I. uluslararasi


Download 3.66 Mb.
Pdf ko'rish
bet28/46
Sana01.12.2017
Hajmi3.66 Mb.
#21258
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   46

 

Tarihçe 

Andican tarihi milattan öncesine dayanıyor. 1926 senesinde yayınlanan “Tarih-i 

Fergana” kitabında Andican'ın 4000 senelik tarihe sahip bir şehir olduğundan bahis edil-

mektedir. Bu tarih, meşhur Hun hakanı Oğuzhan'ın yaşadığı zamandan daha eskidir. Do-

laysıyla, Andican şehri ise Fergana vadisinde bulunan şehirler içinde en uzun tarihe sa-

hiptir.  Arkeoloji kazılarda milattan önce 6-4 yüz yılına ait olan kazıntılardır bulunmuştur. 

Bu kazıntılar günümüzdeki Andican ve Servan tepe civarında bulunmaktadır. Araştırma-

lar sonucu bu arkeolojik  bulguların 2400-2600  yıl önceki zamana ait olduğu hesaplan-

mıştır. Milattan önce 6-yüz yılında, Fergana vadisi Pers sultanı Ahamenişler tarafından 

işgal edinene kadar bağımsız Davan devleti olarak varlığını sürdürmüştür [2,4]. Davan 

devleti günümüzde Andican şehri civarında bulunan Erşi şehrini başkent kılmıştır. Su-

lama, tarımcılık, hüner, sanat gibi çalışmaların gelişmesi, nehir kenarında bulunan Andi-

can'nın, Milattan önce şehirleşmesini sağlamıştır.  Çin kaynaklarına göre Davan devleti 

70 den fazla şehirden oluşmuştur. Devlet ise feodal yasaları ile yönetilmiş, dış ülkeler ile 

siyası, iktisadı ve kültürel ilişkiler kurulmuştur. İran ve başka büyük devletlerin Fergana 

vadisini yani Türkistan’ı işgal etmesine izin vermemiştir.  Büyük İpek Yolunun güvenli 

olmasını ve gelişmesini sağlamıştır. Yapılan kervan sarayları Andican'nın gelişmesi için 

çok önem arız etmiştir.  Nehir kenarında bulunan Erşi şehri döneminde tarım, tüccarlık, 



 

316 


 

sanat, hüner ve mimarlık gibi çeşitli yönden çok gelişmiştir ve iktisadı merkeze dönüş-

müştür. Erşi halkı tüccarlık becerileri ile ün kazanmıştır [4].  Erşi'yi merkez kılan Davan 

devletinde tarım o kadar gelişmiş ki, Erşi şehir civarında bulunan tarlalarda üzüm yetiş-

tirilmiştir ve bu üzümlerden zamanın en kaliteli şarapları üretilmiştir. Üretilen bu şaraplar 

özellik ile Çin'e ihraç edilmiştir. Fergana vadisinde yetiştirilen Arğamak cinsi atlar kali-

tesi yönünden çok tercih edilmiştir. Dönemin aristokratları kendi konumların belirtmek 

için kesin olarak bu atları edinmek istemiştir. Çinlilerde bu atları “uçar at” diye adlandır-

mışlardır ve edinmek için çok masraflar ödemiştir. Çin şairleri bu atlar için özel şiirler 

yazmıştır. Milattan önce 104 yıllarında Çin kendi toprağını büyütmek ve bu Aygır atları 

edinmek için bir çok defa Erşi'ye saldırmıştır ama hiç başaramamıştır. 6- yüz yılın orta-

larında Türk hakanlarının geldiği dönemde bile, Erşi eskisi gibi gelişmemesini sürdür-

müştür [5]. 6- yüz yılın sonunda, Türk hanlığı doğu ve batı hanlığı olarak ikiye ayrılmış 

ve eskisine göre zayıflamıştır. 706- senesinde, Arap komutan Kutayba İbn Muslim Ma-

veraünnehir bölgesinde bulunan halkı İslam dinine davet etmek üzere askerleri ile yürü-

yor ve 714 senesinde Fergana vadisi'nin  başkenti Andican olmak üzere Kaşgar'a kadar 

olan  tüm  bölgeleri  fetih  ediyor.  Böylece  Fergana  bölgesi  İslam  ile  tanışmış  oluyor  ve 

halkın yaşam tarzında İslam kuralları kendini hissettirmeye başlıyor. Böylece Andican ve 

Fergana vadisi İslam kültürü ile tanışmaya başlıyor. Fetih olana kadar, Fergana vadisi 

halkı Zerdüşt dine inanıyorlardı ve günümüzde bile bazı Zerdüşt dininden kalmış alışkan-

lıklar, halkın yaşamından kültürel alışkanlık gibi varlığını sürdürmektedir. 715 senesinde 

Arap halifeler arasında yaşanan çekişmelerde,   Kutayba İbn Muslim şehit edilir ve gü-

nümüzde Andican yöresinde bulunan Mezarbova türbesine defin edilmiştir. Andican bu 

süreçte sadece ticari açıdan değil, aynı anda  İslami kültür yönünden çok parlak bir dönem 

yaşamıştır. 10 yüzyılın ortalarında Doğu Türkistan'da Karahanlılar devleti kurulmuştur 

ve devlet hanı Abdul Kerim Satuk Buğra Han İslam dinini devlet dini olarak kabul etmiş-

tir ve İslam dininin yaygınlaşmasının temelini atmıştır. Sonraki  


 

317 


 

Resim 2: Karahanlılar devleti haritası 

yıllarda Fergana vadisi, yanı Andican'da Karahanlılar devletine tabi olmuştur (Re-

sim 2). 


Karahanlılar devletinin ikinci başkenti olan Özgen'e yakın mesafede ve Fergana 

vadisi girişine bulunan Andican, güçlü kültürel, ticari, hüner, sanat alt yapısı ve İpek yo-

lunda olduğu coğrafi konumundan dolayı Andican bir daha tüm Fergana ovasının ticari, 

ekonomi ve kültürel merkezine dönüşmüştür. Ancak 11- yüz yılın 40- yıllarında Kara-

hanlılar devletinin ikiye ayrılması, devletin zayıflamasına neden olmuştur. 13-14 yüz yıl-

larında Moğollar Fergana vadisi işgal eder ve Andican şehri çok ağır bir şekilde bozguna 

uğrar, tüm binalar yerle bir edilir. Ancak 14 yüz yılın ikinci yarısında Moğollar Kaşgar'a 

giden yolların denetimini elinde bulundurmak amacıyla Davan devleti ve Andican'ı tekrar 

geliştirmek zorunda kalır. Bu süreçte, güçlü alt yapıya, kültürel birikime sahip Andican 

tekrar gelişme gösterir ve kısa bir zaman sürecinde tüm Maveraünnehir bölgesinin mer-

kezi şehrine dönüşür. Timur devleti kurulana kadar, Fergana vadisi yanı Andican'da Mo-

ğol hanlığı olan Çağtay hanlığı yönetiminde bulunmuştur (Resim 3). 1370 senesinde Ti-

murlar devletinin kurulmasıyla Andican tarihinde yeni bir süreç başlanmıştır. Timur ve 

Timurlular saltanatı devrinde, Andican kendi geçmişindeki kültürel, ekonomi yapısı ve 



 

318 


 

coğrafi konumu açısında hep kendi önemini korumuştur. Bundan dolayı Fergana vadi-

sinde bulunan bir çok hanlıklar döneminde bile sürekli el değiştirmiştir. 1376 senesinde 

Emir Timur ikinci oğlu Ömerşeyihi Andican'a vali olarak tayın  etmiştir. O yıllarda Fer-

gana vadisinin diğer bölgeleri,  Kaşgar ve Doğu Türkistan'ın bir çok kısmı kontrol etmek 

açısından,  Andican'ın güvende olması stratejik açıdan çok önem kazanmıştır. Timurlar 

devrinde bile, Timurlar soyundan gelen hükümdarlar arasında Andıcan yüzünden defa-

larca savaşlar yaşanmıştır. Esen Buğahan'dan, Ebu Saidhan tarafından geri alınan Andi-

can, Ebusaidhan'ın 4 - oğlu olan Ömerşeyihe mülk olarak verilmiştir. Ömerşeyih'de Za-

hirreddin Muhammed Babur'un babasıdır.  Babur da Andican'da 1483 de doğmuştur ve 

babası Ömerşeyih vefatından sonra 12 yaşında tahta oturmuştur.  1876 senesinde gerçek-

leşen Rus işgaline kadar Andican Şeybani ve Hokand hanlıklarının yönetiminde kalmış-

tır. Rus işgali, Fergana vadisinde çok tepki görmüştür. Irk, inanç ve kültür yönünden ta-

mamı  ile  farklı  olan  Ruslar  tarafından  yönetilmeye  çalışması  ve  yapılan  adaletsizlik, 

köklü geçmişe sahip halk tarafından kabullenmemiştir ve çeşitli tarihlerde ayaklanmalar 

olmuştur. 1898 senesinde yaşanan Dükçi İşan ayaklanması, bölgeye, özellik ile köylere 

yerleştirilen Rus yerleşimcilerine elverişli toprakların verilmesi, özel imtiyazlar  tanım-

lanması, Şehre yerleşen Ruslara özel konutlar yapılması, diğer etniklere ağır vergiler yük-

lemesi, Fergana kültürü temeli olan İslamı aşağılanması ,  


 

319 


 

Resim 3: Çağatay Hanlığı 

Rusya'da  yapamadığı zulüm ve ahlaksızlığı burada yapması, türbelerin yıkılması, 

mescitlerin kapatılması, bölge halkını iyice perişan etmiştir. Mingtepe’de buluna Dükçi 

İşan olarak bilinen din adımı sürekli  halktan şikayet dinler. Artık daha çok sabır edecek 

durum olmayınca, bölgede yaşayan Kırgızlar önde olmak üzere Dükçi  İşan Başçılığda 

silahlı ayaklanma olur [6]. Ayaklanmanın sonucunda Ruslardan 22 ölü ve 20 yaralı, İs-

yana iştirak edenlerden 356 Kırgız, 126 Özbek, 17 Kaşgarlı ve 5 Tacik askeri yakalan-

mıştır. Yakalananlardan bazıları idam edilirken, 360'a yakın kişi Sibirya'ya sürgüne gön-

derilmiştir. Dükçi İşan'da Andican şehrindeki halk önünde idam edilmiştir. Dükçi İşan 

kaldığı yer olan Mingtepe ağır tahrip edilmiş ve adı Rusça ad ile değiştirilmiştir. 1914 

senesinde, halkın askere alınmaması karşın, askerlik vergisi altında, gelirlerinden ek ola-

rak 21% daha vergi almıştır. Halkın mülküne zorlu el konulmuştur. Bundan dolayı tüm 


 

320 


 

bölgede ayaklanma olmuştur [7]. 1916 senesinde ise, yine tüm Türkistan bölgesinde ya-

şayan halka, zorunlu olarak savaş arka cephede çalıştırılması karşın yaşanan ayaklanma-

lar[7] .  

Sovyet rejimi Andican'a 1917 senesinde gelmiştir. Ancak bölge halkı, tüm Tür-

kistan halkı gibi bu ateist recimi benimsememiştir ve silahlı direnişlerde bulunmuştur. Bu 

direnişlere dönem yönetimi basmacılar adı vermiştir. Basmacılar günümüzde gerilla sa-

vaş anlamına gelmektedir. Türkistan, dünyada ilk defa gerilla savaşı yaşanan bölgedir. 

İkinci dünya savaşında, savaştan uzak bölge olan Andican'a Sovyet'lerin önemli askeri 

sanayiler taşınmıştır. 1991 de bağımsızlığına kavuşan Özbekistan, kendi özgürlüğünü ya-

şama şerefine kavuşmuştur. Öncelik ile Özbek dilini resmi devlet dili olarak kabul etmiş-

tir ve sonra alfabeyi değiştirmiştir. Tüm devlette bulunan kültürel ve tarihi mirasların ko-

runması için çalışmalar başlatılmıştır. Bu sürçte Andican'da Makine sanayi merkezi, üni-

versite ve çok sayıda sanayi üretim yapan sektörler kurulmuştur.    



 

Kültürel Zenginlikler 

4000 seneden fazla tarihi geçmişine sahip olan Andican, kendi yöresinde çok zen-

gin kültürel birikim oluşturmuştur. Milattan önceki 6- yüz  yılına ait olduğu arkeolojik 

kazıntılar Andican'ın çok önceden şehir medeniyeti yaşadığının kanıtıdır. Fergana vadi-

sinde kurulan Erşi'yi merkez kılan Davan devleti ve o dönemlerde gelişen ticari, hüner, 

sanat, mimarlık, tarımcılık, savaş, hayvancılık ile ilgili hatıralar Çin kaynaklarında yazılı 

beyan edilmiştir. Arap komutanların Fergana vadisini fetih etmesiyle, İslam dini ile ta-

nışmıştır. İslam dini, yörede bulunan Zerdüşt dini temelinde oluşan kültür ve alışkanlık-

ların değişmesine neden olmuştur.  Arap Hilafetine tabi bölgelerde, cümleden Mavuranhu 

bölgesinde, Andican ilim, medeniyet yönünden çok gelişmiştir. İslam dininin yaygınlaş-

masıyla, Andican'da Arap dili, Kuran ve Hadis şerif öğrenmeye olan arıtmıştır. Arap al-

fabesi kullanılmış, Arap dili resmi devlet dili olarak kabul edilmiştir ve ilim ve araştırma 

içinde Arap dili kullanılmıştır. İslam dini, Arap tili, Kuran, Hadis bilen kişilerin mevkileri 

yüksek  olmuştur.  Bundan  dolayı  Arap  dili  ve  Kuran  öğrenmeye  teşvik  olan  ve  İslami 

ilimleri iyi öğrenmiş alim ve hafızlar çoğalmıştır. 16 yüz yıl tarihçisi Hamidullah Kazvi-

ni'nin  “Kalbler Raheti” adlı  kitabında Andican şehrine  “Kubbetü’l-İslam” adı verildiği 

yazılmıştır. Rusya ve Sovyet döneminde bile, Andican hafız yetiştirme merkezi olmuştur 


 

321 


 

ve “Hafızlar Şehri” olarak da tanınmıştır. Bağımsılıktan sonra, şuan Özbekistan'da buluna 

hafızların çoğu Andican'da eğitim almıştır [4]. 

 Andican hakkındaki kültürel ve tarihi bilgiler Babur Şah'ın eseri Baburname'de 

çok net şekilde beyan edilmiştir. Baburname’de, Andican şoyle tarif edilir: Havası güzel, 

meyveleri çok çeşitli, kavun ve üzümlerini çok lezzetli olduğu, kavun hasat zamanında, 

kavunlar satılmayacağı, ikram edileceği, Andican armudundan daha iyi armudun olma-

dığı. Andican ahalisinin Türk olduğu Herkesin Türkçe konuşup yazdığı, konuşma dilinin 

yazma diline uygun olduğu, ünlü müzikçi Yusuf Hoca'dan bahis edilmiştir. Ayrıca yöne-

ticilik, mimarlık, ahlak, dini yaşam, savaş ve muhabere yöntemleri ve avlanma gibi kül-

türel ve tekniksel konulardan bahis ederek, yaşadığı dönemde başta Andican olmak üzere 

Fergana vadisi ile ilgili geniş bilgiler vermiştir. Bunlardan, Babür şah zamanında, Andi-

can'da tarım, sanat, insanlar arasındaki kültürel yaşam, insanların konuştuğu dil gibi pek 

çok  yönden bilgi  edinebiliriz.  Aralık  1902’de, Fergana vadisinde  ya ̧sanan depremde, 

yerli Andican'lıların yerleştiği bölge tamamı ile yıkılmıştır. 30,000 ev, 4500 adem yaşa-

mını yitirmiştir. Yani tarih boyunca yapılmış bir çok tarihi eserler yok olmuştur. Depre-

min sabah 9:00 civarında olmasından dolayı, ölü sayısı daha büyük olmasını önlemiştir. 

Rus ve Sovyet döneminde ne kadar baskıcı recim uygulansa bile, köklü kültür ve gele-

neklere sahip olan Fergana halkı kendilerini korumayı başarmıştır.    

 


 

322 


 

Resim 4: Babur Şah'ın Heykeli, Babur müzesi (Bağ-ı Babur, Andican) 

 

 

Resim 5: Babur’un doğduğu ev 



 

323 


 

Resim 6: Cuma Mescidi 

Resim 7: Andican Tarihi Eserler Müzesi 

 


 

324 


 

Resim 8: Müzede bulunan tarihi eserler. 

1991 yılı bağımsızlığını kazandıktan sonra, ilk önce Özbek dilini devlet dili olarak 

ilan etmiştir ve Rus etkisinden kurtulmak için Kırıl alfabesinden Latin alfabesine geçmiş-

tir. Eski recim döneminde göz ardı edilen y ada atık durumdan bulunan tarihi eserler ona-

rılmış ve kullanıma sunulmuştur.  Dünya tarihinde önemli yere sahip imparator aynı anda 

yazar olan Zahireddin Muhammed Babur Şah adında park yapılmıştır. Andican'da Ba-

bur'un yaşadığı döneme ve eğitim aldığı hanlık saraylarının bulunduğu bölgede, “Babur 

Edebi Müzesi”  adında yaptırılmıştır (Resim 4).  Babur'un doğduğu ev onarılmıştır ve 

koruma altına alınmıştır(Resim 5). 

Andican'da bulunan Cami külliyesi minare, medrese ve mescitlerden oluşmakta-

dır. Sadece Andican'ın değil tüm Türkistan'da bulunan en büyük külliyedir ve 1883-1890 

yıllarında inşa edilmiştir. Külliye aslında U şeklinde inşa edilmiş olup sonraki zamanlarda 

sadece orta kısmı kalmıştır. Cami külliyesi sadece ve tarihi mimarı eseri değil, aynı anda 

bir sanat eseri olarak kabul edilir. Külliyeye işlenen süslemeler, oyma ve nakışlar, Fer-

gana vadisinin kültürü ve sanatını anlatmaktadır. Külliyede buluna Cuma mescidi özgüce 

mimarı ile tasarlanmıştır. Camı tavanı ise Fergana’ya özgü nakışlar ile geometrik şekiller 

ile süslenmiştir. Birde Cami önünde ayvanı bulunmaktadır (Resim 6). Cami külliyesinin 



 

325 


 

en önemli kısımlarından biri ise minaredir. 32 metre yüksekliğinde bulunan minare Fer-

gana vadisinin en yüksek minaresidir ve kuran ayetleri ile süslenmitir. 1902 senesinde 

yaşanan depremde, Andican'da bulunan bir çok tarihi yapılar tahrip olsa bile, Cami külli-

yesi, Cuma mescidi ve Minaresi fazla etkilenmemiştir[8].   

Andican'da bulunan Andican Yöresel Müzesinde 66,000 den fazla eser sergilen-

mektedir (Resim 7 ve Resim 8) . Bu eserler içinde, arkeolojik,  edebi,  sanat  ve bir çok 

çeşitleri içermektedir. Bu müzede sergilenen eserler gün geçtikçe çoğalmaktadır. Andican 

Yöresel Müze, Özbekistan'ın en önemli müzelerinden biri olarak kabul edilir. Fergana 

vadisi ve Özbekistan ile ilgili sergi ve etkinlikler düzenlenir [9] .    



 

Sonuç 

Bu makalede,  Andican ile ilgili  tarihi geçmiş ve kültürü özet ile anlatılmıştır. 

4000 seneden fazla tarihi olan, en erken şehirleşen ve Fergana vadisinin başkenti olan 

Andican, sadece Fergana vadisi için değil, tüm Türkistan bölgesinin kültürel kaynağı ol-

muştur. İslam dinini yaygınlaşması ve İslam kültürünün oluşmasında öncelik yapmıştır. 

Köklü gelenek ve kültürüne sahip olan Andican, Rus ve Komünist istilası döneminde bile 

kendi gelenekleri ve inancılarını koruyarak başka bölge halkı için ilham kaynağı olmuş-

tur. Fergana vadisinin girişinde ve tarihi Büyük İpek Yolun'da bulunan Andican, olduğu 

coğrafi konumdan dolayı tarihten beri geçmiş tüm  yöneticilerin en önem verdiği şehir 

olmuştur. Bundan dolayı, kültürel, ticari, medeniyet, sanat, mimarlık yönden çok geliş-

miştir.  

 

 


 

326 


 

Kaynaklar 

[1] http://forum.ziyouz.com/index.php?topic=375.0 (erişim tarihi: 10.11.2015) 

[2]  http://www.centralasia-travel.com/en/countries/uzbekistan/sights/andijan_history 

(erişim tarihi: 14.11.2015) 

[3] Y.İ.Ahmadaliev, Andican ve Marhamat Toponimları  Hakkında,  İlmiy  Habarnoma, 

No:4, 2014 

[4] R.T. Şamcutdinov, A.A.  İshokov, Andican  Tarihinden  Levhalar, “Şark”Basım evi, 

Taşkent, 2013  

[5] http://www.advantour.com/uzbekistan/andijan/ershi.htm (erişim tarihi: 10.11.2015) 

[6] Seda Yılmaz Vurgun, 1898 Dükçü İşan İsyanı (Andican Ayaklanması), A.Ü. Türkiyat 

Araştırma Enstitüsü Dergisi (TAED), No 54, 2015 

[7] Füsün Kara, 1916 Kırgız Büyük İsyanı: Ürkün, Türkisy Studies, V:6/2, Spring, 2011  

[8] http://www.advantour.com/uzbekistan/andijan/djami.htm (erişim tarihi: 10.12.2015) 

[9]  http://www.advantour.com/uzbekistan/andijan/andijan-museum.htm  (erişim  tarihi: 

10.12.2015)


 

327 


 

SEMERKAND`Lİ ALİMLERİN ESERLERİNİN BAKÜ YAZMA 

NÜSHALARI 

 

Doç. Dr. Naile Süleymanova 



Azerbaycan Milli İlimler Akademisi 

Fuzuli adına Elyazmalar Enstitüsü 

dr_naile@yahoo.com 

 

ÖZET 

 

Türk İslam kültür ve medeniyet coğrafiyasında ilme hiz-



met  vermiş  merkezlerden  biri  Semerkand`dır.  Tarih  boyu  ilim, 

kültür, sanat ve ticaret merkezleri arasında Semerkand, bilhassa 

hususi  önem  taşımaktatır.  Bu  topraklarda  İslamî  dönemlerde 

yetişmiş  yerli  ve  dişardan  gelmiş  çoksaylı  edebiyat,  felsefe, 

astroloji ve dini ilim sahalarının alimleri sadece Türk kültürüne 

değil,  dünya  kültür  mirasına  da  büyük  katkılarda  bulunmuşlar. 

Semerkand’ın ilmi hayatının göstergesi olarak, günümüze kadar 

gelebilmiş abide eserleri ile ayrı bir önem taşımaktadır. Bakü`da 

Fuzuli adına Elyazmalar Enstitüsün`de günümüze kadar ulaşmış 

tıbb,  felsefe,  edebiyyat,  dil,  astronomi,  riyaziyyat,  mantık  ve 

İslam ilahiyyatına dair eserlerin 40 bine yakın elyazma nushaları 

bulunmaktatır.  Bu  Enstitü`de  Semerkand`li  alimlerinin  din, 

edebiyat,  tarih,  matematik  gibi  ilim  sahalarını  ehate  eden 

eserlerinin yazma nüshaları özenle korunmaktatır.  



Anahtar kelimeler: Semerkand, Alim, Bakü. Elyazma 

 

Türkler`in  okuma  şevki,  ilme  ve  ilim  vasıtalarına  olan  engin  saygısı,  bir  çok 



sanatların dal olmasını sağlamıştır. Türk Sanat Tarihi`nde önemli yer tutan sanatlardan 

biri elyazma kitap sanatıdır. Dünyanın her yerinde bilim insanlarının ilmi servetleri el ile 

yazılarak  kağıttan  kağıda  aktarılmış  ve  günümüze  kadar  ulaşmıştır.  IX.  Yuzyıl`dan 

başlayarak dini ve dünyevi ilimlere ait olan elyazma kitaplar Türk Sanat Tarihi`nde hususi 

bir  yeri  olan  hat,  cilt,  tehzib  gibi  sanatların  en  nefis  tezahürlerini  ortaya  koymuştur  . 

Türklerin yaşadığı cok farklı coğrafiyalarda bu sanat yaranmış ve asrdan-asra gelişmiştir. 

İslam dininin Türk toplumlarını feth etmesi ile elyazma kitap sanatı hususu bir dönemine 

ayak basmıştır. Böyle Türk toplumlarından biri Azerbaycan`dır. Azerbaycan`da AMEA 

Fuzuli adına Elyazmalar İnstütüsü`nde ölçüye ve değere sığmayan büyük manevi servet, 

elyazma kitaplar korunmaktadır. Günümüze kadar muhafaza olmuş elyazma kitapların 



 

328 


 

yazı üslubu ve ümumi tertibi, Azerbaycan‘da elyazma kitap sanatının daima gelişmekte 

olduğunu  gösteriyor.  Muhtelif  devirlerde  yazıya  alınan  Azerbaycan  elyazma  kitabı 

mezmun,  say  ve  bedii  tertibatına  göre  Türk  Sanat  Tarihi`nde  tuttuğu  yer  büyüktür. 

Azerbaycan elyazma kitap sanatının  Türk Sanat Tarihi`ndeki  yerini anlamak için Orta 

asrlarda Azerbaycan elyazma kitapların bir milyona yakın olduğunu söylemek kifayetdir 

(Rasim Efendi,2007,56).  

AMEA  Fuzuli  adına  Elyazmalar  İnstütüsü`nde  günümüze  kadar  ulaşmış 

edebiyyat, riyaziyyat, mantık ve İslam ilahiyyatına dair eserlerin arasında Semerkand`li 

alimlere mahsus olan eserlerinin elyazma nushaları bulunmaktatır. Semerkand dünyanın 

en kadım şehirlerinden biri olduğu gibi, uzun müddet büyük medeniyet ve ilim merkezi 

de olmuştur (ASE, 1984, 378) . Bu şehir dünya medeniyet tarihinde maddi ve manevi 

abideleri  ile  şöhret  bulmuştur.  Semerkand`da  yetişen  alimler  sonralar  bütün  Şark 

dünyasının  ilim  nemetine  dönüşen  bir  cok  kiymetli  eserler  yazmışlar.  Bu  şehirde 

doğulmuş, tahsil almiş alimlerle yanaşı, okumak, tahsil için Semerkan`da taşınan bir cok 

alimler de olmuştur. Onların eserleri muhtelif asrlarda yazıya alınmış, çohaltılmış ve bir 

cok islam memleketlerine ulaşmıştır.  

Hal-hazırda  AMEA  Fuzuli  adına  Elyazmalar  İnstütüsü`nde  aşağıdakı 

Semerkand`li alimlerin yazma nushaları bulunmaktatır:  

Nasr bin Muhammed bin Ahmed ibn İbrahim Semerkandi “Ebülleys” adı ile 

meşhur  olan  bir  alimdir.  Samerkand`da  doğulmuş  ve  burada  ilk  tahsilini  almıştır. 

Manbalarda onun ünlü alim Ebu Cafer Hinduvini`den ders aldığı hakkında bilgi vardır. 

Zühd ve takva içinde yaşayan Ebu'l-Leys Hanefi mezhebine mensup olan fakih olmakla 

beraber tefsir, hadis, kelâm, tasavvuf, ahlâk ve diğer ilimlerin de mahir bilicisi idi. Onun 

Tefsir  el-Kuran,  Tenbih  el-Ğafilin,  Tesisü  en-Nezair,  Bustan  el-Arifin  ve  s.  eserleri 

vardır


1

. Ebu'l-Leys Semerkandi hicri 375 (m.985) yılında vefat etmiştir (Kehhali, 1993, 

IV, 24

 

)   



Alimin  Bakü`da  Tefsir  el-Kuran  (B-4902)  isimli  eserinin  sade  tertipatlı  bir 

nüshası bulunmaktadır.

 

Güzel nestalik hattı ile yazılmış tefsirin metni tam olmayıb, el-



Vaki`a, er-Rahman, Ğaşiye ve s. surelerin tefsirinden oluşmaktatır.. Alimin yazdığı tefsir 

                                                 

 

 


 

329 


 

rivayet tefsiri olub, Hanefi alimlerinden olan İbn Arabbşah Şihab Ahmed bin Muhammed 

(ö.854/1450) tarafınden türk diline tercüme edilmiştir. Bu nüshanın tertip üslubu onun 

şahsi nüsha olduğunu gösteriyor. Yazılma tarihi, yeri ve katibi bulunmuyor.  

Ebu'l-Leys  Semerkandi`nin  Baku`da  Bostan  el-Arifin  (  B-6841;B-2477)  isimli 

eserinin iki nüshası bulunmaktatır. Nüshalar tam olub, 150 babdan oluşmaktatır. B-6841 

şifreli elyazma vakf edilmiş nüsha olub, hicri 1062 (m.1651) yılında katib Abdullah ibn 

Molla Hüseyn Nurullah tarafından gözel nestalik hattı ile yazıya alınmıştır. Elyazmanın 

Azerbaycan`da hazırlanma ihtimalı vardır, çünki ilk iki sahifasında azeri türkcesinde şiir 

örnekleri yazılmıştır. Diger nüshanın tarih ve katibinin ismi yazılmamıştır. Her iki nüsha 

sade tertipatlı olub kütüphane veya şahsi nüshalardır.  

Ebu'l-Leys  Semerkandi`nin  Tenbih  el-Gâfilîn  (A-649;  B-2078;  B-6360)  adlı 

eserin  üç  nüshası  bulunmaktatır.  Nüshalar  tam  olub,  94  babdan  oluşmaktatır.  B-6360 

şifreli nüsha hicri 901 (m.1496) yılında Hamza bin Rasul tarafından yazıya alınmışdır. 

Diger nüshalarda tarih ve katiplerin isimleri yazılmamıştır. Her üş nüsha tertip üslubuna 

göre kütubhane nüshası olma ihtimali vardır.  



El-Mukaddime fi’s-Salat (B-3491;B-3497)

 Ebu'l-Leys Semerkandi`nin Baku`da 

bulunan  diger  eseridir.  Bu  eserin  bir  nüshası  (B-3491)  hicri  1174  (m.1760)  yılında 

kütübhane nüshası gibi tertip edilmiştir. B-3497 şifreli elyazmanın yazıya alınma tarihi 

yazılmasada, diger yazma ile aynı asrda kütübhane nüshası olması ihtimal edilir. 


Download 3.66 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   46




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling