Hazirlayanlar
Millî Birlik ve Beraberlik
Download 3.42 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- 1-Toplumsal Etkileşim
- b-Mimarî Yapılar ve Binalar
- 2-Toplumsal Dayanışma Örnekleri
Millî Birlik ve Beraberlik Aynı sofranın, aynı vatanın çocuklarıydık. Kaderimiz birdi. Onlarla bir sorun o gün de olamazdı, bugün de yok. Emperyalizmin elinde oyun- cak olanlarla, hangi etnik kökten gelirse gelsin. o gün de sorunumuz vardı, bugün de vardır. İster Türk, ister Kürt, ister Ermeni kökenli olsun, AB ka- pısına bağlananlar: Türk Devrimi’ni, millî devletimizi ve millî birliğimizi yıkmaya kalkışanlar, aslında siyasal açıdan aynı soydandırlar.
409 Şule PERİNÇEK Türkiye’de bugün vatanı savunma kararlılığı tayin edicidir. 1914-1923 arasında vatanımızı, ona göz dikenlere karşı savunduk. Kurtuluş Savaşı yaptık. Gerekirse yine yaparız. Kurtuluş Savaşları haklıdır. Emperyalizme boyun eğmeyiz. Bugün alınması gereken tavır budur. Bugün Ermeni soykırımı yalanı Türkiye’yi bölme ve Kuzey Irak’ta kurdurulan ikinci İsrail Devleti’ni ülkemiz topraklarına doğru genişletme planıyla bağlantılı olarak gündeme getirilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında başlayan hürriyet ve bağımsızlık mücadelesiyle, Kurtuluş Sa- vaşı ve Cumhuriyet Devrimi’yle bir millet oluşturan Türkümüzü, Kürdü- müzü, Ermenimizi, bütün milletimizi sımsıkı birleştirmek göreviyle karşı karşıyayız. Çünkü biz gol bir, el bir eliyek, birlikte dağık!
410 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Kaynakça Afetinan, Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün El Yazıları, Atatürk Kültür ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1988. And, Metin, 100 Soruda Türk Tiyatrosu Tarihi, Gerçek Yayınevi, İstanbul. __________, Meşrutiyet Döneminde Türk Tiyatrosu, Yapı Kredi Yayınları. __________, Tanzimat ve İstibdat Döneminde Türk Tiyatrosu, Yapı Kredi Yayınları. Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, İstanbul. Çeviker, Turgut, Gelişim Sürecinde Türk Karikatürü, İstanbul, 1986. Ertürk, Hüsamettin, İki Devrin Perde Arkası. Geçmişten Günümüze Türk Müziği, 3 Kitap, 1. Bir Operetti Yaşamak, 2. Direklerarası’ndan Pera’ya, 3. Yıldızlar Düşerken, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul. İstepanyan, Torkom, Hepimize Bir Bayrak. Kaçaznuni, Ovanes, Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok (1923 Parti Konferansı’na Rapor), 10. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. Kaygısız, Mehmet, Türklerde Müzik, Kaynak Yayınları, İstanbul 2000. Koçaş, Sadi, Tarih Boyunca Ermeniler ve Selçuklardan Beri Türk-Ermeni İlişkileri, Truva Yayınları, Ankara 1970. Koçer, Kemal, Kurtuluş Savaşlarımızda İstanbul, 1946. Koloğlu, Orhan, “Türkçe Dışı Basın”, Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, C.1. Lalayan, A. A., Taşnak Partisi’nin Karşıdevrimci Rolü (1914-1923), 2. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. Madat, A., “Operaları Avrupa’da Temsil Edilen Bir Yurttaşımız: Çuhacıyan”, Perde ve Sahne, 1 Mart 1944. Onaran, Âlim Şerif, Muhsin Ertuğrul’un Sineması, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1981. Özön, Nejat, İlk Türk Sinemacısı Fuat Uzkınay, TSD Yayınları, İstanbul 1970. Öztürk, Kâzım, Türk Parlamento Tarihi Araştırma Grubu, Türk Parlamento Tarihi TBMM IX. Dönem (1950-1954), C.VII (Özgeçmiş), Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Yayınları, Ankara 1998. Pamukciyan, Kevork, Mizahî Hayal Gazetesinin Ermeni Harfl i Türkçe Baskısı, Tarih ve Toplum, Haziran 1987. __________, Zamanlar, Mekânlar, İnsanlar/Ermeni Kaynaklarından Tarihe Katkılar, Aras Yayıncılık, 2003. Perinçek, Doğu, Orta Asya Uygarlığı, Kaynak Yayınları, İstanbul 2005. __________, Parti ve Sanat, Kaynak Yayınları, İstanbul 1995. Perinçek, Şule, “Bizim Ermeniler”, 2000’e Doğru Dergisi, 12 Nisan 1987. Salışık, Selahattin, Kurtuluş Savaşı’nın Gizli Örgütü, MM Grubu, Kaynak Yayınları, İstanbul 1999. Şen, Bimen, Klasik Türk Mûsikîsi Koleksiyonu.
411 Şule PERİNÇEK Talat Paşa, Hatıralarım ve Müdafaam, İkinci Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.
Tuğlacı, Pars, “Osmanlı Türkiyesi’nde Ermeni Matbaacılığı”, Tarih ve Toplum, Şubat 1991.
__________, Mehterhane’den Bando’ya, Cem Yayınevi, İstanbul 1986. Türk Halk Müziği Sözlü Eserler Antolojisi, TRT Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Müzik Dairesi Başkanlığı, Ankara 2000.
OSMANLI TOPLUMUNDA YAŞAMA SANATINA BİR ÖRNEK:YOZGAT’TA TÜRK VE ERMENİLER ARASINDA TOPLUMSAL ETKİLEŞİM VE DAYANIŞMA ÖRNEKLERİ Doç. Dr. Taha Niyazi KARACA Erciyes Üniversitesi Yozgat Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü E-mail: karaka@erciyes.edu.tr; Tel (GSM): 0 544 463 01 60 Özet Yozgat şehri Çapanoğullarının çeşitli etnik kökenden in- sanların bölgeye getirilmesi ile XVIII. yüzyıl başlarında oluşturulmuş bir şehirdir. Bu açıdan şehirdeki Türk ve Er- meni toplumlarının sosyo-kültürel etkileşimleri, toplumsal yaşantıdaki değişimlerini tespit etmek, Osmanlı şehrinde sergilenen birlikte yaşama sanatına mikro bir yaklaşım ola- caktır.
Yozgat, Orta Anadolu’da Türk ve Ermeni nüfusun yoğun olarak yaşadıkları yerlerden biridir. Çeşitli bölgelerden iç göç yolu ile şehirde bir araya gelen ve iki farklı toplum oluşturan Türkler ve Ermeniler farklılıklarına rağmen bir arada yaşayabilecekleri bir alan oluşturmayı başarabil- mişlerdir. Siyasal olayların ortaya çıkardığı etkiler dışarıda bırakıldığı taktirde, şehirde her iki kesim büyük bir zaman dilimini birlikte huzur içerisinde geçirmişlerdir. Bu tebliğde; iki farklı toplumun yaşantı alanları, aile yapı- ları, toplumsal ve kültürel anlamda etkileşimleri, komşuluk ilişkileri ve özellikle çeşitli doğal afetler ve sıkıntılar karşı- sında sergiledikleri yardımlaşma tavırlar belgelerle tespit edilmeye çalışılacaktır.
415 Doç. Dr. Taha Niyazi KARACA Giriş Yozgat şehri Türk-Ermeni ilişkileri ve Ermeni isyanları açısından özellikle incelenmeye tâbi tutulması gereken bir bölgedir. Çünkü burada- ki Ermeni nüfusunun oluşumu tamamen memnuniyet esasında bağlı kal- mıştır. Şehirde Ermenilere karşı gösterilen hoş görünün bir sonucu olarak 1800’lü yılların başında henüz 1 000 kişi 1 olan Ermeni nüfusu 1914 yılı sayımlarına göre 13 736 kişiye ulaşmıştır 2 . Bu da göstermektedir ki, Erme- niler şehirden göç etmeyi değil, sürekliliği olan bir şekilde çok değişik böl- gelerden Yozgat’a gelerek yerleşmeyi tercih etmişlerdir. Nitekim Yozgat’a gelen Charles Texier, Poujoulat, Kinnier, Cuinet, Perrot gibi birçok sey- yah şehirdeki Ermenilerin rahat yaşantıları ve zenginliklerine dair bilgiler vermişlerdir 3 . Şehirde olabildiğince varsıl bir şekilde yaşayan Ermenilerin Türklerle toplumsal ilişkisi ve dayanışmaya yönelik tavırları bu tebliğin konusunu oluşturmaktadır. 1 M. Baptistin Poujoulat, Voyage Des l’Asie Mineure En Mesopotamie, A Palmyre En Syrie En Paletsine Et En Egypt, Paris 1840, s.293. 2 Kemal Karpat, Ottoman Population 1830-1914, Demographic and Social Characteristics, The University of Wisconsin Press, Wisconsin-London 1985, s.172-173; Yozgat şehrindeki demografi k yapı ve yıllara göre nüfus değişim oranları ile ilgili çalışma için bkz. Taha Niyazi Karaca, “Yozgat Şehrinde Demografi k Yapı”, IV. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempoz- yumu Bildirileri (10-11 Nisan 2003), Kayseri 2003, s.307-321. 3 Yozgat’a gelen seyyahların şehir yaşantısı hakkında verdiği bilgileri ihtiva eden çalışma için bkz. Karaca, 19. Yüzyıl Avrupa Seyyahlarının Gözü İle Bir Anadolu Şehrinin Sosyo- Ekonomik Yapısı, Doç. Dr. Günay Çağlar Amağanı, Editör Mehmet İnbaşı, Erzurum 2004, s.150-163.
416 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER 1-Toplumsal Etkileşim Osmanlı döneminde dinî gruplar cemaat ya da millet olarak adlandı- rılmışlardır. Toplumsal etkileşimden kasıt ise Osmanlı dönemi tabiri ile bir cemaatin yaşam tarzının diğeri üzerindeki etkisidir. Bu etkinin ne şekilde olduğu şehre ait şer’iye sicilleri ve seyyahların hatıralarından tespit edile- bilmektedir. a-Aile Yaşantısı ve Örf-Adetler Şehre gelen seyyahların üzerinde durdukları en önemli konu her iki cemaatin yaşam tarzlarının, örf ve âdetlerinin birbirlerine olan yakınlığı olmuştur. Bu açıdan verilebilecek ilk örnek, her iki cemaatin aile yaşantıla- rının muhafazakarlık açısından birbirlerine yakın olmasıdır. Fred Burnaby diğer şehirlerde yaşayan Ermeni kadınlarının dış dünya ile bağlantılarının çok rahat olduğunu fakat Yozgat Ermenilerinin aile yaşantılarının Müslü- man Türk etkisi ile muhafazakar bir şekle büründüğünü belirtiyor 4 .
aile yapısının ortak yönlerinden bahsediyor. Texier’in belirttiğine göre her iki toplumda da aile içi yaşantı benzerlik göstermekte ve kadınlar kocaları- na karşı aşırı hürmetkâr davranmaktadırlar. Aile reisine duyulan hürmetten dolayı her iki toplumda da kadınlar kocaları ile aynı sofrada yemek yemez- ler. Oğullar da aynı şekilde babalarına karşı Türk geleneklerine göre davra- nırlar ve babalarının yanında asla çubuk içmezler. Texier bu benzerliklere değindikten sonra esas vurgusunu her iki toplumun birbirleri ile asla kavga etmeden geçinmelerine getirir ve ahalinin beşeri ilişkilerinin hüsn-i müna- sebet üzere olduğundan bahseder 5 . İki toplumun aile yaşantısında etkin unsurun Türk örf ve gelenekleri olduğu her iki seyyahın da ortak tespitidir. Bu tespit başka bir belge ile de kuvvetlendirilebilir. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri kayıtlarından tes- pit ettiğimiz belgede; Ermeni cemaati kiliselerinde iki bölüm olduğunu ve kadınlara ait olan bölümün tamire ihtiyacından bahsederek bunun için izin istemektedirler ki 6 , belge kilisenin haremlik ve selamlık olarak yapıldığını göstermektedir. 4 Fred Burnaby, At Sırtında Anadolu, Çeviren: Fatma Taşkent, İstanbul 1999, s.148 5 Charles Texier, Küçük Asya, III, Mütercim Ali Suad, Matbaa-ı Amire, İstanbul 1340, s.46. 6 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Hariciye Nezareti Mektubî Kalemi, Belge No: 32/70. 417 Doç. Dr. Taha Niyazi KARACA Diğer taraftan Ermeni dinî inançlarının yaşantı tarzları üzerindeki et- kileri tamamen kaybolmamıştır. Kendilerini Avrupa’ya daha yakın hisse- den Ermeniler yemeklerini masa üzerinde yerlerken Müslümanlar yerde yemeye devam etmektedirler 7 .
Ermenilerin şarap üreticiliği ve sofralarında şarap bulundurmalarının Müs- lümanlar tarafından hoş görülmesi, hatta bağcılığın Müslümanlar arasında da çok yaygın olması idi. Her ne kadar Müslümanlar şarap içmiyorlarsa da Hıristiyan misafi rleri ile aynı masada bulunduklarında ve onları ağırladık- larında ikram etmek için evlerinde şarap bulundurabiliyorlardı 8 . Bu da Hı- ristiyanların Türk cemaati üzerindeki etkisinden kaynaklanıyor olmalıdır. b-Mimarî Yapılar ve Binalar Toplumsal etki açısından düşünüldüğünde her iki toplumun ortak kül- türel değerlerini yansıtan en önemli öğelerden biri hiç şüphesiz ki mimarî yapılardır. Şehirdeki mimarî yapıların tasvirleri yine seyyahlar tarafından yapılmaktadır. Seyyahlara göre Yozgat mimarî yapıları ve özellikle evle- rinin görüntüsü açısından tam bir Avrupa şehrine benzemektedir 9 . Evle-
rin Müslüman ve Hıristiyanlara ait olanları tamamen aynıdır. Yapı olarak birbirlerinden farkları yoktur 10 . Bu evlerin hemen tamamı iki katlı geniş bahçeli ve kiremit çatılıdır 11 . İbadethaneler hariç olmak üzere diğer mekânların biçimlendirilme- lerinde de Avrupa etkisi gözlenmektedir 12 . Yozgat’ın tamamında görülen ev tiplerinde daha ziyade geleneksel Türk ev planlarının kullanıldığı gö- rülmektedir. Bunlar İç Sofalı, Dört Eyvanlı, Köşe Odalı plan tipleridir 13 .
olması şehirdeki Ermenilerin etkilerinden kaynaklanıyor olmalıdır. Bunun en somut örneği seyyahların hiçbir şehirde göremediklerini söyledikleri 7 George Perrot, Souvenirs D’un Voyage En Asie Mineure, Paris 1867, s.385-393. 8 Perrot, a.g.e., s.385. Ayrıca bkz. Henry F. Tozer, Turkish Armenia and Eastern Asia Minor, Longman&Co., London 1881, s.83. 9 Tozer, a.g.e., s.80-81. 10 Texier, a.g.e., s.46. 11 Vital Cuinet, La Turquie D’Asie, Paris 1891, s.297. 12 Avrupa etkisinin Anadolu içlerine ve Yozgat’a kadar uzanan etkisi için bkz. Rüçhan Arık, “Sanatta Batılılaşma Sürecinde Balkan-Anadolu Beraberliği”, Balkanlarda Kültürel Etkile- şim ve Türk Mimarîsi Uluslararası Sempozyumu Bildirileri, Cilt 1, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara 2004. 13 Hakkı Acun, Tüm Yönleri İle Çapanoğulları ve Eserleri, Ankara 2005, s.190.
418 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER büyük çarşı idi. İki katlı ve bir yüzü boydan boya camlı olarak yapılmış bu çarşı tam anlamı ile bir şaheser görüntüsünde idi 14 .
lı toplumunda Hıristiyanlar ile Müslümanların ayrı hamamları bulunmak- tadır. Yozgat’taki uygulama biraz faklıdır. Hıristiyan ve Müslüman ha- mamları ortaktır. Şehre 1837 yılında gelen Hamilton’un ifadelerine göre, hamamlar şehirdeki sosyal yaşantının en renkli ve eğlenceli kısımlarını oluşturuyordu. Bu sebeple hamamlar muhteşem güzellikte binalar olarak yapılıyorlardı 15 .
cemaatin hamamı eğlence mekânı olarak kullanması ve birbirlerini dışla- mamalarıdır. Binaların süslemeleri ve iç dekorasyonları Ermeni sanatçılara ait- ti. Konaklar resimlerle süsleniyordu. Hatta Türkiye’de çok nadir olan içi resimli camilerden biri Başçavuş Camii 1800-1801 yılında Yozgat’ta ya- pılmıştır 16 . Caminin iç duvarları manzara ağırlıklı resimlerle süslenmiş- ti. Aynı şekilde Çapanoğlu Camii’nin dış mahfi li de resimlerle süslenmiş bir şekilde yapılmıştır 17 . Cami içinin süslenmesi hiç şüphesiz ki, şehirde yaşayan Ermeni sanatçılarının Müslüman toplum üzerindeki etkilerinden kaynaklanmaktadır. c-Giysiler Toplumlararası ilişkilerde üzerinde durulması gereken diğer bir hu- sus giysilerdir. Yine seyyahlar tarafından tespit edildiğine göre Ermeni kadınları ile Müslüman kadınlarının giyimleri arasında pek fark bulunma- maktadır. Kadınların tercih ettiği en meşhur giysi Salta marka elbiseydi. Venedik’ten getirilmiş olan ve kadifeden yapılmış olan bir çeşit hırkadır. Bu elbisenin yakası ve kolları ipeklerle süslenirdi. Bu elbise Yozgat’ın zengin Müslüman Ermeni ve Rum kadınları arasında rağbetteydi. Daha düşük gelirlere sahip olanlar da entari, fi stan, maşlah, fermaniye, ferace türlerini giyerlerdi 18 .
15 William Hamilton, Researches in Asie Minor, Pontus and Armenia, London 1842, s.386 16 Acun, a.g.e., s.258-261. 17 Cami resimlerinin ayrıntılı tasvirleri için bkz. Acun, a.g.e, s.101-144. 18 İsmail Cansız, “Osmanlı Döneminde Yozgat’ta Sosyal ve Kültürel Hayat”, Osmanlı Devleti ve Bozok Sancağı, Yozgat 2000, s.227-228.
419 Doç. Dr. Taha Niyazi KARACA Erkeklere gelince onlar da genellikle setre giymektedirler. Diğer elbi- seler ise şalvar, ceket, cepken, cemedan, palto, sako, aba, erkek saltasıdır 19 .
kullanılmasına yol açmıştır. Cenova, Rumeli, kuzu, nafe gibi çeşitleri kul- lanılmıştır 20 .
tadır. Zenginliklerine göre giysinin kalitesi şekillenmektedir. d-İsimler ve Lâkaplar Sosyal ilişkilerin diğer bir boyutunu da isimler ve lâkaplar oluştur- maktadır. Ermenilerin, Müslüman çoğunlukta bir toplumda yaşamaları onların kullandıkları isimlerde belirgin değişmelerin olduğunu göstermek- tedir. Kadınlara konulan Müslüman isimler; Sultan, İpek, Maviş, Gülkız, Melek, Güllü, Yosma, Elmas gibi isimlerdir. Erkeklere konulan isimler ise; Arslan, Ayvaz, Ateş, Burak, Bahadır, Civelek, Hacı, Hıdır, İskender, Kap- lan, Murat, Rüstem vs. isimlerdir. Bu isimlerden başka özellikle erkeklere lâkaplar da takılmıştır. Bunlar; Balta, Bakla, İnce, Kara, Kişi, Kahya, Ka- fadar, Kalfa, Ölmez, Şişman, Kocaoğlan, Körpe vs. lâkaplardır 21 .
Yozgat’ta iki farklı cemaat olarak yaşayan Türk ve Ermenilerin yaşa- ma alanları olan mahaller de iç içe geçmiş bir durumdadır. 1844 yılına ait temettuat defterlerine göre Yozgat’taki mahallelerin büyük oranda karma bir yapıya sahip olduğu tespit edilmektedir. Medrese (123 hane), Taşköprü (260 hane), Mutafoğlu (148 hane), Çatak (267 hane) ve Nohutlu mahal- leleri yalnızca Müslüman nüfustan oluşmaktadır. Tekye (250 Müslüman, 199 Ermeni hanesi), İstanbulluoğlu (130 Müslüman, 63 Ermeni ve 48 Rum hanesi), Köseoğlu (108 Müslüman, 238 Ermeni hanesi), Tuzkaya (68 Müs- lüman, 186 Ermeni) mahalleleri karma yapıdadır 22 . 19 Cansız, a.g.e., s.228. 20 Cansız, a.g.e., s.230-231. 21 Cansız,, a.g.e., s.226. 22 1844-1845 yılı Yozgat temettuat defteri üzerine yapılan bir çalışma için bkz. Ahmet Akgün- düz, Said Öztürk, Yozgat Temettuat Defterleri I-III, Yimpaş Holding Yayını, İstanbul 2000. Ayrıca diğer bir çalışma için bkz. Z. Ahmet Bağdatlı, Tanzimat Dönemi Yozgat Kasabası- nın Sosyo-Ekonomik Yapısı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul 1991. 420 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Bu karma yapı Yozgat’taki iki farklı unsurun iç içe yaşadığını ve kom- şuluk ilişkilerini devam ettirdiğini göstermektedir ki, bu ilişkilerin mal or- taklığına kadar gitmesi de birbirlerine olan güvenlerini göstermektedir 23 . Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan vukuat raporları ve şer’iye sicil- lerindeki kayıtlar dikkate alındığında her iki kesimin birbirlerine karşı iş- ledikleri suç miktarının yok denecek kadar az olduğu görülebilir. Nitekim 1882-1887 yıllarına ait olan 2 numaralı şeriyye sicilindeki kayıtta bir ya- ralama hadisesi görülmektedir 24 . Bu defterdeki kayıtlarda her iki toplumun birbirlerine mahkemelerde vekillik yaptıkları da tespit edilebilmektedir 25 . George Perrot, iki toplum arasındaki ilişkilerin bir değerlendirmesini yaparken Yozgatlı Hacı Ohannes’in Müslüman arkadaşlarından bahset- mektedir. Ohannes’in yalnızca şehir merkezinde değil, çevre köylerde de birçok arkadaşı vardır ve bunlar şehre geldiklerinde kendisini ziyaret et- meden ayrılmamaktadırlar 26 . Yukarıda belirttiğimiz örnekler doğrultusunda Yozgat şehrinde Türk ve Ermenilere dair bir toplumsal etkileşim betimlemesi yapılacak olursa denilebilir ki; her iki toplum da etkin özellikleri doğrultusunda diğerini etkilemişlerdir. Türklerin Ermenileri aile, örf, gelenek ve yaşam tarzı açı- sından belirli bir etkide bıraktığı, Ermenilerin de Müslüman Türkleri sanat ve mimarî uygulamalarda etkilediği tespit edilebiliyor. 2-Toplumsal Dayanışma Örnekleri Yozgat şehrinde ortaya çıkan görüntü Müslümanlarla Hıristiyanların iyi komşuluk ilişkileri yaşadığını ortaya koymaktadır. Büyük toplumsal felâketlerde bu komşuluk ilişkilerinin dayanışmaya dönüştüğü olaylar da yaşanmıştır. Bu dayanışmaya dair vereceğimiz ilk olay 1874 yılına ait kıt- lık felâketi ile ilgilidir. 1874 kıtlığında binlerce insan ve hayvan açlıktan hayatını kaybetmiş- tir
27 . Hamilton’a göre bu kıtlık sırasında 100 000 baş sığır ve 150 000 insan 23 Karaca, Ermeni Sorununun Gelişim Sürecinde Yozgat’ta Türk-Ermeni İlişkileri, Ankara 2005, s.43-45. 24 Hatice Yüzgeçer, 2 Numaralı Yozgat Şer’iye Sicilinin Transkripsiyonu ve Değerlendirilme- si (H.1299-1304/M.1882-1887), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri 2005, s.297. 25 Yüzgeçer, a.g.t., s.298. 26 Perrot, a.g.e., s.385-393. 27 1873-1874 yılına ait bu kıtlığın görgü şahitlerinden biri de 1852 doğumlu Ankaralı Halime Çamçır’dı. 1952 yılında anlattıklarına göre kıtlık yılında onbinlerce koyun telef olmuş,
421 Doç. Dr. Taha Niyazi KARACA ölmüştür 28 . Bu kadar büyük bir kıtlığın ortaya çıkardığı tahribatın önüne zamanında geçemeyen hükümet, Anadolu’nun diğer illerinden hayırsever- lerin yardım etmeleri konusunda gazetelere ilân vermişti 29 . Hükümet bu kıtlığı ancak halkın yardımları, diğer illerin gönderdiği ve İngiltere’den ge- len yardımlarla biraz olsun hafi fl etebilmişti 30 . Fakat bölgedeki etkiler uzun süre devam etmiş, kıtlık diğer yıllarda da çeşitli vesilelerle yaşanır olmuş- tu. İşte bu süreç içerisinde Ermeni zenginlerinden Papazyan Hamparsum hükümetin talebi olmadığı halde Keskin kazasındaki ihtiyacı karşılamak üzere karşılıksız olarak yardım ve hizmette bulunmuştu. Hamparsum’un bu davranışı karşısında hükümet onu taltif etmeye karar vermiş ve üçüncü dereceden nişan ile ödüllendirmişti 31 .
Kralı adına yemin etmesi üzerine yaşanmıştı. Olayı protesto etmek için Türkler ve Ermeniler büyük bir dayanışma içerisinde protesto mitingleri düzenlemişlerdi. Mitinge 20 000 Osmanlı vatandaşı katılarak, hep bir ağız- dan Osmanlılığa bağlılıklarını haykırmışlardı. Mitingde Kirkor ve Nersis adlarındaki iki Ermeni vatandaşın konuşmaları iki cemaatin tek yumruk olduğunu gösteriyordu 32 .
ği tehcirden dönen Ermenilere Müslümanların yaptığı yardım olmuştur. 1918 Ekimi’nde Ermenilerin geri dönüşleri için kararname çıkartıldığında binlerce Ermeni tekrar Yozgat’a dönmüştü. Hükümetin gerekli yardımı ilk zengin olmalarına rağmen yiyecek hiçbirşey bulamamışlar, süpürge tohumu ve kuru otlarla yaşantılarını devam ettirmek zorunda kalmışlardı. Kıtlık yılında Ankara’da günde bin kişi- den fazla ölüm olmuş ve sokaklar cesetlerle dolmuştu. Bkz. Kemal Bağlum, Beşbin Yılda Nereden Nereye Ankara, Ankara 1992, s.25. 28 Tozer, kıtlığın oluşumunu şu şekilde anlatıyor: İlk sorun 1873 yılındaki kuraklık sebebi ile mahsül azalmış ve takip eden Kasım-Aralık aylarında şiddetli yağmur yağmış ve Ocak- Şubat aylarında çok şiddetli kar yağışı olmuştu. Talihsizliğin en ağır şekli şehirlerde yaşan- mıştı. Çünkü yiyecek rezervleri kullanıldığından hiç bir şey kalmamış ve kar yağışı yol- ları kestiğinden bahara kadar kaçınılmaz açlık şehirde yaşayanları tüketmişti. Bkz. Tozer, a.g.e., s.45-93. 29 BOA, A. MKT. MHM, Belge No: 476/13. 30 Diyarbakır valisi İsmail Hakkı Paşa şehrin ihtiyacını karşılamak üzere zahire ve hayvan gönderilmesi işini üzerine alarak çalışmalara başlamıştı. BOA, A.MKT.MHM., Belge No: 74/23. Kıtlık üzerine Levant Herald gazetesinin yayınları üzerine İngiltere’de bir miktar yardım toplanmış ve bölge için harcanmak üzere hükümete teslim edilmişti. Levant Herald gazetesinin kıtlık yardım ile ilgili gazete haberleri için bkz. The Famine in Asia Minor, its History, Compiled From the Pages of the Levant Herald, Constantinople 1875. 31 BOA, Y.PRK.BŞK., Belge No: 12/43. 32 Karaca, a.g.e., s.182. 422 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER hamlede yapamaması üzerine Ermeniler zor durumda kalmışlardı. İşte bu noktada Yozgatlı Müslüman komşuları devreye girerek yardım kampanya- sı başlatmışlar ve Ermenilerin iaşelerini temin etmeye çalışmışlardır 33 . Download 3.42 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling