Çukurova üNİversitesi jeoloji MÜhendiSLİĞİ BÖLÜMÜ
Download 14.86 Kb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- Çanakkale-Çan Jeotermal Alanının Hidrojeolojik ve Hidrojeokimyasal İncelenmesi
- Anahtar kelimeler
- Keywords
- Anahtar sözcükler
- Mühendislik Projelerinde Ulusal Servet Kavramı: Munzur – Uzunçayır Barajı
- ve Özlem YILMAZER 2
Anahtar kelimeler: Yeraltısuyu modeli, kalibrasyon, Mersin, kıyı akiferi, sayısal model ABSTRACT A numerical model of the Mersin-Tarsus Aquifers was developed to test the conceptual hydrogeologic model of these aquifers and obtain a better understanding of the regional groundwater flow system. The U.S. Geological Survey modular three-dimensional finite- difference groundwater flow model MODFLOW was used for this simulation. These aquifers, the productive Coastal Aquifer and the less productive Hillside Aquifer, represent the groundwater system along the seacoast at Mersin and the adjacent hillside of the Taurus Mountains, respectively. The Coastal Aquifer is comprised of alluvial material, and the Hillside Aquifer is comprised mainly of sedimentary rocks. The 7 Berdan and Karakuz rivers form the east and west boundaries of the model, respectively. The land-surface altitude increases from sea level to more than 600 m in the modeled area. The groundwater flow system was simulated using four layers in MODFLOW. Layers one, two, and three were used to represent both the Hillside and Coastal aquifers, and layer four was used to represent only the Hillside Aquifer. Layer one was modeled as an unconfined layer, and the other layers were modeled as confined-unconfined layers. The finite-difference grid used for the groundwater flow model was uniformly comprised of 500-m square cells with 120 columns and 80 rows. The modeled area totals 784.5 km 2 , with 3,138 active cells in each layer. A geostatistical methodology was utilized to estimate the distribution of hydraulic properties based on lithologic descriptions obtained from 194 well logs from the modeled area. The model, which is run as a steady-state simulation, represents average hydraulic heads and groundwater flow conditions for the period 2000-2001. Reasonable calibration results were obtained between simulated heads and heads measured in 111 observation wells in the modeled area. The histogram of simulated heads minus observed heads has a normal distribution with a standard deviation of 8.8 m and a mean error of 0.20 m, which indicates a small positive bias in the simulated heads. Keywords: Groundwater modeling, calibration, Mersin, coastal aquifers, numerical modeling 8 Çanakkale-Çan Jeotermal Alanının Hidrojeolojik ve Hidrojeokimyasal İncelenmesi Hydrogeological and Hydrogeochemical Studies Of Çanakkale-Çan Geothermal Field Ozan DENİZ 1 , Gültekin TARCAN 1 ve Alper BABA 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, 35160 Buca/İzmir 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Çanakkale ozan.deniz@deu.edu.tr ; gultekin.tarcan@deu.edu.tr ; alperbaba@comu.edu.tr ÖZ Çan İlçesi, Çanakkale’nin doğusunda yer alır. Çan çevresindeki en yaşlı kayaçlar Oligosen yaşlı andezit, dasit, riyodasit, bazalt, tüf ve aglomeradan oluşan volkanitlerdir. Bunların üzerinde Neojen yaşlı sedimanter kayaçlar bulunur. Her iki birimi de Kuvaterner yaşlı alüvyon örter. Çan İlçe Merkezi’nden geçen Kocaçay’ın dere yatağı olası bir fay denetimindedir. Çan Kaplıcası’nda kullanılan termal sular bu hat üzerindeki sondajlar ile alınmaktadır. Termal sular kullanım sonrasında şehir kanalizasyonuna bırakılmaktadır. Kaplıca suyunun ortalama sıcaklığı 43,8 °C, elektriksel iletkenliği 3276 μS/cm ve pH’ı 6,9’dur. Bölgede yeraltı suları yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu sular alüvyon ve volkanik birimlerden sondajlarla temin edilmektedir ve derinlikleri 20- 150m, debileri 1–30 L/s arasındadır. İlçenin, termik santralin ve fabrikaların su ihtiyacı bu sondajlardan karşılanmaktadır. Yeraltı sularının elektriksel iletkenlik değerleri 617– 2100 µS/cm arasında, pH değerleri 6,97–8,57 arasında değişmektedir. Çan Kaplıcası’ndan, bölgedeki soğuk yeraltı sularından ve Kocaçay Deresi’nden kimyasal analiz için su örnekleri alınmıştır. Uluslararası Hidrojeologlar Birliği (AIH) su fasiyesi sınıflamasına göre, bölgedeki sıcak sular Na-Ca-SO 4 ’lı ve soğuk sular Ca-Mg-SO 4 ’lı su sınıfında yeralır. Sıcak suların δ 18 O ve δD izotop analizi sonuçları bu suların Dünya Meteorik Su Doğrusu (D=8 δ 18 O+10) üzerinde yer aldığını göstermektedir. Bu çalışma kapsamında Çan jeotermal alanı için kavramsal model oluşturulmuştur. Buna göre yüksek alanlara düşen yağmur suları volkanitlerin çatlaklarından derine doğru süzülmektedir. Kocaçay Deresi de alüvyonu beslemektedir. Bu şekilde yeraltına sızan yüzey suları derinlerde tektonik etkilerden dolayı oluşan yüksek jeotermal gradyan ile ısınarak, Çan merkezindeki fay hattından yukarı doğru çıkar. Anahtar kelimeler: Çanakkale, Çan, hidrojeoloji, hidrojeokimya, jeotermal, termal su ABSTRACT Çan district is located in the east of Çanakkale. Oligocene volcanics, which are made up of andesite, dasite, rhyodasite, basalt, tuff and agglomerate, are the oldest volcanics around Çan area. Neogene sedimentary rocks overlie these volcanic rocks. Both two formations are covered by Quaternary alluvium. The Kocaçay River, which is flown through the Çan city center, is controlled by a probable fault. Thermal waters in the Çan spa are provided by drilling wells in this tectonic line. The waste thermal waters are discharged to the city sewerage system after using. The values of the average temperature, electrical conductivity and pH of thermal waters from spa are 43,8 °C, 3276 μS/cm and 6,9, respectively. Ground waters are commonly used in and around the region. The water requirement of the city center, factories and the thermal power plant 9 are supplied from drilling wells. The waters are extracted from alluvium and volcanic rocks. Depths and yields of wells are between 20-150m and 1-30 L/s, respectively. Electrical conductivities and pH of the cold waters vary between 617-2100 µS/cm and 6,97–8,57, respectively. Thermal waters, cold ground waters and Kocaçay River waters in the field were sampled for chemical analyses. According to water classification of the Association of International Hydrogeologists (AIH), thermal waters and cold waters have Na-Ca-SO 4 and Ca-Mg-SO 4 water types, respectively. Isotope analyses ( δ 18 O and δD) of thermal waters show that these waters lie on the World Meteoric Water Line (D=8 δ 18 O+10). The conceptual model was constructed in this study. Rain waters falling into the highland percolates to the deep parts of the volcanics. Also, Kocaçay River recharges to alluvium. The meteoric waters percolate to the ground and are heated at depth via high geothermal gradient due to tectonics and move to the surface through the fault line. Keywords: Çanakkale, Çan, hydrogeology, hydrogechemistry, geothermal, thermal water 10 Barajsız Hidroelektrik: 12 Bin Yıllık Hasankeyf Hydroelectricity without dam: Ilısu Dam İlyas YILMAZER 1 , Özgür YILMAZER 2 , Yasemin LEVENTELİ 3 , Evrim ULUADAM 2 ve Özlem YILMAZER 2 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van; 2 YILMAZER Eğitim ve Müh., 8. Ca, 89. Sk., 9/8, 06460 A.Ovecler, Ankara; 3 Akdeniz Universitesi ilyas_yilmazer@yahoo.com ÖZ Hasankeyf ve çevresi, yukarı Mezopotamya uygarlığının aşağı ki en son halkasıdır. 12000 senedir değişik medeniyetlere beşiklik etmiştir. Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi Ilısu barajını engelleyemezse, birinci derece koruma alanı olan bu uluslararası miras sonsuza dek katledilmiş olacaktır. Yazarlar da bu sivil toplum kuruluşunun üyeleridir. Dicle ve Fırat gibi ana nehirlerin yataklarında ve vadi yamaç eteklerinde biriken zengin topraklar 1960’lı yılların sonundan bu yana barajlarla sonsuza dek yok edildi. Ana akarsu havzalarında verimli toprağın yanı sıra iklimin uygunluğu ve suyun varlığı; binlerce yıldır, çeşitli sebze ve meyveler ile yöreye özgü hayvan topluluklarının yetişmesine yadsınılamaz olanak sağlamıştır. Bu toprakları yok eden barajların faydalı ömrü birkaç on yılla sınırlıdır. Daha sonra ne enerji ve ne de sulanacak toprak kalır. Ancak, baraj alanı, küresel ısınmada CO 2 ’ten 21 kez daha etkili olan CH 4 ’ü üretmeyi sürdürür. (a) maliyette %90 düşüş, (b) iki katından daha fazla enerji, (c) 12 kat daha fazla sulanabilir alan, (d) kamulaştırmada %90 düşüş, (e) baraj çevresinde yaşam bulan su ve nemli ortam bakteri - virüs hastalıklarında artma olmayacak, (f) doğal anıtların etkin bir şekilde korunması ve (g) tarihi ve kültürel mirasların geliştirilerek korunması gelir. Anahtar sözcükler: Hasankeyf; Baraj; Enerji; Sulama; Toriçelli. ABSTRACT The region of Hasankeyf in the Tigris basin, as magnificent cradle, served various civilizations for about 12,000 years. It is an outstanding down loop of the Northern Mesopotamia. The international heritages of Hasankeyf are about to be destroyed forever by the Ilısu dam project if “the Initiative to keep the Hasankeyf Alive” could not prevent assault via a dam. The authors are members of this civil society organization. All the very fertile soils formed by the main rivers such as Tigris and Euphrates invaded by dams forever since the late 1960s. Alluvial soils at the flood bank of the relevant streams and fertile soil (colluviums) accumulated along the mountain toes together with moderate climate and the potable water enhanced farmers to grow various tasty 11 vegetables and fruits for millenniums. Furthermore, the region was so rich in endemic fauna and flora. There are no more such lands and environments. Useful life of a dam is limited. It might be a few decades. Then, there will be no energy and no irrigation. Additionally, it continues to emit methane (CH 4 ) which is 21 times more disastrous than CO 2 in regards with global warming processes. The proposed project TIDE, which is the abbreviation of Terracing – Torricelli – Turbine – Irrigation – Dyke – Energy, has superiorities from standpoint of timing, environment, safety-security, and cost (TESC). Some of them are; (a) 90% reduction in cost, (b) Twice more energy, (c) Twelve times more farm land to be irrigated, (d) 99% reduction in land acquisition, (e) increase in waterborne diseases due to high moisture content in the region of a dam will not be encountered (f) Easy and effective protection and conservation of the natural monuments, and (g) Effective preservation of the historical and cultural heritages forever. Keywords: Hasankeyf; Dam; Energy; Irrigation; Catastrophe. 12 Mühendislik Projelerinde Ulusal Servet Kavramı: Munzur – Uzunçayır Barajı Concept Of Natianal Resource In Engineering Projects: Munzur Uzunçayır Dam İlyas YILMAZER 1 , Servet ARMAÇ 1 , Özgür YILMAZER 2 , Ali ÖZVAN 1 ve Özlem YILMAZER 2 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van; 2 YILMAZER Eğitim ve Müh., 8. Ca, 89. Sk., 9/8, 06460 A.Ovecler, Ankara ilyas_yilmazer@yahoo.com ÖZ Mühendislik ekonomisi, özellikle mühendislik projelerinde, göz önünde tutulması gereken en önemli ölçüttür. Bu bağlamda, Mühendislik ekonomi dersi tüm mühendisliklerde zorunlu bir derstir. Ancak, Türkiye’deki jeoloji mühendisliği bölümlerinde, iki üniversite dışında, okutulmamaktadır. Mühendislik ekonomisi değerlendirmeleri projenin faydalı ömrü sonuna göre yapılır. Keban barajı için öngörülen faydalı ömür, 526 yıl olmasına karşın; 20 yılda sona ermiştir. Ayrıca, gelirinin iki katı yapımına ve bakımına harcanmıştır. Bu güncel örnek göz önünde tutularak, faydalı ömrü 40 yıl olan bir baraj projesinde; tüm gelir ve giderler; piyasa koşullarına göre 40 yıl sonrası kazanacağı değerler üzerinden karşılaştırılır. Bu değerlendirmede göz önünde tutulacak ölçütler aynı olduğundan, ölçütlerdeki küçük sapmalar sonucu fazla etkilemeyecektir. Sağlıklı bir değerlendirme için proje; Maliyet, Emniyet, Zaman ve Estetik-çevre (MEZE) açısından da değerlendirilip sonuçlar yaklaşık da olsa rakama dönüştürülmelidir. Bu değerler de projenin faydalı ömrü sonuna göre değer artışına sokulur. Bu bağlamda, 1994’ten beri yapımı sürdürülen Uzunçayır barajı değerlendirmeye sokulduğunda; geliri giderinin dörtte birinden az olduğu görülmektedir. Bu örnekte olduğu gibi; zararına yapılan iş, bir mühendislik projesi olamaz. Anahtar sözcükler: Munzur, Ekonomi, Boru hattı, Yeraltı barajı, Evsel su temini. ABSTRACT The engineering economy is the first criterion that has to be taken into account in engineering projects. In this connection, the course “engineering economy” is a must course in all engineering departments. However, it is not given in geological engineering departments of Turkey, except two. Engineering economical assessment is conducted in regards with the end of the economic life of a project. The foreseen useful life of the Keban Dam was 526 years. However, it turned to 20 years. Furthermore, twice more was spent for construction and maintenance by now. With respect to this recent case study; the income and outcome of a dam project with an economic life of 40 years, is compared according to the values gained till the end of the period of 40 years. In this evaluation the base criteria will be the same. Hence, the result does not change considerably. To reach a sound and reliable comparison, it is recommended to assess the project in terms of timing, environment, safety, and cost (TESC) and express the results in approximate figures. Those values will be changed with respect to the end of the economic life of the project. When the Uzunçayır dam, being constructed since 1994, is assessed in this sense; the income of the dam, is less than one fourth of the investment cost. Hence, one can easily reach a conclusion that such works can not be an engineering project. Keywords: Munzur, Economy, Pipeline, Subsurface Dam, Domestic water supply. 13 Sart Çamur Kaplıcası (Salihli - Manisa) ve Çevresinin Hidrojeolojisi ve Hidrojeokimyası Hydrogeology and Hydrogeohemistry Of Sart Çamur Spa and Surroundings, Salihli, Manisa Tuğbanur ÖZEN veGültekin TARCAN Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Tınaztepe Yerleşkesi, 35160 Buca-İzmir tugbanur.ozen@ogr.deu.edu.tr ; gultekin.tarcan@deu.edu.tr ÖZ Sart Çamur Kaplıcası Gediz Grabeni’nin güneyinde Salihli İlçesi’nin batısında yer almaktadır. Alanın temelini gnays, mikaşist, fillit, kuvars şist, mermerlerden yapılı Menderes Masifi metamorfik kayaları oluşturur. Acıdere, Göbekli ve Asartepe formasyonları olarak adlandırılan Neojen tortul birimleri bölgede farklı fasiyeslerden oluşur ve Menderes Masifi metamorfiklerini düşük açılı normal fay ile örter. Pekleşmemiş kırıntılı tortullardan oluşan Kuvaterner yaşlı alüvyon bölgedeki en geç birimdir. İnceleme alanın içerisindeki Menderes Masifi’ne ait karbonatlı kayaçlar karstik ve çok çatlaklı olmalarından dolayı geçirimliliği yüksek olup, sıcak ve soğuk su kaynakları için akifer oluştururlar. Bazı yerlerde Menderes Masifi metamorfiklerine ait gnays ve kuvars-mikaşistler de jeotermal sistemlerin akiferi olma özelliği gösterirler. Bölgede geniş bir yayılım sunan alüvyon soğuk sular için akifer özelliğinde olması açısından önemlidir. Sıcak akışkanın taşınımı fay ve kırık hatları ile sağlanmaktadır. Sıcak suların beslenmesi yeraltı suyu akım yönüne uygun olarak güneydeki yükseltilerde bulunan Menderes Masifi metamorfiklerinin şist ve mermerlerindendir. Sart-Çamur jeotermal alanındaki sıcak sular, 44°C kaynak çıkış sıcaklığı ile yaklaşık 5 L/s debiye sahiptir ve balneolojik amaçlar için kullanılmaktadır. Kaplıcanın güneyindeki düzlükte yer alan Caferbey jeotermal alanında açılan derin kuyuda (1189.10m) maksimum sıcaklık 155°C olarak ölçülmüştür. Yaklaşık 2 L/s olarak elde edilen düşük debi nedeniyle açılan kuyudan üretim yapmak ekonomik olarak mümkün olmamıştır. Çevresel izotop analizi sonuçları sıcak suların meteorik kökenli ve genel olarak derin dolaşımlı ve yüksek sıcaklıkta su-kayaç etkileşimine sahip olduklarını göstermektedir. İnceleme alanı içerisindeki suların Uluslararası Hidrojeologlar Birliği’ne (AIH) göre sınıflanmasında Sart Çamur Kaplıcası ve Caferbey sıcak suları sırasıyla Na-Ca-HCO 3 ve Na-HCO 3 su tipini göstermektedirler. Bölgedeki soğuk sular ise sıcak sulardan farklı fasiyes özelliklerine sahip olup, Na +2 , Ca +2 , HCO 3 ¯ ve SO 4 –2 iyonlarının egemen olduğu sulardır. Sıcak suların çeşitli kimyasal jeotermometrelere göre hesaplanan akifer sıcaklıkları 80°C ile 180ºC arasında değişmektedir. Jeotermometre sonuçları özellikle Caferbey jeotermal alanının jeotermal enerji açısından önemini göstermektedir. İnceleme alanındaki tüm sıcak sular, karbonat minerallerini (kalsit, aragonit ve dolomit) çökeltici özelliktedir. Bu nedenle, jeotermal suların kullanımı sırasında kuyularda ve iletim hatlarında kabuklaşma problemleriyle karşılaşılacağı tahmin edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Sart Çamur, Caferbey, Salihli, hidrojeoloji, hidrojeokimya 14 ABSTRACT Sart Çamur Spa and surrounding area are located in southern rims of Gediz Graben and in western Salihli Town. The basement of the study area consists of Menderes Massif rocks that are made up of metamorphics such as gneiss, mica schists, phyllites, quartz schists, and marbles. Neogene sedimentary units occur in different facies in this area and are called as Acıdere, Göbekli and Asartepe formations. These units overlie the Menderes Massif rocks with a low-angle normal fault. The Quaternary alluvium, which is made up of unconsolidated granular sediments, is the youngest unit in the region. The permeability within the Menderes Massif rocks is highly variable. The carbonates of the Menderes Massif rocks are highly fractured and karstified and act as an aquifer for both cold ground waters and thermomineral waters. Gneiss and quartz-schist units of the Menderes Massif act as the aquifers of geothermal systems in some location. Schists and phyllites have relatively low permeability. The Neogene terrestrial sediments, which are made up of alluvial fan deposits including poorly cemented clayey levels, have very low permeability as a whole and may locally act as cap rocks for the geothermal systems. Alluvium that extends wide in the region is the most important unit for cold ground water aquifer. Transports of thermal fluids are via faults and fractured zones . The thermal waters in Sart Çamur geothermal field, thermal waters having 44°C temperature and 5 L/s discharge and are now used for bathing and balneological purposes. At Caferbey, the maximum downhole (1189.10m) temperature was found to be 155°C. Owing to the low discharge rate approximately 2 L/s, economic fluids production was not possible from this well. Results of environmental isotope and chemical analysis show that thermal waters are of meteoric origin and generally have water-rock interactions under high temperature conditions. According to International Association of Hydrogeologists (AIH) chemical classifications, waters in the study area reflect the water types of Na-Ca-HCO 3 and Na-HCO 3 in Sart Çamur and Caferbey, respectively. Cold waters are mainly dominated by the HCO3¯ and SO4¯ ions, with Na+2, Ca+2 and Mg+2 cations. Calculated reservoir temperatures according to different geothermometers vary between 80 o C to 180ºC. These results are showed especially importance of Caferbey geothermal field in terms of geothermal energy. All the thermal waters in the study area are oversaturated with respect to carbonate minerals (calcite, aragonite and dolomite). These are estimated to cause scaling problems in production wells and transmission lines during the use of thermal waters. Keywords: Sart Çamur, Caferbey, Salihli, hydrogeology, hydrogeochemistry 15 Akdeniz İkliminde Akifer Termal Enerji Depolaması ile Seralarda Isıtma- Soğutma Potansiyelinin Belirlenmesi Determination of the Potential on Cooling and Heating of a Greenhouse with Aquifer Thermal Energy Storage in Mediterranean Climate Bekir TURGUT, Halime PAKSOY, Şazye BOZDAĞ, Hunay EVLİYA, Kazım ABAK, H. Yildiz DASGAN Çukurova Universitesi 01130 Balcalı Adana-Türkiye bturgut@cu.edu.tr , hopaksoy@cu.edu.tr , sabaci@cu.edu.tr , hevliya@cu.edu.tr , abak@cu.edu.tr , dasgan@cu.edu.tr Download 14.86 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling