Hazirlayanlar


Download 3.23 Mb.
Pdf ko'rish
bet26/42
Sana17.10.2017
Hajmi3.23 Mb.
#18083
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   42

Sonuç

Osmanlı Ermenilerinin XIX. yüzyılda hayatın ve edebiyatın batı et-

kisinde yeniden şekillenmesinde öncü bir rol oynadıkları görülmektedir. 

Batılı bir tür olarak tiyatro onlarla oluşmuş, gelişmiş, Türkçeleşmiş, ne-

redeyse yüzyılın sonuna kadar onlarla var olmuştur. Ermeni harfl eriyle 

de olsa ilk Türkçe roman Ermeni asıllı bir devlet adamının kaleminden 

çıkmış, yine Ermeni harfl eriyle Türkçe yayımlanmış onlarca mecmua ve 

gazete, toplumun her türlü sorularına ve sorunlarına tercüman olmuştur. 

Çağdaş politikaların ve liberal ekonomik sistemlerin kökenlerine inilirken, 

bir Sahak Abro’nun, bir Sakızlı Ohannes Paşa’nın payları elbette kendi-

lerine teslim edilecektir. Ancak her ilişkinin iki tarafl ı olduğu gerçeği de 

unutulmayacaktır.

Denilebilir ki, Tanzimat’ın nimetlerinden en çok Ermeniler yarar-

lanmıştır. Bunda Tanzimat’ı hazırlayanlara çok yakın duruşlarının büyük 

önemi olmalıdır. Bu yakın duruş da öteden beri varlıklı bir zümre oluştur-

malarından, çoğunun okuma-yazma bir yana, en az bir yabancı dil bilme-

lerinden kaynaklanmıştır. Yeni dönemde devlet yeniden yapılandırılırken 

ardına kadar açılan geniş kapılardan, çok sayıda Ermeni girmiştir. Başta 

Hariciye ve Tercüme Odası olmak üzere önemli kurumlarda üst düzey gö-

revler üstlenmişlerdir

71



67 Tevfi k Çavdar, “Cumhuriyet Döneminde Türk İktisadî Düşüncesi”, Cumhuriyet Dönemi 



Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, C. 4, İstanbul 1993, s.1074.

68  Ahmet Güner Sayar, Osmanlı  İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması, Ötüken Yayınları, 2. 

Baskı, İstanbul 2000, s.371-372. 

69 Eser, Güzel Sanatlar Tarihine Giriş adıyla Kahraman Bostancı tarafından yeni harfl ere ak-

tarılmış ve Hece Yayınları tarafından 2005’te yayınlanmıştır. 

70 Beşir Ayvazoğlu, “Türkiye’de Sanat Tarihi ve Estetikle İlgili İlk Çalışmalar”, Erdem, Eylül 

1989, C.5, Sayı 15, s.986. 

71 Ayrıntı için bkz. Çark, a.g.e., s.110 ve devamı. 



346

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

Bütün bunlar tabiidir. Türkler ve Ermeniler uzun süre mutlu bir ortak 

hayat sürmüşlerdir. Sadece devlet değil, Müslüman halk da kendilerine her 

zaman büyük güven duymuştur. Çünkü Ermeniler, yüzyıllarca Türk kültür 

ve yaşantısıyla içiçe yaşamış, yaşadıkları ortama uyum sağlamış, Türklerin 

dillerini, edebiyatlarını benimsemişlerdir. O kadar ki, 1877-1878 Osmanlı-

Rus Savaşı’nın sonrasında Ayastefanos ve Berlin Antlaşmaları’ndan sonra, 

kışkırtmalarla zorlama bir Ermeni sorunu çıkarıldıktan sonra bile büyük 

Ermeni çoğunluğu pozisyonlarını değiştirmek bir yana, olup bitenlere kar-

şı açık tavır almışlardır. Dikran Çuhacıyan vatanseverlik duygularını pe-

kiştirici coşkun marşlar bestelerken, Güllü Agop Tiyatrosu’na eskisinden 

de sıkı bir disiplinle sarılmış, tiyatrosu kapatıldıktan sonra dahi Saray’da 

hizmetlerini sürdürmüştür. Sakızlı Ohannes Paşa, bir taraftan Mekteb-i 

Mülkiye’de Siyaset ve İktisat dersleri verirken, bir taraftan da devletin en 

tepe noktalarında bulunmuş, tam 11 yıl II. Abdülhamit’in Hazine-i Hassa 

nazırlığını yapmıştır.

Tabii olmayan daha sonraki gelişmelerdir... 



347

Yrd. Doç. Dr. Ali BUDAK



Seçilmiş Bibliyografya 

Akyüz, Kenan, Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri (1860-1923) I, 3. Baskı, 

Ankara 1979.

And, Metin, “Türkiye’ye Gelen İlk Gözbağcılar”, Tarih MecmuasıŞubat 1967.

__________, “Gedikpaşa Tiyatrosu’ndan Önceki Türkçe Oyunlar”, Türk Dili (Tiyatro 

Özel Sayısı), Sayı 178. 

__________, Tanzimat ve İstibdat Döneminde Türk Tiyatrosu 1839-1908, Türkiye İş 

Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1972.

Ayvazoğlu, Beşir, “Türkiye’de Sanat Tarihi ve Estetikle İlgili İlk Çalışmalar”, Erdem, 

Eylül 1989, C.5, Sayı.15. 

Banarlı, Nihad Sami, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, MEB Yayınları, İstanbul 1978.

Berberian, Hayk, “La Literature Armeno-Turque”, Philologiae Turcicae Fundamenta 

II, Wiesbaden 1964.

Budak, Ali, Batılılaşma Sürecinde Çok Yönlü Bir Osmanlı Aydını Münif Paşa, 

Kitabevi YAyınları, İstanbul 2004.

__________, “Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye-Bir Sivil Eğitim Kurumu”, Sivil Toplum 

2 (6-7), İstanbul 2004, s.103-122.

Çark, Y.G., Osmanlı Devleti Hizmetinde Ermeniler 1453-1953, İstanbul 1953.

Çavdar, Tevfi k, “Cumhuriyet Döneminde Türk İktisadî Düşüncesi”, Cumhuriyet 

Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, C.4, İstanbul 1993.

Gazimihal, Mahmut R., Türk Askerî Muzıkaları Tarihi, İstanbul 1955.

Gerçek, Selim Nüzhet, “İlk Te’lif Piyesler”, Ulus Gazetesi, 5 Şubat 1944.

Gürün, Kamuran, Ermeni Dosyası, Ankara 1963.

İhsanoğlu, Ekmeleddin, “Modernleşme Süreci İçinde Osmanlı Devleti’nde İlmî ve 

Meslekî Cemiyetleşme Hareketlerine Genel Bir Bakış”, Osmanlı İlmî 

ve Meslekî Cemiyetleri, İstanbul 1987, s.197-220.

Kodaman, Bayram, Ermeni Macerası-Tarihî ve Siyasî Bir Değerlendirme, Isparta 

2001.


Kut, Turgut, “Ermeni Harfl i Türkçe Telif ve Tercüme Romanlar”, Beşinci Milletler 

Arası Türkoloji Kongresi-Tebliğler II, İstanbul Üniversitesi Edebiyat 

Fakültesi Yayını, İstanbul 1985. 

Mardin, Şerif, Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu, İletişim Yayınları, İstanbul 1996. 

Moltke, Helmuth von, Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar 1835-1839, 

Çeviren Hayrullah Örs, TTK Yayınları, Ankara 1960. 

Namık Kemal, “Mukaddime-i Celal”, Celaleddin Harzemşah, Hazırlayan Hüseyin 

Ayan, Dergâh Yayınları, Dördüncü Baskı, İstanbul 1975.

Oskanyan, C., The Sultan and His People, New York 1857. 

Öztuna, Yılmaz, Büyük Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi I-II, Kültür Bakanlığı Yayını, 

Ankara 1990. 

Öztuna, Yılmaz, Büyük Türkiye Tarihi, C.7, Ötüken, İstanbul 1978.

Sahak Abro, İlm-i Tedbîr-i Menzil, İstanbul 1268 (1852).


348

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

Sakızlı Ohannes Paşa, Güzel Sanatlar Tarihine Giriş, Yayına Hazırlayan Kahraman 

Bostancı, Hece Yayınları, Ankara 2005. 

Sayar, Ahmet Güner, Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması, Ötüken Yayınları, 

2. Baskı, İstanbul 2000. 

Sevengil, Refi k Ahmet, Türk Tiyatrosu Tarihi III; Tanzimat Tiyatrosu, MEB 

Yayınları, İstanbul 1961.

Stepenyan, Karnik, Urvakitj Arevmidahay Tadroni Badutyan, (Batı Ermenilerinin 

Tiyatrosunun Tarihinin Ana Çizgileri) (Ermenice), I (1962), II, (1969). 

Tanpınar, Ahmet Hamdi, XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Çağlayan Kitabevi, 4. 

Baskı, İstanbul 1976.

Tietze, Andreas, Akabi Hikâyesi -Önsöz- İlk Türkçe Roman (1851), Eren Yayıncılık, 

İstanbul 1991. 

Türkmen, Fikret, Türk Halk Edebiyatı’nın Ermeni Kültürüne Tesiri, Akademi 

Kitabevi, İzmir 1992. 

Vartan Paşa, Akabi Hikâyesi; İlk Türkçe Roman (1851), Yayına Hazırlayan Andreas 

Tietze, Eren Yayıncılık, İstanbul 1991. 

Yalçın, Alemdar, II. Meşrutiyet’te Tiyatro Edebiyatı, Gazi Üniversitesi Yayınları, 

Ankara 1985.

Yazıcı, Nesimi, “İbret”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 21, İstanbul 

2000.


Zobu, Vasfi  Rıza, “Güllü Agop’a Ait Tetkikler”, Cumhuriyet Gazetesi, 18-23 Aralık 

1958.


XVIII. YÜZYIL KIBRIS ERMENİLERİNİN

SOSYO EKONOMİK DURUMLARI

Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL

Yakın Doğu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

E-mail: aeozkul@gmail.com; Tel: 0 533 840 72 72; 0 392 223 64 64 /252


Özet

Osmanlı toplumunda Ermenilerin ticaretle yoğun olarak 

uğraştıkları bilinmektedir. Kıbrıs gibi Akdeniz ticaretinde 

ve özellikle Doğu Akdeniz ticaretinde önemli bir rolü olan 

adada bulunmamaları düşünülemezdi. 

Kıbrıs’taki Ermeniler kaynaklardan öğrenildiği kadarıyla, 

adada daha çok ticaret özellikle ipek ticareti ve üretimi ile 

Fransız konsoloslarına konsolos tercümanlığı gibi işlerde 

faaliyet göstermişlerdir. Diğer gayrimüslim toplumlarda 

olduğu gibi Kıbrıs Ermenilerinin hem siyasî hem de ru-

hanî liderleri Kıbrıs Ermeni murahhasları idi. Söz konusu 

dinî lider Kıbrıs Ortodoks başpiskoposları gibi oldukça ge-

niş yetkilere sahip olmasına karşın onlardan farklı olarak 

İstanbul’daki Ermeni Patriği’ne bağlı idiler. Ayrıca Ermeni 

murahhaslarının, Ortodoks başpiskoposlar kadar devlete 

sorun olmadıkları kaynaklardan öğrenilmektedir. 

Çalışmada, Kıbrıs adasında yaşayan Ermenilerin adadaki 

diğer unsurlarla (Müslüman-Ortodoks) olan ilişkileri ve 

çatışmaları üzerinde durularak Osmanlı ülkesinin diğer 

bölgeleri ile karşılaştırmalar yapılmıştır. 

Araştırma Kıbrıs Lefkoşe şer’iye sicillerinden yola çıkılarak 

elde edilen verilerle desteklenmiştir.

Araştırma sonrasında öz olarak Kıbrıs adasında yaşayan 

Ermenilerin sosyo-ekonomik hayata ve topluma yaptıkları 

katkılar ile bunların ada kültürüne yansımaları ile ilgili so-

nuçlara ulaşılmıştır.



353

Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL



Giriş

Kıbrıs Ermenilerinin tarihsel varlığı Bizans dönemine kadar geriye 

gitmektedir

1

. Lusignanlar devrinde (1191-1489) başkent Lefkoşa’da bir 



Ermeni mahallesi bulunmaktaydı

2

. XIV. yüzyılın ilk yıllarında Kilikya Er-



menileri ile Kıbrıs Lusignan Krallığı ve İtalyan şehir devletleri arasında 

ticarî ilişkiler yapılmaktaydı

3

. Kıbrıs Ermenilerinin kökenleri Kilikya, Su-



riye ve İran Ermenilerine (Ermeni-i Acem) dayanmaktaydı

4

. Kıbrıs adasın-



da yaşayan Ermeni toplumunun liderleri olan murahhaslar İstanbul’daki 

Ermeni Patrikliği’ne bağlıdırlar

5

. Ermenilerin, Lefkoşa kazasında yoğun 



olarak Meryem Ana adlı kiliselerinin bulunduğu Karamanîzade

6

 mahal-



lesinin yanında, başta Ermeniyan (Ermeniye, Ermeni)

7

 mahallesi olmak 



1  Theodore Papadopoullos, Social and Historical Data on Population (1570-1881), Nicosia 

1965, s.87.

2  Ronald C. Jennings, Christians and Muslims in Ottoman Cyprus and the Mediterranean 

World, 1571-1640, New York 1993, s.165.

3 Mehmet 

Akif 


Erdoğru, “Kıbrıs Ermenileri Üzerine Notlar (1580-1640)”, Tarih İncelemele-

ri Dergisi, XXII/1, İzmir 2002, s.2.

4 Erdoğru, “Kıbrıs Ermenileri Üzerine Notlar”, s.2 vd.; Ali Efdal Özkul, Kıbrıs’ın Sosyo-

Ekonomik Tarihi 1726-1750, İstanbul 2005, s.278 vd.; Kıbrıs Şer’iye Sicili (KŞS), 17-31/2. 

(Kıbrıs Şer’iye Sicili, burada ilk önce defter numarası verilmiş, daha sonra sırasıyla sayfa 

sayısı ve hüküm numarası belirtilmiş ve çalışmanın tamamında, sicillere yapılan atıfl arda 

bu yol izlenmiştir.)

5 KŞS, 16-29/1. 

6 KŞS, 14-46/1.

7 KŞS, 16-3/2.



354

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

üzere Lefkoşa’nın diğer bölgelerinde de yaşadıkları mahkeme kayıtların-

da görülmektedir

8

. 1572 sayımına göre, Kıbrıs’ın başkenti Lefkoşa’da 8 



mahalle bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi Ermenilere aittir. Yine aynı 

sayım sonuçlarına göre, Lefkoşa’daki Ermeni nüfusu, şehir nüfusunun sa-

dece % 8’ini oluşturmaktadır

 9

. Daha çok kutsal topraklara giden Ermeni 



hacılar için yapıldığı düşünülen Girne kazasındaki Megara (Saint Makar) 

Manastır’ı, Kıbrıs’taki Ermenilere ait dinî yapılardandır

10

. Osmanlının ada-



yı fethinden sonra buraya gönderilenler arasında birkaç Ermeni ailesinin de 

bulunduğu kaynaklardan öğrenilmektedir

11

. XVII. yüzyılın ilk çeyreğinde, 



İran Ermenileri ipek ticareti için adaya gelmişler ve yerleşmişlerdir

12

.



Osmanlı ülkesinin tümündeki mahkemelerde olduğu gibi, Lefkoşa’daki 

mahkemeye başvuran gayrimüslimlere de, bağlı bulundukları  sınıfa ve 

özelliklerine göre hitap edilmektedir. Örneğin, gayrimüslim bir erkek için 

davalarda zımmî

13

, Ermeni


14

, Yahudi


15

 veya nasranî (nasarâ)

16

 gibi terimler 



kullanılırken, bayan bir gayrimüslime ise zımmîye

17

, nasrâniye



18

, Ermeni-

ye

19

 şeklinde hitap edildiği görülmektedir. Bu konularda çalışan kimi araş-



tırmacılar zımmî, zımmîye terimlerinin Kıbrıs’ta yaşayan Ortodoks halk 

için, nasarâ ve nasrâniyenin ise Lâtin Hıristiyanlar için kullanıldığını ileri 

sürmektedirler

20

. Kıbrıs’taki Ermeniler sicillerde ya cizye kayıtlarında (Er-



meni-i Acem) ya da maddî konulardaki davalarda ortaya çıkmaktadırlar.

8 KŞS, 20-47/2, 21/84-2; Nuri Çevikel, “18. Yüzyıl Osmanlı Kıbrısı’nda Ermenilerin Duru-

muna Dair Bazı Tespitler”, Yeni Türkiye 7/38, Ankara Mart-Nisan 2001, s.711.

9  Jennings, “The Population, Taxation and Wealth in the Cities And Villages of Cyprus, Ac-

cording to the Detailed Population Survey (Defter-i Mufassal) of 1572”, Journal of Turkish 

Studies, 1986, X, s.176 vd.

10 KŞS, 17-65/1.

11 Erdoğru, “Kıbrıs’ın Türkler Tarafından Fethi ve İlk  İskân Teşebbüsü (1570-1571)”, 

Kıbrıs’ın Dünü-Bugünü Uluslararası Sempozyumu (28 Ekim-2 Kasım 1991) Tebliğleri, 

Ankara 1993, s.48.

12 Erdoğru, “Kıbrıs Ermenileri Üzerine Notlar”, s.3.

13 KŞS, 13-124/3.

14 KŞS, 17-106/4.

15 KŞS, 16-205/1.

16 KŞS, 14-14/1.

17 KŞS, 4-197/1, 14-33/2, 15-43/5.

18 KŞS, 13-122/1.

19 KŞS, 15-9/6.

20  Jennings, a.g.e., s.149; Recep Dündar, Kıbrıs Beylerbeyliği (1570-1670), Yayımlanmamış 

Doktora Tezi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Eğitimi Anabilim Dalı, 

Malatya 1998, s.397. 


355

Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL

Kıbrıs’taki Ermeni halkın vekilleri olmalarından dolayı, halktan borcu 

olanların borçları Ermeni papazlardan talep edilebilmektedir. 1153 yılında, 

aslen Urfalı olup Kıbrıs adasında, Lefkoşa’da Han-ı Komari’de kalan, es-

Seyyid Veli ibn-i Mehmed, Karakaş Muhtar adlı Ermeninin kendisinden 

300 kuruş borç aldığını ve bu borca da Ermeni papazı olan Kirkor ve-

led-i Libares’in kefi l olduğunu bildirip Karakaş’ı bulamadığından parayı 

Papaz’dan istemektedir. Kirkor’un ise, kimseye kefi l olmadığını belirtmesi 

üzerine Papaz’dan söylediklerinin doğruluğu için yemin etmesi istenmiş-

tir. Papaz’ın da alâ vefkü’l-mes’ûl yemin billâhi ellezi enzele’l-İncil alâ İsâ 

aleyhi’s-selâm şeklinde yemin etmesi Veli’nin davayı kaybetmesine neden 

olmuştur


21

. Burada adı geçen Ermeni papazının, Kıbrıs adasındaki Erme-

nilerin lideri olan Ermeni murahhasası mı yoksa sıradan bir mahalle papazı 

mı olduğu kesin olarak tespit edilememiştir. 

Kıbrıs’taki Ermeni halkın reisleri olan Ermeni murahhasalarıyla ilgili 

söz konusu yıllarda, sicillere yansımış beş adet kayıt bulunmaktadır. Bun-

larda, adaya atanan murahhasalara verilen geniş yetkiler göze çarpmak-

tadır. İstanbul ve çevresinin Ermeni Patriği olan Agop (Hagop Nalyan)

22

 

adlı rahip, Divan-ı Hümayun’a sunduğu dilekçe ile, Patrikliğine bağlı 



olan Kıbrıs adasında, Lefkoşa kazasındaki Meryem Ana Kilisesi ve Gi-

riniyye kazasındaki Megara Manastırı ve çevresinin Ermeni murahhassa-

sı olan Arotin adlı rahibin ölümü üzerine, onun yerine Virtaş adlı rahibin 

tayin edilmesini istemektedir. İstanbul da bu isteğe uyarak, 1 000 akçelik 

mîrî peşkeşi vermesi şartıyla Virtaş’ı, Arotin’in yerine 1156 (1743) yılı 

Cemaziyelevveli’nin sekizinde Kıbrıs Ermeni murahhasası olarak atamış-

tır

23

. Bu tayin beratı incelendiğinde Kıbrıs’taki Rum cemaatinin liderleri 



olan başpiskoposlara verilen yetkilerin bir çoğunun, Ermeni murahhasala-

rına da tanındığı ortaya çıkmaktadır. Ermeni murahhasalarına verilen yet-

kiler ise şunlardır:

Murahhasalığa bağlı yerlerde murahhasanın istediği papazı görevden 

almasına ve istediğine görevi vermesine kimse karışmayacaktır. Rahibin 

izni olmadan, bazı taşra papazları âyinlerine muhalif olarak, nikâha uygun 

olmayan kefereye, nikâh yapmayacaklardır. Bir zımmîye kadın kocasın-

dan kaçarsa veya boşanırsa murahhasalarından veya murahhasanın vekil-

lerinden başka kimse araya girmeyecek veya karışmayacaktır. Ehl-i örften 

21 KŞS, 15-96/3.

22  Kevork Pamukciyan, “Onsekizinci Yüzyılda Patrik Basmaciyan’a Verilen Cülus Fermanı”, 

Tarih ve Toplum, XV/88 (1991), s.38.

23 KŞS, 15-222/1.


356

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

hiçbir görevli Ermenilerin nikâhlarına, boşanmalarına veya iki zımmî-

nin arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklara, olay rızalarıyla çözüldüğünde 

müdahale etmeyecektir. Murahhasalığa bağlı yerlerde ölen karabaşların, 

papazların ve marabelet adlı keşişe avratların (rahibe) terekeleri rahipleri 

tarafından yapılacak; bunlarla ne beytülmal emini ne de kassamlar ilgilen-

meyeceklerdir. Ayrıca ölen bu görevliler ve diğer Ermeni zımmîler, kendi 

âyinleri üzere kiliselerine, Patrik ve murahhasaya her ne vasiyet ederler-

se kabul olunacaktır. Ermeni şahitler mahkemelerde kabul edileceklerdir. 

Ermeni ruhbanlardan, kilise ve manastırları yokken, etrafta gezerek halka 

kötülük yapanlar, ancak rahipleri tarafından cezalandırabileceklerdir. Bu 

kişilerin âyinleri üzere, kiliselerine bağlı bağ, bahçe, çiftlik, tarla, çayır, 

değirmen, manastır vb. kiliseye vakfedilen eşya ve davarlara kimse karı-

şamayacaktır

24



İlgili dönemde, ehl-i zimmet kefere başpiskoposluğunda olduğu gibi 

Ermeni murahhasalığında da çekişmelerin olduğu gözlemlenmektedir. 

Daha önce belirtildiği gibi, 1156 (1743) yılında Kıbrıs Ermeni murahha-

salığına Virtaş adlı rahip atanmıştır. Ancak bu sırada adada Serkis adlı bir 

başka rahibin murahhasılığı beratsız olarak ele geçirdiği görülmektedir. 

Bunun üzerine, kendi Patrikliğine dâhil olan Kıbrıs adasında, kendi seçtiği 

Virtaş’ın murahhasa olmasını isteyen İstanbul Ermeni Patriği Agop, Di-

van-ı Hümayun’a tekrar başvurarak, Virtaş’ın Kıbrıs murahhasalığını ele 

geçirmesini sağladığı gibi Serkis’i de Kıbrıs’tan uzaklaştırmıştır

25



Başka bir belgede ise, Virtaş görevini iyi yapamadığı için, İstanbul’daki 

Ermeni Patriği, onun yerine Avadik adlı Ermeni rahibin atanmasını Di-

van-ı Hümayun’dan istemiştir. Bunun üzerine 1157 (1744) yılı Şabanı’nın 

dördünde bu kez Kıbrıs Ermeni murahhasalığına rahip Avadik tayin edil-

miştir

26

. 1159 (1746) yılında ise, Kıbrıs Ermeni murahhasası olan Avadik, 



Sis Ermeni murahhasası tarafından, Halep Ermeni murahhasalığına tayin 

olunca İstanbul Ermeni Patriği bu sefer göreve 1159 senesi Recebi’nin ye-

dinci gününden itibaren Osib rahibin atanmasını istemiştir

27

. Daha sonraki 



tarihli sicillerden, Osib adlı rahibin, 1188 (1774) yılı Cemaziyelâhiri’nin 

ortalarında öldüğü ve yerine Kıbrıs Ermeni murahhasalığına Kirkor adlı 

24 KŞS, 13-223/1, 15-222/1, 16-29/1, 17-65/1.

25 KŞS, 15-223/1.

26 KŞS, 16-29/1.

27 KŞS, 17-65/1.



357

Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL

rahibin, 1188 senesi Cemaziyelâhiri’nin on altıncı gününden itibaren atan-

dığı anlaşılmaktadır

28



1156-1159 yılları arasında Kıbrıs’taki Ermeni toplumunun liderleri 



olan murahhasaların çeşitli nedenlerle sık değiştikleri görülmektedir. Bu 

kısa dönemde, üçü yasal tayin olmak üzere dört rahip, bu görevde bulun-

muştur. Doğal olarak bu durumdan adadaki Ermeni toplumu da olumsuz 

etkilenmiştir. Ancak daha sonraki yıllara ait bir hükümden, eğer bir isim 

benzerliği yok ise, Osib’in, 1188 yılına kadar Kıbrıs Ermeni murahhasalı-

ğında kaldığı öğrenilmektedir.

Ermenilerin liderleri olan murahhasalar ve Rumların liderleri olan baş-

piskoposlar, hemen hemen aynı haklara sahip olmalarına rağmen, Ermeni 

rahipler 1 000 akçe mîrî peşkeş verirlerken, başpiskopos olanlar 73 500 

akçe mîrî peşkeş vermektedirler. Bunun nedeni, bu miktarların, Kıbrıs’taki 

Ermeni ve Rum halkların nüfuslarıyla orantılı olmasıdır. Belgelerden, Er-

meni papazlarına, Rumların dinî liderleri gibi geniş yetkiler verilmesine 

rağmen, bunlar adada Rum papazlar kadar etkili olamadıkları anlaşılmak-

tadır. Onlar hakkında en azından incelenen yıllarda hiçbir yolsuzluk habe-

rine rastlanmamıştır. İlgili yıllarda Kıbrıs’ta hiçbir Ermeni papaz, devlete 

karşı Kıbrıs’ta sorun çıkarmamıştır.

Fransız konsoloslarıyla ilgili belgelerden konsolosların, tercümanları-

nı Kıbrıslı Ermenilerden seçtikleri görülmektedir. Seçilen bu kişilerin ter-

cümanlık yapmanın yanında, Kıbrıs’a gelen Ermeni tüccarlara da her türlü 

yardımı yaptıkları anlaşılmaktadır

29



Fransız tercümanları, esas görevleri olan Kıbrıs adasındaki konsolos-



lara tercümanlık yapmanın yanı sıra Fransız tüccarlarına vekillik de yapa-

bilmektedirler

30

. Ayrıca Ermeni asıllı tercümanlar, Kıbrıs’ta bulunan Er-



meni tüccarlarının ölmeleri durumunda, onların mallarının ada dışındaki 

akrabalarına ulaştırılmasını sağlayabilmektedirler

31

. Diğer bir ifadeyle bu 



tercümanlar sadece Fransız vatandaşlarına değil, Kıbrıs’ta bulunan Erme-

nilere de vekillik yapmaktadırlar

32

. Kıbrıs’ta bulunan Ermeniler ticaretle, 



özellikle de ipek ticaretiyle, uğraşmaktaydılar

33

.



28 KŞS, 20-96/1.

29 KŞS, 15-9/6.

30 KŞS, 16-215/3.

31 KŞS, 15-9/6.

32  Özkul, a.g.e., s.100-103.

33 Erdoğru, “Kıbrıs Ermenileri Üzerine Notlar”, s.6 vd.



358

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

İlgili yıllarda Kıbrıs’taki Fransız konsolosları yanında görev yapan 

tercümanlardan Anglo Markori

34

, Avanis Agop



35

, Lenovar veled-i Leno-

var

36

, Aci Vone veled-i Fendi



37

, Mosfi liyye veled-i Nesvar’ın

38

 adlarına 



rastlanmaktadır.

Kıbrıs adasında ticaret yapan gayrimüslim tüccarlar ve bunlar içe-

risinde özellikle Ermeni olanları, Kıbrıs’a geldiklerinde mahkemeye gi-

derek, kendilerine bir şey olursa, miraslarını varislerine ulaştıracak olan 

kişiyi  vasi-i muhtar atamaktadırlar. Kıbrıs’taki Ermeni tüccarlar için bu 

işi genellikle adadaki Fransız konsolosların yanında tercümanlık yapan Er-

meniler yapmaktaydılar. Aslen Tokat’ın Hoca Ahmet mahallesinden olup 

Lefkoşa’da Ağaç Pazarı yakınında misafi r olarak kalan basmacı Eryeşon 

veled-i Kozer adlı Ermeni, hasta olduğunu ve Şahak veled-i Erziyan’dan 

başka varisi olmadığını beyan etmiştir

39

. 8 Cemaziyelâhir 1149 tarihli baş-



ka bir örnekte ise aslen Diyarbakırlı olup Lefkoşa Nevbethane mahallesin-

de misafi r olarak kalan Kommeri bint-i Karabet isimli Ermeniye, Fransız 

tercümanı Aci Vona veled-i Fendi adındaki Ermeni taciri, Kıbrıs’ta öldüğü 

taktirde yanındaki eşyalarını ve mallarını Halep’te bulunan kız ve erkek 

kardeşlerine ulaştırması için vasi-i muhtar tayin etmiştir

40

. Böyle bir yola 



ve tedbire başvuran kişiler, miraslarına devlet tarafından el konulmasını 

önlemiş oluyorlardı. 

Kıbrıs adası gibi çok toplumlu ve dinli bir bölgede İslâm Hukuku’nun 

izin verdiği şekillerde iki toplumlu evlilikler de yapılmaktaydı. 22 Şaban 

1141 tarihli bir belgede, Lefkoşa Karamanîzade mahallesinden Agsa bint-i 

Artinyon adlı nasrâniyenin, 50 kuruş mehr-i müeccel karşılığında nikâh 

sözleşmesi yaparak el-Hac Muhammed ibn-i Ali ile evlendiği belirtil-

mektedir


41

. Bu belgeden, bir gayrimüslim kadının, ki büyük bir ihtimalle 

Ermeni bir bayandır, dinini değiştirmeden Müslüman bir erkekle İslâmî 

kurallara göre evlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Karamanîzade mahallesi, 

Ermenilerin Lefkoşa’da en yoğun yaşadıkları ve Kıbrıs adasında en büyük 

kiliseleri olan Meryem Ana Kilisesi’nin de yer aldığı bir mahalledir. 

34 KŞS, 16-59/2.

35 KŞS, 16-59/2.

36 KŞS, 16-215/3.

37 KŞS, 15-9/6.

38 KŞS, 16-226/3.

39 KŞS, 13-11/2.

40 KŞS, 15-9/6.

41 KŞS, 13-116/2.



359

Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL

Aile ile ilgili başka bir örnekte ise bu sefer bir miras paylaşımı söz 

konusudur. Ancak bu paylaşım normal miras davalarından farklıdır. Bu-

rada dinini değiştiren bir Ermeninin babasının mirasından payını aldığı 

görülmektedir. 8 Safer 1143 tarihli belgede, Lefkoşa Debbağhane mahalle-

sinden Avdik veled-i Marderos adlı Ermeninin ölümü üzerine, Müslüman 

olan oğlu Yusuf’un, vasisi olan annesi Aristefo bint-i Loyzo’dan babasın-

dan kalan hissesini teslim aldığı belirtilmektedir

42



15 Zilkade 1138 tarihli bir diğer belgede ise Müslümanlar gibi, ada-

da yaşayan gayrimüslimlerin de şer’î mahkemeye başvurarak ebeveynle-

rinden birisi ölen çocuklarına vasi atanmasını istedikleri görülmektedir. 

Lefkoşa Nevbethane mahallesinden Arslan veled-i Sarkir adlı Ermeninin 

ölümü üzerine, küçük yaştaki çocuklarından oğlu Sarkir ve kızı Altun’a 

babalarından kalan mirası korumak ve saklamak için, amcaları kürkçü Mi-

hail veled-i Sarkir, Lefkoşa mahkemesi tarafından vasiliğe getirilmiştir

43



6 Rebiülahir 1121 tarihli başka bir belgede ise Lefkoşa Karamanîzade 

mahallesinden İsayi veled-i Yadigar’ın ölümü üzerine küçük oğlu ve kızı-

na vasi-i muhtar tayin edilen Hazım veled-i Karbit adlı Ermeninin ülke dı-

şına çıkacağından dolayı, şer’î mahkemenin çocukların anneleri Meryem 

veled-i Kirkor adlı Ermeni bayanı vasi olarak atadığı belirtilmiştir

44



Aile ile ilgili bu belgeler Kıbrıs Ermenilerinin sosyal yaşamları hak-

kında çok değerli bilgiler vermesinin yanında Lefkoşa’daki Ermenilerin 

şehrin birçok mahallesinde de yaşadıklarını ortaya çıkarmaktadır.

Kıbrıs’ın nüfusu söz konusu olduğunda, ehl-i zimmet kefere ile Kıb-

rıs adasının yerlisi olan tüm Ortodoks mezhebindeki gayrimüslim unsurlar 

anlaşılmalıdır. Burada yaşayan gayrimüslimlerin çoğunluğunu Ortodoks 

Rumlar oluşturur. Rumların dışındaki diğer gayrimüslim cemaatler ge-

nellikle kiliselerinin etrafında toplanmışlardır. Ermenilerin, Frenklerin ve 

Efrençlerin (Katolik Fransızlar)

45

 Lefkoşa’da kiliseleri olduğu sicillerden 



42 KŞS, 13-196/1.

43 KŞS, 1e-1/4/5.

44 KŞS, 7-51/2, 7-54/4; Mehmet Ali Durmuş, Hicrî 1120-21 Tarihli Lefkoşa’nın 7 Numara-

lı  Şer’iye Sicili, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler 

Enstitüsü, İzmir 1997, s.146,153. Benzer olaylar için bkz. Erdoğru, “Osmanlı Kıbrıs’ında 

Kadınlar 1580-1640”, Tarih Boyunca Türklerde Ev ve Aile Semineri 25-26 Mayıs 1998 

Bildiriler, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Araştırmaları Merkezi, İstanbul 

2000, s.161-164.

45 KŞS, 14-22/1.


360

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

anlaşılıyor. Frenklerin

46

 ve Ermenilerin



47

 Karamanîzade mahallesinde, Ef-

rençlerin ise Kara Baba mahallesinde

48

 kiliseleri bulunmaktadır. Ermeni 



cemaatinin, Kıbrıs adasında Meryem Ana Kilisesi’nden başka, Giriniyye 

kazasında bir de Megara  (Saint Makar) adlı manastırları olduğu Kıbrıs 

Ermenilerinin lideri konumundaki murahhasalarının tayin beratlarından 

öğrenilmektedir

49

. Rum Ortodoksların lideri konumundaki başpiskoposlar, 



Ermeni toplumunun, başpiskopos ayarında kendi liderleri olduğundan, bu 

cemaate müdahale etmezler. 

Basmacılık sanatında ortak olan Ermeni ile Müslüman arasındaki or-

taklık, Ermeninin ölmesi sonucunda eşyalarının varislerine teslim edilmesi 

sırasında mahkemeye yansımıştır. Lefkoşa Korkud Efendi mahallesinden 

ada dışında öldüğü sabit olan Mardus veled-i Ayvas adlı Ermeninin çocuk-

larının vasisi, Mardus’un basmacılık sanatında ortağı olan basmacı Hasan 

Beşe bin Cuma’dan, Mardus’un hakkı olan 45 adet basmacı kalıbı, bir ka-

zan  altı tekne, üç desti, yarım  vakıyye kitre

50

,  bir vakıyye bakkam



51

,  üç 

adet tağar

52

, bir adet mermer taş, dört adet büyük tezgâh ve bir adet küçük 



tezgâhı teslim almıştır

53

. Bu belgeden, kurulan ortaklığın yanı sıra basmacı 



esnafının kullandığı eşyalar hakkında da bilgi sahibi olunmaktadır. 

Söz konusu dönemde Kıbrıs’taki Ermeniler aralarındaki alacak vere-

cek sorunundan dolayı kendi kiliseleri yerine şer’î mahkemeye başvurduk-

ları görülmektedir. Lefkoşa’nın Debbağhane mahallesinden Petros veled-i 

Acı Ezram adlı Ermeni babasının ortağı olan Avak veled-i Artin’den, ölen 

babasının hakkını talep etmiştir. Yapılan araştırma ve Müslüman şahitlerin 

şahitliği sonucunda Petros haksız bulunmuştur

54

.



Başka bir alacak davası örneği 16 Zilkade 1121 tarihli belgede yer 

almaktadır. Belgede, Acem tüccarından olup Lefkoşa’da Han-ı Cedid adlı 

handa kalan Nazar veled-i Karabit adlı Ermeni tüccar Kesbir veled-i Mel-

kom adlı Ermeniden çalıştırmak üzere verdiği 400 kuruşu ve hissesine dü-

şen parayı aldığını belirtmektedir

55

.



46 KŞS, 1e-4/ 6.

47 KŞS, 14-46/1.

48 KŞS, 14-22/4.

49 KŞS, 17-65/1, 17-67/2. 

50  Bez dokurken pamuğa sürülen beyaz sakız.

51 Kırmızı boya.

52 Genellikle çobanların kullandıkları deriden yapılmış içine eşya konan küçük torba.

53 KŞS, 13-14/4.

54 KŞS, 17-106/4.

55 KŞS, 7-116/3; Durmuş, a.g.t., s.249



361

Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL

20 Rebiülahir 1121 tarihli belgede ise iki toplumlu bir alacak olayının 

anlaşma ile sonuçlandığını görmekteyiz. Anadolu vilâyetine bağlı Konya 

şehrinden Hasan ibn-i Mevlüd, Yasef veled-i Ohan’a verdiği 150 kuruş 

borç yerine 2 katır, mai çuka, Kıbrıs nafesi kaplı bir kürek ile 3 kuruş al-

mıştı

56

.



Kıbrıs’taki Ermeniler diğer konularda olduğu gibi kendi toplumları 

arasında veya Müslümanlar arasında meydana gelen mülk satışlarında 

da  şer’î mahkemeyi kullanmışlardır. 23 Muharrem 1121 tarihli belgede, 

Lefkoşa Karamanîzade mahallesinden Boyacı Derviş veled-i Karabit adlı 

Ermeninin, adı geçen mahalledeki menzilini Mustafa Ağa bin Ali’ye 25 

kuruşa sattığı görülmektedir

57

. Başka bir satış olayı 19 Rebiülahir 1121 



tarihli belgede anlatılmaktadır. Burada bu sefer menzilini satan bir Müslü-

mandır. Lefkoşa Çatal Hurma mahallesinden Mehmet ibn-i Recep mahal-

ledeki menzilini 132 kuruşa Erisi bint-i Barkir’e satmıştır

58



Ölen bir Ermeninin varisleri, kendilerine intikal eden mülkleri herhan-

gi bir ayırım gözetmeden talip olanlara satabilmektedir. Bunun güzel bir 

örneği, 2 Zilkade 1121 tarihli bir belgede sergilenmektedir

59

. Lefkoşa Arap 



Ahmet Paşa mahallesinden iken ölen Ohan veled-i Panos’un varisleri ken-

dilerine kalan Demirciler çarşısındaki bir bablık dökmeci dükkânını için-

deki aletleri ile birlikte Ohan veled-i Mağroc’a 94 kuruşa satmışlardır

60

.



Gayrimüslimler arasında meydana gelen bir başka satış olayında ise 

Lefkoşa Debbağhane mahallesinden Zanemarya veled-i Yimayo’nun men-

zilini Ciryako veled-i Filipo adlı Ermeni ile zevcesi Beraşoko bint-i Sava 

adlı nasr

â

niyeye 250 kuruşa sattığını 8 Rebiülahir 1121 tarihli belgeden 



takip etmek mümkündür

61



XVIII. yüzyılın ikinci çeyreğinde Müslümanlığı tercih edenlerin sa-

dece Ortodoks Rumlardan olmadığı, bunların içerisinde iki Ermeninin de 

bulunduğu 4 Cemaziyelâhir 1161 ve 4 Cemaziyelâhir 1161 tarihli belge-

lerden tespit edilebilmiştir. Birincisinde Lefkoşa Debbağhane mahallesi 

Ermenilerinden Yakob veled-i Loztin’in, İslâm dinine geçip Osman adını 

aldığı


62

, diğerinde ise Lefkoşa Debbağhane mahallesi sakinlerinden Av-

56 KŞS, 7-56/2; Durmuş, a.g.t., s.155. Farklı bir örnek için bkz. KŞS, 7-62/2.

57 KŞS, 7-/32/2.

58 KŞS, 7-58/3. Benzer bir örnek için bkz. KŞS, 7-110/3.

59 KŞS, 7-109/1.

60 KŞS, 7-109/2.

61 KŞS, 7-52/1.

62 KŞS, 16-1/9.


362

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

dik veled-i Marderos’un ölümünden sonra oğlunun Müslüman olup Yusuf 

ismini alarak, vasisi olan annesinden, babasından kalan hissesini teslim 

aldığı belirtilmektedir

63

. Söz konusu yüzyılın ikinci yarısındaki kayıtlarda 



da  İslâmiyet’i tercih eden Ermenilere tesadüf edilmektedir. Lefkoşa Er-

meni mahallesinden Menas ibn-i Minas adlı Ermeni Hüseyin adını alarak 

Müslüman olmuştur

64



XVI. yüzyıl sonlarında ise, gayrimüslim üç kadının İslâm dinini seç-

tikten sonra kocalarından ayrıldıkları görülmektedir. Hırsofi   kazasından 

Enderya bint-i Piero, Mesarya kazasından Çako nam zımmîye ve Hüsna 

adlı Ermeni bu şekilde Müslüman olarak kocalarından boşanmışlardır

65



XIX. yüzyıl ortalarına ait bir kayıtta ise İpllik Pazarı mahallesinden Maro-



ye bint-i Mihalaki adlı Ermeni kadın da İslâmiyet’i seçerek Fatma ismini 

almıştır


66

.

Osmanlı Devleti’nde köle edinme hakkının Müslümanlara tanındığı 



bilinse de

67

, söz konusu yıllarda bu görüşten farklı olarak, bir belgede gay-



rimüslimlerin köle sahibi oldukları görülmektedir. Hatta Jennings, gayri-

müslimlerin köle sahibi olmamalarını izah ederken, bunun nedenini, Hıris-

tiyan Ortodoks mezhebinin izin vermemesi olarak açıklamaktadır

68

. Oysa 



Bursa sicillerinde yapılan araştırmalarda, Bursa’da yaşayan gayrimüslim-

lerin köle sahibi olabildikleri belirtilmektedir. Burada sadece gayrimüslim 

erkeklerin Müslüman cariye satın almalarına engel olunmaktadır. Ayrıca 

sahip oldukları cariyelerden Müslümanlığı seçenler olursa bunların Müs-

lüman birisine satılması istenmektedir

69



Lefkoşa kazasında misafi r olarak bulunan Engoni veled-i Yağcı adlı 

Ermeni, çömlekçilik sanatında usta olan Pavlo adlı kölesinin iki sene önce 

kendisinden fi rar ederek Kostanti veled-i Dimitri’nin yanına sığındığı ve 

orada öldüğü için kölesinin parasını istemektedir. Bunun üzerine Kostan-

ti, köle Pavlo’nun, kendi kölesi Ermeni Arslan veled-i Anastas nasranî ile 

63 KŞS, 13-196/1.

64 KŞS, 21-2/6; Çevikel, a.g.m., s.715.

65  Dündar, a.g.t., s.394-395.

66 KŞS, 42-19/5; Celal Erdönmez, Şeriyye Sicillerine Göre Kıbrıs’ta Toplum Yapısı (1839-

1856), Yayımlanmamış Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens-

titüsü Tarih Ana Bilim Dalı, Isparta 2004, s.42.

67  Kemal Çiçek, Zimmis (Non-Muslims) of Cyprus in the Sharia Court, 1110/39 A.H/1698-

1726 A. D., Yayımlanmamış Doktora Tezi, University of Birmingham, Birmingham 1992, 

s.99.


68  Jennings, a.g.e., s.242.

69  Osman Çetin, Sicillere Göre Bursa’da İhtida Hareketleri ve Sosyal Sonuçları (1472-1909), 

Ankara 1994, s.95 vd.


363

Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL

çömlekçilik sanatı yaparken öldüğünü belirtmiştir. Kölesi Arslan da sahi-

binin sözlerini doğrulamıştır. Ölen kölenin kendi kölesi olduğunu ispatla-

yamadığı için davayı kaybeden Engoni’nin hikâyesini de 16 Rebiülevvel 

1144 tarihli belgeden etmekteyiz

70



Sonuç olarak Kıbrıs Ermenileri Osmanlı Devleti’nin kendilerine ta-



nıdığı engin hoşgörü ile Osmanlı ülkesinin diğer bölgelerinde olduğu gibi 

Kıbrıs adasında da özgürce hayatlarını sürdürmüşlerdir diyebiliriz.

70 KŞS, 14-14/1.


364

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER



Download 3.23 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   42




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling