi olan Ewald Banse’ye ait olduğu ispatlanmıştır 32 .
de Talat Paşa’nın 15 Şubat 1921 tarihinde, Salomon Teilirian adlı bir Ermeni’nin saldırısıyla şehit edilmesinden sonra 2-3 Haziran 1921 tari- hinde Berlin Üçüncü Eyalet Mahkemesi’nde görülen davadır 33 . Tarihe, bilgi için bkz. Kılıç, “Bazı Alman Çevrelerindeki ‘Soykırım’ İddialarına Eleştirel Bir Yaklaşım”, Yeni Türkiye Ermeni Sorunu Özel Sayı, Cilt I, No:37, 2001, s.330- 334; Bacınoğlu,,
İstanbul 1988, s.11-16; Özgönül, Der Mythos…, s.115 vd. 32 Bayhan, Ewald Banse’nin 1919 yılında yayımlanan Türkiye adlı eserinde; Ermeni
tespit etmiştir. Bayhan, “Ermeni Sorunu...”, s.192-193. Heinrich Vierbücher’in Ermenistan 1915. Uygar Bir Halkın Türkler Tarafından Boğazlanışı adlı eseri ve iddiaları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Bacınoğlu, Modern Alman Oryantalizmi – Alman Yayıncılığının Türkiye Tablosu-, 2001, s.210-212; Kılıç, Ermeni Sorunu ve Almanya -Türk-Alman Arşiv Belgeleriyle, Kaynak Yayınları, İstanbul 2003, s.225- 226.
33 Talat Paşa Davası’nın tutanakları ilk olarak Armin T. Wegner önsözüyle 1921 yılında Der Prozeß Talaat Pascha –Stenographischer Bericht- adıyla yayımlanmıştır. Tessa Hofmann tarafından 1980 yılında, Der Völkermord an den Armeniern vor
Türkçe’ye de çevrilmiştir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Armin T. Wegner, (mit einem Vorwort des Herausgebers), Der Prozeß Talaat Pascha–Stenographischer
Hofmann, Der Völkermord an den Armeniern vor Gericht - Der Prozeß Talaat Pascha, Reihe Progrom, Göttingen 1980; Hofmann, Talat Paşa Davası 2. Kitap …, s.17 vd; Hofmann, Talat Paşa Davası Tutanaklar, Çeviren: Doğan Akhanlı, Belge Yayınları, İstanbul 2003. Talat Paşa Davası hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Cem Özgönül,
lan Terzioğlu, “İttihat ve Terakki İleri Gelenlerinin Mektup ve Yazılarında Talat Paşa’nın 15 Mart 1921’de Berlin’de Öldürülmesi”, Ermeni Araştırmaları 1. Türkiye
Yayınları, Ankara 2003; Ramazan Çalık, “Almanların Ermeni Olaylarına Bakışı”, 312 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 Talat Paşa Davası olarak geçen yargılama süreci içinde, Ermeni Sevk ve İskânı’nda Almanya’nın rolü bir kez daha gündeme gelirken, mahkeme Teilirian’ın avukatlarının çabaları sayesinde, Talat Paşa’nın Ermeni kat- liamlarından dolayı yargılandığı bir davaya dönüşmüştür. Mahkemeye önce tanık olarak, olayları bilen ve Türkiye’de görev yapmış olan Alman subaylar yerine, Teilirian’ın söylediklerine katkıda bulunacak ve onu doğrulayacak kişiler çağrılmıştır. Bu kişilerin dışında Mareşal Otto Liman von Sanders ve Metropolit Krikoris Balakian’ın yanı sıra bölgede hiçbir zaman bulunmamış olan Johannes Lepsius da bilirkişi olarak atanmış- tır. Lepsius; Ermeni katliamları ile ilgili olarak bu mahkemede şahitlerin ve sanığın anlattıklarının tamamen doğru olduğunu, ancak İtilaf Devletleri’nin propaganda ettikleri gibi Almanya’nın bu olayda bir suçu olmadığını, bilakis Almanya’nın Ermenileri korumaya çalıştığını, bunun belgelerinin Alman Dışişleri Bakanlığı Arşivi’nde mevcut olduğunu belirtmiştir. Mahkemede bilirkişi olarak görev yapan Liman von Sanders ise sanığın ve şahitlerin ifadelerine katılmamakla beraber, Alman makamla- rının Ermenilere karşı yapılan uygulamaları engellemek için girişimlerde bulunduğunu ifade ederek, ülkesinin suçsuz olduğunu savunmuştur 34 . Mahkemenin sonucunda Talat Paşa’nın katilinin, dönemin Alman hükü- metinin yönlendirmelerinin 35 de etkisi ile serbest bırakılmasına, savaş Ermeni Araştırmaları 1. Türkiye Kongresi Bildirileri, I. Cilt, Yayına Hazırlayanlar Şenol Kantarcı vd., ASAM-EREN Yayınları, Ankara 2003, s.114-115; Şahin Ali Söylemezoğlu, Die Andere Seite Der Medaille, Önel Verlag, Köln 2005. 34 Mustafa Çolak, “Tehcir Olayı’nın Propaganda Sürecindeki Doruk Noktası: Talat Paşa Davası”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 58, Cilt XX, Mart. http://www. atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&Icerik No=130. Akhanlı’nın çevirisinde Lepsius’un bu görüşlerine rastlanmamaktadır. 35 Hofmann, Almanların (Almanya kast ediliyor olsa gerek) mümkün olduğunca kendilerini dava dışında tutmaya ve davanın uluslararası bir halk mahkemesine (garip bir tanımlama olup, uluslararası hukukta bu tarz bir mahkeme yoktur) dönüşmesine engel olmaya çalıştıklarını savunmaktadır. Hofmann’a göre Alman makamları, Almanya’nın suç ortaklığının ortaya çıkmasından korkuya kapılmış ve bu sebeple Talat Paşa Davası’nı apolitikleştirmeye çalışmıştır. (Hofmann, Talat
ve Yayına Hazırlayan: Doğan Akhanlı , Belge Yayınları, İstanbul Aralık 2003, s.18 Ancak, Hofmann 1989 yılında yayımlanan bir başka makalesinde yukarıda belirttiğimiz görüşlerinden farklı olarak, Alman dış politikasının çıkarlarının davanın seyrini etkilediğini tahmin etmenin zor olmayacağını vurgulamaktadır. Hofmann, Talat Paşa Davası 2. Kitap…, s.29, 34-37 Hofmann kendi ifadesi ile Talat Paşa Davası’nda görev yapan Devlet Savcısı ve Dava Savcısı’nın zor göre- vini şöyle tanımlamaktadır: Bir yandan Almanya’nın Türkçü politikasına kuşkuyla 313 Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL zamanında Türkiye’de görev yapan kimi Alman subayları bile itiraz etmiştir. Örneğin 1915 olaylarını Türkiye’de bizzat yaşayan, fakat görgü tanığı olarak mahkeme tarafından kasıtlı olarak dinlenmeyen Alman Generali Bronsart 24 Temmuz 1921 tarihli Deutsche Allgemeine Zeitung gazetesinde yayımlanan makalesinde şu hususları belirtmiştir: Eli silah tutan bütün Müslümanlar Türk ordusunda silâh altında oldukları için, Ermenilerin savunmasız kalan halka karşı korkunç bir katliam yapmaları kolay oldu. Çünkü Ermeniler, Ruslar tarafından sıkıştırılan Doğu (Osmanlı) ordusuna yandan ve arkadan saldırı- lar gerçekleştirmekle kalmayıp, bu bölgelerde yaşayan Müslüman halkın kökünü kuruttular (yok ettiler). Bu gaddarlık, daha sonra Türklerin Ermenilere karşı yaptıkları iddia edilen zulümden çok daha kötü idi 36 .
üzere, Ermeni Sorunu kapsamında Almanya’nın ilk temel amacı, Ermeni soykırımı iddialarından Almanya’nın sorumlu olmadığını kanıtlamak olmuştur. 2. Dünya Savaşı’nı takip eden süreçte ise Yahudi soykırımın- dan suçlu bulunan Almanya, dünyada ilk soykırımı yapan devlet olma imajından kurtulmak için 1915 olayları ve Ermeni iddiaları ile aşağıda ayrıntılı bir biçimde analiz edeceğimiz biçimde daha fazla ilgilenmeye başlamıştır.
Yeni Lepius olarak da tanımlanan ünlü Alman Sosyolog Dr. Tessa Hofmann (Savvidis), bu tanımlamayı hak edecek biçimde yazdığı her eserde Türklerin, Ermenilere 20. yüzyılın ilk soykırımını uyguladığını 37
Ermenilerin yok edilmesiyle tartışmalı bir durum arz eden Yakındoğu politikasının zarar görmesinin önüne geçmek. Hofmann, Talat Paşa Davası 2. Kitap …, s.37. 36 Elekdağ, “Almanya Kendi Vicdanını Temizlemek İçin Türk Milletinin Tarihini Karalıyor! (1)”. Türk Ordusu Genelkurmay Eski Başkanı Emekli Korgeneral Fritz Bronsart von Schellendorf’un Talat Paşa için yaptığı şahitliğin Türkçe ve Almanca tam metni için bkz. Cengiz Özakıncı, Türkiye’nin Siyasi İntiharı Yeni Osmanlı Tuzağı, 12. Baskı, Otopsi Yayını, İstanbul 2007, Dipnot No:201. 37 Hofmann, Annäherung an Armenien, C. H. Bck Verlag, München 2006, s.95; Hof- mann, Die Armenier: Schicksal, Kultur, Geschichte, Das Andere Verlag , Nümberg
314 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 hiçbir somut delil göstermeden ileri sürmektedir. Ermeni Yazarlar Birliği onur üyesi olan ve Berlin Hür Üniversitesi’ndeki Doğu Avrupa Enstitüsü’nde Sosyolog ve Ermeni uzmanı olarak çalışan Hofmann, 1988 yılında Garbis Papazyan ödülünü almıştır. Basılı birçok kitabı ve makalesi bulunan ve başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinde
analiz ettiğimiz temel eserlerindeki görüş ve iddiaları şöyledir 38 .
temel kaynak olarak gösterilen Andonian belgelerinin (Talat Paşa telg- raflarının) sahte olduğunun 1983 yılında Şinasi Orel ve Süreyya Yuca tarafından 39 ispatlanmasının ardından, Lepsius’un, Deutschland und Armenien 1914–1918 adlı kitabı, 1986 yılında Hofmann tarafından yeni- den piyasaya sürülmüştür. Hofmann, bu yeni baskıya yazdığı özsözde, bazı belgelerinin (Andonian kastedilmektedir) sahte olduğunun ispat- lanmasının bir önemi olmadığını; çünkü Lepsius’un eserinin, Türklerin Ermenilere yönelik soykırım yaptığının en önemli kanıtı olduğunu iddia etmektedir. Hofmann bu iddiasını, o dönemde Almanya’nın askerî, siyasî ve ekonomik bakımdan Türk hükümeti ile yoğun ilişkileri bulunduğuna, Lepsius’un derlediği belgelerdeki tüm yazışmaların diplomatik nite- likteki yazışmalar olduğu savına dayandırmaktadır. Hofmann ayrıca, İngiliz, Fransız dokümanları ve Nisan 1917’den itibaren bazı Amerikan politikacıları ile özel kişilerinin açıklamaları ile oluşturulan anti-Türk düşüncesinin, savaş sırasında ittifak içinde oldukları için Almanya’nın rolü üzerinde de şüphe yarattığını vurgulamaktadır. Ancak, Hofmann’a göre, bölgede görev yapan Alman diplomatları, savaş şartlarında siste- matik olarak bilgi toplamışlar ve yaklaşık olarak 2.1 milyon Ermeninin özellikle de Batı Ermenistan halkının sistematik bir şekilde yok edildi- ğini tespit etmişlerdir. Fakat Ermenilere yapılan bu soykırımdan Alman 1993, s.40-45; Hofmann, Armenier und Armenien, Heimat und Exil, Rowohlt Verlag, Hamburg 1994, s.28. 38 Tessa Hofmann’ın birçok eseri ve iddiaları daha önce başta Selami Kılıç, Tamer Bacınoğlu ve Adrea Bacınoğlu, Ersen Bayhan, Cem Özgönül ve Şahin Ali Söy- lemezoğlu tarafından yapılan çalışmalarda belirli ölçülerde analiz edilmiştir. Bu sebeple çalışmamızda, yukarıda isimlerini belirttiğimiz değerli hocalarımız tarafından analiz edilmediğini saptadığımız Hofmann’ın daha çok güncel görüş ve iddialarına geniş yer verilmiştir. 39 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Şinasi Orel, Süreyya Yuca, Ermenilerce Talat
315 Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL halkının haberi olmamıştır; çünkü savaş sırasında Alman İmparatorluğu sıkı bir sansür uygulamıştır. Hofmann bu noktada yukarıda aktardığımız tespitinden çelişkili olarak, baskılar sonucunda soykırımla ilgili belge- lere el konulduğunu veya yurtdışında yayımlandığını belirtmektedir. Zira sansür konulduğunu ve Alman halkından gizlendiğini iddia ettiği olaylara ilişkin kimi belgelerin, nasıl olup da Almanya dışına çıkarıldı- ğını açıklamamaktadır 40 . Hofmann’ın tespitlerindeki bir diğer ilginç nokta ise sansürlenen 500 belgenin 191 tanesinin, sansürü uygulayan Alman Dışişleri Bakanlığı tarafından bir süre sonra Lepsius’a verildiğini ve bakanlıkça Lepsius’un desteklendiğini açıklamasıdır 41 . Hofmann bu bilgilerin ardından Lepsius’un Deutschland und Armenien başlıklı kita- bının iki temel hedefi 42 olduğunu belirterek, Alman arşiv belgelerinin manipüle edildiğini ileri süren tezleri bir anlamda desteklemektedir. Ancak, Hofmann’a göre belgeler bizzat Lepsius tarafından değil, Alman Dışişleri Bakanlığı tarafından manipüle edilmiştir 43 . 40 Lepsius, Deutschland und Armenien 1914-1918’in içinden; Hofmann, “Vorwort zur Neuausgabe”, s. 7-8. 41 Lepsius, Deutschland und Armenien 1914-1918’in içinden; Hofmann, “Vorwort zur Neuausgabe”, s.9 ve dipnot No:3. 42 Hofmann bu hedefleri şöyle açıklamaktadır:
a) Ermenilerin yok edilişinde Türkiye’nin suçlanmasını, Almanca belgelerle des- teklemek,
b) Türk soykırımında, suçlamalara maruz kalan Almanya’nın aklanmasını sağla- mak.
Lepsius, Deutschland und Armenien 1914-1918’in içinden; Hofmann, “Vorwort zur Neuausgabe”, s..9. 43 Lepsius’un bu kitabını hangi amaçla hazırlamış olduğunu, Alman tarihçi Gotthard Joschke ise şu şekilde açıklamaktadır: Lepsius, iki buçuk yıldan beri bulunduğu
“Johannes Lepsius: Zum Hundersten Geburstag am 15 Dezember”, Die Zeichen der Zeit, Eevangelische Monatsschrift für Mitarbeiter der Kircche, 1958, s.448’den aktaran Elekdağ, Elekdağ, “Almanya Kendi Vicdanını Temizlemek İçin Türk Mil- letinin Tarihini Karalıyor! (1)”, Zaman Gazetesi, 25.06.2005 Cumartesi, http:// www.zaman.com.tr/haber.do? haberno=186251. 316 HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1 Hofmann bu iddiasının ardından, kendi görüşlerine referans olarak Trumpener’i 44 göstererek, Almanya’nın Ermeni soykırımını destekle- diğine ve tahrik ettiğine inanmadığını belirtmiştir. Hofmann’a göre Almanya’nın tek (en önemli) suçu, dönemin Türk hükümetinin vahşi politikalarını önlemek için diplomatik protestolardan başka bir şey yapmaması ve kurbanlar ile Ermeni halkına yardım etmeyip, gerçek- leri saklamasıdır 45 . Hofmann bu noktada, dönemin şartları altında Almanya’nın daha güçlü protestolar yapmasının, bir şeyleri değiştirip değiştirmeyeceğini sorgulayarak, aslında tüm suçun Türk tarafında oldu- ğunu vurgulamaktadır 46 . Bir sayfa sonra ise Ermenilerin yok edilişinde Almanların direkt katılımının sadece sıra dışı durumlarda olduğunu belirtmiş ve Urfa ile Musa Dağı olaylarını örnek olarak vermiştir. Bu önsözün sonunda ise Hofmann genel bir değerlendirme yapa- rak, yaşanan olaylarda Almanya’nın rolünün ancak Bonn’da bulunan 1914-1918 yılına ait tüm belgelerin tamamen incelenmesinden sonra yapılabileceğini vurgulamaktadır. Ancak Hofmann, hiç şüphesiz her akademisyenin katılacağı bu değerlendirmesine, gerek bu çalışmasında gerekse aşağıda belirttiğimiz eserlerinde yaptığı tespitlerle kendisi uymamaktadır. Ayrıca, Almanya büyükelçiliği 10 Mart 2005 tarihinde yayımladığı 8 numaralı Basın Bildirisi ile 1945 öncesi döneme ait tüm Alman resmî
bildirmiştir. Ancak aynı bildirinin devamında; 44 İngiliz tarihçi Ulrich Trumpener, Germany and the Ottoman Empire 1914-1918 adlı kitabında, Lepsius’un yayınladığı orijinal belgelerdeki bazı önemli pasajların
Trumpener, Germany and the Ottoman Empire 1914-1918, New Jersey, 1968, s.206’den aktaran Elekdağ, “Almanya Kendi Vicdanını …”, http://www.zaman. com.tr/haber.do? haberno=186251. 45 Lepsius, Deutschland und Armenien 1914-1918 ..., içinde Hofmann, “Vorwort zur Neuausgabe”, s.9, 10. 46 Hofmann, “Vorwort zur Neuausgabe”, s.9 vd. Paralel mahiyetteki yorumları için bkz. Hofmann, “Der Völkermord an den Armeniern 1915–1916”. Bu vurgu en somut biçimde Almanya’nın 2005 yılında aldığı 1915 Ermeni Sürgün ve Katlinin
mızın ilerleyen kısımlarında inceleneceği için, burada sadece ismen belirtilmiştir. Bkz. infra,
317 Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL Gerek Alman İmparatorluğu dönemine ait askerî belgeler, gerekse Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Alman askerlerinin belgeleri Potsdam’daki İmparatorluk Arşivi’nde korun- maktaydı. Bu arşiv İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük oranda zarar görmüştür. Kurtarılabilen askerî belgeler bugün halen Freiburg’daki ‘Federal Arşiv – Askerî Arşiv’de bulunmakta olup, burada sınırsız olarak araştırmalara açıktır. Açıklaması yer almaktadır 47 . Bu resmî açıklama bağlamında Hofmann’ın iddiaları ve konu üzerine yaptıkları çalışmalarda 1915 olaylarında Almanya’nın rolü olduğunu tespit eden akademisyenlerin eserleriyle birlikte değerlendirildiğinde, Hofmann’ın akademik gibi gözüken bu tespitinin gerçekten ne kadar uzak olduğu bir kez daha görülmektedir. Hofmann, yukarıda analiz ettiğimiz bilgileri desteklemek için ayrıca, önsözün en sonunda Völkermord an den Armeniern 1915–1922 başlıklı bir haritaya da yer vermektedir. Tarih bilgisinden büyük ölçüde yok- sun bir biçimde hazırlanan bu haritada, Sevk ve İskân Kanunu’nun uygulanması oklarla gösterilirken, kimi bölgeler daire içine alınarak bu bölgelerin kontrol noktaları ve sözde soykırımın uygulandığı alanlar olduğu ileri sürülmüştür. Sevk ve İskân uygulamasının sadece Doğu Anadolu bölgemizde uygulandığı izlenimini yaratan bu haritanın en ilginç boyutu ise Kars ve Erivan’ı kapsayan bir çember içindeki böl- gede, Kemalistlerin 1922 yılında Ermeni halkını öldürdüğünün ileri 47 Basın Bildirisi’nde ayrıca, ilgili dosya dizisinin (Türkei 183, Armenien) 1889- 1920 (arşiv kaydı: R 14050’den R 14106’e kadar) yılları arasını kapsayan toplam 57 ciltten oluştuğu, 36-55 ciltlerin Dünya Savaşı yıllarını içerdiği, daha önceki yıllara ilişkin olarak da, Türkei 133 adh. 13, Die armenische Reformfrage (Ermeni Reform Sorunu) dosya numarasıyla 1878–1889 arasını kapsayan 7 cilt daha bulunduğu (arşiv kaydı R 13064’ten R13070’e kadar), Konstantinopel (İstanbul) Büyükelçiliği’nin arşivlerinin bu iki dosya dizisini tamamladığı (96-102 ve 164-174 arasındaki ciltler) açıklanmaktadır. Bildirinin devamında ise t üm bu dosyaların Berlin’deki Siyasi Arşiv’in okuma salonunda
Download 3.2 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling