T. C. MİMar sinan güzel sanatlar üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih anabiLİm dali ortaçAĞ tariHİ programi


IV. 2.7. Rus Devlet Sembolleri Üzerindeki Altın Orda  Etkisi


Download 3.07 Mb.
Pdf ko'rish
bet28/39
Sana17.02.2017
Hajmi3.07 Mb.
#666
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   39

IV. 2.7. Rus Devlet Sembolleri Üzerindeki Altın Orda  Etkisi 

 

IV.2.7.1. Rus Devlet Arması  

 

 Moğol istilâsı öncesinde merkezî bir Rus devleti olmadığından dolayı, bu 



dönemde Rusların devlet sembollerine sahip olduğunu da söylemek mümkün 

değildir. Nitekim günümüze kadar Altın Orda öncesine ait hiçbir Rus devlet 

armasının ulaşmaması da bunu göstermektedir. Para basımının yeniden Altın Orda 

döneminde başladığını ve günümüze ulaşan Rus knez ve çarlarının en eski taçlarının 

da Altın Orda hanlarından kalan taçlar olduğunu göz önünde bulundurursak, devlet 

armasının da ancak Moskova Knezliği’nin diğer Rus knezliklerini kendi etrafında 

birleştirmesinden sonra ortaya çıktığını tahmin etmek mümkündür. Dolayısıyla bu 

konuda da Altın Orda etkisinden bahsetmek gerekmektedir.  

 

 

IV.2.7.1.a. Devlet Armasındaki Süvari 



 

 Rus 


devlet 

arması, Çarlık Rusyası’nın kuruluşundan yıkılışına kadar birçok 

kez değişmiştir. Ancak genel olarak Rus armasının merkezinde iki başlı kartal, 

kartalın göğüsünde ise atın üzerinde bir asker yer almaktadır. Kartalın her iki başının 

üstünde de birer taç tasvir edilmiştir ki, bu iki taç üçüncü bir taç ile birleştirilmiştir. 

Kartalın kendisi de Mihail ve Gavriil adlı iki azizin tuttuğu kalkan üzerinde yer 

almaktadır. Son derece karışık bu tasvirin etrafı da ayrıca farklı bölgelerin yerel 

armalarıyla süslenmiştir.

956

 Söz konusu Rus devlet armasındaki figürlerin sembolleri 



ile ilgili Altın Orda ve Türk etkisini de  tespit etmek mümkündür.  

 

 



Her ne kadar Moğol istilâsı öncesinde Rusların devlet armasına sahip 

olmadıkları düşünülse de, özellikle Rus knezlerinin mühürlerinde süvari tasvir 

edilmiştir. Dolayısıyla devlet armasındaki at üzerindeki askeri de Kiyev Rusya’sı 

                                                 

956

  A.  L.  Horoşkeviç,  Simvolı Russkoy Gosudarstvennosi,  İzdatelystvo Moskovskoğo Universiteta, 



Moskova 1993, s. 5-6.  

 

241


“kökenli” olarak kabul etmek mümkündür. Ancak zamanla bu mühürlerdeki asker 

tasvirinin niteliği  değişmiştir. Bu asker, aynı zamanda kutsal bir kişilik kazanmış ve 

dinî figürlerle donatılmıştır.

957


 Özellikle Aleksandr Nevskiy ve Dmitriy Donskoy’un 

mühürlerindeki askerlerin “kutsal” olarak nitelendirilmesi ilgi çekicidir. İşte buradaki 

değişikliği Altın Orda faktörüyle izah etmek mümkündür. Daha sonra devlet 

armasında yer alacak mühürdeki askerler, hiç şüphesiz Rus knezlerinin kendilerini 

temsil etmektedir. Dolayısıyla mühürlerde tasvir edilen Aleksandr Nevskiy ile 

Dmitriy Donskoy’un aynı zamanda birer aziz olarak tasvir edilmeleri de onların Altın 

Orda’ya karşı izledikleri siyaset ve elde ettikleri başarılarından dolayı aziz 

mertebesine çıkartılmalarıyla izah edilmektedir. Nitekim Aleksandr Nevskiy, izlediği 

siyaset ve Moğollarla yaptığı  işbirliği sayesinde bir taraftan Batı’dan gelen 

tehlikelere son vermiş, diğer taraftan da Moğolların Rus topraklarına yapacakları 

seferleri engellemiştir.

958


 Dmitriy Donskoy ise Kulikovskaya Muharebesi’nde Altın 

Orda emirini mağlup ederek Altın Orda’nın da yenilebileceğini göstermiş ve Rus 

knezlerinin Moskova etrafında birleşmesinde önemli rol oynamıştır.

959


  Kilise 

mensupları Altın Orda ile mücadelede büyük başarı elde eden veya bu süreçte ölen 

Rus knezlerini ve diğer ileri gelen adamları, aziz mertebesine çıkartarak Rus halkını 

bilinçlendirmeye  çalışmışlardır. Böylece mühürdeki süvarinin niteliğinin değişmesi 

bu konuyla açıklanmaktadır. Bu bağlamda doğrudan bir Altın Orda etkisinden söz 

etmek mümkün olmasa da,  Altın Orda faktörü mühür ve daha sonra devlet 

armasındaki süvarinin değişim sürecinde önemli rol oynamıştır. 

 

 

IV.2.7.1.b. Devlet Armasındaki Çift Başlı Kartal 

 

 Rus 


devlet 

armasının merkezinde yer alan çift başlı kartal, insanlık tarihinin 

en eski sembollerinden biri olup aslında iktidar, güç, bilgeliği temsil etmektedir. 

Bununla birlikte çift başlı kartalın kökeninin Doğu ülkeleri olduğu bilinmektedir.

960

 

Haçlı askerleri Doğu’ya yaptıkları seferlerde çok sayıda  eşya ele geçirmişlerdir. Bu 



                                                 

957


 A. L. Horoşkeviç, Simvolı Russkoy Gosudarstvennosi, s. 15-20.  

958


 Bu konu için bkz. I.3.2. 

959


 Bu konu için bkz. III.2.7.  

960


 A. L. Horoşkeviç, Simvolı Russkoy Gosudarstvennosi, s. 21.  

 

242


eşyalar arasında çift başlıklı kartal tasvirlerinin yer aldığı kumaşlar da vardı. 

Avrupalı hükümdarlar bu sembolün anlamını çok kısa sürede algılayarak kendi 

otoritelerini de artırmak amacıyla mühürlerinde kullanmaya başladılar.

961


 Bizans  

İmparatorluğu’nda çift başlıklı kartal gerek dünyevî, gerekse de dinî hâkimiyetin 

sembolü olsa da, hiçbir zaman devlet armalarında yer almamıştır.  

 

 



Ruslar ise devlet sembolü olarak çift başlıklı kartalı ilk kez 1497 yılında 

kullanmaya başladılar. 1497 yılında Rus Knezi III. İvan’ın mühüründe çift başlıklı 

kartal yer almıştır.

962


 Rusların bu sembolü kimden aldıkları konusunda ise ortak bir 

karara varılmış değildir. Rus tarihçisi Karamzin, bu sembolün Bizans İmparatoru’nun 

kızı Sofya’nın III. İvan ile evlenmesinden sonra Rusya tarafından benimsendiğini, 

Sofya’nın birçok şeyi Rusya’ya kazandırdığını, Sofya’nın Rusların Altın Orda 

boyunduruğundan kurtulmalarında da önemli rol oynadığını yazmaktadır.

963


 Ancak 

Karamzin, Sofya’nın Ahmet Han’ın Moskova’ya yaklaştığı dönemde şehri terk 

ettiğini ve Beloozero’ya kaçtığı gerçeğini görmemezlikten gelmektedir.

964


 Diğer 

taraftan eğer söz konusu sembol Sofya ile birlikte Rusya’ya girdiyse, Sofya’nın Rus 

topraklarına basmasından ancak yaklaşık yarım asır sonra sembolün Ruslar 

tarafından kullanmaya başlamalarının açıklaması da zordur. Bir diğer Rus tarihçisi 

Horoşkeviç ise Rusların bu sembolü, Roma İmparatorluğu’ndan aldıklarını 

yazmaktadır.

965

 Ancak, Rusların gerek topraklarında gerekse de dinlerinde gözü olan 



bu düşmanlarıyla aynı sembollere sahip olmak isteyerek bu sembolü onlardan 

aldıklarına dair hiçbir işaret yoktur.  Bununla birlikte Rusların çift başlıklı kartalı 

Altın Orda’dan almış olabileceklerine dair bazı ipuçları bulmak mümkündür.  

 

 Daha 



önce 

belirttiğimiz gibi, Ruslar çift başlıklı kartalı ilk kez devlet arması 

olarak 1497 yılında kullanmaya başladılar. Bu tarihte artık Ruslar Altın Orda’nın 

boyunduruğundan kurtulmuş ve Moskova Rusya’sı tam anlamıyla bir devlet olma 

yolunda büyük adımlar atmıştır. Rus knezleri, etki alanlarını artırmak için kendilerini 

                                                 

961

 A. L. Horoşkeviç, Simvolı Russkoy Gosudarstvennosi, s. 21.  



962

 G. Alef, “The Adoption of the Muscovite Two-Headed Eagle: A Discordant View”, Speculum, S. 

XLI, Cambridge 1966, s. 1.  

963


 N. M. Karamzin, İstoriya Gosudarstva Rossiyskoğo, VI, s. 687, 695.  

964


 PSRL, IX, Tipografskaya Letopisy, s. 256.  

965


 A. L. Horoşkeviç, Simvolı Russkoy Gosudarstvennosi, s. 25-27.  

 

243


Altın Orda’nın asıl mirasçısı olarak göstermek istemiş ve Altın Orda hanlarının 

yetkilerinin yanı  sıra unvan ve sembollerini de kullanmaya başlamışlardır. Çift 

başlıklı kartalın da bu şekilde benimsendiğini tahmin etmek mümkündür. 

 

Görüşümüzü güçlendirecek bir başka husus ise Rus topraklarında çift başlıklı 



kartalın ilk kez Altın Orda sikkelerinde kullanılmış olmasıdır. Nitekim Saray’da 

Canibek Han adına basılan paralarda çift başlı kartallar tasvir edilmiştir.

966

 

Dolayısıyla çift başlı kartalın Altın Orda’dan benimsenme ihtimalinin daha yüksek 



olduğunu söylemek mümkündür.  

 

 



IV. 2.7.1.c. Devlet Armasındaki “Yerel” Semboller 

 

 XIX. 


yüzyılın ortalarına kadar Rus devlet armasında Çar’ın farklı 

bölgelerdeki konumu ve bu bölgelerin Çarlık Rusya’sındaki konumunu sembolize 

eden “yerel” nitelendirilebilecek semboller de yer alıyordu. Nitekim Rus devlet 

armasında çift başlıklı kartalın kenarlarında çember şeklinde Rusların ele geçirdiği 

bölgelerin sembolleri de yer almıştır. Ruslar, Altın Orda’nın mirasçıları olan Kazan, 

Astrahan ve Sibirya hanlıklarını ele geçirdikten sonra  bu hanlıkların sembollerini de 

kendi armalarına dahil etmişlerdir. Kazan Hanlığı’nı temsil eden kanatlı ejderha, 

Astrahan Hanlığı’nın sembolü taçlı kurt (daha sonra taç ve kılıç) ve Sibirya 

Hanlığı’nın sembolü olan aşağı doğru yöneltilen ok (daha sonra iki samur) da Rus 

devlet armasında yerlerini almışlardır.

967

 Rus yayılmacılığı bu hanlıklarla başladığı 



için, söz konusu Türk hanlıkların sembolleri de Rus devlet armasına dahil edilen ilk 

sembollerden olmuş ve armanın merkezinde yer almışlardır. İdil Bulgar Devleti’nin 

sembolü olan parsın  bile Rus devlet armasına dahil edilmesi aslında ilginçtir. Zira, 

İdil Bulgar Devleti’nin özerkliğine daha Altın Orda zamanında son verilmiş, Altın 

Orda’nın yıkılmasından sonra ise İdil Bulgar Devleti’nin toprakları Kazan Hanlığı 

içerisinde yer almıştır. Ancak buna rağmen Ruslar parsı kendi devlet armalarına 

                                                 

966


 Çift başlı kartal tasvirli paralar Canibek Han’dan sonra da basılmış, ancak hiçbirinde tarih 

gösterilmemiştir. Bkz. N. M. Şelydi,  Bulgaro-Tatarskiye Monetı XIII-XV Vekov, Titul Yayınları, 

Kazan 2002, s. 69, 70; A. G. Muhamadiyev, Bulgaro-Tatarskaya Monetnaya Sistema XII-XV Vekov

İzdatelystvo Nauka, Moskova 1983, s. 79.  

967

 A. L. Horoşkeviç, Simvolı Russkoy Gosudarstvennosi, s. 63-65.   



 

244


dahil etmiş ve böylece bütün toprakların hâkiminin kendileri olduğunu 

göstermişlerdir. Yine Rus armasında Altın Orda’dan Ruslara kalan Monomah 

Şapkası ile Kazan Hanlığı’nın tacı olan Kazan Şapkası da tasvir edilmiştir.  

 

 



IV.2.7.1.d. Devlet Armasındaki Hükümdarlık Asası 

 

 Hükümdarlık asası Rusya’da hükümdarlık sembolü olarak ancak XVI. 

yüzyılda kullanılmaya başlandı. Bu tarihten önce knezler aynı amaçla kılıç ve baston 

kullanmışlardır. Asayı ise Ruslar Kazan Hanlığı’nı ele geçirdikten sonra kullanmaya 

başladılar.

968


 IV. İvan’ın daha 1547 yılından itibaren kullandığı “çar” unvanı, 

Kazan’ın ele geçirilmesiyle daha fazla resmîyet kazandı. Zira çar olarak 

adlandırdıkları Altın Orda hanlarının asıl mirasçısı Kazan hanlarıydı. Kazan ele 

geçirildikten sonra Ruslar, artık Altın Orda’nın tek mirasçısı haline gelmiştir. Rus 

knezi, sadece Altın Orda’nın toprakları değil, onun unvan ve bütün sembollerini de 

ele geçirmiştir. Rus knezinin eskiden beri hükümdarlık alameti olan asayı da 

kullanmaya başlaması, onu dönemin diğer ülkelerin hükümdarlarıyla aynı dereceye 

yükseltecekti. Böylece gerek asa alametinin Rusya’da kullanmaya başlanması 

gerekse de asa tasvirinin Rus armasına dahil edilmesi dolaysız da olsa Altın Orda ve 

varislerinin etkisiyle mümkün olmuştur. Böylece Altın Orda ve Kazan hanlarının 

taçlarının, Kazan ve diğer hanlıklarının sembollerinin yanı sıra Altın Orda’dan kalan 

asanın da Rus devlet armasında yer alması, bu armayı içerik bakımından Türk 

unsurlarının ağır bastığı bir arma haline getirmiştir.   

IV. 3. Soylu Sınıfın Durumu 

 

IV.3.1. Boyarlar 

 

 

Gerek Kiyev Rusyası’nda gerekse de Altın Orda dönemi ve sonrasında Rus 



topraklarında knezden sonra ülkedeki en yetkili sınıf, boyarlardı. Türkçe bir lâkap 

                                                 

968

 A. L. Horoşkeviç, Simvolı Russkoy Gosudarstvennosi, s. 74-75.  



 

245


olan “boyar”

969


 adı, asil ailelerden gelen büyük toprak sahiplerine verilirdi.

970


 

Bununla birlikte Altın Orda hâkimiyeti boyarların durumunda da değişikliklere yol 

açtı.  

 

 Moğol istilâsı öncesinde boyarlar kneze muhalefet etme şansına sahipken, 



Altın Orda döneminde Doğu Rusya’daki boyarlar knezleri desteklemek zorunda 

kalmışlardır. Zira başkaldırma, sadece knez tarafından değil, hanın adamları 

tarafından da bastırılacağından dolayı, isyan etme bir netice vermeyecekti. Böylece 

boyarlar eskiden olduğu gibi knezlere karşı değil, knezlerden yana bir politika 

izlemeye çalışmışlardır. Boyarlar özellikle Büyük Knezi destekleyerek onun 

yükselmesini istemişlerdir. Zira bu yükselme, kendilerinin de yükselmesi anlamına 

geliyordu. Moskova’nın diğer knezliklerle mücadelede galip çıkacağı belli olmaya 

başladığı zaman sadece Moskova’daki boyarlar değil, diğer knezliklerdeki boyarlar 

da Moskova’nın tarafına geçmiş ve Moskova knezini desteklemişlerdir. Ayrıca 

boyarlar diğer knezliklerdeki boyarları da Moskova knezinin idaresine geçmeleri 

konusunda ikna etmişlerdir.

971


 Böylece boyarlar, belki de kendileri de farkında 

olmadan Rus knezliklerinin birleşmesini sağlamışlardır.  

 

 Diğer taraftan boyarlar, halk kitleleri üzerindeki etkilerini kaybetmişlerdir. 



Başta şehir halkı olmak üzere halk kitleleri hâlâ Rus siyasetinde varlıklarını devam 

ettiriyorlardı. Nitekim, Altın Orda hanlarına isyan bayrağını kaldıran tek güç, halk 

kitleleri idi.

972


 Her ne kadar knezler bu isyanları bastırsalar da, halk genel olarak 

knezlerin iktidarına karşı değildi. Zira “kurtuluş savaşını” ancak knezlerin 

üstlenebileceklerini düşünüyorlardı. Her geçen gün gücünü kaybeden boyarların 

                                                 

969

 Her ne kadar Türk halkları arasında boyar adlı unvan, lâkap yada bir sınıf adına rastlanılmasa da, 



kelimenin Türkçe olduğu konusunda araştırmacılar hemfikirdir. (Bkz. P. Melioaranskiy, “Turetskiye 

Elementı v Yazıke Slovo o Polku İgoreve”,  İzvestiya Otdeleniya Russkoğo Yazıka i Slovesnosti

VII/2, S. Petersburg 1902, s. 283-284.) Nitekim, boyar kelimesinin “boy” ve “ar” olmak üzere iki 

isimden oluştuğunu ve boyun adamı anlamına geldiğini söylemek mümkündür. Yine bugünkü Kazan 

Tatarcasında bay kelimesi, zengin ve soylu anlamındadır.  

970


 A. A. Yüşko,  Feodalynoye Zemlevadeniye  Moskovskoy Zemli XIV Veka,  Nauka Yayınları, 

Moskova 2002, s. 64.  

971

 D. Svak, Moskoviya. Oçerki İstoriyi Moskovskoğo Gosudarstva Vtoroy Polovinı XV-Kontsa XVII 



Veka, s. 25-29;  S. B. Veselovskiy,  İssledovaniya po İstoriyi Klassa  Slujilıh Zemlevladelytsev

Moskova 1969, s. 467, 480-484. 

972

 Bkz. II.5.3. 



 

246


desteğine ise halkın ihtiyacı yoktu.  Yani, halk kitleleri de artık boyarların tarafında 

değil,  knezin  tarafında idiler.  

 

 Altın Orda döneminde boyarların statüsünde de değişiklik oldu. Kiyev 



Rusyası’nda boyarlar knezden memnun kalmadıkları zaman başka knezlerin 

idaresine geçebiliyorlardı. Bu durumda dahi boyarlar toprak ve mülklerini 

kaybetmiyorlardı. Zira bu topraklar iktâ olmayıp, votçina (babadan oğula intikal eden 

malikaneler) idi. Altın Orda döneminde bu uygulamaya devam edilse de, söz konusu 

uygulama XIV. yüzyılın sonları ile XV. yüzyılda Moskova Knezliği’nin artan 

iktidarına ters gelmeye başlamıştır.  

 

 1374 


yılında  İvan Velyaminov adlı boyar, Moskova’yı terk ederek Tver 

Knezi’nin hizmetine geçmiştir. Ancak daha sonra Moskovalılar onu yakaladıklarında 

idam etmiş, toprağına ise el koymuşlardır.

973


 1433 yılında  İvan Vsevolojskiy adlı 

boyar Moskova knezi II. Vasiliy’nin idaresinden çıkarak onun rakibi Yuriy 

Galitskiy’nin idaresine geçmiştir.

974


 Aslında  bu iki olay da siyasî nitelikler 

taşımaktadır. Zira, Moskova knezlerinin boyarlara kızmalarının nedeni, onların 

Moskova knezinin en önemli rakiplerinin idaresine geçmeleridir. Neticede bu tür 

olayların sayısı artınca, Moskova Knezi III. İvan, boyarların knezliği terk etme 

hakkının olmadığını, terk ettikleri halde de toprak ve mülkiyetlerini kaybedeceklerini 

ilan etmiştir.  Bu husus, o tarihlerde knezler arasında imzalanan anlaşmalara da 

yansımıştır. Örneğin, 1433 yılında Büyük Knez Vasiliy Vasilyeviç ile Galitsk Knezi 

Yuriy Dmitriyeviç ile yaptığı anlaşmada başka knezin idaresine geçenlerin 

malikanelerini kaybedecekleri hususu kaleme alınmıştır.

975


 Tamamen knezlere 

bağlanan boyarlar, Moskova’nın genişlemesi ve Moskova Knezi’nin iktidarının 

artmasıyla birlikte, kendilerine babalarından kalan malikaneleri de kaybetmeye 

başladılar. Knezler boyarların elindeki toprakları alarak ve onlara  askerî hizmetleri 

                                                 

973


 M. A. Dyakonov, Vlasty Moskovskih Gosudarey, S. Petersburg 1889, s. 175-176.  

974


 M. A. Dyakonov, Vlasty Moskovskih Gosudarey, s. 177. 

 

975



 “Dokonçaniye Velikoğo Knyazya Vasiliya Vasilyeviça s Knyazem Galitskim Yuriyem 

Dmitriyeviçem”, DDG, s. 75-80.  



 

247


karşılığında malikaneler vererek bir taraftan boyarların etkilerini sınırlandırmış, diğer 

taraftan da ihtiyaç duyduğu ordusunu oluşturmuştur.

976

  

 



 Sonuç 

olarak  boyarlar sadece siyasî etkinliklerini değil, ekonomik 

özgürlüklerini de kaybetmişlerdir.  1450 yılında “slujilıy knez” (hizmetli knez) gibi 

aristokrat grubu ile “dvoryane” (saraylılar) gibi alt aristokrat grubunun ortaya 

çıkması boyarların konumuna bir darbe daha vurmuştur.  

 

 

IV.3.2. “Hizmetli” Knezler  

 

 

Hizmetli knez anlamına gelen slujilıy knez sınıfının ortaya çıkışı uzun tarihi 



sürecin neticesi idi. XIV-XV. yüzyıllarda Doğu Rusya’nın bütün knezleri, yani 

Rurik’in bütün evlatları kendi egemenlik hakklarından Büyük Moskova Knezi lehine 

feragat etmek zorunda kalmışlardır. Rostov, Nijegorod ve Suzdal knezleri de 

bunların arasında idiler. Böylece Moğol istilâsı öncesindeki bağımsız knezler, 

Moskova’nın “hizmetlisi” haline gelmişlerdir.

977


 II. Vasiliy döneminde ise bazı 

Cucioğulları dahi Moskova Knezi’nin hizmetine girmişlerdir. XVI. yüzyılın 

başlarında Moskova Knezi’nin hizmetinde bulunan knezler arasında söz konusu 

Cucioğulları en üst makamlarda bulunuyorlardı.

978

 1550 yılına kadar bütün Rus 



knezlikleri Moskova Knezliği’nin idaresine geçmiş ve böylece bu knezliklerin 

knezleri Moskova Knezi’nin “hizmetli knezi” haline gelmişlerdir. Bütün knezlikler, 

Moskova Knezi’nin idaresi altına geçince, boyarlar başka yerlere göç etme hakkını 

da kaybetmişlerdir.  

 

 Moskova


 

Knezi’nin hizmetine giren knez ve emirler, boyarların en üst 

tabakasını oluşturmaya başlamışlardır. Ancak hizmetli knezler, aynen boyarlar gibi 

fazla hak ve yetkiye sahip değillerdi. Bu knezler Büyük Kneze biat ettikleri ve onun 

hizmetinden ayrılmayacaklarına dair ant içtikleri takdirde kendilerine hizmetleri 

                                                 

976

 Bkz. IV.2.1.  



977

 PSRL,  III, Voskresenskaya Letopisy, s. 88-104.  

978

 Bkz. IV.6.1.; IV.6.2.   



 

248


karşılığında malikaneler verilmiştir. Ancak bunlara uymadıkları takdirde 

malikanelerini kaybediyorlardı.

979

    


 

 

IV.3.3. Mestniçestvo: Altın Orda’dan Benimsenen Uygulama 



 

 XVI. 


yüzyılın başlarında slujilıy knez ve boyarların hizmet ve görevleri 

mestniçestvo (yer, konum anlamındaki mesto’dan gelen bu terim, soykütüğü ve 

atalarının hizmetleri göz önünde bulundurularak soyluların toplum içindeki yerini ve 

görevlerini  tespit eden düzeni ifade etmektedir) ismini alan karışık bir yapı 

çerçevesinde belirleniyordu. Çar, knez ve boyarların soy kütüğüne dayanarak onlara 

konumlarına uygun görevler veriyordu. Çar, atamalar yaparken de soy kütüğünün 

yanı  sıra söz konusu ailelerin geçmiş hizmetlerini göz önünde bulunduruyordu.

980


 

Rus tarihçisi Leontyev, herhangi bir kanıt göstermeyerek Rusların bu uygulamayı 

Altın Orda’dan aldıklarını yazmaktadır.

981


 Bize göre de 1682 yılında iptal edilen bu 

uygulamanın Altın Orda’dan benimsenmiş olması muhtemeldir. Zira, bununla ilgili 

resmî kayıtlar olmamasına ve bu defterler günümüzekadar ulaşmamasına rağmen 

Altın Orda’da emirlerin görevlere getirilirken soy kütük ve yaptıkları hizmetlere 

bakıldığı bilinmektedir. Daha Çengiz Han, hayattayken imparatorlukta görevleri 

paylaştırırken en büyük ve en başarılı  oğlu Cuci’yi av işlerinden de tutmuştur ki, 

Moğollar’da avdan daha önemli bir iş yoktu.

982


 Yine Büyük İmparatorlukta “kökö 

depter” (mavi defter) adı verilen kayıtların tutulduğu bilinmektedir.

983

 Bu defterlerde 



Moğol devletinin gelenek ve yasalar, çeşitli emîr ve askerî görevliler için ayrılmış 

arazilerin ve hizmetkârların kayıtları yer almıştır. Zamanla nüfus sayım sonuçları da 

bu deftere eklenmiştir.

984


 Rusların soy kütükleri, kökö depter ile bire bir aynı olmasa 

                                                 

979

 “Dokonçaniye Velikoğo Knyazya Vasiliya Vasilyeviça s Knyazem Galitskim Yuriyem 



Dmitriyeviçem”, DDG, s. 75-80.  

980


 G. V. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 376.  

981


 D. Ostrowski, “The Mongol Origins of Muscovite Political Institutions”, s. 538.  

982


 Muhammed B. ‘Alî b. Muhammed Şebânkâre’î,  Mecma‘u’l-ensâb, neşr. Mîr Hâşim Muhaddis, 

Tahrân 1984, s. 245.  

983

 Manghol-un Niuça Tobça’an (Moğolların Gizli Tarihi), s. 136.  



984

 A. Melek Özyetgin, “Türklerde Nüfus Sayımı ve Bununla İlgili Kayıtlar Üzerine”, Orta Zaman 



Türk Dili ve Kültürü Üzerine, s. 98.  

 

249


da, Rusların Moğol  İmparatorluğu ile Altın Orda’daki bu uygulamayı kendilerine 

uyarlayarak geliştirdiklerini tahmin etmek mümkündür.  

 

 Bu 


uygulamanın Rusya’da Moğol istilâsı öncesinde olmaması da 

benimsemenin Altın Orda’dan olduğuna işaret etmektedir. Yine çok sayıda soylu 

Altın Ordalıların Rus topraklarına göç ettikleri ve Rusların onlara büyük topraklar 

verdikleri bilinmektedir.

985

 Muhtemelen Ruslar her soylu Altın Ordalı’ya Altın 



Orda’daki konumlarına uygun bir şekilde toprak dağıtmıştır. Hatta Ruslar’daki 

mestniçestvo düzeninin sadece Altın Orda’dan benimsemekle kalmayıp, Altın 

Ordalıların Rus topraklarına göç etmeye başlamalarıyla birlikte başladığını tahmin 

etmek mümkündür.  

 

 


Download 3.07 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   39




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling