Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- D.İskender Paşa’nın İran’a Saldırması ve Şah Tahmasb’ın Tepkisi
- E. Şah Tahmasb’ın Barışa Doğru Adımları
C. Sultan Süleyman’ın Kışladığı Halep’ten Diğer Ülkelere Gönderdiği Fetihnameler Sultan Süleyman Mildi 1550 yılı Ocak ayı 9. Günü (Hicri 956 yılı Zilhicce ayının yirmisi) aydan sonra Ġstanbul‟a döndü. 1812
Ġstanbul‟a ulaĢmadan yol esnasında Halep‟e gitmek üzere Diyarbakırdayken vezir-i sani (ikinci vezir) Ahmet PaĢa‟yı Gürcistan‟a gönderdi. Ahmet PaĢa Gürcistan‟ın yirmi önemli kalesini bir buçuk ayda fetih ederek Osamnlı‟nın bir sancağı olarak kendi egemenliği altına alıpveoraya bir hâkim tayin etti. 1813
Sonra Diyarbakır‟den Haleb‟e geldi. Sultan Süleyman Miladi 1548 Aralık ayının 6. Günü (Hicri 955 yılı Zilkade ayının 5. Günü) Halepte iken oğlu Karaman valisi Bayezid‟iyanına çağırıp avlanmak için Asi Irmağı civarında Hama dolaylarına gitmiĢtir. Birkaç gün sonra tekrar Haleb‟e dönmüĢtür. 1814 Ġstanbul‟a ulaĢtığı zaman tarihsiz Türkçe bir mektup I. Fransuva oğlu II. Henri‟ye yazdı. 1815
Mektubunda Elkas‟ı kötü yâd ediyordu ve ona (Ģeytan Elkas) diyordu ve devam ederek Tahmasb‟ın kardeĢi Elkas bana sığındı ve onun rıcasıyla benim zafer kazanan askerim doğuya yönelerek Tebriz‟e vardım. ġah Tahmasb ordumun heybetimi gördüğünde saklandı. Tebriz halkını benim adaletimden dolayı yağmalamadılar. Sultan Süleyman devam ederek Miladi 1548 yılındaAğustos ayının baĢlarında (Hicri
1812
Ferid Bek, Ahsenut-tevarih, s. 104. 1813
UzunçarĢılı, s. 413; UzunçarĢılı ġah Tahmasb‟ın Van‟a kadar ve oradan da Kemah‟a kadar geldiğini yazıyor ve ġah Tahmasb‟ın ordusunun çoğunluğu Kemah da yok olduğunu yazıyor. Ama bu doğru değildir, S. 412. 1814
Ġsmail Hami DanıĢmend, Îzâhlı Osmanlı Târîhi Kronolojisi, C. II, s 260; Kırzıoğlu, a.g.e, s 196; Peçevi, a.g.e, c. I, s. 278. 1815
Nevayi, a.g.e, s. 189-193. 585
955 yılı) Recep ayının baĢlarında Van kalesi ve sonra ġirvan vilayeti fetih edildi. 1816
Sonr diyor ki:,Ahmet PaĢa‟yı Gürcistan‟ın fethine gönderdim çünkü bazı Gürcistan emirleri KızılbaĢlarla iĢbirliği yapmıĢtılar bu nedenle oranın 35 kalesini fetih ettim 1817
. Sultan Süleyman: “Ġran‟a saldırmakta çoğu Azerbaycan Ģehirleri Osmanlı‟nın tasarrufuna geçti” demiĢtir. Mektubun sonunda Fransa kralındansavaĢta kazandıklarının haberlerini etrafa gönderip herkese bildirmesini istiyordu. Miladi 1550 yılı Mayıs ayının 31. Günü (Hicri 957Cemadiyülevvel ayının ondürdüncü günü) Sultan Süleyman Türkçe baĢka bir fetihname de kardeĢi Abdullah Han‟dan sonra Maveraünnehir‟in Hâkimi olan Özbek Abdullatif Han‟a gönderdi. 1818
Sultan Süleyman devam ediyor, o fesat eden taife (KızılbaĢları kast ediyor) benim Gazilerim‟in keskin kılıclarının heybetinden baĢ ürtülü bayanlar gibi saklanıp kaçtılar ve bir damla cesaret göstermediler. Benim askerlerim Irak‟ı Acem ve Azerbaycan bölgelerini baĢarılıyla feth ederek oranın kalelerini kuĢattılar. Özellikle Gürcistan‟ın sağlam kalelerini fetih ederek benim topraklarıma kattılar. Sultan Süleyman mektubun sonunda Abdullatif Han‟dan dinsiz KızılbaĢ taifesini ki ortadankaldırmak için gerekenleri yerine getirmesini istemiĢti. Sultan Süleyman
1816 Sultan Süleyman ġirvan‟a gitmedi. ġirvan, ġirvan‟ın PadiĢah‟ı ve Osmanlı askerleri yardımıyla fetih edildi, Hasan Rumlu, s. 289; Ahmet Gaffari, s. 293; Ahmet Gumi, a.g.e, s. 280. 1817 UzunçarĢılı, Osmanlı Tarihi, s. 413, 20 kale fetih olduğunu yazıyor, aynı sayfa. 1818 Navayi, a.g.e, s. 195-196. 586
Abdullatif Han‟a: “Umarım iki tarafın birleşmesiyle bu şer ve fasit taifenin ve bütün onun inat ve isyanı mahv olsun ve halk onların elinden rahatlasın” demiĢti. 1819
ġunu demeliyiz ki Sultan Süleyman sürekli savaĢlar kazanıyordu. Ama burada Ġran‟a üçüncü saldırmasını biraz abartmıĢtır.
1819 Navayi, a.g.e, aynı s. 587
Önce zikrettiğimiz gibi Sultan Süleyman Tebriz‟dendönerkenAzerbaycan‟ın kilidi Van Kalesini feth etmiĢti. 1820 Sultan Suleyman Halep kıĢlağında iken Miladi 1549 (Hicri 956) yılında Van Kalesi‟nin BeylerbeliğiniÇerkez Ġskender PaĢa‟ya bırakmıĢtı. 1821 Ġskender PaĢa savaĢsever bir komutandı. Miladi 1548 yılında (Hicri 955)ansızın Hasan Bey Mahmudi Kürt yardımıyla Hoy‟a saldırdı. 1822
Hoy Hâkimi olan Dünbüllü Haci Beyaz askerlere rağmen direndiı ama Hasan Bey Mahmudi Kürt‟ün kız kardeĢi Dünbüllü Haci Bey‟in eĢi idi. KardeĢinin sözüyle Kale kapısını ona açtı ve Ġskender PaĢa Kalenin içine girdi. DünbüllüHacı Bey ve birçok Kale adamlarını öldürdü ve Van‟a döndü. 1823
Ġskender PaĢa Hacı Bek Dünbüllü‟nünkesik baĢını Sultan Süleyman‟a göndermiĢ veSultan Süleyman da Ġskender PaĢa‟ya hil‟at, kılıç ve bahĢiĢler göndermiĢtir. 1824
Kolayca Hoy‟uele geçirmesindenbir yıl sonra Ġskender PaĢa Kürtler‟in yardımıyla Miladi 1549 (Hicri 956) yılında Erivan‟a saldırdı ve KızılbaĢlar‟ı yendi ve Erivan‟ın Pazar‟ını yaktıktan sonra Van‟a döndü. Sultan Süleyman Ġskender PaĢa‟nın kazançlarından hoĢnut oldu ve onuErzurum valiliğine
1820
Anonim, Sefernamehaye Veneziyan Dar İran, s 463. 1821
Ramzi Kılıç, a.g.e, s. 234. 1822
Navayi, s. 338; Ahmed Kumi, s. 336. Ahmed Kumi diyor Ġskender PaĢa Mahmudi Kürt‟ü de öldürdü. 1823 Hasan Rumlu, Ahsenut-Tevarih, s. 338; Ahmet Gumi diyorki Ġskender PaĢa Hasan Bek Mahmudi‟yi de öldürdü, s. 336. 1824
Solakzade, a.g.e, s 512; MüneccimbaĢı, Sahaifu‟l-Ahbar, Terc. N. Ahmed, c. III. s 5000; Gökbilgin, “Süleyman I” Ġ.A, MEB, c. XI, s. 133. 588
geçirdi. 1825 Yüce makamlara eriĢenĠskender PaĢayüzünden Osmanlı-Safevi anlaĢmazlıkları daha çok arttı. Ġskender PaĢa sürekli Safeviler‟e tehdit edici mektuplar yazıyordu. ġah Tahmasb‟ın komutanları Ġskender PaĢa‟nın bu yaptığı iĢlere engel olmak için ona mektuplar yazıyorlardı. Ama Ġskender PaĢa aynen devam ediyordu. Erivan Hâkimi ġahkulu Ustaclu Ġskender PaĢa‟ya bir mektup yazarak Tahmasb‟ı Peygamber‟in çocuklarından sayarak: “ona karşı kötü davranmanın
1826
diye mektubunu bitiriyor. KızılbaĢ emirleri Ġskender PaĢa‟ya yazdıkları mektuptan bir sonuç almadığı içinbu kez Osmanlı Sarayı‟nın vezirlerine mektup yazdılar. GenelikleErzurum‟dan geçen elçilerinĠskender PaĢa Ġstanbul‟a gitmelerine engel oluyordu. 1827 Hatta bunu Ġran Tüccarlarının üzerine deuyguluyordu. Miladi 1552 yılında 58 yaĢında olan Sultan Süleyman Ġran‟dan dönüĢünden itibaren üç yıldır sefere gitmiyordu. Edirne ile Ġstanbul arasında av ve istirahatla
1825 Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, s 207; Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, C. IV, s. 149. 1826
Tahmasb Safevi, Şah Tahmasb Tezkeresi, s. 65; Tahmasb hakiki seyyid değildi, Parsadost, ġah Tahmasb-ı Evval, s. 829. 1827 Tahmasb Safevi, Şah Tahmasb Tezkeresi, s. 65. 589
vakit geçiriyordu. Ġskender PaĢa‟nın engel olmasına rağmen, ġah Tahmasb Sultan Süleyman tarafından gönderilen elçiye Sultan Süleyman‟a götürmek için bir mektup verdi. Mektupta: ,Mufsid ve fitneci bir kimse olan Ġskender PaĢa‟nın, önceleri Van hâkimi iken Hoy‟u basıp, Dünbüllü aĢireti reisi Hacı Bey‟i öldürmesini, Revan‟ı basıp Rumlu Hüseyin Can-Sultan üzerine gelip, halkın tamamını kırdığını, Onun gurur ve kibiri yüzünden, KızılbaĢ sarhad beylerine edepsizce tehdid mektupları yazdığını, ġah, Gürcistan Seferinde iken yine Ġskender PaĢa‟nın ağır silahlar ile donanmıĢ güçlü bir ordu ile gelip, Kaçar Beylerini basıp öldürdüğünü, “artık iĢin itidal haddini aĢtığını” bildiriyordu. Bu sırada (1552/959) ġah‟ın, Sultan Süleyman‟a gönderdiği mektubuna cevap geldi. Mektupta Ġskender PaĢa haklı görülmekte kendisi deayrıca ordu toplamakta olduğu yazıyordu. Bunun üzerine KızılbaĢ bölükleri, ġah ordusunun bulunduğu; Gökçegölün güneyinde Akmungan yaylasında toplanmıĢlardır. 1828
ġah Tahmasb, önceleri Osmanlı topraklarına saldırıya çıktığında her hangi bir engel ile karĢılaĢmadan Ġran sınırına yakın Osmanlı vilayetlerine saldırı için birkaç grubu gönderdi. Miladi 1552 (Hicri 959) yılının yazında dört kol halinde ve her kolun baĢında KızılbaĢlar‟ın büyüklerini emir olarak görevlendirdi: 1.
ErciĢ, Bargiri (Muradiye) ve Bendmahi üzerine, KızılbaĢ Safevi Masum Bey, Tekelü Ali-Sultan ve Rojekili (eski Bitlis Ocaklıbeği) ġemsettin-Han ve askeleri. 2.
Pasin‟e: KızılbaĢ Kaçarlu ġahverdi Sultan Ziyadoğlu ve Rumlu Ethem Bey ve askerleri.
1828
Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, s. 210-211. 590
3. Irak-ı Arab‟a: (Mezopotamya) KızılbaĢ Zulkadırlı Ġbrahim-Han ve AfĢarlu ġahkulu Sultan ve askerleri. 4. Ardahan, (Ardanuç) Davaylı, Oltu ve Tortum bölgesine: KızılbaĢ Kaçarlu Bayram Bey ve Gürcistan Valisi Atabek II. Keyhusrev‟i gönderilmiĢlerdi. 1829
Bu zamanda Sultan Süleyman Avusturya, Almanya ve Ġspanya kuvvetleriyle uğraĢıyordu. 1830
Zikrettiğimiz gibi önce Gürcistan‟a saldıran ve bazı nahiyelerini ele geçiren Ġskender PaĢa, ġah Tahmasb‟ın Gürcistan‟a gönderilen ordusunun bir koluna saldırdı ve birçoğunun baĢını kesip Ġstanbul‟a gönderdi. 1831
Gönderilen dört bölükten birisi yenilmesine rağmen diğer üç grup baĢarılı oldular. ġah Tahmasb kendisini Osmanlı ordusu kadar güçlü görmediği için viran ettirme taktiğini seçmiĢti. 1832
ġemsettin Han Kürt, babası ġeref Han öldürüldükten sonra 1833 Ġbrahim PaĢa karĢısında direnme gücü olmadığı için Osmanlılara katılmıĢtı. 1834
Ġbrahim PaĢa Bitlis Hâkimliğine geçmiĢti. Sultan SüleymanUlame‟nın tavsiyesi ile ġemsettin Han‟ı Malatya hâkimliğine tayin etti ve Bitlis HâkimliğiniUlame ‟yaverdi. 1835
ġemsettin Han atalarının topraklarından uzaklaĢtığı için Sultan Süleyman‟dan küsüp Tebriz‟e
1829
Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, s. 210-211. 1830
Kırzıoğlu, a.g.e, s. 211-212. 1831
Parsadost, ġah Tahmasb-ı Evval, s. 204. 1832
Roemer, a.g.e, s. 320. 1833
Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, s. 131-132; Karaçelebizade, Süleymanname, s. 114. 1834
UzunçarĢılı, C. II, s. 349, Karaçelebizade, Süleymanname, s. 132; Gökbilgin, “Ġbrahim PaĢa” Ġ.A, MEB, C. V/2, s. 912. 1835 Emir ġeref Bitlisi, Şerefname, s. 563-575. 591
Tahmasb‟ın yanına geldi. Tahmasb da ona Han unvanı vererek Sarab hükümetine gönderdi. 1836
ġemsettin Han Masum Bey Safevi ile birlikte Ahlât köylerini yakıp otuz bin koyun, on bin sığır, manda 1837 ve tosun ve üç bin at ele geçirmiĢtir. 1838
Adilcevaz‟a saldırmayla görevlendirilen üçüncü grup iki hervar altın bir hervar nefis kumaĢ ve birçok değerli kap kacak ele geçirdi 1839
ve Tahmasb‟ın ordusuna geri döndü. Dördüncü grup da Pasin‟i yaktı. Tahmasb kendisi de askerlerin çoğunluğuyla Ahlât kalesini iĢgal etmeye gitti. Miladi 1552 (Hicri 959) Ramazan ayında kaleyi yerle bir etti. 1840
ordusunu yendikten sonra bütün tahıl tarlalarını ve evlerini yakıp yıktılar. Miladi 1553 Nisan ayında (Hicri 960 yılının Rebiyülahir ayının tarihine) kadar yedi ay süreyle Safevi KızılbaĢlar Van ve Bitlis Kalelerini toplardan dolayı tasarruf edememelerine karĢın Van gölü etrafında, Vastan, Amuk, GevaĢ, Elbağ ve HoĢab‟ı ele geçirdiler. 1841
Tahmasb ġahverdi Sultan Ziyadoğlu‟nu Bitlis‟e gönderdi ve o da
1836 Bitlisi Emir ġeref, Şerefname, s. 563-575. 1837 Celalzade, Tabakatu‟l-Memalik, v. 350a-b; Karaçelebizade, Süleymanname, s 159-160; Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, s 215. 1838
Rumlu Hasan, s. 358; Ahmet Gumi, s. 354. 1839
Hasan Rumlu, s. 358; Ammet Gumi, Hulasetul-Tevarih, s. 353. Aynı diyor sadece Ġki harvar altın yerine kaç harvar yazıyor. 1840 Ahmet Gaffari, Tarih-i Cihanara, s. 301; Ahmet Gumi, Hulasetul-Tevarih, s. 354. 1841
Remzi Kılıç, a.g.e, s. 250; Hasan Rumlu, Ahsenut-Tevarih, s. 360; Ahmet Gumi, Hulasetul-Tevarih,
s. 355. 592
bütün o bölgeyi ve Adilcevaz‟la Güzeldere'yi yaktı. Tahmasb Ġskender PaĢa‟yı basmak için on altı yaĢındaki oğlu Ġsmail Mirza‟yı Doğu Anadolu‟nun, Kilit Noktası, Erzurum Kalesine gönderdi. 1842 Ġsmail Mirza Osmanlı ordusunun bazı gruplarını Pasin ve Erzurum‟da yendi ve sonra Erzurum‟a yarım fersahlık mesafede Ġskender PaĢa‟nın çoğunluktaki ordusuyla karĢıladı. 1843 Vuku bulan savaĢta Ġskender PaĢa yenilerek Erzurum Kalesine sığındı. Bunun üzerine Ġskender PaĢa, Sultan Süleyman‟dan yardım talebinde bulundu. 1844 Sultan Süleyman PaĢa‟ya kızmadı; aksine hediyeler ile birlikte övgü dolu bir mektup göndermiĢtir: “İskender berhudar olasın ve her veçhile lütfu ihsana sezavar olasın, iki cihanda yüzün ağ olsun, Şahoğlu askeri ile senin küfvün değildir, ancak isbat-ı vücut ettin ve bahadırlıkta taksir (kusur) etmedin. Nusret ve hezimet hod meşiyyet-i Huda‟ya mütealliktir. Hatırın hoş tutsun” 1845 demiĢtir. Sultan Süleyman Yeniçeri ile Anadolu‟dan bazı sancakbeylerine, Muhafaza-i Serhat için Erzenirrum, 1846
üzerine gönderdi ve Ġskender PaĢa‟nı emrine verdi. Sultan Süleyman kendisi de derhal Macaristan‟daki Eğri Kalesi‟nin kuĢatması kaldırılarak Rumeli Beylerbeyi (Uzun Sokullu) Mehmet PaĢa‟nın Rumeli ordusu ile Gelibolu‟dan Anadolu‟ya geçmesi ve Anadolu
1842
Remzi Kılıç, a.g.e, s. 250. 1843
Whalther Hinz, Şah İsmail Duvvum Safevi, çev. Keykavüs Cıhandari, Ġlmi- Ferhengi Yayınları, Tahran 199, s.17-182. 1844 Kütükoğlu, ”Tahmasb I” Ġ.A, MEB, C. XI, s. 644; Peçevi, a.g.e, c.I, s. 297; Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, s 213. 1845
Celalzade, Tabakatu‟l-Memalik, v. 351b-352b; Peçevi, a.g.e, c. I, s. 299; Solakzade, a.g.e, s. 520; Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, s. 213. 1846 Remzi Kılıç, a.g.e, s. 253. 593
Beylerbeyi‟nin de kıĢ boyunca hazırlıklarını yapıp ilkbaharda bütün orduların Sivas‟ta hazır olmaları buyurmuĢtur. 1847
Ġsmail Mirza Ġskender PaĢa‟nın peĢinden giderek kalenin içine girmek istiyordu; KızılbaĢlar girmesine engel oldular. Ġsmail Mirza Erzurum‟u yağmalayıp yaktı ve sonra babası Tahmasb‟ın ordusuna döndü. 1848
Tahmasb Ahlât‟ı ele geçirdikten sonra ErciĢ‟e Kalesini ele geçirmek için gitti. Oğlu Ġsmail Mirza da onunla birleĢti. Bu savaĢta KızılbaĢlar top ve tüfek kullandılar. 1849 ErciĢ‟in KuĢatma zamanı uzadı. 1850 Yardımcı askerler yetiĢmediği için kale komutanı olan Ġbrahim Kürt bir grup Bahti Kürtlerle direnmeye inançla devam ediyordu. Ama Kale bekçileri beĢ belki altı yüz tecrübeli ve iĢi bilen KızılbaĢ‟ı içeriye soktular ve Kale teslim oldu. 1851
Kürt Emir Ġbrahim KızılbaĢlarla savaĢarak öldü. Ama yeni bir grup Bahti Kürtler yakalandılar ve Tahmasb‟ın emri ile zor can vermeleri için baĢlarının derisini yüzdüler ve çok acı can verdiler ve ErciĢ Kalesini yıktılar. 1852 Ondan sonra Tahmasb Bargiri Kale‟sini fethetti. Bazı Kürt emirler ki Osmanlı Safevi çatıĢmasında Emir Kürt ġahkulu Sultan Bülbülan ve Mahmudi Kürtler gibi Osmanlı tarafındaydılar; Tahmasb oğlu Ġsmail Mirza‟yı ġahkulu Sultan Bülbülan Emir Kürt‟ü basmak için ve diğer KızılbaĢ gruplarını da Mahmudu
1847 Peçevi, a.g.e, c. I, s. 299. 1848 Hinz, Peydayeş-i Devlet-i Milli Dar İran, s. 17-18. 1849 Hasan Rumlu, Ahsenut-Tevarih, s. 368. 1850 Rumlu Hasan, ErciĢ Kalesinin muhasara süresini üç ay yazıp diyorki Hicri 960 yılı fetih oldu, s. 370; Bitlisi muhasara süresini dort ay yazıyor. S. 195. fetih oldu. s. 370; Bitlisi muhasara süresini dort ay yazıyor, s. 195. 1851 Bitlisi, ġerefname, C. I, s. 195. 1852 Bitlisi, a.g.e. 594
Kürtler‟in mallarını yağmalamak için gönderdi, birçok Kürt öldürüldü ve malları da gasp edildi. 1853
1853
Hasan Rumlu, Ahsenut-Tevarih, s. 372; Ġskender Bek, s. 77; Diyorki Ġsmail Mirza Sunduk Bek KorucubaĢı ile Kürtlere saldırmaya gitti. Aynı sayfa. 595
Tahmasb ErciĢ, Adilcevaz, Bargiri ve Ahlât kalelerini fethettikten sonra Nahcivan‟a döndü. 1854
Tahmasb Tezkiresinde bu fetihlerin niceliğini Erzurum savaĢında esir olan Biga Sancak Beyi “Mahmud Bey Ġlga‟yı” 1855 serbest bırakıp ona hilat verip bir mektupla Sultan Süleyman‟a göndermiĢtir. 1856
Tahmasb Tezkiresinde Sultan Süleyman‟a sunduğu barıĢ teklifinden açıkça söz etmemiĢtir. Elkas Mirza öldükten sonra Tahmasb kendisine yalnız Müslüman olmayan Çerkez ve Gürcülerle savaĢacağını söz veriyor. Tezkiresinde bir daha kâfirden baĢka Müslümanlarla savaĢmayacağını söylemiĢtir. 1857
Fakat Ġskender PaĢa‟nın Hoy civanda saldırılar da bulunması nedenden tereddüt ediyordu. 1858 Örneklerden anlıyoruz Tahmasb babası ġah Ġsmail‟in Çaldıran savaĢından sonrakı gibi barıĢ peĢinde ve tekrar bir hata yapmak istemiyordu. Sultan Süleyman‟a yazdığı mektubunda bu düĢüncesini ona bildirmektedir ve “Elkas Mirza‟nın olayından sonra hiçbir Müslümanla savaşmak
1854 UzunçarĢıl, Osmanlı Tarihi, s. 378. Faruk Sümer, s. 84‟te Diyorki söylenen vilayetlerin dıĢında ġah Tahmasb MüĢ‟a kadarı da viran etti, aynı sayfa. 1855
Peçevi, a.g.e, c. I, s. 301. 1856
Solakzade, Solakzade Tarihi, s. 522; Tahmasb Safevi, Şah Tahmasb Tezkiresi, s. 66.
1857 Tahmasb Safevi, a.g.e, s. 64. 1858 Hasan Rumlu, a.g.e, s 361-366. 596
1859 Mektupta: “Ey şehriyar-ı muallâ-meab, İskender mehabet Süleyman Cenab, Ne kim emredersen emareyt senin, itaat bizimdir işaret senin, Revamı arada bu denli şikak, Ne var olsa ma beynimizde vifak Eğer lütfedip sulha versen rıza Sana ta olunca ederdik dua, Rica temennimizi kabul” Be -hakkı- Huda ve Be hakk-ı Resul, 1860
Sultan Süleyman‟a saygıdeğer unvanlar hitap etmiĢtir. Sultan Süleyman ise saygıyla “Bab-ü Devlet dost ve düşman için meftuhtur” 1861
yolunda cevap vermiĢtir. Bir süre sonra Sultan Süleyman ve oğlu ġehzade Selim‟in mektupları Tahmasb‟a ulaĢmıĢtır. Kanuni‟nin kızı Tahmasb‟ın kız kardeĢi Sultan Beygum‟e de bir mektup göndermiĢti. 1862 Ama Tahmasb Tezkiresinde ġehzade Selim ve kız kardeĢinin neden mektup gönderdiklerini belirtmemiĢtir. ġah Tehmasb‟ın söylediklerinin ona Osmanlı‟dan gönderilen mektupların mazmunu, “eğer Tahmasb‟ın barışa gönlü varsa elçisini göndersin” 1863 Anlamındadır. Fakat bu elçinin elçiliğinden bir netice çıkmadığı için Tahmasb Sadattan Emir ġemsettin Dilcani‟yi Miladi 1551 (Hicri 960) de elçi olarak Osmanlı sarayına gönderiyor. 1864
1859 Nevayi, Esnad ve Mukatebat-ı Şah Tahmasb-ı Safevi, s. 294. 1860 Solakzade, a.g.e, s. 523; Hammer, D.O.T, Terc, M. Ata C, VC. I, s 38. 1861 Solakzade, a.g.e; Hammer, a.g.e. 1862 Tahmasb Safevi, Şah Tahmasb Tezkeresi, s. 66. 1863 Tahmasb dördüncü savaĢtan sonra Sultan Süleyman‟a yazdığı dostluk mektubunda, Elçi hakkında iĢaret ve sipariĢ olduğu için, Nevayi, s. 295. 1864
Tahmasb Safevi, Şah Tahmasb Tezkeresi, s. 66. Safevi tarihçileri Emir ġemsettin Dilcani‟nin Osmanlı sarayına elçilik için gönderdiği konusunda farklı konuĢuyorlar. 597
Onunla birlikte bir mektubu Sultan Süleyman‟a gönderdi. 1865 Mektubunda Allah, Peygamber ve ġii Ġmamların adından sonra Sultan Süleyman‟ın adını çok sıfatla
Hasan Rumlu diyorki ġah Tahmasb Emir ġemsettin Dilcani‟yi elçilik için Rum‟a gönderdi. s. 372, Ahmet Gumi diyorki veziri azam Rüstem PaĢa bu Mektubu KızılbaĢların büyüğüne yazdı ve istedi bir elçi barıĢ hakkında konuĢmak için göndersinler, ġah Tahmasb da Miladi 1555 Hicri 960 yılı Emir ġemsettin Dilcani‟yı Osmanlı‟ya gönderdi, a.g.e, s 363. Ama ġah Tahmasb Tezkeresinde diyorki Rüstem paĢa Ġranla Osmanlı barıĢına muhaliftı, s. 66; Ahmet Gaffari diyorki ġah Tahmasb Hicri 960 yılın ilk on yılında Nahcivan‟a geldi ve buradan Seyit ġemsettinDilcani Rum elçiliğine gitti. s 310. Ġskender Bey, önce Rum‟a elçi olarak gönderdi, diyorki ġah Tahmasb dostluk bir mektup Sultan süleyman‟a yazdı ve sulh hakkında konuĢmak için Mir ġems Velihani‟yi gönderdi. s 75. Ama aynı tarihçi baĢka bir yerde de diyorki dördüncü saldırıdan sonra Veziri azam Muhammed PaĢa ve Osmanlı ailesinin güvenilleri sulh hakkında mektupları Safevi Devletine yazdılar ve bir kiĢiyi yüce devlete göndermiĢtiler. Bu nedenle bu taraftan Emir ġemsettin Velihani elçi olarak gönderildi, s 115. ġunu demeliyiz Muhammed PaĢa adını zikretmek yanlıĢtır zaman Ahmet PaĢa Veziri Azam idi. 1865 Hayder Evoğlu, Munşiatı Hayder Evoğlu, Naklen Nevayi, s288-297. ġah Tahmasb bu mektupta kendi elçi adını ġemsul‟Feleğin ve devrenin güneĢi olan Muhammed Mehdiya Seyitlerin büyüklerinden ve bu diyarın yüce kiĢilerindendir, yazıyor. Bu mektuptan belli oluryorki o Mahmud Bek‟ten sonra gönderilmiĢtir. O zaman ġah Tahmasb ve safevi tarihçilerinin söyleyiĢine göre Mahmud Bek‟ten sonraki elçi Emir ġems Dilcanidir.
598
kullanarak onun denizlerin sultanı, iki Harem‟in (Mekke ve Medine) hizmetçisi, Allah‟ın kullarının topraklarının bekçisi, Kâfirlerin elinden Müslümanların koruyanı olarak adlandırmış ve onu ünlü krallara: “Dara” gibi (eski İran‟ın kralı) ordusu olan, İskender nişanını taşıyan, Hakan, Feridun, gibi Muhteşem ve Cemşid, (eski İran Padişahları) Padişah‟ın tahtında oturana benzetmiştir. 1866 ġah Tahmasb mektupta: “barış” din göstergelerini açığa çıkarıyor ve kâfirleri ortadan kaldırıyor
demiĢtir. Tahmasb mektubunda İran‟da üç yüz dört yüz bin kişinin Hacca gitmelerinin vacip olduklarını söylemektedir ve Irak-ı Arap‟ta olan kendi atalarının (Şia İmamları kast ediyor) ziyaretinden uzak kaldıklarını söylüyor ve onların mezarlarının aydınlatılması için yağ bile gönderemediklerini söylemiĢtir. Sonra da Necef-i EĢref‟i (Hz. Ali‟nin Mezar‟ı) babasının (ġah Ġsmail) ele geçirdiğini ve Ģu an mezarın vakıf baĢkanlığının kendisine bağlı olduğunu ve bunun da elinden çıktığını söylemiĢtir; Şii İmamların türbelerindeki altın kubbelerin kaplamasını da kendisinin yaptığı üzere şimdilik hepsinden uzak ve mahrum kaldığını söylemiştir. 1868 Mektubunda; Irak-ı Arab‟ın uzun savaşlar sonunda elinden çıkan vilayetlerinin geri alınmasını istemiştir. Sonra da Sultan Süleyman‟ın kendine yaraşan davranışı yapmakla bunları kendisine (Tahmasb‟a) geri vermesini istemektedir. 1869 ġii Ġmamları kendi atası sayan Tahmasb, Necef‟te bir kanal inşa
1866
a .g.e.
1867 Hayder Evoğlu,
Munşiatı Hayder Evoğlu, s 290-297. 1868 Hayder Evoğlu,
a.g.e, s 292-297. 1869 Tahmasb Safevi, Şah Tahmasb Tezkiresi, s. 66. 599
1870 Sultan
Süleyman‟ın istekli olmasını rağmen bazı Osmanlı Sarayının büyükleri ve din âlimleri Ġran ile barıĢ yapmaya sıcak bakmıyorlardı. Tahmasb Tezkiresinde; Osmanlı din âlimlerinin bütün Ermeni, Müslüman ve Yahudi İran halkının kan, mal ve helal olduğu ve onlarla savaşın cihat olduğunu vurgulayan fetvalar yayınladıklarını söylemiştir. 1871 Bu söyleyiĢe göre ve durumun karıĢık olmasını dolayı Osmanlı Din âlimleri Ġranlıların çocuklarını da esir sayıp onlara esir muamelesi ediyorlar demiĢti. Ġslami ahkâmına göre sadece kâfirlerin bayan ve çocukları esir sayılabilmektedir. 1872
davranıyorlardı. 1873
Ġslam ahkâmında hiçbir Ģekilde Müslümanların bayan ve çocukları esir sayılmamaktadır. Osmanlı‟ya karĢı kendisini baĢarılı göstermek için yıkıp yakma taktiğini kullanan Tahmasb, 1874
Osmanlı büyüklerine göre Tahmasb‟ın yaptıkları pek cömertçe bir hareket değildi. Bu nedenle hem Sultan Süleyman Ġstanbul‟dan Ġran Seferine çıkarken: “hengam-ı ıztırab-ı seferdir” deyu cevabı te‟hir
Hem de Saray büyükleri
1870
Hayder Evoğlu MunĢiatı, Naklen Nevayi, s. 293-297. 1871
Tahmasb Safevi,
1872 Tahmasb Safevi, Şah Tahmasb Tezkiresi, s. 67. 1873
Abdulhuseyin Zarrinküb, karnamey-i İslam, Emirkebir Yayınları, s 54,Tahran 1968.
1874 Roemer, a.g.e, s. 320. 1875 Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, s 217-218; Solakzade, a.g.e, s. 523. 600
ve din ulemaları nedeniyle hemen Tahmasb‟a cevap verilmedi. 1876 Ġki ay sonra, Sultan Süleyman ġehzade Mustafa‟nın öldürmesinden sonra Halep‟e gittiği esnada Osmanlı Saray Büyükleri ve Ulemaları müdahalesiyle Sultan Süleyman detaylı bir cevap yazdı. 1877
Bu mektupta ulemalar hepsi bütün asker olan ve olmayan ehl-i ġark (Ġran) can ve malı helal ve onlarla savaĢmak cihat olduğu fetvasını vererek mektupta pek ġah Tahmasb‟a saygı göstermemiĢlerdir. 1878
Osmanlı Sarayından ġah Tahmasb‟a gönderilen bu mektup sert ve ağır ifadelerle dolu tehditle: “İslamiyet‟in doğru yolunu kaybedip, sapık bir yola yöneldiği, tövbe etmekten kaçındığı ve geçmişte Osmanlılardan iyi ders almasına rağmen, henüz Şiiliğin mülhidine akideleri üzerinde durduğu ve bununla kalmayarak, son günlerde Osmanlı topraklarına taarruz edip infialine sebep olduğundan söz edilmiştir; Kanuni mektubunda yakında bir Nahcivan(İran) Seferine çıkacağında belirtmiştir. Bu sebeple hudut valilerine sefer hazırlıkları için haberler ve emirler verilip, Kırım Han‟ının dahi Sefer-i hümayuna iştiraki için ferman gönderilmiştir” 1879 . Tahmasb Tezkiresinde Osmanlı‟nın mektubunun kendisine ulaĢtıktan sonra onlar bizleri kâfir saydıklarından dolayı ve Allah‟ın kendileri ile onların arasında hakemlik yapmasını dilemektedir demektedir. 1880
Böylece barıĢ için hiçbir konuĢma yapılmadığından dolayı ġemsettin Dilcani kabul edilirse de geri dönmek zorunda kalmıĢtır. Koca NiĢancı Celalzade‟ye
1876
Peçevi, Tarih-i Peçevi, c. I, s. 301. 1877
Celalzade, a.g.e, vr. 354/o; UzunçarĢılı, Osmanlı Tarihi, C. II, s. 404. 1878
Hasan Rumlu, Ahsenul-Tevarih, s. 376. 1879
B.O.A, Ali Emini, nr 335. 1880
Tahmasb Safevi,
601
göre Sultan Süleyman ġemsettin Dilcani‟ye çok saygı göstererek çeĢitli hediyeler vermekle beraber KızılbaĢlar‟ın Doğu ne gibi yaptıklarını da sormuĢtur. 1881
1881
|
ma'muriyatiga murojaat qiling