Adalet Menzili
Download 1.1 Mb. Pdf ko'rish
|
Adil Yakubov - Adalet Menzili
Adil Yakubov
166 Mercanay gözlerini açtığında baksa ki koca yol ana baba gününe dönmüş, köy tarafından başka bir asker at sürüp gelmekte, önceki iki asker ise Laçin’i sımsıkı tutmuşlar, ancak konu komşu ortaya düşüp askerlere yalvarıp yakarmaktaydılar. Mercanay’ın tekrar gözleri kararıp kendinden geçtiği görüldü. Sonradan işittiğine göre adamlar yalvar yakar Laçin’i askerlerin ellerinden almışlar, ancak askerler kaldırgaçın boynuna ip geçirerek, ana yoldan geçen bir kamyonun arkasına bağlayıp sürükleyerek götürmüşler. Aralıksız dövülen kaldırgaç tıpkı anasından ayrılan deve yavrusu gibi arkasına, adamların ellerinden kurtulmak için silkinip, göz yaşı döken Laçin’e baka baka uzaklaşıp gitmiş.. Mercanay ikinci defa gözlerini açtığında, bu defa Laçin’i ağzı burnu kan içinde -Kaldırgaçın kam, -yaralı kuş gibi zıplayarak kendini tutan insanların elinden kurtulmaya çalışır vaziyette gördü. Mercanay içinden “Yavrum, oğlum!” diyerek hıçkırmaya başladı.. Arkasından ayağa kalkmaya çalıştıysa da böğründe hissettiği korkunç bir sancıyla Altınay’la Gümüş Bibi’nin kollarına boş bir çuval gibi yığıldı kaldı. Adalet Menzili Adil Yakubov 167 K -13- ekeme Derviş Ali’nin yeğeni elinde yemekle içeri girdiğinde, Suyun Burgut iki adım uzunluğunda bir adım genişliğinde mezarı andıran bir tabutlukta sırtını duvara dayayıp hayallere dalmıştı ve bu haliyle ayakta dikilip uyumaya çalışan bir ata benziyordu.. Dökme demirden yapılmış ağır kapı gıcırdayarak açılınca, Suyun Burgut, kirpiklerini şöyle bir açıp gardiyana bir baktıktan sonra gözlerini tekrar yumdu. Gardiyan elindeki bir kase yavan çorba ile bir iki dilim kara, kuru ekmeği beton bank üzerine koyup alçak bir sesle fısıldadı: — Yemeğe dikkat et, ağa. Suyun Burgut’tan ses çıkmadı. Hatta gözünü dahi açmadı. Gardiyan kapı tarafına şöyle bir göz attıktan sonra koynundan ikiye katlanmış bir kağıt çıkarıp kâsenin yanına sıkıştırdı. — Yemeğe bakın, Suyun ağa! Kâsenin altında size mektup var.. Suyun Burgut’un gözleri birden pat diye açıldı. Karşısında dün kendisini kumarbaz serserilerin hücresinden alıp çıkaran genç ve yakışıklı gardiyan duruyordu. Kaş gözleriyle mi, yoksa karayağız yakışıklı çehresiyle mi, her ne ise Burgut’un çok hoşuna giden bu genç, o günden beri çok iyi davranıyordu. Burgut bu delikanlıyı bir defa Kekeme Derviş’in ağılında görmüş ve hatta Derviş onu yeğenim diye tanıştırmıştı. Herhalde onun dayısına yaptığı iyilikten haberdar olsa gerekti ki, elinden geldiğince Burgut’a iyi davranmaya çalışıyor, yemeğini kapıdan uzatmadan içeri girip bankın üzerine koyarken her defasında: — Yine yemeğe elinizi sürmemişsiniz, Suyun ağa, - diyordu. - Böyle Adalet Menzili Adil Yakubov 168 yapmayın. Kendi kendinize zulmetmeyin. Suyun Burgut gözünü açınca delikanlı sesini biraz öncekinden daha da alçaltarak: — Ben şimdi nöbeti devredeceğim, -dedi. - Ablamlar size yemek getirmişler, selam söylediler. Bir de mektup yazıp verdiler. Kâsenin altına koydum. Cevap yazmak istersen işte sana kağıt kalem. - Gardiyan koynundan bir parça kağıtla minnacık bir kalem çıkarıp kâsenin yanına bıraktı. — Ertesi gün yine nöbetçiyim. Cevap yazarsanız o zaman alıp götürürüm. Ama tedbirli olun. Ablamın mektubu.. En iyisi onu çiğneyip yutun. Kağıt kalemi de gizleyin! Derviş’in yeğeni Burgut’tan bir cevap bekliyordu, fakat Burgut gözlerini bile açmadı. — Asla moralini bozma, Suyun ağa! - dedi gardiyan birden titrek bir sesle. - Yukarıda Allah var. Her şey düzelir ağa! - Sonra ayak uçlarına basarak dışarı çıktı. Suyun Burgut kâse altındaki küçük kağıdı alıp çok cılız bir ışığın sızdığı pencere altına yaklaştı. Mektuptaki yazı Mercanay’ın yazısına benzemiyor, sanki titrek elle yazılmış eciş bücüş harfler toplamını andırıyordu. Burgut, önüne konulan yemeği bir anda yutup yalayan aç bir insan gibi kaşla göz arasında karısının mektubunu okuyuverdi, ama kanaat getirememiş gibi yeniden okumaya girişti. Fakat mektubu çok yavan buldu. Halbuki pek çok şeyden bahsetmesi gerekirdi. Aradığı sözler satırlar arasına gizlenmiş gibi mektubu bir kez daha okudu. Üçüncü, altında, sekizinci, ellinci defa okuduysa da aradıklarını bulamayıp yorgun gözlerle sırtını duvara yasladı. Hayır bu bir mektup değil, insanın yüreğini sızım sızım sızlatan aleni bir feryattı! En kötüsü ise Burgut’un bütün niyetlerini, dünden beri düşünüp kati karara vardığı soğuk ve pinhani amacını bilip, bu amacı ortadan kaldırmak maksadıyla yazılmış gibi olmasıydı! “Siz şunu iyi bilin ki demiş, siz yaşarsanız ben de yaşarım demiş. Size bir şey olursa dünyada bir gün bile duramam demiş.” Hey Allah’ım başına gelen felakete, bu aşağılanma ve hakaretlere artık dayanacak gücü kalmayan Burgut’un sonunda düşüne düşüne çaresiz böyle bir karar aldığını nerden Adalet Menzili Download 1.1 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling