Hamkorlik masalalari” mavzusidagi Xalqaro ilmiy-amaliy konferensiya materiallari


Download 5.91 Mb.
Pdf ko'rish
bet213/363
Sana02.12.2023
Hajmi5.91 Mb.
#1780763
1   ...   209   210   211   212   213   214   215   216   ...   363
Bog'liq
Konferensiya materiallari 2022 tahrir yangi xatosiz (2)

Adalet dağıtmak: kanunların saydığı hakları sahiplerine vermek 
Adalete teslim etmek: sanığı, adalet işleriyle uğraşan kuruluşa götürmek. 
Adalete teslim olmak:sanık, adalet işleriyle uğraşan kuruluşa gidip hakkında gerekli işlemin 
yapılmasın istemek. 
Adaletine sığınmak:  birinden anlayış, hoşgörü, yakınlık beklemek 
Adalet kapısı: Hak ve hukukun aranacağı yer 
Adalet mahkemesi: Adliye mahkemesi. 
Adalet örgütü: Adliye teşkilatı 
Adalet sarayı:  Mahkemelerin bulunduğu büyük yapı. 
Sosyal adalet: Toplumun değişik kesimlerinde hayat standardı, gelir düzeyi vb. birtakım 
ölçülerin fırsat eşitliği çerçevesinde dikkate alınmasıyla sosyal alanda sağlanan denge durumu: 
Adaletli: Adil 
Adaletlilik: Adaletli olma durumu. 
Adaletsiz: 1. sıfat Adalete aykırı düşen (şey): Adaletsiz karar. 2. sıfat Adaleti olmayan (kimse). 
Adaletsizce: zarf, Adaletsiz bir biçimde. 
Adalet kavramının ifadesini bulduğu diğer bir kavram da “hak” kavramıdır. Hak 
kavramının geçtiği atasözlerinde adalet, hakkaniyet, hukuka uygunluk, eşit ve yansız davranışlar 
beklenir. 
Hak deyince akan sular durur. (1346. Atasözü, Aksoy 1993) 
Bir anlaşmazlıkta adalet, hakkaniyet, tarafsızlık yolu tutuldu mu artık kimsenin 
söyleyecek sözü kalmaz. 
Haklı söz haksızı Bağdat'tan çevirir. (1347. Atasözü, Aksoy 1993)
Doğru, inandırıcı söz, yanlış yolda çok ileri gitmiş olan kişiyi bile yola getirir.
Hak söz ağıdan acıdır. (1348. Atasözü, Aksoy 1993) Doğru söz... 
Hak yerde kalmaz. (1349. Atasözü, Aksoy 1993) 


290 
Hak hor görülmez, çiğnenmez, yadsınmaz. Emeğin karşılığı her halde ödenir. 
Adalet kavramı Türk kültür tarihinde şaheser olarak kabul ettiğimiz pek çok eserde geçmektedir. 
Bunlar içinde özellikle Kutadgu Bilig dikkat çekici bir eserdir. Çakmak ve Tezcan (2016, s.181) 
Kutadgu Bilig’e Göre Türklerde Adalet Anlayışı adlı çalışmada “Türk hükümdarlarına yüklenen 
görevlerin başında, iyi kanunlar koymak ve kanunları adaletle uygulamak olduğu görülmektedir. 
Hükümdar tebaasını, törü (töre) hükümleri uyarınca ve adaletle idare etmekle yükümlü idi. 
(Genç, 2002:59) Adalet,“töre”nin en çok değer verdiği şeylerin başında idi. (Başer, 1990: 4) 
Ancak Türk devlet geleneğinde töre, hükümleri değişmez kalıplar değildi. Bir sosyal ve hukuki 
normlar toplamı olarak töre, yeniliklere açıktı... Türk töresinin Anayasa hükmünde, değişmez 
prensipleri vardı ki bunlar: Adalet (köniklik), uzluk (iyilik), eşitlik (tüzlük) ve kişilik (insanlık) 
olarak belirtilmektedir. (Kafesoğlu, 1997:247)” Bu çalışmada adalet, doğruluk, eşitlik, insanlık 
kavramlarının kurultaylarda, meclislerde halkın uygun görüşlerinin alınması bu kavramların 
toplum nezdinde yüksek derecede değeri ve önemi olduğunu yansıtmaktadır. 
XVIII. bölümde yer alan “Hükümdar Kün-Toğdı Ay-Toldı'ya Adalet Vasfının Nasıl 
Olduğunu Söyler (Çev. Arat, 1979) 
• “Ben işleri doğruluk ile hallederim; insanları, bey veya kul olarak, ayırmam. ( 809 beyit)” 
• “Ey becerikli insan, elimdeki bu bıçak biçen ve kesen bir âlettir. (810. beyit)”
”“Ben işleri bıçak gibi keser, atarım; hak arayan kimsenin işini uzatmam. (811. beyit)”” 
• “Şekere gelince, o zulme uğrayarak, benim kapıma gelen ve adaleti bende bulan insan 
içindir. 
(812. 
beyit)””
“O insan benden şeker gibi tatlı tatlı ayrılır; sevinir ve yüzü güler. (813. beyit)””
“Zehir gibi acı olan bu Hind otunu ise, zorbalar ve doğruluktan kaçan kimseler içer. (814. 
beyit)”
“Bunlar kavga edip, bana gelirler ve ben hüküm verince, bakarsın, acı Hind ilâcı içmiş 
gibi, 
yüzlerini 
ekşitirler. 
(815. 
beyit)””
“Benim bu sertliğim, kaşlarımın bu çatıklığı ve bu asık suratım bana gelen zâlimler 
içindir. 
(816. 
beyit)”
“İster oğlum, ister yakınım veya hısımım olsun; ister yolcu, geçici, ister misafir olsun;
(817. 
beyit)”
“Kanun karşısında benim için bunların hepsi birdir; hüküm verirken, hiçbiri beni farklı 
bulmaz. 
(818. 
beyit)”
“Bu beyliğin temeli doğruluktur; beyler doğru olursa, dünya huzura kavuşur. (819. 
beyit)” Devlet yöneticisinin vasıflarının anlatıldığı beyitlerden bazıları şunlardır: Bey 
bilgili ve akıllı olmalıdır; cömert ve yumuşak huylu olmakta lazımdır.” (beyit: 1951)
“Bey çok akıllı olmalı ve aklın kıymetini bilmelidir.” (beyit: 1954)
“Halk için beyin cesur ve kahraman olması iyidir; işleri ancak bu meziyetlerle karşılamak 
mümkündür.”(beyit: 
1961)
“Bu beylik işini hep beyler bilir; kanun ve nizam, örf ve adet onlardan gelir.” (beyit: 
1931) “Beyler örf ve kanuna nasıl riayet ederlerse halk da aynı şekilde örf ve kanuna 
itaat 
eder.” 
(beyit: 
2110)
“Ey hâkim, memlekete uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmeli ve 
halkı korumalısın.” (beyit: 2033) 
“Zulüm yanar ateştir, yaklaşanı yakar; kanun sudur, akarsa nimet yetişir.” (beyit: 2032) 
Kutadgu Bilig’den seçilen yukarıdaki beyitlerdeki anahtar kelimeleri kültürel kodlar 
açsından dikkatle incelediğimizde “doğruluk, hak, adalet, hüküm vermek, kanun karşısında bir 
olmak(eşitlik),, huzur, bilgili olma, akıllı olma, aklın kıymetini bilme, cesur, kahraman, kanun, 
nizam, örf, âdet, nizama riayet etme, kanuna itaat etme, hüküm sürmek, kanunu doğru yürütmek, 
halkı korumak “ gibi söz varlığı ögeleri ile kelime gruplarının tamamı adalet kavramını 
merkezine almış destekleyici unsurlar olarak görülür.


291 
Türk kültürünün tekamülünde büyük tesiri olan İslam medeniyetinin temel araştırma 
alanlarından biri olan “Kelâm ilminde adalet daha çok “ilahî adalet” şeklinde algılanmıştır. 
Kelâm tarihinde Kaderiyye ve Cebriyye adı verilen anlayışlar kendi düşünce sistemleri ve fikir 
yapılarına uygun kavrama anlam verdikleri görülmektedir. İlâhî adâlet meselesi üzerinde en çok 
duran ve bu sebepten “Ehlü’l-Adl ve el-Adliyye” olarak kendisini adlandırılan ekol 
Mu’tezile’dir. Onların meselelere adâlet ve hikmet penceresinden bakış açısı Eş’arî ve Mâtürîdî 
kelâmında karşılık bulmaktadır. (Oral, 2013).” Mahkemelerden umduğunu bulamayan insanların 
“Biz ilahi adalete güveniyoruz. Bu dünyada olmazsa öbür dünyada mutlaka adalet yerini 
bulacaktır…” biçimindeki ifadeleri adalete güven konusundaki düşüncelerin bir yansıması olarak 
değerlendirilebilir. “Cebriye, Allah’ın kudreti ve hükmü altında bütün varlıklar eşittir, irade ve 
kudretleri yoktur, ilahi adalet bunu gerektirir, derken Kaderiyye ise yaratıcının adaleti gereği 
kulların fiillerinde hürriyet olup, kendi fiillerini kendisi yarattığından sorumluluk verilmiştir, der 
( Oral, 2013; s.443)” 
İlahiyatçı uzman Oral’ın “Kelam İlminde İlahi Adalet (2013; s. 443-448)” adlı 
çalışmasında Değişik sözlüklere göre “eşit davranmak, denk tutmak, doğrultmak, düzeltmek, 
doğruluk, haksızlıktan uzak durmak, tam düzgünlük, istikâmet, insaf, hakkaniyet, zulmün zıddı, 
doğru hüküm verme (Oral; 2013; s. 444), Istılahta adalet, ifrât ve tefrit arasında orta yolu tutmak, 
dînen haram kılınan şeylerden sakınıp hak yol üzere dosdoğru olmak, büyük günâhları 
işlemekten ve küçük günâhlarda ısrar etmekten kaçınmak, hak sahibine hakkını tam vermek,
hakkını tam almak, cezâ ve ödülde eşit davranmak, zulmü terk etmek, verilen ile hak edilen 
arasındaki dengeyi sağlamak anlamındadır. “Mâtürîdî anlayışına göre ilahî adalet, hakka, 
gerçeğe, doğruya ve sünnete uygunluk olarak yorumlanmakta ve Allah ezelden beri hakimdir, 
âlim ve ganidir, fiilinin de hikmet ve adaletten uzak kalması muhtemel değildir. Adalet 
kavramını Mutezile akla dayalı, Eş’ari nakle dayalı, Mâturudi ise hem akıl hem de nakle dayalı 
bir hikmet kavramı olarak görmektedir. 
Türk milletinin büyük bir çoğunluğunun kabul ettiği İslam dininin kutsal kitabı Kur’an-ı 
Kerim’deki değişik ayetlerde adalet hakkında çok önemli uyarılar vardır. 
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için 
şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah 
onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp tutkularınıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker 
(sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. Nisa suresi 
135. ayet meali 
Allah’ın ayetlerini inkâr edenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan 

Download 5.91 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   209   210   211   212   213   214   215   216   ...   363




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling