Hazirlayanlar


I.3. Ticaret Alanındaki Faaliyetleri


Download 3.42 Mb.
Pdf ko'rish
bet23/41
Sana17.10.2017
Hajmi3.42 Mb.
#18082
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   41

I.3. Ticaret Alanındaki Faaliyetleri

Mısır’da özellikle üç Ermeni aile zenginlik ve ticaret bakımından göze 

çarpmaktadır: Yusufyanlar, Nubaryanlar ve Abroyanlar. Bunların bazı or-

tak özellikleri vardır.  İlk olarak üçü de İzmir’den Mısır’a göçmüşlerdir. 

İkinci olarak, her üç aileye mensup bireylerin çoğu ticaretle meşguldürler. 

Bazıları işlerini daha profesyonelce yapıyor ve dış ticaretle uğraşıyordu. 

Ayrıca, bazıları devlet memuriyeti tecrübesine de sahipti. Birkaçı Çelebi 

unvanı almış kişilerdi

19

.

Ermeni tüccarların çoğu bankerlik ile ticareti birlikte yapıyorlardı. Ti-



caretten elde ettikleri kazancı Mehmet Ali Paşa’nın fi nans ihtiyacını kar-

şılamak için ikinci bir kez daha değerlendiriyorlardı. Paşa’ya ilk olarak 

bankerlik hizmeti veren Yeğiazar Amira idi. Yeğiazar 1825 yılında ölünce, 

Mehmet Ali Paşa banekrlik hizmetlerinin devam ettirilmesi amacıyla, di-

ğer kardeşlerini davet etti. Bu maksatla Yeğiazar’ın yeğenini Ermenistan’ın 

batısındaki Eğin kentine göndererek diğer yakınlarını ikna ederek Mısır’a 

getirmesini istedi. Böylece Aleksan Missakyan (öl. 1848 Tuscany) ve Ha-

gop Missakyan (öl. 1858) Paşa’nın verdiği bankerlik görevini sürdürdü-

ler

20

.



Yeğiazar sermayesini İstanbul’dan Mısır’a getirmişti. Diğer bankerler 

ise sermayelerini Mısır’da yaptıkları diğer işlerden elde ettikleri gelirler-

den sağladılar. Bogos Garabedyan saraya fi nans sağlayan bir memurdu. 

18  Abd al-Rahman al-Jabartî’s History Of Egypt, -‘Ajâ’ib al-Âthâr fî’l-Tarâjim wa’l-Akhbâr- 

(ed. Thomas Phlipp-Moshe Perlmann), Stuttgart, 1994, c. IV, s.157, 221.

19  Rouben Adalian, a.g.m., s.134-135.

20  Rouben Adalian, a.g.m., s.122.


337

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK

Kirkor ve Mkertiç Reyisyan kardeşler Nil nehrindeki ulaşım  fi rmasının 

gelirleri ile zenginleştiler. Takvor Paşa Hagopyan (1827-1880) kariyeri-

ne küçük bir memur olarak başladığı  Mısır’da  İskenderiye’deki Ermeni 

toplumunun liderliğine kadar yükselmişti. Hagop Aşıkyan (1819-1887) 

servetini Mısır’da oluşturan bir başka Ermeni banker ve emlak zenginidir. 

Babasıyla birlikte Talas kentinden Mısır’a göç etmiştir. Mısır’daki devlet 

okullarından birinde tahsil hayatına başlamıştır. Aynı zamanda kereste it-

halatı yapan babasının fi rmasında da çalışma hayatına atılmıştır. Bu sırada 

Mısır yönetimi ile yakın ilişkiler kurmuştur. Hatta, bu ilişkiler oğlu Bogos 

Bey Aşıkyan zamanında en üst seviyeye çıkmış ve daha sonra Hidivlik 

makamına ulaşan Tevfi k’in yakın arkadaşı olmuştur

21



Bu Ermeni sarrafl arın servet elde etmelerinde iki unsur göze çarpmak-

tadır. İlk olarak Mehmed Ali Paşa ailesinin üyeleri olan “prensler”le iyi 

ilişki kurup onların fi nansal ihtiyaçlarını karşılamışlardır. İkinci olarak dış 

ticaretten elde ettikleri kazançlardır. daha garantili gördükleri bankerlik 

alanında işletmişlerdir. Bunun yanında dış ticaretten elde edilen gelirler 

yabancı altın ve gümüş paralardır. Bunlar alım-satım işleminde Mısır’ın 

her yerinde geçerli olmakla birlikte küçük alış-verişler de elverişli bir mü-

badele aracı olmadığı için Mısır para birimine değiştirilmesi konusunda 

sarrafl ara  başvurmak  şarttı. Mehmet Ali Paşa bir çok kez para ile ilgili 

reform denese de tam başarılı olamamıştı. Kısacası dış ticaretten elde edi-

len yabancı altın ve gümüş paraların değerlerinin tespiti ve değişimi için 

sarrafl ar vazgeçilmezdi. Bu noktada Ermeni sarrafl ar önemli bir işleve sa-

hipti

22

.



I.3.a. Emlak Spekülatörleri ve Yeni Toprak Zenginleri 

Mısır’da özel toprak sahipliği 1837 yılından itibaren karşılaşılan bir 

durumdur. Bu tarihten itibaren Mehmet Ali bazı yüksek görevlilere ve ken-

disine hizmeti geçen şahıslara hibe olarak toprak vermiştir. Bundan önce 

tüm topraklar devlet mülkü olarak görülüyor ve toprağın kullanım hakkını 

elinde bulunduran şahısların tam bir mülkiyet hakkı söz konusu değildi. 

Sadece valinin soyundan olan üyeler gerçek anlamda özel mülk edinebili-

yordu. Valinin ailesine mensup kişilerin sahibi olduğu bu tür verimli tarım 

21  Rouben Adalian, a.g.m., s.122-123.

22  Rouben Adalian, a.g.m., s.123; Fawzy Mansour, Development of the Egyptian Financial 

System up to 1967: A Study in the Relation between Finance And Socio-Economic Devel-

opment, Kahire, 1970, s.8.



338

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

arazilerine de çiftlik adı verilmekteydi. Diğer kişilerin elde ettiği araziler 

ise iltizam olarak görülüyordu. Müteahhid adıyla anılan mültezimler sahi-

bi oldukları toprakları köylülere kiralar ürünün genellikle yarısını payla-

şırlardı


23

.

1820’li yıllardan itibaren bazı Ermenilerin toprak ve emlak işine girdi-



ğini görüyoruz. Hızla kalkınmaya başlayan Mısır ekonomisi tarım merkez-

li büyüdüğü için toprak alım-satımı spekülasyona açık bir ticaret alanıydı. 

Yukarıda da belirtildiği üzere Mehmet Ali’nin valiliğinin son yıllarına ka-

dar özel mülkiyet anlayışı olmadığı için şahıslar bir mülk edindiklerinde 

bunu çocuklarına miras bırakmak konusunda bir garantileri yoktu. Os-

manlı Devleti’nin diğer yerlerinde olduğu gibi bu durum şahısların mülk 

edinmesini kısıtlamakla birlikte tamamen engellemiyordu. Şahıslar elde 

ettikleri malları vakıf kurumu vasıtasıyla mirasçılarının kullanımı sağla-

ma imkânına müracaat ediyorlardı. Mısır’daki Ermeni seçkinleri Kudüs’e 

bağlı kiliselerini doğrudan Mısır’dan idare etmek ve aynı zamanda ortak 

sorunları olan mülkiyet sahipliğini de kuracakları vakıf vasıtasıyla çözme 

yoluna başvurdular. Böylelikle Mısır’daki zengin Ermenilerden önemli 

gelir elde eden Kudüs Patrikliği bir kazanç ve otorite kaybına uğramış olu-

yordu. Gerek Kudüs Ermeni Patrikliği gerekse Mısır Ermeni Kilisesi elde 

ettikleri gelirleri emlak yatırımında değerlendiriyorlardı. Beklendiği gibi 

Mısır’daki Ermeni kilisesinin vakıf kurma doğrudan idare edilme taleple-

rine karşı çıktı. Bu sorun Bogos Bey’in çabalarına rağmen çok geç çözüme 

kavuştu


24

.

Kamu İşleri Nezareti’nde çalışan memurlar aynı zamanda toprak yatı-



rımına da giriştiler. Sulama yatırımlarına ilişkin projeleri yürüten kurum-

da çalışmak onlara hangi arazilerin nasıl değerleneceği konusunda birçok 

ipucu veriyordu. Onlar da bu avantajlarını kullanarak çok akıllı (!) yatı-

rımlar yaptılar. Sulama kanalları, ulaşım yolları gibi kalkınma projeleri 

öncesinde çok değersiz olan arazileri çok uygun fi yata alıp proje gerçek-

leştikten sonra yüksek bir fi yata satıp yeni arazi yatırımlarına yöneliyor-

lardı. Mehmet Ali Paşa ve ardından gelen vali/hidivler döneminde devlet 

katında memur olanlar bu şekilde kolayca zenginleşme imkânı buldular. 

Bu durumdan yararlanan Ermeni memur/banker arazi spekülatörleri vardı. 

23  Helen Anne B. Rivlin, The Agricultural Policiy of Muhammad Ali in Egypt, Cambridge

1961, s.64-7.

24  Kudüs Ermeni Patrikliği ile Kahire Ermeni Kilisesi arasındaki uzlaşmazlıkların detayı için 

bkz. Avedis K. Sanjian, The Armenian Communities in Syria Under Ottoman Dominion, 

Cambridge; Harvard University, 1965, s.156-160.



339

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK

Onların en önemli avantajı kamu işleri nezaretinin başında Bogos Bey’in 

olmasıydı. Bogos Bey kendi ofi sinde şekillenen projelerin ipuçlarını Erme-

ni cemaatinden yakınlarına ileterek onların servetlerinin artmasına ve yeni 

alanlara yatırım yapmalarına imkân veriyordu. Bogos Bey gerek kendi gi-

rişimciliği, gerekse gelişen Mısır ekonomisinin sunduğu imkânların yani 

projelerin başında olan yetkili bir kişi olarak verdiği tavsiyelerle dostlarına 

büyük kazançlar sağladı. Ayrıca kendi adına da büyük servetler kazandı. 

Bogos Bey bu yarışta ilk sırada ise ikinci sırada Dikran Paşa d’Abro’nun 

babası Stepan d’Abro gelir. Mehmet Ali Paşa devrindeki sulama ve inşa 

işlerini yürüten Dâhiliye Nezareti kamu işleri idaresi meclisinin üyelerin-

den olan Stepan d’Abro mülk edinme konusuna Bogos Bey’den daha önce 

başlamıştır. 1865 yılında Dâhiliye Nazırı olarak görev yapan Bogos Nubar 

Paşa’dan daha fazla mülke sahipti. 

Nubaryanlar ve Stepan d’Abro aileleri yanında edindikleri mülkler 

sayesinde zenginleşen başka Ermeniler de vardır. Takvor (Tekfur) Paşa 

Hagopyan ve Garabet Ağa Kalustian sonraki sıradadırlar. Diğer bir dikkat 

çeken toprak zengini Abraham Paşa Partoğ’dur ki o da tüm zenginliğini 

babası Partoğ Ağa Gülbenkyan’ın bıraktığı mirasa borçludur. Mısır’daki 

ilk Gülbenkyan, Paroğ Ağa’nın kardeşi Abraham Gülbenkyan’dır. Aslen 

Kayserili olan Abraham İzmir’de iken Bogos Nubar’ın özel öğretmenliği-

ni yapmıştı. Bogos Bey Mısır’a gittikten sonra hocasını aile üyelerine özel 

ders vermek üzere davet etti. Diğer seçkin ailelerin çocuklarına da özel 

ders veren Gülbenkyan harisliği ve çalışkanlığı sayesinde hatırı sayılır bir 

birikime kavuştu. Öğrencisinin de desteğiyle birkaç yıl içinde zenginleşti 

ve Mehmet Ali Paşa’nın bankerlerinden biri oldu. Kendisine ettiği hizmet-

lerden memnun olan Paşa ona Garbi köyündeki kıymetli bir araziyi hediye 

etti. Bu mülk Abraham Gülbenkyan’ın yeni yatırımlarına ve zenginleşme-

sinde yeni bir dönüm noktası oldu

25

.

Zanaat sınıfından olanlar valinin sarayına iş yaparak güçlenmişlerdir. 



Tüccarlar ve taşeronlar arasından başarılı olanlar bankerlik ve emlak işine 

giriştiler. Bunların bir kısmı aynı zamanda bürokraside de görev aldılar. 

Başarılı bürokratlar arasından nazırlık makamına kadar yükselenler oldu. 

Bu sayılan sınıftakilerden öne çıkanların hemen hepsi Bey ve Paşa unvan-

ları aldılar.

25  Rouben Adalian, a.g.m., s.124.



340

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER



II. Ermenilere Karşı Mısırlılar’ın Eleştirileri

Ermeni bürokratların bu şekilde hızla zenginleşmeleri ve bürokraside 

ön planda bulunmaları çeşitli kıskançlıklara sebebiyet vermiş ve doğal ola-

rak bazı tartışmalara ve suçlamalara da yol açmıştır. 

Tarihçi el-El-Cebertî Ermenileri Müslümanlara tercih ettiği için sü-

rekli olarak Mehmed Ali Paşa’yı suçlamaktadır. Ermeniler hem Mısırlı 

değil hem de gayri-müslimdirler. Tekel yönetimlerine Ermeni asıllıların 

getirilmesi ona göre büyük bir yanlışlıktır

26

. Mehmet Ali Paşa, Mısır’ı 



ekonomik, sosyal ve idarî açıdan yeniden inşa ederken bu atılımları eski 

bürokrat sınıfl a yapamayacağını bildiğinden yeni, Avrupa’daki gelişmeleri 

iyi kavrayan bir kadroya ihtiyaç duymuş ve bu noktada batı tarzı eğitim 

almış Ermenilerin işine yarayacağını keşfetmişti. Bu yeni yönetici kadro 

El-Cebertî gibi ulema sınıfından gelmediği için arkalarında sosyal-kültü-

rel bir etki grubu yoktu. Onların bağlantıları Avrupa ülkeleriyle idi. Zaten 

Mısır’ı modernleştirmek isteyen Paşa’nın Avrupa ve özellikle Fransa ile 

ilişkilerini geliştirmek hedefi ydi. Bu bakımdan Ermeniler tercih nedeniydi. 

Paşa onların bulundukları makamların avantajlarını kullanarak zenginleş-

melerinden de rahatsız değildi. Çünkü onlar kazandıklarını yine Mısır’da 

yeni yatırımlara dönüştürüyorlardı. Bu da Paşa’nın devlet eliyle yaptığı 

hamlelere paralel idi. Zaten istediği anda onların mallarını müsadere etme 

imkânına sahipti. Söz konusu kişiler gayri-müslim ve Mısır dışından ol-

dukları için denetim altında tutulmaları nispeten daha kolaydı. Mısırlı bü-

rokrat veya ileri gelen ailelerden yenileşme politikalarına katkı sağlayacak 

kişiler bu teorik yaklaşım nedeniyle aranmamış ve istihdam edilmemiştir. 

Bu durum da yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı anlaşılabilir hatta ye-

rinde bir politik tercihtir.

Öte yandan, XIX. yüzyılın ortalarından itibaren Mısır idaresinde görev 

alan ve hızla zenginleşen Nubar Paşa için de çeşitli suçlamalar yapılmıştır. 

Nubar Paşa’nın kendi çıkarları peşinde koştuğu onu yakından tanıyan ba-

zıları tarafından dile getirilmiştir. Gazi Ahmet Muhtar Paşa da Babıâli’ye 

yazdığı raporlarda Nubar Paşa’nın İngiliz yanlısı tavırlarına ve kendi ki-

şisel çıkarlarını önemsemesine değinmiştir

27

. Sir James Rennel anılarında 



26  El-El-Cebertî, Abd al-Rahman al-Jabartî’s History Of Egypt, -‘Ajâ’ib al-Âthâr fî’l-Tarâjim 

wa’l-Akhbâr- (ed. Thomas Phlipp-Moshe Perlmann), Stuttgart, 1994, c. IV, s. 252.

27 Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Esas Evrakı, 129/7. Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın Nu-

bar Paşa hakkındaki raporlarından birisi de budur. Nubar Paşa’nın ilk Reis-i Nüzzarlık 

görevinden ayrılmasından sonra kaleme alınmıştır. Burada Nubar Paşa hakkında kısa fakat 

kapsayıcı ve başarılı bir kritik yapılmıştır.



341

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK

Nubar Paşa’nın Mısır’a bir İngiliz gibi yabancı olduğunu belirtmektedir

28



Mısırlı milliyetçi yazarlar, İngiliz işgali ve buna yol açan politikalarda pay 

sahibi olduğu için Nubar Paşa’yı suçlamaktadırlar. Hatta bazıları, Nubar 

Paşa’nın katıldığı başarılı projelerde onun adının geçmesini bile gizlemeye 

çalışmaktadırlar. Örnek olarak, Mısırlı modern dönem tarihçisi Abdurrah-

man el-Râfi ‘i, İbrahim Paşa’nın oğlu Prens Mustafa Fazıl Paşa’nın başkan-

lığında 1857 yılında kurulan Mecidiye Vapur Şirketi’nde başkan yardımcı-

sı olarak görev yapan Nubar Paşa’nın adını bilinçli olarak belirtmemiştir

29



Öte yandan İngiltere’nin Mısır’ı işgal etmesinden sonra, Nubar Paşa’nın 

nazır veya nazırlar reisi olduğu sırada yazılan bazı raporlarda, Nubar 

Paşa’nın Ermeni asıllı olduğunu vurgulayan ifadelere rastlanmaktadır

30



Nubar Paşa örneğinde görüldüğü üzere bu şekildeki -suçlayıcı- ifadelerde 

bulunma tercihi, Türk yazar ve idareciler yanında, Mısırlı yazarlarda daha 

sıkça rastlanmaktadır.

III. Mehmet Ali Paşa Sonrasında Ermeni Bürokratların Gözden 

Düşüşü

Mısır’da ticari alanda faaliyet gösteren Ermeni ailelerin çocukları 

idarî yapıda rol almaya başladılar. Ülkenin yenileşme çabaları içerisinde 

Fransızca, İngilizce gibi lisanları çok iyi konuşmalarının da katkısıyla batı-

daki gelişmeleri yakından takip eden bu yeni nesil hemen her alanda görev 

alma imkânına sahipti. Dış ticaret yapan şirketlerde tercüman olarak görev 

yaptıkları gibi devlet dairelerinde de aynı görevi yapıyorlardı. Bilgi ve ye-

tenekleriyle kendilerini kanıtlamalarından sonra bizzat yetkili makamlara 

tayin ediliyorlardı. Önceki neslin tek eksiği Arapça bilmemeleriydi. Artık 

yeni nesil hem Arapça hem de Türkçe bilme imkânına sahipti ve batı li-

sanlarına ilaveten bu dilleri de bildiklerinde önemli makamlara gelmeleri 

nispeten daha kolaydı. Örneğin Aristakes Altun-Divri Vaka-i Mısriye’nin 

1840’taki baş editörü idi.

Mehmed Ali Paşa, ihtiyaç duyduğu bürokratları yetiştirmek için Ka-

hire Kale’de yeni bir okul açtı. Burada üstün başarı gösteren öğrenciler 

Fransa’ya daha ileri bir eğitim için gönderiliyordu. Öğrenciler arasında 

28  Rodd, Social And Diplomatic Memories (Second Series) 1894-1901; Egypt And Abysin-

nia, s.31.

29 

Talhami H. Ghada, Egypt’s Civilizing Mission: Khedive Ismail’s Red Sea Prov-



ince, 1865-1885, Basılmamış Doktora Tezi, University of Illinois, 1975, s.8.

30 Başbakanlık Osmanlı Arşivi, İrade Mısır, 1253, iç No: 1



342

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

Ermeni seçkinlerin ve Mehmet Ali Paşa’nın çocukları da vardı. Bazı ai-

lelerin ikinci ve üçüncü Ermeni nesli bu okulda ve Paşa’nın sarayındaki 

özel eğitimlere katılma imkânına sahip oldu. Bogos Paşa Avrupa’ya gide-

cek öğrencilerin Mısır’daki eğitim işlerine memur olunca hem yakınları 

hem de kendi çocuklarına bu imkânı kullanma şansı tanıdı

31

. Batı tarzı 



eğitim bilinci ve alt yapısı olan Ermeni öğrenciler de bu şansı iyi kullandı-

lar. Briggs’in himayesinde İngiltere’ye de Mısır’dan öğrenci gönderildi

32



1826 yılında Avrupa’ya gönderilen ilk öğrenci grubu 44 kişiden oluşuyor-



du. Bunların 4 tanesi Ermeni idi. Artin Çırakyan, kardeşi Husrev (Khos-

rov) Çırakyan, Stepan Demirciyan ve Yusuf Effendi el-Ermeni. Bunların 

hepsi 1831 yılında Mısır’a geri döndü.

 Mısır’a 1810’lu yıllarda göç eden Ermenilerin çocukları yani, ikinci 

nesil 1820’li yıllarda 10’lu veya 20’li yaşlardaydılar. Bunlar önce Mısır’da 

aldıkları özel batı tarzlı eğitim sayesinde Fransa ve İngiltere gibi ülkele-

re gitme fırsatını elde ettiler. 1830’larda yüksek eğitimlerini tamamlayıp 

Mısır’a döndüklerinde bürokraside kilit noktalarda görev aldılar. Hızla 

modernleşmeye çalışan Mısır’da inşaat, sulama, yol ve fabrika yapımı gibi 

alanlarda sorumluluk aldılar. Ayrıca Mısır’da modern tarzda kurulan tüm 

okullarda aktif olarak rol aldılar. Bu arada dış ilişkilerde tercümanlık ve 

diplomatlık gibi görevlerde de tercih edildiler. 1841 yılında Mehmet Ali 

Paşa Fransa ve İngiltere’nin Osmanlı tarafına ağırlık vermesiyle iç ve dış 

politikasında yeni parametreleri dikkate almak zorunda kaldı. Artık Fran-

sız ve İtalyanlara karşı daha dikkatli ve mesafeli olmak şart olmuştu. Hatta, 

İngiltere’nin bunlar karşısındaki global gücünü hesaplamak ve ona göre 

Suriye de dâhil olmak üzere Doğu Akdeniz, Sudan ve Kızıldeniz sahille-

rinde yeni bir politika geliştirmek gerekiyordu.

Mehmet Ali Paşa’nın sağlık sorunları ortaya çıkınca oğulları İbrahim 

ve Abbas arasında valilik makamını ele geçirme mücadelesi başladı. İb-

rahim Osmanlı Devleti ordularına karşı başarı kazanmış ünü ve karizma-

sı olan bir güçlü bir kişilikti. Uyguladığı politikaları sebebiyle Mehmet 

Ali Paşa’nın yönetim tarzını en iyi devam ettirecek vali adaydı. Abbas ise 

babasının uyguladığı politikalardan rahatsız olan, yenileşme hareketlerine 

ayak uyduramayan ve daha doğrusu bu konuda kendilerinin ihmal edildi-

ğini gören geleneksel düşüncelere sahip memurlardı.

31  J. Heywort-Dunne, An Introduction to the History of Education İn Modern Egypt, Londra, 

1939, s.169.

32  J. Heywort-Dunne, a.g.e., s.181.


343

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK

İbrahim Paşa’nın valilik makamına geçmesi birinci grubun başarısı 

gibi görünse de bu sevinçleri uzun sürmedi. İbrahim Temmuz 1848’de elde 

ettiği makamı ömrünün dolması sebebiyle aynı yılın Kasım ayına kadar 

sürdürdü. Mısır’daki reformlardan rahatsız olan seçkinler Abbas Paşa’nın 

etrafında toplanmışlardı. Bunlar hem reformlara hem de uygulayıcılarına 

karşıydılar

33

. Abbas Paşa vali olunca beklendiği gibi tüm yabancı memur-



lara karşı bir tavır takındı. Ermeni memurlar da tüm yabancılar gibi gö-

revlerinden alınmaya başlandı. Ancak Abbas Paşa’nın da valiliği çok uzun 

sürmedi 1855’de Said Paşa vali olunca tekrar eski tecrübeli ve yetenekli 

memurları bürokrasinin üst makamlarında görevlendirmek üzere geri ça-

ğırdı. Fakat Mehmet Ali Paşa’nın 1820’li ve 1830’lu yıllarda başlattığı bü-

rokrat yetiştirme, tecrübe ve daha iyi donanım için batıya gönderme yön-

temi artık çok iyi işlemiyordu. Eskiler pozisyonlarını koruyorlardı ancak 

yeniler için açık alanlar pek bulunmuyordu. Bu bakımdan bir kesintiden 

söz etmek mümkündür. İsmail Paşa da daha önce görev yapmış yetenekli 

Ermeni bürokratlardan faydalanmıştır.  İdarî reformlarını yaparken özel-

likle Nubar Paşa’nın dikkate değer katkısı olmuştur. Nubar Paşa ve onun 

ekibinde yer alan Ermeni asıllı memurlar söz konusu reform ve imar faa-

liyetlerinin hazırlık ve uygulama aşamasında Paşa’nın hizmetinde buluna-

rak önemli roller almışlardır

34

.

Öte yandan, Mısır’daki Ermenilerin bürokratik ve ekonomik alandan 



çekilmelerini hızlandıran bir başka gelişme de Urabi Paşa’nın başlattığı 

milliyetçilik hareketiyle olmuştur. Urabi Paşa 1879’dan itibaren baş rol al-

dığı Vataniler hareketinde Mısır’da yabancılar olarak adlandırdığı kesimler 

içinde Ermenileri de saymıştır. Mısır’daki Türklerin ordu ve idarede Erme-

nilerin ise bürokrasi ve ekonomik alandaki pozisyonlarına karşı açıkça sür-

dürülen tepkiler Urabi’nin temel söylemleri arasındaydı

35

. Ermeniler doğal 



olarak bu tepkiler sebebiyle yönetimde görev almaktan kaçınmışlar hatta 

Mısır’dan uzaklaşarak Avrupa ve Amerika kıtasına gitmeye başlamışlardır. 

1882 yılında İngiltere Mısır’ı işgal edince durum biraz değişmiştir. 1940’lı 

yıllarda ticaret, sanayi ve zanaat alanında faaliyet gösteren 20 bin civarın-

da Ermeni Mısır’da yaşıyordu

36

. Nasır’dan sonra bu sayı iyice düşmüştür. 



Bugün 6 bin civarındadır.

33  M.W. Daly (ed.), a.g.e.,s. 264-5.

34  Charles Issawi, Egypt at Mid-Century: An Economic Survey, Londra, 1954, s.29-30.

35  Charles Issawi, a.g.e.,s. 17.

36  Charles Issawi, a.g.e.,s. 166.


344

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER



III.1.a. Nubar Paşa (1824-1899)

Nubaryanlar, 1850’li yıllarda başlayan -inişli çıkışlı bir seyir izlese de 

bir süreklilik gösteren- Ermeni ve diğer yabancılara karşı tutuma rağmen 

etkisini uzun yıllar sürdürebilmiştir. Bu bakımdan kısaca Nubaryan aile-

sinden bahsetmek yerinde olacaktır.

Nubar 1825 yılında İzmir’de doğdu. Ailesi bundan kısa bir süre önce, 

Karabağ’dan Osmanlı Devleti topraklarına göç etmiş ve İzmir’e yerleşmiş-

ti

37



. Nubar’ın ailesi ticaretle geçimini sağlıyordu ve dönemin koşullarında 

aydın olarak nitelendirilebilecek ölçüde idi. Nitekim, ailesi Nubar’a ilk ve 

orta eğitimini yurt dışında yapma imkânı sağladı. İsviçre ve Fransa’da bir 

müddet eğitim aldıktan sonra 15 yaşında tekrar İzmir’e döndü. Burada iki 

yıl kaldıktan sonra, Mısır’ın Ticaret ve Hariciye Nazırı olan dayısı Boğos 

Yusufyan tarafından 1842 yılında Mısır’a davet edildi. Nubar, Mısır’a 

gittikten kısa bir süre sonra, ikinci katip sıfatı ile Mehmet Ali Paşa’nın 

hizmetine girmiştir. Bogos Bey Nubar ile diğer iki kardeşini Mısır’a getir-

di. En büyükleri olan Garabed (Charlo) tercüman ve katip olarak 1830’lu 

yıllarda Mehmet Ali Paşa’nın yanında çalıştı. 1839 yılında daha çok genç 

iken öldü. Diğer iki erkek kardeş Arakel ve Nubar Mısır’da kariyer basa-

maklarını hızlı adımlarla çıkma şansı buldular.

Arakel Bey Nubar (1826-1859) kariyerine İbrahim Paşa’nın yanın-

da tercüman olarak başladı. Ticaret Nazırlığına kadar yükseldi. Abbas bu 

iki kardeşi birden görevden aldı. Ancak daha sonra Berlin ve Viyana’daki 

temsilcisi olarak görev verdi. Said Paşa vali olunca iki kardeş de Mısır’a 

geri döndü. Said Paşa Arakel’i Sudan Seferi sırasında yanına aldı ve daha 

sonra da Sudan valisi yaptı.

Nubar’ın Fransızcaya mükemmel denebilecek bir düzeyde vakıf olma-

sı, onun Mısır’da bürokraside kolayca yer edinebilmesini temin etti. Çünkü 

Mehmet Ali Paşa zamanında idarî alanda başlatılan yenileşme toplumsal 

yapının diğer alanlarında hızlı bir şekilde yol alıyordu. Gerek bürokrasi-

de, gerekse ticari faaliyetlerin yoğun olduğu kent merkezlerinde, özellikle 

İskenderiye’de, Fransız yaşam biçimi dilden başlayarak tartışmasız üstün-

lük kazanmıştı. Örneğin İskenderiye’de yaşayan nüfusun resmen Mısırlı 

sayılan çok büyük bir bölümü yalnızca Fransızca konuşuyordu

38

. Bu ba-


37 Nubar Paşa hakkında daha fazla bilgi için bkz. S. Kızıltoprak, “Kriz Döneminde Osmanlı 

Bürokrasisinde Ermeniler: Nubar Paşa Örneği”, Dünden Bugüne Türk Ermeni İlişkileri, 

(editörler: İdris Bal, Mustafa Cufalı), Ankara; Nobel Yayın Dağıtım, 2003, s.173-187.

38  Robert Ilbert, a.g.m., s.160.



345

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK

kımdan Fransızca bilen ve batıda çok iyi bir eğitim almış olan Nubar, 1844 

yılında dayısı öldükten sonra katip ve tercüman olarak Mısır’da çalışmaya 

başladı. Nubar ayrıca, Mısır Demiryolları teşkilatında da başarılı görevler 

yaptı. 1844 yılında eğitim almak üzere Genova’ya gitti. 1849’da Mısır’a 

döndüğünde demiryolları ve ticaret dairelerinde görev aldı. Kardeşi Arakel 

de aynı şekilde Nubar’la birlikte çalışmaktaydı. Hatta kısa bir zaman son-

ra, kendisini başarılarıyla öne çıkaran Nubar, Mehmet Ali Paşa’nın oğlu 

İbrahim Paşa’nın yanında, danışman sıfatı ile Avrupa ve İstanbul’da resmi 

temaslara katılma fırsatı da yakaladı. Abbas Paşa’nın valiliği (1848-1854) 

zamanında, Fransız yanlısı olarak bilinen iki kardeşin kariyeri sekteye uğ-

radı. Çünkü Abbas Paşa, Fransız yanlısı politikalardan ayrılarak İngilizlere 

yaklaşmayı tercih etti

39

. Bu politik ortamda Fransız ekolünden gelen Ara-



kel azledildi. Nubar da gözden düştü. Bununla da yetinmeyen Abbas Paşa 

iki kardeşi Kahire’den uzaklaştırarak Viyana ve Berlin’e memur olarak 

gönderdi

40



Said Paşa (1854-1863)’nın valiliği sırasında Nubar tekrar Mısır’a dön-

dü. Süveyş Kanalı’nın yapımı sırasında önemli roller üstlendi. Bu sırada 

ortaya çıkan sorunların çözümü için Nubar, Babıâli ve Fransız hükümeti 

nezdinde görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler neticesinde, 1864 yılında, Na-

polyon III’e Mısır’ın 84 milyon Frank ödemek koşuluyla şirket üzerindeki 

haklarına sahip olabilmesini kabul ettirdi. 

Bundan sonra kariyerinde hızlı adımlar attı. Bir süre elçi olarak görev 

yaptıktan sonra 1865 yılında Mısır Kamu İşleri Nazırı oldu. 1866 yılında 

Hariciye Nazırı oldu. 186 yılında da Ticaret Nazırlığı görevine getirildi. 

Nubar Paşa Kevork Bey Yeremyan’ın kızı Fulik ile evlendi. İsmail Paşa 

(1863-1879) zamanında Avrupalı ve Mısırlı hakimlerden oluşan Karma 

Mahkemeler’in kurulması projesini üstlendi. Bu görevlerinde gösterdiği 

gayretler neticesinde, Nubar’a Osmanlı Devleti tarafından bir çok rütbe 

verilmiştir. Bu rütbelerin en önemlisi ve sonuncusu, 5 Eylül 1873 tarihinde 

verilen vezirlik rütbesidir

41

. Nubar bundan sonra Paşa ünvanı ile anılmaya 



başlandı.

39  Fatima Ilmuddin Abdulvahid, Tadavvur el-Nakl ve’l-Muvâsalât el-Dâhiliyye fî Mısr fî 

Ahdi’l-İhtilâl el-Biritânî 1882-1914, Kahire: El-Hey’et el-Mısrıyye el-Amme li’l-Kütüb, 

1989, s.43.

40  M. Sabry, “Nubar Paşa”, İslâm Ansiklopedisi, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı, Cilt. IX, 

s.337.


41  M. Sabry, a.g.m., s.337. Ayrıca bkz; Salname, İstanbul, 1304.

346

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

1876 yılından itibaren yaklaşık 7 yıl boyunca Mısır’daki Karma mah-

kemelerin kuruluşu ve işleyişinde çalıştı. Aynı zamanda Avrupalı büyük 

devletlerle Mısır’ın yaptığı görüşmeleri yürüttü

42

. Üç ayrı dönemde Mısır 



(Nazırlar Reisi) Reis-i Nüzzarı oldu:I) 28 Ağustos 1878-20 Eylül 1879, II) 

10 Ocak 1884-8 Ocak 1889, III) 16 Nisan 1894-12 Kasım 1895)

Nubar Paşa, Hidiv İsmail zamanında Mısır’ın en güçlü politik fi gürleri 

arasındadır. İngiltere’nin Mısır’ı işgal ettiği sırada da etkin bir politik role 

sahiptir. Yukarıda da belirtildiği gibi bu dönemde iki kez Reis-i Nüzzarlık 

yapmıştır. Oğlu Bogos Nubar I. Dünya Savaşı sonrası kurulan Ermeni Ulu-

sal Delegasyonu’nun başında olarak Paris Barış Konferansı’na katılmıştır. 

Onun oğlu Arakel 1955 yılında ölmüştür. Mısır’da Paşa unvanını kullanan 

son Ermeni kişidir.

Abroyanlar arasında iki önemli isimle karşılaşmaktayız. Arakel Bey 

d’Abro Nubar Paşa’nın danışmanı olarak 1866-183 yılları arasında görev 

yaptı. İsmail Paşa ile birlikte Sudan Seferi’ne katıldı. Bu sırada Massava 

valisi tayin edildi. Etiyopya’da ordusu zor durumda olan Prens Hasan’a 

yardıma giderken öldü. Dikran Paşa d’Abro kariyerine katip olarak Nubar 

Paşa’nın yanında 1868 yılında başladı. 14 Mayıs 1891-15 Nisan 1894 ta-

rihleri arasında Hariciye Nazırı oldu. Nubar Paşa’nın kızı Ziba ile evlendi. 

Dikran Paşa d’Abro Mısır Hükümeti’nde en son nazırlık makamını koruy-

an kişidir

43



Download 3.42 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   41




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling