T. C. MİMar sinan güzel sanatlar üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih anabiLİm dali ortaçAĞ tariHİ programi
Download 3.07 Mb. Pdf ko'rish
|
V.5. Dil Tatarların Rus diplomasisinde önemli rol oynamaları ve Rusların özellikle Doğu ülkeleriyle ilişkilerinde Tatarca’yı ikinci resmî dil olarak kullanmaları, diplomasi alanında olduğu gibi dil alanında da Rusların Altın Orda’dan etkilenmelerine neden olmuştur. 1316
Altın Orda’nın Rusya üzerinde, gerek siyasî ve dinî gerekse de teşkilat ve sosyo-kültürel alanlarda etkisinin büyük olması nedeniyle, Rusçaya çok sayıda Türkçe, Moğolca ve yine Altın Orda vasıtasıyla Farsça ve Arapça kelime girmiştir. 1317 Altın Orda öncesinde ve sonrasında da Rusların Türk halklarıyla yan yana yaşamaları, hangi kelimelerin hangi dönemde Rusçaya girdiği tespitini zorlaştırmaktadır. 1318 Ancak Altın Orda’nın Rus knezlikleri üzerindeki etkisinin özellikle yönetim, ticaret, ekonomik gibi alanlarda olması, Rusçada bu
1314 M. A. Usmanov, “O Dokumentah Russko-Vostoçnoy Perepiski na Türkskih Yazıkah v XV-XVIII Vekah i İh İstoçnikovedçeskom Znaçeniyi”, s. 130. 1315
N. İ. Veselovskiy, “Tatarskoye Vliyaniye na Posolyskiy Tseremonial v Moskovskiy Period Russkoy İstoriyi”, s. 1. 1316 N. M. Mirhanov, “Edinstvo v Mnogoobraziyi: Turko-Tatarı Etniçeskoye Bogatstvo Rossiyskoy Federatsiyi”, Turkskiy Mir, I, Moskova 2004, s. 37-42. 1317
Rusça’daki Türkçe, Moğolca, Arapça ve Farsça kelimeler için bkz. Slovary İnostrannıh Slov, Yayına haz. İ. V. Löhin-F. N. Petrov, Gosudarstvennoye İzdatelystvo İnostrannıh i Natsionalynıh Slovarey, Moskova 1954. 1318
İ. G. Dobrodomov, “Voprosı Hronologiyi Türkskih Zaimstvovaniy v Slavyanskih Yazıkah”, Sovetskaya Türkologiya, S. 6, Bakü 1976, s. 24-37. 306
alandaki Türkçe ve Moğolca kelimelerin, Altın Orda döneminde Rusçaya girdiğine işaret ettiğini söyleyebiliriz. Nitekim, birçok kavmin aynı siyasî ve coğrafî birlik içinde yaşadıkları yer ve zamanlarda, işgal edilenin (ya da yönetilenin) temsil ettiği
altında kalmıştır. Prof. Dr. Günay Karaağaç’ın yazdığı gibi, alt katman dili, üst katman diline ancak bilgi alıntıları verebilirken, üst katman dili, alt katman diline hem bilgi hem özenti alıntıları sokmaktadır. 1319 Bilgi alıntıları, kültürle ilgili alıntı kelimeler olup, bir milletin diğerine neler öğrettiğini gösterirken, kelime almak da büyük oranda daha yüksek seviyeli dilden daha aşağı seviyeli dile doğru gerçekleşmektedir. Altın Orda-Rus knezlikleri ilişkisinde Altın Orda üst katman, Rus knezlikleri ise alt katmandı. Nitekim yukarıda da belirttiğimiz gibi, Altın Orda Devleti birçok alanda Rus knezliklerini etkilemesi nedeniyle Türkçe ve Moğolca kökenli çok sayıda kelime Rusçaya girmiştir.
Rusçadaki Türkçe kelimeler birçok araştırmaya konu olmuştur. 1320 Hatta Rus dilci E. N. Şipova, Slovary Türkizmov v Russkom Yazıke (Rusça’daki Türkçe
1321
kaleme almıştır. Şipova bu sözlükte Rusçaya giren 1507 Türkçe kelimenin listesini vermektedir. Vassmer’in Etimologiçeskiy Slovary Russkoğo Yazıka (Rus Dilinin Etimolojik Sözlüğü) adlı sözlükte ise Türkçe asıllı olduğu belirlenen 1700 kelime yer almaktadır. 1322 Bu kelimelerin bir bölümünün listesine, diğer alanlardaki Altın Orda etkisinin tartışıldığı bölümlerde yer verilmiştir.
V.6. Edebiyat
Moğol istilâsı ve Altın Orda boyunduruğu, Rus edebî eserlerini dolaylı da olsa etkilemiştir. Altın Orda dönemi Rus destanlarındaki kahramanlar doğal olarak değişmiştir. Örneğin, Kiyev Rusya’sı döneminde destanlarda düşman olarak
1319
G. Karaağaç, Dil, Tarih ve İnsan, Akçağ Yayınları, Ankara 2002, s. 97-98. 1320
Bu araştırmaların listesi için bkz. N. Poppe, Studies of Turkic loan words in Russian, Wiesbaden 1971.
1321 E. N. Şipova, Slovary Türkizmov v Russkom Yazıke, Nauka Yayınları, Alma Ata 1976. 1322 Max von Vasmer, Etimologiçeskiy Slovary Russkoğo Yazıka, Almancadan Rusçaya çev. O. N. Trubeçev, Progress Yayınları, Moskova 1986. 307
Kıpçaklar gösterilirken, 1323
Altın Orda döneminde onların yerini Tatarlar almıştır. Bu tarihte ortaya çıkan destan ve hikâyelerin temelinde Moğol istilâsı ve Rusların Altın Orda’ya karşı verdiği mücadeleler yer almaktadır. Altın Orda dönemi Rus edebî eserlerinin bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır. Bu eserleri içerik bakımdan tasnif edecek olursak dört gruba ayırabiliriz: İlk grubu, Moğol istilâsı döneminde kaleme alınan eserler, ikinci grubu Altın Orda hâkimiyeti döneminde Altın Orda-Rus birlikleri arasında vuku bulan savaşları konu alan eserler, üçüncü grubu önemli Rus knezlerinin hayat hikâyeleri ve dördüncü bölümü Rus din adamlarının hayat hikâyeleri oluşturmaktadır.
Günümüze kadar ulaşan eserlerden ilk grubu temsil eden ve 1238-1246 yılları arasında yazıldığı tahmin edilen Slovo o Pogibeli Russkoy Zemli Posle Smerti Velikoğo Knyazya Yaroslava (Büyük Knez Yaroslav’ın Ölümünden Sonra Rus Topraklarının Tahribi Hakkında Hikaye) adlı eserde Moğol istilâsı öncesindeki Rus knezliklerinin durumu abartılı bir şekilde olumlu anlatılmakta, Moğol istilâsının ise Rus topraklarını tahrip ettiği yazılmaktadır. 1324
XIII. yüzyılın ortalarında kaleme alınan Povesty o Razoreniyi Ryazani Batıyem (Batu’nun Ryazan’ı Tahrip Etmesi Hakkında Hikaye) adlı eser ise Batu Han’ın Ryazan üzerine yaptığı seferi ve Ryazan halkının Batu Han’a karşı mukavemetini konu etmektedir. Hikâye gerçek olayları anlattığı gibi, bir Rus askerinin bin Moğol askerine karşı savaştığı gibi cümleler de içermektedir. Yine Batu’nun Ryazan’a saldırmasının asıl nedeni olarak Knez Fedor Yuryeviç’in eşi Evpraksiya’yı Batu Han’a vermemesi gösterilmektedir. 1325
Böylece XIII. yüzyılın başlarına kadar Rusların sözlü ve yazılı edebî eserlerinde Ruslar, başta Kıpçaklar olmak üzere Türk kavimlerine karşı mücadele verirken, Moğol istilâsının başlamasıyla birlikte doğal olarak Kıpçaklar yerini Moğollara devretmişlerdir.
Moğol istilâsının sona ermesi ve Rus knezliklerinin Altın Orda’nın hâkimiyetine girmesiyle birlikte özellikle Rusların galip geldiği Altın Orda-Rus
1323 Slovo o Polku İgoreve, Yayına haz. A. K. Yugova, Moskovskiy Raboçiy Yayınevi, Moskova 1970. 1324
Slovo o Pogibeli Russkoy Zemli Posle Smerti Velikoğo Knyazya Yaroslava, Sbornik Proizvedeniy Lİteraturı Drevney Rusi, Yayına haz. Y. K. Begunov, Moskova 1969, s. 326-327. 1325
Povesty o Razoreniyi Ryazani Batıyem (Batu’nun Ryazan’ı Tahrip Etmesi Hakkında Hikaye), Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIII Vek, Yayına haz. D. S. Lihaçev, Moskova 1981, s. 184-200. 308
muharebeleri de edebî eserlere konu olmaya başlamıştır. Bu eserlerin en önemlisi hiç şüphesiz 1380 yılında vuku bulan Kulikovskaya Muharebesi’ni konu alan Zadonşina 1326 adlı hikâyedir. Zadonşina’da Knez Dmitriy Donskoy’un Mamay’ın Don Nehri’ne yaklaştığını duyunca büyük ordusunu topladığı, belki de ilk kez birçok Rus knezini düşmana karşı örgütlediği, her iki tarafın da büyük kayıplar verdiği, ancak sonuçta Rusların galip geldiği, Knez Dmitriy Donskoy’un verdiği kayıplar için çok üzüldüğü anlatılmaktadır. 1327 Yine Tatarların Tver Knezliği’ndeki baskıları ve Tverlilerin ayaklanmaları (1327) sadece kroniklerde 1328
anlatılmamış, tarihî hikâyelere de konu olmuştur. Nitekim Tver ayaklanmasının bastırılmasında önemli rol oynayan Özbek Han’ın yeğeni Şevkal ile iligli Ruslar Povesty o Şevkale (Şevkal
1329
Aynı dönemde Altın Orda hanlarına ya da başka yabancı düşmana karşı başarı elde eden knezlerin hayatları ve başarıları da Rus edebî eserlerin konusu olmuştur. Nitekim Povesty o Jitiyi i o Hrabrosti Blagovernoğo i Velikoğo Knyazya Aleksandra (Hayırsever Büyük Knez Aleksandr’ın Hayatı ve Cesareti Hakkında Hikaye) 1330 ve Slovo o Jitiyi i o Prestavleniyi Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça, Çarya Russkoğo (Rus Çarı Büyük Knez Dmitriy İvanoviç’in Hayatı ve Ölümü Hakkında Türkü) 1331
adlı retorik eserler bu bağlamda iyi birer örnek teşkil etmektedirler. Aleksandr Nevskiy’in edebî eserlere konu olmasının nedeni Aleksandr Nevskiy’in izlediği siyaset ve Moğollarla yaptığı işbirliği sayesinde Batı’dan gelen tehlikelere son vermesi ve Moğolların Rus topraklarına yapacakları seferleri engellemesidir. 1332
Dmitriy Donskoy ise Kulikovskaya Muharebesi’nde Altın Orda
1326 Zadonşina, Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIV-Seredina XV Veka, Günümüz Rusçasına çev. L. A. Dmitriyev, Moskova 1981, s. 96-111. 1327
Zadonşina, Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIV-Seredina XV Veka, s. 96-111. 1328
PSRL, VI, Tverskaya Letopisy, s. 417-418. 1329
Povesty o Şevkale, İstoriya Russkoy Literaturı, II, Moskova-Leningrad 1946, s. 103-106. 1330
Povesty o Jitiyi i o Hrabrosti Blagovernoğo i Velikoğo Knyazya Aleksandra, Yayına haz. V. İ. Ohotnikova, Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIII Vek, Moskova 1981, s. 426-439. Bu eser hakkında bkz. III.4.2. 1331
Slovo o Jitiyi i o Prestavleniyi Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça, Çarya Russkoğo,
Russkoy Literaturı AN SSSR: Trudı Otdela Drevne-Russkoy Literaturı, V, ed. V. P. Adrianova-Perets, Moskova-Leningrad 1947, s. 73-96.
Bu eser hakkında bkz. III.4.2.
1332 Bu konu için bkz. I.3.2. 309
emirini mağlup ederek Altın Orda’nın da yenilebileceğini göstermiş ve Rus knezlerinin Moskova etrafında birleşmesinde önemli rol oynamıştır. 1333
Knezlerin yanı sıra ileri gelen din adamlarının hayat hikâyeleri de edebî eserlere konu olmuştur. Bu bağlamda Jitiye Sergiya Radonejskoğo (Sergiy
Kulikovo dönemi önemli Rus din adamlarından biridir. Dmitriy Donskoy, Kulikovskaya Muharebesi öncesinde Sergiy’in duasını almış ve muharebe sonrasında Sergiy’i bir kez daha ziyaret ederek kendisine lütufta bulunmuştur. 1334 Üçüncü
bölümde de anlattığımız gibi, özellikle Rus din adamları knez ve din adamlarının hayat hikâyelerini kullanarak halkı Altın Orda’ya karşı örgütlemeye çalışmışlardır. 1335
Nitekim bu dönemde kaleme alınan hikâyelerin temelinde Altın Orda birlikleri ile mücadele veya knez ve din adamlarının hayatları yatsa da, hikâyelerin ortak özelliği; vatan savunmasının konu edilmesidir. Moğol istilâsı ve Altın Orda öncesinde kaleme alınan hikâyelerde savaşların nedeni, daha çok knez ve knezlerin namusunun korunması şeklinde açıklansa da, Altın Orda dönemindeki eserlerde Rus topraklarının uğruna savaşıldığı yazılmaktadır. 1336 İşin ilginç tarafı, her ne kadar Altın Orda döneminde Rus kilisesi, tarihinin en rahat dönemini geçirse de, bu tarihlere ait eserlerde Moğol istilâsı öncesinden farklı olarak Rus kilisesi ve Hristiyanların korunması için halkın birlik oluşturması gerektiği vurgusu yapılmaya başlanmıştır. Yukarıda ele aldığımız Slovo o Jitiyi i o Prestavleniyi Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça, Çarya Russkoğo adlı eserde Hristiyan dininin korunması ve din uğruna savaşılması gerektiği yazılmaktadır. 1337 Bu hususu da Özbek Han’ın İslamiyet’i resmî olarak kabul etmesinden sonra Rusların Altın Orda-
1333 Bu konu için bkz. III.2.7. 1334 Jitiye Sergiya Radonejskoğo, Hrestomatiya po İstoriyi Rossiyi, I, S Drevneyşih Vremen do XVII Veka, ed. İ. L. Babiç-V. N. Zaharov-İ. N. Ukolova, Moskova 1994, s. 139-146. 1335
Bkz. III.4.2. 1336
Örneğin Zadonşina adlı eserde “Rus toprakları için” şeklindeki vatansever cümle sekiz kez geçmektedir. Bkz. Zadonşina, Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIV-Seredina XV Veka, s. 96-111. Ayrıca Rus edebî eserlerindeki vatanseverlik hakkında bkz. A. A. Gorskiy, “Predstavleniya o Zaşite Oteçestva v Srednevekovoy Rusi (XI-XV Veka)”, Mirovospriyatiye i Samosoznaniye Russkoğo Obşestva (XI-XX veka), RAN Yayınları, Moskova 1994, s. 6-15; M. M. Krom, “K Voprosu o Vremeni Zarojdeniya İdei Patriotizma v Rossiyi”, Mirovospriyatiye i Samosoznaniye Russkoğo Obşestva (XI- XX veka), RAN Yayınları, Moskova 1994, s. 16-30. 1337
Slovo o Jitiyi i o Prestavleniyi Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça, Çarya Russkoğo, s. 73-96. 310
Rus mücadelesine din faktörünü katmaya başlamalarıyla izah etmek mümkündür. Yine Litvanya Knezliği’nin Katolikliği kabul etmesi ve Katoliklerin Ruslar için tehlike arz etmeleri de Altın Orda dönemindeki Rus edebî eserlerinde dinin korunması gerektiğine dair satırların artmasına neden olmuştur. 1338 Netice itibarıyla yukarıda yer verdiğimiz dönemin edebî eserleri Altın Orda’nın dolaylı etkisi sayesinde ortaya çıkmış ve doğal olarak da içerik bakımından Altın Orda ile ilgili olmuştur. Altın Orda döneminden günümüze çok az edebî eser ulaştığı için, Altın Orda edebiyatının Rus edebiyatı üzerinde doğrudan etki yapıp yapmadığını tespit etmek mümkün değildir. Sonuç olarak Altın Orda’nın Rus edebiyatının gelişmesini engellemediğini, tam tersine zenginleştirdiğini söyleyebiliriz. Aynı şeyi Rus kronikleri için de söylemek mümkün.
Altın Orda tarihini tek taraflı ele alan tarihçiler, Altın Orda döneminde Rus kronik yazıcılığının da zayıfladığını ileri sürmektedirler. 1339
Ancak kroniklerin daha çok manastırlarda kaleme alındığını ve Altın Orda döneminde hiçbir dinî müesseseye dokunulmadığını, hatta tam tersine imtiyazlar tanındığını göz önünde bulundurursak, kronik yazıcılığının zayıfladığını ileri sürmek gerçekçi olmayacaktır. Ayrıca kronik yazımı konusunu çalışan tarihçiler de Altın Orda döneminde kronikçiliğin zayıflamadığı yönünde görüş bildirmektedirler. Rus tarihçisi M. Priselkov, Batu Han’ın seferleri neticesinde Vladimir’in tahrip olduğunu ve bunun üzerine bütün kroniklerin Rostov’da toplandığını yazmıştır. 1340 Nitekim Rus kroniklerinin en önemlileri olan Lavrentyevskaya Letopisy (1377), Ermolisnkaya Letopisy (XV. yüzyılın ikinci yarısında), İpatyevskaya Letopisy (XIII. yüzyılın sonu), Tipografskaya Letopisy (XV. yüzyılın sonu), Tverskaya Letopisy gibi kronikler Altın Orda döneminde kaleme alınmıştır. 1341 Altın Orda öncesinde kaleme alınan edebî eserler de bu kroniklerin içerisine dâhil edilerek, günümüze kadar ulaşmıştır.
Altın Orda dönemindeki Rus kroniklerinin sadece içeriği değişmiştir. Ancak bu değişiklik doğal sürecin bir parçasıdır. Altın Orda dönemi Rus kronikçileri kendi
1338 A. A. Gorskiy, “Predstavleniya o Zaşite Oteçestva v Srednevekovoy Rusi (XI-XV Veka)”, s. 11. 1339 V. Kargalov, Rusy i Koçevniki, s. 184. 1340 M. D. Priselkov, İstoriya Russkoğo Letopisaniya, RAN Yayınları, Moskova 1940, s. 91-93. 1341 Bu kronikleri hakkında bkz. Kaynak Tanıtmı bölümü. 311
dönemlerindeki olaylara ağırlık vermişlerdir. O dönemde Rusları en fazla ilgilendiren konu, Ordalıların seferleri, knezlerin Saray’a seyahatleri, hanların kilise ve manastırları vergiden muaf tutmaları olduğu için, kroniklerin içeriğini bu tür konular teşkil etmiştir. Ancak, Kargalov ve Lihaçöv gibi tarihçiler, bu hususu işgalcilerin etkisi altında kronikçiliğin “zayıflaması” ile bağdaştırmaktadırlar. 1342
Halbuki, Ruslar Altın Orda döneminde hem Batı, hem de Doğu ülkelerdeki gelişmelerden de haberdar olmuş ve bu gelişmeleri de kroniklere kaydetmişlerdir. Örneğin kroniklerde Rus knezliklerindeki olayların yanı sıra, Altın Orda’daki taht mücadeleleri ile diğer gelişmeler 1343
ve Türklerin İstanbul’u fethi 1344
gibi olaylar da ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Sonuç itibarıyla Altın Orda döneminde gerek esebî eserlerin gerekse de kroniklerin sayısı Rus tarihçilerinin ileri sürdüğünün aksine artmış, içerik bakımından ise doğal olarak Altın Orda ile ilgili bilgilerle donatılmıştır.
V.7. Gelenekler V.7.1. Harem Kültürü XV-XVI. yüzyıllarda Rusya’da soylu kadınların evlerine kapandıkları ve yabancı erkeklere gözükmedikleri bilinmektedir. Avusturyalı diplomat Herberstein, kadınların evlere kapalı halde yaşadıkları, tek başlarına dışarı çıkmamaları için yakından takip edildiklerini yazmaktadır. 1345 Rus tarihçisi A. Rihter’a göre, Rus soylu kadınları bu yüzden kiliseye gitmemiş ve sarayda çeşitli işlerle uğraşmışlardır. Rihter, Rus soylu kızlarının kendilerini yabancı erkeklerin gördüğü halde, namuslarının kirlendiğini düşündüklerini yazmaktadır. 1346
Yine 1498 yılında Roma İmparatoru III. Fridrih’in elçisi Rus Sarayı’na geldiğinde Knez’in kızını imparatorun
1342
V. Kargalov, Rusy i Koçevniki, s. 185; D. S. Lihaçöv, Russkiye Letopisi i İh Kulyturno- İstoriçeskoye Znaçeniye, Moskova-Leningrad 1947, s. 280-281. 1343
PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 24-25. 1344
Rus kronikleri, İstanbul’un Türkler tarafından fethi konusuna geniş yer vermişlerdir. Örneğin bkz. PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 171-195. 1345
S. von Herbersteyn, Notes upon Russia, I, s. 93-94. 1346
A. Rihter, İzsledovaniya o Vliyaniyi Mongolo-Tatar na Rossiyu, s. 338. 312
akrabalarından biri için istemiş ve kızla görüşmek istediğini dile getirmiştir. Ancak elçinin bu talebi reddedilmiştir. 1347 Rus kadınları gezmeye çıktıklarında da kapalı arabalara biniyor ve böylece yabancıların gözlerinden uzak kalmayı başarıyorlardı. Rus kadınlarının evlere kapanma geleneğinde Altın Orda’nın etkisi olup olmadığı konusu ise tartışmalıdır.
Dorothy Atkinson, kadınların eve kapatılması adetinin Ruslar arasında Moğol istilâsıyla birlikte başladığını ileri sürmektedir. Atkinson’a göre, Ruslar kadınlarını Moğollardan korumak amacıyla onları evlerinin bir odalarına kapatmış ve bu gelenek daha sonra da devam etmiştir. 1348 Ancak yüzlerce şehri çok kısa bir sürede ele geçiren Moğollardan, kadınları evin odasında saklamak hiç mantıklı görülmemektedir. Rus tarihçisi Belinskiy ise Rus kadınlarının Altın Orda etkisiyle evlere kapandıklarını ve bu uygulamanın Altın Orda’dan kalan diğer “cehaletliklerle” birlikte ancak Çar Petro döneminde kaldırıldığını yazmaktadır. 1349 Bir başka tarihçi Halperin, Rus elit kadınları arasında eve kapanma adetinin XVI. yüzyıldan itibaren mevcut olduğunu, ancak bunun Moskova’ya has bir adet olduğunu ileri sürmektedir. 1350
Donald Ostrogorski ise bu geleneğin Moskova’ya Bizans’tan geldiğini tahmin etmektedir. 1351 Rus kadınlarının ancak XVI. yüzyılda odalarına kapanmaya başladıklarını ve Bizans’ın daha 1453 yılında tarih sahnesinden kaybolduğunu göz önünde bulundurursak, Ostrogorskiy’in görüşü de mantıklı görülmemektedir.
Altın Orda’nın bu alanda da etkisi olup olmadığı konusu ile ilgili kendi görüşümüzü belirtmeden önce Altın Orda’da kadınların oynadığı role kısaca bakmakta fayda vardır. Altın Orda’da ve genel olarak Türkler ve Moğollarda kadının gerek siyasette, gerekse günlük hayatta önemli rol oynadığı bilinmektedir. 1352
Avrupalı seyyahlar da Altın Orda’da kadının toplum içindeki yeri ve görevleri
1347
A. Rihter, İzsledovaniya o Vliyaniyi Mongolo-Tatar na Rossiyu, s. 339. 1348
D. Ostrowski, Muscovy and the Mongols, s. 68. 1349
D. Ostrowski, Muscovy and the Mongols, s. 67. 1350
Ch. Halperin, Russia and The Golden Horde, s. 116. 1351
D. Ostrowski, Muscovy and the Mongols, s. 81-84. 1352
Moğol toplumunda kadının rolü hakkında V. Grigoryev geniş bilgi vermektedir. Bkz. V. Grigoryev, O Dostovernosti Yarlıkov, Dannıh Hanami Zolotoy Ordı Russkomu Duhovenstvu, s. 65-70. 313
konusunda genişçe bilgi vermektedirler. Örneğin, Carpini’nin seyahatnamesinde “Genç kızlar ve kadınlar tıpkı erkekler gibi ata biniyor ve dörtnala at koşturuyorlardı. Onların yay ve ok taşıdıklarını bile görmüştük. Kadınlar da erkekler gibi at üstündeki uzun yolculuklara katlanabiliyorlardı. Üzengileri çok kısaydı. Atlarına kendileri bakıyorlardı. Aslında sahip oldukları her şeye gözleri gibi bakıyorlardı. Kadınlar deri ile yapılabilecek her şeyi yapıyorlardı: kumaşlar, tunikler, ayakkabılar, tozluklar. Onlar atlı yük arabalarını sürüyor ve bakımlarını yapıyorlardı. Develeri onlar yüklüyor ve her işte her zaman enerjik ve çeviktiler. Hepsi silah kuşanmıştı ve bazıları erkekler gibi silah kullanabiliyordu..” 1353
şeklinde satırlar yer almaktadır.
Her ne kadar harem kültürü, daha çok elit kadınlar arasında yaygın olsa da, Moğol elit kadınlarının da evlere kapandığına dair elimizde bilgiler yoktur. Hatta tam tersine Cengiz Han’ın kararlar aldığı zaman ilk önce eşi Börte’ye ve annesi Hoelun’a danıştığı bilinmektedir. 1354
Yine Ögedey Han’ın eşi Töregene Hatun’un, Güyük Han’ın eşi Ogul-Qaymış’ın, Tuluy’un eşi Sorqoqtani Beki’nin yeni hanın seçilmesine kadar ülkeyi yönettikleri bilinmektedir. 1355
Bu gelenek Altın Orda Devleti’nde de devam etmiştir. Arap tarihçisi el-Ömerî’nin “Kadının rolü Moğollarda o kadar büyüktü ki, dünyada bunun başka bir örneği yoktur” şeklindeki cümlesi bu durumu iyi bir şekilde yansıtmaktadır. 1356 Özbek Han’ın eşi Taydula’nın, mitropolitlere yarlıklar verdiğini ve Papa ile bizzat yazıştığını göz önünde bulundurursak, 1357 Altın Orda’da da kadının çok önemli rol oynadığı sonucuna varırız. Bununla birlikte her ne kadar Altın Orda’da kadınların evlerine kapandıkları ve yabancı erkeklere görünmediklerine dair elimizde bilgi olmasa da, İslamiyet’in kabulüyle birlikte bir taraftan Hârezm’in, diğer taraftan da Mısır’ın dinî etkisi altında kalan Altın Orda’da da özellikle saray kadınları için harem kültürünün ortaya çıkması, kuvvetle muhtemeldir. Diğer taraftan harem geleneği ve kadınların örtünmelerini olumsuz bir husus olarak da ele almamak gerekmektedir ki, dönemin
1353
Carpini, İstoriya Mongolov, İmenuemıh Nami Tatarami, İstoriya Mongolov, s. 256.
1354 Manghol-un Niuça Tobça’an (Moğolların Gizli Tarihi), s. 54. 1355
D. Ostrowski, Muscovy and the Mongols, s. 65. 1356
El-Ömeri, Mesâliku’l-ebsâr fi memâliku’l-emsâr, Tiesenhausen, I, s. 363. 1357
A. P. Grigoryev, Sbornik Hanskih Yarlıkov Russkim Mitropolitam, s. 45-46. 314
şartlarına bakıldığında bu adetin ancak iffetli ve saygı gören kadınlar için bir uygulama olduğu görülmektedir. Nitekim İslam dünyasında ortaçağda, bu tür adetler bir statü ve soyluluk ifadesi olarak kabul ediliyordu. Kadınların eşleri ve babaları için bu tür uygulamalar aynı zamanda zenginliklerinin bir göstergesiydi.
Altın Orda’da da bu geleneğin olduğunu varsayarak ve Ruslar arasında da bu geleneğin özellikle XVI. yüzyılda görünmeye başladığını göz önünde bulundurarak, 1358 Rusların harem kültürünü de Altın Orda’dan benimsediklerini tahmin etmek mümkündür. Nitekim özellikle Altın Orda’nın zayıflamaya başladığı bir dönemde çok sayıda Tatar ileri gelenleri, eşleri ve aileleri ile birlikte Rus topraklarına göç etmiştir. 1359
Rus knezlikleri, bu Tatar ailelerine çok iyi davranmış ve bunlar soylu sınıfın ileri gelen temsilcileri haline gelmiştir. Bunların eşlerinin de örtündüklerini, odalara kapandıklarını tahmin ederek ve Rusların kendilerini de “soylu” hissetmeleri için birçok alanda Tatarları taklit ettiklerini, hatta Tatar isimlerini benimsediklerini bildiğimizden, Rus zenginlerinin eşlerinin de Tatar kadınlarını taklit etmeye başladıklarını söyleyebiliriz. Yine Altın Orda hanlarının ve ileri gelen devlet adamlarının kızlarının Rus knezleriyle evlendikleri bilinmektedir. 1360 Bu kızlar, Rus sarayına geldiklerinde hiç şüphesiz kendi adet ve geleneklerini devam ettirmişlerdir. Dolayısıyla örtünme ve harem tipi müessesenin Rus sarayında da ortaya çıkması, Altın Orda faktörüyle izah edilebilir.
Download 3.07 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling