Sevgili Milena


Download 0.97 Mb.
Pdf ko'rish
bet11/71
Sana02.04.2023
Hajmi0.97 Mb.
#1318916
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   71
Bog'liq
Sevgili Milena - Franz Kafka ( PDFDrive )

Sizin F.


Benim yüzümden mi soluk soluğa eve koştunuz? Peki ama
siz hasta değil misiniz? Yoksa ben üzülmüyor muyum artık
hastahğmıza? Gerçekten de öyle, hiç üzülmüyorum artık -
hayır, büyütüyorum bunu gene, geçen sefer yaptığım gibi-,
yanımdasınız sanki, ben bakıyorum size, içtiğim süt size de
yarıyor, bahçeden içime dolan hava sizi de güçlendiriyor,
hayır bu çok az olurdu, benden çok sizi güçlendirsin
istiyorum. Birtakım nedenlerden ötürü çıkamıyorum pazartesi
yola, birkaç gün gecikeceğim. Yeni bir tren varmış, Bozen
Munich - Prag, ona binersem, aktarmasız yolculuk
edebileceğim. Yazmak isterseniz yazabilirsiniz daha, burada
olmasam bile Prag adresime gönderecekler mektupları. Hoşça
kalın.
Alıklıkta üstüne yoktur insanların. Bir kitap okuyorum,
Tibet üstüne. Dağ sınırındaki köy yüreğimi daralttı birden,
öylesine umutsuz, yitik, öylesine Viyana'dan uzak ki bu köy!
Alıklık Tibet'in Viyana'dan uzaklığıni'düşünmek! Uzak olur
mu hiç?
Perşembe
Bakın Milena, uzun iskemlelerden birinde yatıyorum
öğleden önce, çıplağım, yinimin yarısı güneşte, yarısı
gölgede; hemen hiç uyuyamadığım bir geceden sonra,nasıl
uyuyabilirdim? Çok hafifim uyku için, durmadan çevrenizde
dolandım, bugün sizin de yazdığınız gibi, "başıma konan bu
devlet kuşundan" korkmuştum, peygamberler kadar
ürkmüştüm, anlatırlar hani, peygamberler çelimsiz, küçük
çocuklarmış daha (belki peygamber olduktan sonra da durum
değişmemiştir, önemi yok bunun), kendilerine seslenen o
yüce sesi duyup ürkmüşler, ayak diremişler, beyinlerini


zonklatan bir korku içinde, kalmışlar, oysa daha önceleri
de sesler duymuşlardı, ama bu sefer duydukları seste onları
çok korkutan bir şey vardı, neydi? - kulakları mı yanılıyordu,
yoksa duyduklari ses mi gerçekten böylesine güçlüydü - sesin
onları hemen yendiğinin de farkına varmadılar, dedim ya
bilisizdiler, çocuktular, bu yüce ses önceden korkutmakla
yenmişti bile onları, bir ses işitmekle mi erdiler
peygamberliğe?
Bir sürü insan bir sürü ses duyar, her çağrılan da değerli
sayılmamalı bence, bir yanlışlığa yol açmamak için olamaz
diyorum hemen -dediğim gibi yatıyordum işte, iki
mektubunuz geldiğinde.
Yanılmıyorsam Milena, sizinle ortak bir özelliğimiz var:
Öylesine çekingen ve ürkeğiz ki, hemen her mektup değişik,
hemen her mektup bir öncekinden korkmuş, gelecek cevaptan
büsbütün çekiniyor. Siz doğuştan değilsiniz böyle, anlamak
kolaya bunu, ya ben? Ben de doğuştan böyle değilim belki,
ama bende huy etmiş artık, çaresizlik içindeyken ya da ancak
öfkeliyken geçebiliyor, bir de unutmayalım: Korkuda.
Karşılıklı kapıları olan bir odadayız sanki; ellerimiz kapı
tokmaklarında, karşıkinin bir göz kırpışı berikini kaçırmaya
yetiyor; hele bir söz edecek olsa, öteki kapısını kapamış
gözden yok olmuştur, biliyorum. Açacak kapıyı gene elbet, bu
öyle bir oda ki, bırakılamaz belki de. Biri ötekine benzemese
bu kadar, rahat olsa, ötekine bakmıyormuş gibi davransa...
odayı düzene sokacak yavaş yavaş, herhangi bir odaymış gibi;
ama hayır, o da kendi kapısının önünde öteki gibi
davranıyor... kimi vakit ikisi de kapının ardına kaçmışlar ve
bu güzel oda bomboş kalıyor.


Üzücü 
anlaşmazlıklar 
doğuyor 
bu 
yüzden.
Kimi mektuplanmdan yakınıyorsunuz Milena, eviriyor
çeviriyor hiçbir şey anlayamıyorum, diyorsunuz ama gene de,
yanılmıyorsam, o çeşit mektuplar, size en yakın olduğum
zaman yazılmıştır. İsteklerime gem vurmuş, isteklerinizi
durdurmuş, ormanın derinliklerinde, rahatlık içinde, şu demek
istenmiştir yalnız: Ağaçların tepelerinden gök görünüyor!
Hepsi bu kadar, ama bir saat sonra bütün bunlar baştan
söylense, evet o zaman dediğimiz çıkar ortaya belki: (Ani
jedine slovok tere by nebylo velmi dobre uvazenos - her
sözün üstünde çok önemle durulmuştur elbet.) Uzun sürmez
ki, bir göz kırpması süresince yalnız, sonra uykusuz gecelerin
uğultuları başlar gene.
Size nasıl geldiğimi unutmayın Milena, arkamda otuz sekiz
yıllık bir yolculuk var (Yahudi olduğuma göre, bu yıllan bir o
kadar artırabilirsiniz), sonra, beklenmedik bir yol kavşağında
sizi görüyorum, göreceğimi hiç ummadığım, hele böylesine
geç bir karşılaşmayı aklımdan bile geçirmediğime göre
Milena, ne yapabilirim? Bağıramam, coşamam, içimde
fırtınalar kopmuyor artık, bir sürü delice söz de edemem,
duymuyorum ki içimde olanları (içimde dopdolu duran öteki
çılgınlıktan söz açmıyorum), diz çöktüğümü de şuradan
anlıyorum: Gözlerimin önünde ayaklarınız var, okşuyorum
onları.
Dürüst olmamı istemeyin benden Milena. Kimse bunu,
benim kendimden istediğim kadar isteyemez. Bir sürü şey
yitiriyorum gene de, evet, her şeyimi yitiriyorum belki. Ama
bu avlanma oyunundaki yürekli olma isteği, yürekli kılmaz
beni, tersine, bir adım bile atamam sonra, birden her şey yalan


olur, kovalananlar boğuverir avcıyı. Ben böylesine
tehlikeli bir yoldayım Milena. Ama siz? Bir ağacın önünde
duruyorsunuz, sapasağlam, gençsiniz, güzelsiniz, yeryüzünün
acısını yansıtıyor gözlerinizdeki ışık. Köşekapmaca
oynanıyor, bir ağaçtan ötekine sürünüyorum karanlıkta, tam
ortasındayım yolun, sesleniyorsunuz bana, tehlikeleri
hatırlatıyor, ürkek adımlarımdan telaşlanarak cesaret vermek
istiyorsunuz; bana (bana!) bu oyunun ne türlü ciddi olduğunu
anlatmaya kalkışıyorsunuz - beceremiyorum, düşüyorum,
yerdeyim işte. Hem içimdeki o korkunç sesleri, hem sizi
dinleyemem aynı zamanda; ama ötekileri dinler, size de
güvendiğim için açığa vurabilirim, yalnız size güveniyorum
yeryüzünde.

Download 0.97 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   71




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling