Adalet Menzili
Download 1.1 Mb. Pdf ko'rish
|
Adil Yakubov - Adalet Menzili
Adil Yakubov
160 söylediği sözler, yapılan tavsiyeler.. Hepsi aklımdan çıkıp gitmişti. Birden genç gardiyanın - Allah ona uzun ömür versin, ner- den karşısına çıktı böyle? - “Kocanız kendini değil, sizleri düşünüp üzülüyor!” şeklindeki sözleri aklına düşünce daracık odada, kocasını bir deri bir kemik kalmış haliyle göz önüne getirdi. Hayalen ayaklarına kapanıp, sanki onunla konuşuyormuş gibi yalvarıp yakarmaya başladı: “Suyun ağam! Allah’ın alnıma yazdığı helalliğim benim! N’oldu sana Suyun ağam? Bizi düşünmekten kendi kendini yiyip bitiriyormuşsun. Şunu bil ki, sen kendini yiyip bitirirsen biz on misli kendimizi harap ediyoruz, on misli yanıp kavruluyoruz. Gülseniz güleriz, ağlasanız ağlarız. Bizi düşünme. Kendini düşün! Siz sağ iseniz, biz de sağız! Eğer size bir şey olursa, ben de bir gün değil, bir saat bile yaşayamam şu dünyada. Kudretine kurban olduğum Allah sana kuvvet versin! Allah’a emanet ediyorum seni! Allah’a emanet ediyorum, Allah’a emanet ediyorum..” Mercanay gözleri dolmuş vaziyette imza atacak mecali bile kendisinde bulamamış durumda otururken, kapı yavaşça açılıp Kekeme Derviş’in yeğeni göründü: — Hazır mı, abla?- dedi fısıltılı bir sesle. — Hazır kardeşim. - Mercanay kirpiklerini sıkarak gözlerine dolan yaşları dışarı attı. - Bu iyiliğinizin karşılığını bizden görmezseniz Allah’tan görün.. Cevabını almaya ne zaman geleyim? — Bir hafta sonra. Bugün günlerden ne? Cumartesi mi? Gelecek cumartesi günü haber alırsınız! Evet, dün düşündükleri doğru çıkmıştı Mercanay’ın. Bu dünyada sadece kötüler yokmuş, iyiler de bir hayli, hem de bir hayli varmış! Mercanay güya kocası serbest bırakılmış, güya şu an kapkaranlık olan dünyası birden aydınlanıvermiş gibi bir duyguya kapılarak hapishane kapısından kuş gibi hafiflemiş olarak dışarı çıktı. Laçin sıra bekleyen halk arasında anasını göremeyince telaşa kapılıp, gözlerini kocaman açarak çevreyi kolaçan ederken, Mercanay’ın hapishaneden çıktığını görünce ona doğru atıldı. Adalet Menzili Adil Yakubov 161 — N’oldu? Ne işiniz vardı içerde? Mercanay oğlunun başını eğip alnından öptü. — Haberler güzel, oğlum. Yolda anlatırım. Laçin, Gazi dedesinin külüstürünü son sürat sürerken anasının anlattıklarını dinleyince memnun bir şekilde gülümsedi. — Babam kavga çıkartmışsa bravo ona! Kartal Suyun kartallığını yapmış desene! Babamın yerinde olsam ben de aynısını yapardım. Ana oğul, her biri kendi kafasındaki düşünceyle başbaşa kalarak sessizliğe gömüldüler. Güneş çevreden hayal meyal gözüken Mercantav üzerinde giderek batmaya yaklaşırken, dağın karlı tepeleri her nedense altın suyuyla kaplanmış köhne gümbazları hatırlatıyordu. Akşam havası güz günlerindeki gibi serin ve üşütücü bir hal almıştı. Herhalde Mercantav’a da kırağı düşmeye başlamıştır. Genç kızlar ve gelinler belki de şimdi yeleklerini giyip, eşarplarını başlarına sarmışlardır. Mercanay birden dağ başında geçirdiği ilk gelinlik günlerini hatırlayınca, gönlüne çeğmelenen gam yüküyle gayr-ı ihtiyari kocasının bir süre önce yazmış olduğu hazin destan aklına düştü: Mercantav, Mercantav, Ayleneyin Mercantav, Örgileyin Mercantav, Dost kel gende mihriban, Yav kelgen de katagan, Kırgın keldi kaşıngga, Ferzendlerning başıga Neçük sükut saklaysen, Neçük gungsen Mercantav?.. O günler ne kadar tatlı ve toz pembeydi! Bütün genç kızlar, yeni kocaya varmış gelinler, hatta henüz kocaya varmamış nişanlılar bile imrenirdi Download 1.1 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling