Hazirlayanlar
Download 3.42 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- Mülâhazat Esami Nişan- ları Rütbe- leri Miktar-ı Maaşları
- Maden sancağının bakiyesi
Mülâhazat Esami Nişan- ları Rütbe- leri Miktar-ı Maaşları Memuriyet-i hazırala- rına zaman-ı tayinleri Hizmet-i devlete tarih-i duhulleri Kalozmon tahaf- füzhanesi memur-ı sabıkı olup 18 Nisan 1309 tarihinde tayin olunarak kendisi Rum milletindendir Diyarbakır muha- berat-ı ecnebiye ser memuru Aristidi Efendi -
400 Meçhul
Musul muhaberat-ı ecnebiye memuru olup 20 Teşrinievvel 304 tarihinde tayin olmuştur. Diyarbakır muha- berat-ı ecnebiye ser memuru Aram Efendi -
400 Meçhul
Diyarbakır muha- berat-ı ecnebiye ser memuru Zoryan Efendi
- - 380 23 Nisan 1306 Meçhul
Diyarbakır muha- beran-ı ecnebiye memuru makinecisi Agop Efendi - -
Zilkade 1281 Meçhul
Ergani telgraf çavuşu Oakim Ağa - -
Eylül 1301 Meçhul
Diyarbakır telgraf musul muhâreratı Ohannes Ağa - - 142 16 Şubat 1302 Meçhul Diyarbakır telgraf Musul muhâreratı Artin Ağa - -
7 Kanunusani 1306 Meçhul
Maden sancağı Mülâhazat Esami Nişanları Rütbeleri Miktar-ı Maaşları Memuriyet-i hazıraları- na zaman-ı tayinleri Hizmet-i devlete tarih-i duhulleri Muhasebeci vekâle- tinde bulunmaktadır. Maden sancağı muhasebe baş kâtibi Artin Efendi . .
6 Teşrinisani sene 307 1 Ağustos sene 97 Maden sancağı ketebesinden Aleksan Efendi . . 225 24 Şubat sene 307 15 Eylül sene 87
268 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Mülâhazat Esami Nişan- ları Rütbe- leri Miktar-ı Maaşları Memuriyet-i hazırala- rına zaman-ı tayinleri Hizmet-i devlete tarih-i duhulleri Maden sancağı hazine dava vekili İstepan Efendi . .
1 Haziran sene 306 1 Eylül sene 97 Maden sancağı mahkeme-i bidayet azasından Bedros Efendi
. . 360 3 Nisan sene 309 sene 89
Maden sancağı hukuk aza mülâzımı Agop Efendi . . 270 6 Nisan sene 303 6 Şaban sene 303 Maden sancağı mec- lis idare azasından Mardiros Efendi . .
sene 308 1 Mart sene 97 Banka azalığında da bulunmaktadır Maden sancağı meclis-i beledî aza- sından Murat Ağa . . Fahrî 14 Mart sene 301 14 Mart sene 301 Maden mühendisi Aram Efendi . . 1500 Şubat sene 304 Mart sene 304 Maden polis memu- ru Karabet Efendi . . 300 sene 305
Mart 906 Palu kazası meclisi idare azasından Mıgırdiç Ağa . Hamise
Fahrî 5 Şaban sene 303 17 Şaban sene 90 Palu kazası sanduk emini vekili Agop Efendi
. . 360 9 Mayıs sene 309 9 Mayıs sene 304 Palu kazası meclis-i beledî azasından Sahak Ağa . . Fahrî 1 Mart sene 306 1 Mart sene 306 Palu mahkeme-i icra mübaşiri Gabriel Efendi
. . 160 1 Kanunuevvel sene 95 1 Kanunuevvel sene 95 269 Arş. Gör. Serkan YAZICI Mülâhazat Esami Nişan- ları Rütbe- leri Miktar-ı Maaşları Memuriyet-i hazırala- rına zaman-ı tayinleri Hizmet-i devlete tarih-i duhulleri Müstantık memu- riyetinde de bulun- maktadır. Palu mahkeme-i bidayet azasından Bogos Efendi . . 225 1 Mart sene 308 1 Mayıs sene 85 Palu meclis-i beledi azasından Donabet Ağa
. . Fahrî 1 Mart 306 1 Mart sene 306 Palu meclis-i idare azasından Bakdasar Ağa .
Fahrî 15 Nisan sene 307 15 Nisan sene 307 Çermik kazası mec- lis-i idare azasından Minas Ağa . .
1 Şubat sene 307 13 Nisan sene 98 Çermik kazası mahkeme-i bidayet azasından İguş Efendi
. . 225 sene 308 sene 298
Çermik kazası mec- lis-i beledî azasın- dan Mahsa Ağa . . Fahrî 29 Ağustos sene 306 29 Ağustos sene 306 Çüngüş nahiye aza- sından Murat Ağa . . Fahrî 22 Mayıs sene 307 22 Mayıs sene 307 Çüngüş nahiye aza- sından Bogos Ağa . . Fahrî 22 Mayıs sene 307 22 Mayıs sene 307
Mülâhazat Esami Nişanları Rütbeleri Miktar-ı maaşları Memuriyet-i hazıraları- na zaman-ı tayinleri Hizmet-i devlete tarih-i duhulleri Çüngüş nahiyesi meclis-i beledî azasından Ohannes Ağa .
Fahrî 11 Teşrinievvel sene 301 11 Teşrinievvel sene 301
270 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Mülâhazat Esami Nişan- ları Rütbe- leri Miktar-ı Maaşları Memuriyet-i hazırala- rına zaman-ı tayinleri Hizmet-i devlete tarih-i duhulleri Çüngüş nahiyesi meclis-i beledî azasından Karagöz Ağa . . Fahrî 11 Teşrin-i Evvel sene 301
11 Teşrinievvel sene 301 Çüngüş nahiyesi meclis-i beledî aza- sından Serkis Ağa . .
11 Teşrinievvel sene 301 11 Teşrinievvel sene 301 Mardin sancağı Mülâhazat Esami Nişanları Rütbeleri Miktar-ı maaşları Memuriyet-i hazıraları- na zaman-ı tayinleri Hizmet-i devlete tarih-i duhulleri On seneden beri telgraf memuriyetin- de müstahdem olup Mardin’e 8 Temmuz sene 308 tarihinde tayin olunmuştur. Mardin telgraf ikinci muhabere memuru Mıgırdiç Rasim Efendi .
380 8 Temmuz sene 308 . Esasen Ermeni-i Kadim milletinden olup Süryanî-i Kadim Patrikhanesi’ne müntesip ve müte- reddittir. Nusaybin kazası bidayet mahkemesi azasından Herbo . .
Mart sene 309 . Bunların dışında Diyarbakır duyun-i Umumiyyesi’nde bir, maden reji idaresinde bir, Cizre duyun-i Umumiyyesi’nde yirmi üç olmak üzere yirmi beş Ermeni daha devlet hizmetindedir 34 . Bu kişilerin görevlerini, maaşla- rını, rütbe ve derecelerini bilmek şüphesiz ilgi çekici, ancak bundan daha da ilginç olan bu kişilerin sahip oldukları görevlerin stratejik konumudur. Bahsettiğimiz cetvelde Ermeniler, kimi zaman polis memuru, kimi zaman telgraf müdürü, telgraf memuru, belediye meclis üyesi, il idare meclisi üye- si, dış haberleşme sorumlusu gibi çeşitli görevlerle karşımıza çıkmaktalar. Bu durumun, Ermenilere duyulan güveni yansıtmasının yanı sıra, devlet eliyle bu topluluğa karşı gerçekleştirilecek bir katliam veya herhangi bir şekliyle art niyetli bir cürmün işlenmesini imkânsız kılmaktadır. Görüldü- ğü üzere iletişim, icra ve yargı makamlarının çeşitli kademeleri Ermeni 34 BOA, Y.PRK.UM., Belge No: 35/125. 271 Arş. Gör. Serkan YAZICI milletinden kamu çalışanlarıyla doludur. Mesrop Krikorian da, içlerinden bazıları bu cetvelde bulunanlar olmak kaydıyla önemli mevkilere gelmiş 25 kadar Ermeni hakkında benzer bilgiler vermektedir. Kendisinin verdiği bilgiler büyük ölçüde bu cetvelde yer alan bilgilerin sağlaması niteliğin- dedir 35
Diyarbakır’da Ermenilerin, çeşitli kamu hizmetlerinde görülmesinin yanı sıra, milletvekilliği seçimlerinde de yine Ermenileri görmekteyiz. 1912-1914’te yapılan seçimlerde Diyarbakır’dan bir Ermeni milletvekili seçilmiştir. Bu milletvekili, İstepan Çırakçıyan’dır 36 .
ri, Birinci Dünya Savaşı’na kadar geçen süreçte birçok istenmeyen olay gerçekleştirmelerine rağmen, Osmanlı Devleti, kurumlarına almaya ve istihdam etmeye devam etmiştir. Ancak bunların içinden bazıları, devlet aleyhinde bazı fi illerde bulunmuş ve bu yüzden de haklarında takibat baş- latılmıştır. Örneğin, 1916 yılında Çüngüş nahiyesi telgraf müdürü olan bir Ermeni, askere alınması gereken birçok Ermeniye, devlet yazışmalarını sızdırıp fi rar etmelerini sağlayarak, 300 nefer alınması beklenen bölgeden yalnız 8-9 kişi bulunabilmesi üzerine, hakkında adlî işlemlere başlanmış- tır 37
Bu noktaya kadar Diyarbakır’ın sosyal yaşamı içerisinde Ermenile- rin, gerek ticarî, gerekse kamu hizmetindeki faaliyetleri, günlük yaşamları, dinî kurumları, adlî ve resmî kurumlarla ilişkileri hakkında çeşitli örnek- lerle durumlarını açıklamaya çalıştık. Bahsettiklerimiz, daha çok Ermeni Meselesi olarak adlandırdığımız sürecin öncesinde, sırasında ve sonrasın- da Ermenilere karşı iyi niyet taşıdığını göstermektedir. Buna bir örnekte 1895’te Diyarbakır’da yaşanan olayların ardından, 9 Aralık’ta tüm gayri- müslim ruhanîlerinin, bu olaylarla bir ilişkileri olmadığını beyan ettikleri bir belgede, Osmanlının bu toplumlara neler kattığını kendileri; dinimiz
38 . Osmanlı Devleti’nin, 1-3 Kasım 1895’teki olaylardan on gün sonra yardımda bulunmak üzere 35 Krikorian, a.g.e., s.24. 36 Recep Karacakaya, Kaynakçalı Ermeni Meselesi Kronolojisi (1878-1923), İstanbul 2001, s.127-142. 37 BOA, DH.EUM.EMN., Belge No: 90/64. 38 BOA, Y.PRK.AZN., Belge No: 15/1. 272 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Müslüman ve Ermeni fakirlerin listesini istemesi, devletin her şeye rağ- men iyi niyetini muhafaza ettiğinin bir başka göstergesidir 39 .
ardı edildiğinde, üzerinde yaşadığımız toprakların neredeyse her yerinde yaşanan acı ve sancı asırlarca aynı ülkenin zenginlik ya da yoksulluğu ve tüm koşulları içinde beraberce yaşamış iki toplumun birbirinden ayrılma- sının, etle tırnağın ayrılmasının sancıları olarak değerlendirilebilir. Ancak bu iyi niyetli yaklaşım, diyalog temellidir. Bugün bu sempozyumda da ya- pılmak istenen gibi, fakat diyalog kelime kökünden de anlaşılacağı üzere karşılıklı gerçekleştirilen bir fi ildir. Tarafl ardan biri soykırımı, millî tarihi olarak algıladığı müddetçe de diyaloğun gerçekleşmesi olanaksızdır. 39 BOA, A.MKT.MHM., Belge No: 636/20.
TÜRK-ERMENİ İLŞKİLERİ –İNTERNETTE- Yrd. Doç. Dr. Sevinç ÜÇGÜL Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü E-mail: sevinc@erciyes.edu.tr; Tel: 0 352 437 49 01- 334 56 Özet Günümüzde bilgiye ulaşmak, onu kullanmak ve paylaşmak için Internet siteleri hızı, zaman tasarrufu ve rahatlığıyla ön planda gelir. Konu yelpazelerinin genişliği, istenilen bilgi- ye ulaşmanın mümkünlüğü ve kolaylığı da taktir edilen diğer bir özellik sayılır. Buradan yola çıkarak düzenlenecek sempozyumun konusunu Internet’teki arama motorların- da Türk, İngiliz ve Rus dillerinde ortak kullanılan google, altavista, yahoo, alltheweb sayfalarında taradım. Ayrıca sadece Rus dilli arama motorlarından en çok kullanılan ve yaygın olan yandex.ru ve rambler.ru’da da arama yaptım. Amaç günümüzün güncel konusu haline gelmiş ve dün- ya kamuoyunu ilgilendiren Türk-Ermeni ilişkileri hakkında tarafl arın; yani Türklerin ve Ermenilerin, bunun dışında ise diğer üçüncü taraf diye tanımlayacağımız kişilerin yazdık- larını gözden geçirerek bir istatistik bilgiyi ortaya koymak. Kimlerin ne yazdıklarını, konuya hangi açıdan yaklaştıkları ve tutumlarının ne şekilde belirttikleri, tabii ki belirli amaç ve hedefl er belirlendikten sonra kapsamlı bir çalışmadır. Sunumun amacı bu değildir. Buradaki amaç ismi geçen bu sitelerdeki yazıların sayısı, yazarları, başlıkları ve ağırlıklı olan türleri; yani gazete, kitap, konferans, makale veya özel yaklaşımlar: fi kir beyanları, anketlerin cevaplandırılması, forumlar, mektuplar, duyurular, yazılan ve yayınlananların, öylece de konu ile ilgili televizyon programlarının, sinema ve diğer belgesellerin tartışılması vs. Bu tarama ve derle- melerden sonra her iki toplumun ve üçüncü tarafl arın (ta- bii onlara etki eden şeyler de göz ardı edilemez) konuyla ilgili yaklaşımındaki benzerlik ve farklılıkları da ortaya ko- nulabilir. Tarihi, tarihçiler değil halk yaratır. Tarihçisi, edebiyatçısı, dil- cisi, sosyologu, iktisatçısı, hukukçusunun anlatacaklarıyla birlikte sıradan insanların birlikte paylaştıkları yaşamdan bahsetmekle de tarihimize yapılan önyargı yok edilmeli, kendi içimizde değil herkesle konuşmak, paylaşmak için günümüzün fırsatından yararlanılmalıdır. Çok sayıdaki materyalleri tararken dünya kamuoyunu, farklı ulusları etkilemede her Ermeninin sadece bunu yaptığına kanaat getirilir.
277 Yrd. Doç. Dr. Sevinç ÜÇGÜL Giriş Günümüzde bilgiye ulaşmak, onu kullanmak ve paylaşmak için İnter- net siteleri; hızı, zaman tasarrufu ve rahatlığıyla ön planda gelir. Konu yel- pazelerinin genişliği, istenilen bilgiye ulaşma olanağı ve kolaylığı da takdir edilen diğer bir özelliktir. Buradan yola çıkarak sempozyumun konusunu İnternet’teki google, altavista, yahoo, alltheweb gibi internet arama motor- larında Türkçe, İngilizce ve Rusça dillerinde konuyla ilgili taramalar yap- tım. Ayrıca sadece Rusça arama motorlarından en çok kullanılan ve yaygın olan yandex.ru ve rambler.ru’da da tarama yaptım. Amaç günümüzün gün- cel konusu haline gelmiş ve dünya kamuoyunu ilgilendiren Türk-Ermeni ilişkileri hakkında tarafl arın; yani Türklerin ve Ermenilerin, ayrıca üçüncü taraf diye tanımlayacağımız diğer kişilerin yazdıklarını gözden geçirerek, elde edilen bilgiler ışığında istatistik verileri ortaya koymaktır. Tabii ki be- lirli amaç ve hedefl er belirlendikten sonra kimlerin ne yazdıkları, konuya hangi açıdan yaklaştıkları ve tutumlarını ne şekilde belirttikleri oldukça kapsamlı bir çalışmadır. Bunu göz önünde tutarak daha ağırlıklı genel de- ğerlendirmeler yapmaya çalışılacaktır. Bu tarama ve derlemelerden sonra her iki toplumun ve üçüncü tarafl arın -tabii onlara etki eden şeyler de göz ardı edilemez- konuya ilişkin yaklaşımları arasındaki benzerlikler ve fark- lılıklar da ortaya konulacaktır. 278 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Ağırlıklı olarak Rusça kaynaklar üzerine yaptığım araştırmada istatis- tik verilerini şöyle sıralayabiliriz 1 :
isimli aramanın sonuçları 711 dosya, Türklerin Ermenilere yaklaşımı (отношения турков армян) 1 320 dosya, Ermenilerin Türklere yaklaşı- mı (отношения армян туркам) 1 450 dosya, sadece soykırım (геноцид) 404 000 dosya, Ermeni soykırımı (геноцид армян) 121 000 dosya olarak tespit edilmiştir.
isimli aramanın sonuçları yaklaşık 198 dosya, Ermeni-Türk ilişkileri (армяно турецкие отношения) 860 dosya, Türklerin Ermenilere yakla- şımı (отношения турков армян) 183 000 dosya, Ermenilerin Türklere yaklaşımı (отношения армян туркам) 216 000 dosya, sadece soykırım (геноцид) 2 200 000 dosya, Ermeni soykırımı (геноцид армян) 638 000 dosyadır.
isimli aramanın sonuçları yaklaşık 13 300 dosya, Ermeni-Türk ilişkileri (армяно турецкие отношения) 1 130 dosya, Türklerin Ermenilere yak- laşımı (отношения турков армян) 306 000 dosya, Ermenilerin Türkle- re yaklaşımı (отношения армян туркам) 929 dosya, sadece soykırım (геноцид) 109 000 dosya, Ermeni soykırımı (геноцид армян) 556 dosya şeklinde tespit edilmiştir.
isimli aramanın sonuçları yaklaşık 718 dosya, Ermeni-Türk ilişkileri (армяно турецкие отношения) 14 400 dosya, Türklerin Ermenilere yakla- şımı (отношения турков армян) 1 320 dosya, Ermenilerin Türklere yakla- şımı (отношения армян туркам) 1 460 dosya, sadece soykırım (геноцид) 404,000dosya, Ermeni soykırımı (геноцид армян) 121 000 dosyadır. Яндекс.ru: Türk-Ermeni ilişkileri (турецко-армянские отношения) isimli aramanın sonuçları yaklaşık 3 585 dosya, Ermeni-Türk ilişkileri 1 Bilgiler, 10-25
Şubat 2006 tarihleri arasında yapılan aramalardaki tespitlerdir. 279 Yrd. Doç. Dr. Sevinç ÜÇGÜL (армяно турецкие отношения) 22 738 dosya, Türklerin Ermenilere yak- laşımı (отношения турков армян) 49 101 dosya, Ermenilerin Türklere yaklaşımı (отношения армян туркам) 73 526 dosya, sadece soykırım (геноцид) 887 471 dosya, Ermeni soykırımı (геноцид армян) 161 406 dosya olarak belirlenmiştir.
isimli aramanın sonuçları yaklaşık 598 dosya, Ermeni-Türk ilişkile- ri (армяно-турецкие отношения) 1 213 dosya, Türklerin Ermenilere yaklaşımı (отношения турков армян) 834 dosya, Ermenilerin Türkle- re yaklaşımı (отношения армян туркам) 4 560 dosya, sadece soykırım (геноцид) 33188 dosya, Ermeni soykırımı (геноцид армян) 5 313 dosya olarak tespit edilmiştir. Rakamlara dikkat edildiğinde sempozyumun konusu başlıklı arama- nın günümüzde bu etkinliği düzenleme gereği doğuran iddialar karşısında- ki zaruretini bir kez gösteriyor. Çalışma, İnternet’te aynı konunun farklı boyutları ve anlatımıyla der- lenen bir içerik arz ettiğinden konudan konuya atlamaların zarureti doğu- yor. Bu açıdan konular arasındaki sıçramalar da bu bildiriye özgü bir husus sayılabilir. Öncelikle Türkçe kaynaklardan kıyaslama şeklinde çok kısa bahset- mek uygun olacaktır. Türk-Ermeni ilişkilerine dair Türkçe taranan sayfalarda, tarihsel sü- reç içerisinde konunun tarihî, hukukî, siyasî, sosyal, askerî, toplumsal, ekonomik, sağlık, dinî ve diğer yönleri ele alınarak değerlendirilmektedir. Türkçe kaynakların konuya gösterdikleri hassasiyet, kullanılan ifadelerde bile fark edilmektedir. Şöyle ki, birçok metinde Ermenilerden Ermeni asıl-
arşiv belgelerine değinilmesi ve Türk-Ermeni ilişkileri ile ilgili bir ihtisas kitaplığı ve arşiv oluşturulması düşüncesinin gündeme getirilmesi de yine bu hassasiyetin bir göstergesidir. Bu pencereden bakıldığında Yüzyıla Gi- rerken Tarihe Dostça Bir Bakış, Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu gibi bilimsel etkinliklerin düzenlenmesi de takdir edilecek konulardır. Fakat son yıllarda Türk Tarih Kurumu, Türk-Ermeni İlişkileri Araştır- ma Merkezi, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulu gibi kurumlarca 280 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER konunun irdelenmesi ve incelenmesi Ermenileri açıkça rahatsız ettiğini belirten yazılara da rastlanmaktadır. Bu türlü etkinlikleri alaya almalar, Türklerin geç kalmış tepkisi, tarihi yeniden yazma çabaları gibi ironik yak- laşımlar sergilenmektedir. Türk tarihçileri ve bilim adamlarınca konunun aslının dünya kamuoyuna duyurulma yönündeki çalışmalarını durdurmak, duraklatmak ve engellemek için çeşitli yöntemlere başvurulmaktadır. Ermeni Diasporası, Türklerin konuya yeni bir bakış açısı getirmelerini,
ülkeleri de zan altında bırakma çabası içerisindeler. Bütün bunlar değer- lendirildiğinde, karşı tarafın konuya tek yönlü bakış sergilemesi, gerçekle- ri ortak değerlendirmeden kaçınması, durumu en çok zorlaştıran hususlar arasındadır. Ermeniler Türk tarafının yaklaşımını her ne kadar kendi söylemleriyle geç kalmış bir yaklaşım diye tanımlayıp Türk tarihçilerinin ve bilim adam- larının bu veya diğer araştırmalarına karşı sert tepki gösterseler de bu tep- kilerde tedirginlik, endişe ve bir korku sezilmektedir. Yıllardır tek tarafl ı çalıp çağırdıkları konserinde şimdi karşılarına bir karşı taraf çıkmış ve bu da onlara büyük bir endişe vermektedir. Konuyu saptırmaya çalışmaları, Ermeni tarihçileri veya bilim adamlarının bu endişesinin bir göstergesidir. Meselâ soykırımın reddi ile ilgili Türk tarihçilerinin, siyaset bilimcilerinin, akademisyenlerinin yazılarına tepkilerini, bu güne dek soykırımı tanımış ülkelere saygısızlık yapılıyormuş gibi farklı yönlere çekerek, yalancı iddi-
bilineceğinin uyarısını veriyorlar. Nedim Kaya’nın üç dilde Internet’te yer alan Ermeni Soykırımı Hakkında Mit 2 yazısı Ermenilerce çok büyük tepki almaktadır. Bizans, Selçuk ve Osmanlı İmparatorlukları’nda Ermenilerin yeri, rolü, siyasî ve dinî tutumlarını verilere dayanarak kısa ve öz bir bi- çimde anlatan bu makalede, aslında onların uluslararası arenada bir maşa konumlarını da gündeme getirmektedir. 15-17 Mart 2006 tarihinde 24 ülkeden bilim adamlarının katılımıyla İstanbul Üniversitesi tarafından düzenlenen Türk-Ermeni İlişkilerine Yeni Bir Yaklaşım adlı sempozyum da geniş yankı bulmuştur. Konunu askerî, sosyal ve psikolojik boyutunun ele alındığı bu sempozyuma Ermeni ta- rafından her hangi bir davetli katılmamıştır. Bunun sebebini tarihçi Prof. Ruben Safrastyan, Noev Kovçeg gazetesinde 3 , Türkler Ermeni Soykırımı Konusunu Tarihî Bir Tartışma Boyutuna Çekmek İstiyorlar başlıklı yazı- 2 http://www.karabakh-doc.azerall.info/ru/articls/artc025 3 http://noevk-1.hosting.parking.ru/article.asp?n=43&a=5
281 Yrd. Doç. Dr. Sevinç ÜÇGÜL sında; Türk tarihçileri ile konunun her hangi bir düzeyde olursa olsun ilmî
tan Bilimler Akademisi’nin başkanı Aşot Melkonyan ve Soykırım Müzesi müdürü Lavrenti Barsegyan’ın da davet edildiği bu sempozyuma katılıp katılmama konusunu, Ermeni tarihçi bilim adamlarınca tartışmaya açıl- ması gerektiğini belirtmiş ve Ermeni tarihinin trajik sayfası diye adlan-
pozyumda soykırım iddialarını çürütmeye çalıştıkları için mahkemelerce yargılanma emri altında olan Yusuf Halaçoğlu, ABD’den Justin McCarty ve İngiliz araştırmacı İrving gibi isimlerin de iştirak etmesinden rahatsız olduğunu ima eden Safrastyan, bu üçlünün dünya bilim çevrelerince çok ciddiye alınmadığını da fi kirleri arasına eklemiştir. Rusça kaynaklarda tıklanan her sayfada, 1894-1923 yılları arasında
şı karşıya kalıyorsun. Konu yelpazesi ise, başta soykırım iddiaları olmak üzere, her şeyi kapsamaktadır. Taranılan kaynaklarda altının özellikle çi- zilmesi gereken şey, Ermeni şovenizmiyle zehirlenmiş bir tutkunun hâkim olmasıdır. Ermenilerce veya Ermenilerin etkisi altında olan kişilerce yazı- lan hiçbir kaynakta nefretsiz, kinsiz bir yorum yoktur. Yıllarca yaşanılan bir coğrafyada geçen çocukluk, yetişkinlik, yaşlılık, sevinçler, acılar, gün- lük yaşam uğraşları hiç olmamış izlenimi vardır. 23 Eylül 1991 tarihinde özgürlüğünü ilân eden Ermenistan, devlet siyaseti olarak soykırımı ana madde haline getirdi. Azap çeken bir halk imajıyla dünya arenasına atılma taktiğinin hazırlanması ve uygulanması, diğer konuların üzerine çizik çekmekle mümkündü. Ancak, çok sayıdaki kaynağın taranması sonucunda, uzun bir geçmişe sahip birlikte yaşanılan gerçekleri anlatan bir çok kaynak bulunmasına rağmen, kendi iddiaları- nı destekleyen yazılı kaynaklar yok denilecek kadar azdır. Bu kaynaklara kişisel günce veya anılar da dahildir. Bu noktadan bakıldığında, iddiala- rın yelpazesinin genişliğinin bir prensip olmadığı, aşamalı kat edilen bir siyasetin uygulanışı olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır: Maddî tazminat, Büyük Ermenistan vs. 23 Ağustos 1990 tarihindeki Ermeni parlamentosunun deklarasyo- nunda geçen Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Batı Ermenistan’da 1915
282 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER nistan Cumhuriyeti her türlü faaliyeti ve gayreti destekleyecektir 4 ifadeleri ve BMT’nin 53. genel toplantısında Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’ın Soykırımı hiçbir zaman unutmayacağız, tüm dünya bu traje- diyi hatırlamalıdır, bu olay cezasız kalmıştır, uluslararası arenada yeterli yankısı bulunmamaktadır ifadelerini kapsayan konuşması, kendinden ön- ceki Ter-Petrosyan dönemindeki ılık ilişkileri kritikleştirmiştir. Kandilli’deki Ermeni Kilisesi’nin baş papazı Dikran Gevorkyan bu konuşmanın hemen ardından Kanal 6’da Koçaryan’ın bu ifadelerinde bazı düzeltmeler yapmış ve Soykırımı ve tehcir farklı kavramlardır. O döne-
nuşma, siyasî içerikli dönemin olaylarının anlatımı ve Gevorkyan’ın dün- yaya bakıldığında sadece Türkiye’de Ermenilerin kendi millî değerlerini ve kimliklerini daha çok koruyabildiklerine dikkat çektiği ifadelerle de- vam etmektedir. Bu dünyada yaşanan bir gerçektir. Çünkü yurtdışındaki Diaspora’ya Ermeniler, isim değişikliği yaptıktan sonra girebilirler. Bunun altında yatan neden ise oradaki büyük kültürlerin küçük kültürleri yutma gayretinde olmasıdır. Diaspora Ermenileri de çok iyi bilmektedirler ki Amerika’da Ermeniler Pazar ayinlerini bile İngilizce yapmaktalar ve orta- da unutulan ve kaybolan bir dil vardır. 22 Mayıs 1999 tarihinde Cumhuriyetin 75. yıldönümü dolayısıyla İstanbul’daki Ermeni Patriği II Mesrop’un yaptığı konuşmadaki şu konuş- maları dikkat çekicidir: Osmanlı döneminde Sulatan Fatih Mehmet tara-
Yine internette, 16 Mayıs 2006 tarihinde düzenlenecek Umum Dünya Ermeni Kongresi ile ilgili çok sayıda dosya bulunmaktadır. Burada Türk- Ermeni ilişkilerinden değil, bıkmadan usanmadan konuşulan soykırımı id- diaları ve Diaspora’nın faaliyetleri ve planlarından bahsedilmektedir. İlk 4 http://noevk-1.hosting.parking.ru/article.asp?n=43&a=5 283 Yrd. Doç. Dr. Sevinç ÜÇGÜL ve orta öğretim okullarında ideolojik propagandaya ağırlık verilmesi, Er-
mesajlarla dolu programıyla Büyük Ermenistan ideasının hayata geçiril- mesini ana madde olarak kabul eden Dünya Ermeni Kongresi’nin temel amacı, Türk-Ermeni ilişkilerinde soykırımın kabulünün yolları ve araçla- rını ortaya koymaktır. MCB SNG bölgesinde Ermenilerin bağımsız gazetesi Noev Kovçeg’in 13.04.2006 tarihli sayısında Ara Abramyan, Umum Ermeni Sorunu: Soy-
ve Siyaset Bilimi Enstitüsü’nün Moskova’da yayınladığı Hukuk bilimle- ri doktoru Yuriy Barsegov tarafından hazırlanmış olan Ermeni Soykırımı,
üniversitelerinde Ermeni soykırımı konusunun ders müfredatında yer alacağıyla ilgili konu ele alınmakta ve oldukça farklı boyutta değerlendi- rilmektedir. Uygulamanın, Amerikan baskısıyla emri vaki uygulanmaya başlandığı ve 3 Ocak sayılı Agos gazetesinin haberlerine göre hava kuvvet- leri emekli generali Erdoğan Öznel başkanlığında bir komisyonca değer- lendirilip uygulamaya konulacağından, Öznel’in konuyla ilgili üniversite rektörlüklerine yazılı mektup gönderdiğinden bahsedilmektedir. Aslında burada hükümetin üniversitelerle işbirliği çerçevesinde konuyu güncel tut- masından doğan bir endişe sezilmektedir 5 .
gereken bir dosya 6 da, 2001 yılında Sosyolog Gevork Pogosyan ve Ferhand Kent başkanlığında TESEY merkezince yapılan bir sosyoloji araştırması- dır. Türkiye’nin 68 vilâyetinden 34’ünde, Ermenistan’ın 11 vilâyetinden 21’inde yapılan ve 1219 Türk ile 1000 Ermeninin katılımıyla gerçekleşen, iki ulusun bir birini ne kadar tanıdığı, ilişkileri ve ileriye yönelik durumları- nı ortaya koymak için yapılan bu çalışmanın sonuçlarının değerlendirildiği ve Gevork Petrosyan’ın yaptığı yorumları içeren bu yazıda bazı gerçekler saklanamamıştır. Ermenilerin sayıca çok olması ve üç denizle çevrili coğ- rafyasının olması gibi sonuçları Ermeni sosyolog garip bulsa da, Büyük Er- menistan hayalinin yazılı kaynaklarda ne kadar geniş yer aldığını göz ardı etmiştir. Tanınmış Ermenilerden Şarl Aznavur ve Matilda Manıukyan’ın isminin anılması da sosyologu şaşırtan bir başka konudur. 5 http://www.armenia.ru/azg/20030215/2003021507.shtml
6 http://www.iravunk.com/rus/2004/print/c4802.html 284 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Ermenilere, Türkler sorulduğunda oldukça detaylı bilgilerin ortaya çıktığından bahsedilmektedir. Abdülhamit, Enver Paşa, Talat Paşa’dan başlayarak Demirel, Tansu Çiller’e kadar 60-70 arasında isim yer almış ve bunlardan futbolcu Hasan Şaş, sanatçı Tarkan en popüler isim gibi ifa- de edilmiştir. Burada da bir gerçek ortaya çıkmaktadır. Ermeniler Türkleri çok da ilgilendirmiyor. Birlikte yaşama veya evlilik gibi konularda, Er- menilerden % 98’i çocuklarının Türk ile evlenmesine karşı çıkarken, tam tersine yapılan ankette tüm Türkler bu konuya olumlu bakmıştır. Sosyo- log Pogosyan’ın konuya bakışı Ermenilerin Türkiye’de yaşamış ve yaşı- yor olması ve Türklere hiçbir zaman zarar vermemesine bağlarken, böyle denmemesi için bir sebebin yokluğundan öte Türklerde şovenizm ve insan sevgisinin ağırlığını göz ardı etmiştir. Anket değerlendirmesinin sonucu daha ilginçtir. Soykırımın Türkiye resmî makamlarınca kabul edilmesi veya edilmemesi, onun Avrupa aile- sine entegrasyonunu belirleyecek bir konu olarak görülmektedir. İki konu arasında kurulan bu ilgiyi anlamak mümkün değildir. Ermeniler ve Türkler arasında yapılan bu anket sonucu bile, her iki ulusun bir birini tanımadığını ortaya koymaktadır. Tarihten akıp gelen kin ve propagandalar bugünkü kuşakları birbirine yabancı hale getirmiş- tir. Sitelerde Ermeni konusu ile ilgili bütün ülkelerden uzmanı olan bilim adamlarının katılımıyla objektif ve bilimsel bir yaklaşıma çağrı hakimdir. Konuya Ermeni ve yabancıların gözüyle bakıldığında gerçeklerin göz ardı edilmemesi istenmektedir. Edebiyatta konunun yansımalarına gelince, taradığımız onlarca sayfa- da Türk edebiyatçıları Ermeni şair ve âşıklarının sanatında bu bahsettiği- miz motifl eri inceliyorlar. Meselâ: Dr. Ahmet Ertuğrul’un Ermeni Mesele- sine Edebiyat Penceresinden Bir Bakış adlı makalesinde Türkiyeli Erme- nilerin dünyanın hiçbir yerinde, bütün iyi şartlara rağmen unutamadıkları komşuları, köyleri, evleri ve Türk dostları, meydana getirdikleri edebiyat eserlerinde sürekli ana temayı oluşturmuştur. Bu eserlerde derin daüssıla duygusu hâkimdir. Bu da aslında her iki milletin tarihî beraberlikte uyum içerisinde, barış ve huzurlu bir ortamda yaşamış olduklarını göstermek- tedir. Öyle ya, insanlar zulüm gördükleri, aşağılandıkları, can güvenliği bulamadıkları bir yeri niçin özlesinler ki?!.. diye yazmaktadır 7 . Güzellik peşinde olan bir sanat olan edebiyat bile Ermenilerin bu ide- olojisine, propagandasına öncüllük etmektedir. Türkçe sitelerde Türk ve 7 http://www.zaman.com.tr/?hn=171006&bl=yorumlar&trh=20050507
285 Yrd. Doç. Dr. Sevinç ÜÇGÜL Ermeni edebiyatında, halk sanatında, âşık edebiyatında dostluk motifl e- ri aranırken Ermeni edebiyatında olumlu Türk karaktere tesadüf edilme- mektedir. Bunun dışında diğer edebiyatlara da etki yaparak kendi acılarını
nen İspanyol yazar Gonsalo Guarço Ermeni Soyağacı 8 kitabı hakkında çok sayıda yazı vardı. Ermenistan Yazarlar Birliği’nin başkanı Levon Ananyan İspanyol yazarın konuya yaklaşımını; Haktan yana, hakikat peşinde olan yazarların asrın başlarındaki Ermeni trajedisine duyarsız kalamamasına bağlasa da yazarın kendisi Ermeni Soyağacı romanı nasıl doğdu sorusunu şöyle yanıtlar: Terez Jindro Agapyan isimli İsviçreli bir Ermeni kadınla
İtalyan yazar ve Doğu Hıristiyan kiliseleri üzerine araştırmaları ile tanınan bilim adamı Covanni Guayata’nın da Ararat’tan gelen Çığlık: Ar-
yazılar yer almaktadır. Ermeni edebiyatında Türk kelimesi diye aranan kaynaklar son derece üzücüdür. Burada kastedilen üzülme, Türk imajına yaktıkları olumsuz çizgiler değildir. Bir ulusun sanatı bu demli ideolojik silaha çevirip, çevresine, milletine, gençliğine ve geleceğine kin dolu, nefret dolu bir edebi miras bırakmasıdır. Хачатура Абовяна (1809-1848) eserlerinde onun yaşıdı Türk ve Azeri yazarlar halkalar dostluğundan bah- sederken Araks ırmağının öte tarafındaki barbar Türkler diye Azerilerden bahseder ve halkının onların her an hucum edip onları yok etmesi korku- suyla yaşadığını yazar. Tarihe bakıldığında Abovyan’ın yaşadığı yıllarda hiç bir problem yoktu. Fakat edebiyat tarihçileri ve eleştirmenler konunun tarihine bakmaksızın burada da uydurma bir yol takip etmişlerdir. Erme- ni şairi Mkrtiç Peşiktaşlıyan’ın (1828-1868) şiirlerinde karanlık gecelerde 8 Kitap
İspanyolca’dan Ermenice’ye Meri Sukiasyan tarafından çevrilmiş ve Californiya Üniversitesi’nden Prof. Richard Ovannisyan sonsöz yazmıştır. 286 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER bahsettiği tehlikelerin de Türkleri ima ettiği belirtilir. Durum aynı. Garegin Servandztyan’ın (1840-1892): Toros Axbar adlı kitabında Zile’deki Erme- nilerin hepsinin Türkçe konuştuklarını Ermeni edebiyatçıları bir baskının sonucu olarak açıklar, bu insanlarda millî Ermeni ruhunun öldüğünü ya- zarlar. Sovyet dönemi Ermeni edebiyatında da bu motif devam etti. Yazar- lar roman kahramanlarının çocukluklarından, anılarından bahsederek bu konuyu unutturmadılar ve güncel tutmaya gayret ettiler. Vahan Totovents (1894-1938) öykülerinde terk etmek zorunda kaldığı yerlere özlemini dile getirerek hasretinin sebeplerine değinir. Tarihi, tarihçiler değil halk yaratır. Tarihçisi, edebiyatçısı, dilcisi, sos- yologu, iktisatçısı, hukukçusunun anlatacaklarıyla birlikte sıradan insan- ların birlikte paylaştıkları yaşamdan bahsetmekle de tarihimize yapılan önyargı yok edilmeli, kendi içimizde değil herkesle konuşmak, paylaşmak için günümüzün fırsatından yararlanılmalıdır. Çok sayıdaki materyalleri tararken, dünya kamuoyunu etkilemede her Ermeninin sadece bunu yaptı- ğına kanaat getirilir. |
ma'muriyatiga murojaat qiling