Hercai II meftun hercai II / meftun


Download 1.49 Mb.
Pdf ko'rish
bet11/68
Sana05.01.2022
Hajmi1.49 Mb.
#215120
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   68
Bog'liq
Sümeyye Koç - Meftun

3. BÖLÜM
“ACININ MABEDİ”
Söküp  atamadığı  geçmişi,  her  gece  gönlünü  titreten  yaşanmışlıklarıydı  onu  alaşağı  eden.  Onun  vaziyeti
bundan  ibaretti.  Yıllar  oluyordu,  acılar  çoktan  terk  etmişti  fakat  kinler  yakasından  sıyrılmıyordu.  İntihar
kokulu  anıların,  ruhuna  geçirdiği  pençelerinden  kurtulmak  için  yapacağı  tek  bir  şey  vardı.  Yasaklandığını
sandığı topraklara, yıllar sonra kendi ayaklarıyla dönmek. Kendi yüreğinde son bulmasını istediği ıstıraplar
için, bambaşka yüreklerde binlerce yıkım intiba etmek.
Ne kadar yararlı olurdu, bilmiyordu. Miran’ın o zamanlar bildiği tek bir gerçek vardı ki, algıları bu yanlış
gerçekliğin dışındaki tüm doğrulara kapı duvardı. Kendince planlar yapmış, masum bir canı tuzaklarla dolu
bir kadere sürgün etmişti. Yanlıştı esasen. Çünkü en çok kendi kalbine çelme takmış, kazdığı kuyuya kendisi
düşmüştü. Yanmıştı da gerçekten. Pişmanlığın var olduğunu ona hissettiren körkütük hisler ansızın boğazına
yapıştığında anlamıştı.
Onunla başladığı hikâyeye, onsuz devam edebilmek ihtimal bile değildi.
Bu saatten sonra güzel günler görecek miydi hiç bilmiyordu fakat bundan sonra aldığı her nefese, çektiği
acıya, ortak olacak bir kadın vardı yanı başında. Aynı zamanda verdiği her nefeste yanında olacaktı o kadının.
Söz  vermişti  bir  kere.  Ne  olursa  olsun  ellerini  ellerinden  ayırmayacak,  iyi  günde  ve  kötü  günde  sımsıkı
kenetlenecekti. Söz vermişti. Güneş bir gün, onlar için doğacaktı.
Miran ona oldukça uzun gelen bir zamandan beri evinden uzaktaydı. Hiç sevmediği hastane yatağından da,
o  bunaltıcı  havasından  da  kurtulduğu  için  fazlasıyla  keyifliydi.  Ne  de  olsa  bugün  taburcu  olmuştu.  Kötü
günler şimdilik geride kalmıştı.
Yatağına  uzandığında  hissettiği  ufak  tefek  sızılara  rağmen  halinden  gayet  memnundu.  Yüzü  o  günden  bu
yana gülüyordu. İki gün geçmişti öğrendiği o güzel gerçeğin üzerinden. Aklına geldikçe gülümsüyor, yüzünde
tebessümler  can  çekişiyordu.  Yanılmamıştı.  Gördüğü  rüyanın  anlamı  buydu.  Bir  bebekleri  olacaktı.  Yaptığı
onca  hataya  rağmen,  hiç  hak  etmediğini  düşünmesine  rağmen  karşılığı  asla  ödenemeyecek  bir  armağanla
ödüllendirilmişti.
Reyyan ona bir bebek değil, dünyaları verecekti.
Sarılabildiği  kadar  sıkı  sarılmış,  Reyyan’ın  gözlerinden  akan  yaşlara  kendi  gözyaşlarıyla  eşlik  etmişti
Miran.  Sayısız  öpücük  kondurmuştu  genç  kadının  saçlarına,  binlerce  çığlığın  biriktiği  dudaklarından.  Son
gözyaşları olmuştu bunlar. Miran yüreğinde çocuksu bir sevinçle çırpınıp duruyordu. Öyle ki iki gündür tüm
gafletini,  kinini  ve  öfkesini  unutmuştu.  Ne  zaman  hatırlayacaktı  belirsiz.  Halinden  fazlasıyla  memnundu.
İçindeki  kindar  adam  ne  zaman  uyanacaktı?  Kötülüğün,  avuçlarına  umarsızca  sıkıştırdığı  şu  kahrolası
dünyada bildiği tek şey vardı. Ruhu acınası duygulara fazlasıyla toktu da sevgiye ölesiye açtı.
Bir an önce tanışmak istemişti yavrusuyla. Tam üç aydır onun varlığından bihaberdi, geç bile kalmıştı. Bir
şekilde  doktoru  ikna  etmişler  ve  Reyyan’la  birlikte  kadın  doğum  doktorunun  olduğu  bölüme  geçmişlerdi.
Elbette  ki  Miran’ın  ayaklanıp  yürümesine  izin  vermemişti  doktor.  Ama  olsun,  tekerlekli  sandalyede  olması
uçmasına  engel  değildi.  Gözlerini  Reyyan’ın  üzerinden  ayırmıyor,  tüm  o  utangaç  hallerinin  yanı  sıra
gözbebeklerindeki sevince tutunuyordu. O gözlerde hayat buluyor, yaptıklarını bir nebze olsun unutuyordu.
Doktorun  yanına  girip  ultrason  için  beklemeye  başladıklarında  heyecandan  yerinde  duramıyordu.  Miran
için  bu  bir  ilk  olsa  da  Reyyan  ikinci  defa  görüyordu  bebeğini.  İlkini  hatırladığında  içi  burkulmuştu,  içinde
titreşen  devasa  bir  hüzün  vardı  geleceğinin  belirsiz  olduğu  o  günlerde.  Fakat  o  kederlerden  bu  sefer  eser
yoktu.  Çünkü  yanında  Miran  vardı.  Çünkü  Miran  bu  gerçeğe  sımsıkı  sarılmıştı.  Çünkü  Miran  bebeklerine
fazlasıyla  sahip  çıkmıştı.  Beraber  bebeklerinin  kalp  atışını  dinlediklerinde  ise  mutluluğun  resmi  yüzlerine
çizilmiş gibiydi. Doktor bebeğin gelişiminde hiçbir problem olmadığını söyleyip sevinçlerine sevinç katmıştı.
Bir de Reyyan için bir beslenme listesi hazırlamıştı.
Doktorun odasında işleri bittiğinde tekrar Miran’ın kaldığı odaya dönmeleri pek de normal olmamıştı. Arda
allem etmiş, kallem etmiş, Miran’ın oturduğu tekerlekli sandalyenin denetimini doktorunun elinden almıştı.
Bir  de  hastane  koridorlarında  Miran’ı  tekerlekli  sandalyeyle  uçururcasına  götürmesi  yok  muydu,  herkes
dönüp  onlara  bakmıştı.  Arkalarından  bağırıp  kızan  doktoru  umursamamışlardı  bile.  Teyzesi  bu  hallerini
gördüğünde hem şaşırmış hem de kızmıştı ancak sonunda gülümsemekten de alıkoyamamıştı kendini.

Download 1.49 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   68




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling