Microsoft Word kemal- içindekiler
Aziz, A. (1987). “Radyo Ve Televizyonla Eğitim”
Download 1.63 Mb. Pdf ko'rish
|
sarkis dezaj
- Bu sahifa navigatsiya:
- “Kitle İletişim Modelleri”
- “Elektronik Bakıcı Televizyon”
- “Alfabetizasyonda Radyo Ve Televizyonun Rolü”
- “Küreselleşme ve kültürel Farklılıklar Çerçevesinde Ulusal Kültür” , Kaynak: www. Kongar. Org/makaleler/mak_ku.phb. 1997 153 Kongar (Emre),1997, “Küresel: Kültür”
146 Aziz, A. (1987). “Radyo Ve Televizyonla Eğitim”, Ankara: A.Ü.E.F. EFAM Yay. 2. S.72 214 1. Kitle İletişim Araçların Kültürün Değişimine Etkileri Teknoloji geliştikçe dünyamız küçülmekte ve toplumlar küreselleşmektedir. Küreselleşme, ülkeler arasındaki ilişkilerin yaygınlaşması ve gelişmesi, ideolojik ayrımlara dayalı kutupların çözülmesi, farklı toplumsal kültürlerin inanç ve manevi değerler çerçevesinde oluşmuş birikimlerin millî sınırları aşarak dünya çapında yayılması olarak tanımlanabilir. Bu anlamıyla küreselleşme, toplumlar için istenen bir olgudur. Ancak küreselleşmenin daha çok kimlere hizmet ettiği sorgulanmalıdır. Küreselleşme Batı kaynaklı bir kavramdır. Bu kavram, emperyalizm ve sömürü düzeninden yararlanarak gelişmiş ülkelerde üretilmiş ve daha çok bu ülkeler tarafından savunulmaktadır. Acaba, küreselleşme gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeler ya da topluluklar üzerinde kurmuş olduğu emperyalizm ve sömürü şeklinin yeni ad altında devam ettirilmesi midir? Son yüzyılda iletişim araçlarının gelişmesi ve etkin kullanımı ile dünya bağlamında ekonomik, sosyal ve siyasal küreselleşme yanında, özellikle etkisi daha yoğun olarak görülen kültürel küreselleşme yaşanmaktadır. Kültürel küreselleşmenin boyutu, uydu yayınları vasıtasıyla medyanın etkinliğini de artırmaktadır. Bugün dünyamız görsel ve yazılı medyanın aracılığı ile küresel bir köye dönüşmüştür. Hipotez 3’e göre günümüzde dünyanın her yerinden haberdar olmak mümkündür. Ancak sunulan bilgiler tek boyutludur ve bireylerin bu bilgilerin doğruluğunu teyit etme güçleri pek yoktur. Küreselleşen dünyada bilgi ağını kuranlar, genelde gelişmiş ülkelerdir. Gelişmiş ülkeler bazı bilgileri, diğer 215 ülkelere ya da kitlelere ulaştırırken kendi kültürel ürünlerini de ihraç etmektedir. Araştırmalar, gelişmekte olan ülke televizyon sistemlerinin yabancı program (özellikle Amerikan) ithalatına bağımlı olduklarını göstermiştir. 147 Dolayısıyla teknolojinin geliştirdiği medya ağında, kültürel bilgi üretimini elinde bulunduran güçlü ülkelerin “kültürel kodları” ve “kültür modelleri” diğer ülkeleri etkilemektedir. Türkiye bu durumdan önemli ölçüde etkilenmektedir. Gençliğine okuma ve araştırma alışkanlığı kazandıramayan ve gençlerin enerjisini olumlu yönde değerlendirme olanağı sağlayamayan kimi üniversitelerde öğrenciler, gerek televizyonlar aracılığıyla gerekse internet kafelerde istenmeyen siteleri ziyaret ederek yabancı kültür unsurlarıyla başbaşa bırakılmaktadır. Yabancı kültür bombardımanına tutulan gençlik, kendi kültürüne olan güvenini kaybetmekte ve yabancı kültürleri taklide yönelmektedir. Bu kültürel etki altında kalan gençler, kendisini güçsüz ve güvensiz hissedebilmektedir. Aradığını bulamayan ve içinde bulunduğu kültürel ortamdan rahatsızlık duyan gençlik, kimlik bunalımı yaşayarak yabancılaşmış tutum ve davranışlara yönelebilmektedir. Günümüzün en yaygın kitle iletişim aracı olan televizyon, insanlara bir yandan, hem görsel hem de işitsel uyaran sunarken, bir yandan da gerçek dünyalardan sanal dünyalara kadar bir çok durumu göstermektedir. Bunların sonucu olarak da 147 McQUAİL, Deniz &WİNDAHL, Sven(1997). “Kitle İletişim Modelleri”, (çev: Konca Yumlu).Ankara, 1997, İmge Kitabevi. s.259 216 dünyaya açılan bir çeşit pencere görevini üstlenerek bir çok evde baş köşededir. Televizyonun tüm insanlar, özellikle de çocuklar üzerinde görsel ve işitsel bir materyal olarak pek çok olumsuz etkileri olduğu tartışılmaktadır. Türkiye’ de son yirmi yıl içerisinde televizyonun maddi açıdan ucuzlaması ve herkesin alabileceği bir fiyata inmesi, özel kanalların açılması, kablolu yayınların yaygınlaşması televizyonun bireyler üzerindeki etkilerinin arttığını düşündürmektedir. 148 Televizyon izleme alışkanlığının, özellikle son yıllarda okuma alışkanlığı edinmede en etkin engelleyicilerden biri olduğunun belirtildiği raporda, çeşitli dönemlerde öğrenciler arasında yapılan anket sonuçlarına da yer verilmektedir. Anketten hareketle öğrencilerin boş zamanlarının büyük bölümünü ‘evde geçirdikleri’ ifade edilen raporda ayrıca, her Japon’un yılda 25, her İsviçreli’nin 10, her Fransız’ın 7, Türkiye'de ise her 6 kişinin yılda sadece bir kitap okuduğu belirtilmektedir. 149 Televizyonun toplumsal etkisi ve yarattığı sonuçlar açısından bakıldığında; televizyona karşı tedbir alınmasının, özellikle de küçük çocukların televizyondan korunması gerektiği net olarak ortaya çıkmaktadır. 148 Atay, M. Ve E. Ç. Öncü (2006). “Elektronik Bakıcı Televizyon”, http://http://www.isnet.net.tr/ channels/egitim/okul_oncesi/telvizyon.asp,16,02,2006. 149 http://www.istanbul.edu.tr/iletim/index.php?tm=7&sahypa=habaroka&haberno=470&tarih=2005 -01-01&PHPSESSID=84ac50710140dbf94752cc9f02724141, 16.02.2006 217 Halkın dil, kültür, duygu, düşünce ve beğenisiyle oluşturup yaşatılan, geçmişten günümüze gelmiş, toplum, insan ve doğa gerçeğiyle şekillenmiştir. Kültür mirası, insanlığın ortak mirasıdır. Her millet hatta her uygarlık dil, kültür, tarih mirasıyla dünyada yerini alır. 150 Bireylerin kökleşmesi ve toplumsallaşması, bu mirasın içinde gerçekleşir. Kültür mirasları geçmişin tanıklarıdır, bu yönleriyle geleceğin şekillenmesinde etkendir. Halk kültürü ürünleri halk arasında mayalandığı için, halkın kültür yapısını ve dokusunu ortaya koyar. Kültür toplumsal yaşamda birlikteliği pekiştirici, dayanışmayı arttırıcı özelliklerini sürdürerek bir işlev üslenir, halkın kendi kültürüyle yabancılaşmasını önler. Kültür ürünlerinin halkın ortak duygu ve düşüncelerini dile getirmeleri bakımından kültürünün korunmasında, yaşatılmasında önemli işlevleri vardır. Kültür, uygarlıkların yaratıcısı olan insanların kimlik ve kişiliğinin temel belirleyicisidir. 151 Kültürün küreselleşme etkisiyle halkla bağları zayıflamağa başlamış ve kendi kaynaklarının yanı sıra yabancı kaynaklarla beslenmeğe başlamıştır. Kültür, kültür varlığının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Kültür, toplumsal ve kültürel birlik oluşturan ortak ve kültürel özellikleri bulunan toplulukların ürünleridir. Toplumun sosyoekonomik dinamiklerini ortaya çıkarmakta, milletin 150 Türkoğlu, A. (1984). “Alfabetizasyonda Radyo Ve Televizyonun Rolü”, A.Ü. EBF Dergisi, Cilt: 17, Sayı:1-2, s. 403-407. 151 Günay (Umay), 1999, “Osmanlı İmparatorluğu ve Türk Halk Kültürü”, Osmanlı Kültür ve Sanat C.9 Yeni Türkive Yayınlan, Ankara, S.24 218 kültür birliğini sağlamaktadır, milletleri diğer milletlerden ayıran kültürel özelliklerin esası kültürdür. Sanayileşme, iletişim toplumları etkilemiş, hızlı kültürel değişim ve gelişime neden olmuş, yaşama biçiminin değişmesinin yanı sıra, bir kültür şokuyla karşı karşıya bırakmıştır.. Dünya küreselleşme sürecine girmiştir. Küreselleşmeyle, farklı kültürlerden insanları bir araya getirecek ortak bir paydaya doğru gidiş başlamıştır. Bu da kültürler için tehlike çanlarının çalınmasıdır. Ancak küreselleşme olgusu kültürel değişim ve gelişime bağlı kültürün doğal akışını hızlandırıp aşındırmağa başlamıştır. Dünyanın her toplumundaki bireyler kendi özgün kültürlerinde bulamadıkları ve göremedikleri birey olma keyfini dünya kültüründe bulmakta ve kendilerini bu kültürle özdeşleştirmektedir. TV ve bilgisayar, internet teknolojileri kullanılmaya başlandı, bunun yanı sıra uydu aracılığıyla bütün dünyaya her konuda anında seslenme olanağı bulundu. Küreselleşme ya da yabancı terminoloji ile "globalleşme", biri siyasal, biri ekonomik, biri de kültürel olarak üç boyutu olan bir kavramdır. Küreselleşmenin kültürel ayağı, birbirinden farklı, hatta biri ötekine zıt iki ayrı sonuca işaret eder. Birinci sonuç "mikro milliyetçilik" biçiminde ortaya çıkmıştır. Küreselleşme, en küçük bir kültürel farklılığı bile vurgulayarak. elektronik medya aracılığı ile bunu tüm dünya kamuoyunun dikkatine sunan, ayrıca siyasal açıdan, kültürel farklılıkların korunması ilkesini demokratik hak ve özgürlükler alanının ayrılmaz-bir parçası olarak gören bir anlayışı yaygınlaştırmaktadır. Küreselleşmenin kültürel ayağının ikinci sonucu, özellikle tüketici davranışını 219 etkileyerek, dünya çapında kültürel bir örnekliğin önünü açmış olmasıdır. Küreselleşme bir süreç, bir olgudur. İyiliği yada kötülüğü belki tartışılabilir ama, kaçınılmazlığı ortadadır. Bu çerçevede, bütün dünyayı etkileyen bu oluşumun sonuçlarını iyi kestirmek ve ona göre davranmak çağdaşlığın ve güncelliğin bir gerekliliği olarak ortaya çıkmaktadır. 152 Her şeyden önce bilmemiz gereken nokta, küreselleşmenin karşı konulmazlığıdır. Küreselleşme ile başa çıkmak için hedefe doğru, amacı gözden kaçırmadan gitmelidir. Küreselleşme karşısında savunulacak olan hedef nedir? Bireylerin kültürel kimlikleri, onlar üzerinde bağlayıcı olduğu oranda bireysel özgürlükleri sınırlandırmakta, ama aynı ölçüde bir kimlik kartı işlevini de yerine getirmektedir. Kültürel kimlik ile bireysel özgürlük arasında, bireyin tutum ve davranışlarının farklılıklarına izin verilen bir alan olmalıdır. Dayatmacı bir kültürel kimlik anlayışıyla, bireyin "bireysel özgürlükler alanı" önemli ölçüde sınırlandırılmış olur. Bu durumda birey, salt kültürel kimlik doğrultusunda hareket edeceğinden diğer kültürel, kimliklerle etkileşimi olumsuz olacaktır. Kültürel kimliği savunan birey, aynı toplum içinde yaşadığı öteki kimlik sahiplerine de hoşgörü ile bakma eğilimindedir. Çözüm; farklılıkları zenginleştirerek bütünlüğü korumaktır. 153 152 KONGAR, Emre, “Küreselleşme ve kültürel Farklılıklar Çerçevesinde Ulusal Kültür”, Kaynak: www. Kongar. Org/makaleler/mak_ku.phb. 1997 153 Kongar (Emre),1997, “Küresel: Kültür”, Kaynak: www.kongar.org/makaleler/ mak_ku.phb. 220 Günümüz bir bilim ve teknoloji dünyası olarak kabul edilmektedir. Bilgi patlaması, bilimsel ve teknolojik alanda kaydedilen hızlı değişme ve gelişmeler nedeniyle, günümüz "bilişim" dönemi olarak kabul edilmektedir. Ekonomik ve teknik olguların belirlenmesi sonucunda neredeyse uluslar arasındaki sınırlar kaybolmuş, bilgiye ulaşmanın yanı sıra kültürün etkileyebilecek olumsuz olgulara ulaşmak kolay hale gelmiştir. Küreselleşme karşısında büyük bir tehlike içinde olan ulusal kültür ve değerler irdelenip kültür ve eğitim politikalarının tekrar gözden geçirilmesi , programların yeniden geliştirilmesi ve yapılanması gerçeğini gündeme getirmiştir. Download 1.63 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling