Hazirlayanlar


Download 3.42 Mb.
Pdf ko'rish
bet22/41
Sana17.10.2017
Hajmi3.42 Mb.
#18082
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   41

Sonuç

Sonuç olarak burada sadece bir kaç örneğini verebildiğimiz, Kayseri 

kadı mahkemesi kayıtlardan göründüğü kadarıyla Osmanlı toplumu içeri-

sinde Kayseri örneğinde de olduğu gibi insanların hak arama ve hukuku 

kullanmada dinî ya da ırkî anlamda bir ayrımcılık ile karşılaşmadıklarını 

ve hatta dördüncü örnekte gördüğümüz şekliyle farklı inanç sisteminden 

ve Ermeni milletine mensup bir şahsa borç para veren Ahmet Ağa’nın top-

lumun ezici çoğunluğunu temsil eden bir unsurdan gelmiş oluyor olmasına 

rağmen, alacağının tahsil edilerek kendisine verilmesi yönündeki girişi-

minin olumlu neticelenmemiş olması ve alacağının gayrimüslim Ermeni 

çocukların ergenlik çağına gelinceye kadar ertelenmesi bize Osmanlıda 

hoşgörü ve birlikte yaşamanın sosyal hayatta bir kültür haline geldiğini 

gösteren en sağlam tarihî delillerindendir. Vatandaşın hukukî sıkıntıları ile 

ilgili problemlerini mahkemelere getirmesi ve orada kalıcı çözümler ile so-

nuçlandırılmış olması ancak çağları aşan devlet anlayışlarının en mümey-

yiz vasıfl arı olarak kabul gören ve günümüz insanının birçok sıkıntısına da 

çözüm getirebilecek sevgi, şefkat ve hoşgörü medeniyetinin sahip olduğu 

iklim şartlarının yeşermesi ile mümkün olabilecektir

14

.



12 KŞS, Defter No: 279, Belge No: 2, s.5. Ayrıca bkz. Süleyman Demirci, “Justıce For All: 

Muslıms And Non-Muslıms Settlıng Dısputes at The Kadi’s Court in Kayseri, C.1900”, Re-

vue d’Histoire de l’Université de Balamand/Chronos-the History Journal of the University 

of Balamand, Cilt 14, Lübnan 2006, ISSN 1608 7526 yayında makale.

13  Necati Güngör, Bir Taşralının İstanbul Nostaljisi, Yılmaz Yayını, İstanbul 1992, s.9. 

14  Bkz. Süleyman Demirci, “State and Society in the Middle East. Living Together in an 

Islamic Society: Non-Muslim Armenians in the Ottoman Empire and Law: The Case of 

Kayseri (As Refl ected by the Sharia Court Records of Kayseri)”, 11-16 Haziran 2006 ta-



325

Yrd. Doç. Dr. Süleyman DEMİRCİ

rihleri arasında Ürdün’ün başkenti Amman’da yapılan İkinci Dünya Ortadoğu Çalışmaları 

Konferansı/WOCMES2’na İngilizce olarak sunulan tebliğ.



XIX. YÜZYILDA MISIR’DAKİ ERMENİLER

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

E-mail: skiziltoprak1@yahoo.com; Tel (GSM): 0 535 779 95 45



Özet

Ermeniler, Osmanlı Devleti’ni oluşturan Rum, Bulgar, Arna-

vut, Arap, Türk vb. unsurlardan biri olarak ülke sınırları için-

de, görece geniş özgürlüklere ve haklara sahiptiler. Erme-

niler, Osmanlı Millet Sistemi’ne göre, özel vakıfl arı aracılığı 

ile din, eğitim ve sağlık hizmetlerini, merkezi otoritenin 

herhangi bir kısıtlamasına maruz kalmadan, kendi başla-

rına organize ediyorlardı. Bu bağlamda, Yabancı ülkelere 

gitmek, oralarda eğitim gördükten sonra tekrar Osmanlı 

Devleti’ne dönerek bürokraside görev almak konusunda 

herhangi bir engelle karşılaşmıyorlardı. Bu şekilde, başta 

hariciye nezareti olmak üzere, diğer bürokratik birimler-

de görev alan ve zamanla nazırlığa kadar yükselen bir-

çok Ermeni asıllı Osmanlı tebaası vardır. Hatta bunlardan 

bazıları, mesleklerindeki başarıları nedeniyle, çok taktir 

toplamıştır. Bunların oğulları, torunları veya ailenin diğer 

bireyleri baba-dede mesleğini uzun yıllar devam ettire 

gelmişlerdir. III. Selim (1789-1807) zamanındaki Dadyanlar, 

II. Mahmut (1808-1839) zamanındaki Düzoğulları, Balyan 

aileleri gibi, Mısır’da da önemli makamlara gelen Ermeni 

milletine mensup aileler vardır. Bu durumun bir benzeri-

ni Kavalalı zamanında ve sonrasında Mısır’da da görmek 

mümkündür. Örneğin Abroyan, Yusufyan ve Nubaryan ai-

lelerine mensup çeşitli fertler, Mısır bürokrasisinde önemli 

makamlara gelmişlerdir.

Bu tebliğin başta gelen amacı, Mısır’ın modernleşme ça-

baları sırasında, devleti meydana getiren unsurlardan biri 

olan Ermenilerin Mısır’daki yeni politikalara katkıları ve 

rolleri olacaktır. Ayrıca Mehmet Ali Paşa’nın teşvikleriyle 

Mısır’a yerleşen Ermenilerin çalıştıkları meslekler, kurduk-

ları vakıf, okul gibi hayır kurumlarına değinilecektir.

 


329

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK



Giriş

Mısır’da Ermenilerin varlığı VII. yüzyılın başlarına kadar geri gider. 

Bu dönemde Mısır ordusunda asker olarak bulunan Ermeniler vardı. Fati-

miler zamanında XI. yüzyılda Mısır’daki Ermenilerin sayısı 30 bin civa-

rındaydı. Hatta bu yüzyılın sonunda vezirlik makamına kadar yükselen ve 

bu makamı çocuklarına bırakan Ermeni asıllı meşhur devlet adamları da 

vardı. Eyyubilerden itibaren nüfuzları azalmaya başlayan Ermeniler, bir 

cemaat olarak varlıklarını Memlûklar zamanında da sürdürdüler. XIV. yüz-

yıldan itibaren Mısır’daki Ermeni kilisesi Kudüs Ermeni Patrikhanesi’ne 

bağlıydı. Mısır’ın Osmanlılarca fethedilmesinden sonra da bu durum de-

vam etti

1

. XIX. yüzyılın başından itibaren, Mısır’da Mehmet Ali Paşa’nın 



giriştiği reformlar ve ekonomik gelişmeyle beraber Mısır’daki Ermeni nü-

fusu göreceli olarak çok hızlı arttı. Mehmet Ali Paşa giriştiği kalkınma 

hamlesi ve reformların başarıya ulaşması için yeterli sayıda uygulayıcıla-

ra, yani teknokrat ve bürokratlara ihtiyaç duyuyordu. Bu ihtiyacının önem-

li bir kısmını Ermeni asıllı kişilerden karşılamaya karar verdi. Şüphesiz ki 

Ermenileri seçmesinin bazı pratik nedenleri vardı

2



1  Avedis K. Sanjian, The Armenian Communities in Syria under Ottoman Dominion, Cam-



bridge, Massachusetts; Harvard University Press, 1965, s.154-156.

2 Mehmet 

Ali 

Paşa devrine ilişkin bilgiler çoğunlukla Rouben Adalian’dan faydalanılarak 



yazılmıştır. Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. Rouben Adalian, “The Armenian Colony 

of Egypt During the Reign of Muhammad Ali (1805-1848)”, The Armenian Review, Vol. 

XXXIII, No: 2-130, June 1980, s.115-144.


330

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

Bu tebliğin başta gelen amacı, Mısır’ın modernleşme çabaları sırasın-

da, devleti meydana getiren unsurlardan biri olan Ermenilerin Mısır’daki 

yeni politikalara katkıları ve rolleri olacaktır. Ayrıca Mehmet Ali Paşa’nın 

teşvikleriyle Mısır’a yerleşen Ermenilerin çalıştıkları meslekler, kurduk-

ları vakıf, okul gibi hayır kurumlarına değinilecektir.  İmparatorluk dev-

let yapısının Fransız İhtilâli’nden itibaren milliyetçilik hareketleriyle çö-

zülmeye başladığı dönemde, Mehmet Ali Paşa Mısır’da bu gelişmelerin 

tersine bir deneyime girişti. Valisi olduğu Mısır’da güçlü bir idarî yapı 

oluşturmaya karar verdiğinde imparatorluk düzenini, hatta bazı alanlarda 

Osmanlıları taklit etmeye koyuldu. Bu bağlamda, Ermeni milletine men-

sup zanaatkâr, bürokrat, tüccar ve sarraf gibi meslek sahiplerini Kahire ve 

İskenderiye’de toplamaya başladı. Bu makalede Paşa’nın bu politikasının 

sebepleri ve XIX. yüzyıl boyunca süren etkileri konu edilmektedir. Ayrı-

ca, Ermeniler Paşa’nın yenilik hareketlerinde ne gibi roller aldılar? XIX. 

yüzyılda Mısır’da hangi açılardan etkin oldular? Bu sorulara cevaplar ara-

nacaktır.

XVIII. yüzyılın sonuna gelindiğinde İstanbul’daki Amira sınıfı devlet 

tekellerinin önemli bir kısmında imtiyaz sahibi olmuştu. Tophane’de silah 

yapımı idaresinde Dadyan ailesi 1795’ten itibaren nesilden nesile geçen bir 

konum elde ettiler. Bunların oğulları, torunları veya ailenin diğer bireyleri 

baba-dede mesleğini uzun yıllar devam ettiregelmişlerdir. III. Selim (1789-

1807) zamanındaki Dadyanlar, II. Mahmud (1808-1839) zamanındaki 

Düzoğulları, Balyan aileleri gibi, Mehmet Ali idaresindeki Mısır’da bazı 

seçkin Ermeniler bir takım görevlere soyundular. Paşa onlara başkentteki 

işlevlerine benzer roller verdi. Doğu Akdeniz’de yıldızı parlayan Mısır’da 

yeni bir sosyo-ekonomik altyapıyı onlarla kolayca kuracağını düşünüyor-

du. Yusufyanlar, Abroyanlar, Aşıkyanlar, Gülbenkyanlar ve Cevahirciyan-

lar Paşa’nın bu beklentilerine olumlu katkılar sağlamışlardır. Hatta, söz 

konusu beklentilerin ötesinde Mısır’ın politik yapısının değişmesinde de 

aktif rol aldılar. Kısacası, Mısır’daki Ermeniler Arap toplumuyla da uyum 

içinde olmakla beraber batıdaki yenilikleri sosyal ve kültürel yaşama taşı-

makta da bir aracı olmuşlardır

3



3  Bir Ermeni ailesinin düğününe katılan Sir Richard F. Burton’un gözlemlerinde bunu 



görmek mümkündür. Bkz. Sir Richard F. Burton, (ed. Isabel Burton), Personal Narrative of 

a Pilgrimage to al-Medina and Meccah, New York, 1964, Vol. I, s.123.



331

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK



I. Mehmet Ali Paşa Paşa ile Başlayan Hareket: Kariyer ve 

Zenginlik İçin Mısır’a Giden Ermeniler

Mısır, 1805 yılında Mehmet Ali Paşa (1805-1848)’nın vali olmasın-

dan itibaren, siyasî ve ekonomik açıdan güçlü ve atılımcı politikaların 

uygulanmasına sahne oldu. Sanayi alanındaki yatırımlar ve tarımdaki iyi-

leşmeye bağlı zenginleşme ile birlikte Süveyş Kanalı’nın açılması Mısır’ı 

bir cazibe merkezi haline getirdi. Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz’de ticari 

faaliyetlerin artış göstermesi, Osmanlı Devleti içinden ve dışından çok sa-

yıda müteşebbisin ve tüccarın dikkatini Mısır’a yöneltti. Bunun sonucun-

da, çok sayıda Avrupalı, başta İngiliz ve Fransızlar olmak üzere, özellikle 

İskenderiye’ye ticari faaliyetlerde bulunmak amacıyla yerleştiler

4

. Fran-


sız işgali sırasında, yani 1798-1801 yıllarında  İskenderiye’nin nüfusu 8 

bin civarında iken, Mehmet Ali Paşa’nın tersane kurması, su kanalları ve 

fabrikalar kurmasından sonra şehrin nüfusunda birdenbire büyük artışlar 

oldu. Kent, Mısır içinden ve Osmanlı Devleti’nin diğer kentlerinden de 

büyük göçler almaya başladı. Osmanlı Devleti teb’asından olan Ermeni 

ve Rumlar da İskenderiye’ye yerleşmeye başladılar

5

. Hatta İskenderiye’ye 



göç edenlerin çoğu, Osmanlı Devleti’ne mensup gayrimüslim tebaa idi

6



Çukurova bölgesinde yaşayan Ermeniler, XIX. yüzyılın sonlarında batıya 

göç etmeye başladıklarında, Mısır üzerinden gidiyorlardı. Bazıları orada 

bir müddet kalıyor yakınlarının yanlarında çalışıyorlardı. Böylece Mısır’da 

önemli sayıda bir Ermeni cemaati oluştu. Bunlar kendi dillerinde gazeteler 

de çıkardılar.  İngiltere’nin Mısır’ı  işgalinden sonra Mısır’a göç eden ve 

orada Osmanlı Devleti aleyhine, yayın faaliyetlerine girişen Ermenilerin 

sayısında artışlar oldu

7

. Babıâli de kendi tebaasından olan Ermeni, Yahudi 



4  Bu arada vurgunculuk peşinde koşan bir çok yerli ve yabancı tüccar da İskenderiye’ye göç 

etmeye başlamıştı. Daha fazla bilgi için bkz; Robert Ilbert, “İskenderiye Kozmopolit Bir 

Kent Miydi?”, Paul Dumont-Francois Georgen (Der.), Modernleşme Sürecinde Osmanlı 

Kentleri, Çev: Ali Berktay, İstanbul; Tarih Vakfı Yayınları, 1999, s.155. 

5 Mısır’a yerleşen Ermeniler için bkz; Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Bab-ı Ali Evrak Odası 

Mümtaze Kalemi-Mısır 3-C/68. Ayrıca bkz: Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Mese-

lesi, İstanbul; Belge Yayınları, 1987, s.449.

6 Bu 


dönemde, 

Kosnoloslukların tespit ettikleri rakamlar da gerçeği yansıtmıyordu. Kendi 

vatandaşları diye nitelediklerinin en az üçte biri Osmanlı vatandaşı idi. Robert Ilbert bu tah-

mini çaprazlama yöntemine göre tespit ettiğini belirtiyor. Daha fazla bilgi için bkz; Robert 

Ilbert, a.g.m., s.156.

7 Mısır Fevkalede Komiseri Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Mısır’daki Ermeniler ve çıkardıkları 

gazetelerdeki zararlı yayınlar hakkında bazı raporlar kaleme almıştır. Bunların bir kısmı 

için bkz: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Bab-ı Ali Evrak Odası Mümtaze Kalemi-Mısır 3-

C/68.


332

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

veya diğer gayrimüslimlerin Mısır’da yerleşmesine veya ticaret yapmak 

üzere orada geçici olarak ikamet etmesine engel çıkarmıyor ve ayrıma tâbi 

tutmuyordu

8



XIX. yüzyılda, Mısır’daki ilk Ermeni nesli Yeğiazar Amira ve Garabet 

Kalustiyan tarafından temsil edildi. Bunlar Mısır idaresinde görev aldılar. 

İlk görevleri ekonomik alanı kapsıyordu. Anadolu’nun başlıca iki farklı 

bölgesinden gitmişlerdir. İlk grup İzmir’den gitmiştir. Bunlar İzmir’de kü-

çük dükkânları bulunan esnaf ve zanaatkârlardır. Bununla birlikte, impa-

ratorluğun diğer önemli kentlerinde kurulu ticarethanelerinin bu kentteki 

şubesi vasıtasıyla ticaret yapan küçük işletme sahiplerini de bu grup içinde 

görmek mümkündür: Abroyanlar ve Yusufyanlar gibi. Ayrıca, yabancı tüc-

carlarla bağlantısı olan veya onların Anadolu’da acentalığını yapanlar da 

bir liman kenti olan İzmir’de bulunuyorlardı. Örneğin, Bogos Bey’in kar-

deşi Bedros Yusufyan Tirieste’de kurduğu fi rmanın İzmir’de bir şubesini 

açmıştı. Avrupa’da Pierre George adıyla iş yapan Bedros Venedik, Viyana, 

Manchester gibi ticaret kentlerinde pamuk, tütün ve diğer ihracat ürün-

lerinin alım-satımını yapıyordu.  İkinci Ermeni tüccar grubu Doğu ve İç 

Anadolu’dan Mısır’a gitmiştir. Örneğin Yeremyanlar ve Yeğiazar Amira 

Eğin kentinden, Garabet Kalustiyan Van’dan Hampartsum Amira Krikor-

yan (öl. 1840) Çemişkezek’ten gitmiştir. Sarrafbaşı Kevork ölünce 1832 yı-

lında Tokat’tan giden Krikorian onun yerine geçmiştir. Akhisarlı Metzador 

Konstantin (öl. 1846) seraskerbaşının sarrafı idi. Sarraf Hagop Ağa Hov-

sepyan (öl. 1860) ve 1830’lu yıllarda sandık emini olan Havece Melkon 

ise Diyarbakırlı idi. Cihadiye nazırının sarrafı Aleksan ise Bağdatlı idi

9



Bunların önemli bir kısmı ise bir-iki nesil önce İstanbul veya İzmir’den bu 

kentlere gitmişlerdi. Örneğin Bogos Bey’in ve Abraham Gülbenkyan’ın 

babası Kayserili idi. Oradan İzmir’e gitmişlerdi. Anadolu’dan gelen Er-

meniler kırsal burjuvaziyi temsil etmektedirler. Bunlar küçük ölçekli ticarî 

faaliyetlerini Mısır’ın gelişen ekonomik yapısıyla paralel olarak büyütmek 

amacında olan ve Akdeniz’in sunduğu imkânlardan faydalanmak isteyen 

tüccarlardı

10

. Sayısal olarak bakıldığında birinci gruptakiler ikincisine nis-



peten azınlıktaydı. Ama bürokraside görev alma ve ekonomik etkinlik ba-

kımından durum tam tersiydi denilebilir. 

İstanbul ve İzmir gibi ticarî faaliyetlerin yoğun olduğu kentlerden 

Mısır’a göç eden, nispeten kent burjuvazisi diyebileceğimiz grup ise Av-

8  Robert Ilbert, a.g.m., s.156.

9  Rouben Adalian, a.g.m., s.125.

10  Rouben Adalian, a.g.m., s.124.


333

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK

rupa’ daki fi rmalarla uzun ailevî bağlantıları olan tüccarlardı

11

. Bunların 



Mısır’ın ekonomik faaliyetlerini düzenleyen kurumlarda görev alan aile 

bireyleri sayesinde, daha avantajlı bir konumları vardır. Bununla birlikte, 

Mısır içindeki ekonomik faaliyetleri Paşa’nın hemen her alanda kurduğu 

devlet tekeli sayesinde biraz sınırlıdır. Ama bunlar dış ticaret yaptıkları 

ve batılı  fi rmaların faydalandıkları kapitülasyonlar çerçevesinde hareket 

ettikleri için nispeten avantajlıydılar. Çünkü fi rmaları Avrupalı fi rmalarla 

iş yapıyordu, kimi zaman da onların Mısır’daki acentasıydılar. Mehmed 

Ali Paşa devrinde oluşturulmaya çalışılan Mısır orta sınıfının en iyi ör-

neklerini Ermeni tüccarlar arasından göstermek mümkündür. Öte yandan, 

bunların bir kısmı Mısır’ın orta sınıfından zamanla üst sınıfa sıçramışlardı. 

Politik olarak da üst sınıfl a iyi ilişkileri olan, idarede görev alan ve bir 

anlamda Hidivlerin yeni siyasetlerine yön veren hatta, uygulayan onlardı. 

Bu pozisyonlarını 1950’li yılların başına kadar yani, Nasır dönemine kadar 

korudular diyebiliriz

12

.

1830’lu yıllara kadar Mısır’daki Ermeni topluluğu Mehmet Ali 



Paşa’nın sağladığı olanaklar çerçevesinde başlıca üç alanda ekonomik fa-

aliyet içinde bulundular: Tarım, zanaat ve ticaret. Mehmet Ali Paşa zama-

nında tarımla uğraşan Ermenilerin Mısır ekonomisine en önemli katkısı; 

yeni teknikleri getirmeleri ve bunun sonucunda üretimde verimliliğin artı-

rılmasına katkıda bulunmalarıdır. Ayrıca, yeni ürünlerin tanıtılması, tarım-

sal üretimde çeşitlilik sağlanması ve pazar için üretim mantığının yerleş-

mesine katkıları da olmuştur. 

I.1. Tarım Alanındaki Faaliyetleri

Mısır’da en önemli tarım ürünü olan pamuk, başlıca alıcı ülke duru-

mundaki İngiltere ve Fransa’ya satılmaktaydı. Bu dış ticaretin başta gelen 

alıcı fi rması Briggs and Co. (Briggs ve ortakları) şirketi idi. Mr. Briggs 

şirketini kurmadan önce, İngiltere’nin Mısır elçiliği görevinde bulun-

muştu


13

. Bogos Bey ile de yakın ailevi bağları vardı. Bogos Bey ise Mısır 

11 Aynı yer.

12 Nasır 1956 Süveyş Krizi’nden sonra Süveyş Kanalı’nı millileştirmesinin yanında Mısır’da 

faaliyet gösteren Yunan, İtalyan, Ermeni, Suriyeli Hristiyanlar ve Yahudiler’in ekonomik 

hayattan çekilmesini sağladı. Daha fazla bilgi için bkz. M.W. Daly (ed.), The Cambridge 

History Of Egypt, Vol. II, Modern Egypt, from 1517 to the End of the Twentieth Century, 

The Cambridge, 1998, s.309-310, 339-340.

13 Briggs Mısır’daki Ermenilerle arası iyi idi ve onları destekliyordu. Hatta aralarında 

Hekekyan’ın da olduğu bazı Ermeni gençlerin Avrupa’daki eğitimlerine de fi nans sağladı. 



334

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

Hükümeti’nde ticaret nazırlığı yapıyordu. Mısır’daki Ermeni tüccarların 

bu bağlantıları kullanarak pamuk ticaretinden büyük pay alıp almadıkları 

hakkında kesin bilgilere sahip değiliz. Bu durum teknik olarak da pek im-

kân dahilinde değildir. Çünkü Mehmet Ali Paşa hem üretimi hem de satışı 

denetimi altında tutup devlet tekeli yapmıştı. Bu bakımdan pamuk dev-

let tarafından toplanıp Mısır’da acentaları olan batılı şirketlere doğrudan 

satılıyordu. Ancak, Bogos Bey’in kardeşi Bedros Yusufyan Trieste’deki 

fi rması aracılığıyla Mısır’dan pamuk alıyordu. 

Ermeni tarım müteşebbislerinin en başarılı olduğu ürün mandalina-

dır. Hatta bu ürün Mısır’daki ilk üreticisinin adıyla çoğu arap ülkesinde 

adlandırılmaktadır: Yusuf Efendi. Yusuf el-Ermeni 1826 yılında Mehmet 

Ali Paşa tarafından Fransa’nın Roville kentine ziraat eğitimi için gönde-

rilmişti. Yusuf eğitimini tamamlayıp dönerken Malta’ya uğramış ve ora-

dan mandalina fi danları alarak Mısır’a götürmüştür. Mehmet Ali Paşa’nın 

bahçelerine bunları dikerek Mısır’daki ilk üretimin denemesine girişmiştir. 

Paşa bu yeni meyvenin lezzetini çok beğenmiş ve Şubra’daki diğer bah-

çelerinde de bu meyve ağaçlarının dikilmesini emretmiştir. 1835 yılında 

Nabaroh’da bir Ziraat Mektebi açan Paşa bu okulun başına Fransız M. 

Grandjean’i getirmiştir. Yusuf el-Ermeni de yeni ziraat tekniklerinin halka 

anlatılması konusunda ihtiyaç duyulan tercümanlık görevine getirilmiştir. 

M. Grandjean’in görevinden ayrılmasından sonra Yusuf el-Ermeni onun 

yerine geçmiştir. Bu ziraat okulu her iki idareci döneminde de pek başarı-

lı olamamıştır. Ancak mandalina üretiminde çok başarı sağlamıştır. Yusuf 

el-Ermeni makamını kaybetmiş ve okul Şubra’ya taşınmıştır. Mandalina 

üretimindeki başarı hem Yusuf el-Ermeni’nin hem de mandalinanın adını 

Yusuf Efendi olarak değiştirerek yaygınlaştırmıştır

14

.

I.2. Zanaat Alanındaki Faaliyetleri



Mısır’daki Ermeni zanaatkarlar çoğunlukla XIX. yüzyılın başlangıcın-

dan itibaren İstanbul ve İzmir’den gelen ailelerden oluşuyordu. Mısır’daki 

elverişli iş koşulları diğer bir ifadeyle yüksek ücretler, daha az rekabet ve 

gittikçe artan nüfus bu zanaatkarların İstanbul ve İzmir gibi ticaret ve zana-

at bakımdan gelişmiş kentlerde kazandıkları tecrübelerine yeni bir atılım 

Bkz. Ahmed Abdel-Rahim Mustafa, “The Hekekyan Papers”, Political and Social Change 

in Modern Egypt: Historical Studies From the Ottoman Conquest to the United Arab Re-

public, ed. P.M.Holt, New York, 1968, s.68. 

14  Rouben Adalian, a.g.m., s.119.


335

Doç. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK

imkânı sunmuştur. Elbette Mehmet Ali Paşa’nın hırslı yatırımları ve Erme-

ni elitleri ile kurduğu dostça ilişkiler de bir başka motivasyon kaynağı idi. 

1827 yılında, marangoz, demirci ve duvar ustası ve diğer zanaakarlar-

dan oluşan 200 kadar Ermeni Kahire’ye geldi. 1820 ila 1830 yılları arasın-

da 10 adet yazmacı dükkânı Ermeniler tarafından Kahire’de işletiliyordu. 

Ermeni kadınları İstanbul’da nakış eğitimi alıp Mısır’a geliyordu. Diğer 

taraftan ayakkabıcılık konusunda yetenekli Ermeni zanaatkarlar Mısır’da 

rağbet görüyordu. Bu gelenler Mehmet Ali Paşa’nın planları çerçevesinde 

aldıkları davet ve yeni açılan ve gelişmekte olan bir Pazar için üretim be-

cerilerini kara dönüştürmek isteyen girişimci ruha sahip kişilerdi

15

.

Ermeni zanaatkarların iddialı oldukları bir alan da kuyumculuk idi. 



1864 yılında İskenderiye’de çok küçük fakat ticaret ve zanaat alanında et-

kili bir Ermeni topluluğundan söz edebiliriz. Şöyle ki 45 Ermeni zanaatkar 

dükkânından 8’i kuyumcu idi. Bunların 6’sı da İstanbul’dan gelen kişilerce 

işletiliyordu. Mehmet Ali Paşa’nın sarayında çok sayıda Ermeni kuyumcu 

vardı. Hatta Cevahirciyan ailesi sarayın resmi kuyumcusu olarak Mehmet 

Ali Paşa, İbrahim Paşa ve Said Paşa zamanlarında görev yaptı. 1830’lu yıl-

larda Havece (Hoca) Yeğia Cevahirciyan, Cevahircibaşı yani başkuyumcu 

idi. Yeğia Cevahirciyan, muhtemelen Parsiğ Ağa Cevahirciyan’ın akrabası 

idi. Parsiğ Ağa’nın oğlu Stepan Ağa Kevork Bey Yeremyan’ın kızkardeşi 

ile evlendi. Kevork Bey’in kızı da Nubar Paşa ile evlenmiştir. Abbas Hilmi 

II Paşa’nın hidivliği sırasında sarayın başkuyumcusu yine bir Ermeni idi: 

Hovhannes Bey Nakhnukh

16

.

Mısır’daki Ermeni zanaatkarlar her zaman mesleki bakımdan etki-



lerini sürdürmüşlerdir. I. Dünya Savaşı öncesinde, Mısır’da Mehmet Ali 

dönemindeki parlak günlerini geride bırakan ve geri planda kalan belki de 

bu yüzden Avrupa ve Amerika’ya giden bürokratlara karşılık Ermeni asıllı 

zanaatkarlar mesleklerini sürdürüyorlardı. Bunlar hatta yarı-Mısırlı olarak 

adlandırılıyordu

17

. Mısır ekonomisinde faaliyet gösteren Ermenilerin kay-



da değer bir kısmı da sarrafl ardır. Bunlar sarraf olarak adlandırılır ama, 

bankerlik, İmtiyaz sahibi, taşeron ve vergi toplayıcılığı yani mültezimlik 

de yaparlardı.

Osmanlı İmparatoluğu’nun çeşitli kentlerinden Mehmet Ali Paşa dö-

neminden itibaren Mısır’a gelen çok sayıda tüccar, zanaatkar ve bürokrasi-

15  Rouben Adalian, a.g.m., s.120.

16  Rouben Adalian, a.g.m., s.120.

17  Charles Issawi, Egypt An Economic And Social Analysis, Londra, 1947, s.35.



336

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

de görev bekleyen iği eğitimli memur adayları vardı. Bunlar içinde sayıca 

az ancak görece cemaat bağları kuvvetli Ermeniler Mısır’da etkili alanlar-

da bulunmayı başardılar.

Mısır’daki Ermeni toplumu ve tüccarları arasında dikkate değer birisi 

de Van’dan giden Garabet Ağa Kalustiyan (1790-1864)’dır. 1812 yılında 

Bulak gümrük binasının idarecisi idi. Bulak gümrüğünde Garabet Ermeni 

yardımcılar ve Türk hamallar çalıştırdı. Tarihçi El-Cebertî bu durumu kritik 

ederken kapitülasyonlar sebebiyle yerli tüccarların %10 gümrük vermek 

zorunda kalmasını buna karşılık Avrupalı Hristiyan tüccarların %2.5 gibi 4 

kat düşük bir avantaja sahip olduklarını bildirmektedir. Ancak Garabet’in 

istihdam ettiği Türk ve Ermenilerin verimli çalıştıklarını da övmektedir

18

.



Download 3.42 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   41




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling