MaâRİF (Mevlâna'nın Hocası) seyyid burhâneddin tiRMİZÎ Tercüme Ali Rıza karabulut


Kulum! Benden başkasını zikretmekten ve benden başkası ile dost


Download 1.12 Mb.
Pdf ko'rish
bet85/98
Sana09.02.2023
Hajmi1.12 Mb.
#1182074
1   ...   81   82   83   84   85   86   87   88   ...   98
Bog'liq
Maarif-Seyyid-Burhaneddin-Tirmizi

Kulum! Benden başkasını zikretmekten ve benden başkası ile dost 
olmaktan kendi benliğini temizle!"
183
(Kilitli Gönüller)
Yüce Allah: "Onlar Kur'an-ı düşünmüyorlar mı? Yoksa Kalplerine kilit 
mi vurulmuş?" buyuruyor, (âyet 24) Kalpler vardır ki, o kalplere kilit vurulmuş 
olduğu için düşünmezler. Diller vardır ki, o dillere kilitler vurulmuş olduğundan 
"Onlar Kur'anı düşünmüyorlar mı?" buyruğunu okuyamazlar. Düşünmek şudur: 
"İnsanda düşünme hâlinden sonra bir hal meydana gelir, bu halden sonra bu işin bir 
belirtisi ortaya çıkar. Meselâ bahçıvan ağacın dalına bakar, bahçıvanlık bilgisi ile bu 
ağaçtan ne doğacak, bu renkten ve bu çiçekten sonra ne çıkacak, ağacın renginden 
ve tazeliğinden bunu bilir. Bahçıvan olmayanlar ise ağacın süsüne ve güzelliğine 
bakarlar, bundan sonra ne olacak ağacın başına ne gelecek bilmezler.
Bu kilitleri gönüllere ve dillere şunun için vurmuşlardır: "Onlar Allah'ın verdiği 
nimetlere karşı nankörlükte bulundular, onlara birazcık gerçeklerden haber verdiler, 
onlar ise hasetlerinden dolayı bu gerçekleri gizlediler, bilakis aleyhte şahitlik ettiler, o 
nur'â o aydınlığa şükretmediler. Şükür ise, gerçeklere şahitlik etmek, haset 
etmekten vazgeçmek, demektir. Gönüllerindeki kilidi görünce de tevbe etmediler, af 
dilemediler böylece kilit daha da kuvvetlendi. Tevbe etmeleri ve böyle işler 
yapmaktan vazgeçmeleri gerektir. Eğer tevbeyi kabul etmeyecek olsaydı, gönüllerini 
kilitlemezdi, kullarını da uyarıp ikaz etmezdi.
184
Yüce Allah: "Eğer dileseydik, onları el betteki sana gösterirdik, fakat 
sen onları simalarından tanırsın" buyuruyor, (âyet 30)
Ey Muhammedi Eğer isteseydik, onların içyüzlerini sana gösterirdik, fakat öğüt 
vermen için göstermedik. Eğer onların kâbiliyyetsizliklerini buseydin, öğüt 
vermekten vazgeçerdin, zira bu öğütte bir hikmet vardır, bununla kimini sevindirir, 
181 Bu beyjt Mevlânâ'nın Mesnevisi'nin cilt 6, sayfa 478 de Rubâî olarak geçmektedir. 
182 Ebû Saîd Harrâz Bağdatlı olup Safîlerin büyükle-rindendir. Baka ve Fena Terimleri hakkında ilk söz 
söyleyen odur. Zinnûn-ı Mısrî, Seriyyü Sakatî ve Bişr-i Hâfî'in arkadaşı ve dostlarındandır. 279 Hicrî yılında 
vefat etmiştir. (Tabakâtü's-Sûfiyye s.228-232) 
183 Ebû Saîd Harrâz'ın bu sözleri; Sülemî'nin "Hakâyık" isimli Tefsirinden iktibas edilmiştir. 
184 Bu sözler, Sülemî'nin "Hakâyık" isimli Tefsirinde açıklandığına göre; Sûfî Ibni Atâ'ya aittir. 


kimini de kederlendiririz. O keder de ise, onlar için fayda vardır, böylece sen, bütün 
âlemlere rahmet olursun. Her ne kadar onların gerçek yüzlerini ve yüzlerin-deki 
belirtileri sana anlatmadı isek "Andolsun ki sen, onları; konuşma 

Download 1.12 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   81   82   83   84   85   86   87   88   ...   98




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling