Hercai II meftun hercai II / meftun


Download 1.49 Mb.
Pdf ko'rish
bet6/68
Sana05.01.2022
Hajmi1.49 Mb.
#215120
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   68
Bog'liq
Sümeyye Koç - Meftun

2. BÖLÜM
“RÜYA”
Gecenin karanlığından sabahın şafağına, bir akşamdan bir akşama kadar sürekli ağlayıp gözyaşını hiçliğe
döken o değildi sanki. Deli bir sevinç vardı şimdi yüreğinde. Ah yüreği… Kimi zaman çocuksu bir kahkahanın
yankısıyla kıvranır, kimi zaman sancılı bir ukdenin pençelerine takılırdı.
Kimisi yaşanmışlıktandı. Fakat çoğu, yaşanmamışlıktan.
Bu  yaşına  kadar  hep  buruktu  bir  tarafı  Reyyan’ın.  Çocukluğu  yarımdı,  gülüşleri  hep  kahır.  Hatta  bir
zamanlar, sevdası bile yarımdı. Çocukluğunu babasızlık çalmıştı, gençliğini ise hercai bir sevda.
Ne vardı ki hercai sevdası, açtığı yaraları bir bir sarıyordu şimdilerde. Reyyan ne kadar direnirse dirensin,
affetmemeyi bir yemin misali içsin, kalbine hükmünü geçirememişti. Nasıl geçirecekti ki? Öyle bir seviyordu
ki Miran, yaşattığı her sarsıntının yıktıkları tek tek yok oluyordu. Öyle bir seviyordu ki, Reyyan’ın yüreği pare
pare oluyordu.
Bu saatten sonra vazgeçebilmesi mümkün müydü? Bir kere daha sırt çevirebilmesi ona, canını yakabilmesi
bir kez daha… İmkânı yoktu.
Çok  geçmeden  dışarıya  çıkmıştı.  Miran’ı  odada  yalnız  bırakırken,  doktorları  çağırıp  hemen  döneceğini
söylemişti.  Gürültü  çıkarmamaya  özen  göstererek  sessizce  örttüğü  kapının  ardından  attığı  adımlar  oldukça
hızlıydı. Sağa sola çevrilen bakışları etrafta tek bir insan görememenin hoşnutsuzluğuyla kısılırken adımları
biraz  daha  hızlandı.  Koridorun  bu  kimsesizliği  ona  ürkütücü  geliyordu.  Neden  tek  bir  doktor  bile
görünmüyordu ki?
Yoğun  bakım  bölümünden  çıktığı  anda,  “Kimse  yok  mu?”  diye  bağırdı,  sesi  fazla  yüksekti.  Neyse  ki
sorusunun  ardından  attığı  birkaç  adımda  karşısına  bir  doktor  çıktı.  O  tarafa  koştu.  Kalbi  göğüskafesini
delecekmiş kadar hızlı çarpıyordu.
“Neyiniz  var?”  diye  soran  doktora  vakit  kaybetmeden  arkasını  dönüp  Miran’ın  yattığı  odayı  gösterdi.
“Miran  uyandı!”  dediğinde  nefes  nefeseydi,  ama  koşmaktan  değil,  heyecandandı.  Hâlâ  inanamıyordu
olanlara. Miran’la dakikalardır konuşmasına rağmen bu anlar ona mucizeymiş gibi geliyordu. “Gözlerini açtı
doktor,” diye fısıldadı heyecanla karışık bir telaş duygusuyla. “Konuştu benimle!”
Orta yaşlı doktor vakit kaybetmeden Miran’ın kaldığı odaya doğru koşar adım giderken Reyyan heyecandan
titreyen  bedenini  nereye  sığdıracağını  bilemedi.  Mutluluktan  uçacak  kadar  neşeliydi  lakin  ansızın  bir  sızı
peyda olmuştu içine. Daha bundan iki saat kadar önce babasıyla konuştuklarını, öğrendiği o müteessir sırrı
ne çabuk unutmuştu?
Odaya koşan doktorun arkasından donuk donuk bakıp yerinden kıpırdayamazken Arda’nın ona seslendiğini
işitti.  “Neler  oluyor  Reyyan?”  diye  soruyordu  Arda.  Reyyan  arkasını  dönüp  telaşla  kendisine  yaklaşan  genç
adama baktı.
“Miran’a bir şey mi oldu?”
Arda’nın yanı sıra Eylül de arkasından geliyordu. İkisinin de yüz ifadesine bakılırsa kötü bir şey olduğunu
düşünüp korkmuş olmalıydılar. Reyyan ikisine de kıyamadı o an. “Oldu,” dedi gülümseyerek. Yanakları bir gül
goncası gibi iki yana açıldı. Sesi hastanenin cansız koridorlarında cıvıldadı.
“Miran gözlerini açtı!”
Aradan geçen bir saat Reyyan’a oldukça yavaş gelmişti.
Miran’ın  iyi  olduğunu  söylemişti  doktorlar.  Zaten  gözlerini  açmaması  için  hiçbir  neden  olmadığından
bahsedip duruyorlardı. Her şey yolundaydı. Hatta birkaç gün içinde taburcu bile olabilecekti. Sağlık durumu
konusunda endişe edilecek hiçbir şey yoktu ama yolunda giden bir şey de yoktu Reyyan’a göre. İçini kemiren
bir  kurt  vardı  ki,  sahici  gülümsemesi  mümkün  değildi.  Hastane  koridorları  boğucu  geliyordu,  sanki  tüm
duvarlar üzerine yürüyordu. Kimseye söyleyemediği sırrın zalimliğiyle boğuşuyordu sürekli.
Miran gözlerini açmadan önce Reyyan hamile olduğunu itiraf etmişti ancak Miran bunu duymuş muydu ya
da  duymuşsa  da  hatırlıyor  muydu  muammaydı.  Yüzünü  buruşturdu,  bunu  yeniden  nasıl  dile  getireceğini
bilmiyordu.
“Ne zaman çıkacaklar?” diye sordu parmağıyla odayı işaret ederken. Çünkü beş dakikadır içeride polisler
vardı. Faili meçhul olsa da, bir cinayete teşebbüs vakasıydı bu. Polisler Miran’ın ifadesini alıyordu. Arda da
içerideydi. Reyyan bir hayli gergindi. Zihnini kemiren o kadar can sıkıcı belirsizlik vardı ki…
“Gözümüz  aydın!”  dedi  Nergis  Hanım  o  sırada,  telefonda  her  kiminle  konuşuyorsa.  Günler  sonra  yüzüne
renk  gelmişti  kadıncağızın.  “Evet,  evet,”  diye  mırıldandı.  “Şükürler  olsun  ki  açtı  gözlerini  oğlum.”  Sevinci
gözlerinden  okunuyordu  sarf  ettiği  her  sözcükte.  Eylül  annesine  gülümseyerek  kafasını  omzuna  yasladı.
İkisinin  de  gözleri  dolu  doluydu.  Miran’ı  ciddi  anlamda  çok  seviyor  olmalıydılar,  gülümsedi  Reyyan.  Miran

Download 1.49 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   68




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling