T. C. MİMar sinan güzel sanatlar üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih anabiLİm dali ortaçAĞ tariHİ programi


Download 3.07 Mb.
Pdf ko'rish
bet35/39
Sana17.02.2017
Hajmi3.07 Mb.
#666
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   39

V.5. Dil 

 

Tatarların Rus diplomasisinde önemli rol oynamaları ve Rusların özellikle 

Doğu ülkeleriyle ilişkilerinde Tatarca’yı ikinci resmî dil olarak kullanmaları, 

diplomasi alanında olduğu gibi dil alanında da Rusların Altın Orda’dan 

etkilenmelerine neden olmuştur.

1316


 Altın Orda’nın Rusya üzerinde, gerek siyasî ve 

dinî gerekse de teşkilat ve sosyo-kültürel alanlarda etkisinin büyük olması nedeniyle, 

Rusçaya çok sayıda Türkçe, Moğolca ve yine Altın Orda vasıtasıyla Farsça ve 

Arapça kelime girmiştir.

1317

 Altın Orda öncesinde ve sonrasında da Rusların Türk 



halklarıyla yan yana yaşamaları, hangi kelimelerin hangi dönemde Rusçaya girdiği 

tespitini zorlaştırmaktadır.

1318

 Ancak Altın Orda’nın Rus knezlikleri üzerindeki 



etkisinin özellikle yönetim, ticaret, ekonomik gibi alanlarda olması, Rusçada bu 

                                                 

1314

 M. A. Usmanov, “O Dokumentah Russko-Vostoçnoy Perepiski na Türkskih Yazıkah v XV-XVIII 



Vekah i İh İstoçnikovedçeskom Znaçeniyi”, s. 130.  

1315


 N. İ. Veselovskiy, “Tatarskoye Vliyaniye na Posolyskiy Tseremonial v Moskovskiy Period 

Russkoy İstoriyi”, s. 1.  

1316

 N. M. Mirhanov, “Edinstvo v Mnogoobraziyi: Turko-Tatarı Etniçeskoye Bogatstvo Rossiyskoy 



Federatsiyi”, Turkskiy Mir, I, Moskova 2004, s. 37-42.  

1317


 Rusça’daki Türkçe, Moğolca, Arapça ve Farsça kelimeler için bkz. Slovary  İnostrannıh Slov

Yayına haz. İ. V. Löhin-F. N. Petrov, Gosudarstvennoye İzdatelystvo  İnostrannıh i Natsionalynıh 

Slovarey, Moskova 1954.  

1318


  İ. G. Dobrodomov, “Voprosı Hronologiyi Türkskih Zaimstvovaniy v Slavyanskih Yazıkah”, 

Sovetskaya Türkologiya, S. 6, Bakü 1976, s. 24-37.  

 

306


alandaki Türkçe ve Moğolca kelimelerin, Altın Orda döneminde Rusçaya girdiğine 

işaret ettiğini söyleyebiliriz. Nitekim, birçok kavmin aynı siyasî ve coğrafî birlik 

içinde yaşadıkları yer ve zamanlarda, işgal edilenin (ya da yönetilenin) temsil ettiği 

alt katman dili, işgal edenin (veya yönetenin) temsil ettiği üst katman dilinin etkisi 

altında kalmıştır. Prof. Dr. Günay Karaağaç’ın yazdığı gibi, alt katman dili, üst 

katman diline ancak bilgi alıntıları verebilirken, üst katman dili, alt katman diline 

hem bilgi hem özenti alıntıları sokmaktadır.

1319

  Bilgi alıntıları, kültürle ilgili alıntı 



kelimeler olup, bir milletin diğerine neler öğrettiğini gösterirken, kelime almak da 

büyük oranda  daha yüksek seviyeli dilden daha aşağı seviyeli dile doğru 

gerçekleşmektedir. Altın Orda-Rus knezlikleri ilişkisinde Altın Orda üst katman, Rus 

knezlikleri ise alt katmandı. Nitekim yukarıda da belirttiğimiz gibi, Altın Orda 

Devleti birçok alanda Rus knezliklerini etkilemesi nedeniyle Türkçe ve Moğolca 

kökenli çok sayıda kelime Rusçaya girmiştir.  

 

Rusçadaki Türkçe kelimeler birçok araştırmaya konu olmuştur.



1320

 Hatta Rus 

dilci E. N. Şipova,  Slovary Türkizmov v Russkom Yazıke (Rusça’daki Türkçe 

Unsurlar Sözlüğü) adlı sözlük

1321


 kaleme almıştır. Şipova bu sözlükte Rusçaya giren 

1507 Türkçe kelimenin listesini vermektedir. Vassmer’in Etimologiçeskiy Slovary 



Russkoğo Yazıka (Rus Dilinin Etimolojik Sözlüğü) adlı sözlükte ise Türkçe asıllı 

olduğu belirlenen 1700 kelime yer almaktadır.

1322

 Bu kelimelerin bir bölümünün 



listesine, diğer alanlardaki Altın Orda etkisinin tartışıldığı bölümlerde yer verilmiştir.  

 

 



V.6. Edebiyat 

 

 Moğol istilâsı ve Altın Orda boyunduruğu, Rus edebî eserlerini dolaylı da 



olsa etkilemiştir. Altın Orda dönemi Rus destanlarındaki kahramanlar doğal olarak 

değişmiştir. Örneğin, Kiyev Rusya’sı döneminde destanlarda düşman olarak 

                                                 

1319


 G. Karaağaç, Dil, Tarih ve İnsan, Akçağ Yayınları, Ankara 2002, s. 97-98. 

1320


 Bu araştırmaların listesi için bkz. N. Poppe, Studies of Turkic loan words in Russian, Wiesbaden 

1971.  


1321

 E. N. Şipova, Slovary Türkizmov v Russkom Yazıke, Nauka Yayınları, Alma Ata 1976.  

1322

 Max von Vasmer, Etimologiçeskiy Slovary Russkoğo Yazıka, Almancadan Rusçaya çev. O. N. 



Trubeçev, Progress Yayınları, Moskova 1986.  

 

307


Kıpçaklar gösterilirken,

1323


 Altın Orda döneminde onların yerini Tatarlar almıştır. Bu 

tarihte ortaya çıkan destan ve hikâyelerin temelinde Moğol istilâsı ve Rusların Altın 

Orda’ya karşı verdiği mücadeleler  yer almaktadır. Altın Orda dönemi Rus edebî 

eserlerinin bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır. Bu eserleri içerik bakımdan tasnif 

edecek olursak dört gruba ayırabiliriz:  İlk grubu, Moğol istilâsı döneminde kaleme 

alınan eserler, ikinci grubu Altın Orda hâkimiyeti döneminde Altın Orda-Rus 

birlikleri arasında vuku bulan savaşları konu alan eserler, üçüncü grubu önemli Rus 

knezlerinin hayat hikâyeleri ve dördüncü bölümü Rus din adamlarının hayat 

hikâyeleri oluşturmaktadır.  

 

 



Günümüze kadar ulaşan eserlerden ilk grubu temsil eden ve 1238-1246 yılları 

arasında yazıldığı tahmin edilen Slovo o Pogibeli Russkoy Zemli Posle Smerti 



Velikoğo Knyazya Yaroslava (Büyük Knez Yaroslav’ın Ölümünden Sonra Rus 

Topraklarının Tahribi Hakkında Hikaye) adlı eserde Moğol istilâsı öncesindeki Rus 

knezliklerinin durumu abartılı bir şekilde olumlu anlatılmakta, Moğol istilâsının ise 

Rus topraklarını tahrip ettiği yazılmaktadır.

1324


 XIII. yüzyılın ortalarında kaleme 

alınan  Povesty o Razoreniyi Ryazani Batıyem (Batu’nun Ryazan’ı Tahrip Etmesi 



Hakkında Hikaye) adlı eser ise Batu Han’ın Ryazan üzerine yaptığı seferi ve Ryazan 

halkının Batu Han’a karşı mukavemetini konu etmektedir. Hikâye gerçek olayları 

anlattığı gibi, bir Rus askerinin bin Moğol askerine karşı savaştığı gibi cümleler de 

içermektedir. Yine Batu’nun Ryazan’a saldırmasının asıl nedeni olarak Knez Fedor 

Yuryeviç’in eşi Evpraksiya’yı Batu Han’a vermemesi gösterilmektedir.

1325


 Böylece 

XIII. yüzyılın başlarına kadar Rusların sözlü ve yazılı edebî eserlerinde Ruslar, başta 

Kıpçaklar olmak üzere Türk kavimlerine karşı mücadele verirken, Moğol istilâsının 

başlamasıyla birlikte doğal olarak Kıpçaklar yerini Moğollara devretmişlerdir.  

 

 Moğol istilâsının sona ermesi ve Rus knezliklerinin Altın Orda’nın 



hâkimiyetine girmesiyle birlikte özellikle Rusların galip geldiği Altın Orda-Rus 

                                                 

1323

  Slovo o Polku İgoreve,  Yayına haz. A. K. Yugova, Moskovskiy Raboçiy Yayınevi, Moskova 



1970. 

1324


 Slovo o Pogibeli Russkoy Zemli Posle Smerti Velikoğo Knyazya YaroslavaSbornik Proizvedeniy 

Lİteraturı Drevney Rusi, Yayına haz. Y. K. Begunov, Moskova 1969, s. 326-327.  

1325


  Povesty o Razoreniyi Ryazani Batıyem (Batu’nun Ryazan’ı Tahrip Etmesi Hakkında Hikaye), 

Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIII VekYayına haz. D. S. Lihaçev, Moskova 1981, s. 184-200.  

 

308


muharebeleri de edebî eserlere konu olmaya başlamıştır. Bu eserlerin en önemlisi hiç 

şüphesiz 1380 yılında vuku bulan Kulikovskaya Muharebesi’ni konu alan 



Zadonşina

1326

  adlı hikâyedir. Zadonşina’da Knez Dmitriy Donskoy’un Mamay’ın 

Don Nehri’ne yaklaştığını duyunca büyük ordusunu topladığı, belki de ilk kez birçok 

Rus knezini düşmana karşı örgütlediği, her iki tarafın da büyük kayıplar verdiği, 

ancak sonuçta Rusların galip geldiği, Knez Dmitriy Donskoy’un verdiği kayıplar için 

çok üzüldüğü anlatılmaktadır.

1327

  Yine Tatarların Tver Knezliği’ndeki baskıları ve 



Tverlilerin ayaklanmaları (1327) sadece kroniklerde

1328


 anlatılmamış, tarihî 

hikâyelere de konu olmuştur. Nitekim Tver ayaklanmasının bastırılmasında önemli 

rol oynayan Özbek Han’ın yeğeni Şevkal ile iligli Ruslar Povesty o Şevkale (Şevkal 

hakkında Hikaye) adlı tarihî hikâye kaleme almışlardır.

1329


  

 

 Aynı dönemde Altın Orda hanlarına ya da başka yabancı düşmana karşı 



başarı elde eden knezlerin hayatları ve başarıları da Rus edebî eserlerin konusu 

olmuştur. Nitekim Povesty o Jitiyi i o Hrabrosti Blagovernoğo i Velikoğo Knyazya 



Aleksandra (Hayırsever Büyük Knez Aleksandr’ın Hayatı ve Cesareti Hakkında 

Hikaye)

1330

  ve Slovo o Jitiyi i o Prestavleniyi Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça, 

Çarya Russkoğo (Rus Çarı Büyük Knez Dmitriy İvanoviç’in Hayatı ve Ölümü 

Hakkında Türkü)

1331


 adlı retorik eserler bu bağlamda iyi birer örnek teşkil 

etmektedirler. Aleksandr Nevskiy’in edebî eserlere konu olmasının nedeni Aleksandr 

Nevskiy’in izlediği siyaset ve Moğollarla yaptığı  işbirliği sayesinde Batı’dan gelen 

tehlikelere son vermesi ve Moğolların Rus topraklarına yapacakları seferleri 

engellemesidir.

1332


 Dmitriy Donskoy ise Kulikovskaya Muharebesi’nde Altın Orda 

                                                 

1326

 Zadonşina, Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIV-Seredina XV Veka, Günümüz Rusçasına çev. 



L. A. Dmitriyev, Moskova 1981, s. 96-111. 

1327


 Zadonşina, Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIV-Seredina XV Veka, s. 96-111.  

1328


 PSRL, VI, Tverskaya Letopisy, s. 417-418.  

1329


 Povesty o Şevkaleİstoriya Russkoy Literaturı, II, Moskova-Leningrad 1946, s. 103-106.  

1330


  Povesty o Jitiyi i o Hrabrosti Blagovernoğo i Velikoğo Knyazya Aleksandra, Yayına haz. V. İ. 

Ohotnikova, Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIII Vek, Moskova 1981, s. 426-439. Bu eser 

hakkında bkz. III.4.2.  

1331


  Slovo o Jitiyi i o Prestavleniyi Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça, Çarya Russkoğo,

 

İnstitut 



Russkoy Literaturı AN SSSR: Trudı Otdela Drevne-Russkoy Literaturı, V, ed. V. P. Adrianova-Perets, 

Moskova-Leningrad 1947, s. 73-96.

 

Bu eser hakkında bkz. III.4.2.



 

 

1332



 Bu konu için bkz. I.3.2. 

 

309


emirini mağlup ederek Altın Orda’nın da yenilebileceğini göstermiş ve Rus 

knezlerinin Moskova etrafında birleşmesinde önemli rol oynamıştır.

1333

  

 



 Knezlerin 

yanı  sıra ileri gelen din adamlarının hayat hikâyeleri de edebî 

eserlere konu olmuştur. Bu bağlamda  Jitiye Sergiya Radonejskoğo (Sergiy 

Radonejskiy’in Hayatı) adlı eser ön plana çıkmaktadır. Sergiy Radonejskiy,  

Kulikovo dönemi önemli Rus din adamlarından biridir. Dmitriy Donskoy, 

Kulikovskaya Muharebesi öncesinde Sergiy’in duasını almış ve muharebe sonrasında 

Sergiy’i bir kez daha ziyaret ederek kendisine lütufta bulunmuştur.

1334

 Üçüncü 


bölümde de anlattığımız gibi, özellikle Rus din adamları knez ve din adamlarının 

hayat hikâyelerini kullanarak halkı Altın Orda’ya karşı örgütlemeye 

çalışmışlardır.

1335


 Nitekim bu dönemde kaleme alınan hikâyelerin temelinde Altın 

Orda birlikleri ile mücadele veya knez ve din adamlarının hayatları yatsa da, 

hikâyelerin ortak özelliği; vatan savunmasının konu edilmesidir. Moğol istilâsı ve 

Altın Orda öncesinde kaleme alınan hikâyelerde savaşların nedeni, daha çok knez ve 

knezlerin namusunun korunması  şeklinde açıklansa da, Altın Orda dönemindeki 

eserlerde Rus topraklarının uğruna savaşıldığı yazılmaktadır.

1336

    İşin ilginç tarafı, 



her ne kadar Altın Orda döneminde Rus kilisesi, tarihinin en rahat dönemini geçirse 

de, bu tarihlere ait eserlerde Moğol istilâsı öncesinden farklı olarak Rus kilisesi ve 

Hristiyanların korunması için halkın birlik oluşturması gerektiği vurgusu yapılmaya 

başlanmıştır. Yukarıda ele aldığımız  Slovo o Jitiyi i o Prestavleniyi Velikoğo 



Knyazya Dmitriya İvanoviça, Çarya Russkoğo  adlı eserde Hristiyan dininin 

korunması ve din uğruna savaşılması gerektiği yazılmaktadır.

1337

  Bu hususu da 



Özbek Han’ın İslamiyet’i resmî olarak kabul etmesinden sonra Rusların Altın Orda-

                                                 

1333

 Bu konu için bkz. III.2.7.  



1334

 Jitiye Sergiya Radonejskoğo, Hrestomatiya po İstoriyi Rossiyi, I, S Drevneyşih Vremen do XVII 



Veka, ed. İ. L. Babiç-V. N. Zaharov-İ. N. Ukolova, Moskova 1994, s. 139-146.  

1335


 Bkz. III.4.2.  

1336


 Örneğin Zadonşina adlı eserde “Rus toprakları için” şeklindeki vatansever cümle sekiz kez 

geçmektedir. Bkz.  Zadonşina, Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIV-Seredina XV Veka, s. 96-111. 

Ayrıca Rus edebî eserlerindeki vatanseverlik hakkında bkz. A. A. Gorskiy, “Predstavleniya o Zaşite 

Oteçestva v Srednevekovoy Rusi (XI-XV Veka)”, Mirovospriyatiye i Samosoznaniye Russkoğo 



Obşestva (XI-XX veka), RAN Yayınları, Moskova 1994, s. 6-15; M. M. Krom, “K Voprosu o Vremeni 

Zarojdeniya İdei Patriotizma v Rossiyi”, Mirovospriyatiye i Samosoznaniye Russkoğo Obşestva (XI-



XX veka), RAN Yayınları, Moskova 1994, s. 16-30.  

1337


 Slovo o Jitiyi i o Prestavleniyi Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça, Çarya Russkoğo, s. 73-96.  

 

310


Rus mücadelesine din faktörünü katmaya başlamalarıyla izah etmek mümkündür. 

Yine Litvanya Knezliği’nin Katolikliği kabul etmesi ve Katoliklerin Ruslar için 

tehlike arz etmeleri de Altın Orda dönemindeki Rus edebî  eserlerinde dinin 

korunması gerektiğine dair satırların artmasına neden olmuştur.

1338

 Netice itibarıyla 



yukarıda yer verdiğimiz dönemin edebî eserleri Altın Orda’nın dolaylı etkisi 

sayesinde ortaya çıkmış ve doğal olarak da içerik bakımından Altın Orda ile ilgili 

olmuştur. Altın Orda döneminden günümüze çok az edebî eser ulaştığı için, Altın 

Orda edebiyatının Rus edebiyatı üzerinde doğrudan etki yapıp yapmadığını tespit 

etmek mümkün değildir. Sonuç olarak Altın Orda’nın Rus edebiyatının gelişmesini 

engellemediğini, tam tersine zenginleştirdiğini söyleyebiliriz. Aynı  şeyi Rus 

kronikleri için de söylemek mümkün.  

 

 Altın Orda tarihini tek taraflı ele alan tarihçiler, Altın Orda döneminde Rus 

kronik yazıcılığının da zayıfladığını ileri sürmektedirler.

1339


 Ancak kroniklerin daha 

çok manastırlarda kaleme alındığını ve Altın Orda döneminde hiçbir dinî müesseseye 

dokunulmadığını, hatta tam tersine imtiyazlar tanındığını göz önünde bulundurursak, 

kronik yazıcılığının zayıfladığını ileri sürmek gerçekçi olmayacaktır. Ayrıca kronik 

yazımı konusunu çalışan tarihçiler de Altın Orda döneminde kronikçiliğin 

zayıflamadığı yönünde görüş bildirmektedirler. Rus tarihçisi M. Priselkov, Batu 

Han’ın seferleri neticesinde Vladimir’in tahrip olduğunu ve bunun üzerine bütün 

kroniklerin Rostov’da toplandığını yazmıştır.

1340

 Nitekim Rus kroniklerinin en 



önemlileri olan Lavrentyevskaya Letopisy (1377),  Ermolisnkaya Letopisy (XV. 

yüzyılın ikinci yarısında), İpatyevskaya Letopisy (XIII. yüzyılın sonu), Tipografskaya 



Letopisy  (XV. yüzyılın sonu), Tverskaya Letopisy gibi kronikler Altın Orda 

döneminde kaleme alınmıştır.

1341

 Altın Orda öncesinde kaleme alınan edebî eserler 



de bu kroniklerin içerisine dâhil edilerek, günümüze kadar ulaşmıştır.  

 

 Altın Orda dönemindeki Rus kroniklerinin sadece içeriği değişmiştir. Ancak 



bu değişiklik doğal sürecin bir parçasıdır. Altın Orda dönemi Rus kronikçileri kendi 

                                                 

1338

 A. A. Gorskiy, “Predstavleniya o Zaşite Oteçestva v Srednevekovoy Rusi (XI-XV Veka)”, s. 11.  



1339

 V. Kargalov, Rusy i Koçevniki, s. 184.  

1340

 M. D. Priselkov, İstoriya Russkoğo Letopisaniya, RAN Yayınları, Moskova 1940, s. 91-93.  



1341

 Bu kronikleri hakkında bkz. Kaynak Tanıtmı bölümü.  



 

311


dönemlerindeki olaylara ağırlık vermişlerdir. O dönemde Rusları en fazla 

ilgilendiren konu, Ordalıların seferleri, knezlerin Saray’a seyahatleri, hanların kilise 

ve manastırları vergiden muaf tutmaları olduğu için, kroniklerin içeriğini bu tür 

konular teşkil etmiştir. Ancak, Kargalov ve Lihaçöv gibi tarihçiler, bu hususu 

işgalcilerin etkisi altında kronikçiliğin “zayıflaması” ile bağdaştırmaktadırlar.

1342


 

Halbuki, Ruslar Altın Orda döneminde hem Batı, hem de Doğu ülkelerdeki 

gelişmelerden de haberdar olmuş ve bu gelişmeleri de kroniklere kaydetmişlerdir. 

Örneğin kroniklerde Rus knezliklerindeki olayların yanı  sıra, Altın Orda’daki taht 

mücadeleleri ile diğer gelişmeler

1343


 ve Türklerin İstanbul’u fethi

1344


 gibi olaylar da 

ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Sonuç itibarıyla Altın Orda döneminde gerek esebî 

eserlerin gerekse de kroniklerin sayısı Rus tarihçilerinin ileri sürdüğünün aksine 

artmış, içerik bakımından ise doğal olarak Altın Orda ile ilgili bilgilerle donatılmıştır.  

 

 

 



V.7. Gelenekler 

 

V.7.1. Harem Kültürü 

 

 XV-XVI. 

yüzyıllarda Rusya’da soylu kadınların evlerine kapandıkları ve 

yabancı erkeklere gözükmedikleri bilinmektedir. Avusturyalı diplomat Herberstein, 

kadınların evlere kapalı halde yaşadıkları, tek başlarına dışarı  çıkmamaları için 

yakından takip edildiklerini yazmaktadır.

1345

 Rus tarihçisi A. Rihter’a göre, Rus 



soylu kadınları bu yüzden kiliseye gitmemiş ve sarayda çeşitli işlerle uğraşmışlardır. 

Rihter, Rus soylu kızlarının kendilerini yabancı erkeklerin gördüğü halde, 

namuslarının kirlendiğini düşündüklerini yazmaktadır.

1346


 Yine 1498 yılında Roma 

İmparatoru III. Fridrih’in elçisi Rus Sarayı’na geldiğinde Knez’in kızını imparatorun 

                                                 

1342


 V. Kargalov, Rusy i Koçevniki, s. 185; D. S. Lihaçöv, Russkiye Letopisi i İh Kulyturno-

İstoriçeskoye Znaçeniye, Moskova-Leningrad 1947, s. 280-281.  

1343


 PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 24-25.  

1344


 Rus kronikleri, İstanbul’un Türkler tarafından fethi konusuna geniş yer vermişlerdir. Örneğin bkz. 

PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 171-195.  

1345


 S.  von Herbersteyn, Notes upon RussiaI, s. 93-94.  

1346


 A. Rihter, İzsledovaniya o Vliyaniyi Mongolo-Tatar na Rossiyu, s. 338.  

 

312


akrabalarından biri için istemiş ve kızla görüşmek istediğini dile getirmiştir. Ancak 

elçinin bu talebi reddedilmiştir.

1347

 Rus kadınları gezmeye çıktıklarında da kapalı 



arabalara biniyor ve böylece yabancıların gözlerinden uzak kalmayı başarıyorlardı. 

Rus kadınlarının evlere kapanma geleneğinde Altın Orda’nın etkisi olup olmadığı 

konusu ise tartışmalıdır.  

 

 



Dorothy Atkinson, kadınların eve kapatılması adetinin Ruslar arasında Moğol 

istilâsıyla birlikte başladığını ileri sürmektedir. Atkinson’a göre, Ruslar kadınlarını 

Moğollardan korumak amacıyla onları evlerinin bir odalarına kapatmış ve bu gelenek 

daha sonra da devam etmiştir.

1348

 Ancak yüzlerce şehri çok kısa bir sürede ele 



geçiren Moğollardan, kadınları evin odasında saklamak hiç mantıklı 

görülmemektedir. Rus tarihçisi Belinskiy ise Rus kadınlarının Altın Orda etkisiyle 

evlere kapandıklarını ve bu uygulamanın Altın Orda’dan kalan diğer “cehaletliklerle” 

birlikte ancak Çar Petro döneminde kaldırıldığını yazmaktadır.

1349

 Bir başka tarihçi 



Halperin, Rus elit kadınları arasında eve kapanma adetinin XVI. yüzyıldan itibaren 

mevcut olduğunu, ancak bunun Moskova’ya has bir adet olduğunu ileri 

sürmektedir.

1350


 Donald Ostrogorski ise bu geleneğin Moskova’ya Bizans’tan 

geldiğini tahmin etmektedir.

1351

 Rus kadınlarının ancak XVI. yüzyılda odalarına 



kapanmaya başladıklarını ve Bizans’ın daha 1453 yılında tarih sahnesinden 

kaybolduğunu göz önünde bulundurursak, Ostrogorskiy’in görüşü de mantıklı 

görülmemektedir.  

 

 Altın Orda’nın bu alanda da etkisi olup olmadığı konusu ile ilgili kendi 



görüşümüzü belirtmeden önce Altın Orda’da kadınların oynadığı role kısaca 

bakmakta fayda vardır. Altın Orda’da ve genel olarak Türkler ve Moğollarda kadının 

gerek siyasette, gerekse günlük hayatta önemli rol oynadığı  bilinmektedir.

1352


 

Avrupalı seyyahlar da Altın Orda’da kadının toplum içindeki yeri ve görevleri 

                                                 

1347


 A. Rihter, İzsledovaniya o Vliyaniyi Mongolo-Tatar na Rossiyu, s. 339. 

1348


 D. Ostrowski, Muscovy and the Mongols, s. 68. 

1349


 D. Ostrowski, Muscovy and the Mongols, s. 67.  

1350


 Ch. Halperin, Russia and The Golden Horde, s. 116. 

1351


 D. Ostrowski, Muscovy and the Mongols, s. 81-84.  

1352


 Moğol toplumunda kadının rolü hakkında V. Grigoryev geniş bilgi vermektedir. Bkz. V. 

Grigoryev, O Dostovernosti Yarlıkov, Dannıh Hanami Zolotoy Ordı Russkomu Duhovenstvu, s. 65-70.  



 

313


konusunda genişçe bilgi vermektedirler. Örneğin, Carpini’nin seyahatnamesinde 

“Genç kızlar ve kadınlar tıpkı erkekler gibi ata biniyor ve dörtnala at 

koşturuyorlardı. Onların yay ve ok taşıdıklarını bile görmüştük. Kadınlar da erkekler 

gibi at üstündeki uzun yolculuklara katlanabiliyorlardı. Üzengileri çok kısaydı. 

Atlarına kendileri bakıyorlardı. Aslında sahip oldukları her şeye gözleri gibi 

bakıyorlardı. Kadınlar deri ile yapılabilecek her şeyi yapıyorlardı: kumaşlar, 

tunikler, ayakkabılar, tozluklar. Onlar atlı yük arabalarını sürüyor ve bakımlarını 

yapıyorlardı. Develeri onlar yüklüyor ve her işte her zaman enerjik ve çeviktiler. 

Hepsi silah kuşanmıştı ve bazıları erkekler gibi silah kullanabiliyordu..”

1353

  

şeklinde satırlar yer almaktadır. 



 

 

Her ne kadar harem kültürü, daha çok elit kadınlar arasında yaygın olsa da, 



Moğol elit kadınlarının da evlere kapandığına dair elimizde bilgiler yoktur. Hatta tam 

tersine Cengiz Han’ın kararlar aldığı zaman ilk önce eşi Börte’ye ve annesi Hoelun’a 

danıştığı bilinmektedir.

1354


 Yine Ögedey Han’ın eşi Töregene Hatun’un, Güyük 

Han’ın eşi Ogul-Qaymış’ın, Tuluy’un eşi Sorqoqtani Beki’nin yeni hanın 

seçilmesine kadar ülkeyi yönettikleri bilinmektedir.

1355


 Bu gelenek Altın Orda 

Devleti’nde de devam etmiştir. Arap tarihçisi el-Ömerî’nin “Kadının rolü 

Moğollarda o kadar büyüktü ki, dünyada bunun başka bir örneği yoktur” şeklindeki 

cümlesi bu durumu iyi bir şekilde yansıtmaktadır.

1356

 Özbek Han’ın eşi Taydula’nın, 



mitropolitlere yarlıklar verdiğini ve Papa ile bizzat yazıştığını göz önünde 

bulundurursak,

1357

 Altın Orda’da da kadının çok önemli rol oynadığı sonucuna 



varırız. Bununla birlikte her ne kadar Altın Orda’da kadınların evlerine kapandıkları 

ve yabancı erkeklere görünmediklerine dair elimizde bilgi olmasa da, İslamiyet’in 

kabulüyle birlikte bir taraftan Hârezm’in, diğer taraftan da Mısır’ın dinî etkisi altında 

kalan Altın Orda’da  da özellikle saray kadınları için harem kültürünün ortaya 

çıkması,  kuvvetle muhtemeldir. Diğer taraftan harem geleneği ve kadınların 

örtünmelerini olumsuz bir husus olarak da ele almamak gerekmektedir ki, dönemin 

                                                 

1353


 Carpini, İstoriya Mongolov, İmenuemıh Nami Tatarami, İstoriya Mongolov, s. 256. 

 

1354



 Manghol-un Niuça Tobça’an (Moğolların Gizli Tarihi), s. 54. 

1355


 D. Ostrowski, Muscovy and the Mongols, s. 65.  

1356


 El-Ömeri, Mesâliku’l-ebsâr fi memâliku’l-emsâr, Tiesenhausen, I, s. 363.  

1357


 A. P. Grigoryev, Sbornik Hanskih Yarlıkov Russkim Mitropolitam, s. 45-46.  

 

314


şartlarına bakıldığında bu adetin ancak iffetli ve saygı gören kadınlar için bir 

uygulama olduğu görülmektedir.  Nitekim  İslam dünyasında ortaçağda, bu tür 

adetler bir statü ve soyluluk ifadesi olarak kabul ediliyordu. Kadınların eşleri  ve 

babaları için bu tür uygulamalar aynı zamanda zenginliklerinin bir göstergesiydi.   

 

 Altın Orda’da da bu geleneğin olduğunu varsayarak ve Ruslar arasında da bu 



geleneğin özellikle XVI. yüzyılda görünmeye başladığını göz önünde 

bulundurarak,

1358

 Rusların harem kültürünü de Altın Orda’dan benimsediklerini 



tahmin etmek mümkündür. Nitekim özellikle Altın Orda’nın zayıflamaya başladığı 

bir dönemde çok sayıda Tatar ileri gelenleri, eşleri ve aileleri ile birlikte Rus 

topraklarına göç etmiştir.

1359


 Rus knezlikleri, bu Tatar ailelerine çok iyi davranmış ve 

bunlar soylu sınıfın ileri gelen temsilcileri haline gelmiştir. Bunların eşlerinin de 

örtündüklerini, odalara kapandıklarını tahmin ederek ve Rusların kendilerini de 

“soylu” hissetmeleri için birçok alanda Tatarları taklit ettiklerini, hatta Tatar 

isimlerini benimsediklerini bildiğimizden, Rus zenginlerinin eşlerinin de Tatar 

kadınlarını taklit etmeye başladıklarını söyleyebiliriz. Yine Altın Orda hanlarının ve 

ileri gelen devlet adamlarının kızlarının Rus knezleriyle evlendikleri 

bilinmektedir.

1360

 Bu kızlar, Rus sarayına geldiklerinde hiç şüphesiz kendi adet ve 



geleneklerini devam ettirmişlerdir. Dolayısıyla örtünme ve harem tipi müessesenin 

Rus sarayında da ortaya çıkması, Altın Orda faktörüyle izah edilebilir.  

 


Download 3.07 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   39




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling