Hazirlayanlar
- Aşudı Kilisesi’ nin Tamiri ve Tahta Çan Çalınması Müsaadesi
Download 3.42 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- 4- Darende’de İhtida Hareketleri
- 5- Azınlıkların İktisadî İmkânları
- Kaynaklar Kuruş %
- 6- Vergi Yükü ve Vergi Dağılımı
- Toplam 364 18 258 88 2 5 10 020 %
3- Aşudı Kilisesi’ nin Tamiri ve Tahta Çan Çalınması Müsaadesi Osmanlı Devleti , İslâm Hukuku’nun zımmîlere tanıdığı hak ve hürri- yetler çerçevesinde din hürriyeti tanımıştır. Bu çerçevede zımmî tebaanın yaşadığı yerleşim birimlerinde ibadetlere, mabedlerinin tamir ve termimi- ne de müsaade edilmiştir. Bu işlem kadim binanın esası üzerinde yapılıyor, binanın genişletilmesine müsaade edilmiyordu. Aşudı , Darende’de zımmî Osmanlı tebaasının yaşadığı birkaç köyden biri idi. Buradaki kilisenin tamire muhtaç durumda olması üzerine, kili- senin tamir edilmesi ilgili makamlara arz edilmiş, durum değerlendiril- miş, şeyhülislâmdan bir karyede vakı’ kenise-i kadim harab oldukta erba- bı, hey’et-i asliyesine nesne ziyade etmeksizin vaz’-ı kadimi üzre ta’mire kâdir olurlar mı? El-Cevab olurlar diye fetva alınarak tamire müsaade edilmiştir. Kilisenin tamirinde iki şart öne sürülmüştür; birincisi binanın eski konumu üzere yapılması, ikincisi fukaradan para tahsil edilmemesi idi. Bu şartlarda tamir müsaadesi evasıt-ı Recep 1247/Aralık 1831 sene- sinde Darende naibine ve voyvodasına bildirilmiştir 35 . 1273/1856 yılında ise aynı köyün kilisesinde âyin vaktini duyurmak için tahta çan çalınması müsaadesi Patrik tarafından arz edilmiştir 36 .
te verilen kayıtlara göre daha önce mevcut olan Aşudı Kilisesi’nin kısmen yanmış olması hasebiyle eski temeli üzerine 25x18 m. ölçülerindeki kilise ile 10x8 m. ölçülerindeki kiliseye ait hücre, köyün 784 nüfustan oluşan Hı- ristiyan halkı tarafından 15 365 kuruş keşif ücreti ile tamir ettirilmiştir. Bu tamir, kilise ve hücresinin yerden 3 m. yüksekliğine kadar kalıntıları bulu- nan duvarları üzerine yaklaşık 5 m. daha ilâve yapılarak gerçekleştirilmiş- tir. Kilise ve hücresinin toplam 19 adet penceresi olduğu kaydedilmiştir 37 . 4- Darende’de İhtida Hareketleri İhtida din değiştirme manasına gelir. Bu terim daha çok gayrimüslim- lerin Müslüman olması anlamında kullanılır. Zımmîlerin İslâm’ı seçmeleri gerek Müslüman toplum gerekse yönetici tabaka tarafından iyi karşılan- mış, teşvik edilmiştir. Hatta yeni Müslüman olanlara elbise parası verilmiş, 35 BOA, Cevdet Adliye, Belge No: 1462. 36 BOA, Mühimme Defteri, Defter No: 78, s.35. 37 BOA, Y.A.RES., Belge No: 117/41. 135 Doç. Dr. Sait ÖZTÜRK taltif edilmiştir. Osmanlı Arşivi ‘nde yeni Müslüman olanların taltifl eriyle alâkalı çok sayıda belge vardır. Darende’de zımmî şahısların İslâm’ı seçerek Müslüman oldukları gö- rülüyordu. Tehcir sonrası iyice azalan Ermeni nüfusun bütün hoş görüye rağmen üzerlerinde daha fazla bir baskı hissettiklerini söylemek mümkün- dür. Müslümanlığı seçmelerinde yaşadıkları bölgede tedirgin edilmemele- rinin rolü olduğu söylenebilir. Sonradan Müslümanlığı seçmiş zımmîleri Müslüman halk bilirdi. Haçir Ağa ‘nın oğlu Babayan bunlardan biri idi. Yakın zamanlarda Ba- bayan Müslüman olup Ali adını almış ve Çarşı Camii ‘nin bakım ve temiz- liğini üstlenmiş idi. Babayan’ın diğer kardeşi Mahir Usta iyi bir marangoz ve mobilyacı idi. Mesleğini Selanik’te bir akrabası yanında öğrenmişti. Mahir Usta da Müslümanlığı seçmiş Mahir adını almıştı. 1935-1938 yıl- larında Şeyh Hamid -i Veli Camii ‘nin minberini yapmıştı. Asıl onun adını yaşatan İbrahim Paşa mahallesindeki camiiye yaptığı kanatlı ceviz kapı idi. Kapıda şu dörtlük halen Mahir Usta’yı belgelemektedir: Lûtfu Hakk’a mazhar oldu âkibet İhtida etti gelip Usta Gazar Ahmet-i Mâhir diye nam verdiler Sanatında olduğu için pür-hüner. Taşçı Beli mahallesinden Boyacı Ali Ağa da sonradan Müslüman ol- muş Darendeli Ermeniler den biri idi. Ermeni adı bilinmiyordu. Ermeniler Ali ismini Eli olarak telaffuz ettiklerinden Eli Ağa diye de söz edilirdi. Ali Ağa pamuk, yün iplik ve bez boyardı. Çarşıda sobacılar ve tenekeciler arasında dükkânı bulunuyordu. Gürün ‘den gelmiş ve Müslüman olmuş bir diğer Darendeli ise Demir- ci Sağır idi. Demirci ustası idi. Adı bilinmez herkes onu Sağır olarak bilir- di. Oğlu ve torunları ticarî faaliyetlerini halen sürdürmekte ve memleketin hatırı sayılır ve güvenilir kişileri arasında bulunmaktadır. Darende hükümet Konağı yakınında evi bulunan Kalaycı Mustafa adındaki şahsın kendisi veya babasının sonradan Müslümanlığı seçtiği bi- linir. Bu zat da mesleğinde tanınan bir kişi idi.
136 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Cami hocası olan Hafız Ağa ‘nın Müslümanlığı kabul etmesinde ön ayak olduğu ve evlendiği Gelin Aba diye bilinen kadın da sonradan Müslümanlığ’ı seçenlerdendi.
XIX. yüzyılda Ermeni ve Rum azınlığın refah seviyeleri Müslüman kesimden daha yüksek olduğu bilinmektedir. Avrupa tüccarlığı avantajla- rından faydalanmışlar, batı ülkelerinin iş alemiyle yakından temasa geç- mişlerdir. 1839 yılında imzalanan İngiliz-Osmanlı Ticaret Anlaşması’ndan sonra da bu azınlık grubunun ticarî hayatta pay ve tesirleri yükselmiştir 38 .
lara kadar yaşayan hiçbir Ermeni nin ticarî faaliyetlerine engel olunmamış, diğer Müslüman ticaret ve zanaat erbabı gibi faaliyetlerinde serbestçe hare- ket etmiştir. Darendeli zımmîler kendi aralarında serbestçe ortaklıklar ku- ruyordu. 1852 yılında Darendeli iki zımmî şahıs kurdukları şirketi feshet- mişler idi 39 . Şifahî beyanlara bakılırsa yakın zamanlara kadar Darende’de ticarî ve sınaî faaliyette Ermeniler etkin rol üstlenmişlerdi 40 . XIX. yüzyılda Avrupa tüccarlığı yapan Darendeli tüccar lara rastlamak mümkün idi. 1858 yılında Avrupa tüccarı olan Darendeli Şamlıoğlu Ka- rabet bunlardan biriydi 41 . Darende’de sakin Tataroğlu Artin aynı yıllarda (1859) Avrupa tüccarı idi 42 . Bunun dışında yurt içi ticarete katılan çok sa- yıda tüccar görülüyordu. Sinop gümrüğü üzerinden mal ithal ve ihrac eden Darendeli tüccar daha XIX. yüzyılın ortalarından itibaren faaliyette idi 43 .
leşerek buralarda ticarî faaliyetlerini sürdüren pek çok Darendeli tüccar a 38 Bu konuda detaylı bilgi için bkz. İbrahim Yılmazçelik, “XIX. Yüzyılda Anadolu’da Erme- niler in Sosyal ve İktisadî Durumları Hakkında Bazı Belgeler”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 1, Sayı 1, Elazığ 1987, s.239 vd. Ayrıca bkz. Benjamin Braude, “Millet Sistemi’nin İlginç Tarihi”, Osmanlıdan Günümüze Ermeni Sorunu, Ankara 2000, s.134- 137; Salahi Sonyel, “Hristiyan Azınlıklar ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Dönemi”, Osmanlıdan Günümüze Ermeni Sorunu, s.195. 39 BOA, A.MKT.DV., Belge No: 71/80. 40 Ali Sezegen, Darende Tarihi, Basılmamış Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakül- tesi , Ankara 1971, s.34. 41 BOA, A.MKT.DV., Belge No: 138/4. 42 BOA, A.MKT.DV., Belge No: 152/9. 43 BOA, A.MKT.NZD., Belge No: 224/10, 78.
137 Doç. Dr. Sait ÖZTÜRK rastlamak mümkün idi. Meselâ Bedros adında diğer Darendeli bir zımmî şahıs 1857 yıllarında İskilip ‘de ticaretle uğraşıyordu 44 .
tisadî durumlarını temettuat defterleri nde yer alan verilerden hareketle in- celeyeceğiz. Dolayısıyla 1840’lı yıllarda Darende’de bulunan zımmî nüfus incelenecektir. Bu tarihte Darende’nin Ali Fakı , Cami-i Kebir, Hacı Hasan , Hacı Muhammed , Tahtalı ve Yazılı mahalleleri ile Aşudı köyünde gayrimüslim bulunmaktadır. Ayrıca Darende merkezde zımmî nüfusun yoğunlukta ya- şadığı bir Ermeni mahallesi bulunmaktadır. Fakat kayıtlarına ulaşılamadı- ğından değerlendirme dışı kalmıştır. Ermeni mahallesi dışında Aşudı köyü ve şehrin diğer mahallelerinde 166 vergi mükellefi bulunmaktadır. Buna müşterekler dâhil edilmemiştir. gayrimüslimlerin 1844 yılında elde ettik- leri gelirin kaynaklar itibariyle dağılımı şöyledir: Darende’de yaşayan gayrimüslimlerin gelirlerinin önemli bir kısmını (% 82.6) ticarî ve mesleki gelir leri oluşturmaktadır. Hâlbuki ticarî ve mes- lekî gelirler itibariyle genel ortalama % 70’dir. Zımmîlerin çoğunun ticarî ve meslekî gelirleri bulunmaktaydı. Şu biliniyor ki zımmîler genelde zanaat ve ticaretle uğraşıyorlardı. Meslekleri, dükkânları, yerleşik işleri vardı. Genellikle kazançlı meslek sahibi idiler. Geniş, bol çeşitli dükkânlarda iş yaptıkları söylenirdi. Ka- laycı lık, demircilik, değirmencilik, bez dokumacılığı, marangozluk gibi meslekler icra ederlerdi. Ermeni meslek erbabı civar köylerin taleplerini de karşılardı. Çerçilik Darende’de pek fazla iştihar bulmasına rağmen Er- meniler bu işi yapmazlardı. Müslümanlardan daha iyi bir hayat sürdükleri söylenebilir. Darende merkez ve kırsal alanda ekilebilir alanların toplamı 6 664 dönümdür. Toprakların % 76.6 gibi önemli bir oranı kırsal kes imde bu- lunmaktadır. Gayrımüslimlere ait toplam 200 dönüm 45 ziraî toprakların 43.5 dönü- mü ekili, 32 dönümü nadas, geri kalan 125 dönümde ise bahçecilik yapıl- maktadır. Arazilerin ve bahçelerin büyüklüğü küçük ölçekli işletme tipine girmektedir. Ekili araziler 1.5, 5, 10, 11 dönüm, bahçeler ise 0.5, 1, 2 dö- nüm büyüklüktedir. 44 BOA, A.MKT.DV., Belge No: 124/87. 45 Darende merkezde Ermenilerin toplu yaşadığı mahalleye ait temettuat defterine ulaşılama- dığından buradaki veriler bu mahalle dışında yaşayan Ermenilere ait verilerdir.
138 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Beslenen hayvanlar küçük ve büyük baş hayvanlar ile yük hayvanları- dır. Arıcılık yapılmaktadır. Tablo 6: Gayrimüslimlerin gelir kaynakları Kaynaklar Kuruş % Ziraî gelir 9 947 % 16.2
Hayvan geliri 727
% 1.18 Meslekî ve ticarî gelir 50 767.5 % 82,6
Toplam 61 441.5 % 100 Darendeli zımmîlerin 1840’lı yıllarda meslekî ve ticarî faaliyet alan- ları ise şöyledir; abacı , amele , attar , basmacı , baytar , boyacı , cüllah , çancı , çerçi , çırak , çiftçi , çulha , değirmenci , demirci , doğramacı , hallaç , hamal , hizmetkar , ırgad , kalaycı , katırcı , kazancı , keşiş , kizir, kuyumcu , merkepçi , pamukçu , pınarcı , taşçı, teba , terzi , tüccar , yapıcı, zurnacı. 6- Vergi Yükü ve Vergi Dağılımı 1844’te vergi yükü , vergü-yi mahsusa , cizye ve öşür vergisi olmak üzere üç vergi çeşidinden oluşmaktadır. Darende şehir ve kırsal alanda bu üç vergi çeşidinden sağlanan toplam vergi miktarı 113.422 kuruşa baliğ olmuştur. Bunun 83.760 kuruşu (% 73.8) vergü-yi mahsusadan , 8 355 ku- ruşu (7.4) cizyeden ve 21 307 ku ruşu (18.8) öşür den sağlanmıştır. Bir mukayese açısından Rumeli ‘de Ahyolu kazasının kırsal kesiminde vergi yükü nü oluşturan kalemlerin toplam vergi içinde oranlarına baktı- ğımızda şu oranlarda geliştiği görülmektedir; vergü-yi mahsusa % 57.4, cizye, % 12, öşür % 30.6 46 .
köyü reaya kesimindedir. Öşrün tahsil edildiği toplam mezru hasılat içinde- ki pa yı köyler genelinde % 11.2’dir. Bu oran Aşudı köyü reaya kesiminde % 14.6’ya çık mıştır. Aşudı köyü zımmîleri tarım dışı faaliyetleri sebebiyle en az hasılat ve en az miktarda öşür ile dikkati çekmektedir. 46 Bkz. Şevket Kâmil Akar, 19. Yüzyılda Edirne Eyaletine Bağlı Ahyolu Kazası’nın Sosyal ve Ekonomik Ya pısı, Basıl mamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1991, s.26. 139 Doç. Dr. Sait ÖZTÜRK Tanzimat idarecileri tarafından örfî vergiler yerine ikame edilen ve 1256/1840 yılından itibaren tatbik edilmeye başlanan ve An-cemaatin ver- gi , Vergü-yi Mahsusa , Vergü ve Komşuca alınan vergü gibi muhtelif adlar verilen Vergü-yi mahsusa , herkesin az çok kazancı gözetilerek tevzî edilen ve dikey eşitliği sağlayabilme özelliği gösteren genel bir vergi niteliğini taşıyordu. Darende şehir merkezinde kayıt dışı Ermeni mahallesi hariç geri kalan 6 mahallede bulunan 71 hane gayrimüslimlerin vergü-yi mahsusa durumu şöyledir. Bunlardan 5 hane vergi ödemesi yapmamıştır. Geri kalan 66 ha- nenin toplam hasılası içinde vergi oranı % 12.6’dır. Bu oran şehir genel ortalamasının altındadır. Mahalleler itibarıyla oranlar % 8.5-19 arasında değişmektedir. Hane başına ortalama 47.2 kuruş vergi düşmektedir. Hane başına düşen vergi ise şehir genelinde 36.6 kuruştur. Hane başına daha yüksek miktarda vergü-yi mahsusa veren gayrimüslim kesim, yıllık ka- zançlarına göre daha az vergi ödemektedirler. Şehir genelinde 36.6 kuruş olan vergi,
diğer bazı Anadolu kentlerin e göre oldukça düşüktür. Meselâ, aynı dönemde Bilecik şehir merke zinde 119 68
47 , Bursa şehir merkezinde 1842 yılında 50.24, 1847 yılında ise 60.39 kuruş idi 48 . Darendeli gayrimüslimlerin cizye yükümlülükleri itibariyle ayrımı ise aşağıda görülmektedir. Bu tabloyu zımmîlerin refah seviyelerini gösteren bir tablo olarak da değerlendirmek mümkündür. 1840’lı yıllarda Darende şehir merkezinde 6 mahallede, köylerde ise sadece Aşudı köyünde gayrimüslimler bulunmaktadır. İncelememiz dışın- da kalan şehir merkezinde bir gayrimüslim mahallesi daha vardır. Bu ma- halleden kaynaklanan eksikliği 1261 yılı cizye defterini kullanarak tablo- yu tamamladık 49 . Şehirde bulunan 364 cizye mükellefi nden 10 020, Aşudı köyünde bulu nan 183 cizye mükellefi nden 5 325 kuruş cizye bedeli tahsil edilmiştir. Şehirde cizye mükellefl eri nin % 4.9’u en yüksek düzeyde cizye bedeli ödedikleri halde, Aşudı köyünde bu oran % 6.6’dır. En düşük bedel ödeyenlerin oranı şehirde daha yüksektir. 47 Said Öztürk, Tanzimat Döneminde Bir Anadolu Şehri Bilecik , İstanbul 1996, s.178. 48 Salih Aynural, Tanzimat Dönemi Bursa ’nın Sosyo-Ekono mik Yapısı, Yayınlanmamış Do- çentlik Tezi, İs tanbul 1994. s.104-105. 49 BOA, ML.VRD.CMH., Belge No: 517. Darende’nin gayrimüslim mahallesine ait temettu- at defterine ulaşılamamıştır. Bu se beple 1261 yılı cizye defteri kullanılarak bütünlük sağ- lanma yoluna gidilmiştir. 140 HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER Dolayısıyla Aşudı köyü zımmîleri şehirde bulunan zımmîlerden daha yüksek gelire sahiptirler. Tablo 7: Ödeme gücüne göre cizye yükümlüleri (%) A’lâ Evsat Edna Toplam Şehir merkezi % 4.9 % 70.9
% 24.2 % 100
Aşudı köyü % 6.6
% 74.3 % 19.1
% 100 Şehir merkezinde gayrimüslim tebaa arasında toplam 364 cizye yü- kümlüsünden 18’i yüksek, 258’i orta ve 88’i düşüktür. En fazla cizye yü- kümlüsü zımmî mahallesinde bulunmakta dır. Yüksek cizye yüküm lüsü zımmî mahallesinde 16, Cami-i Kebir mahallesinde 2 kişidir. Fakat bu iki cizye mükellefi nin cizye bedeli yazılmamıştır. Hacı Muhammed mahallesinde muaf bulunan 2 kişi sabi yani çocuk yaşta olduğundan cizye mükellefi sayılmamıştır. Yine Yazılı mahallesinde 1 çalışamaz durumda (amelmande ), 2 yetim kişi de muaf addedilmiştir. Cami-i Kebir mahallesinde 2 cizye mükellefi nin durumu ise belirsizdir. Bunlardan biri için cizye-i şer’iyesi olmadığına dair şerh verilmiştir. Diğe- ri için her hangi bir açıklamaya gidilmemiştir. Cizye ödeme yükümlülerinin en fazla sayıda bulun duğu grup görül- düğü gibi orta seviyede bulunanlar olup bütün mükel lefl erin % 70.9’unu meydana getirmek tedir. Cizyede tatbik edi len bu tasnifi n, kişilerin gelir ve ser vet durumlarına göre yapılması nedeniyle toplum içinde yüksek, orta halli ve düşük gelir gruplarını da yansıtmış ol maktadır. Bu bağlamda gay- rimüslim tebaanın % 71’inin orta gelir grubunda olduklarını söyleyebili riz. Orta cizye yükümlülerinin en fa zla bulunduğu mahalle zımmî mahallesi- dir.
Bu dönemde yüksek düzeyde cizye yükümlülerinden 60, orta düzeyde olanlardan 30, dü şük düzeyde olanlardan 15 kuruş cizye alınmakta idi. Buna göre sadece yerli halkın ödediği cizye toplamı 10 020 kuruştur.
141 Doç. Dr. Sait ÖZTÜRK Tablo 8: Ödeme gücüne göre cizye mükellefl eri Köy Mükellef sayısı A’lâ Evsat Edna Belirsiz Muaf Cizye bedeli Ali Fakı 7 0
7 105
Cami-i Kebir 55 2 41 12 2 1 410 Hacı Hasan 29 0
5 795
Hacı Muhammed 7 0 5 2 2 180 Tahtalı
7 0 5 2 180
Yazılı 14 0 10 4 3 360 Zımmî mahallesi 245 16
56 6 990
Toplam 364 18 258 88 2 5 10 020 % 4.9 70.9 24.2 Kırsal alanda gayrimüslim halkın ikâmet ettiği yerleşim bir imi sadece Aşudı köyünün re aya mahallesidir. Aşudı köyünde yaşayan gayrimüslim cizye mükellefi sayısı 183’tür. Gayrimüslim cizye mükellefi nin ödeme güçlerine göre yapılan tasnife göre orta seviyede cizye mükellefl eri en faz- ladır. Orta seviyede cizye mükellefl eri şehirde de en yüksek idi. Aşudı kö- yünde orta seviyede cizye mükellefi sayısı toplam 136’dır. Yüksek ödeme gücüne sahip mü kellef sayısı 12, düşük seviyede mükellef sayısı 35’tir. Cizye yükümlülüğünden muaf olanların sayısı 2’dir. Bunlar fakir ve yar- dımla geçinmektedirler. Cizye hukuku gereği üç kategoride tahsil edilen cizyenin en düşük miktarı fert başına 15, orta seviyede 30, en yüksek miktarda olanı 60 ku- ruştan tahsil edilmiştir. 183 cizye mükellefi n den tahsil edilen miktar 5 325 kuruştur. Şehir merkezinde bulunan hane reisleri içinde orta derecede ödeme gücüne sahip cizye mükellefi oranı ile köy leri karşılaştırdığımızda yakla- şık oranlarda ol duğu görülmektedir; şehirde % 70.9, gayri müslimlerin ya- şadığı tek köy olan Aşudı köyünde % 74.3 oranında olduğu görülmektedir. Şehirde yaşayan zımmîlerde A’lâ olarak cizye ödeyen 18 kişidir. Köylerde ise 12 kişidir 50 .
miti şehir merkezinde 13-65, köylerde 12-80 arasındadır 51 . 50 Bu rakamlara, kaydedildikleri defteri inceleme imkânımız olmayan, şehirde yaşayan 133 Ermeni vergi mükellefi dâhil değildir. Bu açıdan söz konusu rakamları ihtiyatla kullanmak gerekmektedir. 51 BOA, ML.VRD.CMH., Belge No: 517, s.2. II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ OSMANLI MECLİSLERİNDE ERMENİ MİLLETVEKİLLERİ VE FAALİYETLERİ (1908–1912) Arş. Gör. Seher BOYKOY Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü E-mail: seherboy@yahoo.com; Tel (GSM): 0 505 397 43 62 Özet Çalışma, yoğun siyasal gelişmelerin yaşandığı hareketli bir dö- nem olan II. Meşrutiyet dönemi parlamenter yaşamında Ermeni milletvekillerinin her yönüyle incelenmesine yönelik olacaktır. Kısa süreli bir Meşrutiyet dönemi sonrası otuz yıl süren mec- lissiz idare, Türk siyasetinin ikinci parlamenter dönemini temsil eden II. Meşrutiyet’in 1908 yılında ilânıyla son bulmuştur. Bu yeni dönemde dört meclisin toplandığı görülmektedir: 1908–1911, 1912, 1914–1918 ve 1920. Bu dönemlerden dördüncü dönem, mütareke koşullarının ve Anadolu’da gelişen ulusal hareketin izlerini taşıması ve bu dönem meclisinde Ermeni üye bulunma- ması itibariyle diğerlerinden farklılık gösterdiği için ilk üç yasama dönemi, meclisin Ermeni üyeleri ve bu üyelerin meclis içerisinde ve yasama sürecindeki faaliyetleri noktasından hareketle ele alı- nacaktır. Meşrutiyet meclislerinde yer alan azınlık grupları temsilcileri için- de, Ermeni üyelerin siyasal yapı içerisindeki yeri hem dönemin iç-dış siyasal gelişmeleri hem de dönemin en etkin ve önem- li siyasal kuruluşu İttihatçılarla ilişkileri bakımından önemlidir. Çalışmada, Ermeni milletvekillerinin ülkedeki Ermeni nüfusa ve diğer azınlık gruplarına oranla temsil durumları ve temsil oran- larının farklı dönemlerde gösterdiği ivme; siyasal tutumlarına ve faaliyetlerine yön veren sosyal nitelikleri; Ermeni toplumu- nun gerçek talep ve eğilimlerini ne ölçüde temsil edebildikleri; hassasiyet gösterdikleri konular ve başlıca talepleri; çeşitli ko- nulardaki görüşleri, muhalefet gösterdikleri ve destekledikleri noktalar; hükümet politikalarına yönelik eleştirileri ve bu eleşti- rilerin düzeyi; gerek birbirleriyle, gerekse Türkler ve diğer azınlık gruplarından üyelerle hangi konularda ortaklıklar ve farklılıklar gösterdikleri; yasama sürecindeki faaliyetleri; 1908, 1912, 1914 seçimleri sürecinde yaşanan gelişmelerin Osmanlı yönetimine yönelik tutumlarına nasıl yansıdığı; siyasal tutumları ve cemiyet ile olan ilişkileri; İttihat ve Terakki Cemiyeti ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın Ermeni milletvekilleri tarafından nasıl görüldüğü; ik- tidar ve muhalif grupların Ermeni temsilciler üzerindeki etkisi; Ermeni ihtilâlci hareketleriyle bağlantıları değerlendirilmeye ça- lışılacaktır. Müzakere tutanaklarının yer aldığı Mebusan Meclisi Zabıt Cerideleri; Mebusan Meclisi Kanun Teklifl eri ve Encümen Mazbataları; dönemin iktidar ve muhalefetinin görüşlerini yan- sıtan gazeteler, milletvekillerinin özlük dosyalarına ilişkin arşiv malzemesi; döneme ilişkin anılar ve özgün nitelikteki araştırma- lar çalışma sürecinde kaynak malzemesi olarak kullanılmıştır. |
ma'muriyatiga murojaat qiling