Bazen komşu evlerinin o bitirim, o haşarı çocuklarından birini ele geçirdi mi, oh olsun deyip
anasından emdiği sütü burnundan getirir, var gücüyle kulaklarına asılır, saçlarını çeker, orasını
burasını çimdikleyip vücudunda morartmadığı yer bırakmazdı. Ama bir gün gelmiş, bir tel
parçasıyla evinin merdivenine asıvermişti kendisini ve asılmış haliyle öylesine çirkin bir görünüm
sergilemişti ki, kimse yanma sokulmayı göze alamamış, sonunda teknisyen Porsch Baba arkadan
yaklaşarak bir tenekeci makasıyla teli kesmişti; ağzından bir karış dışarı sarkmış diliyle
Brendle'nin cesedi de yüzüstü düşüp merdivenlerden paldır küldür aşağıya yuvarlanmış,
dehşetle kaçışan seyircilerin arasına dalmıştı.
Hans ne zaman aydınlık ve geniş Sepiciler Sokağı'ndan çıkıp bu karanlık ve rutubetli
Şahinler Sokağı'na adımını atsa, o tuhaf bunaltıcı havanın yanı sıra insanın nefesini kesen haz
dolu bir ürperti hissetmiş, merak, korku, vicdanında bir rahatsızlık ve mutlu serüvenlerin
önsezisinden oluşan karışık bir duygu
üzerine çullanmıştı. Şahinler Sokağı masallarla, mucizelerle, yaşanıp işitilmedik korkunç
olaylarla karşılaşılabilecek tek yerdi. Öyle bir yer ki, burada sihirler, büyüler, hortlaklar ve
hayaletler inanılırhk kazanıyor, olası nesnelere dönüşüyor, tıpkı efsanelerin ve Son-nenwirtle,
Schinderhannes, Messerkarle, Post-michel ve daha başka pek çok esrarengiz kahramanın,
caninin, katilin ve maceraperestin rezaletlerinden ve karşılığında uğradıkları cezalardan söz
edip öğretmenlerin gördükleri yerde el koyduğu Reutlingen halk kitaplarının okuyanlara
sağladığı tüyler ürpertici, şahane, insanın içini titreten nazların tıpkısı bu sokakta da
yaşanabiliyordu. Şahinler Sokağı'ndan ayrı olarak bir yer daha vardı ki, burası hepsinden
değişikti, bir şeyler yaşanabilir, işitilebilir, karanlık tavan aralarında ve gizemli odalarında insan
Do'stlaringiz bilan baham: |