Hercai II meftun hercai II / meftun
Download 1.49 Mb. Pdf ko'rish
|
Sümeyye Koç - Meftun
amcasına, defalarca. Ne olursa olsun, Reyyan’ı çok sevdiğini, onsuz olamayacağını. Neden anlamamakta
direniyordu ki? Miran artık anlatmayacaktı kimseye bir şey. Kim hangi dilden anlıyorsa, o dilden konuşacaktı. Vahit Bey bir hışımla oturduğu koltuktan ayağa kalktığında Reyyan iyice eğdi kafasını yere. Kendini tutmasa dizlerinin üstüne çökecek, hıçkırıklara boğulacaktı. Sessizce ağlıyordu şimdi ve kimse, özellikle bu adam görmesin istiyordu. Günün birinde, Miran’ın da aslında bir Şanoğlu olduğunu öğrenince bu adamın kendilerine yapacaklarını düşünmek dahi istemiyordu. “Bana bunu da yaptın ya,” dediğinde Reyyan’ın yanı başında duraksayıp parmaklarıyla onu hedef aldı. “Hem de bu kız için!” “Çek o parmaklarını Reyyan’ın üzerinden ve çık git!” Miran dişlerini sıkıyordu, sabrı kalmamıştı. “Bir daha uyarmayacağım!” Vahit Bey bir rüzgâr gibi savrulup gitti. Akabinde kapının kırılacakmış kadar sertçe çarpması da bir oldu. Reyyan ağlıyordu ve şu an hiçbir teselli onu iyi edemeyecekti. Ne Nergis Hanım ne de Eylül bir teselli cümlesi kurabiliyorlardı. Nergis Hanım o an Miran’ın bakışlarından aldığı mesajla yerinden doğruldu ve kızına kapıyı işaret etti. Reyyan’a Miran’dan başkası iyi gelemezdi şu an. Teyzesi ve Eylül salondan çıktıklarında kapıyı kapatıp Reyyan’a doğru adım attı Miran. Doktor birkaç gün yerinden kalkmadan istirahat etmesini söylese de ne yazık ki uyamayacaktı öğüdüne. Her ne kadar yavaş adımlar atsa da en azından yarası sızlamıyordu fakat şu an karşısında gördüğü kızın yaraları sızım sızım sızlıyordu. “Reyyan…” Yanına oturup ellerini saçlarına attığında söyleyecek bir sözünün olmamasının acısını yaşıyordu. O değil miydi Reyyan’ı bu hallere düşüren? Ele güne maskara eden? Oydu, kendisiydi. Şimdi de insanların ayarsız konuşmalarına engel olamıyordu. “Ağlıyorsun,” diye fısıldadı, sesi güçsüz çıkıyordu. “Yapma, öldürme beni.” Reyyan kafası eğik bir halde ağlamayı sürdürürken bir kuş olmayı diledi. Keşke bir kuş olsaydı da, kanatlanıp uçsaydı şimdi düştüğü şu durumdan. Ya da bir toz zerreciği olsaydı da kaybolsaydı gözlerden. Niye mümkün değildi ki bazı şeyler? Miran sözcüklerle yaklaşamadığı kadına sarılmayı tercih etti. Sarılmak acıları hafifletir derlerdi. Eğer sarıldığı an tüm acılarını sökebileceğini bilseydi, kaburgalarını kırardı şüphesiz. Uzanıp dokunabileceği bir şey olsa söküp almaz mıydı acıları yerinden? Kolunu Reyyan’ın omzuna atıp kafasını göğsüne kapattığında kendisine lanetler ediyordu. Geçmeyecekti işte hiçbir şey. Reyyan affettim dese de aslında affetmeyecek, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin yaptıklarını unutmayacaktı. Zaman acılara merhem falan da değildi ayrıca. Bu sözü kim söylemişse, bir çift küfrü vardı ona da. Her şey yalandı. Tek bir gerçek vardı. Acının mabedinde yeşermişti kaderleri, bu hüzünler sona ermeyecekti. Download 1.49 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling