Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ
H. Kültürel İlişki ve Sanat’ın Rolü
Download 6.7 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- I. Sultan Süleyman Sarayına Göçler
H. Kültürel İlişki ve Sanat’ın Rolü: Ġstanbul‟un Ġslam dünyasının sanat merkezi olmak üzere Ģöhret ve görkemi Ġran‟ın birçok sanatçılarını Ġstanbul ve Osmanlı‟nın diğer Ģehirlerine göç etmelerine neden oldu. Sultan Selim Tebriz‟in fethinden sonra birçok Ġran sanatçılarını Osmanlı‟ya gönderdi. Bu sanatçılar ġiraz Türkmenler, Herat Timurlar ve Tebriz tarzı üzerine temelleĢen Safevi tarzını Osmanlı da yaydılar. Bu sanatçılar Ġran‟ın ressamlığını Osmanlı‟nın ressamcılığının tarzına soktular. Osmanlı sultanlarının sanatçılara ilgi ve himaye gösterdiği için bu sanatçıların Osmanlı‟ya göç etmesine zemin oluĢturdu. Bu sanatın en geliĢtiği Sultan Hüseyin Mirza Baykara zamanı Herat da idi. Bu dönemde; Kemaleddin Behzad, Muhammed Siyah Kalem, ġeyhi Beg, DerviĢ Muhammed Herevi ve Emir Halil… seçkin sanatçılar ortaya çıkmıĢlardı. Herat Özbekler eliyle yıkıldığı zaman Timurların hükümetine son verildi. ġah Ġsmail Herat‟ı Özbekler elinden çıkardıktan sonra bu sanatçılardan bazılarını kendisiyle Tebriz‟e götürdü. ġah Ġsmail Akkoyunlu sanat merkezi ġiraz ve Ġsfahan‟dan da Tebriz‟e gönderdi. Böylece ilk Safeviler‟in sanatı; ġeyhzade, Hace Abdul-Aziz, Ağa Mirek, Sultan Muhammed, Muzaffer Ali, Mir Seyyid Ali, ġah Muhammed Ġsfahan ve Dost Muhammed tarafından temeli koyuldu. 2769 Bu sanatçılar Ġlhanlılardan Safeviler kadar geliĢen Ġran sanatını Osmanlı‟ya aktardılar. Ġstanbul‟un sanat tarzı çoğu Osmanlı sarayında meĢgul olan bu göç eden sanatçı ve ressamlar tarafından oluĢtu. Böylece Osmanlılar Ġran sanatını örnek aldılar. 2770
Timurlar ve Türkmenler
2769 Veli Dinperest, Tarihnameye İran Badaz İsalm, Tebriz Üniversitesinin Yayınlar, Tebriz 2001, s. 60, 2770
Biniyon Lowrens ve j.s. Wikynson, Bazil Grey, çev. Muhammed ĠranmaniĢ, Emirkebir Yayınları, Tahran 2004, s. 308. 899
zamanından beri Ġran-Osmanlı kültürel iliĢkilerinden dolayı Ġran‟ın edebi, Hattı Nüshaları, Minyatür ve değerli sanat parçaları Osmanlı‟ya götürmüĢtür. Osmanlı Sultanları Ġran‟ın sanat ve edebi eserlerini satın alarak kendi özel kütüphanelerinde saklıyordu. 2771
Akkoyunlu Yakub Beg‟in Hamsesine tanınan Nizami‟nin Hamsesi bu eserlerden bir örnektir. On beĢ ve On altıncı yüzyılında bu hattı nüshaların minyatürü Herat, ġiraz ve Tebriz de Timur ve Türkmen sanatçılar tarafından çizilmiĢtir. 2772
Anadolu Selçuklulardan beri Ressam hane mevcut idi. Osmanlı Ġmparatoru oluĢtuktan sonra önce Sultanlık Ressam hane Bursa sonra Edirne‟de Ģekillendi. 2773
Ressamlık Osmanlı Sultanlarının ilgilerini çeken sanat idi. Ġstanbul‟un fethinden sonra II. Mehmet “Ehlı Hiref” bir kurum oluĢturan ilk sultandı. Bu kurum da çeĢitli sanat alanlarında II. Mehmet Sarayında çalıĢıyorlardı. Ehl-ı Hiref‟e ait en eski defter 1520‟den (hc. 926) kalmıĢtır. Bu defter de II. Bayezid zamanından beri Osmanlı‟nın Sarayında çalıĢan Ġran‟dan Anadolu‟ya göç eden sanatçıların adıyla birlikte ne kadar maaĢ aldıkları ve nereden geldikleri zikredilmektedir. 2774
Bu sanatçıların sayısı 600‟den 900‟e kadar yazmaktadır. Bunların arasında ressamların önemli bir mevkileri vardır. Bu ressamlar binalar, kitaplar, hattı nüshaları resimleĢtirip ve
2771 Abdül-Hay Habibi, Huner-i Timuriyan ve Mutaferriat-ı An, Bonyad Ferheng Yayınları, Tahran 1977, s. 561. 2772
Perisa ġad Kazvini, Barresiye Nüshahaye Hattı ve Muragaat İrani Sadehaye Haştom Ta Dahome Hicri Dar Mozeye Topkapı Saraye İstanbul, Mecelleye Ganjineye Esnad Tahran 1988, s. 125. 2773 Ünver Süheyl, Fatih Sultan devrine ait bir yazı ve nakiş albumu, Tıp Tarih Enstitüsü Direktörü, Ġstanbul 1958,s I. 2774
UzunçarĢıl, Osmanlı Sarayında Ehlı hiref defterleri, T.T.K, s. 26-64. 900
süslüyorlardı. 2775 II. Mehmet zamanın da Ġran‟dan Osmanlı‟ya göç eden bu sanatçılardan Hüseyin bin ġehabettin Bircandi idi. Bircandi demir üzerinde resim ve surat çizmekte has bir uzmanlığı vardı. Bircandi‟den kalan eser Topkapı Sarayın da üzerinde ّ ي ٌاًش ٔ ٍیؼثٌ ٔ یكؼا ٌُّ لٔلاا غیتن یك یكُظهیثنا بآِ ٍت ٍیٍؼ ّؿناك ُهأَ ّثرک yazılmıĢ bronzlu tavadır. 2776
Topkapı Sarayında olan hattı bir Kuran Seyyid Ali ve Seyyid Esadullah Kirmanı Ġran‟ın seçkin sanatçılar tarafından tezhip edilmiĢtir. 2777
Bunlar Karakoyunlular zamanında Osmanlı‟ya göç etmiĢlerdi. On beĢinci yüzyılın birinci yarıyılında Dilsüzname ve Külliyat-i ġiir Edirne de iki edebi eserin resimcilik ve hat yazılarının Timurlu tarzı görülmektedir. 2778
Miladi 1495 (hc.900) Ġstanbul da Osmanlı Ressam hanesinde Minyatürlerinin ilklerinin planı oluĢtuğu zamanında Türkmen sanatçılar çalıĢıyorlardı. 2779
Eserlerden olan 1495 yılı Kelile ve Dimne, 1498 yılı Emir Hüsrev Dehlevi‟nin Hamsasaı ġiraz ve Memlukler tarzına çok çekici çeĢitli renklerle resimlenmiĢlerdi. 2780
Osmanlı‟ya göç eden Ġran sanatçıları 1504 yılda öğrenci ve oğulları olan Muhammed ve Ali‟yle birlikte Melek
2775
Serpil Bağcı -Filiz Çağman, Osmanlı resim sanatı, , Ġstanbul 2006,s 16-17. 2776
Dinperest Veli, naklen Karimzade Tebrizi, s 62. 2777
Al-i Efendi Mustafa, Menakibe Hunerveran, Amire Matbaası, Ġstanbul 1926, s. 122.
2778 Banü Mahir, Osmanlı Mınyatur sanatı, Kabalçı Yayinevi, Ġstanbul 2005, s. 24- 25. 2779
Tanındı Zeren, Türk Mınyatur sanatı, Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yayınları, 1996, s. 13.
2780
Nurhan Atasoy, Çağman Filiz, Türkişh mınyature painting, R.C.D Cultural Institute Publications , Ġstanbul 1974, s. 19. 901
Ahmed Tebriz‟i II. Bayezid‟in Sarayına girdiler. 2781 Hasan bin Muhammed ve Hasan bin Abdul-Celil de göç edenlerdendiler. Ġran‟dan geniĢ ölçüde ilk kez Osmanlı‟ya göç Sultan Selim zamanında oldu. Tebriz tasarrufundan sonra Sultan Selim Tebriz‟in Kütüphanesi ve Saltanat hazinesinde mevcut olan sanat ve edebi eserleriyle birlikte birçok sanat ve sanatçıları kendisiyle Ġstanbul‟a götürdü. Bunların arasında Safeviler‟in seçkin ressamları bazıları dıĢında kalanları ressam haneye saltanatıyla birleĢtiler. Osmanlı Kâtibi Hasan Efendi bunları uzman alanı ve aylık aldığı maaĢlarını da yazmıĢtır: “Şah Muhammed Musavvar, Abdulükani Musavvar, Derviş Beg Musavvar, Şeyh Han Naggaş, Alâeddin Naggaş, Mansur Beg Naggaş, Şeyh Kemal Naggaş, Ali Beg Naggaş, Ahı Beg Naggaş, Abdül-Halil Naggaş, Mirza Beg Naggaş, Nazar Naggaş, Abdül-Fattah Naggaş, Mirağa Naggaş, Şeref Naggaş, Ali Kulu Naggaş” 2782
. Bunların arasında ġah Ġsmail kendisiyle Herat‟dan Tebriz‟e getiren Timurlu sanatçılar da vardır. Bazıları da Akkoyunlu sanatçılarıdır. On altıncı sanatçılarından olan Ġsfahanlı ġah Muhammed‟den bir gencin önünde durup saz çalmasını duyan çarĢaflı bayan ve diğeri yüce bir mürĢidin karĢısında oturan ve onunla konuĢan baĢında emmame olan bir gencin resimleri kalan bu gurubun ressamlarındandır. 2783
bir levha Bursa camiisin de mevcuttur. 2784
Ġstanbul da bulunan bu Safevi ressamlarla
2781 Çağman Filiz, a.g.e, aynı sf.
2782 UzunçarĢıl, Osmanlı Sarayında Ehlı hiref defterleri, s. 24. 2783
Veli Dinperest, a.g.e, naklen Karimzade Tebrizi, s.239. 2784
Mehdi Bayani, Ehval ve Asare Hoşnevisan, Ġlmi Yayınları, Tahran 1985, s. 408. 902
Osmanlı ressamlığı ortaya çıkarak yayıldı. 2785 Çünkü Osmanlı Sarayında Ġran sanatçılar tarafından resimlenen kütüpler, on beĢinci asır son yılları ve on altıncı asır da Herat, ġiraz ve Tebriz de bulunan kütüplerin resimlerine benziyor. Bu eserlerden Divanı Sultan Hüseyin Mirza Baykara ve Emir Ali ġir Nevai‟nin eserleridir. Ġstanbul da Hacı Muhammed bin Melek Ahmed Tebriz‟i tarafında resimlenen Emir Ali ġir Nevai‟nin Garayebul-Seğr eserinin minyatürü Timurlu tarzının nüfuzunu göstermektedir. 2786 Hacı Muhammed Ahmed Tebriz‟i babasıyla birlikte II. Bayezid zamanından beri Osmanlı Sarayında ressamlık sanatında çalıĢıyordu. 2787
Diğer eserlerden Nizami‟nin Hamsasi‟dir. Bu eser de mevcut olan yedi minyatür Herat tarzının Osmanlı da nüfuzunu gösteriyor. 2788
Bu sanatçılar Osmanlı da hattı nüshaları resimlemekle ġah Ġsmail sarayında yeni bir tarz kuran Behzad, Sultan Muhammed vs… sanatçıların tarzını Sultan Selim Sarayında yaydılar. 2789
Miladi 1515 yılında bu eserlerden Mantıku‟t-Teyr Attar NiĢabur‟un eseri Sultan Selim‟in Sarayında minyatürü Ġran sanatçılar tarafından yapıldı. Çok değerli ve güzel sanat eserlerinden olan bu esrin minyaturünün mazmunu Mısır Pazar‟ın da Hz. Yusuf‟un
2785
Nurhan Atasoy, Filiz Çağman, Turkish Minyature painting, Publication of the cultural institute, Ġstanbul 1974, s. 20. 2786 Serpil Bağcı-Filiz Çağman, Osmanlı resim sanatı, s. 55. 2787 G. Fahir, Fifth international congress of Turkish art, s 238, Budapest 1978. 2788 G. Fahir, a.g.e, s. 324. 2789 S. M Dimand, Rahnamaye Sanayeye İslami, çev. Abdüllah Faryar, Ġlmi-Ferhengi Yayınları, Tahran 1986, s. 61.
903
satılmasıdır. 2790 Bu dönemin özelliği renklerin ĢaĢırtıcı Ģekilde renklerin uyması sanatçının amacıdır. Herat ressamlığının özelliği gerçekle irtibata koymasıdır. ġekil ve renk açıdan sanatçı saklı düĢüncesini ressamcılıkta göstermeye çalıĢıyordu. Parlatıcı renkler kullanmak ve küçük konulara dikkat etmek ve ayrıntılar birliği ve heykellerde göze gele kadar ĢahsiyetleĢtirme önemini taĢıyan bir üsluptur. 2791 Bu
rassaa tarzı Safevi yeni tarzıyla birlikte edebi eserlerin minyatür çizmesiyle Osmanlı‟nın ressamlık sanatına girerek kendi etkisinde aldı. 2792
2790 Ebulkasim Taheri, Tarihi Siyasi ve Ectemaiye İran Az Merge Timur Ta Merge Şah Abbas, ġerket-i Sahamiye Kitaphaye Cibi Yayınları, Tahran 1975, s. 63. 2791
Habibüllah Ayetüllahi, Reng ve Şekl dar Mektebe Herat, Mecelleye Ferheng ve Huner, 2o. Numara, Tahran 1382, s. 53. . 2792 R Pinder, paintingfrom İslam Lands, Oxford 1969, s. 86. 904
Ne kadar da Ġran‟ın kültürel merkezleri çalıĢmalarına devam etse da 2793
kargaĢa durumdan dolayı Ġran‟ın bilginler ve sanatçıları Osmanlı‟ya göç etmelerine neden olmuĢtur. Bu göç Fatih Mehmet zamanından baĢlayarak 2794
Sultan Süleyman döneminde ġahkulu, Kemal Tebriz‟i ve Velican Tebriz‟i göç etmeleri Osmanlı‟nı resimcilik sanatını çok etkiledi. 2795
Bu sanatçıların göçü I. Tahmasb zamanında baĢlamıĢtır. Kemal Tebriz‟i portreleĢme ve kuĢların durumunu göstermekte çok uzman bir ressam idi. 2796
Kemal Tebriz‟i kitap süslenmekte ve kitap cildini yaprak ve dalla ĢekilleĢtirmekte de mahir idi. Miladi 1522 yılı (hc. 929) Ehl-i Hiref Defterinde olan Acemi adıyla Saray‟ın Ressam hanesinde bulunan ve aylık maaĢlarıyla bu ressamların adı kayıtlıdır: “Hacı Beg Tebriz‟i, 10/5 Akçe, Hoca Beg Tebriz‟i 10/5 Sultan Ali Basmanci 9/5 Akçe, KaĢım Ġsfahani 10/5 Akçe, Muhammed bin Abdul-Rahman 4/5 Akçe, Hasan Bin Hızır 10/5 Akçe, Hüseyin bin Ressam 6 Akçe” 2797
. Bunların çoğunu Sultan Süleyman kendisiyle Tebriz‟den Amasya‟ya götürmüĢtür. 2798 Safevi Ressamlarından bir grup Safeviler‟in baĢkenti Kazvin‟den 2793
Ġmami Hoyi, a.g.mk, s. 1. 2794
Hammer, a.g.e, c, I, s. 690. 2795
Kerimov Kerim, Sultan Muhammed ve Katebe O, çev. Cıhanperi ve Rahim Parni, DaneĢgah Hunere Ġslami, Tebriz 2003, s. 83. 2796 A‟li Efendi, a.g.e, s. 64. 2797 Meric, Rıfkı Melul, Türk Nakış Sanati Tarihi Araştırmaları, Mevacib-i cemaeti ehl-i hiref, Ankara 1953, s. 4. 2798
UzunçarĢıl, Osmanlı Sarayında Ehl-ı hiref defterleri, s. 27. 905
Ġstanbul‟a göç etmiĢ; ġehinĢehname, Süleyman-Name, Osman-Name Selim-Name vs. Türkçe ve Farsça edebi ve tarihi eserleri resimleĢtirmekle Safevi resimciliğini Osmanlı da yaydılar. Bu eserlerden örnek olarak Miladi 1528 Hicri 934 yılında ġucaeddin Elfarisi ġahi Divan Nüshasında Bazm, ġarap ve müzik meclisinden beĢ minyatür resimlenmiĢtir. Tuhfetül-Ehbar, Camii‟nin Haft Evrenk, Sandbadname ve Selimname aynı yılın az zamanından sonra minyatürle resimlenen eserlerdi. 2799
Miladi 1547 yılı (hc. 954) bu eserlerden diğer bir örnek olarak Sultan Süleyman‟ın Ġran Seferinde Bağdat da bulunması Süleyman-Name kitapta Arifi tarafından yazılmıĢ da görülmektedir. Bu eser de Sultan Süleyman‟ın çizilmiĢ olan resimleri Ġran ressamları tarafından çizilmiĢtir. 2800
Arifi‟nin diğer bir eseri olan Osman- Name‟nin bir nüshası Osmanlı sarayının hattatı olan Ġranlı Kâtip Mirza Hoyi tarafından otuz dört minyatür çizilmiĢtir. 2801
Firdevs‟inin ġahnamesi ve ġerefeddin Ali Yezdi‟nin Zafernamesi kitapların etkisinde yazılan Osmanlı Sultanları hakkında yazılan “ġehinĢehname” ve Sultan Süleyman‟ın fetihleri hakkında yazılan “Zafername” kitaplarında Osmanlı Saray sanatçısı olan Ġran‟dan göç eden Seyyid Lokman bin Hüseyin Ermevi tarafından ġerefeddin Ali Yezdi‟nin Zafernamesi gibi resimlenen eserlerdi. 2802 Bu eserlerin resimlerinde alt ve üst kısımlara farsça Ģiirler yazılmıĢtır. Bu Ģiirlerden Miladi 1520 (hc. 926) yılında Sultan Süleyman‟ın yaprak
2799 Pinder, a.g.e, s. 56. 2800 Bağcı, a.g.e, s. 101. 2801 Bağcı, a.g.e, s. 98. 2802 Bağcı, a.g.e, s. 116-117. 906
ve dalla resimlenen Topkapı Sarayında 2803 saltanat tahtına oturmasıyla ilgili ve avcılık mekân da avlanırken söylenen Farsça Ģiirlerdi. 2804
Osmanlı Sarayında bulunan resimleri I. Tahmasb‟ın Sarayında bulunan resimlerle karĢılaĢtığı zaman Ġran‟ın bu etkisi görülmektedir. BaĢka bir resimde, Husrev‟in bir gölgelik altında ve tahtının altında pahalı bir halının yayılması görülür. Bu resimde planlanan adamların resimleri Behzad, Barik ve HoĢandam‟ın adamlarının resimlendiği resimlerinin giydiği elbiselerine benziyor. 2805 Hüsrev ġirin‟in diğer bir resmi Nizami‟nin Hamsa kitabında Osmanlı Sarayı‟nın meĢhur ressamı Ġranlı Sultan Muhammed Ressam tarafından çizilen resimdir….Bu resim de Hüsrev Perviz‟in meĢhur atı ġebdiz için çiçeklerle bezenmiĢ çimen üzerine ayaklarını çarpması görülüyor. 2806
Osmanlı ve Safevi ressamlığını karĢılaĢtırdığımız zaman bu ressamlar da mitolojik, tarihi, edebi, irfani, âĢıkane konularının devlete motif olarak kullanıldığı görülmektedir. Osmanlıda 1545 yılına ait Ehl-i hiref defterinde yer alan Ġran sanatçıları(hc. 952-965) Sultan Süleyman‟ın sanatçılarına destek verdikleri için veya baĢka nedenlerle Ġstanbul‟a göç etmiĢlerdi: “Abdül-Ali Tebrizi 20 Akçe, Sultan Ali Basmancı 12/5 Akçe, Abdül-Hamid Tebriz‟i 15/5 Akçe, Muhammed ġah Tebriz‟i 19 Akçe, Alâeddin Tebriz‟i 15 Akçe, Ali Beg Tebriz‟i 11 Akçe, Abdül-Fattah Tebriz‟i 12 Akçe, Abdül-Halık Tebriz‟i 12
2803 Belair Shyla, Canan M Blom, Huner-i Memari‟ye İslami, çev. ErdeĢir ĠĢragi, SorüĢ Yayınları, Tahran 2006, s. 278, 2804
Bağcı, a.g.e, s. 100-101. 2805
Cristiyan Prise, Tarih-i Huner İslami, çev. Mesud racabniya, Bonhah Tecüme ve NaĢr Kitap Yayınları, Tahran 1969, s. 154. 2806 Cristiyan Prise, a.g.e,
907
Akçe, Ali Kulu Tebriz‟i 3/5 Akçe‟mi Ağa Ġsfahani 5 Akçe, DerviĢ Muhammed Ġsfahani 1 Akçe, ġah Kulu Tebriz‟i 25 Akçe”.
Bunların bazıları 1545 hc. 952 yılının listesinde bulunan ressamlarıdır. Bundan sonra bir daha Osmanlı sarayında Ġran Ressamların adı Ehl-i hiref defterinde kayıtları yoktur. Bu da Osmanlıların Sanatçılarının vaziyetlerini değiĢtirmesini göstermektedir. Saltanat ressamlığının baĢkanı olan ġah Kulu Tebrizi, yeni bir ekol meydana getirdi, birçok öğrenci yetiĢtirdi ve en çok Osmanlı ressamlığını etkileyen oydu.
2807 Abdül-Halik, Abdül-Fattah, Ali Beg, Sultan Ali ve DerviĢ Muhammed ressamlık dıĢında hat sanatıyla da uğraĢıyordu. 2808
Osmanlı Sarayının en meĢhur ressamı Muhammed ġah Tebriz idi. ġah Kulu ve Velican Tebriz‟i en çok etkileyen Osmanlı ressamlığını Kanatlı Cennetteki Melek çizilen bu sanatçılar tarafından Avrupa, Amerika ve Türkiye Müzelerinde bulunmaktadır. 2809 ÂĢık Çelebi‟nin söylediğine göre Sultan Selim zamanında ġah kulu Amasya da yerleĢmiĢ ve Behzad‟dan daha iyi olduğunu vurguluyor. 2810 Sultan Süleyman Tebriz‟den Amasya‟ya getiren sanatçılarla birlikte ġah Kulunu da Ġstanbul‟a getirdi. 2811
On altıncı yüzyılın son zamanlarında yavaĢ yavaĢ yeni bir tarz geliĢti. Bu konuda Ressam Osman öncü idi. Osman Bey ve diğer Osmanlı ressamlarının çabalarıyla
2807 A‟li Efendi, a.g.e, s. 68. 2808 Mehdi Bayani, Ehval ve Asare Hoşnevisan, Ġlmi Yayınları, s. 4-8-28-187. 2809 Abdül-Hay Habibi, a.g.e, s. 73. 2810 Banü Mahir, “Kanuni Döneminde yaratılnıĢ yaygın Bazme Üslubu saz Yolu” Türkiyemiz, Yıl:18, (ġubat), 1988 . Ġstanbul, s. 116; UzunçarĢılı, a.g.e, s. 26. 2811 Banü Mahir, Osmanlı Mınyatur sanatı, Kabalcı yayınevi, Ġstanbul 2005, s. 117. 908
Osmanlı ressamlık temelleri oluĢtu. Buna rağmen bazı araĢtırmacılara göre ġiraz Üslubu açık ve parlatıcı renkler hala Osmanlı ressamlığında görülüyordu. 2812
Timurluların çökmesinden dolayı ilmi mekânlar zayıfladı ve Osmanlıların geliĢmesi bir yeni Ġslami devlet olarak Ġran Âlimlerinin göç etmesine uygun Ģartlar meydana getirdi. Uluğ Bey‟in ölümü Sultan Hüseyin Mirza Baykar‟ın ölümüne kadar hala ilmi merkezleri Ġran‟ın Horasan, Maveraünnehir, Azerbaycan, kirman ve Fars‟ta çalıĢmakta ve Âlimlere destek veriliyordu. Timurların çökmesinden sonra Âlimlerin Ġran‟dan Hint ve Osmanlı‟ya göç etme Ģartları hazırlandı. Osmanlı‟ya göç o kadar artmıĢtı ki Fatih sultan Mehmet‟in 7 Hekim‟inden 4‟ü Ġranlı idi: Bunlar Lar‟ı, Kutbuddin Reis, (Sultan‟ın Hekimlerinin konseyinin baĢkanı) ġukrullah ġirvan‟ı ve Ataullah idiler. 2813 II. Mehmet hükümdar olmadan önce Baysungur (Timurlu) Uluğ Beyin oğlu Abdullatif (CihanĢah Karakoyunlu ve ġirvanĢah gibi Ġslam Dünyasının marifet sahibi olan Ģehzadelerle arkadaĢlığı vardı. II. Mehmet bilim adamlarına cömertçe davranıĢta Ģöhretli olduğu için birçok Ġranlı bilim adamları kitaplarını Fatih Sultan‟a sundular. Ġranlı Molla Ali KuĢçu II. Mehmet‟in davetiyle Ġstanbul‟a geldi ve matematikte (Risaleyi Muhammediye) ve Astroloji de Risaleyi Fethiye‟yi onun adına yazdı. Kabuli ve Hamid-i Ġsfahani II. Mehmet‟in sarayının Ģairiydiler. Hamidi 20 yıl boyunca II. Mehmet‟in medihecisi ve nedimlerinden olmuĢ 7000 beyitlik Ģiir divanını ona sunmuĢtu. Vaiz-i KaĢi RaĢahat Aynulhayat‟ta yazıyor: “Cami Mekke ziyaretinden döndüğü esnada II. Mehmet kendi adamlarından olan Ataullah Kirman‟iyi pahalı hediyelerle Cami‟yi İstanbul‟a getirsin diye görevlendirdi. II.
2812 Ġlahe Bahtaver, “Nahveye ġeklgiriye Mektebe Osmanı ve Barresiye Vijegihaye An” Faslnameye Nigere, Numara 10, Tahran 2009. S. 39. 2813
Hammer, a.g.e, c. I, s. 690. 909
yazmıştı. Bayezid de 2000 Flori ona hediye vermiştir 2814 .
Safeviler hükümeti ele geçirdikten sonra yeni bir kültürel ve siyasi durum oluĢtu. Sekiz asırdan beri Sünni hükümdarların hâkimiyeti sebebi ile ġii halk fıkıh kurallarından habersizdi. 2815
Yalnız elde bulunan ġeyh Cemaleddin Mutahher Hilli‟nin yazdığı “Gavaidul-Ġslam” 2816 kitabının üzerinden Kadı Nurullah Zitevi, dini meselelerde ders verirdi. ġah Ġsmail bu kitabin var olduğunu haber aldığı zaman Kadı‟ya destek verdi. Bu durumda çoğu ġii Ulemaları kendi evlerinde gizlice ders halkaları oluĢturmuĢtu. ġiilerin kendilerine ait bir medrese ve kütüphaneleri yoktu. Ġlmi medreselerinin tamamı Sünni ulemalarının elinde idi.
ġah Ġsmail‟in yaptığı iĢlerden dolayı Ġran‟dan kaçamayan ulemalar, iki tarafın ortak bilim ve kültürel iliĢkileri nedeniyle Osmanlı‟ya geldiler. Safeviler‟den önce Osmanlı‟ya göç eden ulemalar oranın ilmi merkezlerini etkilediği için Ġran ulemalarına zemin hazırlamıĢtı. Ayrıca Timurlular ile Osmanlıların ilmi merkezlerinin benzerlikleri ve ortak ders programları olduğu için sonraki Ġran âlimlerinin ruhsal Ģartlarına uygundu.
Osmanlı‟ya yapılan göçler Ġran‟ı yeni bir duruma getirerek Abdul-Al Karaki, Amil Karaki, Abdullatif Amili, Abdul-Samad Hamdani Cebi Baba ve oğlu, ġeyh Bahayi, ġeyh Zahireddi Abdul-A‟li Meysi gibi birçok ġii ulemalarının Cebelamil,
2814 Muhammed Emin Riyahi, a.g.e, s. 170. 2815 Hasan Rumlu, Ahsenut-Tevarih, c 12, s. 61. 2816
910
Hille, Bahreyn ve Irak‟tan Ġran‟a gelmelerine neden oldu. 2817 ġah Ġsmail‟in karizmatik kiĢiliği Çaldıran SavaĢı‟ndan sonra kırılmıĢtı. Mürid ve müritlik iletiĢimi, Türk-Tacik çeliĢkisi ġah Ġsmail‟in Sufi ġiiliği bırakarak Fıkıhsal ġii mezhebini benimsemesine yol açtı. Kendi soyunu Peygamber ailesine mensup edip onun tarafından siyasi güç ve ġiiliğin Devletin resmi mezhebi olması için çalıĢtı. ġah Tahmasp zamanında Safevilerin resmi siyaseti bu oldu. ġia‟nın ulema ve söz sahiplerine toplumun ihtiyacı olmasına rağmen az bulunmaktaydı. Bu yüzden onları iyi karĢılamıĢlar ve Safeviler‟in göç eden ulemalara yeterli maaĢ ve siyorgal (bir yeri gelir kazanmak için maaĢ vermek yerine birine devretmek) vermeleri âlimlerin Ġran‟a gelmeleri ile sonuçlandı. Bu ulemalar Ġsfahan, MeĢhed, Kazvin, Erdebil ve Kum‟da ikamet ettiler. Bunlar iyi iĢlerden sayılan müçtehit-i Zaman, Ġmam Naibi, Sadr Makamını sarayda elde ettiler. Hur Amiliye diye tanınan ġeyh Muhammed Hasan, kendi kitabı olan Amelül-Amel‟de bu Arap âlimlerinin 1100 kiĢiden fazla olduğunu yazıyor. 2818
Safeviler ġii ulemaları çekmek için Serbedarlar hükümetinin tecrübesinden olan ġehit-i Evvel‟i, ġia‟yı yaymak için davet ederek ondan yararlandılar. Safeviler‟in bu ulemaları getirmekteki amaçları ġiiliği kuvvetlendirmek ve zenginleĢtirmekti. 2819 Bunlar Farsça bilemediği için kitaplarını 2817
Ali Merve, Etteşeyyu Beyn Cebel Amil ve İran, Elriyaz Elreys Lelkütüp velnaĢr. naklen Mansür Pürhaydarı, Tahran 2009, s. 14. 2818 Muhammed Taki Ġmami, Hecreti Ulema Be İran ve Dargiriye Osmanı-Safevi, Mekale. 2819
Ali Merve, Etteşeyyu Beyn Cebel Amil ve İran, Elriyaz Elreys Lelkütüp velnaĢr. s.14.
911
Arapça yazıyorlardı. Moğolların Bağdat‟a saldırmasından sonra Arap dili zayıflamıĢtı ancak bu ulemaların sayesinde tekrar kuvvetlendi. 2820
Safevi hükümeti Ġran‟ın toplum katmanından olmayan bu ulemaları kullanmaları daha güvenliydi. Ġran‟da ġiilerin resmiyet kazanması ve yeni fetvalar çıkarması ġii-Sünni çatıĢmaları yaratarak çeĢitli katmanların (ulema) Ġran‟dan Osmanlı‟ya kaçmalarına neden oldu. 2821
Ġran kültür ve edebiyatını seven ve himaye eden Sultan Selim ve 2000 beyit Farsça divan Ģiiri ile (Ġran‟da basılmıĢ) bu bilginlerin göç etmelerini destekledi. Ġran‟ın bilgin adamlarının Osmanlı‟da toplanması Fars dili ve edebiyatının orada geliĢmesini sağladı…. ġah Ġsmail‟in yaptıklarından hoĢlanmayan ulemalar Haccı bahane ederek Osmanlı‟ya göç ediyorlardı.... Sultan Selim Tebriz‟e girdikten sonra mülayim bir davranıĢ sergiledi ve yaklaĢık 1000 veya 1700 Ġran ulemalarını, örneğin Bediüzzaman Mirza-i Timurlu ve Sultan Ebul Gazi Hüseyin Baykara ve diğerleri; mimar, heykeltıraĢları, Ġstanbul‟a götürdü. Bunlardan biri olan Mimarların baĢı olan Ali Tebriz‟i, Ġstanbul‟a yerleĢtikten sonra kendi ekolünü Osmanlı Topraklarında yaydı … Bu göç Kanuni Sultan Süleyman zamanında da devam etti ve birçok Ġranlı ulema ve sanatçı Ġstanbul‟a göç etti. ġah Tahmasp, Cebelamil (Lübnan) ulemaların etkisinde sert davranıĢ gösterince Ġran‟da bilim duraklama durumuna geldi. Böylece Ġran halkı bilimden yararlanamadı. Bilim olarak sadece Safevi mezheplerine ait bilimi vardı ki ġah Tahmasp ve Ģeraitçiler tarafından uygulanıyordu. Ġran‟da; Moğollar, Timurlular,
2820 Muhammed Taki Ġmami, “Hecreti Ulema Be Ġran ve Dargiriye Osmanı-Safevi” T.T.K. sepozyon, Ankara 213. 2821
Muhammed Taki Ġmami, a.g.e.
912
Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türkmenlerden kalan bilimin etkisi sona erdi. Siyasi olarak göç edenlerin bazılarının içinde Safevi tarikatına bağlı zümreler vardı. Osmanlı‟ya karĢı ġahkulu Baba 2822 adamlarıyla Ġran‟a geldi ve ġah Ġsmail‟e sığınması sonucunda ordusunda görevlendirildiler. Dulkadir Oğullarından Ali Beg oğlu Veled Han Ġsmail‟in huzuruna geldi. Bu cemaatten bir kısmı ġah Ġsmail‟in yanında kaldı. Diğer kısım da Fars bölgesindeki olan Dulkadirler‟le birleĢtiler. Üçüncü bölümü ise DurmuĢ Han‟ın hizmetine girdiler. 2823
ve ġah Ġsmail‟e sığındı. 2824
ġah Ġsmail onu iyi karĢıladı ve Fars vilayetinin bazı bölgelerini ona bağıĢladı. Bu göçlerin çoğu Sivas, Amasya ve Tokat ve Halep Türkmenler tarafından yapılıyordu. Bu göçlerin sebepleri de vergi, yer, askerlik nedenlerden idi. Askerlik için yalnız Yeniçeriler kullanılmıyordu, Anadolu gençler de kullanılırdı. Bu gençler kendi ziraat, el sanatı bırakıp orduya katılıyorlardı. Ortaya çıkan bu problemden dolayı Osmanlı Devleti bunların kendi iĢinden çıkarıp önceki iĢine dönmelerine zorunlu ediyordu. Bu da bunların uzun zaman alan olan siyaset ve askerlik iĢine alıĢtıkları için zor geliyordu. Çünkü bunlar terk ettiği önceki iĢlerine geri dönmek istemiyorlardı. Bu isyanları Osmanlı tarihinin gerginlik süreçlerinden ve saltanat üzerine çıkan çatıĢmalar idi. 2825
ġii Türklerden baĢka Sünni Türkler de Ġran‟a geliyorlardı. Hamza bölgesinde Atmaca adına isyan çıkaran Hüsrev PaĢa Beylerbeyi
2822
UzunçarĢılı, a.g.e, s. 246. 2823
Faruk Sümer, a.g.e, s. 89. 2824
Anonim, Cıhanguşayı Hakan, 493 ve 494 belgeler. 2825
Sümer, a.g.e, s. 90. 913
tarafından bu isyan bastırıldıktan sonra bir gurup KızılbaĢlarla Ġran‟a göç etti. 2826
Miladi 1527 (Hc. 934) Bozok eyaletinde Dulkadir Zün‟nün Bey‟in oğlu isyan etti. Hisar Beklü kendi kabilesiyle birlikte Çiçeklü, Akçe Karakoyunlu, Mesutlu vs kabilelerden altı bin kiĢi toparladıktan sonra Ġran‟a doğru bütün yol esnasındaki mekânları yağmaladı. Yakub ve Hüsrev PaĢa isyanı bastırmalarına rağmen Zulnün Bey tehlikeden kurtuldu. 2827 Aynı yılda otuz bin kiĢiyle Kalender Çelebi Amasya, MaraĢ ve Elbistan bölgesinden baĢta olmak üzere Karacalu ve BiĢanlu kabileleri de isyan çıkardılar. Bu isyanın önemli kısmı Dulkadir kabilelerinden idi. Çelebi‟nin bu isyandan amacı Osmanlı‟ya darbe vurduktan sonra Ġran‟a gelmek idi. Ama isyanı yenilgiye uğradı ve amacına eriĢemedi. 2828
Miladi 1530‟da (hc.937) KızılbaĢ Kabileler arasında ortaya çıkan çekiĢmelerden dolayı Tekeliler katledildi. Bu arada Tekellular‟ın reisi olan ve ġahkulu Baba isyanından sonra Ġran‟a gelen 2829
Ulama Tekellu ġah Tahmasb‟ın büyük emirlerinden Kanuni Sultan Süleyman‟a sığındı. 2830 ġah Tahmasb zamanında Tekellüler‟in ağır darbeler olarak Osmanlı‟ya sığındılar. 2831
Azerbaycan hükümeti ona ait olan Alame Sultan, Çuha Sultan yerine “Vekil‟i Nefs‟i Nefis” olmak istiyordu. 2832
Bunun için 7000 askerle baĢkent olan Tebriz‟e yürüdü. Onun bu
2826 Sümer, a.g.e, s. 94.
2827 Sümer, a.g.e,
s. 95.
2828 Faruk Sümer, a.g.e, s. 96. 2829 Sümer, a.g.e, s. 42.
2830 Purgsthall, Osmanlı Tarihi, c. II, s. 1068. 2831 Sümer, a.g.e, s. 102. 2832 Ġskender Bey Türkmen, Alemaray-ı Abbasi, s. 66. 914
hareketini ihanet zanneden ġah Tahmasp KızılbaĢlar‟ın ona karĢı savaĢ açmasına emir verdi. Alame Tekelü de Van‟a kaçtı. Kanuni ona altından bir sarı aba gönderdi. O da giyip Ġstanbul‟a geldi ve Sultan Süleyman‟ın hizmetine girdi. Ġbrahim PaĢa‟ya Ġran‟ı kolayca ele geçirebileceği düĢüncesini kabul ettirdi. Sultan Suleyman Kanuni de bu öneriyi kabul etti.. 2833
Tahmasb‟dan endiĢelendiği için Osmanlı‟ya sığındı. 2834
ġirvan Hâkimi Elkas Mirza ise kardeĢi ġah Tahmasb tarafından çok seviliyordu. Ancak bir müddet sonra bağımsızlık istedi. 2835 Annesinin aracılığıyla ġah Tahmasp onunla savaĢmaktan vazgeçti. Tebriz‟e her yıl 1000 asker ve 1000 Tebriz Tuman‟ı göndereceğine dair kardeĢi Tahmasb‟a söz verdi. Ama tekrar savaĢmaya hazırlandı ve askerleri onunla birleĢmediği için Osmanlı‟ya sığındı. Ġran‟a yapılan seferde Kanuni‟nin yanında yer aldı. Kanuni‟ye; Ġran‟a gitsem beni iyi karĢılarlar demiĢti. 2836
Böyle olmadığı için Kanuni‟nin onu yanına çağırmasından dolayı endiĢelendi. Akrabaları aracılığıyla kardeĢine sığınmak isteyen Elkas Mirza
2833
Hasan Rumlu, Ehsenul-Tevarih, Tashih eden Abdul-Huseyin Nevayi, Babak Yayınları, Tahran1996, s. 311-312. 2834 Sümer, a.g.e, s 111. 2835 UzunçarĢılı, a.g.e, s. 412. 2836 ġah Tahmasb Safevi, Tezkereye Şah Tahmasb, Emrullah Seferi basmı, ġark Yayınları, Tahran 1994, s. 42-62. 915
onun emriyle Kahgaha hapishanesine hapsedildi ve bir süre sonra onu hapishane duvarından aĢağı atarak öldürdü. 2837
Sultan Süleyman ve I. Tahmasb arasındaki savaĢlar esnasında her iki tarafın kiĢileri esir oluyorlardı. Bu esirler sadece askerler olmamıĢtı, bunların içinde komutan ve emirler de vardı. Bu emirlerden MaraĢ hâkimi Ġsa, Halep hakiminin yeğni Hayri Bey gibi isimler de vardı. Ġran‟ın batısındaki Kürtler de Sultan Süleyman tarafından yakalandılar. 2838
Bu olayların en önemlilerinden biri de Kütahya hâkimi gururlu ġehzade Bayezid‟in dört oğluyla birlikte 10.000 veya 12.000‟e yakın askerle Safevi sarayına sığınmasıdır. 2839 Abisi Mustafa babasının eline öldürülmesinden haberi olan Bayezid Ġran‟a gitmeden özür dilemek için babasına bir mektup yazdı. Ama Selim‟in adamları o mektubu yolda alıp Kanuni‟ye ulaĢmasına engel olup baĢka bir mektup gönderdiler. Mektubunun cevabının gelmesinden öfkeli olan Kanuni Bayezid‟i Kütahya hâkimliğinden azledip oranın hükümetini de Selim‟e verdi. Mektubun babasına eriĢmesinden haberi olmayan Bayezid korkup, isyan etti ve çekiĢmelerin sonunda Ġran‟a sığındı. ġah Tahmasp önce ona saygı gösterdi ve 10000 Tuman ona bağıĢladı ve büyük bir tören yaptı ve kendi eliyle bir sorguç onun baĢına koydu. 2840
2837 Manüçihr Parsadost, Şah Tahmasb Evval, ĠntıĢar Yayınları, I.baskı, Tahran 1996, s. 876. 2838
Hasan Rumlu, Ehsenul-Tevarih, s. 471,472, 476, 485, 486. 2839
Nevayi Abdül-Huseyin, Revabeti Siyasi-İktısadi İran Dar Devreye Safevi, Samt Yayınları, Tahran 2005, s. 44. 2840 Emir ġeref Bitlisi, a.g.e, s. 214. 916
Ġran ve Osmanlı arasında sözleĢme yapılmıĢtı ve karĢılıklı sığınanları bir birine teslim etmeyi taahhüt edilmiĢlerdi… Siyasi çekiĢme ve güç oyunundan dolayı sonunda Kanuni Süleyman‟la ġah Tahmasp arasında yapılan anlaĢma sonucu Bayezid ve dört oğlu teslim edildi. Kanuni‟nin emriyle her beĢini de boğdular ve cesetlerini Sivas‟a götürdüler. Bayezid‟le gelen emirlerden bazıları Aksak Seyfeddin, Torkut Oğlu Piri Hüseyin Beg ve Koduz Farhat idiler. Bayezid‟in ordusunun bir kısmı Anadolu köylerinden bir kısmı da Türkmenlerden oluĢuyordu. Türkmenler arasında çok savaĢçı ve kahraman koduz Ferhad adında biri var idi. Bayezid‟in ordusunda ġia olan askerler de vardı. ġah Tahmasb bu ordunun Ġran‟da kabilesi olanlara birleĢmelerine izin verdi ve kalanları katletti. 2841
Ġstanbul‟da doğan bahtsız ġehzâde Bâyezid‟e ait mezarın, Sivas‟ta, Yukarı Tekke Mezarlığı‟nda bulunduğunu biliyor. ġehzâde Bâyezid‟in Ģiir de mahlası “ġahı” idi. Ġki sene Bayezid‟in ölümünden sonra otuz yedi yıllık ilim, sanat, telâĢ, savaĢ ve barıĢ, ynme ve yenilme, hücum ve çekilme, yukuĢ ve iniĢ, hırs ve kanaat, çümertlik ve cimrilik, cesaret ve korku, endiĢe ve piĢmanlık hayatını Bayezid‟in ölümünden önce söylediği beĢ beyit Ģiirde asıl adı ÂĢık Çelebi olan Bağdatlı Ahdı
zamanında meydana gelir. Bu durumda insan kendisiyle hiçbir engelle karĢılaĢmaz, Ģiir:
2841 Sümer, a.g.e, s. 100. 917
Eskiyüp işte harâbe varayor ten ceresi Gāfil olma gözüñ aç dîde-i hak-bîn olagör Hor görme has ü hâşâk ile mûr u megesi Şāhi-i bî-kes ü bîmâr u günehkâre ne gam Sen olursañ eger ey bâr-ı Hudâ dest-resi” 2842 “Aç gözlülükle, makam mevki hırsıyla nefesi tüketip n‟ideyim? Gönlümde zerre kadar bu dünya hevesi kalmadı
ilerleyen kervanın çıngırak sesi, kulağıma dokunmaya baĢladı Iztırabı, dövünüp çırpınmayı bırak ey can kuĢu!.. Gel, sabret ĠĢte bak, ten kafesi eskiyip yıkılmaya doğru gidiyor Gafil olma, gözünü aç; gerçeği gören göz ol Çer çöple karınca ve sineği bile hor görme kimsesiz, hasta ve günahkâr ġâhî için ne tasa olabilir ki Ey Allah‟ım!.. Eğer kadir ve muktediri sen olursan” Han Ahmet-i Gilani; Osmanlı‟ya sığındı ve III. Murat tarafından iyi karĢılanarak Yusuf Sarayı ona verildi. 2843 ÇeĢitli nedenlerden dolayı itaatsizlik ediyordu. ġah Tahmasp tarafından 10 yıl Gahgaha zindanına hapsedilmiĢti. Tahmasb‟ın Kızının kocası olduğu için tekrar Gilan hâkimliğini ona devretti. 2844
2842
Süleyman Solmaz, Ahdî ve Gülşen-i Şu„arâ‟sı (İnceleme – Metin), Ankara AKM Yayınları, . 2009, s. 34. 2843 Ahmed Gumi, Hulasetul-Tevarih, s. I. 2844 Abdılfattah Fümeni, Tarihi Gilan, tashih eden Menüçehr Sütudeh, Bonyad Farhang Ġran Yayınrı, Tahran 1971, s. 65. 918
göndererek siyasal iliĢki kurdu. I. ġah Abbas hükümete geçtiği zaman Han Ahmed-i Gilani korktu ve kendi bakanı olan Hüsamettin Fümeni‟yi gizlice Ġstanbul‟a göndererek kendi topraklarının yarısını Osmanlı Sultan‟ına devretmek, diğer yarısını da Osmanlı sultanının onu desteklemesi Ģartıyla söz vererek Ġran‟a savaĢ açmayı istedi. Sultan Murat heveslenerek kabul etti. Fakat Osmanlıların büyük devlet adamları Sultan Murad‟a “Ġranlılarla aramızdaki barıĢ anlaĢması yüzünden yeniden savaĢmak uygun değil” özellikle Han Ahmet-i Gilani‟nin Gilan‟a hâkimiyeti kesin değil iyisi o ki elçi geri dönsün, diye fikir beyan edince Sultan Murat onun isteklerini karĢılamadı. Ama Han Ahmet-i Gilani Ġstanbul‟a geldiği zaman Sultan Murat ona iltifatta bulundu ve Yusuf Sarayı‟nı ona verdi, onu desteklemek için ġah Abbas‟a mektuplar yazdı. 2845
-ġair Mir Mahdum ġerif; II. Ġsmail‟in sadrazamlığını yapıyordu ve Sünnilerin taraftarlarındandı. II. Ġsmail‟in desteğiyle nüfuzunu kullanarak sikkeleri değiĢtirmek istiyordu ve Teberrailer‟i (Ebubekir ve Ömer‟den uzak duranlar) ortadan kaldırmak istiyordu. II. Ġsmail‟in Sunni siyasetini desteklemesi için kendi hayatını tehlikeye attığı zaman Mir Mahdum ġerif de Osmanlı‟ya kaçtı. Bir müddet Diyarbakır, Trablus kadılığını yaptı ve Mekke kadılığını yaparken Hicri 995 senesinde öldü. -Gazi Mengli Giray; Ġran-Osmanlı savaĢında esir oldu ve Ġran‟ın Kahkaha Hapishanesi‟nden Osmanlı‟ya kaçarak Kırım Hanlığının tahtına oturdu. Sultan Süleyman ele geçirdiği mekânların fetihnamesini ona gönderiyordu. 2846
2845 Nasrullah Felsefi, Zendegaiye Şah Abbas-ı Evval, Ġlmi yayınları, c I, s 271; Oruç Bek Bayat, Don juvan-ı İranı, çev. Mesut Racabniya, Bongah Tercüme ve NaĢr Kitab Yayınları, Tahran 1958, s. 253. 2846 Feridun Bey, a.g.e, c. II, s. 2-6. 919
Osmanlı ve Safevi dönemlerinde de göçler Ġran‟dan Osmanlı‟ya ve Osmanlı‟dan Ġran‟a isteyerek veya istemeyerek iki Devlet‟in taraftarı kabile ve aĢiretlerinin yer aldığı göçtür. ġah Tahmasb‟ın oğlu Ġsmail Mirza Anadolu seferinde kendi mezhep taĢlarına yardım için sapan KızılbaĢlar onunla birleĢerek Ġran‟a göç ettiler. Sivaslı ġair Pir Sultan Abdal kendi kitabında Anadolu KızılbaĢlar‟ın akide ve siyasi amaçlarına açıkça değiniyor. Kitabında bu KızılbaĢlar‟ın Safevi ġahlarına ilgileri ve hediyeyle onların yanına gitmelerini söylüyor. Pir Sultan bu KızılbaĢlar‟ın Safevi ġahlarıyla ilgili Ģiirlerini zikrediyor. 2847
Miladi 1539 (Hicri 1546) yılında Erzincan‟dan altı yüzü silahlı olan sekiz yüz aile ile Ali adına bir Türkmen ġah Tahmasb‟ın yanına geldi. ġah‟ın etrafında Allah Allah diye bağıran bu Türkmenleri I. Tahmasb birer birer huzuruna getiriyordu. I. Tahmasb onları üç kısma bölerek Horasan, ġirvan ve Aras‟a gönderdi. Adana‟dan da bir kiĢi I. Tahmasb‟ın huzuruna gelip hediyelerini sunarak Tahmasb‟dan bir kumaĢ istedi. KumaĢı aldıktan sonra baĢını yere koyup “ġah ġah” diyerek ve çok memnun bir Ģekilde orayı terk etti. KumaĢı alan adam: Rüyamda Tahmasb‟ı gördüm, babamın hastalığının iyileĢmesi için bu kumaĢı Tahmasb‟dan almıĢtım, demiĢti. Böylece her ay ve yıl da birçok Anadolu halkı gizlice ġah‟ın ziyaretine geliyorlardı. 2848 ġah Tahmasb‟ın ölüm zamanında Sivas ve Tokat‟tan Rumlulardan dokuz emir huzurunda vardı. 2849
Osmanlı‟nın ilk Kaptan-ı Deryası Piri Reis idi. Mısır SüveyĢ Sahilinden Fars Körfezi‟ne(Basra Körfezi)geldiği zaman kaç gemisinin rüzgârlı havada alabora
2847 Faruk Sümer, Nakş-ı Turkane Anatoli Dar Teşkil ve Tevsaeye Devleti Safeviye, s. 87. 2848
Faruk Sümer, a.g.e,
s. 89. 2849 Faruk Sümer, a.g.e,
s. 105. 920
olmasına buna rağmen Ummanda Maskat Ģehrini ele geçirdi ve Hürmüz adasını kuĢattı. 2850
O zaman Hürmüz halkı aĢırı paraları olduğu için Piri Reis‟e para verdiler o da kuĢatmayı kaldırarak Basra ya gitti. Fazla parası olduğu için düĢmanları çoğalmıĢtı. Bundan sonra Mısır‟a kaçtı ve orda öldürüldü ve onun malı altın sikkelerle dolu kadehler Sultan‟ın eline geçti. Çok dikkatli bir Ģekilde hazırlanmıĢ haritasında Fars Körfezi Ģehirleri ve limanları da vardır. Öldürüldükten sonra onun görevi Katif Sancak Bey‟i Reisi olan Murad‟a verildi. Ona Basra da kalma emri verilmiĢti ama Mısır kastıyla hareket etti. Hürmüz adasının karĢısında Portekizlilerle karĢı karĢıya geldi. Ama para birikmediği için Sultan onun gitmesine izin verdi. Ġki yıl sonra Ağa Seyyid Ali kaptan-ı deryalık makamına geçti 2851
ve Halep‟ten Basra‟ya geldi. Seyyid Ali Ģair ve bilgin bir adamdı ve Rumlu Katib‟i olarak Ģöhret kazanmıĢtı. Ġki defa Portekizlilerle savaĢtı ama Portekizlilerin Gemileri çok olduğu için bir Ģey yapamadı ve sonunda rüzgâr nedeniyle kalan gemileri de dağıldı. Onu ve gemisini rüzgâr Hintin Gucarat sahiline attı. O kalan silah ve gemileri Gucarat sultanına verdi ve kendisi kalan otuz adamıyla Delhi ye gitti ve bir süre Hümayun sarayında kaldı. Sonra Afganistan, Harezm, Maveraünnehir ve Horasan‟dan Ġran‟a geldi. Ġran da onu iyi karĢıladılar ve bütün masraflarını ödediler. Ġran‟dan da kendi ülkesi Osmanlı‟ya gitti ve üç yıl sonra da memleketi Edirne‟ye ulaĢtı. 2852
Hint, Türk, Özbek Sultanları ve Ġran padiĢahından aldığı tasdiknameleri Osmanlı Sultanına verdi ve bir süre sonra kendi seyahatlerini anlattığı Miratu‟l-Memalik Kitabını Kanuni Süleyman‟a verdi. Seyyid Ali baĢka bir kitapta KuĢçu‟nun Heyet kitabını tercüme
2850
UzunçarĢılı, a.g.e, s. 458-459. 2851
Feridun Bey, Munşeatus-Selâtin, c. II, 1275hc, s. 71-72. 2852
Nevai, a.g.e, s. 306. 921
etti. Onun gemi inĢası senetinde bir risalesi vardı. Gemi inĢa etmek ve deniz yolu rotası hakkında bir risale yazmıĢtır. Astronomi hakkında da bir risalesi vardır. Muhit adına Hint okyanusunun deniz yolu rotası hakkında da çok değerli bir kitabı vardır. Seyyid Ali‟nin Seyahat kitaplarında Ġran konusunda kültürel anlamdaki olumlu görüĢlerini onlarla girdiği iletiĢime ve etkileĢime dayandırarak anlattığına da tanık olmaktayız. Ġran‟la ilgili arkasında çok güzel anılar bırakmıĢtır. 2853
Safevilerin yaptıklarından dolayı birçok bilim adamı Osmanlıya göç etti. Bunların bazıları Ģunlardı: -Bircend‟i; Matematik âlimi; birçok astroloji ve takvim eserleri kalmıĢtır. Miladi 1528, Hicri 934 yılında vefat etti. -Muzaffereddin Ali ġiraz‟i (ölüm Hicri 932) Celalettin Devani‟nin Geometri, astroloji ve mantık öğrencilerindendir. -Ali bin Ahmet ġirazi; Celalettin Devani‟nin öğrencilerindendir ve Bahr‟ul- Hareke isimli risalesi vardır. -Kavameddin oğlu ġemseddin; matematik ve astrolojide birkaç kitabı vardır.
-Abdullah ġiraz‟i; ünlü arif ve GülĢen-i Raz eserinin yazarı ġeyh Mahmud ġebisteri‟nin torunu, matematikte uzman ve Sultan Selim ona çok önem vermiĢ, ona maaĢ bağlamıĢtır.
-Kutbuddin Acemi; ġeyhem ġirvan‟ının izleyeni, önemli bir matematikçi ve ona matematiğin Ģeyhi unvanı verilmiĢti.
-Hâkim ġah Muhammed Kazvin‟i; II. Bayezid‟in meĢhur tabibi, Osmanlı‟ya kaçtı ve Osmanlı sarayının seçkin tabibiydi. Kendi iĢini Sultan Selim ve Kanuni
2853
Nevai, a.g.e, s. 312. 922
zamanında da devam ettirdi. Ġsaguci‟nin incelemesini yaptı ve ondan daha birçok eser kalmıĢtır. Miladi 1559 Hicri 966 yılında vefat etti.
-Osman-ı Tabib Sultan Selim‟in zamanında Osmanlı‟ya göç etmiĢtir.
-Mahmut Bin Kemal; Miladi 1526 Hicri 930 yılında öldü. II. Bayezid‟in tabiplerinin reisiydi. -Acem Ömer Efendi; Tabib ve Miladi 1630, 1138 yılında öldü. -Ünlü tarihçi Ġdris Bitlisi, II. Bayezid ve Sultan Selim zamanında sarayda büyük makamlarından ve HeĢtbehiĢt (8 cennet), Selimname, GülĢen-i Raz gibi birçok eser bırakmıĢtır. -Musleheddin Lari; çok aĢırı Sünnilerdendir. Miras‟u‟l-Edvar adlı kitabını Sultan Selim‟e sundu. -ġerafettin Bitlisi, ġah Tahmasb‟ın yakınlarındandır. III. Murad‟ın sarayına gitti ve onun tarafından Bitlis valiliği verildi. -ġemseddin Berdei, Sultan Selim‟in yakınlardandı ve ondan maaĢ almıĢtır. Berkli Hanefi, Safevilerin öldürmesinden korkarak Osmanlı‟ya kaçtı. Kitab-ı Esmiye onun eserlerindendir -Kadı ġeyh Kebir, Faszade-yi Erdebili olarak tanınmıĢtır. Kadılık ve öğretmenlik dıĢında tıpta da uzmandır. -Taç ġeyh Kebir, Selimle Ġran‟dan Ġstanbul‟a gitti ünlü âlim Ġbn-i Hellikan‟ın kitabını Arapçadan Farsçaya çevirdi.
-ġerafettin Kürt, Tebriz çevresindeki Kürtlerdendir. Osmanlı‟ya kaçtı ve Üsküdar kadılığı ona devredildi. En önemli eseri Enfusül Abar‟dır. Sonuç olarak Safevi hükümetinin oluĢumu bu ulemaların göç etmesi ve mezhebi çeliĢkiler yaratılması Ġran‟ın bu büyük gruptan mahrum olmasına sebep oldu. Onların 923
göç etmesiyle Ġran kültürü birçok nesil kısır kaldı. Ġran‟ın doğu ve batı kültürünün ayrılmasına sebep oldu. Bu ulemaların göçünün ancak birazını anlattık. Bu göç olayı o kadar geniĢtir ki anlattıklarımız bunların çok az bir kısmıdır. Hepsini yazmak mümkün değildir
|
ma'muriyatiga murojaat qiling