Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
E. Osmanlılar ve Safeviler’i Birleştiren Fars ve Türk Dili
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- F. Yöneticilik ve Ortak Siyasi Kültür
- G. Sanat ve Mimarlıkta Ortaklık
E. Osmanlılar ve Safeviler’i Birleştiren Fars ve Türk Dili: Dil milletlerin ortaklığı için esastır. Dil aracılığıyla milletler yürek birliğine eriĢirler. Milletler birbirinin diline önem vermekle birbirlerine karĢı saygılı ve ortak bir kültür ve müĢterek duyguya yakınlaĢıyorlar. Farsça ve Türkçe vahiy dili olan Arapçayla birleĢmiĢ dillerdir. Özellikle bu Ġslam dünyası için önemli olan üç dil Ģiir, edebiyat, bilim ve diğer alanlarına yakınlık gösteriyorlardı; o kadar ki birbirinden ayrılmaları mümkün değildi. Türkçe ve Farsça binlerce ortak atasözleri ve gelenekleriyle Ģiddetle birbirinden etkilenip benzeĢmektedirler. Bu bize bu iki kardeĢ milletin manevi ortaklıkları, inanç ve Ġslami akidelerini gösterir. Bunların ortak dertleri de Ġslam halklarını bir araya getirmektir. Fars dili Türkçeden etkilenmiĢ ve bu dilde Türkçe kelimeler vardır. Türkçe de Farsçadan etkilenmiĢ, Osmanlılar Fars diline önem vermiĢ ve mektuplarını Farsça yazmıĢlardır. Hükümleri, Saray ve Divan iĢlerini bu dille yaparak birçok edebi eserler yaratmıĢlardır. Osmanlılar bu dilin yayılması ve geliĢmesinde 500 yıllık bir role sahiptiler. Osmanlılar iki edebi faaliyetlerini Ocak, Saray ve Hankah olan Fars edebiyatı üzerinde yapıyorlardı. Buda gösterir ki bu iki halkın akide ve dini iliĢki ve ortaklıklarından dolayı birbirinin dillerine önem vermiĢlerdi. Öyle ki Fars ve Türk kültürü birbiriyle bitiĢmiĢtir. Bu iki halkın yazdıklarını özellikle Ģiirleri tarattığımız zaman Osmanlılarda kültür dili Farsça ve Safeviler Sarayında Türk diliydi. ġiirde mahlası “Hatayi” olan ġah Ġsmail, divanında Azeri türkçesinde söylemiĢtir. 2721
Safevi Sarayında olan KızılbaĢ Türkmenlerin, ana dilleri Türkçe olan ve olmayanların da Türkçeyle tanıĢıklıkları vardır. Safeviler‟in askerlik terimleri; Begler, Beylerbeyi, Tümen, Emir Tümen,
2721 Abulhasan Kazvini, Favaidul-Safeviye, Tashih Meryem Mir Ahmedi, Muaseseye Mutalaat Ferhengi Yayınları, I.baskı, Tahran 1988, s. 16. 883
Siyürkal, Siyürsat, Korucu, KorucubaĢı, Gorhane, YüzbaĢı, MinbaĢı ve birçok diğer kelime ve terimler Mirza Samia‟nin Tezkiretül-Mülük eserinde kayıt olmuĢtur. Sufilik edebiyatı devletlerinin özelliği olan Osmanlılar da Ġran‟ın irfanlık edebiyatının etkisi görünmektedir. Farsça edebiyat dili olduğu için Osmanlıların ikinci dili sayılırdı. 2722
On dördüncü asrın baĢlarından beri Sadi‟nin kitabı bütün Osmanlıların medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuĢtur. Timur Anadolu‟yu ele geçirdiği zamana kadar Gencevi Nizami‟nin etkisi görüldüğü esnada yavaĢ yavaĢ Türkçe Ģiiri ilerlemeye baĢladı. Bu dönemin Ģiirinin özelliği sade diliyle ortaya çıkmasıdır. Bu hareketin yanı sırasında Osmanlıca Ģiirinin zuhur etmesine zemin hazır olmuĢtur. Ġlk dönemde Batı Türkçesinin edebi dil olarak kullanıldı. Bu dilin destek vereni Ahmet PaĢa idi. Bu nedenle Osmanlı Ģiiri Ahmet PaĢa ile baĢlanmaktadır. Ali ġir Nevai‟nin Ġstanbul‟a gönderdiği gazeller Ahmet PaĢa‟ya ulaĢtıktan sonra ĢaĢırdı. Çünkü kendi surat ve hayalına karĢı belli bir surat ve kendiği yarattığından güçlü bir surat ve hayalle karĢılaĢıyor. Ali ġir Nevai‟nin gönderdiği fikir ve hayallerine önceden eriĢmek isteyen Ahmet PaĢa onlara eriĢememiĢtir. Böylece bu baĢlayan hareket 150 yıl devam etti. Bu esnada Osmanlı‟nın resmi Ģiir ve Ģairleri II. Mehmet ve II. Bayezid'le mektuplaĢması olan ve Ġstanbul‟un fethi hakkında Ģiir söyleyen Ġran‟ın arif ve Ģairi Cami ve onun izleyenlerinin etkisindeydiler. Cami‟nin izlemesi Ali ġir Nevai‟nin Ģiirinin geliĢmesine sebep olmuĢtur. Cami ve Nevai‟nin tarzı bedi ve yeni suratlar üzerinde inĢa olmuĢtu üç asır Ġran‟da da birçok taraftarı vardır. Bu tarz
2722
Alfered R Loby, Süleyman Han Kanuni ve Şah Tahmasb, çev. zebiyüllah Mansüri, Zarrin Yayınları, V.baskı, c. I, Tahran 1996, s. 88. 884
Osmanlı PadiĢahları tarafından benimseyerek bu tarza yöneldiler. 2723 Bu dönemde Türk Ģairler Ģiirlerini zarif ve ince fikirle söylenmekte ve Osmanlı‟nın edebiyatı dil konuĢmasından ve apayrı sanatlık Ģeklinde ilerlemektedir. Bu değiĢim ve hikmet üzerine Ģiir söylemek Bakı Ģairin Ģiirlerinde gösterilmektedir. Bu dönemde Türkçe Ģiirinde birçok Türkçe ibaretler görülmektedir. Bunun yanı sırasında Osmanlı Sultanları fars diline saygı gösterip farsça Ģiir söylüyorlardı. Osmanlı Sultanları hepsi Farsça biliyorlardı ve bu dilin hocasıydılar. I. Bayezid (1389-1402/ 791-805).Timur emriyle onu aslan kafesine attılar. Bu Ģiiri kafesteyken söylemiĢti: ىکاـ هٌهتكُک ّیهگٔقِٕ یهتا ىکاچ ُّیٌ وا قٔن لا ات ّک قٔق هْ ىکاـ هٌ هت كَو یاپ ٔ قِٕ ّنلا ىکاچ لق نق قِٕ ّرٌن ّک ؽاق هْ “Yıprak göğsümden (Yaralı kalbimden) yükselen duman Bulut olup mezarıma ağlayacaktır Yıprak gönlüme dizilen her yakıcı Çok kızaracak ve mezarıma tekme vuracaktı”
2724
Fatih Sultan Mehmed (1444-1446 ve1451-1481/848-850/855-886) 2725 Türkçe ve Arapça dilinin yanı sıra Farsça dilin hocası ve Farsça Ģiirleri vardı. 2726
II. Mehmet
2723 ġadi Aydın, VijeyeTürkiye Mejelleye Pole Firüze, Defter-i PejüheĢhaye Ferhengi Yayınları, Tahran 2007, s. 128. 2724
Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, hazırlayanlar: Prof. Dr. Cemal Kurnaz, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tatçı, Ankara 2001 c. II, s. 364; Ebülkasim Halet, Şair Şahlar, Ġlmi Ferhengi Yayınları, s. 217. 2725
Hoca Sadettin, a.g.e, s. 258. 885
Ġran‟ın arif ve Ģairi Cami‟ye ve Hintli Ģair Ceyhani‟ye mal ve para gönderiyordu. Buda bu iki halkın ortak ve kültürel iliĢkilerinin dıĢında onun bilim adamlarına destek vermesini göstermektedir. 2727
خٕثکُػهٕیه هٕهن ق كُک یي یناق ِقهپ بایٌاهكا ون اٚ هت كَو یي دتَٕ وٕت 2728
“Efrasyab‟ın (Alp Ertunga) Çardak kubbe göğünde sıra BaykuĢ‟a geldi Kayser‟in Saray‟ında örümcek perdedarlık ediyor” II. Bayezid KardeĢi Cem Sultan‟ın tersine tasarruf ve köĢe çekilmekle normal bir yaĢamı vardı. Bu nedenle bazı Osmanlı tarihçileri ona Sufi Bayezid unvanını vermiĢlerdi. 2729 Sufilikte Veli unvanını alan II. Bayezid(1418-1512/ 886-918), uzak görüĢlü, çok eğitimli ve bilgin bir padiĢah idi. Türkçe ve Farsça Ģiirleri vardır. ġiir de mahlası Adlı idi. II. Bayezid‟in Farsça gazelleri metinle baĢlıyor: ىکاـ هٌ هت كُک ّیهگ ٔ قِٕ یهتا ىکاچ ُّیٌ وا قِٕ اكیپ ّک ّناَ هْ 2730
,Benim yıprak göğsümden bulunan zevce Bulut olup ve mezarıma ağlayacaktır., II. Bayezid‟in söylediği bu beyitle Muayyidzade Abdul-Rahman, Ġbn-i Kemal, Hacı Hasanzade, Taczade, Cafer Çelebi ve Necati‟ni ĢaĢırtmıĢtır. 2731
II. Bayezid diğer bir Ģiirinde ġah Ġsmail‟in yaptığı yanlıĢları hakkında Ģöyle söylüyor:
2726
Ali Hassün, Eddevletül-Osmaniye, Elmektebül-Ġslami Yayınları, III. baskı, Beyrut 1994, s 45. 2727 Ali Hassün, a.g.e, s. 45. 2728 Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, Ġstanbul Yayınevi, c. I. s. 309-312. 2729 Hammer Porgsthal, s. 708. 2730 UzunçarĢılı, Osmanlı Tarihi, C. II, s. 348; Ebülkasim Halet,
886
یهثَ ايهك و ؾهٌ ّهک ات كّکهٌهگا یكٕٔ دلٔ ّنلا یهت ٌاقىیو هیه ٌٕچ لقات َهٌٔ ِلاک قات ٌٕـ ّت ّههؿ 2732
“Lale-sıfat sufi eğer içerse Kızıl ġapkayla ferman almaktan ġapkayla baĢı kanıyla dolsun Kara yürek Allahtan uzak” Sultan Selim (1512-1520/ 918-928), büyük bir ġair idi. 2733 Farsça Ģiirleri güçlü ve çoğu Ģairler ve arifler onun Ģiirine yöneliyorlardı. Mahlası bazı Ģiirlerinde ,Selimi, bazı Ģiirlerinde de “Selim” idi: ماّػ لق لاؼ یٌهپ ّچ ٕذ یًیهٌ كُچ یًٓري ٌُٕظ ٔ نّػ ات ِكکیي نق 2734
ÂĢıkların gönlünden sorma Selimi Meyhane de aĢk ve deliliğe suçlananlara كُرٍیهگ ٌٕگیي ةن ٌآ وا نٔق ّک آَآ ٌاّناؼ دّگ ٌٕچ ّک ىیهٌ یا وهکكنق 2735
, Ey Selim çektiğim çileleri düĢünüyorum
Onlar ki meye benzeyen dudakların uzaklığından ağladılar. BaĢka yerde:
دـاٌ ديلاي ٌٕـ ّههك ان هٌ ؾهٌ ىرـاذ ٌاهیا یٌٕ لٕثَارٌ دفذ واهکّن ىرـاكگت اكٔ ٔهٓي ّذ ٕت نو ٕچ اذ ٌآظ کهي ّکٌ ىياُت كِ یًیهٌ یا اي یَاّیهپ دٌآنق دیؼًظ هٓت اي یَايأٌهٌ یت ٍیأ ٌقهکهلٌ ٍیا 2736
2731 UzunçarĢılı, a.g.e. 2732 Ebülkasim Halet, Şahane Şair, s. 218. 2733 Ali Hassün, Eddevletül-Osmaniye, s. 45. 2734 Ebülkasim Halet, Şahane Şair, s. 220. 2735 Zebiyüllah Sefa, a.g.e, s. 143. 887
“Ġstanbul Tahtından Ġran‟a saldırdım KızılbaĢlar‟ı melâmet kanının fırkası ettim Ey Selimi Dünya mülkünün sikkesi benim adıma vuruldu Altın gibi muhabbet ve vefayı yaydım Samansız ve neticesi olmayan seferlerimin PeriĢanlığımın nedeni gönülleri almak içindir” Sultan Selim Osmanlılarının resmi Ģapkalarını değiĢtirdi ve onun yerine Sasaniler‟in Ģapkaları gibi bir Ģapka yaptırdı ve baĢına taktı. Bu Ģapka Osmanlıların Sikkelerinde görünmektedir. Bu değiĢimi Sultan Selim‟den sorduğu zaman cevap verdi; ,Ġran padiĢahları gibi bir Ģapka baĢına takmak gereklidir. 2737
Çoğu Osmanlı sultanlarının eĢleri Farsça adları vardı. 2738 Bu halde Safevi padiĢahlarının eĢlerinin adlarında Türkçe sıfatı görülmektedir. Sultan Selim‟in büyük farsça bir Divan Ģiiri vardı.
2739 Sultan Selim Ġran Tarihine çok önem veriyormuĢ ve sürekli Ġran tarihiyle ilgili kitaplar elindeydi, Firdevsi ġehnamesini okuyordu. Sultan Selim Ġskender ve Kayser‟in hayatını tarih değil nakil ve efsane Ģeklinde okumuĢtur. 2740 Geceler Ġranlılar gibi Ġran tarihi ve tarih hikâyelerini özellikle fars dilinde okuyordu. 2741
2736 UzunçarĢılı, a.g.e, s. 348. 2737 Hammer Porgsthal, a.g.e, C. II, s. 813. 2738 Alfered R Loby, Süleyman Han Kanuni ve Şah Tahmasb, s. 839. 2739 Rous Lord Keen, Gurüne Osmanı, çev. Parvane Sattari, KahkeĢan Yayınları, I.baskı Tahran 1994, s. 180. 2740
Purgsthal Hammer, a.g.e, C. II, s. 812. 2741
Muhammed Emin Riyahi, Osmanlı Havzesinde Fars Dili ve Edebiyatı, Pajeng Yayınları, Tahran 1990, s 182. 888
Sultan Selimle ġah Ġsmail‟in Ģiir yazıĢmaları vardı, o zaman ki Osmanlı Ģehzadesi Murat Ġran‟a sığınmıĢtı ve ġah Ġsmail onu Osmanlı‟ya geri bırakmak istemiyordu Sultan Selim ona bu Ģiiri söyledi; هیِ لاگُچ ُیپ،ٌكِ قنایَ هینق كِات ّچنا ٌایژ گُهپ
دٌٕپ ُیٕـ ٍذهت ٍرِاق ّگَ دٌٕکَ ٍرٍت ناک یهرٓک انٕذ “Ne kadar Yırtıcı kalfan cesursa
Aslanın parmaklarının yanında bir Ģey değil Sana küçük davranmak uygundur
Kendi benindeki derinini saklamak iyidir” ġah Ġsmail de cevapta Ģöyle söylüyor:
دٌا ٍي دٍَّ ٌاهیا ّک یَاكَ
دٌا ٍي دٌق هیو هٌ ّت هٌ ٌآظ
یاعت كَاًت ٌاًیپ ّک یْإـ ٕچ یاپ هیو ُّي َن کی وهي ٌاو ٕذ ,Bilmiyorsun benim oturduğum Ġran‟dır BaĢtanbaĢa dünya beni elimdedir Sen kendi bir avuç bile huduttan bu tarafa ayak koyma Eğer antlaĢmamızı yerine getirmek isteklisin., Saray da ilgi çeken müziklerden farsça Ģiirleriyle söylenen müzik idi. Bazı zamanlar Sultan Selim müzikçilerin ahengi ve neĢesiyle Farsça Ģiir söyleyerek dans ediyordu. 2742
vermiĢlerdi. لایـ ّت ىُیت ٕذ یٔن ٔ ىَو ىْ هت ىّچ اهي دٌا بإـ ّت ِكیق هگي هعْ ةِ نق اهي دٍتاهـ ًّّچ هٌ و ًّّچ ٍیا ناک اهي دٍتا نق ّههؿ لق ُذاوا ِكیق 2743
2742 Alfered R Loby, Süleyman Han Kanuni ve Şah Tahmasb, s. 863. 889
,Gözümü kapatarak rüya da seni hayal ediyorum Hicran gecesinde rüya gözüyle seni seyrediyorum,. Sultan Süleyman son Ġran seferinde Anadolu‟ya döndüğü esnada Azerbaycan‟ın Hoy Ģehrinde ordusunu durdurdu. Sultan Süleyman Hz. Mevlana‟nın hocası ve ünlü arif ġems-ı Tebriz‟inin Türbesini ziyaret etti. 2744 Sultan Süleyman‟ın bu yaptığı iĢ Ġran‟la Osmanlı‟nın ortak kültürlerini göstermektir. ġehzade Cem Sultan: Cem Sutan‟ın Ģiir dıĢımda farsça mektupları bulunmaktadır ve Farsça‟yı Türkçe‟den iyi yazıyordu. 2745
Osmanlıların Farsça Ģiir bilenlerinden ve Farsça Ģiirine hayran olan Ģahsiyetlerinden idi. Bu nedenle babası II. Mehmet‟in gözünde çok aziz ve kıymetliydi. Garibname ona mensuptur. PiĢmanlık mektubunda KardeĢi II. Bayezid‟e yazdığı Ģiirde Ģöyle diyor: نٕثَو قؼ٘ وا کات ّچ ان ٌٔكیهك نٕي ىؿ واأهپ ّچ ان ٌاًیهٌ نٔق وا قهیي یثیهؿ کی وا کات ّچ دٌا ىیوي اینق ةن هت ّکَا هْ نٕلـك ّچ ٔ ٌاهاـ ّچ كثُگ ٍیا نق ٌارٌق هیو لاؼ و ٍک ٓؽلذ 2746
“Karıncanın üzüntüsünden Süleyman‟ın ne korkusu var Feridun‟un (Zahak‟tan sonra Ġran‟ın Efsanevi PadiĢah‟ı) zayıf Arı‟dan ne korkusu var
2743
Zabiyüllah Sefa, Tarih-i Edebiyat Farsi, Ferdevs Yayınları, 9.basım, s. 142, Tahran 1993; Halet Ebülkasim, Şahane Şair, s. 223. 2744 Muhammed Taki Ġmami, Sultan Suleymıan Dar Azerbaycan, Hoynigar Dergisi, Tahran 2013, s 35, 40-41. 2745
Ġ. Halil Ersoylu, Cem Sultan‟ın Türkçe Divanı, TDK Yay, Ankara, 1989, s.11-12. 2746
Feridun Bey, a.g.e, c. I, Ġstanbul 1286 hc. s. 284.
890
Deniz‟in kenarında ikamet eden herkes Uzaktan giden bir yabancıdan ne korkusu var El altında olanların durumunu sor Fark etmez Dünya‟nın Hakan‟ı ya Fokfür‟ü olsa”
ġehzade Mustafa ve III. Murat da diğer Farsça Ģiir söyleyenlerdendiler. Osmanlılarda Sultanlar ve halk arasında Fars edebiyatının yayılmasında Mevleviye tarikatının da önemli rolü vardır. Farsça kitaplardan: Feridüddin‟in “Pendname-i Attar, Sadi‟nin Gülistan ve Bustan, Ġbni Sina‟nın DaniĢnameyi Alayi” adlı eserleri Osmanlı imparatorluğunda yaygın olan kitaplar idi. Osmanlı-Safevi kültürel ortaklıkları ve bağları o kadar ciddi ve sağlamdır ki tarihçilerin saptamasına göre onları birbirinden ayrılmaları mümkün değildir. Biz bu araĢtırmada bu sağlam kültürel iliĢkilerinin sadece bazılarına değiniyoruz. Bu iĢi yapmak için bütün kaynakları kullanmak gerekiyor.
891
Osmanlılar kendi hükümdarlıklarını Anadolu Selçuklu‟yu örnek alıp devletlerinin siyasi organizatörlerini oluĢturdular. Anadolu Selçuklu da Ġran Selçuklu‟nun üzerinden inĢa edilen ve onun devamıdır. Bu iki devlet kendi zamandaki koĢullarından meydana gelen güç-bilim veya bazı kendi geleneklerine rağmen, her ikisinde de Ġran-Ġslami hükümet siyasetinin kültürü örnek alınmaktadır. Osmanlılar hükümetlerinde Ortadoğu‟nun eski kavramlarından etkilenmiĢtir. Ġlk baĢta bu kavramlar Sasaniler‟in zamanında planlanmıĢtır. 2747
Bu kavramlar Abbasîlerin Divan iĢlerini yapan Ġranlılar tarafından Ortadoğu‟nun Ġslami medeniyetine yol açtı. Ortaçağ da Gazzali ve Hace Nizamül-Mülk gibi siyasi felsefelerinin organizatörünün temelleri halk arasında yapılıp yapılmasa da adalet ve emniyeti vurguluyorlardı incelenmektedir. Bu çağın siyaset-bilim kültürü sonraki dönemler için örnek alınıp yâda bazı eklemeler yapılmıĢtır. Kınalızade ve Dede Efendi gibi Devlet siyasetinin organizatörünü yazanlar yanı sıra On yedinci asırda yaĢayan Osmanlı Tarihçisi “Mustafa Naima” Devlet kurma esasının beĢ asıl olarak söylüyor: 1. Mülk ve Devlet ordusuz oluĢmaz.2. Ordunun muhafaza etmesi servete bağlıdır. 3. Servet halktan elde edilir. 4. Halk saadet ve rahatlığa eriĢmez ancak adalet ile olur. 5. Adalet meydana gelmez ancak Mülk ve Devlet ile olur. Bu nedenle serveti ele geçirmek Devletin koruması ve Devlet de halk arasında adaleti yerine getirmekle hükümetin siyası organizatörün temelidir diye zikredilmektedir. 2748
2747 Muhammed Hasan Kazemi ġirazi, Tarih Cıhanı İslam ve Revabeti Hareciye An, Nevid ġiraz Yayınları, ġiraz 1992, s. 251. 2748
Muhammed Hasan Kazemi ġirazi, a.g.e,
s. 254. 892
Osmanlılar kabilecilik anlayıĢından saltanat kurumuna değiĢmeleri Ġran Selçuklularından alınmıĢtır. Osmanlı-Safeviler de uzun zaman birbiriyle iç içe yaĢayan Ġranlılarla Türkler de her ikisinde Ģahseverlik vardır. 2749 Ġslam Medeniyet adı ve unvanına ait olan: dil, siyaset, gelenek, tören, mimarlık, sanat, ressamlık, Ģiir vesaire Osmanlı kültür ve medeniyetinde etkili olmuĢtur. Osmanlı kültür ve medeniyetinin göstergesi olan Süleymaniye Camisi‟dir. Bu Camii Ġstanbul fethinden bir asır sonra inĢa edilmiĢtir. Bu Camii hem önceki geleneklerden mayalanmıĢ hem de mezhebi ve sanatı kendine ait asaletle özetlenmiĢtir. Bu Camii‟nin inĢasında Ġran- Bizans etkisi görülmesine rağmen; minare ve Gübbeler‟in de uygun zıtlık, geniĢ Ģebistan ve Gübbeler de mevcut zariflik ve süslenme yepyeni bir Ģey, Osmanlı‟nın özelliğini taĢıyan mümtaz bir eserdir. 2750
2749 Stanford j Shaw, Tarihi İmparatoriye Osmanlı ve Türkiye‟ye jadid, s. 203. 2750 Lowis,
a.g.e,
s. 150. 893
Safeviler‟den iki yüz yıl önce oluĢan Osmanlı Devleti Safeviler tarih sahnesine çıktığı zaman, geniĢ, iktidarlı ve güçlü bir Devlet idi. ġüphesiz ortaya çıkan yeni bir Devlet eski Devlet‟ten etkileniyor. Safeviler iktidara eriĢmek için gözünün önünde hazır olan Osmanlı Devleti idi. Hins‟in söylediği Safeviler Ġran da Milli Devlet kurmalarına rağmen, Ģunu unutmamalıyız ki Safeviler kendi komĢusu gibi geliĢmeye ihtiyaç duyuyor ve arzu ediyordu. ġah Ġsmail kendi ülkesi için Osmanlılar kadar itibar ve geniĢ düĢüncesi vardır. Bunu uygulamak için Anadolu‟da ilerlemek istiyordu. Safeviler ne kadar Anadolu da ilerlerse ve gücünü arttırırsa Osmanlı‟nın gücünü o kadar azaltacaktır. Bu nedenle Anadolu Türkmenlerini kendine çekmek için sürekli oraya müritlerini gönderiyordu. 2751 UzunçarĢılı‟nın: ,Osmanlılar Safevilerle savaĢtığı zaman ġah Ġsmail‟in Anadolu da Türkmenler üzerinde nüfuzundan dolayı ortaya çıkan isyanlar Osmanlı için büyük bir tehlike olacaktı, 2752
söylediği doğrudur. ġah Ġsmail‟in baĢarılı olmasının nedeni Anadolu Türkmen kabilelerinin Osmanlı‟dan rahatsızlığı ve ġah Ġsmail‟in KızılbaĢlarıyla sebebi ve soylu akrabacılık ve kültürel benzerlikleri idi. Bu da Anadolu Türkmenleriyle KızılbaĢlar arasında gidiĢ geliĢ ve alıĢ veriĢ yapmalarını uygunlaĢtırmıĢtı. Eğer bazı Osmanlı ve Safevi de Bayezid 2753
ve Elkas Mirza ġehzadeleri karĢı ülkeye sığınsalar da bunun temeli bu iki ülke arasında kolayca gidip gelmelerinden dolayı idi. Her halde Osmanlılarla rekabet etmek isteyen
2751 UzunçarĢılı, Osmanlı Tarihi, C. II, s. 150. 2752 UzunçarĢılı, a.g.e,
s. 257. 2753 Antony Bridj, Süleyman Ba Şuküh, çev. Muhammed Huseyin Arya, Astan Küdse Razavi Yayınları, I.baskı, Tahran 1988, s. 211.
894
Safeviler kültürel açıdan Osmanlılardan etkilemelerine neden olacaktır. Bu konu iki ülkenin iyice kültürel iliĢkilerine neden olmuĢtur. Safeviler‟in Osmanlıları örnek almaları bize bu konunun önemini göstermektedir. ġah Ġsmail kendi Devletinin oluĢmasını Osmanlı ile beraber ve eĢit olan örneklerle organize etmek istiyordu. Örneğin; Osmanlı da yaygın, benimseyen ve çok değeri olan “Cuma Namazı” ġah Ġsmail‟in dikkatini çekti. Tarihsel ve diğer Ġmam Mehdi‟nin zuhur etmesine kadar nedenlerden dolayı Emeviler zamanından beri geleneksel ġia Ulemaları Cuma namazının kılmasını uygun görmüyorlardı. Mevcut olan kaynaklar azınlık ġia halkında adil Ġmam (Mehdi) olmadığı için Cuma Namazın kılınmamasından söz edilmektedir. 2754
Safevi Devleti‟nin oluĢması zamanda tartıĢmalardan biri Safevi Devlet‟ten önce ġii Ulemaların Cuma namazının yerine getirip getirmemesi konusu idi. Tarih de ġii Fakihler bu konuda ne uygulamıĢlar? Buna ulaĢan cevapları Ģuydu; ġii Ulemalar tarafından Cuma Namazı kılınmadığı için onlar da bu konunun vacip (herkesin yapılması) kail değillerdi. 2755
Safevi Devlet‟i oluĢması zamanda yavaĢ yavaĢ Cuma Namazının yerine getirildi. Safevi Sarayının seçkin fakihi olan ,Abdül‟al Karaki, Cuma Namazını planladı. Bu da Safevi Devletinin oluĢmasıyla Cuma namazının önem taĢıdığını göstermektedir. 2756 Ġran‟ın çağdaĢ büyük uleması Ayetullah Brücerdi; ġah Ġsmail Osmanlı Devleti karĢısında Cuma Namazını kılmak için çeĢitli Ģehirler de imam tayin etti diyor. 2757 Ġran ve Türkler arasında soy ve kültür 2754
Rasül Caferiyan, Safeviye Dar Arseye Din, Ferheng ve Siyaset, PejüheĢkedeye Havze ve DaneĢgah Yayınları, I.baskı, c. I, Gum 2000, s. 261-263. 2755 Rasül Caferiyan, a.g.e, s. 262. 2756 Rasül Caferiyan, a.g.e.
2757 Rasül Caferiyan, a.g.e.
895
iliĢkileri nedeniyle Osmanlılar da yapılan Cuma Namazı onların Ġranlılara göre puan taĢımalarına neden olacaktı. Bu konu da Osmanlıların ġiileri suçlaması çoğu ġiiler ‟in Cuma Namazına yönelmesine neden idi. 2758 Safeviler Osmanlılar gibi sabit askerleri yoktu. Sonradan Büyük Abbas Osmanlı‟dan alıntı yaparak KızılbaĢlar‟a karĢı “ġahseven” diye sabit ve tam vakit bir ordu düzenlediler. Bu ordu padiĢahtan maaĢ ve sadece ondan ferman alıyordu. ġahseven ordusu Kafkas, Gürcistan, Ermenistan ve Türklerden, Gayrı Osmanlı Yeniçeriler gibi baĢka ülkelerden oluĢmuĢtur. Osmanlıların kimliğini taĢıyan büyük “Süleymaniye” Camiisi, Büyük Abbas zamanında inĢa edilen “Mescit-i ġah‟i” (Mescit-i Cuma Abbasi) benzemektedirler. 2759
Osmanlıların “Bab-ı A‟lı” karĢına Safeviler Büyük Abbas zamanında “A‟lı Kapu‟yu” Ġsfahan da inĢa ettiler. Osmanlılarda Topkapı Sarayı ile Ġran‟daki Tophane tümüyle birbirine benzemektedir. Osmanlılar Farsça PadiĢah kelimesini PaĢa Ģeklinde Safeviler de kendi uĢaklarına özellikle bayanlara Sultan kelimesini kullanıyorlardı. Bizans‟tan kalan Ġstanbul‟un “At Meydanı” Ġsfahan da Selçuklar zamanından temeli atılan “Meydan-ı NakĢ-ı Cihan‟la 2760 birbirine benzemektedirler. Ġstanbul‟un Darül-Ulemaları ve Medreseleri de Büyük Çaharbağ
2761 ve diğer çeĢitli medreselerine benzemektedir. Hamamlar, mağazalar, kervansaraylar, su çeĢmeler, su yayma kurumu, su kanalları, su deposu, azık deposu,
2758 Rasül Caferiyan, a.g.e, s. 264. 2759 Ġskener Bey Türkmen, Alem‟aray-ı Abbasi, C. II, s. 1370. 2760 Roger M Savory, İran-ı Asr Safevi, çev. Kambiz Azizi, Sahar Yayınları, C. II, Tahran 1987, s 145-146. 2761
Abdul-Huseyin Navai, Tarih-i Tahavvulat Siyasi İctimai, İktisadi ve Farhangiye İran Dar Devreye Safeviye, Samt Yayınları, Tahran 2003, s. 342. 896
bağlar, saraylar ve bütün Ġstanbul‟un dört yanında Safevi döneminde özellikle de Büyük Abbas zamanında bulunan binalar ve imaretler benzemektedirler. ġeyh Bahaî‟ye mensup olan meĢhur Çeharbağ‟ın iki tarafında Çeharbağ Sokakları inĢa edildi. Ġsfahan‟ın meĢhur Su ÇeĢmeleri, Kanallar ve meĢhur kurumlar inĢa edildi. ġah Abbas dönemine ait olan 999 kervansaray, pazarlar, köprüler ve Osmanlılardan örnek alınan binalardır. Ġran ve Türkiye‟ye gelen Turistler için bu eserlerin ortak Ģekillerinden dolayı iki komĢunun birbiriyle rekabet etmek için ne kadar geliĢmelerini göstermektedir. Bernard Levis Evliya Çelebi‟den naklederek: …Bu iç içe giren Cemşid sanatına benzeyen nakışlar, bu Camii‟nin (Süleymaniye) Kapısı‟nın her tarafında dörtlük binalar müezzinler, ayakkabıcılar ve hizmetçiler için odalar mevcuttur, bu Camii‟nin dört minaresi var… bin adım olan bahçesinde kavak ve çeşitli ağaçlar ekilmiştir, bu büyük alanın yanında açık bir alan Pehlivan Demir Meydan‟ı var, bu Camii‟nin sağ ve sol tarafında dörtlük mezhebin fıkıhlarını yetiştirmek için Büyük Darül-İlm kurulmuştu, hadis ve Kuran okuması için bir medrese, tıp öğrenmek için, çocuklar ve garibanlar için hastane vs… 2762 devam ediyor Ġstanbul‟un en güzel binası olan Süleymaniye de mevcuttur, bu büyük binayı Mimar Sinan inĢa etmiĢtir. 2763
Ġsfahan‟ın NakĢı Cihan Meydan, Mescid ġeyh Lütfullah, Meydan‟ın etrafındaki medrese, Pazar vs. gördüğünde hemen onları Süleymaniye ve onunla ilgili binalara ortak benzerileri zihninize geliyor. Diğer taraftan da Osmanlılar bu ortak kültür unutmuyorlardı ve Ġran‟ın bilim açıdan önemini biliyorlardı. Bu nedenle Osmanlı‟nın kültür ve medeniyetini zenginleĢtirebilmek için I. Sultan Selim Tebriz‟i ele geçirdikten sonra Tebriz onun
2762
Lowis, a.g.e, s. 152. 2763
Lowis, a.g.e, s.
149. 897
için meĢhur olan binlerce sanatçılar ve Osmanlı mimarlığını zenginleĢtirmek için Ġstanbul‟a gönderdi. 2764
UzunçarĢılı diyor: ,Yavuz Selim 8 veya 9 gün Tebriz de kaldıktan sonra tacirler ve bin aile iĢ sahibini ve faydalı adamları Ġstanbul‟a gönderdi. Timur‟un çocuklarından olan Bediüzzaman Mirza da bunların içindeydi., 2765
Sultan Süleyman Ġran‟ın ilk seferinden döndükten sonra Ġran gibi halılar dikmek için Anadolu da iĢ hane kurdu. 2766
UzunçarĢılı devam ediyor Sultan Süleyman‟ın Azerbaycan Seferinin sonucu Kanuni halı dikmeye ilgi gösterdi. 2767 Sultan
Süleyman‟ın emriyle Ġran üstatları bu iĢ hane de iĢe alındı. 2768
2764
Lord Keen Rous, a.g.e, s. 178. 2765
UzunçarĢılı, a.g.e, c. II. s. 304. 2766
UzunçarĢılı, a.g.e, s. 802. 2767
UzunçarĢılı, a.g.e,
s. 800. 2768 UzunçarĢılı, a.g.e,
s. 804. |
ma'muriyatiga murojaat qiling