Hazirlayanlar
Download 3.23 Mb. Pdf ko'rish
|
Kaynakça 20. Yüzyıl Başlarının Askerî ve Stratejik Dengeleri İçinde Türkiye’deki Gayrimüslimler (Sosyo-Ekonomik Durum Analizi), Genel Kurmay Başkanlığı Yayınları, Ankara 1996. Abovyan, Haçatur, Ermenistan’ın Yaraları, Yerevan, Haybedhrad 1959. Bamberger, John, “Family and Kinship in an Armenian-American Communitiy”, Journal of Armenian Studies, 3, 1986-1987. Çelenklioğlu, “Ermeni Âşık Krikor Hakkında Kısa Bir Not”, Türk Kültürü, C XVI, Sayı 182, Aralık 1977. Çerme, Vartanuş A., “Tarihte Ermeni Kadını”, Tarih ve Toplum, Mart 2000, C. 33, Sayı 195. Eren, Hasan, “Türkçe’deki Ermenice Alıntılar Üzerine”, Türk Dili, Sayı 524, Ankara 1995. Ersan, Mehmet, “Türk Yönetim Tarzı Ermenilerin Türk İdaresini Kabulü ve Kendilerine Tanınan Haklar”, Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu (24-25 Mayıs 2001), Editörler Selçuk Erez, Mehmet Saray, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, İstanbul 2001. Gencer, Ali İhsan, “Ermeni Sorununda Dış Etkenlerin Rolü”, Uluslararası Türk- Ermeni İlişkileri Sempozyumu (24-25 Mayıs 2001), Editörler Selçuk Erez, Mehmet Saray, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, Yayınları, İstanbul 2001. Godel, R., “Eski ve Yeni Ermenice Arasındaki Gramatik Farklar”, Varlık, C.XI., Sayı 186, Yıl 1941, s.443. Göyünç, Nejat, Osmanlı İdaresinde Ermeniler, Gültepe Yayınları, İstanbul 1983. Hınçer,İhsan, “Türkçe Şiir Yazan Ermeni Şâirleri”, Türk Folklor Araştırmaları, C.6, Sayı 125, İstanbul 1959. Hiçyılmaz, Ergün, Beni Toprağıma Gömün (İstanbul Azınlıkları) İstanbul, Altın Kitaplar Yayınları, İstanbul 1993. Koçaş, M. Sadi, Tarihte Ermeniler ve Türk-Ermeni İlişkileri, Kastaş Yayınları, İstanbul 1990, s.118-119. Köprülü, Fuad, “Türk Edebiyatı’nın Ermeni Edebiyatı Üzerindeki Tesirleri”, Edebiyat Araştırmalarını, Ankara 1966. __________, “Türk Edebiyatının Ermeni Edebiyatına Üzerindeki Tesirleri”, Edebiyat Araştırmaları, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1966. Kuran, Ercüment, “Tarihte Türkler ve Ermeniler”, Osmanlıdan Günümüze Ermeni Sorunu, Editör Hasan Celal Güzel, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2000. Levonyan, Garakin, Ermeni Âşugları, Aleksandropol, 1982, s.133’den nakleden Fikret Türkmen, “Türk-Ermeni Âşık Edebiyatı İlişkileri”, The Journal of Ottoman Studies, III, 1983. 518 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Makas, Zeynelabidin, “Bazı Ermeni Alimlerinin Türk Dili ve Kültürü Üzerine Samimi İtirafl arı”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 2, Samsun 1987. Margosyan, Mıgırdıç, Gavur Mahallesi, Aras Yayınları, İstanbul 2000. Pamukciyan, Kevork, “Mizahî ‘Hayal’ Gazetesinin Ermeni Harfl i Türkçe Baskısı”, Tarih ve Toplum, C.7, Sayı 42, Haziran 1987. Saray, Mehmet Ermenistan ve Türk-Ermeni İlişkileri, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2003. __________, Türklerde Dinî ve Kültürel Hoşgörü, Atatürk ve Lâiklik, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 2002. Tekin, Talat, “Ermeni Alfabesi ile Türkçe”, Tarih ve Toplum, C. I, Sayı 4, Nisan 1984.
Turan, Osman, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, İstanbul 1993. Turgut Kut, “Ermeni Harfl eriyle Basılmış Türkçe Atasözleri Kitabı”, Türk Folkloru, C.5, Sayı 53, İstanbul 1983. Türkmen, Fikret, “Tarih Boyunca Türk-Ermeni Kültür İlişkileri”, Türk Tarihinde Ermeniler Sempozyumu, Manisa 1983. Yalgın, Ali Rıza, “Bursa Müzesinde Enteresan Bir Mezar Taşı”, Folklor Araştırmaları Dergisi, 1 Ocak 1950 Yıldız, Hakkı Dursun, “10. Yüzyılda Türk-Ermeni Münasebetleri”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile İlişkileri Sempozyumu, 8-12 Ekim 1984 Erzurum, Ankara 1985. Yumul, Arus, “19. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Ermeni Kadını”, Toplumsal Tarih, C.7, Sayı 42, Haziran 1997. Zekiyan, Boğos Levon, Ermeniler ve Modernite-Gelenek ve Yenileşme Özgürlük ve Evrensellik Arasında Ermeni Kimliği, Çeviren Altuğ Yılmaz, Aras Yayınları, İstanbul 2001.
TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNDEKİ HOŞGÖRÜ İKLİMİ ÇERÇEVESİNDE İHTİDA HAREKETLERİ Okut. Cengiz KARTIN Erciyes Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü E-mail: ckartin@erciyes.edu.tr; Tel: 0 352 437 49 37-12002
Özet Osmanlı Devleti’nin kurulması ve kısa bir müddet sonra da büyük bir devlet şekline dönüşmesi ile birlikte devlet içerisinde yaşayan farklı dine ve milliyete mensup insan- lar, birbirleri ile kaynaşma ortamı bulmuşlar ve bunun tâbi sonucu olarak birbirlerinin kültürel ve dinî yaşayışlarından etkilenmişlerdir. Bu etkileşimde temel olan, devletin asıl unsurunun her alandaki yaşayış tarzı olmuştur. Hatta bu etkileşim dönem dönem azınlık gruplarının din değişti- rerek, asıl unsurun dini olan İslâmiyet’i benimsemesine kadar gitmiştir. Böyle bir etkileşimin bazı önemli temel sebepleri vardır. Bunlardan birincisi devletin asıl unsurunu teşkil edenler- le azınlıkların birbirlerine bakış açılarının hiç bir alanda ayırım gözetmeyen, önyargısız bir temele dayanmasıdır. Bu temeli oturtan asıl irade de devletin her alanda takip etmiş olduğu politikada yatmaktadır. Adaletli idare ve is- tikrarlı sosyo-ekonomik düzen Osmanlı Devleti’ni çağdaş- larından ayıran en önemli fark olmuştur. Türk-Ermeni toplumu arasındaki ilişkiler de bu çerçevede başlayan ve gelişen bir süreç takip etmiştir. Biz bu bildiri- mizde Ermeni toplumunda bazı dönemlerde ihtidaya va- ran din değiştirme hareketlerini iki toplum arasındaki mü- nasebetler çerçevesinde ele alarak, Osmanlı Devleti’nin bu noktadaki rolünün ne olduğunu ortaya koymaya ça- lışacağız. 523 Okut. Cengiz KARTIN Giriş Tebliğimde, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden temin edilen belgeler ve Kayseri şer’iye sicilleri ışığında, Türk-Ermeni ilişkilerini ihtida hare- ketleri çerçevesinde değerlendirmeye çalışacağım. Hûda kökünden türeyen ihtida kelimesi, gerçeğe ulaşmak, doğru yolu bulmak demektir 1 . Tebliğimizin konusu Osmanlı toplumu içerisinde ihtida 1 Ali Köse,
İhtida, İslâm Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı Yayını, C.21, s.554. İngilizce’de conversion olarak ifade edilen ihtida, terim olarak inançsız iken veya başka bir dine mensupken İslâm dinini seçmeyi ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu se- çim sonucunda dinini değiştiren kimseye mühtedi denilmektedir. Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayını, Ankara 1993, s.290.
İslâm’a göre kişilerin İslâm fıtratı üzere doğduklarına inanıldığı için ihtida bir anlamda kişinin yeni bir dine girişi değil aslına dönüşü olarak kabul edilmektedir. Bu noktada olaya baktığımız zaman ihtida eden kimse fıtratını hatırlamış ve ona dönmüş olarak kabul edil- mektedir. İhtida, dinî anlamda kişinin tam bir değişimi olduğu için bu değişime kişi odaklı baktığımızda olayın, ferdin iç hayatında uyandırdığı mücadele açısından milletler arası mü- cadeleden pek bir farkı bulunmadığı görülmektedir. Diğer dinlerin aksine İslâm’a geçişte karmaşık kurallar veya yazılı belgeler bulunma- maktadır. İslâm’a geçişin tek şartı kelime-i şahadet getirerek Allah’ın birliğini ve Hz. Muhammed’in O’nun peygamberi olduğunu kabul etmektir. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken nokta bu kabulün iki kişinin hazır olduğu yerde gerçekleştirilmesinin gerekli oldu- ğudur.
İslâmiyet diğer dinleri reddetmeyip diğer dinlerin tamamlayıcısı olduğunu belirtilmesinden dolayı mevcut dinlerden farklı bir yaklaşım sergilemektedir. Bu farklı yaklaşım İslâm’ın yayılışında önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca Hıristiyanlık dininde üçlü teslis anlayışının varlığı, kişinin doğuştan günahkar olarak doğması, kilisenin Tanrı ile
524 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER eden Ermeniler olduğu için, ihtida kavramını sadece İslâm’a geçen Erme- niler noktasında değerlendireceğiz. Osmanlı Devleti’nin kurulması ve kısa bir müddet sonra da büyük bir devlet şekline dönüşmesi ile birlikte devlet içerisinde yaşayan farklı dine ve millete mensup insanlar, birbirleri ile kaynaşma ortamı bulmuşlar ve bunun tabii sonucu olarak birbirlerinin kültürel ve dinî yaşayışlarından etkilenmişlerdir. Bu etkileşimde temel olan, devletin asıl unsurunun her alandaki yaşayış tarzı olmuştur. Hatta bu etkileşim dönem dönem azınlık gruplarının din değiştirerek, asıl unsurun dinî olan İslâmiyet’i benimseme- lerine kadar gitmiştir. Böyle bir etkileşimin bazı önemli temel sebepleri vardır. Bunlardan bi- rincisi devletin asıl unsurunu teşkil edenlerle azınlıkların birbirlerine bakış açılarının hiçbir alanda ayrım gözetmeyen, önyargısız bir temele dayan- masıdır. Bu temeli oluşturan asıl irade de devletin her alanda takip etmiş olduğu politikada yatmaktadır. Adaletli idare ve istikrarlı sosyo-ekonomik düzen Osmanlı Devleti’ni çağdaşlarından ayıran en önemli fark olmuştur. Türk ve Ermeni toplumları arasındaki ilişkiler de bu çerçevede başla- yan ve gelişen bir süreç takip etmiştir. Çalışmada Ermeni toplumunda bazı dönemlerde ihtidaya varan din değiştirme hareketleri iki toplum arasındaki münasebetler çerçevesinde ele alınarak, Osmanlı Devleti’nin bu noktadaki rolünün ne olduğu ortaya koyulmaya çalışılacaktır. İhtida, dinî değişimin yanı sıra vicdanî bir değişimi de gerektirdiği için bu değişimin sebepleri kendisi kadar önem arz etmektedir. Konuyu din psikolojisi açısından değerlendirdiğimizde bunun sebeplerini terk edi- len veya tercih edilen din açısından değil de insanın ferdî ve toplumsal ihtiyaçları çerçevesinde değerlendirmek daha doğru bir yaklaşımdır. İhtida hareketinin en temel sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz: -Önceden mensubu bulunulan dinde, din adamlarının olumsuz tutum- ları, -Kişinin bilgi ve hayat tecrübesinin ilerlemesiyle birlikte ihtida edece- ği dine bakışının olumlu yönde değişmesi, -İhtida edilecek dine bağlı insanların olumlu tutum ve davranışları, insan arasında aracılık rolünün bulunması gibi konulara karşılık: İslâm’ın açıklık ilkesi, Al- lah ile kul arasına kimsenin girememesi, ahlâk sistemi, kardeşlik ilkesi, dünya-ahiret den- gesini kuran yaşantı gibi vasıfl arın bulunması ihtida hareketlerinin yaşanmasında önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Osman Pazarlı, Din Psikolojisi, Remzi Kitabevi, İstanbul 1992, s.138.
525 Okut. Cengiz KARTIN -Dinî telkinlerden etkilenme, -Şok bir etkiye maruz kalma, -İç çatışmalar, -Günahkarlık duygusu, -Sosyo-kültürel etkileşimler 2 . Bu temel sebeplerden özellikle sosyo-kültürel etkileşim bizim konu- muzun ana temasını teşkil eden Türk-Ermeni ilişkilerinin çok önemli bir boyutudur. Osmanlı toplumunu meydana getiren gayrimüslim unsurlardan her- hangi bir şahsın -tabii buna Ermeniler de dahildir- ihtida edeceği durum- larda uyması gereken en önemli kural, Osmanlı Devleti’nin bu konuyla ilgili yaptığı kanunlara uymasıdır. Osmanlı Devleti, kuruluşundan kısa bir müddet sonra bir imparatorlu- ğa dönüşmüş ve bunun tabii sonucu olarak da çok uluslu bir toplum yapısı beraberinde gelmiştir. Çok uluslu bu yapının devam etmesi ve Osmanlı Devleti’ni oluşturan toplulukların bir arada yaşaması için çeşitli tedbirler alan Osmanlı Devleti, ihtida hareketleri ile ilgili olarak zaman zaman ka- nunlar çıkarmış ve bu kanunların temelini, devleti oluşturan toplulukların hiçbir bireyinin dinini değiştirmek için zorlanmaması, eğer böyle bir şey söz konusu ise, ihtida edecek kimselerin bunu gönül rızası ile gerçekleş- tirmeleri gerektiği ilkeleri üzerine oturtmuştur. Konuyla ilgili olarak 3 Ka- sım 1908 tarihli Edirne, Erzurum, Adana, Ankara, Aydın, Bitlis, Hüdaven- digâr
3 , Diyarbakır, Sivas, Trabzon, Kastamonu, Konya, Mamuretü’l-aziz 4 ,
5 , Çatalca, Karesi 6 ,
3 Bugünkü Bursa
şehridir. Bkz. Tuncer Baykara, Anadolu’nun Tarihî Coğrafyasına Giriş I, Anadolu’nun İdarî Taksimatı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını, Ankara 1988, s.109. 4 Bugünkü Elazığ şehridir. Bkz. Baykara, a.g.e., s.123; Erdal Açıkses, 100 Yıl Önce Mamüretü’l-aziz (Harput, Elazığ’da) Eğitim ve Kültür Müesseseleri, Fırat Havzasının Sos- yal, Kültürel ve Ekonomik Kalkınması Sempozyumu, Fırat Havzası Araştırma Merkezi Yayını, Elazığ 1988, s.4. 5 Bugünkü Samsun
şehridir. Baykara, a.g.e., s.129; M. Emin Yolalıcı, XIX. Yüzyılda Canik (Samsun) Sancağının Sosyal ve Ekomonik Yapısı, TTK Yayınları, Ankara 1998, s.12. 6 Bugünkü Balıkesir şehridir. Baykara, a.g.e., s.129; Cemal Kutay, Millî Mücadele’de Devle- şen Belde Balıkesir, Millî Mücadele’de Balıkesir, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayını, İstanbul 1990, s.16. 526 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Kal’a-i Sultaniye 7 , Menteşe, Teke, Kayseri, Karahisar-ı Sahib 8 , Eskişehir, İçel, Kütahya, Maraş, Niğde, Erzincan mutasarrıfl ıklarına çekilen telgrafta geçen aşağıdaki ifadeler, ihtida konusunda hükümet tarafından çıkarılan kanunların temelini hoşgörü ve gönül rızasının oluşturduğunu açıkça gös- termektedir: Yirmi yaşını ikmal etmeyen zükur ve inas bi’l-umum Ermenilerin ih- tidası şayan-ı kabul olmadığı cihetle nüfus kayıtlarının derhal Ermeni olarak tashihi ve yirmi yaşından yukarı olanların da 21 Teşrinievvel sene 1334 ve 5 Teşrinisani sene minh tarihli telgraf namelerle tebliğ olunduğu üzere din-i aslilerine rücularında serbest bulunduklarının tefhimiyle mü- racaat ve talepleri vukuunda onların o vech ile tashihi 9 . Ancak burada 20 yaşına gelmemiş Ermeni vatandaşlarının ihtidaları- nın kabul edilmeyeceği ifade edilmiş olmasına rağmen, bu tarihten evvelki ihtida kayıtlarını incelediğimizde 20 yaşına gelmemiş olan Ermenilerden -kendi rızalarıyla olmak şartıyla- ihtida edenlerin ihtidalarının kabul edil- diği görülmektedir. Aynı şekilde, Osmanlı Devleti’nin yaptığı kanunlarda, hangi şartlarda ve durumlarda ihtida hareketlerinin kabul edilmeyeceği de belirtilmiştir. 25 Kasım 1915 tarihli Dâhiliye Nezareti’nden Karahisar-ı Sahib mutasar- rıfl ığına gönderilen telgrafta:
10
Denilerek savaş ortamında eşi askerde ve hayatta olan Ermeni kadın- larının ihtidalarının kabul olunamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Devletin, böyle zor bir dönemde ihtida etmeyi düşünen Ermeni kadınlarının önüne engel koyması, aslında devletin halkın içinde bulunduğu zor durumdan asla yararlanma ya da böyle durumlarda verebileceği yanlış kararları lehi- ne kullanma gibi bir politikasının olmadığını göstermesi açısından önemli- dir. Ayrıca devletin her yönden büyük bir bunalımın içinde bulunan ve aile reisleri olmayan kadınların, kararlarını daha sağlıklı şartlarda vermesini temin etmek ve onların bu durumlarından yararlanma gibi bir niyetinin olmadığını da göstermektedir. Aslında savaş zamanlarında eşleri yanların- da olmayan Ermeni kadınlarının din değiştirmelerine Osmanlı Devleti’nin 7 Bugünkü Çanakkale şehridir. Baykara, a.g.e., s.123. 8 Bugünkü Afyonkarahisar şehridir. Baykara, a.g.e., s.1129; Anadolu’nun Kilidi Afyon, Af- yon Valiliği Yayını, Afyon 2004, s.46. 9 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Dâhiliye Şifresi (DH.ŞFR.), Belge No: 96/100. 10 BOA, DH.ŞFR., Belge No: 58/146. 527 Okut. Cengiz KARTIN izin vermemesi, ihtida hareketlerinde evlilik müessesesinin de önemli ol- duğunu göstermektedir. Evlilik müessesesinin ihtida hareketlerinde önemli olduğu başka du- rumlar da vardır. Bir Müslüman gençle evlenmek isteyen Ermeni kızları -zorunluluk olmasa bile- genelde ya evlenmeden önce ya da evlendikten sonra dinlerini değiştirerek Müslüman olmaktadırlar. Birçok arşiv vesika- sında bu durumlarla ilgili örneklerle karşılaşmamız mümkündür. Meselâ 2 Mayıs 1911 tarihli bir belgede, küçük yaşta anne-babasını kaybetmiş olan Adana’nın Bağçe kazasının Hasanbeyli karyesinde yaşayan 17 yaşlarında- ki bir Ermeni kızı, Köroğlu Ahmet isimli bir Müslüman ile tanışarak, kendi rızasıyla ihtida etmiş ve evlenmiştir 11 . Ancak ihtida hareketi ve evlilik kızın kendi rızasıyla olmasına rağ- men, Osmanlı Devleti, durumun böyle olup olmadığını takip etme gere- ği duymuştur. Aynı olayda Köroğlu Ahmet isimli şahıs, kızla evlendikten sonra onu Adana’dan alarak kendi köyü Karacaviran’a getirmiştir. Olay duyulduktan sonra Ermeni kızı devlet görevlileri tarafından kaza merkezi- ne götürülmüş ve yetkililer tarafından ifadesi alınmıştır. İfade sonucunda olayın kızın rızası ile gerçekleştiği, eski ismini değiştirerek Ayşe ismini aldığı, kızın eşinden ve yeni durumundan memnun olduğu anlaşılmıştır 12 .
celer ortaya çıkarmamaktadır. Bazen, rızayla da olsa, din değiştirme evli- liklerin bitmesine sebep olabilmektedir. Başka bir Osmanlı belgesinde de bunun örneğini görmemiz mümkündür. Bursa’nın Kocanaib mahallesinde oturan Meryem isimli bir Ermeni kızı din değiştirerek Müslüman olmuştur. Ancak eşi Müslüman olmadığı için mahkeme, onunla nikâhının düşmesine ve Ermeni kadının eşinden ayrılmasına karar vermiştir. Tabii bu olumsuz netice, eşinin de 45 gün sonra kendi isteği ile din değiştirmesi ve Mustafa ismini alması sonucunda olumlu bir seyir izlemeye başlamış ve din değiş- tirmenin hemen ardından aralarındaki nikâh yenilenmiştir 13 . Yukarıda verilen örneklerden de görebildiğimiz kadarıyla Osmanlı Devleti’nde din değiştirmenin bir başka önemli kuralı -gerek devlet ge- rekse şahıslardan- zorlama ve baskı yapılmamasıdır. Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü 600 yıllık dönem içerisinde birçok ihtida olayı gerçekleş- miş ve bunlar içerisinde de hemen hemen hiçbir zorlamaya ya da baskıya 11 BOA, DH.MUİ., Belge No: 14-2/7. 12 A.g.b. 13 Osman Çetin, Sicillere Göre Bursa’da İhtida Hareketleri ve Sosyal Sonuçları (1472-1909), TTK Yayını, Ankara 1994, s.67.
528 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER rastlanmamıştır. Hatta Osmanlı Devleti, böyle bir durumun meydana gel- memesi için bizzat kendisi tedbirler alma yoluna gitmiştir. Devlet, din değiştirmeler sırasında baskı yapılmamasının en büyük engelleyicisi olarak görevini yapmasının yanı sıra, ihtida eden insanların, bu olaydan sonra mağdur olmamalarının da en büyük garantisi olmuştur. Kendi rızalarıyla din değiştirip İslâm’ı kabul eden Ermenilere -erkek ol- sun, kadın olsun- şefkatle yaklaşmıştır. Hatta hayatlarını idame ettirebil- meleri noktasında onlara devlet dairelerinde iş imkânları dahi sağlamıştır. Sis 14
rarlananlar arasında yer almıştır. Piskoposun din değiştirmesiyle birlikte, Ermenice’ye vakıf olmasından dolayı ona bir hane kiralanarak, maaşında gecikme olmadan basın-yayın idaresinde görevlendirilmiştir 15 . Devlet, yardım hareketlerini sadece bir şekilde vasıfl arından veya becerilerinden yararlanabileceğini düşündüğü din değiştiren insanlar için sergilememiştir. Herhangi bir beklentisi olmadan devlet adına çalıştırma- yı düşünmediği ihtida eden insanlar için de yardım elini uzatmaktan geri durmamıştır. Meselâ Hıristiyan Ermeni olan ama daha sonra ihtida ede- rek Müslümanlığa geçen Fatma isimli kadının geçimi için Darülaceze’den tahrirat verilmesi ve oğlunun da bir yatılı okula kaydolunmasının kararlaş- tırılması bunun bir göstergesidir 16 .
tır. Osmanlının Müslüman vatandaşları dahi yeri geldiğinde din değiştiren insanların zor durumlarında onlara yardım etmeyi kendilerine bir vazife olarak almışlardır. Hatta kendi güçlerinin yetmediği durumlarda, olaylar- dan devleti haberdar ederek, ihtida eden insanlar adına, devletten yardım talebinde bulunmuşlardır. Böyle bir davranışın sonucunda ihtida eden üç Ermeni yetimi, Derviş Ahmet Efendi tarafından koruma altına alınmıştır. Ancak ilerleyen zamanlarda Ahmet Efendi bu çocuklara bakma ve eğitim ihtiyacını karşılama noktasında güçlükler yaşamaya başlamış ve devletten yardım istemiştir. Konuyla ilgili yazdığı dilekçede, bu üç yetimin göçmen- ler yetimhanesi ilkokuluna (muhacirin eytamhanesi mekteb-i ibtidaisi) ka- yıtlarının kabul edilmesini istemiştir. Devletten verilen cevapta, belirtilen okulun göçmen yetimlerine ait olmasından dolayı, çocukların buraya kabul 14 Bugünkü Kozan ilçesidir. 15 BOA, DH.MKT., Belge No: 1531/ 104. 16 BOA, DH.ŞFR., Belge No: 15-1/5.
529 Okut. Cengiz KARTIN edilemeyecekleri, ancak bu üç Ermeni yetiminin yatılı bir okula yerleştiril- melerine karar verilmiştir 17 .
larından olmasa bile, genelde uyulan kurallardan bir tanesi de din değiş- tiren Ermenilerin, kendi rızalarıyla eski isimlerini terk etmeleri ve yerine İslâm’a uygun Türk isimlerini almalarıdır. Zorla kadın kaçırmak suçundan hapse atılan bir Ermeninin İslâm’ı kabul etmesiyle Emin ismini alması 18 ,
Ermeninin Mustafa ismini alması 19 , Adana’da sevdiği insanla evlenerek Karacaviran köyüne giden kadının din değiştirerek Ayşe ismini alması 20 , yine Adana’nın Portan mahallesinde ikâmet eden Vansin isimli Ermeninin ihtidadan sonra Hatice ismini alması 21 , Bozok kazasının Uzunlu karyesin- de Selver isimli şahsın din değiştirerek Ali ismini alması 22 , yine Bozok’ta ikâmet eden Ermeni Hektori’nin İslâm’ı kabul ederek Mustafa ismini al- ması
23 , hatta aslen Antepli olup Kayseri’de misafi r bulunduğu sırada ihtida eden Bogos isimli bir Ermeninin Ahmet ismini alması 24 , Tomarzalı Arza- man isimli Ermeninin din değiştirip Mustafa ismini alması 25 bu konuda sayabileceğimiz örneklerden sadece birkaçıdır. Arşiv vesikaları, Ermeniler arasında ihtida hareketlerinin gönül rıza- sıyla olduğunu bütün açıklığıyla göstermesine rağmen, XIX. yüzyılın ikin- ci yarısından itibaren batılı devletler, Osmanlı Devleti’nin karşısına bunun tam tersi iddialarla çıkmaya başlamışlardır. Tabi bu iddialarına zaman za- man Ermeni Patrikhanesi de destek vermiştir. Hatta Patrikhane, bazı ihtida hareketlerinin Osmanlı Devleti’nin zorlamasıyla gerçekleştirildiği yönün- de iddialarda bulunmuş ve bazen de bu uygulamaların durdurulması için hükümet yetkililerine müracaat etmiştir. Ancak yukarıda açık bir şekilde işaret ettiğimiz gibi, Osmanlı Devleti zorla din değiştirmelere karşı oldu- 17 BOA, DH.MKT., Belge No: 1503/ 100. 18 BOA, DH.MKT., Belge No: 1453/ 35. 19 Çetin, a.g.e., s.67. 20 BOA, DH.MUİ., Belge No: 14-2/ 7. 21 BOA, DH.MKT., Belge No: 1475/ 4. 22 Tufan Gündüz, 165 Numaralı Kayseri Şer’iye Sicili, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri, s.44. 23 İlyas Gökhan, 191 Numaralı Kayseri Şer’iye Sicili H.1236-1237 (M.1820-1822), Yayım- lanmamış Yüksek Lisans Tezi, Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri 1994, s.52. 24 Gündüz, a.g.e., s.44. 25 Songül Caner, 138 Numaralı Kayseri Şer’iye Sicili H. 1161-1162 (M.1748-1749), Ya- yımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri 1997, s.155.
530 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER ğunu bütün uygulamalarında açık bir şekilde sergilemiş ve böyle olayların önüne geçmek için kanunlar çıkarmıştır. İhtida kayıtlarında, mühtedinin şer’î mahkeme ve yabancı elçilerin önünde kendi rızası ile İslâm’a geçti-
Batılı devletlerden zorla ihtida olayları konusunda şikâyetler olduğu zaman, devlet olaylarla ilgili olarak hem idarecileri hem Müslüman halkı sık sık uyarmaktan geri kalmadığı gibi gerekli mercilere iddiaların araş- tırılması yolunda emirler vermeyi ihmal etmemiştir. 1887 yılında Rusya sefareti ve Ermeni Patrikhanesi’ne, Rusya vatandaşı olan ve annesi ile birlikte Bağdat’ta ikâmet eden bir Ermeni kızının zorla ihtida ettirilmek için kaçırıldığının bildirilmesi üzerine, sefaret ve Patrikhane Osmanlı Devleti’ni olaydan bilgilendirmiştir. Bunun üzerine, devlet olayı araştırmış ve sonuçta herhangi bir zorlamanın olmadığı, kızın gönül rızasıyla İslâm dinini kabul ettiği ortaya çıkmıştır 26 . XIX. yüzyılın sonlarına doğru batılı devletlerin ihtida hareketlerinde zorlama olduğu iddialarını artırmaları üzerine Osmanlı Devleti, böyle bir şeyin doğru olup olmadığını araştırmak için komisyonlar kurdurarak iddi- aların bu sefer gerçek olup olmadığını araştırmaya başlamıştır. 1896 yılında Birecik’te 200 hanelik Ermeni nüfusunun ihtida etmesi yabancı devletlerin dikkatini çekmiş ve Osmanlı Devleti’nin zor kullan- dığı iddiaları gündeme getirilmiştir. Bu durum üzerine Osmanlı Devleti olayı araştırmak için bir komisyon kurmuştur. Yalnız bu komisyonda İngi- liz Fish Moris de görev almıştır. Fish Moris kurulan komisyon ile birlikte incelemelere katılmıştır. Bu incelemeler sırasında bazı şahıslarla birebir görüşerek olayda zorlama olup olmadığını sormuş, aldığı cevapların hepsi, Osmanlı Devleti’nin zor kullanmadığı yönünde olmuştur 27 .
28 esnasında burada yaşayan bazı Katolik ve Protestan Ermeninin, kendi rızaları olmaksızın, zor kullanılarak ihtida ettirildiği iddia edilmiş, Osmanlı Devleti olayın araştırılması için şikâyette bulunan batılı devletlerden de birer memurun bulunduğu bir araştırma komisyonu kurulmasını ve gerekli incelemenin yapılmasını kararlaştırmıştır 29 . 26 BOA, DH.MKT., Belge No: 1420/47, 1382/ 47. 27 BOA, DH.YEE., Belge No: 49/61. 28 Birecik’te 1898 tarihinde Ermeni isyanı patlak vermiştir. 29 BOA, DH.YEE., Belge No: 50/46. 531 Okut. Cengiz KARTIN Osmanlı Devleti’nde Ermenilerin din değiştirmelerinin nicelik bakı- mından da bazı değişiklikler arz ettiğini görmekteyiz. Bazı din değiştirme- ler ferdî, bazıları da topluluk halinde olmaktadır. Ferdî din değiştirme ha- diselerine sıklıkla rastlanmaktadır. Ancak topluluk halinde din değiştirme hadiseleri çok nadir rastlanan bir olaydır. 1896 yılında Birecik’te yaşanan ihtida hareketi nadir rastlanan toplu ihtida hareketlerinden biridir. Bu olay- da Birecik’te bulunan iki yüz kadar Katolik ve Protestan Ermeni hanesi toplu halde İslâm dinine geçmiştir 30 .
din değiştirmesi şekline de şahit olmaktayız. Kayseri’nin Tavlusun karye- sinde ikâmet eden İsador isimli bir Ermeni, oğulları Agop ve Kirkor ile bir- likte din değiştirerek İslâm dinini kabul etmişlerdir. İsador kendisi Mehmet ismini alırken, oğulları da Ahmet ve Mustafa isimlerini kabul etmişlerdir 31 .
Ali ismini almasından sonra dört aylık oğluna da Ali ismini vermesiyle 32
yaşanmıştır. Ermeniler arasında görülen ihtida hareketlerinin bir başka önemli yanı bazı dönemlerde Hıristiyan Ermeni din adamlarının dahi din değiştirdik- lerine rastlanmasıdır. 1888 yılında Antakya ve Payas Ermeni murahhasası olan Episkopos Artin Efendi’nin ihtida ederek ismini değiştirmesi ve Meh-
33 bunun dikkate değer bir örneğini teşkil etmek- tedir. Bütün bunların yanında, her zaman İslâmiyet’i kabul eden Ermenile- rin, verdikleri kararlarda sebat etmeyip tekrar eski dinlerine döndüklerini gösteren olaylarla da karşılaşmak mümkündür. Meselâ eski ismi Elizabet olan bir Ermeni kadını, Ermeni din adamı Rahip Andon ile görüşmesi- nin neticesinde tekrar eski dinine dönmeye karar vermiş ve bunu herhan- gi bir zorlama olmadan kendi rızasıyla yaptığını da açık bir şekilde ifade etmiştir
34 . Yine Hüdavendigâr vilâyetinin Yenice karyesi Ermenilerinden olan Gülizar isimli kadın da İslâmiyet’i terk ederek eski dinine dönmüş ve İstanbul’a gelerek Gedik Paşa semtine yerleşmiştir 35 .
31 Gündüz, a.g.e., s.45. 32 A. Afşin Ünal, 92 Numaralı Kayseri Şer’iye Sicili H.1095 (M.1684), Yayımlanmamış Yük- sek Lisans Tezi, Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri 1994, s.49. 33 BOA, DH.ŞFR., Belge No: 1107/ 8661. 34 BOA, DH.EUM., Belge No: 30/78. 35 BOA, DH.MÜT., Belge No: 49-2/ 7. 532 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Konumuz açısından burada dikkati çeken husus Osmanlı Devleti’nin, eski dinini terk ederek İslâmiyet’e dönen Ermenilere herhangi bir şekilde zor kullanmamasının yanında, yine bazı nedenlerden dolayı verdiği ka- rarda durmayıp İslâmiyet’i bırakarak eski dinine dönenlere de herhangi bir şekilde baskı yapmamasıdır. Ayrıca devlet, bu insanları kararlarında durmuyorlar diye herhangi bir kanunî cezaya da çarptırmamıştır. Download 3.23 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling