31
alınmasından…
62
şeklinde olmuştur. Bu takvimde ayrıca
Beytü’l-Mukaddes’in
yapılışından beri…
63
,
Beytü’l-Mukaddes’in yıkılmasından beri…
64
şeklindeki
ifadelerden Kudüs’ün, Beytü’l-Mukaddes’in tarihçilerin dikkat-i nazarında bir
karşılığı olduğu anlaşılmaktadır. H. 848-849
tarihli takvimde, şehrin
Kuds olarak
anılmasının yanında aynı olayın H. 824 tarihli takvimde
Beytü’l-Mukaddes olarak
tanımlanması şehre atfedilen kutsiyetten ileri gelmektedir.
İlk dönem Osmanlı tarihleri içerisinde
gazavâtnâme türünün en eski
örneklerinden
biri olan Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân adlı eserde
Kudüs yazımının, giderek güçlenen Osmanlı tehdidine karşı İstanbul Tekfuru’nun
aldığı önlemler etrafında şekillendiği görülmektedir. Nitekim bahsi geçen eserde,
Osmanlı’nın genişlemesine engel olmak için yapılması gerekenler arasında
Osmanlıları Kudüs-i Şerîf’e kadar sürmek de vardır.
“Rumeli’nden Osman-oğlu’nu çıkarub andan sonra leşkerüniz dinlendikde
yab yab Bursa’sını dahi alub Kudüs-i Şerîf’e dek zabt u rabt edesiz.”
65
İstanbul Tekfuru, Ungurus’a gönderdiği nâmelerde, Hz. İsa’nın dini için
Osmanoğulları ve Karamanoğulları’nın arasına fitne sokmak dahil elinden gelen her
şeyi yaptığını fakat asıl mukavemetin birlikte hareket edilirse verileceğini yazarak
dindaşlarını Osmanlılara karşı savaşa davet eder.
66
Bu çağrı şu şekilde beyan edilir:
“Rum-eli’ni başdan başa zabt u rabt edüp ol dînimiz düşmanlarını
kimin
kıralım ve kimin esîr-i bend-i zencîr edelim ve mescidlerine çanlar asub
62
Nihal Atsız,
Osmanlı Tarihine Ait Takvimler I, Küçükaydın Matbaası, İstanbul, 1961, s.19.
Eserden yapılan alıntılar yazarın transkripsiyonudur.
63
Nihal Atsız,
a.g.e., s. 13.
64
Nihal Atsız,
a.g.e., s. 31.
65
Do'stlaringiz bilan baham: