Sevgili Milena
Download 0.97 Mb. Pdf ko'rish
|
Sevgili Milena - Franz Kafka ( PDFDrive )
Çarşamba
Casanova'nın zindandan nasıl kaçtığını bilir misin? Bilirsin elbet. Ama zindandaki yaşamın korkunçluğu, üstünkörü anlatılmıştır öyküde: Venedik'in yukarlarında bir yerde, karanlık, ıssız bir zindan... Daracık bir kerevetin üstüne tünemiştir Casanova, dizlerine çıkacak su nerdeyse, çıkıyor da kimi vakit, ama en korkuncu: Koca koca fareler, bütün gece bağrışarak gidip gelirler, kemirirler, koparırlar, bir şeyler çekerler... Ya sabırsızlıkları? İnsanın güçsüz kalıp kerevetten düşmesini bekleyişleri? (Yaşamak için girişilen ekmek kavgasıdır bu, yanılmıyorsam.) Mektubunda anlattıkların buna benziyor işte. Korkunç, anlaşılması da güç biraz, üstelik elle tutulacak kadar yakın ve uzak, kişinin kendi geçmişi gibi. Yüksek bir yere tünemişim ben de, sırtım acıyor, ayaklarım uyuşmuş beklemekten, bir yandan da korku. Yapacak başka şey olmayınca, ister istemez o büyük, o kara fareleri seyreder insan, gözleri kamaşır karanlığın içinde; öyle bir an gelir ki, bilemezsin artık: tünediğin yerde misin daha, yoksa düşüp hapı yutmuş musun?! Yapma, anlatma böyle şeyler, kalk gel buraya, ne demek bütün bunlar? Gel buraya. "Hayvancıklar" senin olsun, ama bir şartla: yanıma sokma onları.(*) (*) Mektubun sol yanında yapılan bir çıkıntıda: "Her şeye rağmen deyimi bu mektuba gerekirdi işte, deyimin kendi de güzel, değil mi? "Rağmen"de bir çatışma, bir yaşam var, oysa "her şey"de bir yok oluş. Doktorun sözü edilmeyecek mi artık? Oysa, doktora gideceğine söz vermiştin, tutarsın da sözünü. Kan gelmiyor diye mi gitmiyorsun? Beni örnek alma, benimle ölçülemeyecek kadar sağlamsın sen; ben hep bavulunu taşıyacak "bay" olarak kalacağım (sınıf ayrılığı anlaşılmasın sakın, önce bay hamalı çağırır, bavulun taşınmasını "bay" rica eder, çünkü bavulunu taşımaya gücü yetmez de ondan... Geçenlerde -geçenlerde! - bavulumu taşıyan hamal, ben hiç sesimi çıkarmadan söze başlamıştı, beni avutmak için olacaktı anlaşılan; ben onun akıl erdiremediği işleri görürmüşüm, ama bavul taşımak da onun işiymiş, hem de ona hiç de ağır gelmiyormuş, falan filan; benim de kafamdan buna benzer şeyler geçiyordu, ama dilim varıp söyleyemezdim elbet.) Ne diyordum? İkimizin durumunda yok benzerlik; bende nasıl başladığım düşünmekten de alamıyorum kendimi, düşündükçe üzülüyor, doktora gitmem gerektiğini bir kez daha anlıyorum. Üç yıl önceydi, hiç ciğer hastalığı çekmemiştim, hiçbir şey yormazdı beni, saatlerce yürüyebilirdim, yorgunluğun sınırına yaklaştığımı bile animsamıyorum o günler (ama daldırdım mıydı kendimi düşünülere -o günlerde- hemen yoruluyordum), sonra birdenbire, ağustosta bir gün - tam yaz ortası yani, sıcak, güzel, kafamdan başka her şey olması gerektiği gibiydi- kırmızı tükürdüm, özel yüzme havuzundaydım. Tuhafıma gitti, ilginç de bulmuştum, bir süre baktığımı anımsıyorum, sonra unutuvermiştim. Derken sık sık olmaya başladı, ne vakit tükürecek olsam, kırmızı tükürüyordum artık, elimdeydi sanki. İlgi çekici bir yanı kalmamıştı, bayatlamıştı, önem de vermiyordum. Gitmiş olsaydım doktora? Ama belli olmaz, belki sonu gene bu olurdu - ne var ki, ağzımdan kan geldiğini bilmiyordu kimse, ben bile bilmiyordum, meraklanıp üzülen de yoktu. Ama bugün senin için üzülen biri var, Milena, yalvarırım, daktora git. Kocanın bana yazmak isteyişi tuhafıma gitti. Dövecek mi beni, boğacak mı? Anlamıyorum, gerçekten anlamıyorum. İnanıyorum senin dediklerine, ama getiremiyorum gözümün önüne, elimde değil! Onun için de ilgilenemiyorum, çok daha sonraları olacak bir olaymış gibi alıyorum: Hani sen burda olursun da, bana "Dinle, bak" dersin, "Viyana'da gürültü koptu." İkimiz pencereden bakardık, telaşlanmamız için de en küçük bir neden olmazdı elbet. Yalnız şu var: Gelecekten söz açarken, benim Yahudi olduğumu unutuyorsun zaman zaman. Tehlikelidir Yahudi ırkı, senin ayaklarına kapanmış olsa bile. Download 0.97 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling