Microsoft Word kemal- içindekiler


Download 1.63 Mb.
Pdf ko'rish
bet64/122
Sana16.06.2023
Hajmi1.63 Mb.
#1508598
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   122
Bog'liq
sarkis dezaj

Yönetimi”, “Grup Raporu” 


164
Bunlar; Kentsel Çevre, Doğal Kaynak Yönetimi, Deniz ve Kıyı Kaynakları, 
Kültürel ve Doğa Sit Alanları ve Çevresel Riskler (Tehlikeler) gibi sıralamak 
mümkündür. 
 
E. Ulusal Çevre Eylem Planı (UÇEP)  
Sıralama ölçütleri olarak; İnsan sağlığı, Ekolojik denge, Kültürel ve tarihsel, 
estetik değerler, Ekonomik verimlilik, alınmıştır. UÇEP’in formulasyonuna yön 
veren unsurlar, startejik hedefler ve yol gösterici ilkeler olarak belirlenmiştir. 
Startejik hedef,
97
kirliliğin önlenmesi, altyapı hizmetlerine erişimin 
kolaylaştırılması, kaynakların sürdürülebilir kullanımını teşvik, sürdürülebilir 
uygulamaların desteklenmesi ve çevresel tehlikelerin asgari düzeye indirilmesi, 
yol gösterici ilkeler; demokrasi ve katılım, uzlaşma ve sahiplenme, verimlilik ve 
ekonomik rasyonalite, önceliklerin eş-güdümlenmesi ve yerel düzeyde 
çözümleme, olarak saptanmıştır. 
UÇEP Hazırlık çalışmaları sonucunda, eylem planının ülkenin çevre 
yönetiminde eksiklikleri görülen üç temel konu üzerine inşa edilmesine karar 
vermiştir. Eylem kümeleri arasında en büyük öncelik taşıyan mevcut çevre 
yönetim sistemini etkin kılmaya yönelik olanlardır, daha sonra eksikliği 
97
DPT 1997, “Arazi Kullanımı ve Kıyı Alanlarının Yönetimi” a.g.e


165
hissedilen Enformasyon ve Duyarlılık Düzeyinin yükseltilmesi ile daha iyi bir 
çevre yönetimi için yatırımların yapılması, eylemleri gelmektedir. 
 
1. UÇEP’i Hazırlayan Koşullar ve Önemi 
 
Bilindiği üzere 1982 Anayasamız, her yurttaşın sağlıklı ve dengeli bir çevrede 
yaşama hakkı olduğunu, çevreyi iyileştirme ve çevre sağlığını koruma ve kirliliği 
önlemenin, hem devletin hem de yurttaşların görevi olduğunu belirtmektedir. 
 
1982 yıllından bugüne kadar söz konusu hedeflere ulaşmak için pek çok çalışma 
yapılmıştır. 1983 yılında Çevre kanunu ile başlayan mevcut çalışmalarının yanı 
sıra Çevre Bakanlığı ile TBMM bünyesinde bir Çevre Komisyonu kurulmuş, 
sorumluluklar merkezi yerel yönetimlere verilmiş, çevre ile ilgili duyarlılıklar 
kalkınma planlarına yansıtılmıştır. Aynı dönemlerde, Çevre Şurası üç kez 
toplanmıştır, kamuoyu duyarlılığını arttırmaya yönelik programlar başlatarak, 
sürdürülebilir kalkınma kavramı VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı tarafından 
benimsenmiş ve çevreyle ilgili aktif sivil toplum kuruluşları ortaya çıkmıştır. 
Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, aşağda 
belirtilen nedenlerden etkin bir çevre yönetimine ulaşılamadığını saptamaktadır. 
Çevre duyarlılığının bütün ekonomik ve sosyal kararlara (hukuksal/örgütsel) 
düzenleme içselleştirilemediği, çevre yönetimi ile ilgili kuruluşlar arasında 
eşgüdüm, işbirliği ve işbölümü sağlanmadığı, çevre finansman sisteminin 


166
kurulmayışı, çevre bilgi/veri tabanı oluşturulamaması, hukuksal düzenlemelerin, 
amaca uygun geliştirilemeyişi, bütün bu nedenlerin sonucu, çevre sorunlarının 
çözülmesi için farklı bir yaklaşıma gerek duyularak, uzmanlar ve ilgili toplum 
kesimleri arasında yoğun tartışmalar sonucunda, farklı bir yaklaşımı içeren 
Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanmıştır. 
• UÇEP’in Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı
Ülkemizde 1973 yılında III. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile Türkiye gündemine 
giren, Çevre Koruma politikaları ile yönetim sistemleri, 1982 Anayasası, 1983 
Çevre Kanunu ve ilgili yönetmelikleri (Su Kirliliği Kontrol, Katı Atık, ÇEB vb.) 
ile desteklenerek Çevre Yönetimi Mevzuatın Oluşturmuşlardır. 
Bilindiği üzere, Ulusal Çevre Eylem Planına; DPT Koordinatörlüğünde, Çevre 
Bakanlığının teknik desteği ve Dünya Bankasının mali katkısıyla, 1995 yılının 
ilk aylarında başlanılmış ve 2.5 yıl süren çalışmalar sonucunda Mayıs 1998 
tarihinde proje tamamlanmıştır. 8 Mayıs 1998 tarihinde projenin tanıtımı 
yapılmış ve Çevre Bakanlığı ile DTP arasında projenin kabulü ve uygulanması 
konusunda işbirliği protokolü imzalanmıştır. 
1992 yılında Rio’da toplanan Dünya Çevre Konferansı sonucunda yayınlanan 
Çevre ve Kalkınma konusunda Rio Deklarasyonu ve Gündem 21 gereği; 


167
Birleşmiş Milletlere üye ülkeler, kendi Ulusal Eylem Planlarını ve Ulusal 
Gündem 21’lerini hazırlamak ve uygulamak ile yükümlü kılınmışlardır.
98
Ülkemizde de sürdürülebilir kalkınmanın temini için, ekonomik ve sosyal 
politikalarının yanında, çevre ile ilgili stratejinin geliştirilmesi,
99
çevreye yönelik 
yatırım kararları önceliklerinin belirlenmesi, ilgili kuruluşlar arasında işbirliğinin 
temellerinin oluşturulması, uluslararası kuruluşlarca desteklenmek üzere, 
çevreyle ilgili yatırım programlarına veri sağlanması, amacıyla, Ulusal Çevre 
Stratejisi ve Eylem Planı, yaygın bir katılım ile hazırlanma sürecine girmiştir. Bu 
amaçla kamu ve özel kuruluşlar yanında üniversiteler, sivil toplum örgütleri, 
belediyeler ve mesleki kuruluşlardan temsilciler çalışma gruplarına ve daha 
sonra yapılan bir dizi arama ve karar konferansına davet edilmişlerdir. 
Türkiye’de Çevre Yönetim sistemi ve bunun temelini oluşturan çevre koruma 
politikaları ve yönetim sistemleri 1992 Rio Deklarasyonu ve Gündem 21 den çok 
önce 1972 Stokholm Çevre Konferansı sonrasında başlayan bir süreçte, 
dünyadaki gelişmelere paralel olarak, III. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile 
oluşturulmaya başlanmıştır. Dolayısıyla günümüzde ulusal çevre politikalarının, 
bu tür uluslararası belgelerde benimsenen yaklaşımlarla uyumlaştırılması gerçeği 
ortaya çıkmıştır. 
98
Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı raporu, Rio de Janerio (3-14 Haziran 1992) 
99
Çevre Bakanlığı (1998) "Türkiye Ulusal Gündem 21 Taslak Raporu”, DPT (Devlet Planlama 
Teşkilatı) “Türkiye Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Raporu”


168
• UÇEP’in Denetim ve Değerlendirme Hizmetleri 
 
İnsan yerleşimlerinin ve sanayinin, varlıklarını mümkün olduğunca uzun süre, 
sağlıklı ve verimli olarak sürdürebilmeleri için, doğal ve kültürel kaynakların 
mümkün olduğunca korunması gerekliliğinin tartışılmaz biçimde ortaya 
çıkmasının ardından “Sürdürülebilir Kalkınma” prensibi gelişmeye başlamıştır. 
Tek tek ülkeler ve uluslararası kuruluşlar, bu prensibi uygulama doğrultusunda 
çevre koruma amaçlı yöntemler ve mevzuatlar oluşturmaya başlamışlardır. 
Yerleşimler ve sanayi kuruluşları, Türk ve Uluslararası Çevre Mevzuatları 
uyarınca, bütün faaliyetlerinin çevre bileşenleri ile olan etkileşimlerini 
belirlemek, gözden geçirip güncellemek, çevre etkilerini kabul edilebilir 
oranlarda tutmak için gerekli arıtma tesisleri kurmak ve işletmek, 
faaliyetlerinden kaynaklanabilecek çevresel riskleri en aza indirecek şekilde 
önlemler almak, faaliyetlerinin etkilerini sürekli olarak izlemek ve kabul 
edilebilir sınırlarda tutmak ve kuruluş içi periyodik denetimler planlayıp 
gerçekleştirmek durumundadırlar. 
 
Çevre Yönetim Sistemleri, çevre koruma amaçlı bu çalışmaların insana-zamana 
bağımlı olmaktan çıkarılarak, belirlenmiş prensipler çerçevesinde ve mümkün 
olduğunca eksik nokta bırakılmadan gerçekleştirilmesi ve her aşamada izlenip 
kontrol edilmesi için oluşturulan yöntemler bütünüdür, kuruluşların kendi 
faaliyetlerine ve özelliklerine göre Çevre Yönetim Sistemi oluşturması ve 
işletmesi, çevre mevzuatlarının gerekliliklerinin yerine getirilmesini sağlar. 


169
Böylece kuruluşlar, çevreye olan etkilerini kabul edilebilir sınırlarda tutarak 
Sürdürülebilir Kalkınma Prensibi'ni uyguladıkları gibi, olası cezai yaptırımlardan 
kaçınarak maddi kayıplarını da en aza indirebilirler. 
 
ICC Uluslararası Danışmanlık, mevzuat hakimiyeti ve tecrübeli uzmanlarıyla; 
özel ve kamu sektörlerindeki sanayi ve ticaret kuruluşlarına, Türk ve 
Uluslararası Çevre Mevzuatı ve ayrıca bulundukları bölgedeki yerel Belediye 
mevzuatı uygulamalarıyla ilgili olarak, Çevre Yönetim Sistemi oluşturulması 
(kuruluşa özel veya ISO 14001, EMAS vb standartlara göre) gerekli izinlerin 
alınması, kurulması gerekli tesisler izleme, periyodik ölçüm-analiz ve 
değerlendirme, çevresel durum değerlendirme raporları, kuruluş içi denetim 
planlarının hazırlanması ve denetimler, düzeltici faaliyetlerin planlanması 
konularında danışmanlık hizmetleri ve dış kaynaklı (out sourcing) hizmetler 
vermektedir. 
• UÇEP’in Denetim ve Değerlendirme Hizmetleri (Çevre İçin Eğitim) 
Öğrenciler artık dünya çapında bilgi iletişim araçları vasıtası ile sadece Türkiye 
ile ilgili değil, tüm dünya sorunlarına eğilmek, bu sorunların sebeplerini bilmek 
ve çözüm yolları yaratabilmek istiyorlar, yetişen neslin yakın ve uzak çevresini 
bilmesi ve kendi etrafında gelişen olayları anlaması gereklidir, doğal kaynakların 
doğru kullanımı çevre bilincini bir seçmen kitlesi, sağlıklı bir demokrasi için 
şarttır. Çevre için eğitimin bir diğer gerekçesi ise estetik çevremizin 
değerlendirmesidir. “İyi yaşam” şartları “sağlıklı bir çevre” ile eşdeğerdir ve 


170
sadece maddi açıdan zengin bir ortam değildir ve bu çevrede doğal unsurlar ne 
kadar çok yapay unsurlarla ahenkli bir düzen içinde planlanırsa çevre o kadar 
“iyileşir”. Nüfus artışı ve buna paralel büyüyen çevre sorunları bu konuyu bir an 
önce sahiplenmemiz gereğini doğurur. Bugün batılı/kuzeyli ülkelerde iç ve dış 
hükümet politikalarının ana hatlarını belirleme safhasında çevre konusu ön 
plandadır.
100

Download 1.63 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   122




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling