Microsoft Word kemal- içindekiler
Download 1.63 Mb. Pdf ko'rish
|
sarkis dezaj
- Bu sahifa navigatsiya:
- ÇEVREBİLİM
1. Çevrebiliminin İçeriği Çevreye duyulan ilginin artması, çevrebilimin yeni amaçlara yönelmesi, içeriğini varsıllaştırması sonucunu doğurmuştur. Çevrebilim, çevrenin bilim olarak, çevre kavramını tüm boyutları ile içermek zorunda kalmıştır. İnsan dahil tüm canlıların 12 KELEŞ, Rüşen, HAMAMCI, Can, “ÇEVREBİLİM” , a.g.e. , s. 35-36 29 kendi içlerinde ve kendi aralarında sürdürdükleri ilişki ve etkileşimlerle yaşadıkları ortamlar arasındaki etkileşimler, Çevrebilimin inceleme konusu olmaktadır. Çevreye yönelik görüşler, günümüzde, özellikle çevreden kaynaklanan ekonomik, toplumsal ve siyasal bunalımın da etkisiyle, insanın çevre içindeki yerini tartışma konusu yapmaktadır. Eski Yunan’dan bu yana “her şeyin ölçüsü insandır” yaklaşımının doğal sonucu olarak insan merkezli bir düşünce olmuştur. Çevreyi bilimsel yöntemlerle incelerken, çevrebilimin içeriğini belirlerken de insan merkezli düşünceden daha kurtulunamamıştır. Bu nedenle, Çevrebilimin içeriği söz konusu olunca, sorun yalnızca Çevrebilimin sınırları değil, sınırlarını oluşturan bileşenlerin göreli konumlarıdır. Çevrenin, toplum örgütlenmesinin tüm yönlerini kapsaması, ekonomik, siyaset, hukuk başta olmak üzere daha önceleri çevre ile doğrudan bağlantısı kurulmayan dallar, çevre ile etkileşimi açısından ayrıcalıklı bir konuma getirmişlerdir. Çevre toplumların ilgisini çektikçe, ekonomi ile ilişkileri yeniden gözden geçirilmiştir. Ekolojik ile ekonominin uzlaşması sorunu gündeme gelmiştir. Yerleşime (ya da çevre)nin, yani “oikos” un biri yönetimi (nomos), diğeri de bilimi “logos” olmaktadır. Her ikisinin uzlaşması, geleceğe yönelik, bütüncül bir düşünceye dayanan bir Çevrebilim görünümü ortaya koyacaktır. 13 13 KELEŞ, Rüşen, HAMAMCI, Can, “ÇEVREBİLİM”, a.g.e. , s. 39 30 • İnsan-Toplum ve Kalkınma-Gelişme İlişkilerini Boyun eğme; insan çevreyi olduğu gibi kabullenmekte, doğayı mevcut biçimi ile doğal peyzajıyla kullanmaktadır. Toplayıcılık; insan yaşamını sürdürebilmek için yiyecek toplayabilmek amacıyla çevresine küçük müdahalelerde bulunmaktadır. Avcılık ve balıkçılık; bu dönemde insan, çevresindeki hayvanları az da olsa teknoloji kullanarak avlamakta ve doğaya etkisi giderek artmaktadır. Göçebe ve pastoral dönem/evcilleştirme; insan çobanlık ve tarımla doğa üzerindeki egemenliğini büyük ölçüde arttırmış ve yerleşik düzene geçmiştir. Göçün denetimi, tanıtma, alıştırma, doğallaştırma ve evcilleştirme gibi büyük gelişmeler vardır. Çobanlık; aynı cinsten hayvanların bir araya toplanmasıyla; bölgesel denetim, koruma, seçme ve sömürü gelişmiştir. Bitki yetiştirme; toprak üzerindeki insan denetimi giderek artmakta; tohumlama, bitki yetiştirme yöntemlerinin geliştirmesi, toprağın hazırlanması, hasat ve depolama ile toprak üzerindeki denetim ivme kazanmıştır. Tarım; insanın çevre üzerinde doğal etkileri yanında, yapay deneylerinin başlangıcıdır. Daha geniş ve temel bilgi birikimi vardır. Sanayi; insanın doğadaki kaynakları teknolojinin de yardımıyla ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığı ve doğaya egemen olduğu dönemdir. Kentleşme; sanayileşme ile birlikte kentleşme çevredeki kirlenme ve bozulmaların temelini oluşturan etkilerin başlangıcıdır. İklimsel denetim ve kozmik patlama; atmosferin aşılması ve uzayın keşifle birlikte, insan yeryüzüne bağlılıktan kurtulmaya çalışmaktadır. İklim denetimi; yapay olarak iklim üzerinde denetimlerle, doğal döngülere müdahale edilmektedir. Eksobiyolojik 31 kaçış; dünyanın dışında başka yaşama ortamları arayarak, yerçekiminden kurtulmaya çalışır. Günümüzde yapılan arkeolojik kazılar, geçmişte yaşayan toplumların da çevrenin korunması konusunda çalışmalar yaptığını göstermektedir. Bu konuda bilinen en eski kaynak; günümüzden 4600 yıl önce yaşamış olan Çin İmparatoru Huang’ın iklimlerin insan sağlığı üzerine etkilerini analttığı “Nei Ching” adlı eseridir. Batı dünyasında ise insan-çevre ilişkilerini sistematık bir biçimde inceleyen, Yunan bilgini Hippokrates’dır (M.Ö.5.yüzyıl). İslam dünyasında da insan-çevre ilişkilerini ayrıntılı biçimde inceleyenlerin başında İbn-i Sina (M.S. 980-1037) gelmektedir. Bugünkü anlamıyla; Milli parklar ve özel koruma alanları uygulamasına çeşitli toplumlarda da oldukça sık rastlamaktadır. 14 Download 1.63 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling