Microsoft Word kemal- içindekiler

 
D. Televizyonun Tarihsel Gelişimi 
İlk olarak 1968 yılı Ocak ayında sistemli bir biçimde çalışmaya başlayan 
televizyon yayınları, her geçen gün değişik tür ve konulu programlarla 
zenginleştirilerek devam etmektedir. Bu programlar içerisinde özellikle eğitici 
niteliği olanlar önemli bir yer tutmaktadır. Şu anda TRT Ankara 
Televizyonu’nca çocuklara, gençlere, kadınlara ve işçilere yönelik değişik tür ve 
düzeyde birçok program hazırlanarak yayınlanmaktadır. Ancak, yapılan bu 
çalışmaların ne ölçüde verimli olduğu hususunda bilimsel bir araştırma 
160
Aydın, Mehmet S., “Küreselleşmeye Genel Bir Bakış”, Küreselleşme, Ufuk kitaplaı, İstanbul 
2002, S. 21-22 

---

228
günümüze kadar yapılmamıştır. Halbuki yapılan her planlı faaliyetin sonucunda 
mutlaka bir değerlendirmeye gerek vardır. Hele, konu toplumun tamamına yakın 
bir kesimini etkileyen eğitici televizyon yayınları olduğunda bu gereklilik bir 
zorunluluk halini almaktadır. Çünkü, milyonlarca Liralık harcamalarla 
gerçekleştirilen bu çalışmaların bir değerlendirmesini yapmaksızın, eksik ve 
aksak yönlerini belirleyip düzeltmek ve geliştirmek mümkün olmayacağı gibi, 
aynı zamanda bu çalışmalar hakkında tutarlı yargıya varmak da mümkün 
olmayacaktır. Bu nedenle, TRT Ankara Televizyonunca hazırlanan ve 
yayınlanan eğitici içerikli programların, ilgili kaynak ve belgeler ile program 
yapımcılarının görüşlerinden yararlanılarak değerlendirilmesi, eğitime yönelik 
televizyon programlarının daha etkili olabilmesi için kaçınılmazdır. 
1. Televizyon İle Eğitim 
 
Eğitim, kişinin bedeni, zihni, duygusal ve sosyal gelişmesine yardımla günlük 
hayatı etkileyen, dinamik bir kuvvettir.
161
Televizyon ile eğitim, kişiyi çağdaş 
düzeye eriştirecek nitelikte gereken bilgileri edinmelerini sağlamak, belirli ilgi 
gruplarının belirli alanlardaki davranışlarını etkilemek üzere yapılan eğitimdir.
162
161
VARIŞ, Fatma, “Eğitime Giriş Ders Notları”, Ank. Eğt. Fak. 1975, s.15 
162
AZİZ, Aysel, “Onuncu Yıla Armağanı”, Siyasal Bilimler, İletişim Fakültesi, Ankara,Nobel 
Yayınevi, 2007, s. 359 

---

229
Sosyal bir etkinlik olan eğitim sisteminin amacı, milli kültürün genç kuşaklara 
aktarılması ve çağdaş bir toplumun varlığını sürdürebilmesi için zorunlu sosyal 
değişmeleri başlatabilecek yaratıcı kişilerin yetiştirilmesini sağlamaktır. Eğitim 
yoluyla kültür hem kuşağa aktarılır, hem de çağdaşlaşmanın gerektirdiği zorunlu 
kültür değişmeleri gerçekleştirilir. Eğitimin görevi, kişileri yaşadığı toplumun ve 
bu toplumun bağlı bulunduğu çağdaş dünyamızın uyumlu bir üyesi haline 
getirmektir. Eğitim, toplumsal, ekonomik, yönetsel ve siyasal gelişmeler için bir 
ön şart olarak düşünülmektedir. Ekonomik büyüme, bir yönüyle yeni bilgilerin 
birikimi ve bu bilgilerin teknolojide uygulanmasından oluşur. Bir ülkenin 
ekonomik kalkınması, o ülke halkının kişisel ve toplumsal gelişmesine sıkı sıkı 
bağlıdır. Eğitim, ekonomik kalkınmayı hızlandırmak bakımından son derece 
önemlidir.
163
 
Bireyin toplumsal ve ekonomik düzeyini belirleyen önemli faktörlerden biri de 
kişinin almış olduğu eğitimdir. Televizyon yayınları ile verilen bir programın 
seyirci tarafından etkili bir biçimde alınabilmesi, çoğunlukla o izleyicinin eğitim 
düzeyine bağlıdır. Hiç öğrenim görmemiş, okuma-yazma bilmeyen, temel 
eğitimden yoksun kişilerin ihtiyaçları ile üst düzeyde öğrenim görmüş seyirci 
kitlesinin istek ve arzuları farklıdır. Öyleyse insanların kültür düzeylerine göre 
de farklı programların yapılması gerekmektedir. 
163
KAYA, Yahya Kemal, “İnsan Yetiştirme Düzenimiz”, Ank. 1977, s.11 

---

230
Televizyon yayınları tüm kamuya seslendiklerinden toplumun içindeki değişik 
kitlelere inmek, onların ihtiyaçlarını karşılamak zorundadırlar. Yani, televizyon 
programlarının hazırlanmasında hedef kitlenin iyi belirlenmiş olması, bu 
programların temelini teşkil etmektedir. Bu yönü ile yayınlar cinsiyet, yaş, köy, 
kent, meslek gibi hedef kitleye yönelik yayınlar olarak gruplandırılmıştır.