Sevgili Milena
Download 0.97 Mb. Pdf ko'rish
|
Sevgili Milena - Franz Kafka ( PDFDrive )
Salı sabahı
Beklenmedik bir haber aldım: Uzun yıllardır görmediğim Madrid'deki amcam, yarın Paris'ten buraya geliyormuş. Sevmez değilim onu, ama bu gelişi hoşuma gitmedi; sabahtan akşama onunla olmam gerekecek, oysa ben bütün vaktimi, bütün vaktimden daha çoğunu, yeryüzünün bütün vakitlerini sana ayırmak istiyorum, seni düşünmek, seni yaşamak için. Tedirgin olacağım şimdi, evimin de rahatı kaçacak; akşamları da yalnız kalamayacağım demektir! N'olurdu, başka bir yerde olsaydım; birçok şeyin başka türlü olmasını isterdim zaten, hele işi hiç istemiyorum! Ama bu isteklerim yersiz... beni bugünlerden ayıracak bir şeyi nasıl isteyebilirim? Senin olan bugünlerin dışında? Yeryüzünün şu itişip kakışmasmı hiçe sayarak, yalnız ikimizi ilgilendiren konulardan söz edebiliyorum sana. Bütün öteki olaylar ilgilendirmez oldu beni. Kötü, çok kötü! Ama ne gelebilir elden? Dilim dönmüyor, başımı göğsüne dayamış, kalmışım öylece. Bir şey söylemek istiyorum Milena: Viyana'dan bir acılık kaldı içimde: Yanılmıyorsam, ikinci gündü, yukarda, ormanda şöyle bir söz ettindi: "Ayrı odaların savaşı uzun süremez!" Sondan bir önceki Meran mektubunda da hastalıktan söz etmiştin. Bu iki olayı nasıl bağdaştırayım bilmiyorum. Kıskanıyorum sanma, hayır kıskanmıyorum, ama ya yeryüzü çok küçük, ya da biz dev gibiyiz, sığamıyoruz. Kimi kıskanabilirim hem? Salı akşamı Bak şu işe! Kızın sana yazdığı mektubu, ben gönderiyorum sana; üstelik, ne yazdığını da bilmiyorum. Anlatayım: Bugün onunla buluşup bir vapur gezintisi yapacaktık sözde; gece geç yattım, hiç de uyanmadım, öğleden sonra birazcık uyumak istiyordum, onun için bir pusula yazdım kıza, akşama buluşalım dedim. Sana kaçtır söylemiştim (bir de telgraf çekmiştim bu konuda)^ gene de yetinmedim, kıza yazdığım pusulaya şunu da ekledim: "Viyana'ya yazdığın mektubu göndermeden önce konuşalım seninle." O, mektubu yazmış, postaya vermiş bile sabahleyin - ne yazdığını yerli yerine o da söyleyemedi-. Pusulamı alır almaz - zavallıcık- hemen postaya koşmuş, buldurmuş mektubu, sevincinden ne yaptığını bilmeden, cebindeki bütün parasını vermiş memura, epey bir paraymış, sonradan anlayınca şaşırmış; getirdi mektubu, verdi bana. Ne yapacağını bilemiyorum Milena. Bütün umudum tez günde mutlu bir sonuca varabilmek; bunun tek çıkar yolunu da, bu mektupta ve senin vereceğin karşılıkta buluyorum. Biliyorum, boş bir şeye umut bağlamışım, ama ne yapayım, son çarem bu. Mektubu açıp okusam mı? Bu ona karşı bir saygısızlık olurdu, hem okursam gönderemem, biliyorum. İşte, böylece açmadan, okumadan, kapalı olarak veriyorum onu sana, kendimi verdiğim gibi. Bugünlerde tatsız buraları, mektup almadım daha, içim daralıyor, yazmış olsan bile elime geçemez daha biliyorum, ama gel de anlat bunu yüreğime! |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling