Hazirlayanlar
Download 3.23 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- Seçilmiş Bibliyografya
Sonuç Osmanlı Ermenilerinin XIX. yüzyılda hayatın ve edebiyatın batı et- kisinde yeniden şekillenmesinde öncü bir rol oynadıkları görülmektedir. Batılı bir tür olarak tiyatro onlarla oluşmuş, gelişmiş, Türkçeleşmiş, ne- redeyse yüzyılın sonuna kadar onlarla var olmuştur. Ermeni harfl eriyle de olsa ilk Türkçe roman Ermeni asıllı bir devlet adamının kaleminden çıkmış, yine Ermeni harfl eriyle Türkçe yayımlanmış onlarca mecmua ve gazete, toplumun her türlü sorularına ve sorunlarına tercüman olmuştur. Çağdaş politikaların ve liberal ekonomik sistemlerin kökenlerine inilirken, bir Sahak Abro’nun, bir Sakızlı Ohannes Paşa’nın payları elbette kendi- lerine teslim edilecektir. Ancak her ilişkinin iki tarafl ı olduğu gerçeği de unutulmayacaktır. Denilebilir ki, Tanzimat’ın nimetlerinden en çok Ermeniler yarar- lanmıştır. Bunda Tanzimat’ı hazırlayanlara çok yakın duruşlarının büyük önemi olmalıdır. Bu yakın duruş da öteden beri varlıklı bir zümre oluştur- malarından, çoğunun okuma-yazma bir yana, en az bir yabancı dil bilme- lerinden kaynaklanmıştır. Yeni dönemde devlet yeniden yapılandırılırken ardına kadar açılan geniş kapılardan, çok sayıda Ermeni girmiştir. Başta Hariciye ve Tercüme Odası olmak üzere önemli kurumlarda üst düzey gö- revler üstlenmişlerdir 71 .
Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, C. 4, İstanbul 1993, s.1074. 68 Ahmet Güner Sayar, Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması, Ötüken Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 2000, s.371-372. 69 Eser, Güzel Sanatlar Tarihine Giriş adıyla Kahraman Bostancı tarafından yeni harfl ere ak- tarılmış ve Hece Yayınları tarafından 2005’te yayınlanmıştır. 70 Beşir Ayvazoğlu, “Türkiye’de Sanat Tarihi ve Estetikle İlgili İlk Çalışmalar”, Erdem, Eylül 1989, C.5, Sayı 15, s.986. 71 Ayrıntı için bkz. Çark, a.g.e., s.110 ve devamı. 346 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Bütün bunlar tabiidir. Türkler ve Ermeniler uzun süre mutlu bir ortak hayat sürmüşlerdir. Sadece devlet değil, Müslüman halk da kendilerine her zaman büyük güven duymuştur. Çünkü Ermeniler, yüzyıllarca Türk kültür ve yaşantısıyla içiçe yaşamış, yaşadıkları ortama uyum sağlamış, Türklerin dillerini, edebiyatlarını benimsemişlerdir. O kadar ki, 1877-1878 Osmanlı- Rus Savaşı’nın sonrasında Ayastefanos ve Berlin Antlaşmaları’ndan sonra, kışkırtmalarla zorlama bir Ermeni sorunu çıkarıldıktan sonra bile büyük Ermeni çoğunluğu pozisyonlarını değiştirmek bir yana, olup bitenlere kar- şı açık tavır almışlardır. Dikran Çuhacıyan vatanseverlik duygularını pe- kiştirici coşkun marşlar bestelerken, Güllü Agop Tiyatrosu’na eskisinden de sıkı bir disiplinle sarılmış, tiyatrosu kapatıldıktan sonra dahi Saray’da hizmetlerini sürdürmüştür. Sakızlı Ohannes Paşa, bir taraftan Mekteb-i Mülkiye’de Siyaset ve İktisat dersleri verirken, bir taraftan da devletin en tepe noktalarında bulunmuş, tam 11 yıl II. Abdülhamit’in Hazine-i Hassa nazırlığını yapmıştır. Tabii olmayan daha sonraki gelişmelerdir... 347 Yrd. Doç. Dr. Ali BUDAK Seçilmiş Bibliyografya Akyüz, Kenan, Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri (1860-1923) I, 3. Baskı, Ankara 1979. And, Metin, “Türkiye’ye Gelen İlk Gözbağcılar”, Tarih Mecmuası, Şubat 1967. __________, “Gedikpaşa Tiyatrosu’ndan Önceki Türkçe Oyunlar”, Türk Dili (Tiyatro Özel Sayısı), Sayı 178. __________, Tanzimat ve İstibdat Döneminde Türk Tiyatrosu 1839-1908, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1972. Ayvazoğlu, Beşir, “Türkiye’de Sanat Tarihi ve Estetikle İlgili İlk Çalışmalar”, Erdem, Eylül 1989, C.5, Sayı.15. Banarlı, Nihad Sami, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, MEB Yayınları, İstanbul 1978. Berberian, Hayk, “La Literature Armeno-Turque”, Philologiae Turcicae Fundamenta II, Wiesbaden 1964. Budak, Ali, Batılılaşma Sürecinde Çok Yönlü Bir Osmanlı Aydını Münif Paşa, Kitabevi YAyınları, İstanbul 2004. __________, “Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye-Bir Sivil Eğitim Kurumu”, Sivil Toplum 2 (6-7), İstanbul 2004, s.103-122. Çark, Y.G., Osmanlı Devleti Hizmetinde Ermeniler 1453-1953, İstanbul 1953. Çavdar, Tevfi k, “Cumhuriyet Döneminde Türk İktisadî Düşüncesi”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, C.4, İstanbul 1993. Gazimihal, Mahmut R., Türk Askerî Muzıkaları Tarihi, İstanbul 1955. Gerçek, Selim Nüzhet, “İlk Te’lif Piyesler”, Ulus Gazetesi, 5 Şubat 1944. Gürün, Kamuran, Ermeni Dosyası, Ankara 1963. İhsanoğlu, Ekmeleddin, “Modernleşme Süreci İçinde Osmanlı Devleti’nde İlmî ve Meslekî Cemiyetleşme Hareketlerine Genel Bir Bakış”, Osmanlı İlmî ve Meslekî Cemiyetleri, İstanbul 1987, s.197-220. Kodaman, Bayram, Ermeni Macerası-Tarihî ve Siyasî Bir Değerlendirme, Isparta 2001.
Kut, Turgut, “Ermeni Harfl i Türkçe Telif ve Tercüme Romanlar”, Beşinci Milletler Arası Türkoloji Kongresi-Tebliğler II, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, İstanbul 1985. Mardin, Şerif, Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu, İletişim Yayınları, İstanbul 1996. Moltke, Helmuth von, Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar 1835-1839, Çeviren Hayrullah Örs, TTK Yayınları, Ankara 1960. Namık Kemal, “Mukaddime-i Celal”, Celaleddin Harzemşah, Hazırlayan Hüseyin Ayan, Dergâh Yayınları, Dördüncü Baskı, İstanbul 1975. Oskanyan, C., The Sultan and His People, New York 1857. Öztuna, Yılmaz, Büyük Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi I-II, Kültür Bakanlığı Yayını, Ankara 1990. Öztuna, Yılmaz, Büyük Türkiye Tarihi, C.7, Ötüken, İstanbul 1978. Sahak Abro, İlm-i Tedbîr-i Menzil, İstanbul 1268 (1852).
348 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Sakızlı Ohannes Paşa, Güzel Sanatlar Tarihine Giriş, Yayına Hazırlayan Kahraman Bostancı, Hece Yayınları, Ankara 2005. Sayar, Ahmet Güner, Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması, Ötüken Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 2000. Sevengil, Refi k Ahmet, Türk Tiyatrosu Tarihi III; Tanzimat Tiyatrosu, MEB Yayınları, İstanbul 1961. Stepenyan, Karnik, Urvakitj Arevmidahay Tadroni Badutyan, (Batı Ermenilerinin Tiyatrosunun Tarihinin Ana Çizgileri) (Ermenice), I (1962), II, (1969). Tanpınar, Ahmet Hamdi, XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Çağlayan Kitabevi, 4. Baskı, İstanbul 1976. Tietze, Andreas, Akabi Hikâyesi -Önsöz- İlk Türkçe Roman (1851), Eren Yayıncılık, İstanbul 1991. Türkmen, Fikret, Türk Halk Edebiyatı’nın Ermeni Kültürüne Tesiri, Akademi Kitabevi, İzmir 1992. Vartan Paşa, Akabi Hikâyesi; İlk Türkçe Roman (1851), Yayına Hazırlayan Andreas Tietze, Eren Yayıncılık, İstanbul 1991. Yalçın, Alemdar, II. Meşrutiyet’te Tiyatro Edebiyatı, Gazi Üniversitesi Yayınları, Ankara 1985. Yazıcı, Nesimi, “İbret”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 21, İstanbul 2000.
Zobu, Vasfi Rıza, “Güllü Agop’a Ait Tetkikler”, Cumhuriyet Gazetesi, 18-23 Aralık 1958.
XVIII. YÜZYIL KIBRIS ERMENİLERİNİN SOSYO EKONOMİK DURUMLARI Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL Yakın Doğu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi E-mail: aeozkul@gmail.com; Tel: 0 533 840 72 72; 0 392 223 64 64 /252
Özet Osmanlı toplumunda Ermenilerin ticaretle yoğun olarak uğraştıkları bilinmektedir. Kıbrıs gibi Akdeniz ticaretinde ve özellikle Doğu Akdeniz ticaretinde önemli bir rolü olan adada bulunmamaları düşünülemezdi. Kıbrıs’taki Ermeniler kaynaklardan öğrenildiği kadarıyla, adada daha çok ticaret özellikle ipek ticareti ve üretimi ile Fransız konsoloslarına konsolos tercümanlığı gibi işlerde faaliyet göstermişlerdir. Diğer gayrimüslim toplumlarda olduğu gibi Kıbrıs Ermenilerinin hem siyasî hem de ru- hanî liderleri Kıbrıs Ermeni murahhasları idi. Söz konusu dinî lider Kıbrıs Ortodoks başpiskoposları gibi oldukça ge- niş yetkilere sahip olmasına karşın onlardan farklı olarak İstanbul’daki Ermeni Patriği’ne bağlı idiler. Ayrıca Ermeni murahhaslarının, Ortodoks başpiskoposlar kadar devlete sorun olmadıkları kaynaklardan öğrenilmektedir. Çalışmada, Kıbrıs adasında yaşayan Ermenilerin adadaki diğer unsurlarla (Müslüman-Ortodoks) olan ilişkileri ve çatışmaları üzerinde durularak Osmanlı ülkesinin diğer bölgeleri ile karşılaştırmalar yapılmıştır. Araştırma Kıbrıs Lefkoşe şer’iye sicillerinden yola çıkılarak elde edilen verilerle desteklenmiştir. Araştırma sonrasında öz olarak Kıbrıs adasında yaşayan Ermenilerin sosyo-ekonomik hayata ve topluma yaptıkları katkılar ile bunların ada kültürüne yansımaları ile ilgili so- nuçlara ulaşılmıştır. 353 Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL Giriş Kıbrıs Ermenilerinin tarihsel varlığı Bizans dönemine kadar geriye gitmektedir 1 . Lusignanlar devrinde (1191-1489) başkent Lefkoşa’da bir Ermeni mahallesi bulunmaktaydı 2 . XIV. yüzyılın ilk yıllarında Kilikya Er- menileri ile Kıbrıs Lusignan Krallığı ve İtalyan şehir devletleri arasında ticarî ilişkiler yapılmaktaydı 3 . Kıbrıs Ermenilerinin kökenleri Kilikya, Su- riye ve İran Ermenilerine (Ermeni-i Acem) dayanmaktaydı 4 . Kıbrıs adasın- da yaşayan Ermeni toplumunun liderleri olan murahhaslar İstanbul’daki Ermeni Patrikliği’ne bağlıdırlar 5 . Ermenilerin, Lefkoşa kazasında yoğun olarak Meryem Ana adlı kiliselerinin bulunduğu Karamanîzade 6 mahal- lesinin yanında, başta Ermeniyan (Ermeniye, Ermeni) 7 mahallesi olmak 1 Theodore Papadopoullos, Social and Historical Data on Population (1570-1881), Nicosia 1965, s.87. 2 Ronald C. Jennings, Christians and Muslims in Ottoman Cyprus and the Mediterranean World, 1571-1640, New York 1993, s.165. 3 Mehmet Akif
Erdoğru, “Kıbrıs Ermenileri Üzerine Notlar (1580-1640)”, Tarih İncelemele- ri Dergisi, XXII/1, İzmir 2002, s.2. 4 Erdoğru, “Kıbrıs Ermenileri Üzerine Notlar”, s.2 vd.; Ali Efdal Özkul, Kıbrıs’ın Sosyo- Ekonomik Tarihi 1726-1750, İstanbul 2005, s.278 vd.; Kıbrıs Şer’iye Sicili (KŞS), 17-31/2. (Kıbrıs Şer’iye Sicili, burada ilk önce defter numarası verilmiş, daha sonra sırasıyla sayfa sayısı ve hüküm numarası belirtilmiş ve çalışmanın tamamında, sicillere yapılan atıfl arda bu yol izlenmiştir.) 5 KŞS, 16-29/1. 6 KŞS, 14-46/1. 7 KŞS, 16-3/2. 354 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER üzere Lefkoşa’nın diğer bölgelerinde de yaşadıkları mahkeme kayıtların- da görülmektedir 8 . 1572 sayımına göre, Kıbrıs’ın başkenti Lefkoşa’da 8 mahalle bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi Ermenilere aittir. Yine aynı sayım sonuçlarına göre, Lefkoşa’daki Ermeni nüfusu, şehir nüfusunun sa- dece % 8’ini oluşturmaktadır 9 . Daha çok kutsal topraklara giden Ermeni hacılar için yapıldığı düşünülen Girne kazasındaki Megara (Saint Makar) Manastır’ı, Kıbrıs’taki Ermenilere ait dinî yapılardandır 10 . Osmanlının ada- yı fethinden sonra buraya gönderilenler arasında birkaç Ermeni ailesinin de bulunduğu kaynaklardan öğrenilmektedir 11 . XVII. yüzyılın ilk çeyreğinde, İran Ermenileri ipek ticareti için adaya gelmişler ve yerleşmişlerdir 12 . Osmanlı ülkesinin tümündeki mahkemelerde olduğu gibi, Lefkoşa’daki mahkemeye başvuran gayrimüslimlere de, bağlı bulundukları sınıfa ve özelliklerine göre hitap edilmektedir. Örneğin, gayrimüslim bir erkek için davalarda zımmî 13 , Ermeni
14 , Yahudi
15 veya nasranî (nasarâ) 16 gibi terimler kullanılırken, bayan bir gayrimüslime ise zımmîye 17 , nasrâniye 18 , Ermeni- ye 19
tırmacılar zımmî, zımmîye terimlerinin Kıbrıs’ta yaşayan Ortodoks halk için, nasarâ ve nasrâniyenin ise Lâtin Hıristiyanlar için kullanıldığını ileri sürmektedirler 20 . Kıbrıs’taki Ermeniler sicillerde ya cizye kayıtlarında (Er- meni-i Acem) ya da maddî konulardaki davalarda ortaya çıkmaktadırlar. 8 KŞS, 20-47/2, 21/84-2; Nuri Çevikel, “18. Yüzyıl Osmanlı Kıbrısı’nda Ermenilerin Duru- muna Dair Bazı Tespitler”, Yeni Türkiye 7/38, Ankara Mart-Nisan 2001, s.711. 9 Jennings, “The Population, Taxation and Wealth in the Cities And Villages of Cyprus, Ac- cording to the Detailed Population Survey (Defter-i Mufassal) of 1572”, Journal of Turkish Studies, 1986, X, s.176 vd. 10 KŞS, 17-65/1. 11 Erdoğru, “Kıbrıs’ın Türkler Tarafından Fethi ve İlk İskân Teşebbüsü (1570-1571)”, Kıbrıs’ın Dünü-Bugünü Uluslararası Sempozyumu (28 Ekim-2 Kasım 1991) Tebliğleri, Ankara 1993, s.48. 12 Erdoğru, “Kıbrıs Ermenileri Üzerine Notlar”, s.3. 13 KŞS, 13-124/3. 14 KŞS, 17-106/4. 15 KŞS, 16-205/1. 16 KŞS, 14-14/1. 17 KŞS, 4-197/1, 14-33/2, 15-43/5. 18 KŞS, 13-122/1. 19 KŞS, 15-9/6. 20 Jennings, a.g.e., s.149; Recep Dündar, Kıbrıs Beylerbeyliği (1570-1670), Yayımlanmamış Doktora Tezi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Eğitimi Anabilim Dalı, Malatya 1998, s.397.
355 Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL Kıbrıs’taki Ermeni halkın vekilleri olmalarından dolayı, halktan borcu olanların borçları Ermeni papazlardan talep edilebilmektedir. 1153 yılında, aslen Urfalı olup Kıbrıs adasında, Lefkoşa’da Han-ı Komari’de kalan, es- Seyyid Veli ibn-i Mehmed, Karakaş Muhtar adlı Ermeninin kendisinden 300 kuruş borç aldığını ve bu borca da Ermeni papazı olan Kirkor ve- led-i Libares’in kefi l olduğunu bildirip Karakaş’ı bulamadığından parayı Papaz’dan istemektedir. Kirkor’un ise, kimseye kefi l olmadığını belirtmesi üzerine Papaz’dan söylediklerinin doğruluğu için yemin etmesi istenmiş- tir. Papaz’ın da alâ vefkü’l-mes’ûl yemin billâhi ellezi enzele’l-İncil alâ İsâ
olmuştur
21 . Burada adı geçen Ermeni papazının, Kıbrıs adasındaki Erme- nilerin lideri olan Ermeni murahhasası mı yoksa sıradan bir mahalle papazı mı olduğu kesin olarak tespit edilememiştir. Kıbrıs’taki Ermeni halkın reisleri olan Ermeni murahhasalarıyla ilgili söz konusu yıllarda, sicillere yansımış beş adet kayıt bulunmaktadır. Bun- larda, adaya atanan murahhasalara verilen geniş yetkiler göze çarpmak- tadır. İstanbul ve çevresinin Ermeni Patriği olan Agop (Hagop Nalyan) 22
olan Kıbrıs adasında, Lefkoşa kazasındaki Meryem Ana Kilisesi ve Gi- riniyye kazasındaki Megara Manastırı ve çevresinin Ermeni murahhassa- sı olan Arotin adlı rahibin ölümü üzerine, onun yerine Virtaş adlı rahibin tayin edilmesini istemektedir. İstanbul da bu isteğe uyarak, 1 000 akçelik mîrî peşkeşi vermesi şartıyla Virtaş’ı, Arotin’in yerine 1156 (1743) yılı Cemaziyelevveli’nin sekizinde Kıbrıs Ermeni murahhasası olarak atamış- tır 23
olan başpiskoposlara verilen yetkilerin bir çoğunun, Ermeni murahhasala- rına da tanındığı ortaya çıkmaktadır. Ermeni murahhasalarına verilen yet- kiler ise şunlardır: Murahhasalığa bağlı yerlerde murahhasanın istediği papazı görevden almasına ve istediğine görevi vermesine kimse karışmayacaktır. Rahibin izni olmadan, bazı taşra papazları âyinlerine muhalif olarak, nikâha uygun olmayan kefereye, nikâh yapmayacaklardır. Bir zımmîye kadın kocasın- dan kaçarsa veya boşanırsa murahhasalarından veya murahhasanın vekil- lerinden başka kimse araya girmeyecek veya karışmayacaktır. Ehl-i örften 21 KŞS, 15-96/3. 22 Kevork Pamukciyan, “Onsekizinci Yüzyılda Patrik Basmaciyan’a Verilen Cülus Fermanı”, Tarih ve Toplum, XV/88 (1991), s.38. 23 KŞS, 15-222/1.
356 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER hiçbir görevli Ermenilerin nikâhlarına, boşanmalarına veya iki zımmî- nin arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklara, olay rızalarıyla çözüldüğünde müdahale etmeyecektir. Murahhasalığa bağlı yerlerde ölen karabaşların, papazların ve marabelet adlı keşişe avratların (rahibe) terekeleri rahipleri tarafından yapılacak; bunlarla ne beytülmal emini ne de kassamlar ilgilen- meyeceklerdir. Ayrıca ölen bu görevliler ve diğer Ermeni zımmîler, kendi âyinleri üzere kiliselerine, Patrik ve murahhasaya her ne vasiyet ederler- se kabul olunacaktır. Ermeni şahitler mahkemelerde kabul edileceklerdir. Ermeni ruhbanlardan, kilise ve manastırları yokken, etrafta gezerek halka kötülük yapanlar, ancak rahipleri tarafından cezalandırabileceklerdir. Bu kişilerin âyinleri üzere, kiliselerine bağlı bağ, bahçe, çiftlik, tarla, çayır, değirmen, manastır vb. kiliseye vakfedilen eşya ve davarlara kimse karı- şamayacaktır 24 . İlgili dönemde, ehl-i zimmet kefere başpiskoposluğunda olduğu gibi Ermeni murahhasalığında da çekişmelerin olduğu gözlemlenmektedir. Daha önce belirtildiği gibi, 1156 (1743) yılında Kıbrıs Ermeni murahha- salığına Virtaş adlı rahip atanmıştır. Ancak bu sırada adada Serkis adlı bir başka rahibin murahhasılığı beratsız olarak ele geçirdiği görülmektedir. Bunun üzerine, kendi Patrikliğine dâhil olan Kıbrıs adasında, kendi seçtiği Virtaş’ın murahhasa olmasını isteyen İstanbul Ermeni Patriği Agop, Di- van-ı Hümayun’a tekrar başvurarak, Virtaş’ın Kıbrıs murahhasalığını ele geçirmesini sağladığı gibi Serkis’i de Kıbrıs’tan uzaklaştırmıştır 25 . Başka bir belgede ise, Virtaş görevini iyi yapamadığı için, İstanbul’daki Ermeni Patriği, onun yerine Avadik adlı Ermeni rahibin atanmasını Di- van-ı Hümayun’dan istemiştir. Bunun üzerine 1157 (1744) yılı Şabanı’nın dördünde bu kez Kıbrıs Ermeni murahhasalığına rahip Avadik tayin edil- miştir 26
Sis Ermeni murahhasası tarafından, Halep Ermeni murahhasalığına tayin olunca İstanbul Ermeni Patriği bu sefer göreve 1159 senesi Recebi’nin ye- dinci gününden itibaren Osib rahibin atanmasını istemiştir 27 . Daha sonraki tarihli sicillerden, Osib adlı rahibin, 1188 (1774) yılı Cemaziyelâhiri’nin ortalarında öldüğü ve yerine Kıbrıs Ermeni murahhasalığına Kirkor adlı 24 KŞS, 13-223/1, 15-222/1, 16-29/1, 17-65/1. 25 KŞS, 15-223/1. 26 KŞS, 16-29/1. 27 KŞS, 17-65/1. 357 Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL rahibin, 1188 senesi Cemaziyelâhiri’nin on altıncı gününden itibaren atan- dığı anlaşılmaktadır 28 .
olan murahhasaların çeşitli nedenlerle sık değiştikleri görülmektedir. Bu kısa dönemde, üçü yasal tayin olmak üzere dört rahip, bu görevde bulun- muştur. Doğal olarak bu durumdan adadaki Ermeni toplumu da olumsuz etkilenmiştir. Ancak daha sonraki yıllara ait bir hükümden, eğer bir isim benzerliği yok ise, Osib’in, 1188 yılına kadar Kıbrıs Ermeni murahhasalı- ğında kaldığı öğrenilmektedir. Ermenilerin liderleri olan murahhasalar ve Rumların liderleri olan baş- piskoposlar, hemen hemen aynı haklara sahip olmalarına rağmen, Ermeni rahipler 1 000 akçe mîrî peşkeş verirlerken, başpiskopos olanlar 73 500 akçe mîrî peşkeş vermektedirler. Bunun nedeni, bu miktarların, Kıbrıs’taki Ermeni ve Rum halkların nüfuslarıyla orantılı olmasıdır. Belgelerden, Er- meni papazlarına, Rumların dinî liderleri gibi geniş yetkiler verilmesine rağmen, bunlar adada Rum papazlar kadar etkili olamadıkları anlaşılmak- tadır. Onlar hakkında en azından incelenen yıllarda hiçbir yolsuzluk habe- rine rastlanmamıştır. İlgili yıllarda Kıbrıs’ta hiçbir Ermeni papaz, devlete karşı Kıbrıs’ta sorun çıkarmamıştır. Fransız konsoloslarıyla ilgili belgelerden konsolosların, tercümanları- nı Kıbrıslı Ermenilerden seçtikleri görülmektedir. Seçilen bu kişilerin ter- cümanlık yapmanın yanında, Kıbrıs’a gelen Ermeni tüccarlara da her türlü yardımı yaptıkları anlaşılmaktadır 29 .
lara tercümanlık yapmanın yanı sıra Fransız tüccarlarına vekillik de yapa- bilmektedirler 30 . Ayrıca Ermeni asıllı tercümanlar, Kıbrıs’ta bulunan Er- meni tüccarlarının ölmeleri durumunda, onların mallarının ada dışındaki akrabalarına ulaştırılmasını sağlayabilmektedirler 31 . Diğer bir ifadeyle bu tercümanlar sadece Fransız vatandaşlarına değil, Kıbrıs’ta bulunan Erme- nilere de vekillik yapmaktadırlar 32 . Kıbrıs’ta bulunan Ermeniler ticaretle, özellikle de ipek ticaretiyle, uğraşmaktaydılar 33 . 28 KŞS, 20-96/1. 29 KŞS, 15-9/6. 30 KŞS, 16-215/3. 31 KŞS, 15-9/6. 32 Özkul, a.g.e., s.100-103. 33 Erdoğru, “Kıbrıs Ermenileri Üzerine Notlar”, s.6 vd. 358 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER İlgili yıllarda Kıbrıs’taki Fransız konsolosları yanında görev yapan tercümanlardan Anglo Markori 34 , Avanis Agop 35 , Lenovar veled-i Leno- var 36
37 , Mosfi liyye veled-i Nesvar’ın 38 adlarına rastlanmaktadır. Kıbrıs adasında ticaret yapan gayrimüslim tüccarlar ve bunlar içe- risinde özellikle Ermeni olanları, Kıbrıs’a geldiklerinde mahkemeye gi- derek, kendilerine bir şey olursa, miraslarını varislerine ulaştıracak olan kişiyi vasi-i muhtar atamaktadırlar. Kıbrıs’taki Ermeni tüccarlar için bu işi genellikle adadaki Fransız konsolosların yanında tercümanlık yapan Er- meniler yapmaktaydılar. Aslen Tokat’ın Hoca Ahmet mahallesinden olup Lefkoşa’da Ağaç Pazarı yakınında misafi r olarak kalan basmacı Eryeşon veled-i Kozer adlı Ermeni, hasta olduğunu ve Şahak veled-i Erziyan’dan başka varisi olmadığını beyan etmiştir 39 . 8 Cemaziyelâhir 1149 tarihli baş- ka bir örnekte ise aslen Diyarbakırlı olup Lefkoşa Nevbethane mahallesin- de misafi r olarak kalan Kommeri bint-i Karabet isimli Ermeniye, Fransız tercümanı Aci Vona veled-i Fendi adındaki Ermeni taciri, Kıbrıs’ta öldüğü taktirde yanındaki eşyalarını ve mallarını Halep’te bulunan kız ve erkek kardeşlerine ulaştırması için vasi-i muhtar tayin etmiştir 40 . Böyle bir yola ve tedbire başvuran kişiler, miraslarına devlet tarafından el konulmasını önlemiş oluyorlardı. Kıbrıs adası gibi çok toplumlu ve dinli bir bölgede İslâm Hukuku’nun izin verdiği şekillerde iki toplumlu evlilikler de yapılmaktaydı. 22 Şaban 1141 tarihli bir belgede, Lefkoşa Karamanîzade mahallesinden Agsa bint-i Artinyon adlı nasrâniyenin, 50 kuruş mehr-i müeccel karşılığında nikâh sözleşmesi yaparak el-Hac Muhammed ibn-i Ali ile evlendiği belirtil- mektedir
41 . Bu belgeden, bir gayrimüslim kadının, ki büyük bir ihtimalle Ermeni bir bayandır, dinini değiştirmeden Müslüman bir erkekle İslâmî kurallara göre evlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Karamanîzade mahallesi, Ermenilerin Lefkoşa’da en yoğun yaşadıkları ve Kıbrıs adasında en büyük kiliseleri olan Meryem Ana Kilisesi’nin de yer aldığı bir mahalledir. 34 KŞS, 16-59/2. 35 KŞS, 16-59/2. 36 KŞS, 16-215/3. 37 KŞS, 15-9/6. 38 KŞS, 16-226/3. 39 KŞS, 13-11/2. 40 KŞS, 15-9/6. 41 KŞS, 13-116/2. 359 Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL Aile ile ilgili başka bir örnekte ise bu sefer bir miras paylaşımı söz konusudur. Ancak bu paylaşım normal miras davalarından farklıdır. Bu- rada dinini değiştiren bir Ermeninin babasının mirasından payını aldığı görülmektedir. 8 Safer 1143 tarihli belgede, Lefkoşa Debbağhane mahalle- sinden Avdik veled-i Marderos adlı Ermeninin ölümü üzerine, Müslüman olan oğlu Yusuf’un, vasisi olan annesi Aristefo bint-i Loyzo’dan babasın- dan kalan hissesini teslim aldığı belirtilmektedir 42 . 15 Zilkade 1138 tarihli bir diğer belgede ise Müslümanlar gibi, ada- da yaşayan gayrimüslimlerin de şer’î mahkemeye başvurarak ebeveynle- rinden birisi ölen çocuklarına vasi atanmasını istedikleri görülmektedir. Lefkoşa Nevbethane mahallesinden Arslan veled-i Sarkir adlı Ermeninin ölümü üzerine, küçük yaştaki çocuklarından oğlu Sarkir ve kızı Altun’a babalarından kalan mirası korumak ve saklamak için, amcaları kürkçü Mi- hail veled-i Sarkir, Lefkoşa mahkemesi tarafından vasiliğe getirilmiştir 43 . 6 Rebiülahir 1121 tarihli başka bir belgede ise Lefkoşa Karamanîzade mahallesinden İsayi veled-i Yadigar’ın ölümü üzerine küçük oğlu ve kızı- na vasi-i muhtar tayin edilen Hazım veled-i Karbit adlı Ermeninin ülke dı- şına çıkacağından dolayı, şer’î mahkemenin çocukların anneleri Meryem veled-i Kirkor adlı Ermeni bayanı vasi olarak atadığı belirtilmiştir 44 . Aile ile ilgili bu belgeler Kıbrıs Ermenilerinin sosyal yaşamları hak- kında çok değerli bilgiler vermesinin yanında Lefkoşa’daki Ermenilerin şehrin birçok mahallesinde de yaşadıklarını ortaya çıkarmaktadır. Kıbrıs’ın nüfusu söz konusu olduğunda, ehl-i zimmet kefere ile Kıb- rıs adasının yerlisi olan tüm Ortodoks mezhebindeki gayrimüslim unsurlar anlaşılmalıdır. Burada yaşayan gayrimüslimlerin çoğunluğunu Ortodoks Rumlar oluşturur. Rumların dışındaki diğer gayrimüslim cemaatler ge- nellikle kiliselerinin etrafında toplanmışlardır. Ermenilerin, Frenklerin ve Efrençlerin (Katolik Fransızlar) 45 Lefkoşa’da kiliseleri olduğu sicillerden 42 KŞS, 13-196/1. 43 KŞS, 1e-1/4/5. 44 KŞS, 7-51/2, 7-54/4; Mehmet Ali Durmuş, Hicrî 1120-21 Tarihli Lefkoşa’nın 7 Numara- lı Şer’iye Sicili, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 1997, s.146,153. Benzer olaylar için bkz. Erdoğru, “Osmanlı Kıbrıs’ında Kadınlar 1580-1640”, Tarih Boyunca Türklerde Ev ve Aile Semineri 25-26 Mayıs 1998 Bildiriler, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Araştırmaları Merkezi, İstanbul 2000, s.161-164. 45 KŞS, 14-22/1.
360 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER anlaşılıyor. Frenklerin 46 ve Ermenilerin 47 Karamanîzade mahallesinde, Ef- rençlerin ise Kara Baba mahallesinde 48 kiliseleri bulunmaktadır. Ermeni cemaatinin, Kıbrıs adasında Meryem Ana Kilisesi’nden başka, Giriniyye kazasında bir de Megara (Saint Makar) adlı manastırları olduğu Kıbrıs Ermenilerinin lideri konumundaki murahhasalarının tayin beratlarından öğrenilmektedir 49 . Rum Ortodoksların lideri konumundaki başpiskoposlar, Ermeni toplumunun, başpiskopos ayarında kendi liderleri olduğundan, bu cemaate müdahale etmezler. Basmacılık sanatında ortak olan Ermeni ile Müslüman arasındaki or- taklık, Ermeninin ölmesi sonucunda eşyalarının varislerine teslim edilmesi sırasında mahkemeye yansımıştır. Lefkoşa Korkud Efendi mahallesinden ada dışında öldüğü sabit olan Mardus veled-i Ayvas adlı Ermeninin çocuk- larının vasisi, Mardus’un basmacılık sanatında ortağı olan basmacı Hasan Beşe bin Cuma’dan, Mardus’un hakkı olan 45 adet basmacı kalıbı, bir ka- zan altı tekne, üç desti, yarım vakıyye kitre 50 , bir vakıyye bakkam 51 , üç adet tağar 52 , bir adet mermer taş, dört adet büyük tezgâh ve bir adet küçük tezgâhı teslim almıştır 53 . Bu belgeden, kurulan ortaklığın yanı sıra basmacı esnafının kullandığı eşyalar hakkında da bilgi sahibi olunmaktadır. Söz konusu dönemde Kıbrıs’taki Ermeniler aralarındaki alacak vere- cek sorunundan dolayı kendi kiliseleri yerine şer’î mahkemeye başvurduk- ları görülmektedir. Lefkoşa’nın Debbağhane mahallesinden Petros veled-i Acı Ezram adlı Ermeni babasının ortağı olan Avak veled-i Artin’den, ölen babasının hakkını talep etmiştir. Yapılan araştırma ve Müslüman şahitlerin şahitliği sonucunda Petros haksız bulunmuştur 54 . Başka bir alacak davası örneği 16 Zilkade 1121 tarihli belgede yer almaktadır. Belgede, Acem tüccarından olup Lefkoşa’da Han-ı Cedid adlı handa kalan Nazar veled-i Karabit adlı Ermeni tüccar Kesbir veled-i Mel- kom adlı Ermeniden çalıştırmak üzere verdiği 400 kuruşu ve hissesine dü- şen parayı aldığını belirtmektedir 55 . 46 KŞS, 1e-4/ 6. 47 KŞS, 14-46/1. 48 KŞS, 14-22/4. 49 KŞS, 17-65/1, 17-67/2. 50 Bez dokurken pamuğa sürülen beyaz sakız. 51 Kırmızı boya. 52 Genellikle çobanların kullandıkları deriden yapılmış içine eşya konan küçük torba. 53 KŞS, 13-14/4. 54 KŞS, 17-106/4. 55 KŞS, 7-116/3; Durmuş, a.g.t., s.249 361 Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL 20 Rebiülahir 1121 tarihli belgede ise iki toplumlu bir alacak olayının anlaşma ile sonuçlandığını görmekteyiz. Anadolu vilâyetine bağlı Konya şehrinden Hasan ibn-i Mevlüd, Yasef veled-i Ohan’a verdiği 150 kuruş borç yerine 2 katır, mai çuka, Kıbrıs nafesi kaplı bir kürek ile 3 kuruş al- mıştı 56
Kıbrıs’taki Ermeniler diğer konularda olduğu gibi kendi toplumları arasında veya Müslümanlar arasında meydana gelen mülk satışlarında da şer’î mahkemeyi kullanmışlardır. 23 Muharrem 1121 tarihli belgede, Lefkoşa Karamanîzade mahallesinden Boyacı Derviş veled-i Karabit adlı Ermeninin, adı geçen mahalledeki menzilini Mustafa Ağa bin Ali’ye 25 kuruşa sattığı görülmektedir 57 . Başka bir satış olayı 19 Rebiülahir 1121 tarihli belgede anlatılmaktadır. Burada bu sefer menzilini satan bir Müslü- mandır. Lefkoşa Çatal Hurma mahallesinden Mehmet ibn-i Recep mahal- ledeki menzilini 132 kuruşa Erisi bint-i Barkir’e satmıştır 58 . Ölen bir Ermeninin varisleri, kendilerine intikal eden mülkleri herhan- gi bir ayırım gözetmeden talip olanlara satabilmektedir. Bunun güzel bir örneği, 2 Zilkade 1121 tarihli bir belgede sergilenmektedir 59 . Lefkoşa Arap Ahmet Paşa mahallesinden iken ölen Ohan veled-i Panos’un varisleri ken- dilerine kalan Demirciler çarşısındaki bir bablık dökmeci dükkânını için- deki aletleri ile birlikte Ohan veled-i Mağroc’a 94 kuruşa satmışlardır 60 . Gayrimüslimler arasında meydana gelen bir başka satış olayında ise Lefkoşa Debbağhane mahallesinden Zanemarya veled-i Yimayo’nun men- zilini Ciryako veled-i Filipo adlı Ermeni ile zevcesi Beraşoko bint-i Sava adlı nasr â niyeye 250 kuruşa sattığını 8 Rebiülahir 1121 tarihli belgeden takip etmek mümkündür 61 . XVIII. yüzyılın ikinci çeyreğinde Müslümanlığı tercih edenlerin sa- dece Ortodoks Rumlardan olmadığı, bunların içerisinde iki Ermeninin de bulunduğu 4 Cemaziyelâhir 1161 ve 4 Cemaziyelâhir 1161 tarihli belge- lerden tespit edilebilmiştir. Birincisinde Lefkoşa Debbağhane mahallesi Ermenilerinden Yakob veled-i Loztin’in, İslâm dinine geçip Osman adını aldığı
62 , diğerinde ise Lefkoşa Debbağhane mahallesi sakinlerinden Av- 56 KŞS, 7-56/2; Durmuş, a.g.t., s.155. Farklı bir örnek için bkz. KŞS, 7-62/2. 57 KŞS, 7-/32/2. 58 KŞS, 7-58/3. Benzer bir örnek için bkz. KŞS, 7-110/3. 59 KŞS, 7-109/1. 60 KŞS, 7-109/2. 61 KŞS, 7-52/1. 62 KŞS, 16-1/9.
362 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER dik veled-i Marderos’un ölümünden sonra oğlunun Müslüman olup Yusuf ismini alarak, vasisi olan annesinden, babasından kalan hissesini teslim aldığı belirtilmektedir 63 . Söz konusu yüzyılın ikinci yarısındaki kayıtlarda da İslâmiyet’i tercih eden Ermenilere tesadüf edilmektedir. Lefkoşa Er- meni mahallesinden Menas ibn-i Minas adlı Ermeni Hüseyin adını alarak Müslüman olmuştur 64 . XVI. yüzyıl sonlarında ise, gayrimüslim üç kadının İslâm dinini seç- tikten sonra kocalarından ayrıldıkları görülmektedir. Hırsofi kazasından Enderya bint-i Piero, Mesarya kazasından Çako nam zımmîye ve Hüsna adlı Ermeni bu şekilde Müslüman olarak kocalarından boşanmışlardır 65 .
ye bint-i Mihalaki adlı Ermeni kadın da İslâmiyet’i seçerek Fatma ismini almıştır
66 . Osmanlı Devleti’nde köle edinme hakkının Müslümanlara tanındığı bilinse de 67 , söz konusu yıllarda bu görüşten farklı olarak, bir belgede gay- rimüslimlerin köle sahibi oldukları görülmektedir. Hatta Jennings, gayri- müslimlerin köle sahibi olmamalarını izah ederken, bunun nedenini, Hıris- tiyan Ortodoks mezhebinin izin vermemesi olarak açıklamaktadır 68 . Oysa Bursa sicillerinde yapılan araştırmalarda, Bursa’da yaşayan gayrimüslim- lerin köle sahibi olabildikleri belirtilmektedir. Burada sadece gayrimüslim erkeklerin Müslüman cariye satın almalarına engel olunmaktadır. Ayrıca sahip oldukları cariyelerden Müslümanlığı seçenler olursa bunların Müs- lüman birisine satılması istenmektedir 69 . Lefkoşa kazasında misafi r olarak bulunan Engoni veled-i Yağcı adlı Ermeni, çömlekçilik sanatında usta olan Pavlo adlı kölesinin iki sene önce kendisinden fi rar ederek Kostanti veled-i Dimitri’nin yanına sığındığı ve orada öldüğü için kölesinin parasını istemektedir. Bunun üzerine Kostan- ti, köle Pavlo’nun, kendi kölesi Ermeni Arslan veled-i Anastas nasranî ile 63 KŞS, 13-196/1. 64 KŞS, 21-2/6; Çevikel, a.g.m., s.715. 65 Dündar, a.g.t., s.394-395. 66 KŞS, 42-19/5; Celal Erdönmez, Şeriyye Sicillerine Göre Kıbrıs’ta Toplum Yapısı (1839- 1856), Yayımlanmamış Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens- titüsü Tarih Ana Bilim Dalı, Isparta 2004, s.42. 67 Kemal Çiçek, Zimmis (Non-Muslims) of Cyprus in the Sharia Court, 1110/39 A.H/1698- 1726 A. D., Yayımlanmamış Doktora Tezi, University of Birmingham, Birmingham 1992, s.99.
68 Jennings, a.g.e., s.242. 69 Osman Çetin, Sicillere Göre Bursa’da İhtida Hareketleri ve Sosyal Sonuçları (1472-1909), Ankara 1994, s.95 vd.
363 Yrd. Doç. Dr. Ali Efdal ÖZKUL çömlekçilik sanatı yaparken öldüğünü belirtmiştir. Kölesi Arslan da sahi- binin sözlerini doğrulamıştır. Ölen kölenin kendi kölesi olduğunu ispatla- yamadığı için davayı kaybeden Engoni’nin hikâyesini de 16 Rebiülevvel 1144 tarihli belgeden etmekteyiz 70 .
nıdığı engin hoşgörü ile Osmanlı ülkesinin diğer bölgelerinde olduğu gibi Kıbrıs adasında da özgürce hayatlarını sürdürmüşlerdir diyebiliriz. 70 KŞS, 14-14/1.
|
ma'muriyatiga murojaat qiling