T. C. MİMar sinan güzel sanatlar üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih anabiLİm dali ortaçAĞ tariHİ programi


Download 3.07 Mb.
Pdf ko'rish
bet32/39
Sana17.02.2017
Hajmi3.07 Mb.
#666
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   39

IV. 8. Askerî Alandaki Etkiler 

 

Moğollar ile önce düşman olarak karşılaşan, daha sonra ise onların vassalı 

haline gelen Rusların, Altın Orda’nın birçok seferine katıldıkları da bilinmektedir. 

Örneğin, Moskova ve Suzdal knezleri Toktamış’ın Timur ile yaptığı muharebeye 

katılmışlardır.

1154


 Reşidü’d-dîn, Toktâ Han’ın ordusuna Rus, Çerkes, Kıpçak, Macar 

birliklerinin katıldığını kaydetmiştir.

1155

    Yine  aynı müellif, Toktâ Han ile Nogay 



arasındaki savaşta Nogay’ı bir Rus askerinin öldürdüğünü yazmıştır.

1156


 

 

                                                 



1152

 E. P. Karnoviç, Rodovıye Prozvaniya i Titulı v Rossiyi, S. Petersburg 1886, s. 51.  

1153

 PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 138-143.



 

 

1154



  Şerefeddîn Yezdi, Zafername, W. D. Tiesenhausen, II, Sbornik Materialov Otnosyasihsya k 

İstoriyi Zolotoy Ordı,  İzdatelystvo Akademiyi Nauk SSSR, Moskova 1941,  s. 156; S. A. Fetişev, 

Moskovaskaya Rusy Posle Dmitriya Donskoğo 1389-1395 Godı, Drevlehranilişe Yayınları, Moskova 

2003, s. 68.  

1155

 Reşidü’d-dîn, Sbornik Letopisey, I, Moskova-Leningrad 1952, s. 275.  



1156

 Reşidü’d-dîn,  Sbornik Letopisey,  I,  s.  72.    Ayrıca Rusların Altın Orda saflarında savaşmaları 

hakkında bkz. II. 7. 


 

273


Belli aralıklarla binlerce Rus genci Moğol ordusuna alındığından Ruslar, 

Moğol askerî sistemi ve kullanılan silahlar hakkında  fikir sahibi olup, çok geçmeden 

öğrendiklerini Rus ordusu için uyarlamışlardır. Rusların Altın Orda’yı askerî alanda 

da örnek almalarının bir diğer nedeni askerî gücün kullanımı konusundaki algılayış 

ve nedenlerinin değişmiş olmasıdır. Nitekim, Moğol istilâsı öncesinde Rusların 

askerî birliklerin topraklarını genişletme amacıyla kullanma şansları yoktu. Zira o 

tarihlerde Rus knezleri, ya kendi aralarında savaşıyor, ya da başta Türk olmak üzere 

göçebe kavimlerin saldırılarına karşı koymaya çalışıyorlardı. Ayrıca Ruslar bu 

kavimlere karşı başarı kazandıkları takdirde dahi, onların topraklarını istilâ etme gibi 

bir niyetleri yoktu.

1157

 Rusların Altın Orda Devleti’ne tâbiyetleriyle, politikaları da 



değişmiştir. Daha Altın Orda döneminde Moskova Rusyası, diğer Rus knezlikleri 

sayesinde topraklarını genişleterek yayılmacılık politikasına başlamıştır. Ardından 

Litvanya’nın idaresindeki Rus knezlikleri, Altın Orda yıkıldıktan sonra ise Altın 

Orda’nın varis hanlıkları Ruslar tarafından ele geçirilmiştir. Merkeziyetçi devlet 

gereği, gücün yeni toprak ve zenginlikler sayesinde artırılması ve evrensel bir 

imparatorluğun kurulması arzusunu da, Rusların Büyük Moğol  İmparatorluğu ile 

Altın Orda’dan aldıklarını söylemek mümkündür. Bu amaçlarına ulaşmak için ise 

Ruslar, Türk-Moğol askerî yapısını da benimsemek zorundaydılar.  

 

 

IV.8.1. Rus Askerî Düzeninin Altın Orda Örneğinde Oluşturulması 



 

Moğol istilâsı öncesinde Kiyev Rusyası’nda birlikler; knezin drujinası 

(birliği) ve binbaşı başkanlığında  şehir halkından oluşan gönüllü milis kuvvetleri 

olmak üzere iki ana bölümden oluşuyordu. Altın Orda döneminde düzen değişmiştir 

Moğollar asker ihtiyacını karşılamak için köy halkı da dahil olmak üzere herkesi 

askere almıştır. Ayrıca  şehir halkının azalması ve veçelerin kaldırılması ile birlikte 

gönüllü milis kuvvetleri de ortadan kalkmıştır.

1158


  

 

                                                 



1157

 Bkz. I.1.4.  

1158

 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 371.  



 

274


Yine Altın Orda’nın doğrudan olmasa da etkilerinden biri, Altın Orda 

döneminde knezin drujinasındaki (askerî birlik) değişiklikler oldu. Moğol istilâsı 

öncesinde drujina üst ve alt birimlerden oluşuyordu. Üst birimi  boyar sınıfı, alt 

birimi de “gridy” olarak adlandırılan knezin sarayında ikinci dereceden askerler 

oluşturuyordu. Knezin bu birlikler üzerindeki gücü, onun ülke içerisindeki iktidarı  

ve gücü ile doğrudan ilgiliydi. Drujinnikler (bu birliklerin başkanları) knezi ancak 

onun güçlü olduğu dönemlerde desteklemişlerdir. Moğol istilâsı öncesinde söz 

konusu iki birlik sıkı işbirliği içerisindeydi. XII. yüzyılın ikinci yarısında ise bu iki 

grup arasında bazı farklar ortaya çıkmıştır.  İleri gelen boyarlar artık kendi 

birliklerini kurmuş, knezin birliğinin temelini ise alt drujinnikler oluşturmaya 

başlamıştır. Böylece bu alt drujinnikler “knyajeskiy dvor”, yani “knez ordusu 

(sarayı)” olarak nitelendirilmişlerdir.

1159

 Altın Orda döneminde ise durum tamamen 



değişmiştir. Boyarlar, kendi birliklerini bulundurma hakkını kaybederken, 

kendilerine verilen toprağın karşılığında kneze karşı askerî hizmette bulunmak 

zorunda kalmışlardır. Bununla birlikte knezin askerî gücünün temelini, alt birim ve 

knezin hizmetçisi olan saraylılar oluşturuyordu.

1160

  

 



Altın Orda döneminde Rus askerî birliklerin iç yapısı da değişmiştir. Artık 

Rus ordusu on, yüz, bin, onbin şeklindeki Türk-Moğol nizamına göre oluşturulmuş 

ve bu sistem Altın Orda’nın yıkılışından sonra da devam etmiştir.

1161


 Yine XV. 

yüzyılın sonu ile XVI. yüzyıllarda Moskova ordusu Moğol ordusunun örneğinde beş 

büyük birliğe bölünmüştür. Rusça’da “polk” olarak geçen bu beş birlik şunlardı: 

merkez, sağ kol, sol kol, öncü birlik, artçı birlik. Aynen Moğollar’da olduğu gibi 

Moskova’da da sağ kol birlikler sol kola göre daha önemliydi.

1162


 Yine Moskova 

ordusu Tatar örneğinde “ertoul” yani keşif bölüğü ve istihkam bölüğünü 

oluşturmuştur ki, bu bölükler seferlerde köprü inşaası ve benzeri faaliyetlerde 

bulunuyordu.

1163

 Kazan’ın ele geçirilmesinden önce 1550’de Ruslar avcı taburu 



oluşturmuşlardır. Ateşli silah kullanan bu daimi piyade birlik, İ. S. Peresvetov’un 

                                                 

1159

 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 372. 



1160

 Bkz. IV.3.5. 

1161

 A. Rihter, İzskedovaniya o Vliyaniyi Mongolo-Tatar na Rossiyu, s. 349.  



1162

 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 370-371.  

1163

 M. Hudyakov, Oçerki Po İstoriyi Kazanskoğo Hanstva, İnsan Yayınları, Moskova 1991, s. 240.  



 

275


projesi çerçevesinde kurulmuştur ki, Peresvetov, Türk ordusunun hayranı olup, Türk 

ordusunun örnek alınması gerektiği tezini savunuyordu.

1164

  

 



Altın Orda zayıfladığı dönemde de Moskova knezleri Moğolların “askere 

çağırma” geleneğini devam ettirmiş ve bu askerleri kendi birlikleri içerisinde 

kullanmışlardır. Nitekim, Dmitriy Donskoy Moğol sistemine dayanarak topladığı 

askerlerle Mamay’ı mağlup etmeyi başarmıştır.

1165

 Dmitriy’in oğlu I. Vasiliy de 



Moğol geleneğini devam ettirerek asker toplamış ve Timur’a karşı koymaya 

çalışmıştır.

1166

  Ordularını Altın Orda ordusuna göre düzenleyen Ruslar, ayrıca 



birçok savaş taktiğini de Moğollar’dan benimsemişlerdir. Düşmanı iki taraftan 

sarma, ani saldırı ve ani geri çekilme, at üzerinde ok ve yay atma taktiklerini Ruslar 

Altın Orda askerlerinden öğrenmişlerdir. Nitekim Herberstein, savaş  sırasında 

Rusların hızlı ve ani saldırılarda bulundukları yazmaktadır.

1167

  

 



 

Yine Rus ordusundaki Kozak birlikleri de varlıklarını Tatarlara borçludur. 

Tatarca “hür kişi” anlamına gelen, Rus sınırlarına yerleştirilmiş ve adeta Rus 

sınırlarını çizen Kozaklar, Türklerin sınır garnizonlarını hatırlatmaktadırlar. Kozaklar 

başta asker cemiyetine benzeyen bir grup olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, bu askerler 

gerek giyim ve silahları, gerekse de yaşayış tarzı bakımından kendilerine Tatar ve 

diğer Türk-Moğol halklarını örnek almışlardır. Hatta bundan dolayı  Kozak diline 

çok sayıda Tatarca kelime  girmiştir.

1168

  

 



 

IV.8.2. Rus Ordusundaki Türk-Moğol Silahları 

 

Ruslar kendi ordularında Moğol silah ve zırhlı takımlarını kullanmışlardır. 

Daha 1246 yılında Galitsk Knezi Daniil, Batu’nun yanından döndükten sonra askerî 

                                                 

1164

 M. Hudyakov, Oçerki Po İstoriyi Kazanskoğo Hanstva, s. 240.  



1165

  PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 61-64; PSRL, Ermolinskaya Letopisy, s. 169-170; M. İ. 

İvanin,  O Voyennom İskusstve i Zavoyevaniyah Mongolo-Tatar i Sredneaziatskih Narodov Pri 

Çingizhane i Tamerlane, S. Petersburg 1875, s. 203.  

1166


 PSRL, IX, Tipografslaya Letopisy, s. 207-212; PSRL, VI, Rogojskaya Letopisy, s. 132-133 

1167


 S.  Von Herbersteyn, Notes upon RussiaI, s. 96-97.  

1168


 A. Rihter, İzskedovaniya o Vliyaniyi Mongolo-Tatar na Rossiyu, s. 350.  

 

276


birliğini Moğol tarzında donatmış ve Tatar silahlarını kullanmaya başlamıştır. 

İpatyevskaya Kroniği’nde Knez Daniil’in 1252 yılında Almanlara karşı savaşta Tatar 

silahlarıyla donatıldığı, Almanların bu silah ve zırh takımlarına şaşkınlıkla baktıkları 

yazılmaktadır.

1169

 

 



Yine atlı birlikler ve bu birliklerin bütün teçhizatları da Altın Orda’dakilere 

benzetilmiştir. Süvari birlikler genellikle göçebe hayat yaşayan toplumlarda çok 

yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Nitekim Fransız tarihçisi Jean Berenger, Avrupalı 

orduların, süvarinin kitle halinde kullanılması kuramını Asya ve Afrika ordularından 

aldıklarını yazmaktadır.

1170


 Berenger’in Asya ve Afrika ordularından kastettiği ise 

Hun, Arap, Moğol ve Osmanlı ordularıdır. Moğol süvari birliklerinin Rus ordusunu 

da etkilediğini ve Rus süvari birliklerinin Moğol örneğinde oluşturulduğunu tahmin 

etmek mümkündür. Nitekim Rus tarihçisi Ryasanovskiy de herhangi bir açıklama 

getirmeden, Rus atlı birliklerinin Altın Orda birlikleri örneğinde oluşturulduğunu 

yazmaktadır.

1171

 Tahminimizi güçlendirecek hususlardan biri ise Altın Orda 



döneminde Rus knezliklerinde at sürülerinin artması

1172


 ve knezlerin 

vasiyetnamelerinde

1173

 çok sık atlardan ve  seyislerden  bahsedilmeye  başlamasıdır.   



 

 Rusya’da 

ateşli silah kullanımı konusuna gelince, Ruslar bu silahla 1376 

yılında Bulgar şehrini kuşattıkları  sırada tanışmışlardır. Rus tarihçisi V. Mavrodin, 

Rusların  Bulgar’ı ele geçirdiklerinde bu silahla tanıştıklarını, daha sonra ise 

Moskova’nın savunabilirliliğini artırmak için Batı’da da bu silahla ilgili bilgi 

edindiklerini yazmaktadır.

1174


 Nitekim, Toktamış’ın Moskova kuşatması

1175


 sırasında 

                                                 

1169

 PSRL, XI, İpatyevskaya Letopisy, s. 540-541.  



1170

 Jean Berenger, “Avrupalıların Hareket Harbi Kavramına ve Süvarinin Kullanılışına Bozkır 

Uluslaraının (Hunlar, Moğollar, Tatarlar) Etkileri (V-XVIII Yüzyıl), çev. Ahmet Onur, Askeri Tarih 

Dergisi, S. 14, Ankara 1982, s. 83.  

1171


 V. A. Ryazanovskiy, “K Voprosu o Vliyaniyi Mongolyskoy Kulyturı i Mongolyskoğo Prava Na 

Russkuyu Kulyturu i Pravo”, Voprosı İstoriyi, S. 7, Moskova 1993, s. 157.  

1172

 Bkz. V.1.2.  



1173

 “Duhovnaya Gramota (Pervaya) Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça”,  DDG, s. 24-25; 

“Dokonçaniye Velikoğo Knyazya Vasiliya Dmitriyeviça s Knyazem Galitskim Yuriyem 

Dmitriyeviçem”, DDG, s. 39-40; “Dokonçaniye Velikoğo Knyazya Vasiliya Dmitriyeviça s Knyazem 

Serpuhovskim i Borovskim Vladimirom Andreyeviçem”, DDG, s. 43-45.  

1174


 V. Mavrodin, “O Poyavleniyi Ognestrelynogo Orujiya na Rusi”, Voprosı İstoriyi, S. 8-9, Moskova 

1946, s. 98-101.  

1175

 Kuşatma için bkz. I.3.10. 



 

277


(1382) Ruslar hem top, hem de tüfeklerle karşı koymaya çalışmışlardır.

1176


 İlk Rus 

tüfekleri Doğu tipi tüfekler idi. Nitekim, tüfek kelimesi de Rusça’ya aynen girmiştir. 

Bununla birlikte Moğollar XIV. yüzyılda dahi tüfek kullanmamışlardır. Ruslar ise 

tüfeği Hârezm ile sıkı münasebetler içerisinde olan Bulgarlar’dan almışlardır. 

 

 

İşin ilginç tarafı, XVII. yüzyılın ortalarına kadar Rus silah ustaları Çar’a 



yaptıkları silahlar da dahil olmak üzere yaptıkları silahları Arap harfleriyle 

süslemişlerdir. Kremlin Sarayındaki Orujeynaya Palata’da bu silahlara rastlamak 

mümkündür. Örneğin pırlanta ve değerli taşlarla süslenen silahlarda birçok süs ve 

hacın yanında Arap harfleriyle “ve başşir el-muminin” (ve inananları sevindir) 

şeklinde yazılar yer almıştır.

1177


 Yine III. İvan’ın oğlu Knez Andrey Staritskiy’e ait 

XVI. yüzyılın başlarında yapılan bir bıçakta Rusça yazıların yanısıra Arapça harflerle 

yazılan bir metin de yer almaktadır.

1178


 1670’de Rus ustası Grigoriy Vyatkin 

tarafından Çar Aleksey Mihayloviç için yapılan silahların üzerinde ise çok sayıda 

Kur’an-ı Kerim’den ayet yer almaktadır.

1179


 

 

Ortaçağa ait çok sayıda silahın üzerinde Arapça yazıların bulunduğunu Rus 



tarihçisi P. P. Yepifanov da araştırmalarında belirtmiştir.

1180


 Yine  A. Tereşenko’nun 

1853 yılında Saray’da yaptığı kazı sonucunda Arap, Fars ve Tatarca yazıların 

bulunduğu çok sayıda silah ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan birinin üzerinde şöyle bir 

yazı vardır: “Birahmeti ilyagi taalya nahnul melik el azıym han ve emir kebir Mihail 

Fedoroviç memalike kul velayeti Rus”.

1181


 Bu silah Çar Mihail Fedoroviç tarafından 

Cihangir’in varislerinden birine hediye edilmiştir. Rus çarının hediye olarak birine 

Arapça yazıların bulunduğu silahı hediye etmesi ve yazıda kendisinin han olarak 

nitelendirilmesi, ilgi çekici hususlardır.  Çeşitli Rus silahlarında Arap harfleriyle 

                                                 

1176


  PSRL,  VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 172; Thomas Esper, “Military Sufficiency and Weapons 

Technology in Muscovite Russia”, Slavic Review, vol. 28, No. 2, Illinois 1969, s. 187.  

1177

 Gosudarstvennaya Orujeynaya Palata, Moskova 1988, s. 162-163. 



1178

 Gosudarstvennaya Orujeynaya Palata, Moskova 1988, s. 151.  

1179

 Gosudarstvennaya Orujeynaya Palata, Moskova 1988, s. 173. 



1180

 P. P. Epifanov, “Orujiye i Snaryajeniye”, Oçerki Russkoy Kulturı XVI Veka, I, ed. A. V. 

Artsihovskiy, Moskova 1976, s. 292-360; P. P. Epifanov, “Orujiye”, Oçerki Russkoy Kulturı  XVII 

Veka, I, ed. A. V. Artsihovskiy, Moskova 1979, s. 265-340.  

1181


 A. Tereşenko, “Okonçatelynoye İssledovaniye Mestnosti Saraya s Oçerkom Sledov Deşt-i 

Kıpçakskoğo Çarstva”, Uçenıye Zapiski İmperatorskoy Akademiyi Nauk Po Pervomu i Tretyemu 



Otdeleniyam, II, S. Petersburg, 1854, s. 89-105. 

 

278


yazıların yer almasını, büyük ihtimalle Rusların silah yapımında Altın Ordalı silah 

ustalarını taklit etmeye çalışmalarıyla açıklamak mümkündür.  

 

 Altın Orda’nın askerî alanda Ruslar üzerindeki etkisini bu alanda Rusça’daki 



Türkçe kelimeler de göstermektedir. Ataman (ataman, Kozakların başı), esaul 

(Kazak yüzbaşı), ulan (süvari asker), bogatıry (bahadır), kinjal (hançer), kobura 

(tabanca kılıfı), bu kelimelerin başlıcalarıdır.

1182


  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BEŞİNCİ BÖLÜM 

 ALTIN ORDA’NIN RUSYA ÜZERİNDEKİ SOSYO-KÜLTÜREL ETKİLERİ 

 

 

 

 Moğol istilâsını  kıyametin habercisi olarak nitelendiren Rus kronikleri, 

şehirlerin yerle bir edildiğini, insanların öldürüldüğünü, zanaatkarların esir edilip 

götürüldüklerini detaylı bir şekilde anlatmaktadırlar.

1183

 Ancak kronikçilerin 



özellikle istilânın neticeleri konusunu çok yanlı bir şekilde kaleme  aldıklarını 

söylemek gerekmektedir. Ayrıca, istilâdan sonra Moğol askerlerinin göçleri de 

durmuştur. Küçük askerî birliklerinin yanı  sıra Moğol hanları fethedilen bölgelere 

kültürel alandaki danışmanlarını da götürmüşlerdir. Bu görevliler hana, fethedilen 

                                                 

1182


 Rusça’ya giren Türkçe ve Altın Orda yoluyla giren Farsça ve Arapça kelimeler için bkz. V.5.  

1183


 PSRL, IX, Tipografskaya Letopisy,  s. 123-127; PSRL, XII, Lavrentyevskaya Letopisy, s. 446-447.  

 

279


bölgelerde daha Çengiz Han’dan kalan devlet ve askerî yapıyı hayata geçirmekte 

yardımcı olmuşlardır. Çin, İslam dünyası, Rus toprakları dahil olmak üzere 

Moğolların ele geçirdikleri bütün ülkelerde XIII. yüzyıldan sonra eskisine göre siyasî 

istikrarın arttığını görüyoruz. Siyasî istikrar ise ekonomi, ticaret, kültür ve diğer 

alandaki gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Ayrıca şehir hayatının, sanayinin ve 

ticaretin  yeniden canlanması bu bölgelerden vergi toplayan hanların işine yarıyordu. 

Dolaysıyla hanlar, istilânın izlerini çok kısa sürede silmek ve ele geçirilen bölgelerin 

gelişmesini amaçlamışlardır. Altın Orda’nın hâkimiyeti altına giren Rus toprakları da 

bu anlamda istisna olmamıştır. Nitekim Altın Orda döneminde istilâ zamanında 

yıkılan şehirlerin yerine yenileri inşa edilmiş, ziraat alanları artmış, Rus knezlikleri 

Batı ülkelerinin yanı  sıra Doğu ülkeleriyle de ticaret yapma şansına kavuşmuştur.  

Altın Orda ve sonrasında Rus topraklarında gelişen posta teşkilatı ise bütün yabancı 

seyyahları  şaşırtmıştır. Altın Orda’nın Rusya’ya hiçbir şey kazandırmadığını ve 

Rusların gelişmelerini engellediğini ileri süren Karl Marx dahi Avrupa’nın, doğu 

sınırında muntazam imparatorluğun (Rusya) ortaya çıkmasına  şaşırdığını, 

Avrupa’nın, önünde titrediği Beyazid’in dahi Moskova Çarı’nın kibirli konuşmasını 

dinlediğini yazmıştır.

1184


 XVI. yüzyılda Avrupa’yı  şaşırtacak ve Beyazit’in ciddiye 

alacak Moskova Rusya’sı bu konumuna bağımsızlığını kazandığı ilk yılında 

ulaşmamıştır. Moskova Rusya’sının güçlenmesi ve Avrupa’nın en büyük 

devletlerinden biri haline gelmesi, yaklaşık üç asır boyunca Altın Orda’nın idaresi 

altında yaşamasının bir neticesidir.  

 

 



V. 1. Ekonomik Alandaki Etkiler 

 

V.1.1. Şehircilik 

 

 Özellikle 

Moğolları ve Altın Orda’yı sadece olumsuz yönden ele alan 

tarihçilerin birçoğu, Moğollar ve Altın Orda döneminde ele geçirilen topraklardaki 

                                                 

1184


 İstoriya Diplomatiyi, I, ed. V. P. Potemkin, Sotsekgiz Yayınları, Moskova 1941, s. 197.   

 

280


bütün şehirlerin yerle bir edildiğini ileri sürmektedirler.

1185


 Hiç şüphesiz  bütün istilâ 

ve askerî seferler zamanında olduğu gibi, Moğol istilâsı da Rus şehirlerinin 

yıkılmasına yol açmıştır.

1186


 Rus kronikleri, çok sık Rus şehirlerinin Moğol istilâsı 

döneminde gördükleri zararlardan bahsetmektedirler. Özellikle istilânın ilk yıllarında 

Kiyev, Çernigov, Pereyaslavl, Ryazan, Suzdaly, Vladimir ve diğer Rus knezlik ve 

şehirleri tahrip olmuştur.

1187

 Smolensk, Novgorod, Pskov, Galiç gibi Batı Rus 



topraklarındaki şehirler ise daha az zarar görmüştür. Şehirlerin tahrip olmasının yanı 

sıra binlerce insanın eser edilip götütürüldüğü de bilinmektedir.

1188

  

 



 Moğol istilâsı döneminde Rus şehirlerinin zarar gördükleri tarafımızca da 

inkar edilmemekle birlikte, gerek Moğol istilâsı öncesinde gerekse de Altın Orda 

zamanında Rus knezlikleri arasındaki mücadelenin de, Moğol istilâsı kadar Rus 

şehirleri için olumsuz neticelere yol açtığını unutmamak gerekmektedir. Nitekim bu 

mücadeleler Kiyev Rusyası’nın yıkılmasına neden olduğu gibi, Rus knezliklerini 

ekonomik açıdan olumsuz etkileyerek Rus topraklarında para basımına dahi son 

verilmesine neden olmuştur.

1189


 

 

 Diğer taraftan daha askerî seferler sona ermeden Moğollar hem yıktıkları 



şehirleri onarmaya çalışmış hem de yeni şehirler inşa etmeye başlamışlardır. Zira, 

şehirlerin varlığı ve ele geçirilen toprakların ekonomik olarak gelişmeleri, 

Moğolların çıkarına idi.  Nitekim İbn Haldun, başta Bağdad olmak üzere Moğollar 

tarafından bazı  şehirler yıkıldıktan sonra yeni merkezlerin ortaya çıktığını, kültürel 

çalışmaların devam ettiğini bildirmiştir.

1190


 Rus topraklarındaki  şehirler için de bu 

görüşün geçerli olduğunu söylemek mümkündür. Kiyev

1191

 ile Vladimir



1192

 tahrip 


                                                 

1185


 N. E. Nosov, Russkiy Gorod Feodalynoy Epohi: Problemı i Puti İzuçeniya. Problemı Sotsialyno-

Ekonomiçeskoy İstoriyi Rossiyi,  S. Petersburg 1991, s. 67-69.  

1186


 Leo de Hartog, Russia and the Mongol Yoke 1221-1502, British Academic Press, London-New 

York 1996, s. 162-163.  

1187

 PSRL, IX, Tipografskaya Letopisy,  s. 123-127. 



1188

 PSRL, XII, Lavrentyevskaya Letopisy, s. 446-447.  

1189

 Bkz. II.8.1. 



1190

 W. Barthold, Halife ve Sultan, çev. İlyas Kamalov, Yeditepe Yayınları, İstanbul 2006, s. 111.  

1191

 Moğol istilâsı dönemi Kiyev şehrinin konumu için bkz. G. Y. İvakin, “İstoriçeskoye Razvitiye 



Yujnoy Rusi i Batıyevo Naşestviye”,  Rusy v XIII Veke. Drevnosti Temnogo Vremeni, ed. N. A. 

Makarov-A. V. Çernetsov, Nauka Yayınları, Moskova 2003, s. 59-65.  



 

281


olurken ve konumlarını yetirirken, Moskova,

1193


 Kolomna

1194


 ve Tver

1195


 gibi 

şehirler ön plana çıktı. Kiyev ile Vladimir’in Rus knezlikleri arasında eski 

konumlarını kaybetmeleri ise, Moğol istilâsından ziyade, knezlerin Altın Orda 

hanlarına karşı izledikleri yanlış politika ile izah edilmektedir. Nitekim hanlara sorun 

çıkarmayan Moskova ve Tver gibi knezlikler, Kiyev ile Vladimir’in yerini almış ve 

Rus topraklarının en önemli iki merkezi haline gelmişlerdir. 

  

 Ortaçağ Rus şehirleri konusunu  çalışan Rus tarihçisi V. A. Kuçkin, Altın 



Orda döneminde Rus knezliklerinde şehir sayısının arttığını yazmaktadır. Kuçkin’e 

göre, Altın Orda döneminde Tver Knezliği’nde 8, Moskova Knezliği’nde 12 yeni 

şehir kurulmuştur.

1196


 Yine Tipografskaya Kroniği’nde 1351 yılında Murom Knezi 

Yuriy Yaroslaviç’in ilk knezlerden itibaren tahrip olmaya başlayan şehrini yenilediği 

yazılmaktadır.

1197


 Kronikteki bu haber bir kez daha bazı Rus şehirlerinin daha Altın 

Orda öncesinde yıkılmaya yüz tuttuğunu ve Altın Orda döneminde birçok şehrin 

imar edildiğini göstermektedir. Altın Orda döneminde Rus şehirlerinin 

gerilemediğine, Herberstein’in notları da işaret etmektedir. XVI. yüzyılın başlarında 

iki kez Moskova’yı ziyaret eden  Avusturyalı diplomat, yolculuğu boyunca tuttuğu 

notların büyük bir bölümünü Rus şehirlerine ayırmakta ve kroniklerde Moğol istilâsı 

döneminde tamamen tahrip olduğu ileri sürülen şehirlerin hepsinden ayrıntılı bir 

şekilde bahsetmektedir.

1198

 

 



  

Altın Orda döneminde Rus şehirlerinin artması ve tahrip olanların yeniden 

imar edilmelerini Altın Orda hanlarının  şehirciliğe verdikleri önem ile açıklamak 

                                                                                                                                          

1192

 Moğol istilâsı dönemi Vladimir şehrinin konumu için bkz. Y. E. Jarnov, “Arheologiçeskiye 



İssledovaniya vo Vladimire i Problema 1238 Goda”, Rusy v XIII Veke. Drevnosti Temnogo Vremeni

s. 48-57.  

1193

 Altın Orda dönemi Moskova şehri için bkz. T. D. Panova, “Moskva i Mongolyskoye Naşestviye: 



Harakter Kulyturnoğo Sloya Kremlya XIII Veka”, Rusy v XIII Veke. Drevnosti Temnogo Vremeni, s. 

97-102.  

1194

Altın Orda dönemi Kolomna şehri için bkz. A. B. Mazurov, “Evolütsiya Kolomnı v XIII-XIV 



Vekah: Ot Maloğo Goroda Drevney Rusi k Domenu Velikoğo Knyazya Moskovskoğo”, Rusy v XIII 

Veke. Drevnosti Temnogo Vremeni, s. 83- 91. 

1195


 Altın Orda dönemi Tver şehri için bkz. P. D. Malıgin, “Sudybı Torjka i Tveri v XIII Veke”, Rusy 

v XIII Veke. Drevnosti Temnogo Vremeni, s. 92-96. 

1196


 V. A. Kuçkin, “Goroda Severo-Vostoçnoy Rusi v XIII-XV Vekah (Çislo i Politiko-

Geografiçeskoye Razmeşeniye)”, İstoriya SSSR, S. 2, Moskova 1990, s. 77-80.  

1197

 PSRL, IX, Tipografskaya Letopisy, s. 157.  



1198

 Herbersteyn, Notes upon Russia, II, s. 7-55.  



 

282


mümkündür. Nitekim, Berke Han ile birlikte Altın Orda’da başlayan  şehirciliğin 

gelişme süreci XIV. yüzyılın ilk yarısında Özbek ve Canibek hanlar zamanında da 

devam etmiştir.

1199


  XIV. yüzyılın ortalarında Altın Orda’nın başkenti Saray,

1200


 75 

bin nüfusu ve yayıldığı alanla Avrupa’nın en büyük şehirlerinden biri haline 

gelmiştir.

1201


 Yine hanlar şehir halkından ve tüccarlardan vergi topladıklarından 

dolayı  şehirlerin gelişmesini ve istikrar içinde büyümelerini istemişleridir. 

Dolayısıyla Altın Orda döneminde Rus şehirciliğinin gerilemediğini, tam tersine 

gelişme gösterdiğini söylemek mümkündür.  

 

 Diğer taraftan özellikle usta ve sanatkarların Altın Orda veya Moğol 



İmparatorluğu’na götürülmesi, geleneksel Rus sanat dallarının gelişmesini belli bir 

ölçüde olumsuz etkilemiştir. Rus usta ve sanatkarlarının gerek Altın Orda’da gerekse 

                                                 

1199


 Altın Orda şehirleri için bkz. F. Ballod, Starıy i Novıy Saray, Stolitsı Zolotoy Ordı, Kazan 1923; 

A. Tereşenko, “Okonçatelynoye İssledovaniya Mestnosti Saraya s Oçerkom Sledov Deştikıpçakskoğo 

Tsarstva”, Zapiski Akademiyi Nauk, S. 2, Moskova 1854, s. 89-105. 

1200


 Saray şehri,  Çengiz Han’ın oğlu Batu Han tarafından II. Kıpçak Seferi dönüşünde İdil Nehri’nin 

sol kıyısındaki bir düzlükte inşâ ettirilmiştir (W. Barthold, “Batu”, İA, II, İstanbul Maarif Matbası, 

İstanbul 1944, s. 351-353.) Dönemin kaynaklarında Saray-Batu şehrinin yanı  sıra Saray-Berke ve 

Saray el-Cedid adları da zikredilmektedir. Bu husus, Saray şehri ile ilgili farklı görüşlerin ortaya 

atılmasına neden olmuştur. Saray-Batu ile Saray-Berke’nin aynı şehir olduğunu, Saray el-Cedid’in ise 

yeni bir şehir olup Özbek Han zamanında kurulduğunu ileri sürenlerin yanı  sıra (D. Morgan, The 



Mongols, Oxford 1986; s. 142.), Saray-Berke’nin Saray el-Cedid olduğunu savunanlar da vardır (G. 

A. Fedorov-Davıdov,  Obşestvennıy Story Zolotoy Ordı,  İzdatelystvo Moskovskoğo Universiteta 

Yayınları, Moskova 1973, s. 79; A. Y. Yakubovskiy, Altın Ordu ve Çöküşü, çev. H. Eren, TTK, 

Ankara 2000, s. 84.) Saray-Batu’nun zamanla Saray-Berke adını almasının ihtimali yüksektir. Bunun 

nedeni de büyük ihtimalle bu şehrin asıl manası ile şehre dönüşmesinin Berke zamanına denk 

gelmesidir. Kesin bilinen ve şüphe uyandırmayan nokta ise, gerek Saray-Batu’nun gerek ise

 

Saray-


Berke ve Saray el-Cedid şehirlerinin Altın Orda’nın başkenti olmasıdır. Saray şehrinin adı,  şehrin 

ortasında yer alan hanların oturduğu Altun-Taş isimli saraydan gelmektedir. El-‘Omerî’ye gore, bu 

muhteşem  sarayın üzerinde iki Mısır kantarı  ağırlığında altın bir hilâl bulunmaktaydı.  Saray ihata 

duvarları ve bazı binalarla baştanbaşa çevriliydi. Bu binalarda kışın hanlığın ileri gelen emirleri 

oturur; yazın ise Han ile birlikte Hanlık Ordası’na geçerlerdi (El-Ömeri, Mesâliku’l-ebsâr fi 

memâliku’l-emsâr, Tiesenhausen, I, s. 386-388). 1395-96 yıllarında vuku bulan Timur seferleri ise, 

Saray da dahil olmak üzere birçok Altın Orda şehrini yerle bir etmiştir (Nizamüddin Şâmî, Zafernâme

çev. Necati Lugal, TTK, Ankara 1987, s. 199). Altın Ordalılar, aynen Büyük Moğol İmparatorluğu ve 

diğer varisleri gibi, şehirleri uçsuz bucaksız bozkırların ve süvari birliklerin koruduğuna inandıkları 

için,  şehirleri surlarla çevirmiyorlardı. Bu husus, Timur’un işini kolaylaştırmıştır. Timur’un 

seferlerinden sonra Saray şehri yeniden canlanmasa da, 1578 yılına kadar varlığını devam ettirmiştir. 

Bu tarihte Korkunç İvan’ın oğlu Fedor’un emriyle Saray şehri tamamen yıkılmıştır (V. Yegorov, 

“Saray, Sarayçik, Bahçisaray”, Rodina, S. 3-4, Moskova 1997, s. 75). Saray şehirlerinin kalıntısı 

olarak Volga’dan ayrılan Aktübe kenarındaki iki şehir harabesi kabul edilmektedir ki, bunlar bugünkü 

Tsarev ve Selitrennoye’dır  (W.  Barthold, “Saray”, İA, X, Milli Eğitim Basımevi,  İstanbul 1967, s. 

206-207). Bu kalıntılardan ilkinin Saray el-Cedid’e, ikincisinin ise Eski Saray’a ait olduğu bilinmekle 

birlikte hangisinin Eski Saray, hangisinin Saray el-Cedid’e ait olduğu bilinmemektedir.

 

 

1201



 V. Yegorov, “Saray, Sarayçik, Bahçisaray”, s. 72-77. 

 

283


de Büyük Moğol  İmparatorluğu’nda çalıştırıldıkları bilinmektedir.

1202


 Nitekim 

istilânın ilk yıllarında Rus topraklarında mine üretimi durduğu gibi, Altın Orda 

döneminde dekoratif çiniler de dahil olmak üzere çok renkli seramik üretimi ile ilgili 

de elimizde bilgi yoktur. Arkeolojik kazı sonuçları, o dönemde cam bilezik, cam, 

bronz ve kırmızı akik kolye üretiminin de kesildiğine işaret etmektedirler. Yine taş 

oymacılığı sanatı yok olmuştur. Doğu Rusya’da inşaat sanatları da Moğol istilâsı 

döneminde gerilemiştir. Nitekim Moğol iktidarının ilk asrında inşa edilen taş 

binalarının sayısı önceki asra göre azalırken, kalite düşmüştür.

1203

  

 



 Çeşitli sanat ve zanaat dallarındaki bu durgunluğun süresi bölgelere göre 

farklılık göstermektedir. Novgorod gibi Moğol istilâsından daha az etkilenmiş 

şehirlerde bu alandaki durgunluk yarım asır kadar sürerken, Doğu Rusya’nın büyük 

bölümünde bu bir asır boyunca devam etmiş ve ancak XIV. yüzyılın ortalarında 

metalurji gibi üretim alanları yeniden canlanmış ve çok geçmeden Tver, Moskova ve 

diğer  şehirler zanaat merkezleri haline gelmiştir.

1204

 Böylece Moğol istilâsının en 



olumsuz neticesini belki de bu alanda görmek mümkündür. Ancak belirttiğimiz gibi, 

Altın Orda döneminde Ruslar geleneksel sanat dallarını tekrar canlandırmışlardır. 

Ayrıca Rus knezlikleri arasındaki mücadelenin ve Altın Orda öncesinde Rus 

knezliklerinin zaten ekonomik bir kriz yaşamaları, Rus zanaat dallarını Moğol istilâsı 

kadar olumsuz etkilemiştir. Dolayısıyla bu alandaki Moğol istilâsı ve Altın Orda’nın 

olumsuz etkisini abartmamak gerekmektedir ki, arkeoljik kazılar da istilâya uğrayan 

şehirlerde dahi zanaat dallarının tamamen yok olmadığını göstermektedirler. 1237-

1240 yılında Batu Han’ın ordusunun ele geçirdiği Serensk şehrinde kuyumcuların, 

faaliyetlerine ara vermediklerine, bu tarihe ait kuyumcu eşyaların bulunması  işaret 

etmektedir.

1205

 Diğer taraftan istilâya uğramayan Kuzey-Doğu knezliklerinin 



merkezi Beloozero şehrinin XIII. yüzyılın ortalarında eski konumunu kaybetmesi ve 

                                                 

1202

 J. Martin, “North-Eastern Russia and the Golden Horde (1246-1359), The Cambridge History of 



Russia, I, From Early Rus’ to 1689, ed. M. Perrie, Cambridge University Press, Cambridge 2006, s. 

130, 132.  

1203

 Yü. V. Mizun-Yü. G. Mizun, Hanı i Knyazya: Zolotaya Orda i Russkiye Knyazjestva, Veçe 



Yayınları, Moskova 2005, s. 285.  

1204


 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 348.  

1205


 N. A. Makarov, “Rusy v XIII Veke: Harakter Kulyturnıh İzmeneniy”, Rusy v XIII Veke. Drevnosti 

Temnogo Vremeni, ed. N. A. Makarov-A. V. Çernetsov, Nauka Yayınları, Moskova 2003, s. 7.  

 

284


şehirde sanat ve zanaat dallarının yok olması,

1206


 bir kez daha Rus şehirlerinin krize 

girmesinin tek nedeninin Moğol istilâsı olmadığını göstermektedir.  

 

 Altın Orda döneminde şehir halkının statüsündeki değişiklikler



1207

 ve şehir 

meclislerinin kaldırılması

1208


 konuları önceki bölümlerde ele alındığından dolayı, 

burada bu konulara tekrar değinilmeyecektir. 

 

 


Download 3.07 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   39




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling