T. C. MİMar sinan güzel sanatlar üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih anabiLİm dali ortaçAĞ tariHİ programi


I. 3. Kalka’dan (1223) 1480 Yılına Kadar Altın Orda-Rus İlişkileri


Download 3.07 Mb.
Pdf ko'rish
bet9/39
Sana17.02.2017
Hajmi3.07 Mb.
#666
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   39

I. 3. Kalka’dan (1223) 1480 Yılına Kadar Altın Orda-Rus İlişkileri 

 

I. 3. 1. Kalka Muharebesi  ve Rus Topraklarında Altın Orda Hâkimiyetinin 

Başlangıcı 

 

 Kiyev 



Knezliği’nin dağılması ve Rus knezlerinin Büyük Knezlik için 

mücadeleye girişmeleri, Rus knezliklerinin sınırına yaklaşan düşmana karşı koyma 

işini zorlaştırıyordu. Artık Rus knezlikleri ile Moğol birlikleri arasında sadece 

                                                 

304

 Bu konuyla ilgili daha geniş bilgi için bkz. A. von Gabain, “Renklerin Sembolik Anlamları”, Çev. 



S. Tezcan, TD, III/1, Ankara 1968, s. 108-109. 

305


 B. Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, II, MEB Yayınları, İstanbul 1971, s. 138-139. 

306


 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 146; İ. Kamalov,“Altın Orda Devleti’nin Adı Üzerine”, s. 119. 

307


 R. Sulti, Edigey Destanı, Türksoy Yayınları, İstanbul (t), s. 35. 

 

58

Kıpçaklar vardı. Nitekim daha 1222 tarihinde ünlü komutan Subedey ile Cebe üç 



tumenin başında düşmana karşı keşif hareketini başlatmışlardı. Moğollara saldıran 

Gürcü Kralı Georgiy Laşa’nın ordusu mağlup edildi.

308

 Yollarını  şaşıran Moğollar 



esir aldıkları askerler sayesinde dağ boğazlarından geçerek Kıpçakların cephe 

gerisine çıkabildiler.

309

  Kıpçaklar düşmanın yaklaştığını anlayınca, Rus sınırlarına 



doğru çekildiler ve Rus knezlerinden  yardım talebinde bulundular.

310


    Sıranın 

kendisine de geleceğini anlayan Ruslar, Kıpçakların bu ittifak teklifine olumlu cevap 

verdiler. Dönemin en güçlü üç Rus knezi olan Galiç Knezi Mstislav Udaloy, Kiyev 

Knezi Mstislav ve Çernigov Knezi Mstislav ordularını hazır hale getirdiler.

311

 Aynı 


zamanda Rus knezleri, düşmanı kendi topraklarında değil de, bozkırlarda 

karşılamaya karar verdiler.  

 

 

Birçok tarihçi aslında Moğolların, Ruslar ile savaşma niyeti olmadığını 



yazmaktadır.

312


 Ancak Çengiz Han ve varislerinin izlediği yayılmacı politikasına 

bakılırsa, Moğolların er yada geç Rus topraklarına da saldıracaklarını tahmin etmek 

mümkündür. Rusların Kıpçaklara yardım etmesi bu karşılaşmayı ancak daha erken 

bir tarihe almıştır. Moğollar, Kıpçaklar ile karşılaşmadan önce gerçekten de Rus 

knezlerine elçiler göndererek, Rus-Kıpçak ittifakına son verilmesini istediler. Ancak 

Ruslar, bu teklife yanaşmadıkları gibi, barış teklifiyle gelen Moğol elçilerini de 

                                                 

308


 Ermeni tarihçileri, Laşa’nın mağlup olduğu fikrini kabul etmemektedirler. Onlara  göre, taraflardan 

hiç biri diğerine üstünlük sağlayamamıştı. Vardan Vardapet, bunun üzerine Laşa’nın daha büyük bir 

ordu toplayarak yeni bir karşılaşmaya hazırlandığını, ancak Moğolların yeni bir çarpışmadan 

kaçındıklarını yazmaktadır. Zirâ, Vardan Vardapet’e göre, “Moğol istihbaratı Gürcü ve Ermeniler”in 

karşı koyabileceklerini anlamışlardı. (Bkz. Müverrih Vardan, “Türk Fütuhatı Tarihi (889-1269)”, 

Türkçe’ye çev. Hrant D. Andreasyan, Tarih Semineri Dergisi, II, İstanbul 1937, s. 222-223.) 

Sebastatsi de bu görüşe katılmakta ve Moğolların, Tiflis’e girdiklerini, ancak Laşa’nın geri 

püskürtmesinden dolayı hemen geri çekilmek zorunda kaldıklarını yazmaktadır. Bkz. Sebastatsi, “İz 

Letopisi Sebastatsi”, A. G. Galstyan, a.g.e.,  s. 23. Türkçe terc için bkz. Ermeni Kaynaklarına Göre 

Moğollar, çev. İ. Kamalov, Yeditepe Yayınları, İstanbul 2005, s. 40.  

309


 İbnü’l-Esîr konu ile ilgili teferruatlı bilgi vermektedir: “Moğollar Tiflis’den çıkıp Derbend tarafına 

yol tuttular, ama buranın halkı onları  şehre almadı. O zaman Moğollar hileye başvurarak, Derbend 

valisinden görüşmeler yapmak için  elçi  göndermesini istediler. Moğollar, Derbend valisinin 

gönderdiği 10 validen birini öldürdüler. Geriye kalan dokuzuna ise kendilerine yol gösterdikleri 

takdirde salıverileceklerini, aksi takdirde öldürüleceklerini bildirmişlerdir. Elçiler Moğol ordusunu 

Şirvân vâdisinden Kuzey Kafkaslar’a kadar uğurlayarak, hayatlarını kurtarmışlardır. Bkz. İbnu’l-Esîr, 



el-Kâmil, W. Tiesenhausen, Altın Ordu Devleti Tarihine Ait Metinler I, s. 52. 

310


 PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 177.  

311


 PSRL, XI, İpatyevskaya Letopisy, s. 495; PSRL, XII, Lavrentyevskaya Letopisy, s. 424. 

312


 L. Gumilöv, Ot Rusi Do Rossiyi, s. 114;  

 

59

öldürdüler.



313

 Türk ve Moğol devletlerinde statü bakımından önemli bir yere sahip 

olan elçilerin öldürülmesi, tek başına savaş ilânına neden olabiliyordu.

314


 Nitekim 

Moğollarla Rus knezlikleri arasındaki ilk karşılaşma çok gecikmedi.  

 

 31 


Mayıs 1223 tarihinde vuku bulan Kalka muharebesinde 20 bin askerden 

oluşan  Moğol ordusuna, 80 bin askerden oluşan birleşik Rus-Kıpçak birlikleri karşı 

koydu. Ancak Ruslar herhangi bir örgütlenmeden mahrum olduklarından dolayı 

mağlup edildiler. Knez Mstislav Udaloy ile Knez Daniil, Dniyeper kıyılarına kadar 

gelerek burada buldukları kayıklarla nehrin karşı tarafına geçtiler. Moğolların 

kendilerini takip edeceğinden korkarak diğer kayıkları da kırdılar ve böylece kendi 

askerlerinin de Moğol kılıçlarına kurban gitmelerine sebebiyet verdiler.  Neticede 

Mstislav Çernigovskiy ile Mstislav Kiyevskiy birlikleri de mağlup oldu.

315

  

 



 

Kalka’daki galibiyetten sonra Moğollar, atlarını doğuya çevirdiler. Ancak İdil 

Nehri’nin kıyılarına yaklaştıkları zaman İdil Bulgar birliklerinin ani saldırısına 

uğradılar. Pagan Moğollardan nefret eden Müslüman İdil Bulgarları, Moğolların 

şaşkınlığından da istifade ederek Kalka muzafferlerini mağlup ettiler. İdil’in diğer 

kıyısına geçmeyi başaran Moğol askerleri ise bozkırlardan doğuya giderek orada 

Çengiz Han’ın asıl güçleriyle birleştiler.

316


 Rusların Moğollar ile ilk karşılaşması 

böylece sona erdi. Ancak mücadele daha yeni başlıyordu. Nitekim Tipografskaya 

Kroniğinde, 1229  tarihinde Moğolların Yayık Nehri yakınlarında göründükleri, 1236 

yılının sonbaharında ise Tatarların Büyük Bulgar şehrini ele geçirdikleri, halkını yok 

ettikleri, topraklarına el koydukları yazılmıştır.

317


  İşte bu sefer sırasında Başkurt, 

Bulgar, Burtas, Mordva, Mari halklarını idareleri altına alan Moğollar, 1237 yılının 

sonbaharında düzenledikleri kurultayda  Ruslar üzerine sefere çıkmaya karar vermiş 

                                                 

313

 PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 99; PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 178; M. Baron C. 



D’Ohsson, Moğol Tarihi, IQ Yayınları, İstanbul 2006, s. 144-145. Rus-Kıpçak ittifakı hakkında daha 

geniş bilgi için bkz. A. G. Yürçenko, “Russkiye i Polovtsı Pered Litsom Mongolyskoğo Vızova 

(1223),  Türkologiçeskiy Sbornik 2002,  İzdatelyskaya Firma Vostoçnaya Literatuta RAN, Moskova 

2003, s. 385-400.  

314

 M. İpşirli, “Elçi”, İA, III, Milli Eğitim Basımevi,  İstanbul 1995, s. 11.  



315

 PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 114-115;  PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 180; PSRL, 



XI, İpatyevskaya Letopisy, s. 495-496; PSRL, XII, Lavrentyevskaya Letopisy, s. 479-482.  

316


 İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, s. 61.  

317


 PSRL, IX, Tipografskaya Kroniği, s. 124-125.  

 

60

ve bu seferi gerçekleştirmişlerdir. 1237 yılında Batu’nun ordusu Voronej  nehri 



kıyısında Ryazan Knezi’ni mağlup etti,  daha sonra Büyük Vladimir Knezi Yuriy’yi 

bozguna uğrattı, Moskova, Vladimir ve diğer  şehirleri tahrip etti, Suzdal, Rostov, 

Tver knezliklerini ele geçirdi.

318


 Böylece Novgorod hariç küçük şehir knezliklerine 

parçalanmış olan Kuzey-Batı Rus toprakları Moğolların idaresine geçmiş oldu. 

Birbirleriyle mücadele eden Rus knezleri ortak düşmana karşı bu sefer de bir birlik 

oluşturamadılar. Batu Han’ın Novgorod’u ele geçirememesinin nedeni, Novgorod 

topraklarını güney-batıdan koruyan bataklıkların bulunması ve yaklaşan ilkbahar 

mevsimidir. Atlarının bu bölgeyi ilkbaharda geçemeyeceğini anlayan Batu Han, 

Novgorod’a 100-150 kilometre kala ordusunu güneye, Dniyeper akını boyuna 

çevirdi, yol üzerindeki Smolensk knezliği ile Çernigov Knezliği’ndeki Kozelysk 

şehrini de ele geçirdi. Kozelysk şehrinin halkı direndiği için, şehir ele geçirildikten 

sonra şehir ateşe verildi, halk kılıçtan geçirildi.

319

 

 



 

Bu faaliyetlerden sonra Don bozkırlarında dinlenen Batu, 1239 yılında tekrar 

Rus topraklarına döndü ve Çernigov ile Pereyaslavl şehirlerini idaresi altına aldı.

320


 

Aralık 1240 yılında ise Kiyev ele geçirildi.

321

 Böylece Batu Han’ın ele geçirdiği 



bütün bu Rus toprakları yukarıda kuruluşuna yer verdiğimiz Altın Orda’ya bağlanmış 

oldu. Ruslarla Moğollar arasındaki bu mücadeleyi, savaştan ziyade tek taraflı fetih 

faaliyeti olarak nitelendirmek mümkündür. Yine dikkat çeken hususlardan biri de, bu 

askerî faaliyetlerin herhangi bir anlaşma imzalanmadan sona ermesidir. Rus 

knezlikleri Altın Orda’nın vassalı olmuş, knezler de  siyasî ve ekonomik olarak Altın 

Orda hanlarına bağlanmışlardır. Bu durum yaklaşık üç asır boyunca devam edecektir. 

Batu Han, Rus knezliklerini ele geçirdikten sonra, Rus knezlerinin her birine kendi 

knezliklerinde hüküm sürme hakkı tanımış ve bu hakkı da yarlıklarla resmî hale 

getirmiştir.

322


 Vladimir Knezliği’nin Rus knezlikleri arasındaki merkezî ve en 

“Büyük Knezlik” statüsü Altın Orda hanlarınca devam ettirilmiş ve bu knezlik için 

                                                 

318


 PSRL, VII, Lavrentyevskaya, s. 437-439;  PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 189. 

319


 PSRL, VI, Tverskaya Letopisy, s. 388-389; PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 107.  

320


 PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 196; J. Fennell, The Crisis of Medieval Russia 1200-1304

Longman Press, London-New York 1983, s. 82.  

321

 PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 108-109; PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 196-197.  



322

 Bu konu hakkında bkz. II.1.  



 

61

de yarlıklar verilmiştir.



323

 Rus topraklarına asker tedariki

324

 ve vergi toplamak



325

 için 


baskakların gönderilmesiyle

326


 de vassallık başlamış oldu. Büyük ihtimalle neye 

uğradıklarını anlayamadıklarından dolayı 1243-1252 yılları arasında Ruslar hiçbir 

sorun çıkartmadan Altın Orda’ya karşı yükümlülüklerini yerine getirdiler. Ancak 

Batu Han’ın yerine geçen Berke Han döneminde Rus knezliklerinde Altın Orda 

karşıtı ayaklanamalar oldu ve Berke Han, Rus knezlikleri ile olan ilişkileri tekrar 

gündemine aldı.  

 

 

I.3.2. Berke Han Dönemi   



 

 

Berke Han tahta çıktıktan sonra bir taraftan Batı’ya seferler düzenlemeye 



devam ederken,

327


 diğer taraftan da Rus knezliklerindeki ayaklanmalarla ilgilenmek 

zorunda kaldı. Zira daha Berke Han tahta çıkmadan önce 1255 yılında Galiç Hâkimi 

Daniil ve oğlu Lev, Moğol vergi tahsildarlarına (baskak) saldırmış ve Batı 

Ukrayna’daki Moğol valisi Kurems’i Kremeneç’te geri çekilmeye mecbur 

etmişlerdir. Berke Han’ın saltanatının ilk yıllarında bu isyan bastırılarak, yeni inşa 

edilen kaleler yıkılmıştır.

328

 Galiç Hâkimi Daniil’in bu cesurca davranışını, Litvanya 



knezlerinden aldığı destekle açıklamak mümkündür. Nitekim, Berke Han da 

Litavnya ile Batı Rusya knezlerinin ittifak kurabilecekleri tehlikesini görmüş ve 

Litvanya üzerine sefer düzenlemiştir. 1259 yılında Berke Han,  Kurems’in yerine 

baskak olarak Burunday’ı görevlendirmiştir. Burunday da Berke Han’ın politikasına 

uygun olarak Litvanya üzerine sefere çıkmış, ayrıca bu sefere Rus knezlerinin de 

                                                 

323

 Her ne kadar Rus knezlikleri birbirilerinden bağımsız birer şehir devleti olmalarına rağmen, 



başlangıçtan beri bir knezlik ön plana çıkmış ve Rus topraklarının bir nevi başkenti rolünü oynamıştır. 

Başlangıçta bu görevi Kiyev üstlenirken, daha sonra Novgorod ön plana çıktı. Moğol istilâsından 

sonra ise Vladimir Knezliği, Büyük Knezlik sıfatı kazandı. Gerek Moğol istilâsı öncesinde gerekse de 

sonrasında diğer knezliklerin knezleri de Büyük Knez olabiliyordu. Büyük Knezliğin, bir nevi “bütün 

knezlerin knezi” olması nedeniyle Rus knezleri bu unvanı elde etmek için hep mücadele etmişlerdir.  

Nitekim Altın Orda hanları da zaman zaman Büyük Knezlik için yarlığı diğer knezliklerin knezlerine 

de vermişlerdir. Diğer knezliklerin knezleri Büyük Knezlik için yarlığı aldıkları zaman, Vladimir’e 

gitmek zorunda değillerdi. Zamanla Vladimir’in yerini Moskova Knezliği almıştır.  

324

 Bkz. II.7. 



325

 Bkz. II.5. 

326

 Bkz. II.6.  



327

 R. Grousset, Bozkır İmparatorluğu, s. 377-378. 

328

 PSRL, XI, İpatyevskaya Letopisy, s. 555.  



 

62

katılmasını istemiştir.



329

 Cezlandırılacağını düşünen Daniil, Burunday’ın yanına 

kendisi yerine kardeşi Vasilko Volınskiy’i gönderdi. Burunday’ın ordusu Litvanya 

knezini mağlup etmesine rağmen, Burunday bu zaferle yetinmedi ve daha önce 

Kurems’e karşı isyan eden Rus knezlerinin inşa ettirdiği şehir ve kaleleri de yerle bir 

etti.


330

 Böylece Batı Rusya knezlikleri de aynen Doğu Rusya knezlikleri gibi Altın 

Orda’nın idaresi altına girmiş oldu. Bu bölgeye de baskaklar gönderildi ve buraların 

knezleri de yarlık almak için artık Han’ın yanına gitmek zorunda kaldılar.  

 

 

Knez Daniil’in Moğollara karşı koyma planı gerçekleşmediği gibi, kendisi de 



Altın Orda’nın hâkimiyetini kabul etmek zorunda kaldı. Berke Han ise hem bu tür 

olayların önüne geçmek için, hem de Altın Orda’ya bağlı Rus knezliklerinde 

toplanacak vergileri düzene oturtmak ve acemi askerlerden yardım sağlamak için 

1257 yılında Rus topraklarında bir nüfus sayımı yaptırdı.

331

 1259’da o tarihe kadar 



nüfus sayımı yapılmayan Novgorod Knezliği’nde de nüfus sayımı yapılmış ve 

Novgorod da Altın Orda’nın idaresine girmiştir.

332

  

 



 Berke 

Han’ın nüfus sayımı yaptırması ve vergi toplamaya başlaması, Doğu 

Rusya knezliklerinde yeni isyanlara yol açtı.  1238 yılında Vladimir şehri Batu 

Han’ın birlikleri tarafından tahrip edildikten sonra Rostov, bölgenin en önemli 

şehirlerden biri oldu. Nitekim Rostov halkının başkanlığında Rostov, Yaroslavl, 

Suzdal ve Vladimir halkı Altın Orda görevlilerinin kendilerinden fazla vergi 

topladıklarını, fazla çalıştırdıklarını, hatta kendilerini köle olarak sattıklarını ileri 

sürerek 1262 yılında  isyan başlattılar.

333

 Bu isyanın Rus knezlerinin bilgisinin 



dışında geliştiğini söylemek mümkündür. Aleksandr Nevskiy’nin Berke Han’ın 

yanına gidip, isyan eden halkı cezalandırmaması konusunda ricada bulunması da, 

görüşümüzü doğrulamaktadır. Daha Batu Han zamanında Altın Orda’ya itaatini 

bildiren ve böylece belki de birçok Rus şehrini ve binlerce insanı ölümden kurtaran 

Aleksandr Nevskiy, Berke Han’ı bir kez daha ikna etmeyi başarmış ve Rostov ve 

                                                 

329

 PSRL, XI, İpatyevskaya Letopisy, s. 557-558; G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 164.  



330

 PSRL, XI, İpatyevskaya Letopisy, s. 557-558.  

331

 Bkz. II.4 ve II.5.  



332

 PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 217-219. 

333

 PSRL, XII, Lavrentyevskaya Letopisy, s. 452-453.  



 

63

Suzdal olmak üzere Doğu Rus knezliklerini yeni bir Altın Orda seferinden 



kurtarmıştır. Berke Han, bu şehirlere yeni birlikler göndermemeyi, ancak halkın 

vergileri ödemeleri ve verdikleri zararı karşılamaları  şartıyla kabul etmiştir.

334

 

Aleksandr Nevskiy’nin bu hizmeti, Rus knezlikleri ve Ruslar için yaptığı son hizmet 



idi. Zira Saray’da bulunduğu dönemde rahatsızlanan Aleksandr Nevskiy, 

memeleketine dönüşte Gorodets şehrinde 14 Kasım 1262 tarihinde öldü ve 

memleketi Vladimir’e gönderildi.

335


 Aleksandr Nevskiy, bütün bu hizmetleri ile 

gerçekten de Rus tarihine damgasını vurmuş ve 1547 yılında kilise tarafından 

kutsalların listesine dahil edilmiştir.  

 

 



Berke Han Suzdal’daki bu isyandan dolayı Rus halkını cezalandırmasa da, bu 

isyan Berke Han’ı çok kızdırmıştır. Zira, isyanın çıktığı tarihlerde Berke, İlhanlılar 

ile savaş hazırlıkları içerisindeydi. Suzdaly’daki isyan ise, Berke’nin bütün dikkatini 

İlhanlılara karşı çevirmesini engellemiştir. Bununla birlikte Berke Han hayatının son 

yıllarını İlhanlılar ile mücadeleye ayırmış ve Ruslarla siyasî ilişkileri yukarıda izah 

ettiklerimizle sınırlı kalmıştır. Berke Han, her ne kadar İslamiyet’i kabul eden ilk 

Altın  Orda Hanı olsa da, Ortodoks Ruslara karşı daha sert bir politika izlememiş, 

Saray şehrindeki Rus piskoposluğunun da açılmasına müsaade etmiştir.

336

  

 



 Berke 

Han’ın dönemindeki önemli gelişmelerden biri de, artık halktan vergiyi 

Rus knezlerinin toplaması  ve  knezlerin    topladıkları vergileri Saray’a kendilerinin 

göndermeleri olmuştur. 1263 yılından itibaren başlayan bu  uygulama ilk bakışta 

Altın Orda hanlarının geri adımı gibi görünse de, Altın Orda hanları bu uygulamadan 

karlı çıktılar. Çünkü en başta hanlar, vergi toplama gibi bir  uğraştan kurtulmuşlardı. 

Diğer taraftan Rus halkı, kendi knezlerine karşı daha itaatkar olduğundan isyanların 

sayısında azalma görüldü. Neticede hanlar, vergi toplama işini knezlere bırakarak, 

sorumluluğu da onlara yüklemiş oldular.   

 

 



                                                 

334


 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 167-168.  

335


 PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 119.  

336


 Bkz. III.4.3.  

 

64

I.3.3. Mengü-Timur Han Dönemi  



 

 1266 


yılında vefat eden Berke Han’ın oğulları olmadığı için yerine Batu 

Han’ın torunu Mengü-Timur geçti. Onun döneminde Rus knezliklerine karşı izlenen 

politika daha da yumuşadı. Tipografskaya Kroniği’nde “Berke Han öldü ve 

Tatarların baskısı azaldı” şeklinde satırlar yer almaktadır.

337

 Rus kroniklerinin böyle 



yorum yapmasındaki en önemli neden, artık vergilerin her yerde Müslüman 

tüccarların değil de, resmî görevlilerin toplaması ve  Mengü-Timur’un  kilise ile din 

görevlilerini vergiden muaf tutan yarlıklar çıkarmasıdır.

338


 Bu suretle Altın Orda 

hanları bir taraftan Çengiz Han’ın bütün dinlere karşı izlediği müsamahalı politikayı 

devam ettirmiş, diğer taraftan da halk arasında etkin olan kiliseyi kendi tarafına 

çekerek halk isyanlarını engellemeye çalışmışlardır. Aleksandr Nevskiy başta olmak 

üzere Rus knezlerinin hanlara karşı itaatkar bir politika izlemeleri de Mengü-

Timur’un Rus knezlikleriyle ilgili fazla sorun yaşamıyacağına işaret etmekteydi.   

 

 Buna 


rağmen Rus knezliklerine fazla güvenmeyen Mengü-Timur onlara karşı 

bazı önlemler almıştır. İlk olarak Mengü-Timur, Rus knezlikleri arasında bir knezliğe 

daha fazla yetki ve imtiyaz vererek, o knezliği bütün Rus topraklarında kendi etkisini 

artırmak için kullanmak istemiştir. Han bu politikası için Rostov Knezliği’ni seçti ve 

Büyük Knezlik için yarlığı Rostov knezine verdi.

339


 Mengü-Timur’un Rostov’dan 

yana tercihini kullanmasının nedeni, Rostov’da 1262 yılında vuku bulan isyanın 

tekrarlanma ihtimalini göz önünde bulundurmasıdır. Yine Han ile Rostov Knezi’nin 

yakınlaşmasında Rostov’da yaşayan ve 1259 yılında vaftiz olup Petro adını alan bir 

Moğol emîrinin de etkisi büyüktür. Rostov’da çok büyük bir kilise yaptıran Orda’lı 

Petro XVI. yüzyılın ortalarında Rus Kilisesi tarafından kutsallar sınıfına dahil 

edilmiştir.

340


  

 

 



Mengü-Timur’un Rusya politikasında önem verdiği bir başka knezlik ise 

Novgorod Knezliği idi. Mengü-Timur, Baltık ticaretinin merkezi olan Novgorod’u 

                                                 

337


 PSRL, IX, Tipografskaya Letopisy, s. 132.   

338


 Bu konu için bkz. II.1.3. ve III.4.  

339


 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 175-177.  

340


  E. Golubinskiy, İstoriya Kanonizatsiyi Svyatıh v Russkoy Tserkvi, Moskova 1903, s. 110-111.  

 

65

destekleyerek Doğu Rusya’nın ve dolayısıyla Altın Orda’nın gelişmesini 



amaçlamıştır.

341


 Bundan dolayıdır ki Mengü-Timur adeta  Novgorod’un koruyucusu 

haline gelmiştir. Nitekim Rus tarihçisi G. Vernadskiy’e göre Han, Tver ve diğer Rus 

knezlerine, Novgorod ile Baltık bölgesi arasındaki ticarete karışmalarını dahi 

yasaklamıştır.

342

 Böylece Mengü-Timur döneminde Rostov ile Novgorod 



knezliklerinin diğerlerine göre daha imtiyazlı hale geldiklerini ve ön plana 

çıktıklarını söylemek mümkündür. Mengü-Timur devri önemli olaylarından biri de 

1275 yılında Rus topraklarında yapılan  nüfus sayımıdır. Yeni bir nüfus sayımının 

yapılması, asker ihtiyacı ile açıklanabilir. Zira bir taraftan Büyük Kağan’ın Güney 

Çin seferi için askere ihtiyacı varken, Mengü-Timur’un da İlhanlılar ile yürüttüğü 

mücadelede yeni askerî güce ihtiyacı vardı.

343

  

 



 

Genel olarak Mengü-Timur devrinde Altın Orda, Rus knezlikleriyle bir sorun 

yaşamadı. Bunun birçok nedeni mevcuttur. Artık Rus topraklarının neredeyse 

tamamı, Altın Orda’nın idaresi altında olduğundan dolayı, Altın Orda Rus 

topraklarına yeni seferler düzenlememiştir. Diğer taraftan Büyük Moğol 

İmparatorluğu’ndan bağımsız hale gelen Altın Orda, Mengü-Timur zamanında bir 

taraftan İlhanlılarla mücadeleye devam ederken, diğer taraftan da Balkanlar’da Altın 

Orda’nın etkisini artırmaya gayret etmiştir. Bundan dolayı da Mengü-Timur 

dikkatlerini Rus knezliklerine çevirme fırsatı bulamamıştır. Gözden kaçırılmaması 

gereken noktalardan biri de artık Rus knezliklerinin de Altın Orda’ya bağlı 

olduklarını ve en azından yakın gelecekte bunu değiştiremeyeceklerini idrak etmiş 

olmalarıdır.  İsyanların ardından yapılan tahribat ve kıyımlar da Rusların yeni 

ayaklanma çıkarmalarını engelliyordu.  

 

 



Download 3.07 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   39




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling