Cİlt 1 – 1978 erciyes üNİversitesi yayini-163


herkesin incelemesine açık  olduğu ve bu dosyaların  tamamının mikrofiş olarak 1998 yılında Ermenistan’a  verildiği


Download 3.2 Mb.
Pdf ko'rish
bet25/41
Sana17.10.2017
Hajmi3.2 Mb.
#18084
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   41

 

herkesin incelemesine açık 

olduğu ve bu dosyaların 

tamamının mikrofiş olarak 1998 yılında Ermenistan’a 

verildiği,

 

Türkiye’nin de bir kopya aldığı vurgulanmıştır



.

 Ayrıca, savaş sonrası 

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın dosyaları batılı müttefiklerin eline geçtiğinde bu 

dosyaların büyük bölümünün bu devletler tarafından filme aldığı ve bu filmlerin 

Londra ve Washington’da da incelenebileceği belirtilmiştir. Basın Bildirisi’nin 

tam metni için bkz. http://www.ankara.diplo.de/Vertretung/ankara/tr/03/Pres-

semitteilungen/ pressemitteilung__08__2005.html. 


318

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

sürülmesidir

48

. Bu kapsamda vurgulanması gereken bir diğer husus ise 



Hofmann’ın 1993 yılında yayımlanan

 

Die Armenier: Schicksal, Kultur, 

Geschichte adlı eserinde kullandığı haritadır. Bu eserde yer alan Völ-

kermord an den Armeniern 1915–1921 başlıklı bir haritada, yukarıda 

belirttiğimiz haritadan farklı olarak, Ermenistan’ın doğu (Rusya) ve 

batı (Türkiye) olarak ikiye ayrılması ilginçtir. Zira Kılıç’ın da belirttiği 

üzere, bu haritada belirtilen bölgelerin günümüz Ermeni iddiaları ile 

örtüşmesi son derece düşündürücüdür

49

.



Aslında Hofmann’ın belge yorumculuğu ve sahteciliğindeki başarısı 

daha önce yayımladığı eserler üzerinden de kesinleşmiştir. Daha net bir 

ifade ile belirtirsek Hofmann’ın, Soghomon Tehlirean ile birlikte 1980 

yılında yeniden bastığı, Der Völkermord an den Armeniern vor Gericht - 



der Prozeß Talaat Pascha

 

başlıklı kitabın kapağında, sözde 1916-1917 

yıllarında öldürülen Ermenilerin kafataslarının üst üste yığılmak sure-

tiyle piramit gibi görünen bir fotoğraf yayınlanmıştır. Ancak, bu kapak 

resminin o dönemde çekilmiş bir fotoğraf olmadığı, aksine 1842–1904 

yılları arasında yaşamış olan Rus ressam Vassili Vereşçagin’in günümüzde 

de Moskova’da Tretjakow Resim ve Heykel Galerisi’nde sergilenen bir 

yağlıboya resmi olduğu, 1985 yılında Türkkaya Ataöv tarafından

50

 ortaya 


çıkarılmıştır. İlginç bir diğer husus ise bu konu hakkında Hofmann’ın 

eserlerinde hiçbir açıklama bulunmamaktadır.

1994 yılında yayımlanan Armenier und Armenien, Heimat und Exil baş-

lıklı kitabında, Türklerin Auschwitz yalanı ifadesini kullanan Hofmann’a 

göre Hitler’in Yahudilere uyguladığı Holocaust’a, sözde Ermeni soykı-

rımı örnek oluşturmuş ve bu sistemli soykırımda gaz odaları tarihte ilk 

defa kullanılmıştır

51

. İttihat ve Terakki’nin ırkçı uygulamalarına karşı 



ailelerini korumak için umutsuzluğun verdiği cesaretle isyan eden 2 

48  Harita için bkz. Lepsius, Deutschland und Armenien 1914-1918…, içinde Hofmann, 

“Vorwort zur Neuausgabe”, s.15. Hofmann 2002 yılında yayımlanan Armenians 

in Turkey Today

 adlı eserinde Sèvres Andlaşması ile Ermenistan’ın kurulduğunu, 

fakat bu devletin Sovyet denetimine girinceye kadar Mustafa Kemal’in ordusunun 

saldırılarına maruz kaldığını ve 198 bin Ermeninin de bu dönemde öldüğünü ileri 

sürmektedir. Hofmann, “Armenians in Turkey Today ...”, s.13-14.

49  Harita için bkz. Hofmann, Die Armenier: Schicksal, Kultur, Geschichte,

 

Das Andere 



Verlag

, Nümberg 

1993, s.39. Yorum için bkz. Kılıç, Ermeni Sorunu..., s.228.

50  Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Ataöv, Eine Armenische Heuchelei,



 Barok Yayınları, 

Ankara 1986, s.10-28; Ataöv, Ermeni Belge Düzmeciliği, s.28-39.

51  Aktarım sırası ile Hofmann, Armenier und Armenien…, s.40, 22, 28. Bu iddiaların 

yanlış olduğunun ispatı için bkz. Ataöv, Ermeni Belge Düzmeciliği, s.113-130.



319

Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL

milyonu aşkın Ermeni ve Rumun katili ise Hofmann’a göre Mustafa 

Kemal (Atatürk)’dir. Van, Erzurum, Bitlis ve Trabzon illeri ise tarihî 

Ermeni topraklarıdır

52

. 2004 yılında yayımlanan Staatsvater Mustafa 



Kemal: Ethnischer Säuberer başlıklı yazısında ise Hofmann, Mustafa 

Kemal Atatürk’ü etnik temizleyici olarak tanımlamıştır

53

.

Hofmann’ın çalışmamızın bu kısmına kadar olan bölümünde aktar-



dığımız eserlerinde yer alan tek yanlı tarihsel temelli iddialarında, 1999 

yılından sonra bir amaç değişimi görülmektedir. Daha geniş bir ifade 

ile belirtirsek, AB Konseyi’nin 11 Aralık 1999 tarihli Helsinki Zirvesi 

Sonuç Bildirgesi ile Türkiye’yi üye adayı olarak benimsemesi neticesinde, 

Almanya tarafından Ermeni iddialarının kabul edilmesi için yeni bir 

propaganda süreci başlatılmış ve Hofmann da bu kampanyada büyük 

bir rol oynamıştır. 

1999 Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’nin üye adayı olarak tanınması-

nın ardından başlatılan propagandanın mimarlarından olan Hofmann, 

2000 yılının Nisan ayında Bundestag’a sunulan Soykırım’ı Mahkûm 



Etme Zamanıdır isimli imza kampanyasını

54

 yönetmiştir



55

. Bu mektup 

52  Aktarım sırası ile Hofmann, Armenier und Armenien, Heimat und Exil,

 Rowohlt 

Verlag, Hamburg 1994, s.22, 30, 28. Hofmann, Armenier und Armenien… başlıklı 

kitabının ilerleyen sayfalarında ise ağırlıklı olarak Dağlık Karabağ sorununun 

tarihsel gelişimine ayırmıştır. Hofmann, Armenier und Armenien…, s.132 vd. 

Hofmann eserinin bu bölümünde Bayhan’ında vurguladığı gibi, Arzah olarak 

adlandırdığı Dağlık Karabağ dışındaki Nahcivan gibi Azerbaycan topraklarının da 

Ermenilere ait olduğunu, belgelerle ispatlamaya çalışmıştır. Bkz. Bayhan, “Ermeni 

Sorunu...”, s.186–188.

53  Hofmann, “Staatsvater Mustafa Kemal: Ethnischer Säuberer”, 226_4/2004, 

http://www.aga-online.org/downloads/de/document/StaatsvaterMustafaKemal.

pdf, s.32-33. 

54  Sözde Ermeni soykırımı iddiasını Bundestag tarafından kabul edilmesi için 

başlatılan bu kampanyada 10 bin imzalı dilekçe toplanmıştır. İmza kampanyası 

metninin Türkçe çevirisi için bkz. Bayhan, “Ermeni Sorunu ve Bugünkü …”, s.251-

253. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Burak Gümüş, “Alman Federal Meclis’inin 

Sözde Ermeni Soykırımı’nı Tanımasının Nedenleri ve Siyasal Protestanlığın Rolü 

Üzerine”, Ermeni Araştırmaları, Sayı 20–21, Kış 2005-İlkbahar  2006, http://www.

eraren.org/index.php?Lisan= tr&Page=DergiIcerik&IcerikNo=398; Kılıç, Ermeni 



Sorunu ve Almanya -Türk-Alman Arşiv Belgeleriyle, Kaynak Yayınları, İstanbul 2003, 

s.231-235.

55  Hofmann 2001 yılında yayımlanan bir röportajında koordinatörü olduğu grubun 

ve dolayısıyla kendisinin amacını şu şekilde tanımlamaktadır: Ermeni soykırımının 



tanınması için oluşturulan çalışma grubunun koordinatörüyüm. Bu çalışma grubu 

4 örgütten oluşuyor. Grup geçen yıl Alman Parlamentosu’ndan Ermeni soykırımına 

320

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

ve devamında yapılan girişimler Bundestag tarafından Almanya’nın 

ulusal çıkarları gözetilerek reddedilmiştir

56

. Ancak, gerek sistematik 



bir biçimde yürütülen bu propagandaya Türkiye’nin etkin bir diplo-

matik tepki vermemesi gerekse de 17 Aralık 2004 tarihinde Brüksel’de 

yapılan AB Konseyi Zirvesi’nde, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin 

3 Ekim 2005 tarihinde başlatılmasına karar verilmesinin etkisiyle, 



Ermeni Sorunu konusundaki Almanya’nın ulusal çıkar algılaması bir 

kez daha değişmiştir. Bu iki temel nedene dayalı, Almanya’nın çıkar 

algılamasındaki değişim neticesinde ise 16 Haziran 2005 tarihinde 

Bundestag tarafından 15/5689 numaralı Erinnerung und Gedenken an 



die Vertreibungen und Massaker an den Armeniern 1915 – Deutschland 

muss zur Versöhnung zwischen Türken und Armeniern beitragen başlıklı 

karar


57

 kabul edilmiştir

58

.

Genel ve soyut olarak belirttiğimiz bu süreç içerisinde Hofmann, 



özellikle 2002 yılında yayımlanan Armenians in Turkey Today

 

başlıklı


 

eseri ile etkin bir rol oynamaya devam etmiştir. Bu eserinde Hofmann 

konuyu tarihsel iddiaların dışına taşıyarak, günümüzde Türkiye’de 70 

binden fazla Ermeninin yaşamakta olduğunu, bu kişilerin çoğunluğunun 



ilişkin tavır almasını istedi. İkinci talebimiz ise Türkiye Parlamentosu’nun da Ermeni 

soykırımını kabul etmesidir. Hofmann, “Türkiye Geçmişiyle Hesaplaşmalıdır”, Özgür 

Politika, 22-Nisan 2001, http://www.network54.com/Forum/121213/message/

989701029/’T%FCrkiye+ge%E7mi%FEiyle+hesapla%FEmal%FDd%FDr.

56  Genel ve soyut olarak belirttiğimiz bu süreç içindeki girişimler hakkında ayrıntılı 

bilgi için bkz., Tarihten Güncelliğe Ermeni Sorunu –Tahliller-Belgeler-Kararlar, 

2001: 241-250; Gümüş, “Alman Federal Meclis’inin Sözde Ermeni Soykırımı’nı 

Tanımasının Nedenleri ve Siyasal Protestanlığın Rolü Üzerine”; Şimşir, Ermeni 



Meselesi, s.250,440,450-452; Şükrü M. Elekdağ, “Almanya Kendi Vicdanını Temiz-

lemek İçin Türk Milletinin Tarihini Karalıyor! (1)”, Zaman Gazetesi, 25.06.2005 

Cumartesi,  http://www.zaman.com.tr/haber.do?  haberno=186251;  2005a; 

Elekdağ, “Almanya Türk Milletinin Tarihini Karalıyor! (2)”,



 Zaman Gazetesi

26.06.2005-Pazar, http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=186615.

57  http://dip.bundestag.de/btd/15/056/1505689.pdf. İşbu kararın Türkçe adı şöy-

ledir: 1915 Ermeni Sürgün ve Katlinin Hatırlanması ve Anılması: Almanya, Türkler 



ve Ermenilerin Barışmasına Katkıda Bulunmalıdır.

58  Gümüş, Alman Federal Meclis’inin kararını etkilemiş olan faktörleri şu şekilde 

sıralamaktadır: a) Yahudi Soykırımı nedeniyle imajı kötü olan Almanların yükü-

nün hafifletilmesi b) Yabancılar ve Türk Sorunu c) AB sürecinin ve olası birlik üyesi 

Türkiye’nin ilerideki nüfuzunun engellenmesi d) 90. yılın beraberinde getirdiği baskı; 

e) Protestan kiliselerinin Alman siyasetine etkisi. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. 

Gümüş, “Alman Federal Meclis’inin Sözde Ermeni Soykırımı’nı Tanımasının 

Nedenleri ve Siyasal Protestanlığın Rolü Üzerine”, s.111-116, 367-371.


321

Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL

İstanbul’da ikamet ettiğini belirttikten sonra, Türkiye’nin doğusu ana-

yurtları olsa da 1915 etnik temizliğinden beri bu bölgelerdeki Ermeni 

nüfusunun boşaltılmış olduğunu ileri sürmüştür

59

. Hofmann ayrıca, 



Türkiye’de yaşayan Ermenilerin, asimile edilmesi sürecinin hükümet 

politikası olarak sunulmakta olduğunu iddia etmektedir. Hofmann’a 

göre günümüz Türkiyesi’nde Ermenilerin ve diğer gayrimüslimlerin 

dinî, sosyal ve eğitsel faaliyetleri kesinlikle baskı altındadır. Dernek 

kurmak, kendi okullarını açmak ve dinî vakıf kurmak kesinlikle yasak-

lanmıştır. Okullarında anadillerini öğrenmeleri kısıtlanmakta ve okullara 

saldırılarda bulunularak, eğitim faaliyetleri engellenmeye çalışılmakta-

dır. Ermeniler ve diğer gayrimüslimler kamu hizmetine alınmamakta, 

alınanlar ise çeşitli tahriklere maruz kalmaktadır. İfade özgürlükleri 

yoktur. Politikacıların ve medyanın suçlamalarına maruz kalmakta ve 

tüm sorunların mimarı olarak gösterilme kampanyalarının hedefi haline 

gelmektedirler. Ermenilerin tarihî değerleri sistematik olarak yok edil-

mekte ve hiç var olmamışlar gibi gösterilmeye çalışılmaktadır

60

.



Hofmann, yukarıda belirttiğimiz bu mesnetsiz saptamalarından 

sonra, Türkiye’deki Ermenilerin durumlarının iyileştirilmesine yönelik 

şu önerileri yapmaktadır

61



 



Otoriteler, Ermenileri saldırı ve tehditlere karşı korumalı ve 



sorumluların cezalandırılmasını sağlamalıdırlar.

 





Gayrimüslimlere yapılan haksızlıklar düzeltilmeli, kontrol meka-

nizmasında yer almaları sağlanmalıdır.

 



Dinî vakıfların ekonomik olanakları arttırılmalı ve mülk edinme 



hakları ellerinden alınan vakıflara mülkleri geri verilmelidir.

59  Hofmann’ın paralel mahiyetteki iddialar için bkz. Hofmann, “Emarginierte Reste”, 

s.30. 

60  Hofmann, Armenians in Turkey Today -A Critical Assessment Of The Situation 



Of The Armenian Minority In The Turkish Republic-, The EU Office of Armenian 

Associations of Europe, Bruxelles, s.6.

61  Hofmann, Armenians in Turkey Today -A Critical Assessment Of The Situation 

Of The Armenian Minority In The Turkish Republic-, The EU Office of Armenian 

Associations of Europe, Bruxelles, s.7. Hofmann, 46 sayfalık bu eserinin devamında 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu güne kadar olan dönemdeki Varlık 

Vergisi Kanunu, Vakıfların malları, Türk medyasındaki anti Ermeni raporları, 

Ermeni kültür hazinesinin yok edilmesi başlıkları altında çalışmamızın ilerleyen 

kısımlarında belirteceğimiz iddialara yer vermektedir. 


322

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

 



Medyanın azınlıklara karşı tutumu denetlenmeli ve yasalarla 



desteklenmelidir. Türklerin soykırımı kabul etmeleri için medyaya bu 

konuda getirilen baskıcı ve inkârcı tutum değişmelidir.

 



Tarih kitapları revize edilerek, inkârcı ve düşmanca zihniyetlerin 



değiştirilmesi için çaba gösterilmelidir.

 





Türk politikacılar azınlıkları korumada sorumluluk almalı ve 

azınlıklara yönelik saldırıları durdurmaya yönelik faaliyetlerde bulun-

malı.

 





Ermenilerin ve diğer gayrimüslimlerin kendilerini tehdit altında 

hissetmeyeceği koşullar sağlanmalıdır. Türk hükümeti tarafından gay-

rimüslimlere kamu kuruluşlarında sınırsız görev alma hakkı vermelidir. 

Gayrimüslim azınlıklar da bu görevlerde korkusuzca görev alabilmeli-

dir.

 





Türklerin soykırımın olmadığı yönündeki söylemleri ve yazıları 

acilen sona erdirilmelidir.

 



Ermeni tarihinin ve tarihî eserlerinin yok edilmesi, Türk hükü-



metince durdurulmalıdır.

Soykırım ifadesi kullanılmadan, Türkiye’yi Ermenilere soykırım 

yapmakla suçlayan Bundestag Kararı’nın 16 Haziran 2005 tarihinde 

alınmasının ardından ise Hofmann çalışmalarında, Türkiye’nin AB üyelik 

süreci kapsamında Ermeni soykırım iddialarının kabulü ve Türkiye’de 

yaşayan azınlıkların durumları konularına ağırlık vermiştir. Bu kap-

samda 10 Kasım 2006 tarihinde yayımlanan bir röportajında Hofmann, 

Arbeitsgruppe Anerkennung – gegen Genozid, für Völkerverständigung 

E.V. (AGA) olarak yeni amaçlarının ilk olarak okul kitaplarında ve ders 

programlarında gerçeklerin yazılmasını, ikinci aşamada ise Alman Ceza 

Kanunu’nun genişletilmesi ile soykırımı inkâr edenlerin cezalandırıl-

masını sağlamak olduğunu açıklamıştır

62

. Hofmann ayrıca, Büyük Proje 



– Türk Milliyetçileri (kamuoyunda Talat Paşa Grubu olarak bilinen)’nin 

faaliyetlerine karşı iyi organize edilmiş bir karşı gösteri düzenlenmesini, 

bilgilendirme toplantılarının yapılmasını, basın-yayım çalışmalarının 

62  Hofmann röportajın devamında, Bundestag’ın Ermeni soykırımını implizit -kapalı

kabul ettiğini, amaçlarının ise Alman kanunlarının bu suçu explizit -açık- bir 

biçimde kabul etmesini sağlamak olduğunu vurgulamıştır. Joseph, “Interview 

mit Dr. Tessa Hofmann”. Benzer değerlendirmeleri için bkz., Hofmann, “Der 

Völkermord an den Armeniern 1915-1916”.



323

Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL

gerçekleştirilmesini ve gerektiği takdirde (yenilenmesi durumunda) dava 

açılmasını planladıklarını belirtmiştir

63

. 5 Nisan 2006 tarihinde Prag’ta 



yapılan konferanstaki konuşmasında ise Hofmann, Türkiye’de, Ermeni 

katliamları konusunda konuşmama tabusunun kansere benzediğini ve 

daha fazla tabulara yol açarak, sivil toplumun gelişmesini engellediğini 

savunmuştur. Hofmann ayrıca, Türkiye’nin AB’ne tam üyeliği hakkında 

sorulan bir soruya verdiği cevapta, Türkiye’nin ilk olarak geçmişinde 

kara bir leke gibi duran araştırma, fikirlerini beyan etme özgürlükleri 

konularında (301. madde kast edilmektedir

64

) Avrupalı devletleri ikna 



etmesi gerektiğini belirtmiştir

65



2007 yılında yayımlanan Märtyrer 2007

 

adlı kitapta yer alan,



 

Wer in 

der Türkei Christ ist, zahlt einen Preis dafür …-Türkiye’de Hıristiyan olan, 

bedelini öder

 … başlıklı makalesinde ise

 

Hofmann, öncelikle,



 

Türkiye 


Cumhuriyeti’nin ülkesinin, yaklaşık 2000 yıldır Hıristiyanlığın etkilediği 

bir geçmişe sahip olduğunu iddia etmektedir. Türkiye’yi bir eski Hıris-

63  Joseph, “Interview mit Dr. Tessa Hofmann”. Hofmann ayrıca Berlin’in merkezinde 

bir soykırım anıtının dikilmesini sağlamanın da amaçları arasında olduğunu açık-

lamıştır. Hofmann, “Der Völkermord an den Armeniern 1915–1916”, http://www.

armenier-berlin.org/armenier/der-volkermord-an-den-armeniern/. (2007). 

64  Hrant Dink’in katlinin ardından Arbeitsgruppe Anerkennung – Gegen Genozid, für 

Völkerverständigung E.V. (AGA) -Halkların Dostluğu için Jenosit Karşıtı Derneği-

Soykırımın Tanınması için Çalışma Grubu- Yönetim Kurulu adına Hofmann tara-

fından bir çağrı yayımlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip 

Erdoğan’a hitaben yazılan bu çağrıda: 301. maddenin kaldırılması ve Müslüman 

olmayan azınlık mensuplarına karşı benzer suçların işlenmesini önlemek ve hayat 

koşullarının iyileştirilmesini sağlamak amacıyla bazı değişikliklerin ivedilikle uygu-

lamaya konması istirham edilmiştir. Çağrı metninde ayrıca; Hrant Dink’in çoğun-

luk toplumunun nefret ettiği bir azınlığın mensubu olmasının yanı sıra, Türk Ceza 

Kanunu’nun 301. maddesinden yargılanıp ceza alması ve kamuoyuna Türklüğü ‘kirleten 

biri olarak lanse edilmesiyle, katledilmesi arasında doğrudan bir bağ bulunduğu kanı-

sındayız’ denilerek bu bağlamda… özellikle Türkiye Cumhuriyet’indeki etnik-dinsel 

azınlıklara karşı kuşku ve nefretin aşılmasının aciliyetine… dikkat çekilmiştir. Tam 

metin için bkz. http://www.aga-online.org/downloads/de/news/attachments/

AGA_Brief_an_PM_ Erdogan_Februar_2007_tr.pdf. 301 ve 305 maddeler ile 

Hrant Dink cinayeti için benzer yorumları için bkz. Hofmann, “Der Völkermord 

an den Armeniern 1915–1916”, http://www.armenier-berlin.org/armenier/der-

volkermord-an-den-armeniern/



(2007). 


65  Robert Parsons, “Armenia/Turkey: 1915 Massacre Under Spotlight At Czech 

Conference”, http://www.rferl.org/featuresarticle/2006/04/D3C61E89-D92C-

4D0C-831A-299D176FE37A. html (2006). Benzer değerlendirmeler için bkz. Z. 

Joseph, “Interview mit Dr. Tessa Hofmann”, 10.11.2006, http://www.suryoyena.

org/magazin php?art=99; Hofmann, “Emarginierte Reste”, 226_4/2004, http://

www.aga-online.org/downloads /de/document/EmarginierteReste.pdf., s.31. 



324

HOŞGÖRÜDEN YOL AYRIMINA ERMENİLER / CİLT 1

tiyan kültürü bölgesi olarak görmemiz gerektiğinin gerekçesi olarak da 

Hofmann, Türk milliyetçileri tarafından radikal bir şekilde yaklaşık bir 

yüzyıldır Hıristiyanları Anadolu’dan ve kuzey Mezopotamya’dan kökün-

den söküp atma ve geri kalan anıları yok etme çabası içinde olduklarını 

göstermektedir

66



Bu ilginç iddiasının ardından Hofmann, Türkiye’de yaşayan Ermeni 

ve Rum Hıristiyanların sayılarını şu şekilde saptamaktadır. Türk tahmin-

lerine göre 40.000 ile 100.000, Ermeni tahminlerine göre ise 50.000 ile 

82.000 Ermenistan vatandaşının Türkiye’de yaşadığını belirtmektedir. 

Hofmann’ın tahminlere göre ayrıca Türk vatandaşlığını taşıyan yaklaşık 

60.000 Ermeni İstanbul’da ve yaklaşık 10.000 Ermeni de, Türkiye’nin 

geri kalan bölgelerinde (Kayseri, Antakya, İskenderun, Kırıkhan/Hatay 

ve Türkiye’de bulunan son Ermeni köyü olan Vakıf Köyü’nde yaşamakta-

dır

67

. Ancak, önemle belirtmek gerekmektedir ki Hofmann’ın aktardığı 



bu istatistiksel veriler resmî bir kurumun açıklaması değildir. Çünkü bu 

verilerin bir kısmı için referans olarak gösterilen kaynak, Bilgi Üniversi-

tesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan Ariana Ferentinou’nun, 

3 Temmuz 2006 tarihinde Turkish Daily News’te yayımlanan yazısıdır.

Yazısının devamında Hofmann, Ermenistan’dan gelen göçmen 

sayısının 12.451 ve 82.249 arasında tahmin edildiğini ve bu insanların 

Türkiye’de büyük bir tehlike altında, olası bir siyasî misilleme kurbanı 

olarak yaşadıklarını savunmaktadır. Zira Hofmann’a göre, Ekim 2006 

tarihinde dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül, Fransa’da 

Ermeni soykırım kararının yürürlüğe girmesine bağlı olarak, Türkiye’de 

bulunan 80.000 Ermeni göçmen işçiyi (yasadışı yollardan Türkiye’de 

çalışanlar kastedilmektedir) kendi ülkelerine sürmekle tehdit etmiştir

68



Günümüz Türkiyesi’nde sadece Ermeniler değil, diğer Hıristiyan dinine 



mensup azınlıkların da tehlikede olduğu ise bu kapsamda Hofmann 

66  Hofmann, Wer in der Türkei Christ ist, zahlt einen Preis dafür …Märtyrer 2007 -Das 



Jahrbuch zur Christenverfolgung Heute, Hrsg. Max Klingberg, Thomas Schirrmacher, 

Ron Kubsch,



 Verlag für Kultur und Wissenschaft, İdea-Dokumentation, Hamburg 

2007, s.156. Benzer değerlendirmeleri için bkz., Hofmann, “Reformen durchset-

zen – Ergebnisse Prüfen: Drei Fragen an Tessa Hofmann”, Bundeszentrale für poli-

tische Bildung 02, Juli 2006, http://www.bpb.de/themen/0LJWGD,0,0,Reformen_

durchsetzen_%96_Ergebnisse_pr% FCfen.html.http://www.aga-online.org/

downloads/de/document/Reformen_durchsetzen_Ergebnisse_pruefen.pdf.

67  Hofmann, Wer in der Türkei Christ ist, zahlt einen Preis dafür …, s.157.

68  Hofmann, Wer in der Türkei Christ ist, zahlt einen Preis dafür …, s.158


325

Öğr. Gör. Dr. Barış ÖZDAL

tarafından dile getirilen bir başka iddiadır

69

. Makalede dikkat çeken bir 



diğer saptaması ise artık klasikleşen bir Hofmann iddiasıdır. Soykırım 

sırasında (1915–1916) çok sayıda Ermeni, yaşlı veya çocuk sürgüne tabii 

tutulmuş ve bu süreçte pek çok Ermeni çocuğu Müslüman aileler tarafın-

dan alıkonularak, Müslüman yapılmıştır. Hofmann’a göre günümüzde, 

yüzyıllarca takip edilmek korkusundan kendi asil Hıristiyan-Ermeni 

soyunu açıklamaktan korkmuş olan bu kişilerin torunları, atalarının 

alçaltıcı ve travmalı yaşam hikâyelerini, anı kitaplarında veya romanlarda 

anlatmaya başlamışlardır

70



Download 3.2 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   41




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling