gerçekte bütün yılın en soylu, en güzel olayıdır, olgunlaşma ve hasadın simgesidir, yaklaşan
kıştan
önce bu kokuyu solumak iyidir, çünkü güzel ve harikulade pek çok şeyi şükranla anımsatır
insana; o yumuşacık mayıs yağmurlarını, şakır şakır yaz sağanaklarını, güz sabahlarının serin
çiğlerini, bahar güneşinin nazlı ve narin aydınlığını, kavurucu yaz güneşini, beyazlar ve
pembeler içinde ışıldayıp duran çiçekleri, hasat öncesinde meyve ağaçlarının kırmızıya çalan
kahverengi parıltısını ve bu arada bütün bir yılın beraberinde getirdiği tüm güzelliklerle
sevinçleri anımsatır.
Herkes için eşi bulunmaz günlerdi bunlar*Te-nezzül buyurup değirmen önündeki alana
bizzat çıkıp gelen varlıklı kişiler ve ne oldum delileri tombul elmalarını ellerine alıp tartıyor, bir
düzineye yakm, belki daha da fazla elma çuvalını sayıyor, ceplerinde taşıdıkları gümüş
kupalarla kendi elmalarından üretilen şıranın
tadına bakıyor, şıralarına bir damla su katılmadığını çevresindekilere duyurmaktan
kendilerini alamıyor- lardı. Yoksul kişilerin topu topu bir çuval elması oluyor, şıralarının tadına
cam bardaklar ya da toprak kaplarla bakıyor, şıralarına su katıyor ama bu, gurur ve
neşelerinden bir şey kaybetmelerine yol açmıyordu.
Çarklar Arasında
"Hey komşu, o kadar kasılma bakayım! Al da
şunun tadına bak bir!" "Bal gibi. Ne kadar şıra yapıyorsunuz?"
"İki fıçı hepsi. Ama ne şıra!"
"Yaz ortasında fazla şıra yapmak da iyi değil, sirkeleşir, araya gider sonra!"
Bu yıl da dır dır söylenip duran birkaç huysuz yaşlı, her zamanki gibi dolanıp duruyordu
ortalıkta;
kendilerinin hanidir şıra yaptığı yoktu ama her şeyi herkesten iyi biliyor, meyvenin
nerdeyse sudan ucuza alındığı eski günlerden söz açıyorlardı: Her şey çok daha ucuzdu
Do'stlaringiz bilan baham: |