hasta-\ lanıp ölüm yatağına düşen bir ruh da çokluk ilk yaşam günlerine ve sezgilerle kıpır kıpır
bir çocukluk çağma döner sık sık, sanki orada yeni umutlar keşfedecek ve kopan hayat ipliğini
yeni-, den birbirine tutturacaktır. Ağacın kökünden fışkıran sürgünler bir solukta boy atar,
büyür, özsularla donanır ama yalancı bir yaşamdır ortada görünen, sürgün gelişip de eskisi gibi
doğru dürüst bir ağaca dönüşemez artık. Hans'm durumu da böyleydi işte; bu yüzden çocukluk
ülkesinin düşsü yollarında bir süre kendisini izlemek yerinde olacaktır.
Eski taş köprünün yakınmdaydı Hanslarm evi ve birbirinden alabildiğine değişik iki sokağın
köşesini oluşturmaktaydı. Evi büyük bölümüyle sinesinde barındıran sokak kentin en uzun, en
geniş ve kibar sokağı olup Sepiciler Sokağı adını ' taşıyordu. Kısa ve dar olan öteki sokak ilerde
birden dikleşiyordu ve perişan bir
görünümü vardı, , Şahinler Sokağı'ych adı; bu ad, hanidir işletilmeyen bir meyhanenin
armasmdaki şahin
resminden ötürü konmuştu sokağa.
Sepiciler Sokağı'nda sıralanan evlerin tü-{ münde kentin namuslu ve dürüst eski sakinleri
oturmaktaydı, herkesin kendi mülküydü oturduğu ev; gömütlükte her ailenin kendi kabristanı,
evinin arkasında kendi bahçesi vardı; bahçeler teÇarklar
Arasında
raslar halinde bayır yukarı uzanıyor, çitleriyle bin sekiz yüz yetmiş
yılında inşa edilip üzerini sarı katırtırnaklarmm örttüğü demiryolu dolgusuna kadar gelip
dayanıyordu. Küçük kasabada Sepiciler Sokağı'yla boy ölçüşebilecek tek yer Pazar
Meydanı'ydı; kilise, hükümet konağı, mahkeme, belediye,
rahibin evi burada bulunuyor, o temiz ağırbaşlılıkları içinde insanda düpedüz kentsel bir
soyluluk izlenimi uyandırıyordu. Hani devlet dairelerini barındırdığı söylenemezdi Sepiciler
Do'stlaringiz bilan baham: |