T. C. MİMar sinan güzel sanatlar üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih anabiLİm dali ortaçAĞ tariHİ programi


Download 3.07 Mb.
Pdf ko'rish
bet33/39
Sana17.02.2017
Hajmi3.07 Mb.
#666
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   39

V.1.2. Köy Ekonomisi 

 

 Moğol istilâsı, ziraat ve köy ekonomisine, zanaat dallarına göre daha az zarar 

vermiştir. Moğolların kontrolünde olan Doğu Rusya’da Moğollar, bizzat darı ve 

buğday ekimini teşvik etmişlerdir. Zira bu ürünler ordu ve halkın ihtiyaçlarını 

karşılıyordu. Yine köylüler harac ödediklerinden Moğollar için ziraatın gelişmesi, 

daha fazla vergi anlamına gelmekteydi. Aynı  şeyi avcılık ve balıkçılık için de 

söylemek mümkündür. Demir istihsalı ile tuz çıkarılması da Altın Orda döneminde 

eskiye oranla azalmamıştır.

1209

 

 



 Moğollar döneminde Doğu Rusya’da ziraatın gelişmesi, ziraatı millî 

ekonominin en önemli kolu haline getirmiştir. Yine ziraatın gelişmesinde Moğol 

istilâsının ilk yıllarında halkın Moskova ve Tver gibi daha güvenilir bölgelere göç 

etmeleri de önemli rol oynamıştır.

1210

  Vladimir knezliğinin kuzey-batı bölgelerinde 



de nüfus hızla artmıştır.

1211


 Böylece Moğol istilâsı  sırasında nüfusun bir kısmının 

yeni topraklara sığınmasıyla daha önce işlenmemiş topraklar işlenmeye başladı. 

Nüfusun artması, ormanların da ziraî alanlara dönüştürülmesine neden oldu. Nitekim 

özellikle Batu Han’ın seferlerinden kaçan halk, ormanlara sığınmış ve bir kısmı da 

                                                 

1206


 N. A. Makarov, “Rusy v XIII Veke: Harakter Kulyturnıh İzmeneniy”, s. 7.  

1207


 Bkz. IV.4. 

1208


 Bkz. IV.2.4.  

1209


 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 349.  

1210


 M. K. Lobavskiy, Obrazovaniye Osnovnoy Gosudarstvennoy Territoriyi Velikorusskoy 

Narodnosti. Zaseleniye i Obyedineniye Tsentra, Leningrad 1929, s. 8, 22-33.  

1211


 V. V. Kargalov, Rusy i Koçevniki, s. 186-195. 

 

285


hayatlarının kalan bölümünü burada geçirmek zorunda kalmıştır.

1212


 Diğer taraftan 

bu göçlerin, Rus ekonomisini alt üst edecek derecede olmadığını da belirtmekte 

fayda vardır. Zira Batu Han’ın seferinden sonra Altın Orda askerlerinin Rus 

topraklarına akınları kesilmiş ve daha çok belirli bölgelere itaatsizleri cezalandırmak 

amacıyla yapılmıştır. Yine Rus topraklarındaki göçlerin nedeni, sadece Altın Orda 

hanlarının askerî hareketleri değil, Rus knezleri arasındaki mücadele ile knezlikler 

içerisindeki durumla da yakından ilgiliydi. Bu bağlamda Rus knezlikleri arasındaki 

Büyük Knezlik için verilen mücadele ön plana çıkmaktadır. Halk başta Moskova 

Knezliği olmak üzere Altın Orda hanlarının desteklediği knezlerin topraklarına göç 

etmiş ve böylece kendilerini daha fazla güvende hissetmişlerdir.

1213

   


 

 Hayvancılık ise Altın Orda dönemi Doğu Rusyası’nın köy ekonomisinde 

fazla önem arz etmemiştir. Bununla birlikte Moğol ordusunu örnek alan knezler 

kendi atlı birliklerini oluşturmak için atlara ihtiyaç duymuş ve at yetiştirilmesine 

önem vermeye başlamışlardır. Knezlerin vasiyetnamelerinde çok sık at sürüleri ve 

seyislerin adı geçmektedir.

1214

 Seyisler knezlik idaresinde önemli görevliler arasında 



yer almıştır. Argamak (argamak, Orta Asya’da soylu yük atı), arkan (kement), otara 

(koyun sürüsü), bulanıy (kula at) gibi hayvancılık ile ilgili Rusça’daki Türkçe ve 

Moğolca kelimeler de bu alandaki etkiyi göstermektedir. Sonuç olarak Altın Orda 

döneminde Rus köy ekonomisinin önceki döneme göre daha fazla geliştiğini, işlenen 

toprak miktarının arttığını söylemek mümkündür. Altın Orda döneminde köylü 

halkın statüsündeki değişiklikler,

1215

 köylülerden toplanan vergiler



1216

 gibi konular 

daha önceki bölümlerde kaleme alındığından bu bölümde söz konusu konulara tekrar 

yer verilmeyecektir.  

 

 

                                                 



1212

 A. V. Çernetsov, “K Probleme Oçenki İstoriçeskoğo Znaçeniya Mongolo-Tatarskoğo Naşestviya 

Kak Hronologiçeskoğo Rubeja”, Rusy v XIII Veke. Drevnosti Temnogo Vremeni, s. 13-14.  

1213


 PSRL, IX, Tipografskaya Letopisy, s. 140.   

1214


 “Duhovnaya Gramota (Pervaya) Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça”,  DDG, s. 24-25; 

“Dokonçaniye Velikoğo Knyazya Vasiliya Dmitriyeviça s Knyazem Galitskim Yuriyem 

Dmitriyeviçem”, DDG, s. 39-40; “Dokonçaniye Velikoğo Knyazya Vasiliya Dmitriyeviça s Knyazem 

Serpuhovskim i Borovskim Vladimirom Andreyeviçem”, DDG, s. 43-45.  

1215

 Bkz. IV.5. 



1216

 Bkz. II.5.1.  



 

286


V.1.3. Ticaret 

 

 Moğol İmparatorluğu, bir halkın ve bir hanedanın hâkimiyetinin altında Uzak 

ve Yakın Doğu’nun kültürel bakımdan gelişmiş ülkelerini tek çatı altında toplamayı 

başarmıştır. Bu husus hiç şüphesiz ticaretin ve halklar arasında kültürel ilişkilerin 

gelişmesini sağlamıştır. Moğol  İmpratorluğu’nun kuruluşu ve ardından da Çengiz 

Han’ın imparatorluğu kendi oğulları arasında paylaştırılmasıyla birlikte ticaret de 

dahil olmak üzere her türlü ilişkiler sadece Moğol devletleri arasında değil, bölgenin 

diğer devletleri arasında da gelişmeye başlamıştır. Altın Orda Devleti; Memlükler, 

Bizans, Balkanlar’daki diğer devletlerle iletişim içindeyken, İran Moğolları daha çok 

Çin, Papalık ve Batı Avrupa ülkeleriyle sıkı ilişkiler yürütüyorlardı.  

 

 Altın Orda Devleti’nin toprakları, Karadeniz kıyısından Karadeniz ve Hazar 



bozkırları üzerinden doğu ve batıya uzanan ticarî yolların kesiştiği  noktada yer 

aldığından dolayı Altın Orda, Doğu ile Batı arasında bir köprü rolü oynamıştır. Bu 

bölge Altın Orda öncesinde de ticarî kervanların sıkça geçtiği bir bölge olduğundan 

Moğollar bu bölgenin ticarî bakımından ehemmiyetini iyi anlamış ve bu geleneği 

devam ettirmiştir. Nitekim başkent Saray; Türkistan, İran, Anadolu, Bizans, Rus 

knezlikleri, Ceneviz ve Orta Avrupa’dan gelen tüccarların buluştukları bir merkez 

olması nedeniyle

1217


 Ortaçağ’ın en büyük ticarî merkezlerinden biri olmuştur.  

 

 Altın Orda ve genel olarak Moğolların ticarete önem vermelerinin en önemli 



nedeni, ticaretten elde ettikleri gelirlerdir. Nitekim Altın Orda Devleti’nin hazinesine 

en fazla geliri getiren vergi, tüccarlardan alınan  tamga vergisi olmuştur.

1218

    Ticarî 



yolların ve tüccarların güvenliğini  sağlamak ve böylece ticaretin gelişmesini 

hızlandırmak amacıyla Altın Orda ve diğer Türk-Moğol devletlerinde ortak teşkilatı 

kurulmuştur. Moğolların Uygurlardan benimsedikleri bu teşkilat, bir tür ticaret şirketi 

olup, devlet hazinesinden düşük faizle kredi almış ve özellikle büyük çapta ve uluslar 

arası ticaret ile meşgul olmuştur. Ayrıca bu teşkilat, birçok yükümlülük ve vergiden 

muaf tutulmuş ve diğer yerli tüccar zümreleri içinde ayrıcalıklı bir yere sahip 

                                                 

1217


 M. Kafalı, Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, s. 146-148.  

1218


 Tamga vergisi için bkz. II.5.1.4.  

 

287


olmuştur.

1219


 Böylece ticaret bir nevi devletin kontrolü altına alınmış ve 

desteklenmiştir. Altın Orda Hanı Uluğ-Muhammed’in Osmanlı Sultanı II. Murad’a 

gönderdiği 1482 tarihli mektup,

1220


 ortak teşkilatının öneminin ortaya konulması 

açısından değerli bir kaynaktır. Uluğ-Muhammed, bu mektupda Osmanlı Sultanı’na 

eski düzenin yeniden canlandırılması ve ortak tüccarlara karadan ve denizden gidip 

gelme imkânının tanınması temennisinde bulunmuştur.

1221

 Böylece Altın Orda 



hanları ticaretin gelişmesini teşvik etmişlerdir. Hanların ticarete verdikleri öneme, 

tüccarlara tanınan imtiyazlar da işaret etmektedir. Nitekim Altın Orda’da tüccarların 

seyahatleri kolaylaştırılıyor, savaş zamanında kervanlara cepheden geçme izni 

veriliyor, esir alınan tüccarlar milliyetlerine bakılmaksızın serbest bırakılıyordu. 

Örneğin 1283 yılında Ahmet Baskak, Rus knezliklerini cezalandırmak üzere çıktığı 

seferde


1222

 Rus boyarlarıyla birlikte Alman tüccarlarını da esir etmiş, ancak onların 

tüccar olduklarını öğrendikten sonra serbest bırakmış, mallarını da iade etmiştir.

1223


 

Yine Altın Orda hanlarının Venedikli tüccarlara verdikleri yarlıklarda hanların 

tüccarları koruma altına aldıkları görülmektedir. Meselâ, Canibek Han’ın 1347 tarihli 

yarlığı, Venedikli tüccarlara Azov’da ticaret yapma hakkı tanımakla kalmamakta, 

tüccarları birçok konuda imtiyazlı kılmaktadır. Yarlıkda tüccarlardan ancak sattıkları 

mallar için vergi alınması gerektiği ve tüccarların gemilerinin denizde kaza yapması 

durumunda kıyıya gelen malların koruma altına alınması ve tüccarlara geri verilmesi 

gerektiği belirtilmektedir.

1224

 Böylece gerek uluslararası ticaret yollarının gerekse de 



tüccarların güvenliği sağlanmıştır. Yine Venediklilere verilen yarlıklarda satılan altın 

                                                 

1219

 Zeki Velidi Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş, Enderun Yayınları, İstanbul 1981, s. 121, 125, 



309-311; A. Melek Özyetgin, “Eski Türklerde Ortak ‘Tüccar’ Terimi Üzerine”, Orta Zaman Türk Dili 

ve Kültürü Üzerine, Ötüken Yayınları, İstanbul 2005, s. 170-178.  

1220


 Bu mektubun özelliklerinin tasviri için bkz. A. N. Kurat, Topkapı Sarayı Müzeyi Arşivindeki Altın 

Ordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına Ait Yarlık ve Bitikler, DTCDF Yayınları, İstanbul 1940, s. 6-7; İ. 

V. Zaytsev, “Pisymo Zolotoordınskoğo Hana Ulug-Muhammeda Osmanskomu Sultanu Muradu II: 

Osmanskaya İmperiya, Zolotoya Orda I Gosudarstva Vostoçnoy Yevropı v Kontse XIV-Pervoy Treti 

XV Veka”, Bülleteny Hungaro-Rossica, Moskova 2002, s.109-112; T. İ. Sultanov, “Pisyma 

Zolotoordınskih Hanov”, Türkologiçeskiy Sbornik 1975, Nauka Yayınları, Moskova 1978, s. 237-239.  

1221


 A. N. Kurat, Topkapı Sarayı Müzeyi Arşivindeki Altın Ordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına Ait 

Yarlık ve Bitikler, s. 14; A. Melek Özyetgin, Altın Ordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve 

Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, TDK Yayınları, Ankara 1996, s. 138-139.   

1222


 Bkz. I.3.4.  

1223


 PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 237.  

1224


 “Yarlık Canibeka Venitsianskim Kupçam Azova”, A. P. Grigoryev-V. P. Grigoryev, “Yarlık 

Canibeka Veneçianskim Kuptsam Azova ot 1347 Goda: Rekonstruktsiya Soderjaniya”, 



İstoriyografiya i İstoçnikovedeniye İstoriyi Stran Aziyi i Afriki, S. 15, S. Petersburg 1995, s. 36-83.  

 

288


ve diğer değerli taşlar için tüccarlardan verginin alınmaması gerektiği 

yazılmaktadır.

1225

 Böylece Altın Orda hanları bir taraftan tüccarların çıkarlarını 



savunurken, diğer taraftan da ülkenin zengin tabakasının, ihtiyaçlarını kolaylıkla 

karşılayabilmelerini ve altın ve diğer değerli eşyaların bölgeye getirilmesini teşvik 

etmişlerdir.  

 

 Altın Orda da dahil olmak üzere bütün Moğol  İmparatorluğu’nda ticaretin 



gelişmesinden Ruslar da kârlı çıkmıştır. Rus knezlikleri de Moğol İmparatorluğu’nun 

bir parçası olduğundan dolayı, Ruslar güvenli uluslararası ticarî yolları 

kullanmışlardır. Ayrıca Altın Orda hanları, Rus şehirlerini adeta birer üs olarak 

kullanarak, bu şehirlerin birer ticarî merkez haline gelmelerini sağlamışlardır. Altın 

Orda hanları böylece bir taraftan Rus tüccarlarından vergi toplama imkanı elde etmiş, 

diğer taraftan da Ruslar aracılığıyla kendi ticarî ilişkilerini geliştirmişlerdir.  

 

 Altın Orda öncesinde Rus ticareti durgun bir dönem yaşıyordu. Bu 



durgunluğun en önemli nedeni ise Haçlı seferleri ile Batı Avrupa ülkelerinin Rus 

topraklarına saldırılarıydı. Haçlılar, Batı Dvina’dan Baltık Denizi’ne giden yolu, 

Ruslar için kapatmışlardı. Novgorod şehri, Alman şövalye ile İsveçli derebeylerin 

saldırılarına uğramış ve neticede Novgorod’un dış dünya ile ticarî ilişkileri 

kesilmişti.

1226


 Ayrıca Rus knezlikleri arasında sonu olmayan mücadeleler de gerek 

Rus knezlikleri arasındaki ticareti, gerekse de dış ticareti olumsuz etkilemiştir. Ancak 

Rusların Altın Orda’nın idaresi altına girmesiyle Ruslar tekrar Avrupa ile ticaret 

yapma imkanına kavuşmuşlardır. Başta Mengü-Timur Han olmak üzere Altın Orda 

hanları, Novgorod Knezliği aracılığıyla Kırım ve Azov’daki İtalyan kolonileri ile 

ticaretin gelişmesi için çalışmışlardır.

1227

 Altın Orda, Novgorod üzerinden Baltık 



ülkeleriyle de ticaretini yapmıştır. Hatta Mengü-Timur’un Altın Orda için ticarî 

                                                 

1225

 “Yarlık Berdibeka Venetsianskim Kuptsam Azova”, A. P. Grigoryev-V. P. Grigoryev, “Yarlık 



Berdibeka Venetsianskim Kuptsam Azova ot 1358 Goda: Rekonstruktsiya Soderjaniya”, 

İstoriyografiya i İstoçnikovedeniye İstoriyi Stran Aziyi i Afriki, S. 16, S. Petersburg 1995, s. 24-66.  

1226


 V. V. Kargalov, Rusy i Koçevniki, s. 198. Rusların Moğol istilâsı öncesindeki ticarî ilişkileri için 

bkz. W. Heyd, Yakın-Doğu Ticaret Tarihi, çev. E. Z. Karal, TTK, Ankara 2000, s. 64-86.  

1227

 M. N. Tihomirov, “Puti İz Rossiyi v Vizantiyu v XIV-XV. vv”, Vizantiyskiye Oçerki, Moskova 



1961, s. 10. Ayrıca Altın Orda dönemi Karadeniz ticareti için bkz. N. Di Cosmo, “Mongols and 

Merchants on the Black Sea Frontier in the Thirteenth and Fourteenth Centuries: Convergences and 

Conflicts”, Mongols, Turks And Others,  ed. R. Amitai – M. Bıran, Leiden-Boston 2005, s. 391-424.  


 

289


ilişkiler açısından önem kazanan Novgorod’u diğer Rus knezlikleri ve yabancı 

düşmanlara karşı koruduğu bilinmektedir. Mengü-Timur, Novgorodlu tüccarlara 

Suzdal topraklarında rahatlıkla kalmalarına müsaade etmiş ve Suzdal yetkilerini de 

bu konuda uyarmıştır.

1228

 Novgorod’un bu açılımı sayesinde diğer Rus knezlikleri de 



Batı ülkeleriyle ticarî ilişkilerini geliştirmişlerdir. Moskova, Vladimir ve Tver 

knezlikleri; Novgorod, Pskov, Litvanya, Polonya ve onların üzerinden de Almanlar 

ile ticaret yapmışlardır. Nitekim, Volınskaya Kroniği’nde 1288 yılında Knez 

Vladimir’in ölümü dolayısıyla sadece Vladimir knezliğindeki halkın değil, şehirdeki 

Alman, Novgorodlu, Suğdaklı ve Yahudi tüccarların da üzüldükleri 

kaydedilmiştir.

1229

 Kronikdeki bu haber, Rus şehirlerinde farklı coğrafyalardan gelen 



tüccarların mevcudiyetine işaret etmektedir. Bu husus ise bir kez daha Moğol 

istilâsının Rus ticaretine zarar verdiğini ileri süren tarihçileri haksız çıkarmaktadır. 

Nitekim gördüğümüz gibi Ruslar, Batı ülkeleriyle dahi Altın Orda döneminde Moğol 

istilâsı öncesine göre daha aktif ticarî ilişkiler içerisinde olmuşlardır. Hatta Batı’dan 

Rusya’ya getirilen en önemli mal, yün kumaşı olduğu için Ruslar, “çuhacı” olarak 

tanınmışlardır.

1230

  

 



 Yine 

Altın Orda döneminde Ruslar, Volga boyu ticaretinde de önemli 

konuma gelmişlerdir. Hatta Rus tarihçisi V. E. Sıroeçkovskiy, Moskova Knezliği’nde 

ticaretin gelişmesinin, Batı ile bağlantılar sayesinde değil, Doğu ile ilişkilerin 

geliştirilmesine bağlı olarak geliştiğini ve bunda Volga yolunun önemli rol 

oynadığını yazmıştır.

1231

 Yine bir başka Rus tarihçisi A. M. Saharov da Kuzey-Doğu 



Rus knezliklerinin gelişiminde Volga Yolu’nun önemli katkıda bulunduğunu 

savunmaktadır.

1232

 Ruslar, Altın Orda’nın ticaret alanında sağladıkları imkanları 



kullanmayı bilmiş ve çok kısa süre içinde Rus tüccarlarının Altın Orda’da sayısı o 

kadar artmıştır ki, Rus kronikleri dahi onlardan bahsetmeye başlamışlardır. 

Kroniklerde, Özbek Han’ın Tver Knezi Mihail’i öldürttüğünde Özbek Han’ın 

karargâhında bulunan Rus tüccarlarının knezin cenazesini en yakın kiliseye götürmek 

                                                 

1228


 M. Poluboyarinova, Russkiye Lüdi v Zolotoy Orde, s. 45.  

1229


 PSRL, XI, İpatyevskaya Letopisy, s. 605.   

1230


 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 351.  

1231


 V. E. Sıroeçkovskiy, Gosti-Surojane, Sotsekgiz Yayınları, Moskova-Leningrad 1935, s. 9.  

1232


 A. M. Saharov, Goroda Severo-Vostoçnoy Rusi XIV-XV vekov, Moskovskiy Universitet Yayınları, 

Moskova 1959, s. 73, 152.  



 

290


istediklerini, ancak Altın Ordalıların buna müsaade etmedikleri yazılmaktadır.

1233


 

Yine Arap seyyah İbn Battuta da Saray-Berke’de çok sayıda Rus’un yaşadığını ve 

onların ayrı pazarlarının olduğunu yazmaktadır.

1234


 Diğer taraftan Rus kronikleri, 

Volga ticaret yolundan da bahsetmektedirler. Örneğin kroniklerde Bulat Timur’un 

1361 yılında Bulgar şehrini zaptettiği ve böylece Volga ticaret yolunun kontrolünü 

ele geçirdiği yazılmaktadır.

1235

 Yine Arap tarihçisi İbn Abdu’z-zahir, Rus 



gemilerinin Volga Nehri’nde bulunduklarını yazmaktadır.

1236


 Böylece Rus kronikleri 

ve seyahatnamelerden, Volga ticaret yolunun Altın Orda döneminde büyük önem 

kazandığı ve Rusların da bölge ticaretinde önemli rol oynamaya başladıkları 

anlaşılmaktadır.  

 

 Altın Orda döneminde Ruslar, sadece Volga bölgesinde güçlenip, Batı ile 



ticaret yapmamış, aynı zamanda Doğu ülkelerini tanıma fırsatı  da  elde  etmişlerdir. 

Aslında bu husus sadece Ruslar için geçerli değildir. Moğol  İmparatorluğu’nun 

kurulmasıyla birlikte, bütün Doğu Avrupa ülkeleri, Yakın Doğu ülkeleriyle ticaret 

yapma  şansına sahip olmuşlardır.

1237

  Rus tüccarlarının Altın Orda tüccarlarıyla 



birlikte Orta Asya, Mısır veya İran’a gittikleri bilinmese de, Ruslar bu 

coğrafyalardan gelen tüccarlarla Saray ve Altın Orda’nın diğer ticarî merkezlerinde 

karşılaşmışlardır. Nitekim 1438 yılında Saray’da bulunan Şirazlı tüccar Hoca 

Şemseddîn Muhammed, kaleme aldığı Seyahatnamesi’nde, Saray’da Çin ipeği, 

Avrupa çuhası ve Rus keten bezleri satın aldığını yazmaktadır.

1238


 Ruslar gerek 

Saray pazarlarına gerekse de gittikleri diğer ülkelere genellikle kakım, sincap ve 

diğer değerli kürkler götürmüşlerdir.  XIV-XVI. yüzyıllarda Moskova’ya ise Rus 

tüccarları gittikleri yerlerden altın ve süs eşyaları, değerli taşlar, ipek, yün, biber, 

zencefil, kuru karanfil, safran, ceviz, şeker, boya, sabun vs. getirmişlerdir.

1239


 

Moskova knezleri hediye olarak tüccarlardan Seylon incisi, diğer değerli taş ve koşu 

                                                 

1233


 PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 137.  

1234


 İbn Battuta Seyahatnamesinden Seçmeler, haz. İsmet Parmaksızoğlu, Ankara 1991, s. 115-116.  

1235


 PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 26.  

1236


 Abdu’z-Zahir, Siretü’l-melik ez-Zahir, Tiesenhausen, I, s. 133; 

1237


 A. İ. Drobinskiy, “Rusy i Vostoçnaya Yevropa Vo Françuzskom Srednevekovom Epose”, 

İstoriçeskiye Zapiski, S. 26, Moskova 1948, s. 125.  

1238


 B. N. Zahoder, “Şirazskiy Kupets na Povoljye v 1438 Godu”, Kaspiyskiy Svod Svedeniy o 

Vostoçnoy Yevrope, Moskova 1967, s. 169.  

1239


 Herbersteyn, Notes upon Russia, I, s. 112.  

 

291


atları istemişlerdir. Moskova’dan güneye ise hediye olarak yine kürkler, deriler, mors 

dişi ve kemiği, bıçaklar gönderilmiştir.

1240

 Böylece yine Altın Orda sayesinde Ruslar, 



Doğu ülkeleriyle de ticaret yapma şansına sahip olmuşlardır. Altın Orda yıkıldıktan 

sonra da Ruslar Altın Orda’nın ticarî merkezleri olan Kazan ile Astrahan’ın bu 

konumlarından istifade etmeye devam etmişlerdir. Moskova eskiden olduğu gibi bu 

bölgeleri özellikle Doğu ticaretinde aktif olarak kullanmıştır. Örneğin, Buhara ile 

Çarlık Rusya’sı arasındaki ticaret açısından Kazan önemli rol oynuyordu.

1241


  

 

 Ayrıca özellikle ticarî ilişkilerin gelişmesiyle birlikte Ruslar, diğer ülkelerle 



ilgili yeni bilgiler edinmişlerdir. Hatta bu bilgileri Altın Orda aracılığıyla ve 

Tatarlardan aldıkları için Ruslar örneğin Çin’i Avrupalılar gibi China değil de 

Tatarların Çinlileri adandırdıkları ve onların orijinal ismi olan “Kitay” olarak 

zikretmişlerdir.

1242

 Yine ticaret ile ilgili Rusça’daki Türkçe-Tatarca kelimeler Rus 



ticaretinde Altın Orda’nın etkisine işaret etmektedir. Rusça’daki altın, ambar 

(ambar), arşin (arşın), bazar (pazar), bakaleya (bakkal), balagan (fuar ve pazar 

yerlerinde temaşa), barış (kâr), denyga (para, tenge), karavan (kervan), labaz 

(mağaza, uncu dükkanı), magarıç (rüşvet) gibi kelimeler bunların başlıcalarıdır.  

 

 

V.2. Postacılık 



 

 Ortaçağda siyasî ve sosyal boyutta devletlerin veya imparatorlukların merkezî 

idareyi kurarak büyümelerinin ve uzun süre hâkimiyet sürmelerinin en önemli 

şartlarından biri de haberleşme teşkilatı olmuştur. Büyük coğrafyaya yayılan Altın 

Orda Devleti’nin sınırları da haberleşme teşkilatı ile güvence altına alınmıştır. 

Nitekim Çengiz Han geniş coğrafyaya yayılan  imparatorluğunda iletişimi sağlamak 

amacıyla 1206 Kurultayından hemen sonra haber ve mektupların iletileceği bir posta 

teşkilatı kurma kararını almıştır. Ayrıca Çengiz Han, birer günlük mesafe aralığında 

                                                 

1240


 M. Poluboyarinova, Russkiye Lüdi v Zolotoy Orde, s. 47-48.  

1241


 R. G. Mukminova, “Srednyaya Aziya i Rossiya: Torgovo-Ekonomiçeskiye Vzaimosvyazi v XV-

XVIII Vekah”, Türkologiçeskiy Sbornik 2002,  İzdatelyskaya Firma Vostoçnaya Literatura RAN

Moskova 2003, s. 292-307.  

1242


 A. Rihter, İzsledovaniya o Vliyaniyi Mongolo-Tatar na Rossiyu, s. 359. 

 

292


posta istasyonlarının kurulmasını emretmiştir. Bu istasyonlarda devletin resmî 

postacıları ve devletin elçileri için yedek atlar bulunmuştur.

1243

 Yam adını alan bu 



posta teşkilâtı, Çengiz’in oğlu Ögedey zamanında geliştirilmiş, tüm ülkeyi ve Rus 

toprakları da dahil olmak üzere Türk-Moğol devletlerini içine alan bir haberleşme ağı 

biçiminde yapılandırmıştır.

1244


 Haber ulaklarının kullandığı yollar üzerinde 

habercilerin atlarını değiştirip, yemek yiyerek dinlenebilecekleri duraklar 

oluşturulmuştur. Bazı posta istasyonlarında yedek atların yanında yedek posta 

binicilerinin de bulunduğu bilinmektedir. Yam, posta istasyonlarının masraflarını 

başlangıçta meskûn yerlerin halkı karşılamakla yükümlü idi. Bu durum halk için 

ezici bir yük olup bazı suistimaller ortaya çıkınca Ögedey Han posta binek 

hayvanlarını devletin temin edeceği yönünde karar çıkarmıştır.

1245


  

 

 Altın Orda’da aynen Moğol  İmparatorluğu’nda olduğu gibi yam teşkilatının 



aktif bir şekilde işlediğini söylemek mümkündür. Altın Orda hanlarının verdikleri 

yarlıklarda gerek yam vergisi ve yükümlülüklerden, gerekse de meslek grubu olarak 

yamçıdan söz edilmektedir. Yam teşkilatında görevli kimse durduğu her yerde hanın 

emriyle istediği kişinin evinden, hayvanından, erzağından istediği gibi yararlanma ve 

alma hakkına sahip idi. Bu yükümlülüklerden muafiyet ancak hanın bizzat verdiği 

tarhanlık yarlıklarıyla sağlanabiliyordu. Örneğin Altın Orda hanlarının Rus 

mitropolitlerine verdikleri yarlıklarda din adamları böyle bir yükümlülükten muaf 

tutulmuşlardır. Taydula Hatun’un Mitropolit Feognost’a verdiği yarlıkda kilise ve 

din adamlarının  podvodı, yani yam vergisinden muaf olduğu yazılmaktadır.

1246


 

Mengü Timur’un yarlığında ise yam kelimesi kullanılmıştır.

1247

 Yine 1397 tarihli 



Timur-Kutluğ’un Hacı Muhammed ve Mahmud adlı iki kardeşe verdiği  yarlıkda 

yarlığın hitap ettiği meslek grupları arasında yamçı da yer almaktadır.

1248

  

 



                                                 

1243


 Manghol-un Niuça Tobça’an, s. 203-204; B. Spuler, İran Moğolları, s. 459.  

1244


 Manghol-un Niuça Tobça’an, s. 204. 

1245


 B. Spuler, İran Moğolları, s. 220.  

1246


 “Yarlık Tsaritsı Taydulı Feognostu Mitropolitu Kiyevskomu i Vsya Russiyi”, PSRL, III, 

Voskresenskaya Letopisy, s. 541-542.  

1247


 “Yarlık Mengü Temir Oksan Tsarya, Russkim Mitropolitom, Bezımyanno Vsem Tserkovnım 

Lüdem”, PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 542-543.  

1248

 “Yarlık Timur Kutluka”, PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 526-527.  



 

293


 

Genel olarak yam teşkilatı, ordudan sonra belki de en etkili Türk-Moğol 

devlet kurumlarından biri olmuştur. Çengiz Han ve sonrasında geliştirilerek 

kurumsal bir nitelik kazanan ve geniş coğrafyada uzun süre aralıksız işleyen yam 

teşkilâtı daha sonra Çarlık Rusyası’nda da devam etmiştir. Rusça’daki arabacı 

manasındaki “yamşik” terimi de Rusça’ya Moğolca’dan geçmiştir.

1249

 Rus 


kaynaklarında  “yam” terimi ilk kez XV. yüzyılın başlarında geçmektedir. Örneğin, 

Rus Knezi Vasiliy Dmitriyeviç’in 1406  tarihli vasiyetnamesinde yam vergisinden 

bahsedilmektedir.

1250


 Yine Büyük Knez Vasiliy Vasilyeviç ile Galitsk Knezi Yuriy 

arasında 1428 yılında imzalanan anlaşmada Knez Vasiliy, Knez Yuriy’den yam 

vergisini diğer vergilerle birlikte ödemesini talep etmektedir.

1251


 1504 tarihli III. 

İvan’ın vasiyetnamesinde ise yam istasyonlarından bahsedilmektedir. III. İvan, aynen 

kendi zamanında olduğu gibi kendisinden sonra da yam istasyon sisteminin devam 

ettirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

1252

  

 



 III. 

İvan’ın oğulları ve torunları, bu vasiyetnameye uymuş olmalılar ki, 

XV.yüzyılın sonlarında Moskova ve diğer knezliklerinin birçok yerinde yam 

kurumları faaliyet göstermiş ve Rus topraklarındaki ulaşım yolları Avrupa’nın en 

güvenilir yolları haline gelmiştir. XVI. yüzyılın başlarında Moskova’yı ziyaret eden 

Avusturyalı diplomat Herberşteyn de bu istasyonlardan övgüyle bahsetmektedir. 

Herberşteyn, bütün Rus topraklarında yam istasyonlarının olduğunu, yolcuların 

kendileri için at seçme hakkına sahip olduklarını, atların yorulduklarında sonraki 

yam istasyonlarında değiştirildiğini, yolda karşılaştıkları insanlardan atların 

alındığını, daha sonra ise kendilerine bir ödeme yapıldığını, kendisinin de 

Novgorod’dan Moskova’ya (642 kilometre) 72 saatte vardığını yazmaktadır.

1253


 

Herberşteyn’in bu hesabına göre, bu şekilde Ruslar günde yaklaşık 214 kilometre 

yolculuk yapabilmişlerdir. Alman tarihçisi Gustave Alef, aynı dönemde İngiltere’de 

insanların günde 112 kilometre, Fransa’da ise 90 kilometre yolculuk yapabildiklerini 

                                                 

1249


 R. A. Yunaleyeva-R. G. Gataullina, “O Slovoobrazovatelynoy Produktivnosti Türkizmov v 

Russkom Yazıke”, Sovetskaya Türkologiya, S. 6, Bakü 1985, s. 14-15.  

1250

 “Duhovnaya Gramota (Pervaya) Velikoğo Knyazya Vasiliya Dmitriyeviça”, DDG, s. 56.  



1251

 “Dokonçaniye Velikoğo Knyazya Vasiliya Vasilyeviça s Knyazem Galitskim i Zvenigorodskim 

Yuriyem Dmitriyeviçem”, DDG, s. 64.  

1252


 “Duhovnaya Gramota Velikoğo Knyazya İvana Vasilyeviça”, DDG, s. 362.  

1253


 S.  Von Herbersteyn, Notes upon Russia, I, s. 108-109.  

 

294


yazmaktadır.

1254


 Herberşteyn’in verdiği bu bilgiler bir taraftan Rus knezliklerindeki 

yam sisteminin işleyişini ortaya koyarken, diğer taraftan da bir kez daha Rusya’nın 

Altın Orda idaresi altında Avrupa ülkelerinden geri kaldığını ileri süren tarihçileri 

haksız çıkarmaktadır. Rusların yam sistemini Altın Orda’dan benimsedikleri ise 

şüphe uyandırmamaktadır. Nitekim gerek Rus knezliklerindeki yam sistemi 

alanındaki uygulamaların Altın Orda’dakilerle aynı olması gerekse de yam ve 

yamşik gibi kelimelerin aynen Rusça’ya geçmesi bunun birer ispatıdır. Yine özellikle 

Altın Orda döneminde Rusların at yetiştirmeye başlamaları

1255

 gerek süvari 



birliklerin kurulması,

1256


 gerekse de yam istasyonlarının at ihtiyacının karşılanması 

ile açıklanmaktadır.  

 


Download 3.07 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   39




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling