I. uluslararasi
Download 3.66 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- SEMERKAND`Lİ ALİMLERİN ESERLERİNİN BAKÜ YAZMA NÜSHALARI
- Nasr bin Muhammed bin Ahmed ibn İbrahim Semerkandi
- Bostan el-Arifin ( B-6841;B-2477)
Tarihçe Andican tarihi milattan öncesine dayanıyor. 1926 senesinde yayınlanan “Tarih-i Fergana” kitabında Andican'ın 4000 senelik tarihe sahip bir şehir olduğundan bahis edil- mektedir. Bu tarih, meşhur Hun hakanı Oğuzhan'ın yaşadığı zamandan daha eskidir. Do- laysıyla, Andican şehri ise Fergana vadisinde bulunan şehirler içinde en uzun tarihe sa- hiptir. Arkeoloji kazılarda milattan önce 6-4 yüz yılına ait olan kazıntılardır bulunmuştur. Bu kazıntılar günümüzdeki Andican ve Servan tepe civarında bulunmaktadır. Araştırma- lar sonucu bu arkeolojik bulguların 2400-2600 yıl önceki zamana ait olduğu hesaplan- mıştır. Milattan önce 6-yüz yılında, Fergana vadisi Pers sultanı Ahamenişler tarafından işgal edinene kadar bağımsız Davan devleti olarak varlığını sürdürmüştür [2,4]. Davan devleti günümüzde Andican şehri civarında bulunan Erşi şehrini başkent kılmıştır. Su- lama, tarımcılık, hüner, sanat gibi çalışmaların gelişmesi, nehir kenarında bulunan Andi- can'nın, Milattan önce şehirleşmesini sağlamıştır. Çin kaynaklarına göre Davan devleti 70 den fazla şehirden oluşmuştur. Devlet ise feodal yasaları ile yönetilmiş, dış ülkeler ile siyası, iktisadı ve kültürel ilişkiler kurulmuştur. İran ve başka büyük devletlerin Fergana vadisini yani Türkistan’ı işgal etmesine izin vermemiştir. Büyük İpek Yolunun güvenli olmasını ve gelişmesini sağlamıştır. Yapılan kervan sarayları Andican'nın gelişmesi için çok önem arız etmiştir. Nehir kenarında bulunan Erşi şehri döneminde tarım, tüccarlık, 316
sanat, hüner ve mimarlık gibi çeşitli yönden çok gelişmiştir ve iktisadı merkeze dönüş- müştür. Erşi halkı tüccarlık becerileri ile ün kazanmıştır [4]. Erşi'yi merkez kılan Davan devletinde tarım o kadar gelişmiş ki, Erşi şehir civarında bulunan tarlalarda üzüm yetiş- tirilmiştir ve bu üzümlerden zamanın en kaliteli şarapları üretilmiştir. Üretilen bu şaraplar özellik ile Çin'e ihraç edilmiştir. Fergana vadisinde yetiştirilen Arğamak cinsi atlar kali- tesi yönünden çok tercih edilmiştir. Dönemin aristokratları kendi konumların belirtmek için kesin olarak bu atları edinmek istemiştir. Çinlilerde bu atları “uçar at” diye adlandır- mışlardır ve edinmek için çok masraflar ödemiştir. Çin şairleri bu atlar için özel şiirler yazmıştır. Milattan önce 104 yıllarında Çin kendi toprağını büyütmek ve bu Aygır atları edinmek için bir çok defa Erşi'ye saldırmıştır ama hiç başaramamıştır. 6- yüz yılın orta- larında Türk hakanlarının geldiği dönemde bile, Erşi eskisi gibi gelişmemesini sürdür- müştür [5]. 6- yüz yılın sonunda, Türk hanlığı doğu ve batı hanlığı olarak ikiye ayrılmış ve eskisine göre zayıflamıştır. 706- senesinde, Arap komutan Kutayba İbn Muslim Ma- veraünnehir bölgesinde bulunan halkı İslam dinine davet etmek üzere askerleri ile yürü- yor ve 714 senesinde Fergana vadisi'nin başkenti Andican olmak üzere Kaşgar'a kadar olan tüm bölgeleri fetih ediyor. Böylece Fergana bölgesi İslam ile tanışmış oluyor ve halkın yaşam tarzında İslam kuralları kendini hissettirmeye başlıyor. Böylece Andican ve Fergana vadisi İslam kültürü ile tanışmaya başlıyor. Fetih olana kadar, Fergana vadisi halkı Zerdüşt dine inanıyorlardı ve günümüzde bile bazı Zerdüşt dininden kalmış alışkan- lıklar, halkın yaşamından kültürel alışkanlık gibi varlığını sürdürmektedir. 715 senesinde Arap halifeler arasında yaşanan çekişmelerde, Kutayba İbn Muslim şehit edilir ve gü- nümüzde Andican yöresinde bulunan Mezarbova türbesine defin edilmiştir. Andican bu süreçte sadece ticari açıdan değil, aynı anda İslami kültür yönünden çok parlak bir dönem yaşamıştır. 10 yüzyılın ortalarında Doğu Türkistan'da Karahanlılar devleti kurulmuştur ve devlet hanı Abdul Kerim Satuk Buğra Han İslam dinini devlet dini olarak kabul etmiş- tir ve İslam dininin yaygınlaşmasının temelini atmıştır. Sonraki
317
Resim 2: Karahanlılar devleti haritası yıllarda Fergana vadisi, yanı Andican'da Karahanlılar devletine tabi olmuştur (Re- sim 2).
Karahanlılar devletinin ikinci başkenti olan Özgen'e yakın mesafede ve Fergana vadisi girişine bulunan Andican, güçlü kültürel, ticari, hüner, sanat alt yapısı ve İpek yo- lunda olduğu coğrafi konumundan dolayı Andican bir daha tüm Fergana ovasının ticari, ekonomi ve kültürel merkezine dönüşmüştür. Ancak 11- yüz yılın 40- yıllarında Kara- hanlılar devletinin ikiye ayrılması, devletin zayıflamasına neden olmuştur. 13-14 yüz yıl- larında Moğollar Fergana vadisi işgal eder ve Andican şehri çok ağır bir şekilde bozguna uğrar, tüm binalar yerle bir edilir. Ancak 14 yüz yılın ikinci yarısında Moğollar Kaşgar'a giden yolların denetimini elinde bulundurmak amacıyla Davan devleti ve Andican'ı tekrar geliştirmek zorunda kalır. Bu süreçte, güçlü alt yapıya, kültürel birikime sahip Andican tekrar gelişme gösterir ve kısa bir zaman sürecinde tüm Maveraünnehir bölgesinin mer- kezi şehrine dönüşür. Timur devleti kurulana kadar, Fergana vadisi yanı Andican'da Mo- ğol hanlığı olan Çağtay hanlığı yönetiminde bulunmuştur (Resim 3). 1370 senesinde Ti- murlar devletinin kurulmasıyla Andican tarihinde yeni bir süreç başlanmıştır. Timur ve Timurlular saltanatı devrinde, Andican kendi geçmişindeki kültürel, ekonomi yapısı ve 318
coğrafi konumu açısında hep kendi önemini korumuştur. Bundan dolayı Fergana vadi- sinde bulunan bir çok hanlıklar döneminde bile sürekli el değiştirmiştir. 1376 senesinde Emir Timur ikinci oğlu Ömerşeyihi Andican'a vali olarak tayın etmiştir. O yıllarda Fer- gana vadisinin diğer bölgeleri, Kaşgar ve Doğu Türkistan'ın bir çok kısmı kontrol etmek açısından, Andican'ın güvende olması stratejik açıdan çok önem kazanmıştır. Timurlar devrinde bile, Timurlar soyundan gelen hükümdarlar arasında Andıcan yüzünden defa- larca savaşlar yaşanmıştır. Esen Buğahan'dan, Ebu Saidhan tarafından geri alınan Andi- can, Ebusaidhan'ın 4 - oğlu olan Ömerşeyihe mülk olarak verilmiştir. Ömerşeyih'de Za- hirreddin Muhammed Babur'un babasıdır. Babur da Andican'da 1483 de doğmuştur ve babası Ömerşeyih vefatından sonra 12 yaşında tahta oturmuştur. 1876 senesinde gerçek- leşen Rus işgaline kadar Andican Şeybani ve Hokand hanlıklarının yönetiminde kalmış- tır. Rus işgali, Fergana vadisinde çok tepki görmüştür. Irk, inanç ve kültür yönünden ta- mamı ile farklı olan Ruslar tarafından yönetilmeye çalışması ve yapılan adaletsizlik, köklü geçmişe sahip halk tarafından kabullenmemiştir ve çeşitli tarihlerde ayaklanmalar olmuştur. 1898 senesinde yaşanan Dükçi İşan ayaklanması, bölgeye, özellik ile köylere yerleştirilen Rus yerleşimcilerine elverişli toprakların verilmesi, özel imtiyazlar tanım- lanması, Şehre yerleşen Ruslara özel konutlar yapılması, diğer etniklere ağır vergiler yük- lemesi, Fergana kültürü temeli olan İslamı aşağılanması ,
319
Resim 3: Çağatay Hanlığı Rusya'da yapamadığı zulüm ve ahlaksızlığı burada yapması, türbelerin yıkılması, mescitlerin kapatılması, bölge halkını iyice perişan etmiştir. Mingtepe’de buluna Dükçi İşan olarak bilinen din adımı sürekli halktan şikayet dinler. Artık daha çok sabır edecek durum olmayınca, bölgede yaşayan Kırgızlar önde olmak üzere Dükçi İşan Başçılığda silahlı ayaklanma olur [6]. Ayaklanmanın sonucunda Ruslardan 22 ölü ve 20 yaralı, İs- yana iştirak edenlerden 356 Kırgız, 126 Özbek, 17 Kaşgarlı ve 5 Tacik askeri yakalan- mıştır. Yakalananlardan bazıları idam edilirken, 360'a yakın kişi Sibirya'ya sürgüne gön- derilmiştir. Dükçi İşan'da Andican şehrindeki halk önünde idam edilmiştir. Dükçi İşan kaldığı yer olan Mingtepe ağır tahrip edilmiş ve adı Rusça ad ile değiştirilmiştir. 1914 senesinde, halkın askere alınmaması karşın, askerlik vergisi altında, gelirlerinden ek ola- rak 21% daha vergi almıştır. Halkın mülküne zorlu el konulmuştur. Bundan dolayı tüm
320
bölgede ayaklanma olmuştur [7]. 1916 senesinde ise, yine tüm Türkistan bölgesinde ya- şayan halka, zorunlu olarak savaş arka cephede çalıştırılması karşın yaşanan ayaklanma- lar[7] . Sovyet rejimi Andican'a 1917 senesinde gelmiştir. Ancak bölge halkı, tüm Tür- kistan halkı gibi bu ateist recimi benimsememiştir ve silahlı direnişlerde bulunmuştur. Bu direnişlere dönem yönetimi basmacılar adı vermiştir. Basmacılar günümüzde gerilla sa- vaş anlamına gelmektedir. Türkistan, dünyada ilk defa gerilla savaşı yaşanan bölgedir. İkinci dünya savaşında, savaştan uzak bölge olan Andican'a Sovyet'lerin önemli askeri sanayiler taşınmıştır. 1991 de bağımsızlığına kavuşan Özbekistan, kendi özgürlüğünü ya- şama şerefine kavuşmuştur. Öncelik ile Özbek dilini resmi devlet dili olarak kabul etmiş- tir ve sonra alfabeyi değiştirmiştir. Tüm devlette bulunan kültürel ve tarihi mirasların ko- runması için çalışmalar başlatılmıştır. Bu sürçte Andican'da Makine sanayi merkezi, üni- versite ve çok sayıda sanayi üretim yapan sektörler kurulmuştur. Kültürel Zenginlikler 4000 seneden fazla tarihi geçmişine sahip olan Andican, kendi yöresinde çok zen- gin kültürel birikim oluşturmuştur. Milattan önceki 6- yüz yılına ait olduğu arkeolojik kazıntılar Andican'ın çok önceden şehir medeniyeti yaşadığının kanıtıdır. Fergana vadi- sinde kurulan Erşi'yi merkez kılan Davan devleti ve o dönemlerde gelişen ticari, hüner, sanat, mimarlık, tarımcılık, savaş, hayvancılık ile ilgili hatıralar Çin kaynaklarında yazılı beyan edilmiştir. Arap komutanların Fergana vadisini fetih etmesiyle, İslam dini ile ta- nışmıştır. İslam dini, yörede bulunan Zerdüşt dini temelinde oluşan kültür ve alışkanlık- ların değişmesine neden olmuştur. Arap Hilafetine tabi bölgelerde, cümleden Mavuranhu bölgesinde, Andican ilim, medeniyet yönünden çok gelişmiştir. İslam dininin yaygınlaş- masıyla, Andican'da Arap dili, Kuran ve Hadis şerif öğrenmeye olan arıtmıştır. Arap al- fabesi kullanılmış, Arap dili resmi devlet dili olarak kabul edilmiştir ve ilim ve araştırma içinde Arap dili kullanılmıştır. İslam dini, Arap tili, Kuran, Hadis bilen kişilerin mevkileri yüksek olmuştur. Bundan dolayı Arap dili ve Kuran öğrenmeye teşvik olan ve İslami ilimleri iyi öğrenmiş alim ve hafızlar çoğalmıştır. 16 yüz yıl tarihçisi Hamidullah Kazvi- ni'nin “Kalbler Raheti” adlı kitabında Andican şehrine “Kubbetü’l-İslam” adı verildiği yazılmıştır. Rusya ve Sovyet döneminde bile, Andican hafız yetiştirme merkezi olmuştur
321
ve “Hafızlar Şehri” olarak da tanınmıştır. Bağımsılıktan sonra, şuan Özbekistan'da buluna hafızların çoğu Andican'da eğitim almıştır [4]. Andican hakkındaki kültürel ve tarihi bilgiler Babur Şah'ın eseri Baburname'de çok net şekilde beyan edilmiştir. Baburname’de, Andican şoyle tarif edilir: Havası güzel, meyveleri çok çeşitli, kavun ve üzümlerini çok lezzetli olduğu, kavun hasat zamanında, kavunlar satılmayacağı, ikram edileceği, Andican armudundan daha iyi armudun olma- dığı. Andican ahalisinin Türk olduğu Herkesin Türkçe konuşup yazdığı, konuşma dilinin yazma diline uygun olduğu, ünlü müzikçi Yusuf Hoca'dan bahis edilmiştir. Ayrıca yöne- ticilik, mimarlık, ahlak, dini yaşam, savaş ve muhabere yöntemleri ve avlanma gibi kül- türel ve tekniksel konulardan bahis ederek, yaşadığı dönemde başta Andican olmak üzere Fergana vadisi ile ilgili geniş bilgiler vermiştir. Bunlardan, Babür şah zamanında, Andi- can'da tarım, sanat, insanlar arasındaki kültürel yaşam, insanların konuştuğu dil gibi pek çok yönden bilgi edinebiliriz. Aralık 1902’de, Fergana vadisinde ya ̧sanan depremde, yerli Andican'lıların yerleştiği bölge tamamı ile yıkılmıştır. 30,000 ev, 4500 adem yaşa- mını yitirmiştir. Yani tarih boyunca yapılmış bir çok tarihi eserler yok olmuştur. Depre- min sabah 9:00 civarında olmasından dolayı, ölü sayısı daha büyük olmasını önlemiştir. Rus ve Sovyet döneminde ne kadar baskıcı recim uygulansa bile, köklü kültür ve gele- neklere sahip olan Fergana halkı kendilerini korumayı başarmıştır.
322
Resim 4: Babur Şah'ın Heykeli, Babur müzesi (Bağ-ı Babur, Andican)
324
Resim 8: Müzede bulunan tarihi eserler. 1991 yılı bağımsızlığını kazandıktan sonra, ilk önce Özbek dilini devlet dili olarak ilan etmiştir ve Rus etkisinden kurtulmak için Kırıl alfabesinden Latin alfabesine geçmiş- tir. Eski recim döneminde göz ardı edilen y ada atık durumdan bulunan tarihi eserler ona- rılmış ve kullanıma sunulmuştur. Dünya tarihinde önemli yere sahip imparator aynı anda yazar olan Zahireddin Muhammed Babur Şah adında park yapılmıştır. Andican'da Ba- bur'un yaşadığı döneme ve eğitim aldığı hanlık saraylarının bulunduğu bölgede, “Babur Edebi Müzesi” adında yaptırılmıştır (Resim 4). Babur'un doğduğu ev onarılmıştır ve koruma altına alınmıştır(Resim 5). Andican'da bulunan Cami külliyesi minare, medrese ve mescitlerden oluşmakta- dır. Sadece Andican'ın değil tüm Türkistan'da bulunan en büyük külliyedir ve 1883-1890 yıllarında inşa edilmiştir. Külliye aslında U şeklinde inşa edilmiş olup sonraki zamanlarda sadece orta kısmı kalmıştır. Cami külliyesi sadece ve tarihi mimarı eseri değil, aynı anda bir sanat eseri olarak kabul edilir. Külliyeye işlenen süslemeler, oyma ve nakışlar, Fer- gana vadisinin kültürü ve sanatını anlatmaktadır. Külliyede buluna Cuma mescidi özgüce mimarı ile tasarlanmıştır. Camı tavanı ise Fergana’ya özgü nakışlar ile geometrik şekiller ile süslenmiştir. Birde Cami önünde ayvanı bulunmaktadır (Resim 6). Cami külliyesinin 325
en önemli kısımlarından biri ise minaredir. 32 metre yüksekliğinde bulunan minare Fer- gana vadisinin en yüksek minaresidir ve kuran ayetleri ile süslenmitir. 1902 senesinde yaşanan depremde, Andican'da bulunan bir çok tarihi yapılar tahrip olsa bile, Cami külli- yesi, Cuma mescidi ve Minaresi fazla etkilenmemiştir[8]. Andican'da bulunan Andican Yöresel Müzesinde 66,000 den fazla eser sergilen- mektedir (Resim 7 ve Resim 8) . Bu eserler içinde, arkeolojik, edebi, sanat ve bir çok çeşitleri içermektedir. Bu müzede sergilenen eserler gün geçtikçe çoğalmaktadır. Andican Yöresel Müze, Özbekistan'ın en önemli müzelerinden biri olarak kabul edilir. Fergana vadisi ve Özbekistan ile ilgili sergi ve etkinlikler düzenlenir [9] . Sonuç Bu makalede, Andican ile ilgili tarihi geçmiş ve kültürü özet ile anlatılmıştır. 4000 seneden fazla tarihi olan, en erken şehirleşen ve Fergana vadisinin başkenti olan Andican, sadece Fergana vadisi için değil, tüm Türkistan bölgesinin kültürel kaynağı ol- muştur. İslam dinini yaygınlaşması ve İslam kültürünün oluşmasında öncelik yapmıştır. Köklü gelenek ve kültürüne sahip olan Andican, Rus ve Komünist istilası döneminde bile kendi gelenekleri ve inancılarını koruyarak başka bölge halkı için ilham kaynağı olmuş- tur. Fergana vadisinin girişinde ve tarihi Büyük İpek Yolun'da bulunan Andican, olduğu coğrafi konumdan dolayı tarihten beri geçmiş tüm yöneticilerin en önem verdiği şehir olmuştur. Bundan dolayı, kültürel, ticari, medeniyet, sanat, mimarlık yönden çok geliş- miştir.
326
Kaynaklar [1] http://forum.ziyouz.com/index.php?topic=375.0 (erişim tarihi: 10.11.2015) [2] http://www.centralasia-travel.com/en/countries/uzbekistan/sights/andijan_history (erişim tarihi: 14.11.2015) [3] Y.İ.Ahmadaliev, Andican ve Marhamat Toponimları Hakkında, İlmiy Habarnoma, No:4, 2014 [4] R.T. Şamcutdinov, A.A. İshokov, Andican Tarihinden Levhalar, “Şark”Basım evi, Taşkent, 2013 [5] http://www.advantour.com/uzbekistan/andijan/ershi.htm (erişim tarihi: 10.11.2015) [6] Seda Yılmaz Vurgun, 1898 Dükçü İşan İsyanı (Andican Ayaklanması), A.Ü. Türkiyat Araştırma Enstitüsü Dergisi (TAED), No 54, 2015 [7] Füsün Kara, 1916 Kırgız Büyük İsyanı: Ürkün, Türkisy Studies, V:6/2, Spring, 2011 [8] http://www.advantour.com/uzbekistan/andijan/djami.htm (erişim tarihi: 10.12.2015) [9] http://www.advantour.com/uzbekistan/andijan/andijan-museum.htm (erişim tarihi: 10.12.2015)
327
SEMERKAND`Lİ ALİMLERİN ESERLERİNİN BAKÜ YAZMA NÜSHALARI
Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Fuzuli adına Elyazmalar Enstitüsü dr_naile@yahoo.com ÖZET
Türk İslam kültür ve medeniyet coğrafiyasında ilme hiz- met vermiş merkezlerden biri Semerkand`dır. Tarih boyu ilim, kültür, sanat ve ticaret merkezleri arasında Semerkand, bilhassa hususi önem taşımaktatır. Bu topraklarda İslamî dönemlerde yetişmiş yerli ve dişardan gelmiş çoksaylı edebiyat, felsefe, astroloji ve dini ilim sahalarının alimleri sadece Türk kültürüne değil, dünya kültür mirasına da büyük katkılarda bulunmuşlar. Semerkand’ın ilmi hayatının göstergesi olarak, günümüze kadar gelebilmiş abide eserleri ile ayrı bir önem taşımaktadır. Bakü`da Fuzuli adına Elyazmalar Enstitüsün`de günümüze kadar ulaşmış tıbb, felsefe, edebiyyat, dil, astronomi, riyaziyyat, mantık ve İslam ilahiyyatına dair eserlerin 40 bine yakın elyazma nushaları bulunmaktatır. Bu Enstitü`de Semerkand`li alimlerinin din, edebiyat, tarih, matematik gibi ilim sahalarını ehate eden eserlerinin yazma nüshaları özenle korunmaktatır. Anahtar kelimeler: Semerkand, Alim, Bakü. Elyazma
Türkler`in okuma şevki, ilme ve ilim vasıtalarına olan engin saygısı, bir çok sanatların dal olmasını sağlamıştır. Türk Sanat Tarihi`nde önemli yer tutan sanatlardan biri elyazma kitap sanatıdır. Dünyanın her yerinde bilim insanlarının ilmi servetleri el ile yazılarak kağıttan kağıda aktarılmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. IX. Yuzyıl`dan başlayarak dini ve dünyevi ilimlere ait olan elyazma kitaplar Türk Sanat Tarihi`nde hususi bir yeri olan hat, cilt, tehzib gibi sanatların en nefis tezahürlerini ortaya koymuştur . Türklerin yaşadığı cok farklı coğrafiyalarda bu sanat yaranmış ve asrdan-asra gelişmiştir. İslam dininin Türk toplumlarını feth etmesi ile elyazma kitap sanatı hususu bir dönemine ayak basmıştır. Böyle Türk toplumlarından biri Azerbaycan`dır. Azerbaycan`da AMEA Fuzuli adına Elyazmalar İnstütüsü`nde ölçüye ve değere sığmayan büyük manevi servet, elyazma kitaplar korunmaktadır. Günümüze kadar muhafaza olmuş elyazma kitapların 328
yazı üslubu ve ümumi tertibi, Azerbaycan‘da elyazma kitap sanatının daima gelişmekte olduğunu gösteriyor. Muhtelif devirlerde yazıya alınan Azerbaycan elyazma kitabı mezmun, say ve bedii tertibatına göre Türk Sanat Tarihi`nde tuttuğu yer büyüktür. Azerbaycan elyazma kitap sanatının Türk Sanat Tarihi`ndeki yerini anlamak için Orta asrlarda Azerbaycan elyazma kitapların bir milyona yakın olduğunu söylemek kifayetdir (Rasim Efendi,2007,56). AMEA Fuzuli adına Elyazmalar İnstütüsü`nde günümüze kadar ulaşmış edebiyyat, riyaziyyat, mantık ve İslam ilahiyyatına dair eserlerin arasında Semerkand`li alimlere mahsus olan eserlerinin elyazma nushaları bulunmaktatır. Semerkand dünyanın en kadım şehirlerinden biri olduğu gibi, uzun müddet büyük medeniyet ve ilim merkezi de olmuştur (ASE, 1984, 378) . Bu şehir dünya medeniyet tarihinde maddi ve manevi abideleri ile şöhret bulmuştur. Semerkand`da yetişen alimler sonralar bütün Şark dünyasının ilim nemetine dönüşen bir cok kiymetli eserler yazmışlar. Bu şehirde doğulmuş, tahsil almiş alimlerle yanaşı, okumak, tahsil için Semerkan`da taşınan bir cok alimler de olmuştur. Onların eserleri muhtelif asrlarda yazıya alınmış, çohaltılmış ve bir cok islam memleketlerine ulaşmıştır. Hal-hazırda AMEA Fuzuli adına Elyazmalar İnstütüsü`nde aşağıdakı Semerkand`li alimlerin yazma nushaları bulunmaktatır:
meşhur olan bir alimdir. Samerkand`da doğulmuş ve burada ilk tahsilini almıştır. Manbalarda onun ünlü alim Ebu Cafer Hinduvini`den ders aldığı hakkında bilgi vardır. Zühd ve takva içinde yaşayan Ebu'l-Leys Hanefi mezhebine mensup olan fakih olmakla beraber tefsir, hadis, kelâm, tasavvuf, ahlâk ve diğer ilimlerin de mahir bilicisi idi. Onun
vardır
1 . Ebu'l-Leys Semerkandi hicri 375 (m.985) yılında vefat etmiştir (Kehhali, 1993, IV, 24
Alimin Bakü`da Tefsir el-Kuran (B-4902) isimli eserinin sade tertipatlı bir nüshası bulunmaktadır.
Güzel nestalik hattı ile yazılmış tefsirin metni tam olmayıb, el- Vaki`a, er-Rahman, Ğaşiye ve s. surelerin tefsirinden oluşmaktatır.. Alimin yazdığı tefsir
329
rivayet tefsiri olub, Hanefi alimlerinden olan İbn Arabbşah Şihab Ahmed bin Muhammed (ö.854/1450) tarafınden türk diline tercüme edilmiştir. Bu nüshanın tertip üslubu onun şahsi nüsha olduğunu gösteriyor. Yazılma tarihi, yeri ve katibi bulunmuyor. Ebu'l-Leys Semerkandi`nin Baku`da Bostan el-Arifin ( B-6841;B-2477) isimli eserinin iki nüshası bulunmaktatır. Nüshalar tam olub, 150 babdan oluşmaktatır. B-6841 şifreli elyazma vakf edilmiş nüsha olub, hicri 1062 (m.1651) yılında katib Abdullah ibn Molla Hüseyn Nurullah tarafından gözel nestalik hattı ile yazıya alınmıştır. Elyazmanın Azerbaycan`da hazırlanma ihtimalı vardır, çünki ilk iki sahifasında azeri türkcesinde şiir örnekleri yazılmıştır. Diger nüshanın tarih ve katibinin ismi yazılmamıştır. Her iki nüsha sade tertipatlı olub kütüphane veya şahsi nüshalardır. Ebu'l-Leys Semerkandi`nin Tenbih el-Gâfilîn (A-649; B-2078; B-6360) adlı eserin üç nüshası bulunmaktatır. Nüshalar tam olub, 94 babdan oluşmaktatır. B-6360 şifreli nüsha hicri 901 (m.1496) yılında Hamza bin Rasul tarafından yazıya alınmışdır. Diger nüshalarda tarih ve katiplerin isimleri yazılmamıştır. Her üş nüsha tertip üslubuna göre kütubhane nüshası olma ihtimali vardır. El-Mukaddime fi’s-Salat (B-3491;B-3497) Ebu'l-Leys Semerkandi`nin Baku`da bulunan diger eseridir. Bu eserin bir nüshası (B-3491) hicri 1174 (m.1760) yılında kütübhane nüshası gibi tertip edilmiştir. B-3497 şifreli elyazmanın yazıya alınma tarihi yazılmasada, diger yazma ile aynı asrda kütübhane nüshası olması ihtimal edilir.
Download 3.66 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling