T. C. MİMar sinan güzel sanatlar üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih anabiLİm dali ortaçAĞ tariHİ programi
III.3.2. Litvanya Yayılmacılığına Karşı Rus-Altın Orda İşbirliği
Download 3.07 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- III.3.3. Rus Topraklarının Moskova ve Litvanya Arasında Paylaşılması
- III.4. Rus Kilisesinin Güçlenmesinde Altın Orda’nın Rolü
- III.4.2. Yeni Rus “Azizleri” ve Altın Orda’ya Karşı Gizli Mücadele
III.3.2. Litvanya Yayılmacılığına Karşı Rus-Altın Orda İşbirliği
Rus knezlikleri için bir başka tehlikeyi de Litvanya Knezliği oluşturuyordu. Litvanya’nın Rusların diğer düşmanlarından farkı ise, Rus knezliklerini kendi etrafında birleştirmek istemesidir. Ancak, Litvanya’nın da bu hayallerine, aynen Haçlıların planlarına olduğu gibi, Altın Orda Devleti engel olmuştur. Litvanya, diğer ülkelere nazaran, Rus knezliklerinin Altın Orda’nın kontrolü altında olmasına rağmen, Rus topraklarına saldırılar gerçekleştirmekten çekinmemiştir. 1253’de Novgorod, 862 1258’de ise Smolensk ile Tvorjok, 863 Litvanyalıların saldırısına maruz kalmıştır. Moğollardan korktuğu için açıkça Rus topraklarına saldıramayan Papa IV. Aleksandr’ın Litvanya’yı bu bağlamda desteklemesi, Litvanya’yı cesaretlendirmiştir. Nitekim 1255 yılında Papa IV. Aleksandr, Litvanya Knezi’ni Rus topraklarını istilâ etmesi için kışkırtmıştır. 864 Ayrıca hâlâ daha çok kabile çerçevesinde örgütlenen Litvanyalılar, artık siyasî ve askerî birlikterliğe ihtiyaç duyduklarını ve bu alanda reformlara gidilmesi gerektiğini anlamışlardır. Bu bağlamda Rus knezliklerinin siyasî ve sosyal yapısı Litvanyalılar için iyi bir örnek teşkil ediyordu. Komşu Rus şehirlerini kontrolleri altına alma ise, Rus siyasî ve sosyal geleneklerini benimsene konusunda düşünülen en kolay yol idi.
861 Bloklaşmalar ve bu alandaki gelişmelerle ilgili daha geniş bilgi için bkz. İ. Kamalov, Moğolların Kafkasya Politikası, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2003, s. 46-48. 862
PSRL, XI, İpatyevskaya Letopisy, s. 544.
863 PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 218. 864
Aktı İstoriçeskiye Otnoşyayşiyesya k Rossiyi, Sobrannıye Turgenevım, I, 1841, s. 83. 212
Litvanya’nın Batı Rus topraklarında güçlenmesi ve Rus knezliklerini kendi etrafında birleştirmek istemesi, hiç şüphesiz Altın Orda’nın işine birçok açıdan yaramamaktaydı. En başta Altın Orda hanları, bu toprakları kendi kontrolleri altına almak istiyorlardı. Yine Litvanya knezlerinin Batı Rus topraklarında yayılmaları Ruslarla Litvanyalıların Altın Orda’ya karşı ittifak kurma ihtimalini de beraberinde getiriyordu. Ayrıca Litvanya’nın Batı Rus knezliklerini ele geçirmesi, Karadeniz bölgesine ve buradan geçen ticarî yollara hâkim olması anlamına da geliyordu. Bundan dolayı, 1259 yılında Berke Han, Batı Rus ve Litvanya knezlikleriyle de yakından ilgilenmeye karar vermiştir. Berke Han, Burunday isimli komutanını büyük bir ordunun başında Litvanya üzerine sefere gönderdi ve Rus askerlerinin de bu sefere katılmalarını emretti. 1259 ve 1260 yıllarında düzenlenen seferler sonucunda Litvanya birlikleri mağlup edilmiş, Podolye, Galiç ve Volıny gibi Batı Rus knezlikleri de aynen Doğu Rus knezlikleri gibi Altın Orda hâkimiyeti altına girmiştir. 865 Her ne kadar böylece Batı Rus knezlikleri, Altın Orda’nın hâkimiyetine girse de, Litvanya tehlikesi artık gerek Batı Rusya gerekse de Doğu Rusya için azalmıştır.
unutmamış ve bölgeyi kontrol altında tutmaya çalışmışlardır. Nitekim 1285-86 yıllarında Galiç ve Volıny gibi Batı Rus knezliklerine seferler düzenlenmiş, birçok yer tahrip edilmiştir. 866
Gerek Altın Orda hanlarının Batı Rus bölgelerine devamlı seferler düzenleyerek bu bölgelerin kendi kontrolleri altında olduğunu göstermeleri, gerekse de XIII. yüzyılın ikinci yarısında Litvanya’da taht mücadelelerin cereyan etmesi, Altın Orda ve Rus knezlikleri için Litvanya tehlikesini uzaklaştırmıştır. Ancak daha 1316 yılında Litvanya tahtına çıkan Gedimin kısa süre içinde ülke içinde birliği sağladığı gibi, 1341 yılına kadar hüküm sürdüğü dönemde de Litvanya’yı Doğu Avrupa’nın en güçlü ülkelerinden biri haline getirmeyi başardı. Gedimin’in de kendinden önceki knezlerin gibi en önemli amaçlarından biri, hâkimiyetini Batı Rus topraklarında yaymaktı. Ancak, Gedimin’in kendinden önceki knezlerden farkı, bu amacına ulaşmak içn başvurduğu yollar idi. Gedimin, savaş yerine diplomasi ve Rus
865
PSRL, XI, İpatyevskaya Letopisy, s. 560-561. 866
PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 238-239. 213
knezlerinin kızları ile hanedan evlilikleri yapmayı tercih etti. Böylece Gedimin, gerek Altın Orda hanlarını kızdırmadı, gerekse de Ruslarla akrabalık bağları kurarak Rus topraklarına daha rahat bir şekilde karışma fırsatı elde etmiş oldu. Nitekim 1323 yılında Galits Knezi II. Yuriy, Gedimin’in kızıyla evlendi. Ayrıca II. Yuriy kendi kızını da Gedimin’in oğlu Lübort ile evlendirdi. 867
Bu evlilikler hiç şüphesiz Litvanya Knezi’nin işine yaradı. Litvanya Knezi’nin bu politikası Özbek Han’ın gözünden kaçmadı ve 1336’da Litvanya’nın sınır toprakları, 1337’de de Polonya’daki Lüblin şehri, Altın Orda birlikleri tarafından yağmalandı. 868 1330’lı yıllarda ise Smolensk şehri, Litvanya Knezi Gedimin’in hâkimiyetini kabul ettiğini ilan edip Özbek Han’a karşı ayaklanınca, 1339’da Özbek Han Smolensk üzerine Doğu Rusya’daki vassal knezleri gönderdi, ancak kroniklere göre şehri kuşatan birlikler şehri ele geçiremediler 869
1340 yılında ise Batı Rus knezliklerindeki durum daha karmaşık bir hale geldi. Galiç Knezi II. Yuriy ölünce, Leh ve Macar kralları kendi aralarında anlaşmaya giderek, Galiç üzerinde hak iddiasında bulundular. Nitekim Leh Kralı Kazimir Galiç’e gitti, ancak Galiç halkı Yuriy’in damadı olan Gedimin’in oğlu Lübort’ı knez tahtına çıkarttı. Lübort, Özbek Han’a itaatini bildirdiği için, Özbek Han onun knezliğine karşı çıkmadı, hatta Batı Rusya’yı Leh ve Macarlardan korumak için yanına bir askerî birlik gönderdi. 870 Her ne kadar Lübort, Litvanya Knezi’nin oğlu olsa da, Özbek Han onu Batı Rus toprakları için bir tehdit olarak algılamadı, hatta tam tersine kontrolü altındaki bir Litvanya knezinin Batı Rusya’daki Galiç ve Volıny’da knez olması, onun işine yaradı. Nitekim artık Litvanya en azından askerî alanda bu bölgeye saldırmazken, diğer taraftan da Lübort ve Litvanyalılar Batı Rus topraklarını Leh ve Macarlardan korumuşlardır.
Ancak Litvanya, hiçbir zaman Rus knezliklerini kendi etrafında birleştirme hayalinden vazgeçmemiştir. Nitekin özellikle Özbek Han döneminde Moskova’nın güçlenmesi ve diğer Rus knezlikleri sayesinde topraklarını genişletmesi, Litvanya
867 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 209. 868 B. Spuler, Die Goldene Horde. Die Mongolen in Rusland 1223-1502, s. 91, 97. 869 PSRL, IX, Tipografskaya Letopisy, s. 153. 870 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 210. 214
Knezi’nin de gözünden kaçmamıştır. 1349 yılında Gedimin’in oğlu Litvanya Knezi Olgerd kardeşi Koriat’ı Canibek Han’ın yanına göndererek, Moskova’nın güçlendiğini ve Altın Orda ile Litvanya için artık tehlike arz etmeye başlayacağını bildirmiş, hatta Moskova’ya karşı hana ittifak teklifinde bulunmuştur. Moskova Knezi Semön, bundan haberdar olur olmaz Saray’a gitmiş ve hana olan itaatini bir kez daha bizzat bildirmiştir. Semön’un bu davranışından memnun kalan Canibek Han, Litvanya’nın ittifak teklifini reddettiği gibi, Koriat’ı da tutuklayarak Semön’a teslim etmiştir. Ancak Olgerd’in bizzat Semönla irtibata geçmesi ve hediyeler sunması neticesinde Koriat serbest bırakılmıştır. 871
Olgerd, dikkatlerini Doğu Rus topraklarına çevirirken, Leh Kralı Kazimir 1349’da Galıç ve Volın’e karşı yeni sefer düzenledi. Olgerd ne kadar Altın Orda’nın desteğini arkasına alsa da, 1352’de Galiç, Kazimir’in idaresine geçti. 872 Canibek Han’ın Kazimir’e karşı koyma konusunda fazla gayret etmemesi ve bütün dikkatlerini İlhanlılara karşı verdiği mücadeleye yoğunlaştırması, Batı Rus topraklarının Altın Orda’nın kontrolünden çıkmasına ve Rus topraklarının Moskova ve Litvanya arasında paylaşılmasına neden olmuştur.
III.3.3. Rus Topraklarının Moskova ve Litvanya Arasında Paylaşılması Moskova Knezliği ile Litvanya her geçen gün güçlenirken, Canibek Han’ın 1359 yılında ölümüyle Altın Orda fetret devrine girmiştir. Moskova ve özellikle de Litvanya knezlikleri bu fırsattan yararlanmaktan çekinmemişlerdir. Her ne kadar Rus knezlikleri Altın Orda boyunduruğundan kurtulamamış olsalar da artık Doğu Rus toprakları Moskova’nın, Batı Rus toprakları da Litvanya’nın kontrolü altındaydı. Nitekim, Altın Orda’da fetret döneminin başlamasıyla Knez Olgerd, askerî alanda Altın Orda birliklerine karşı başarılar elde etmiş ve Kiyev ile Podolysk’u kontrolü altına almıştır. 873 Her ne kadar Olgerd’in oğlu Vladimir, daha sonra hana itaatini bildirmek ve vergi ödemeye kabul etmek zorunda kalsa da, artık Batı Rusya’nın
871 PSRL, IX, Tipografskaya Letopisy, s. 156. 872 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 213. 873 B. Spuler, Die Goldene Horde. Die Mongolen in Rusland 1223-1502, s. 116-117; J. Pelenski, “The Contest Between Lıthuania-Rus’ and the Golden Horde in the Fourteenth Century for Supermacy Over Eastern Europe”, Archivum Eurasiae Medii Aevi, S. 2 (1982), s. 308. 215
büyük bir bölümü Altın Orda’nın kontrolünden Litvanya ve Lehlerin kontrolüne geçmiştir. Doğu Rus knezlikleri ise daha yaklaşık bir asır boyunca Altın Orda’nın idaresi altında kalmıştır. Böylece Doğu ve Batı Rusya’nın tarihî gelişimleri farklı yönde olmuştur.
Coğrafî ve siyasî bölünme hiç şüphesiz sosyal ve kültürel değişimlere de yol açmış ve en önemlisi de tek Rus halkının Rus, Ukrayna ve Beyaz Rus halklarına ayrılmalarına neden olmuştur. Her ne kadar daha uzun süre bu üç halk kendisini Rus olarak nitelendirmeye devam etse de, günümüzde üç ayrı devleti oluşturan bu üç halk arasında kültür, gelenek, dil ve diğer alanlardaki farkların tohumları bu dönemde atılmıştır. Batı Rus topraklarına hâkim olan Litvanya’nın 1385’de Lehistan ile birleşmesinden 874 sonra ise bu farklılıklar daha da artmıştır. III.3.4. Moskova-Litvanya Mücadelesinin Devamı
Her ne kadar Litvanya Knezliği, Batı Rusya’ya hâkim olsa da, Litvanya knezlerinin bununla yetinme gibi niyetleri yoktu ve artık dikkatlerini Moskova etrafında birleşmeye başlayan Doğu Rus knezliklerine çevirmişlerdi. Nitekim, Knez Olgerd’in Canibek Han’ın yanına elçi göndermesi ve Moskova’ya karşı Altın Orda- Litvanya ittifakının kurulmasını teklif etmesi de bu husus ile izah edilmektedir. Ancak Litvanya çok geçmeden kendisi için başka bir müttefik bulmuştur. Moskova’nın hamisi Altın Orda’nın fetret devrine girmesini fırsat bilen Olgerd, Moskova’nın amansız düşmanı Tver Knezi’ne Moskova’ya karşı birlikte hareket etmeyi teklif etmiştir. Nitekim Kasım 1368’de birleşik Litvanya-Tver birlikleri Moskova Kremlini’ni kuşattı. Bu kuşatma da aynen 1370 ve 1372 yıllarındaki kuşatmalar gibi bir netice vermese de Moskova’nın düşmanı birçok yeri tahrip etmiştir. 875
Bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta ise, Litvanya’nın Altın Orda’daki fetret döneminden faydalanarak hiç vakit kaybetmeden belirli aralıklarla Moskova
874
Litvanya ve Batı Rus topraklarının Lehistan ile birleşmesi hakkında daha geniş bilgi için bkz. İ. İ. Lappo, Zapadnaya Rusy i Eyo Soyedineniye s Polyşey, Prag 1924. 875 PSRL, XII, Lavrentyevskaya Letopisy, s. 505-506; J. Pelenski, “The Contest Between Lıthuania- Rus’ and the Golden Horde in the Fourteenth Century for Supermacy Over Eastern Europe”, s. 305. 216
üzerine saldırmasıdır. Bu husus ise bir kez daha Altın Orda’nın Rus knezliklerinin Litvanya etrafında değil de Moskova etrafında birleşmelerinde oynadığı rolü göstermektedir.
Toktamış Han’ın Altın Orda Devleti’ndeki fetret dönemine son vermesi, Rusları mağlup ederek Kulikovskaya Muharebesi’nin rövanşını alması ve ülkeyi tekrar eski gücüne kavuşturması, kısa vadede Rusların aleyhine olsa da, uzun vadede Moskova Knezliği’nin işine yaramıştır. Zira bütün Rus knezlikleri gibi, Litvanya Knezliği de Altın Orda’ya olan vassallığını bildirmek zorunda kalmıştır. 876 Diğer
taraftan Litvanyalıların Moskova üzerine seferleri kesildiği gibi, ki bunlar devam ettiği halde Litvanyalıların başarılı olma ihtimalleri de vardı, Toktamış, Büyük Knezlik için yarlığı Moskova Knezi’ne vermiştir. Yani Moskova, Toktamış zamanında dahi eski gücünü korumuştur. Ancak Toktamış’ın Timur’a yenilmesi, durumu bir kez daha değiştirmiştir.
Timur’un çekilmesinden sonra Toktamış Han, Cuci Ulusun’da hâkimiyeti tekrar ele geçirmek için Emîr Edigey’in yardımıyla hanlığını ilân eden Timur Kutluğ’a karşı Litvanya Knezi Vitovt ile bir anlaşma imzaladı. Antlaşmaya göre, şayet Toktamış Han Saray’da yeniden tahta çıkarsa, Knez Vitovt’a Moskova Knezliği’ni verecekti. Fakat Ağustos 1399 yılında Vorskla Nehri kıyısında Vitovt ile Toktamış’ın birleşik ordusu Timur Kutluğ Han’ın meşhur emiri Edigey tarafından bozguna uğratıldı ve böylece Toktamış ile Vitovt’un planı suya düştü. 877
Bu mağlubiyetten sonra Litvanya daha uzun süre boyunca kendine gelememiş ve doğuya doğru yayılmasını devam ettirememiştir. Böylece bu sefer Moskova için tehlike, eski Altın Orda hanı ile Litvanya knezinden gelse de Altın Orda emiri, bu tehlikeyi uzaklaştırmayı başarmış ve Moskova’nın daha fazla güçlenmesine katkıda bulunmuştur. Bu tarihten sonra da Moskova Knezliği ile Litvanya arasında mücadele devam etmiştir. Ancak Moskova artık Altın Orda’nın yardımı olmaksızın da
876 A. Melek Özyetgin, Altın Ordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, TDK Yayınları, Ankara 1996, s. 135. 877
PSRL, VI, Tverskaya Letopisy, s. 445; PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 104-105; J. Pelenski, “The Contest Between Lıthuania-Rus’ and the Golden Horde in the Fourteenth Century for Supermacy Over Eastern Europe”, s. 312.
217
Litvanya’nın saldırılarına karşı koyabiliyor ve toprak bütünlüğünü koruyabiliyordu. Altın Orda’nın Moskova’yı desteklemesi, Moskova’yı sadece diğer knezliklere karşı avantajlı konuma getirmekle kalmadı, Rus knezliklerinin Litvanya etrafında değil de Moskova etrafında birleşmelerini de sağladı. Yine özellikle Litvanya’nın Lehlerle birleşmelerinden sonraki süreçte Altın Orda’nın desteği, Ortodoks ve Slavcılık gibi iki önemli temele dayanan Rus knezliklerini Katolik ve Batı kültür ve geleneklerinden de korumuştur. Litvanya’nın idaresi altına geçen Batı Rus knezlikleri için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Nitekim günümüzde Ukrayna ve Beyaz Rusya’nın kapladığı coğrafyada yer alan knezlikler zamanında gerek kültürel gerekse de dinî asimilasyona uğramış ve bunun neticesinde de Ruslarla Ukraynalı ve Beyaz Ruslar arasında belirgin farklar ortaya çıkmıştır.
III.4. Rus Kilisesinin Güçlenmesinde Altın Orda’nın Rolü
1223
yılında Kalka Muharebesi’nde bozguna uğratılan Ruslar, Moğol İstilâsını “kıyametin belirtisi” olarak nitelendirdiler. 878 İstilânın sebeplerini Ruslar, Rus halkının günahları ve Tanrı’nın cezası olarak gördüler. 879
Ortodoks inancına göre Tanrı, korku ve cezaları insanları kötülükten arındırmak için kullanmaktadır. Bu tür arındırmalar ise dine daha fazla önem verilmesini sağlamaktadır. Bu konuda en açıklayıcı bilgileri dönemi edebî kaynakları vermektedirler. Örneğin XIII. Yüzyılın başlarında kaleme alınan Slovo o Pogibeli Russkoy Zemli (Rus Topraklarının
adlı eserde Moğol istilâsı öncesi Rusların büyük topraklara yayıldıkları belirtilmekte ve askerî başarılar kazanmanın sebebi olarak Tanrı’nın yardımı gösterilmektedir. Zira Rus knezleri seferlerinde sadece askerî
878
Aslında sadece Ruslar değil, Ermeni ve Gürcüler de Moğol istilâsını Tanrı’nın cezası olarak algıladılar. Bkz. “İz Pamyatnoy Zapisi, Sdelannoy ne Yevangeliyi v Gorode Harberte”, A. G. Galstyan, a.g.e., s. 44. Türkçe tercümesi için bkz. “Harput Şehrindeki İncil’de Yazılan Hatıra Notundan Alıntı”, A. G. Galstyan, Ermeni Kaynaklarına Göre Moğollar, çev. İ. Kamalov, Yeditepe Yayınları, İstanbul 2005, s. 85. 879
PSRL, II, Voskresenskaya Letopisy, s. 177; PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 98. 880
Takriben 1238 yılında Kiyev’de kaleme alındığı düşünülen bu eserden ancak iki paragraf günümüze kadar ulaşmıştır. Bkz. “Slovo o Pogibeli Russkoy Zemli”, Slovo o Polku İgoreve, ed. D. S. Lihaçev-L. A. Dmitriyev-O. V. Tvorogov, Leningrad 1967, s. 360-362.
218
üstünlüklerini sağlamakla kalmamış, Hristiyanlık dinîni de yaymışlardır. Ancak daha sonra “Rus knezleri bu yoldan saptıkları için Tanrı, onları cezalandırmak istemiş ve Rus topraklarına Moğolları göndermiştir.” 881
Dönemin kroniklerinde Rusya’nın kurtuluşu aşağıdaki hususların yerine getirildiği takdirde mümkün olacağı kaydedilmiştir: toprak bütünlüğü, ekonomik gelişme, otoriter ve dürüst hâkimiyet, otoriter kilise. 882
Böylece Ruslar, Hristiyanlık öğretilerinin yeniden canlanmasını halkın tek çatı altında toplanmasının temeli olarak görmüştür. Moğol boyunduruluğundan kurtulmanın tek yolu artık Hristiyanlığın öngördüğü yola dönmekten geçmekteydi. İlk kez bu konuda propaganda yürütmeye başlayanlar arasında Kiyevo-Peçerskiy Manastırı’nın rahibi Serapion yer almıştır. Serapion’u diğer Hristiyan din adamları da takip etmiştir. 883
Serapion, Rus halkının en büyük günahının insanların kurban edilişi, sihir ve falcılığın yaygın olması, yani pagan geleneklerinin devam etmesi olduğunu dile getirmiştir. Serapion da Moğol istilâsının Tanrı’nın cezası olduğu ve bu istilânın gerçekten de Rusya’nın doğru yola basmasında önemli rol oynayacağı, halkın millî şuurunun arttıracağını belirtmiştir. 884 Böylece Rus halkının şuurunda Hristiyanlığın birleştirici ve belirleyici bir husus olarak kalmasında Moğol istilâsının önemli rol oynadığını söylemek gerekmektedir. XIII-XIV. yüzyıllarda Ortodoksluk, millî ideolojinin temeli haline gelmiş ve bütün toplumsal ideallerin oluşmasında belirleyici rol oynamıştır. Artık, dinîn korunması, ruhen ve siyasî olarak da bağımsızlığın kazanılması anlamına geliyordu. Dolayısıyla Ortodoksluk millî bağımsızlık fikirleriyle aynı satırlarda yer almaya başlamış, Rus ve Ortodoks kelimeler de eşanlamlı hale gelmiştir.
III.4.2. Yeni Rus “Azizleri” ve Altın Orda’ya Karşı Gizli Mücadele
881 Bu konu için bkz. “Slovo o Pogibeli Russkoy Zemli”, Slovo o Polku İgoreve, s. 360-362. 882 S. Perevezentsev, Smısl Russkoy İstoriyi, Veçe Yayınları, Moskova 2004, s. 161. 883 S. Perevezentsev, Smısl Russkoy İstoriyi, s. 162-163. 884 S. Perevezentsev, Smısl Russkoy İstoriyi, s. 163. 219
Askerî alanda Rus knezleri zaman zaman Altın Orda’ya karşı mücadeleye yeltenseler de Rus knezlerinin kendi aralarında mücadeleleri ve Altın Orda hanlarına karşı küçük bir sefer neticesinde dahi tekrar boyun eğmeleri, halk arasında bir taraftan knezlere karşı olan güveni sarsarken, diğer taraftan da Rus halkını gelecekleri konusunda umutsuzlandırmıştır. Ancak Rus din görevlileri, bir taraftan Moğol istilâsının Tanrı’nın cezası olduğunu ileri sürmüş, diğer taraftan da özellikle Moğollara karşı mücadelede hayatını kaybeden Rus knezlerini veya ileri gelen devlet adamlarını kahraman ilan ederek ve onları kutsalların safına dahil ederek halkı şuurlandırmış ve düşmana karşı gizli bir propaganda yürütmüşlerdir.
insanların hayatı ön plana çıkmıştır. Moğol han ve askerlerinin kılıcından ölen Rus knezleri, böylece edebî eserlere konu olmuşlardır. Knez Yuriy Vsevolodoviç, Knez Vasil Konstantinoviç, Knez Mihail Vsevolodoviç bunların başında gelmektedir. 885
Diğer taraftan din için mücadele verenlerin hayatlarının kahramanlaştırılmasının yanı sıra, kurtarıcı knezler de halk ve kilisenin şuurunda önemli yer almıştır. Povesty o
887
adlı ritorik eserler bu bağlamda iyi birer örnek teşkil etmektedirler. Din adamları propaganda aracı olarak söz konusu insanların hayatlarını kullanmıştır. Böylece Kilise, halkın
885 S. Perevezentsev, Smısl Russkoy İstoriyi, s. 164-167. 886 Aleksandr Nevskiy’in hayatı ve başarılarını konu alan bu eser, Aleksandr Nevskiy’in knez olmasını, Altın Orda hanlarına karşı izlediği politikaları, Alman ve İşveçlilere karşı elde ettiği zaferleri konu almaktadır. XIII. yüzyılda kaleme alınan bu eserde Aleksandr Nevskiy, kutsal ve kahraman olarak tasvir edilmektedir. Eserin yazarı bilinmemekle birlikte Aleksnadr Nevskiy’in oğlu Dmitriy ve mitropolit Kiril’in isteği üzerine manastırdaki görevli tarafından yazıldığı tahmin edilmektedir. Bkz. Povesty o Jitiyi i o Hrabrosti Blagovernoğo i Velikoğo Knyazya Aleksandra, Yayına haz. V. İ. Ohotnikova, Pamyatniki Literaturı Drevney Rusi XIII Vek, Moskova 1981, s. 426- 439. 887
Bu eser, Dmitriy Donskoy’un hayatını ve Kulikovskaya Muharebesi’nde elde ettiği galibiyeti konu almaktadır. 1390’larda kaleme alınan eser, Kulikovo Muzafferi Dmitriy’i bir kahraman olarak göstermekte ve Moskova Rusyası’nın hükümdarları arasında ayrı bir yere sahip olduğunun altını çizmektedir. Eserin yazarı bilinmemektedir. Bkz. Slovo o Jitiyi i o Prestavleniyi Velikoğo Knyazya Dmitriya İvanoviça, Çarya Russkoğo,
Russkoy Literaturı, V, ed. V. P. Adrianova-Perets, Moskova-Leningrad 1947, s. 73-96.
220
moralini artırmış ve düşmana karşı mücadeleyi devam ettirmeleri konusunda gizlice örgütlemiştir.
Download 3.07 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling