Çukurova üNİversitesi jeoloji MÜhendiSLİĞİ BÖLÜMÜ


Keywords: Bitlis Massive, Dolomite, Geochemistry, Stable isotopes


Download 14.86 Kb.
Pdf ko'rish
bet8/22
Sana26.11.2017
Hajmi14.86 Kb.
#20983
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   22

Keywords: Bitlis Massive, Dolomite, Geochemistry, Stable isotopes
 
 

 
 
51
Keban (Elazığ) Pb-Zn Cevherleşmelerindeki Piritlerde Kükürt İzotopları 
İncelemeleri 
 
Sulfur Isotopes Studies In The Pyrites In The Keban (Elazığ) Pb-Zn Mineralizations 
 
Leyla KALENDER, Cemal BÖLÜCEK ve Güllü KIRAT 
Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü 
 
ÖZ 
 
Keban Pb-Zn yatağı, Permo-Triyas yaşlı Keban Metamorfitleri ile Üst Kratase yaşlı 
Elazığ Magmatitleri’ne ait siyenit porfirlerin intrüzif dokanağında yer almaktadır. Bu 
yatakta fluorit, kalsit ve kuvarslarda yapılan sıvı kapanım incelemeleri; iki farklı 
hidrotermal evrenin varlığına işaret etmektedir. Birinci evre; yüksek sıcaklık orta 
tuzluluk (463-510 
0
C ve %20 NaCl eşdeğeri) değerlerine sahip pirometasomatik kökenli 
Pb-Zn cevherleşmeleri, ikinci evre ise; düşük sıcaklık ve tuzluluk (105-114 
0
C ve 
%12,5-15,6 NaCl eşdeğeri) değerlerine göre meteorik suların etken olduğu hidrotermal 
çözeltilerin oluşturduğu pirit ve fluorit” cevherleşmelerdir.  
 
Bu çalışma sıvı kapanım çalışmalarından elde edilen verilerin yardımı ile sülfür izotop 
değerlerinin yorumlanması üzerine odaklanmıştır. İnceleme alanındaki pirit örneklerinin 
kükürt izotop değerleri  (δ
34
S) -0,59 - +0,17
 
‰ 
V-CDT
 arasında değişmektedir (ortalama; -
0,17 ‰). δ
34
S değerlerinin 0’a yakın olması ve cevherleşmenin magmatik kayaçla 
ilişkili olması nedeniyle kükürtün kaynağının, magmatik kökenli olabilecegi 
düşünülmektedir.  
 
Anahtar Kelimeler: kükürt izotopları, pirometasomatik, pirit, Türkiye 
 
ABSTRACT 
 
Keban Pb-Zn deposit is located at intrusive contact between Keban Metamorphic Rocks 
(Permian and Triassic) and siyenite porphyries of the Elazığ Magmatic Rokcs (Upper 
Cretaceous). Different hidrotermal studies have already been poined out by fluid 
inclusions studies in the fluorites, calcides and quartzs in the Pb-Zn mineralizations. 
Early stage fluid it quartz (homogenization temperature interval avarage 463-510 
0
C and 
salinity values avarage 20 percent NaCl equival) is to indicated to pirometasomatic to 
origine of the Pb-Zn mineralizations. Late stage fluid in flourite relation to pyrite 
(homogenization temperature interval avarage 105-114
0
C and salinity values avarage 12 
percent NaCl equvial) have low salinity because hidrotermal fluids have been effected 
by meteoric fluids.  
 
This study focuses on interpreting of the sulfur isotope values by helping of the fluid 
inclusion data. The sulfur isotope values (δ
34
S) in the pyrite samples change between -
0,59 and  +0,17
 
‰ 
V-CDT 
(average -0,17 ‰
 V-CDT
). As a result, source of sulfur may be 
considered as magmatic origin due to associated with magmatic rocks of the 
mineralization and closing to zero "0" of the δ
34
S values . 
 
Keywords: Sulfur isotope, pirometasomatic, pyrite, Turkey 
 

 
 
52
Jeoistatistiksel Kestirimde Lokal Belirsizliğin Değerlendirilmesinde Alternatif 
Yaklaşımlar 
 
Alternative Approaches In Assessing Local Uncertainty In Geostatistical Estimation 
 
Arzu Giray BALTACI
1
 ve Cem SARAÇ
2
 
1
MTA Genel Müdürlüğü, 06520 Ankara 
2
Hacettepe Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, 06100, Beytepe-Ankara 
arzubaltaci@mta.gov.tr
 & 
csarac@hacettepe.edu.tr
 
 
ÖZ 
 
Bu çalışma kapsamında jeoistatistiksel kestirimdeki lokal belirsizliklerin 
değerlendirilmesinde koşullu dağılım fonksiyonları kullanılarak alternatif bir yaklaşım 
geliştirilmiştir. Bunun için ilk olarak farklı varyasyon katsayılarına sahip normal, 
lognormal ve gama dağılımı gösteren veri setleri elde edilmiştir. Bu veriler 
jeoistatistiksel  olarak modellenmiş ve ordinary kriging ile kestirim ve kestirim 
varyansları hesaplanmıştır. 
 
Koşullu dağılım fonksiyonlarının kestiriminde indikatör kriging yöntemi kullanılmıştır. 
Indikatör kriging yöntemi ile kestirimde her veri seti için 9 sınır değer belirlenmiş ve 
indikatör variogram hesaplamaları yapılmıştır. Belirlenen model parametreleri ile 
koşullu dağılımlar 9 sınır değer için 225 lokasyonda indikatör kriging yöntemi ile 
kestirilmiş ve koşullu varyans değerleri hesaplanmıştır. Bu hesaplamaların sonucunda 
ordinary kriging ile elde edilen kriging varyansı ve indikatör kriging ile kestirimde elde 
edilen koşullu varyans değerlerini de içine alan alternatif varyans hesaplamaları 
yapılmıştır. Bu çalışma kapsamında geliştirilen alternatif varyans kestirim hatalarının 
istatistiksel sonuçları değerlendirilerek test edilmiştir. 
 
Çalışmanın son aşamasında alternatif varyans Çankırı İndağı Bölgesinden alınan çarpık 
bir dağılım gösteren hidrolik iletkenlik verilerine uygulanmış ve sonuçlar çeşitli 
grafikler ve kesitler kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu sonuçlara göre alternatif 
varyansın kestirim hatalarının varyansını uyumlu bir şekilde temsil ettiği ve kriging 
varyansına alternatif olarak farklı dağılımlar için de kullanılabileceği  düşünülmektedir. 
 
Anahtar kelimeler: Kriging, Koşullu Dağılım Fonksiyonu, Variogram Fonksiyonu, 
İndikatör Kriging 
 
ABSTRACT 
In this study, in assessing local uncertainty in geostatistical estimation an alternative 
approach was improved by using conditional distribution functions. First, data sets were 
obtained which show normal, lognormal and gamma distributions with different 
coefficient of variation. These data were modelled geostatistically and estimation values 
and estimation variance were calculated by ordinary kriging.  
 
For estimating conditional distribution functions indicator kriging method was used. For 
estimating indicator kriging method 9 cut-off values were determined for each data set 
and indicator variogram calculations were done. With model parameters conditional 
distributions were estimated by indicator kriging method for 9 cut-off values at 225 
locations and conditional variance values were calculated. Results of these calculations, 

 
 
53
alternative variance calculations were done which included kriging variance which was 
obtained by ordinary kriging and conditional variance values which were obtained by 
indicator kriging. Alternative variance which improved in this study was tested by 
evaluation of statistics of estimation errors.   
 
In the last step of this study, alternative variance was applied hydrolic conductivity data 
with highly skew distribution which were obtained from Cankiri Indagi region and 
results were evaluated by using different graphics and sections. According to these 
results, alternative variance represents estimation error variance well-matched and can 
be used for different distribution alternative to kriging variance.  
 
Keywords: Kriging, Conditional Distribution Function, Variogram Function, Indicator 
Kriging 
 

 
 
54
Sandıklı (Afyon) Zeolitik Tüflerinin Mineralojik, Petrografik ve Jeokimyasal 
Özellikleri ve Sanayide Kullanılabilirliği, Batı Anadolu, Türkiye 
 
Mıneralogıcal, Petrographıcal and Geochemıcal Investıgatıon and Potentıal Usıng For 
Industry Sector Of Sandıklı (Afyon) Zeolıtıc Tuffs, (Western Anatolıa), Turkey 
 
Yahya ÖZPINAR ve Barış SEMİZ 
Pamukkale Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Kınıklı Kampüsü, Denizli  
yozpinar@pau.edu.tr
 ; 
bsemiz@pau.edu.tr
  
 
ÖZ 
 
Çalışma alanı, Sandıklı (Afyon) bölgesinin kuzeydoğu kesiminde yer almaktadır. Bu 
çalışmada, bölgedeki volkanik ve volkano-sedimanter kayaçların petrografik ve 
petrokimyasal özellikleri ayrıntısıyla incelenmiştir. Ayrıca, zeolitik tüflerin sanayide 
kullanılabilirliğini belirlemek amacıyla 2000’e yakın teknolojik test yapılmıştır.  
 
Orta-Üst Miyosen yaşlı Sandıklı volkanitleri, trakiandezit, fonolitik tefrit, bazaltik 
andezit ve dasit bileşimli lavlar, kalın tüf ve tüfit düzeyleri ile temsil edilmektedir. 
Lavların mikroskop incelemeleri sonucunda sanidin, plajiyoklas (oligoklas), biyotit ve 
bazaltik hornblend fenokristalleri içerdikleri, ikincil mineral olarak da kalsit, hornblend 
ve klorit minerallerinden oluştukları belirlenmiştir. Tali mineral olarak ise zirkon, sfen 
ve apatit bulunmaktadır. Tüf örneklerinin ise vitritik ve vitritik-kristal tüf oldukları ve 
albit, sanidin, hornblend, ojit ve opak mineraller içerdikleri belirlenmiştir.  
 
Bölgede yer alan tüflerde yaygın zeolit oluşumları gözlenmiştir. Selçik köyü çevresinde 
yer alan zeolitik tüflerin %25–65 arasında şabazit, Ballık tüflerinin ise %35–65 arasında 
fillipsit ve şabazit içerdiği belirlenmiştir. Soğucak doğusundaki tüflerde fillipsit 
oranında gözle görülür bir artma göze çarpmaktadır. Ballık tüflerinde şabazit minerali, 
fillipsite göre daha az olarak bulunmaktadır. X-ışınları difraksiyon yöntemiyle (XRD) 
fillipsitin üç farklı formdan meydana geldiği tespit edilmiştir. 
 
Yapılan deneyler sonucunda, inceleme alanındaki zeolitik tüf, tüfit ve altere olmuş 
lavların tras olarak kullanılabileceği, çimentoya %15–30 oranında katılmasının uygun 
olacağı belirlenmiştir. Zeolitler, H
2
SO

ile yapılan deneylerde HCl ile yapılan deneylere 
göre daha fazla aktif olmuşlardır. Zeolitik tüflere mekanik özellikleri açısından 
bakıldığında, iki farklı özellikte oldukları görülmektedir. Selçik, Akin ve Kargın tüflerin 
yalıtım özelliğinin daha fazla olmasına karşın, düşük mukavemetleri nedeniyle taşıyıcı 
olarak kullanılmaması önerilmektedir. Tüflerden oluşturulan agregalar ile iki farklı 
beton üretilmiştir. Ballık ve Soğucak tüflerinin hafif taşıyıcılı beton üretiminde 
kullanılabileceği, ancak Selçik tüflerinin ise yalıtımlı sıva olarak kullanılmasının daha 
uygun olacağı düşünülmektedir. 
 
Elde edilen sonuçlara göre, zeolitli tüflerin, sanayi sektöründe farklı amaçlarda 
kullanılabileceği ortaya çıkmıştır. Zeolitik tüfler kırma ve öğütme işlemi dışında hiç bir 
işlem yapmadan bölgedeki kıraç toprakların iyileştirilmesinde ve iyon değişim 
kapasiteleri nedeniyle bazı zirai ilaçlarda kullanılabileceği düşünülmektedir. 
 
Anahtar Kelimeler: Sandıklı, Zeolitik tüf, petrografi, Teknolojik test, şabazit, fillipsit. 

 
 
55
ABSTRACT 
 
The study area is situated in the northeastern part of Sandıklı (Afyon) district. In this 
study, they have been investigated petrographical and petrochemical properties of 
volcanic and volcano-sedimentary rocks in region. Also, they have been examined 
about 2000 technological tests in order to potential using for industry of zeolitic tuffs. 
 
Middle-Upper Miocene aged Sandıklı volcanics are mainly consist of lava flows and 
thick tuffs and tuffit levels. Lavas are trachyandesite, phonolitic tephrite, basaltic 
andesite and dacite. According to optical microscope investigation of lavas, sanidine, 
plagioclase (oligoclase) biotite, basaltic hornblende occur as phenocrysts. As secondary 
minerals calcite, hornblende and chlorite minerals have been found. Apatite, sfen, 
zircon can be observed as accessory minerals. Tuff samples are essentially vitritic and 
vitritic-crystal tuffs. They contain albite, sanidine, hornblende, augite and opaque 
minerals. 
 
They have been showed widespread zeolite minerals in region tuffs. Zeolitic tuffs 
located about Selcik village and Ballık tuffs contain %25-65 chabazite, about %35-65 
chabasite and philipsite, respectively. Tuffs at the Soğucak eastern have a conspicuous 
increase in the philipsite. In the Ballık tuffs have been found less chabasite mineral than 
philipsite mineral. According to X-ray diffractograms (XRD), philipsite were 
determined in three forms. 
 
As a result of the done experiments it was determined that altered lavas are proper for 
using as trass like zeolitic tuffs, tuffits and optimum addition of rate of trass into cement 
is about %15-30. The studied zeolites were more active in the experiments done with 
H
2
SO
4
 than the experiments with HCL. Mechanical properties of tuffs can be divided 
two groups. Although Selçik, Akın, Kargın tuffs have isolating, they can not be used as 
supporting material because of its lower unixal compression strength. Using aggregates 
were formed by tuffs, made two different concrete. Ballık and Sogucak tuffs can be 
used in light supporting concrete production. Otherwise Selçik tuffs give lower strength 
and they can be used in plaster production. 
 
According to the results, zeolitic tuffs can be used in different purposes. Zeolitic tuffs 
can be used in the amendment of the barren soils in the region without any processes. 
Because of the ion exchange capacities, they can be also used at agricultural medicine. 
 
Keywords: Sandıklı, Zeolitic tuffs, petrographic, technological test, chabasite, 
philipsite. 

 
 
56
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MİNERALOJİ VE PETROGRAFİ 
 

 
 
57
Orta Anadolu’da Granitoyidlerin Duraksamalı Yüzeylenmesi ve Önülke Havza 
Gelişimi: Apatit Fission-Track ve Tektonostratigrafik Veriler 
 
Punctuated Exhumation Of Granitoids and Formation Of Peripheral Foreland Basins In 
Central Anatolia, Turkey:
 
Apatite Fission-Track and Tectono-Stratigraphic Data 
 
Durmuş BOZTUĞ
1
, Raymond C. JONCKHEERE
2
,
 
Haluk TEMİZ
 1
 ve Lothar RATSCHBACHER

 
1
Cumhuriyet Üniversitesi, Jeoloji Müh. Bölümü, 58140 Sivas, Türkiye 
2
Geologisches Institut, TU Bergakademie Freiberg, Bernhard-von-Cottastraße 2, 09599 Freiberg (Sachsen), Germany 
 
ÖZ 
 
Orta Anadolu granitoyidleri (OAG), Senomaniyen-Türoniyen’de meydana gelen kıta 
(TAP, Torid-Anatolid platformu) – okyanus içi ada yayı (supra-subduction zonu 
ofiyolitleri karakterindeki Orta Anadolu ofiyolitini içeren okyanusal yay, SSZ-tipi 
OAO) çarpışmasını takip eden “çarpışma sonrası gerilme rejimi” altında meydana gelen 
magmatizmaya bağlı olarak Senomaniyen-Türoniyen’den – Kampaniyen’e kadar 
değişen zaman aralığında oluşmuştur. OAG’lerinde yürütülen apatit fission-track 
jeotermokronoloji çalışmaları 57-62 My (Alt-Orta Paleosen) ve 28-30 My (Oligosen) 
olmak üzere iki faklı dönemde, 1 mm/yıl’dan daha hızlı tektonik yükselme ile 
yüzeylenmiş olduklarını ortaya koymuştur.  
 
Orta Anadolu’da önülke havzası (OAÖH) olarak gelişen ve sedimanter istifleri Üst 
Paleosen-Alt Eosen’den başlayarak Miyo-Pliyosen’e kadar devam eden basenler ise 
temel kayaçlarının tektonik yükselimlerini sağlayan sıkışma tektoniğinin sonucu olarak 
ortaya çıkmışlardır. OAÖH’larının sedimanter dolgu malzemeleri ise hızlı tektonik 
yükselmeyle yüzeylenen temel kayaçlarının (Orta Anadolu kristalin karmaşığı 
metasedimanter kayaçları, SSZ-tipi OAO ve OAG) hızlı erozyonel aşınma ile 
dengelenmesi sonucu oluşan kaba kırıntılılarla (Üst Palesoen-Alt Eosen ve Oligosen 
yaşlı) başlamış daha sonra ince kırıntılı- bazaltik-andezitik volkanik arakatkılı-
karbonatlı-yer yer evaporitli sedimanter oluşuklar (Eosen ve Miyosen yaşlı) halinde 
gelişimine devam etmiştir.  
 
OAG’lerinin Alt-Orta Paleosen’de tektonik olarak hızlı yükselimi ve OAÖH’larının  
gelişimi birlikteliği, TAP ve Avrasya levhaları (AL) arasında yer alan Neo-Tetis’in 
kuzey koluna ait İzmir-Ankara-Erzincan (İAE) okyanusunun, kuzeye dalarak 
tüketilmesi sonucu Alt-Orta Paleosen meydana gelen kıta (TAP) – kıta (AL) 
çarpışmasına bağlı sıkışma rejimi altında gelişmiştir. Aynı olayın Oligosen döneminde 
de görülmesi ise, İAE kenet kuşağı boyunca kaynaşmış TAP+AL ile Afro-Arap levhası 
(AAL) arasında yer alan Neo-Tetisin güney kolu olarak tanımlanan Bitlis okyanusunun 
(BO) kuzeye doğru dalarak tüketilmesi sonucu, kaynaşmış TAP+AL ve AAL arasında 
Bitlis-Zagros (BZ) kenet kuşağı boyunca Oligosen’de başlayan kıta-kıta çarpışmasının 
yol açtığı sıkışma rejimiyle ilişkili olabileceği ileri sürülmektedir. 
 
Anahtar kelimeler: duraksamalı yüzeylenme, ön ülke havza oluşumu, ardalanmalı 
kalınlaşma evreleri, Neo-Tetis çarpışma sistemi, Orta Anadolu, Türkiye 
 
 
 

 
 
58
ABSTRACT 
 
The Central Anatolian granitoids (CAG) are derived from protracted magmatism in a 
post-collisional extensional geodynamic setting during the Cenomanian-Turonian to 
Campanian, following the Cenomanian-Turonian docking of an oceanic island arc
comprising the supra-subduction zone (SSZ)-type Central Anatolian ophiolite (CAO), 
onto the Tauride-Anatolide platform (TAP). Apatite fission-track data reveal punctuated 
rapid (>1 mm/a) exhumation of the CAG during the Early-Middle Palaeocene (57-62 
Ma) and Oligocene (28-30 Ma).   
 
The Central Anatolian peripheral foreland basins (CAFB) result from an Early-Middle 
Palaeocene and Oligocene contractional tectonic regime that exhumed the Central 
Anatolian Basement, made up of metasediments of the Central Anatolian Crystalline 
Complex (CACC), SSZ-type CAO and CAG. The stratigraphic ages of the CAFB 
sediments range from Late Palaeocene-Early Eocene to Pliocene. Their infilling 
commences with Late Palaeocene to Early Eocene and Oligocene coarse-grained clastic 
materials, issuing from rapid erosion triggered by tectonic uplift of the basement. These 
are followed by Eocene and Oligocene to Early Miocene fine-grained clastics 
alternating with basaltic-andesitic lava flows, carbonate rocks and evaporites. 
 
The Early-Middle Palaeocene fast exhumation of CAG resulted from a shortening 
regime, instituted after the collision of the TAP and Eurasian plate (EP) along the Izmir-
Ankara-Erzincan (IAE) suture zone, following the consumption of the northern Neo-
Tethyan IAE ocean. The resulting rapid tectonic uplift along thrust faults also triggered 
the formation of the CAFB. The synchronous Oligocene fast uplift of CAG and 
formation of CAFB was driven by shortening resulting from the juxtaposition between 
the amalgamated TAP+EP and Afro-Arabian plate (AAP) along the Bitlis-Zagros (BZ) 
suture, following the consumption of the southern Neo-Tethyan Bitlis ocean (BO). 
 
Keywords:  punctuated exhumation, foreland basin, successive contractional phases
Neo-Tethyan collision, central Anatolia, Turkey 
 
 
 

 
 
59
Toros Ofiyolit Kuşağı (Pozantı-Karsantı, Pınarbaşı, Mersin) Kromititleri 
İçerisindeki İlk Kez Belirlenen Laurit, Ru-Os, Os-Ir Alaşımları, Ir-Sülfit ve 
Küproiridsit Mineralleri: Platin Grubu Mineral ve Platin Grubu Element 
Jeokimyası, Güney Türkiye 
 
Firstly Determined Laurites, Ru-Os, Os-Ir Alloys, Ir Sulphides and Cuproiridsite Within The 
Chromitites Of The Tauride Ophiolite Belt (Pozantı-Karsantı, Pınarbaşı, Mersin): Platinum 
Group Mineral and Platinum Group Element Geochemistry, Southern Turkey 
 
Hatice KOZLU-ERDAL 
MTA Genel Müdürlüğü MAT Dairesi Mineraloji-Petrografi, 06520 Ankara-Türkiye  
haticerdal@mta.gov.tr
  
 
ÖZ 
 
Toros Ofiyolit Kuşağı Türkiye’nin güneyinde yeralmaktadır. Bu çalışmada; Pozantı-
Karsantı (Adana) ve Pınarbaşı (Kayseri) ve Mersin ofiyolitleri kromititlerinin 
jeokimyasal karakterleri ile Platin Grubu Element (PGE) ve Mineral (PGM) 
kompozisyonları incelenmiştir. Pozantı-Karsantı, Pınarbaşı ve Mersin ofiyolitleri 
içerisindeki kromititlerin; Cr
2
O
3
 değerleri % 51-63, Cr# numaraları 0.65-0.81 ve Mg # 
numaraları 0.60-0.68 arasında değişmektedir. Bunun yanında, çalışılan kromitler düşük 
TiO

(<0.27 wt%) içeriklerine sahiptirler. Toros kromititlerinin kromit kompozisyonuna 
ait bütün verileri yitim zonu üzeri (SSZ) tektonik ortamında, boninitik magmalardan 
oluştuklarını işaret etmektedir Pınarbaşı bölgesi kromititlerinin toplam tüm kayaç Platin 
Grubu Element (PGE; Ir, Ru, Rh, Pt, Pd) konsantrasyon değerleri 67.5-253 ppb 
arasındadır. Pınarbaşı kromititlerinin mantoya göre normalize edilmiş diyagramda PGE 
dağılımları negatif eğim göstermektedir. Bu kromititlerin Pd/Ir oranları 0.01-0.95 
arasında olup, oldukça tüketilmiş karakterde magma kaynağından oluşum koşullarını 
yansıtmaktadır. Pozantı–Karsantı kromititlerinin toplam PGE değerleri 38.2-2730 ppb 
ve Pd/Ir oranları 0.02-9 arasındadır. Mersin kromititlerinin tüm kayaç toplam PGE 
içerikleri 105-204 ppb arasında değişmektedir. Toros Ofiyolit Kuşağı içerisinde yeralan 
her üç ofiyolite ait kromitit örneklerinin mantoya göre normalize edilmiş diyagramda 
örneklerin çoğunluğu negatif eğime sahip bir görünüm sunmalarına rağmen Pozantı-
Karsantı ofiyolitine ait bir adet örnek özellikle podiform tip kromititlerden beklenmeyen 
bir şekilde PPGE (Pt,  Pd, Rh)’lerce zenginleşmiş olup, (Rh: 150; Pt: 1390 ve Pd: 832 
ppb) pozitif eğime sahiptir. Pozantı-Karsantı kromititlerinin bazı örneklerinde 
rastlanmış olan bu PPGE değerleri, Türkiye kromititlerinde belirlenmiş olan en yüksek 
PGE verilerinden biri olarak literatüre kaydedilmiştir (Kozlu-Erdal ve Melcher, 2006b).  
 
Pınarbaşı kromititlerinde elektron mikroprob analizleri ile ilk kez olarak bu çalışma ile 
belirlenmiş olan, kromitler içerisindeki birincil Platin Grubu Mineral (PGM) 
inklüzyonları; laurit Ir-sülfit, ve küproiridsit’dir. Pozantı-Karsantı kromititlerindeki 
PGM inklüzyonları ise laurit, Ru-Os alaşımları ile Os-Ir alaşımlarından oluşmaktadır. 
Mersin kromitlerinde birincil inklüzyonlar halinde laurit ve Os-Ir alaşımları 
saptanmıştır. Pınarbaşı, Pozantı-Karsantı ve Mersin kromititleri içerisindeki lauritlerin 
kimyasal formülleri sırasıyla (Ru 
0.81-0.85
 Os 
0.06-0.11
)S
2
, (Ru 
0.68-0.70
 Os 
0.18-0.21
)S
2
,
  
ve (Ru 
0.78-0.85
 Os 
0.12-0.22
)S
2
’dir. Pınarbaşı kromititlerindeki PGM’lerin kimyasal 
kompozisyonları, kromit kristalizasyonu sırasında Os-Ir alaşımlarının yokluğuna ve 

 
 
60
laurit yanında diğer sülfid ve baz metal içeren IPGE’lerce zengin PGM fazlarının 
varlığına işaret etmektedir.  
Download 14.86 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   22




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling