T. C. MİMar sinan güzel sanatlar üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih anabiLİm dali ortaçAĞ tariHİ programi
IV. 3.4. Rusya’nın Kurultayı: Zemskiy Sobor
Download 3.07 Mb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- IV. 3.5. Aristokrat Sınıfının Diğer Temsilcileri
- IV. 4. Şehir Halkı
- IV.6.Rus Devletinde Ünlü Tatarlar IV.6.1. Tatar ve Atalarının Rus Topraklarına Göçleri
IV. 3.4. Rusya’nın Kurultayı: Zemskiy Sobor XVI.
yüzyılın ortalarında Moskova Rusya’ında zemskiy sobor adını alan toplantılar düzenlenmeye başlanmıştır. Zemskiy sobor’daki sobor terimi, herhangi bir toplantıyı ifade ederken, “zemskiy” sıfatı da “bütün devleti ilgilendiren” anlamına gelmektedir.
Yazılı kaynaklarda zemskiy soborların, kurultayın Rusya’daki uzantısı olduğuna dair herhangi bir bilgi olmasa da, zemskiy soborların içerik ve katılımcı bakımından kurultaylardan hiçbir farkı olmadığı görülür. Nitekim, Altın Orda ve Kazan Hanlığı’nda kurultaylara Han’ın yanı sıra Han’ın çocukları, emirler, askerî yetkililer, din adamları katılırken, 986 zemskiy soborlara da knezlerin yanı sıra boyar, slujilıy knez, askerî yetkililer ve din adamları katılmıştır. 987
Zemskiy soborlar da aynen kurultaylar gibi sık toplanmamıştır. Moskova Rusya’sı da aynen Altın Orda gibi, büyük topraklara yayılmış ve Moskova’dan uzak bölgelerden kurultaya gelecek katılımcıların Moskova’ya çok sık seyahat etmeleri mümkün olmamıştır. Bundan
985
Bkz. IV.6.1.; IV.6.2. 986
Bkz. II.2.1. 987
M. Hudyakov, Oçerki Po İstoriyi Kazanskoğo Hanstva, İnsan Yayınları, Moskova 1991, s. 2238. 250
dolayı zemskiy soborlar ancak savaş kararlarının alınması ve vergi düzeninin belirlenmesi gibi çok önemli kararların alınması gerektiği durumlarda toplanmışlardır. Nitekim 1549 yılında yapılan ilk zemskiy soborun gündeminde de Kazan’ın ele geçirilmesi konusu yer alıyordu. 988 Rusların zemskiy soborlarının kurultay örnek alınarak düzenlenmesinin bir başka kanıtı daha vardır. Ruslar, gerek Altın Orda’daki gerekse de Büyük Moğol İmpratorluğu’ndaki kurultaylardan haberdar olup, bu kurultayların bir kısmına bizzat katılmışlardır. 989
Dolayısıyla, gerek bu husus, gerekse de kurultay ile zemskiy soborların katılım ve mahiyet açısından benzerlikleri, Rusların zemskiy sobor uygulamasını da Altın Orda’dan aldıklarına işaret etmektedir.
Aristokrasi sınıfının alt tabakasını, hür hizmetkârlar (askerî görevliler) ile hizmete bağlı olanlar oluşturmuştur. Hizmete bağlılar knezlik sarayına bağlı olup daha sonra “dvoryanin” (saraylı) adını almışlardır. Yine boyar ailelerinin yoksullaşan kesimleri de hür hizmetkârlar sınıfı içerisinde yer almışlardır. Hür hizmetkârlar da boyar ailelerinin yoksullaşan kesimleri de aynen boyarlar gibi küçük de olsa malikanelere sahip idiler. Ancak, bunlar da boyarlar ile eş zamanda hür davranma hakkını kaybetmişlerdir. 990
Dvoryanların büyük kısmı hür olup, hizmete girerken hizmet süresi konusunda anlaşma yapıyorlardı. Bunların büyük kısmı knezin ordusunda görevliydiler. Knezin ordusu da Rusça’da aynı saray gibi “dvor” kelimesiyle adlandırılmıştır. 991 Yani Altın Orda’da “ordu” terimi hem hanın karargahı (saray), hem de askerî birlik için kullanılmışken, Rusça’daki “dvor” da, hem sarayı, hem
988 M. Hudyakov, Oçerki Po İstoriyi Kazanskoğo Hanstva, s. 237-238. 989 G. V. Vernadskiy, “Mongolyskoye İgo v Russkoy İstoriyi”, E. Hara-Davan, Rusy Mongolyskaya, s. 273-274. 990
G. V. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 378-379. 991
D. Ostrowski, “The Mongol Origins of Muscovite Political Institutions”, s. 535. 251
askerî birliği ifade etmiştir. Bu benimsemenin de Altın Orda’dan yapıldığı şüphesizdir.
Dvoryan sınıfının diğer temsilcileri ise saray yönetiminde yer almışlardır. Dvoryanların bir kısmı maaşlarını knezden alırken, bir kısmına da görev süresince geçici olarak toprak malikaneleri verilmiştir. Bunlar Kneze hizmet etmeyi bıraktıkları zaman, aynen boyar ve hizmetli knezler gibi bu toprakları da terk etmek zorunda idiler. 992
Altın Orda dönemi dvoryan sınıfı bir taraftan Moskova Knezi’nin gücü ve refahının artmasında önemli rol oynarken, diğer taraftan da Rus İmparatorluğu’nun dvoryan sınıfının temelini oluşturuyor ve Çar’ın boyarlar ile çatışmasında Çar’ın baş dayanağı konumundaydılar. 993
Knezler, dvoryan ve boyarlara verdiği malikaneler sayesinde gerek bu sınıfları, gerekse de genel olarak Rus topraklarını kontrolü altında tutuyordu. Görüldüğü gibi, bir nevi iktâ sistemi olarak adlandırabileceğimiz bu sistemin temelini de Moğol dönemindeki dvoryanların toprakları oluşturmuştur. İktâ sistemi kesin şeklini ancak XVI. yüzyılda alsa da sistemin temelleri Altın Orda döneminde atılmış ve Altın Orda’daki suyurgal 994 sistemine benzetilmiştir. Dvoryan ve boyarlar kendilerine verilen malikaneleri ancak görev yaptıkları müddetçe ellerinde tutabiliyorlardı. Diğer taraftan malikanelerin büyüklüğü de hizmetlerinin süresi ve başarısına bağlıydı. Ayrıca boyar ve dvoryanlar, malikanelerin büyüklüğüne göre de asker tedarik etmek zorundaydılar. IV. 4. Şehir Halkı Asilzadelerin başlıca görevi ve devlete bağlılıklarının temeli, askerî hizmet iken, bütün yük şehir ve köylü halkın üstünde idi. Bunlar vergi ödemeli, diğer
992
Bkz. IV.3.2. 993
G. V. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 379. 994
Suyurgal terimi, Moğolca suyurgamak mastarından türemiş ve “bağış”, “teşvik”, “mükafat” vs. anlamına gelmektedir. (Bkz. Ş. F. Farzaliyev, “XV-XVI. Yüzyıllarda Suyurgal (Hasan Bek Rumlu’nun Ehsanu’t-Tevarih’ine Göre)”, çev. İ. Kamalov, MSGSÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi, S. 5, İstanbul 2006, s. 101. ) Ortaçağda bir askere veya subaya savaşta hizmeti karşılığında verilen ve ona gelir getiren, mırakılabilen toprak, timar anlamıyla kullanılmıştır. Bkz. A. Melek Özyetgin, “Altın Orda Hanlığı’nın Resmî Yazışma Geleneği”, Orta Zaman Türk Dili ve Kültürü Üzerine İncelemeler, Ötüken Yayınları, İstanbul 2005, s. 26.
252
mükellefiyetlerini yerine getirmeliydiler. Nüfus açısından en kalabalık grubu oluşturan bu sınıfın pekişmesi de XVII. yüzyılda sona erdi. Ancak, bu süreç daha Altın Orda zamanında başlamıştır. Sürecin başlangıcındaki temel faktör ise Altın Orda’nın Rus topraklarında başlattıkları genel vergilendirme ve askerî mükellefiyet sistemidir. Altın Orda öncesi Kiyev Rusya’sında büyük şehirlerin halkı vergi ödemiyordu. Halk, gönüllü olarak milis kuvvetleri oluşturuyor ve bu birliklerde hür vatandaş olarak hizmet ediyorlardı. Altın Orda’nın başlattığı vergilendirme, asker tedariki ile veçelerin mülgası, Doğu Rusya’daki şehirli sınıfın statüsünü kökten değiştirmiştir. Doğu Rusya, Altın Orda’nın idaresinden çıktıktan sonra da Moskova Knezliği, Altın Orda döneminde uygulanan vergilendirme ve asker tedarikini kaldırmamış, bunları kendi hâkimiyet çıkarları için kullanmaya devam etmiştir. Hatta daha sonra bu sistem Moskova’nın idaresine giren Novgorod ile Pskov’da da yayılmıştır. 995
Doğu Rusya’daki şehirler siyasî hürriyetten mahrum bırakılınca fakirler ile zenginler arasındaki fark yeni bir boyut kazanmıştır. Şehir halkı arasında üst sınıfı oluşturan gruplar şunlardı: 1.
taşıyan eski Rusça’daki gostyba teriminden gelmektedir. 2.
“Gostinnaya Sotnya” adı verilen ilk gruba göre daha az zengin olanlar. 3.
“Sukonnaya Sotnya” adı verilen çuhacılar birliği ve diğer meslek grupları. Bu grupların hepsi vergiden ve diğer yükümlülüklerden muaf idiler. Bu imtiyazlı konumları karşılığında ise Çar’a ülke yönetiminde ve vergilerin toplanmasında yardım etmek zorunda idiler. 996
Şehrin alt tabakasını ise “seredniye gorojane” (orta şehirliler) yani perakende tüccarlar ve zanaatkarlar ile “mladşiye gorojane” (alt tabaka şehirliler) oluşturmuştur. “Mladşiye gorojane”ler “çernıye lyüdi” (kara insanlar) olarak da adlandırılmışlardır. Bu gruba küçük zanaatkarlar ile kalife olmayan çalışanlar dahil edilmiştir. Söz konusu alt tabaka temsilcileri şehrin dışında yaşamışlardır. XVII. yüzyılda bunlar
995
G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 380. 996
G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 380-381. 253
kesin olarak malikanelere bağlanmış ve bu malikanelerinden ayrılmaları yasaklanmıştır. 997 Böylece şehirli sınıfının alt tabakası, tamamen hürriyetini kaybetmiştir.
IV. 5. Köy Halkı Doğu Rusya’daki köylülerin hürriyetlerini kaybetmeleri de aynı şekilde gerçekleşti. Altın Orda’nın başlattığı vergi sistemi ile askerî yükümlülük bu sürecin başlangıcı oldu. Kiyev Rusya’sı döneminde köylü nüfusu genel olarak askere alınmıyor, küçük toprak sahipleri vergi ödemiyorlardı. Bu dönemde sadece devletin köylülerinden (smerdı) vergi
alınıyordu. Altın Orda döneminde ise köylüler vergiye bağlanmış ve askerî hizmete alınmaya başlanmıştır. 998
Bu sistem Altın Orda’nın yıkılışından sonra Moskova Rusyası’nda da devam etmiş, ayrıca Moskova Rusyası’nda küçük ve büyük toprak sahiplerinin topraklarına el konularak topraklar ile köylüler de Knez’e bağlanmıştır. 999
Rusya’da köylüler XIV. yüzyılın ortalarından itibaren “krestyane” olarak adlandırılmışlardır. 1000
Rusça’daki Hristiyan kelimesi, Hristos (Tanrı) kelimesinden gelmekte, “krestyan” kelimesi ise “krest” (haç)dan gelmektedir. Başlangıçta krestyane, Hristiyan anlamında kullanılırken, bugün bu kelime köylü anlamına gelmektedir. O tarihlerde Doğu Rusya’da kiliseler Altın Orda hanlarının politikaları sayesinde büyük topraklara sahip olduklarından bu terim ile söz konusu topraklardaki köylüler kastedilmiştir. 1001 Böylece Rusça’daki “krestyane” (köylü) kelimesinin de Altın Orda döneminde ve Altın Orda Devleti sayesinde ortaya çıktığını söylemek mümkündür.
997
M. F. Vladimirskiy-Budanov, Obzor İstoriyi Russkoğo Prava, İzdatelystvo Ogloblina Yayınları, S. Petersburg-Kiyev 1915, s. 130. 998 Bkz. II.5.1. ve II.7. 999 Bkz. IV.2.2. 1000 M. Gammer, “Russia and the Eurasian Stepe Nomads: An Over View”, Mongols, Turks, And Others: Eurasian Nomads and the Sedentary World, ed. R. Amitai – M. Bıran, Leiden-Boston 2005, s. 488.
1001 G. V. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 382. 254
Kilise ve manastır topraklarının yanı sıra köylülerin yerleştiği diğer toprak türleri şunlardı: 1.
Vergi ödemekle mükellef olan devlet toprakları 2.
Kneze ait topraklar 3.
Saray toprakları 4.
Hizmetkâr knez ve boyarların toprakları. 1002
Altın Orda döneminde manastır ve kiliseler ile diğer topraklarda çalışan köylülerin statüsü farklı idi. Bilindiği gibi, Altın Orda hanları kilise ve manastırları vergiden muaf tutmuşlardır. 1003 Dolayısıyla bu topraklardaki köylüler sadece manastırın yükümlülüklerini yerine getiriyor, devletin yükümlülüklerinden muaf idiler. Diğer topraklardaki köylüler ise hem vergi ödüyor, hem de askerî yükümlülüklerini yerine getiriyorlardı. Bununla birlikte Altın Orda yıkıldıktan sonra ve Büyük Knez’in iktidarı güçlendikten sonra kilise Altın Orda dönemindeki imtiyazlarını kaybetmiştir. Kiliseler artık imtiyazlarını onaylatmak için Büyük Knez’e başvurmak zorunda idiler. Knezler kiliselere genellikle idarî bakımdan bağımsızlık tanısa da bu topraklardaki köylülerden de vergi toplanmaya başlanmıştır. 1004 Neticede XVI. yüzyılın başlarında manastır köylülerinin statüsü diğer köylülerin statüsüyle eşitlenmiştir.
Altın Orda döneminde köylüler vergi ödemelerine rağmen hür idiler. Her ne kadar köylü, toprağın kiracısı olsa da, köylü toprağı işlediği ve vergiyi ödediği müddetçe kimsenin onu yerinden etme hakkı yoktu. Her köylü tarım işleri bittikten sonra yani sonbaharda başka yere göç etme ve başkasının hizmetine geçme hakkına sahipti. Ancak XVI. yüzyılın ortalarında malikane sisteminin geniş olarak tatbik edilmesi ile birlikte devlet, malikane sahiplerini köylülerle donatma sorunu ile karşılaşmış ve köylüleri bu malikanelere bağlı kılmaktan başka çare bulamamıştır
1002
N. İ. Kostomarov, Domaşnyaya Jizny i Nravı Velikorusskoğo Naroda, Ekonomika Yayınları, Moskova 1993, s. 48. 1003 Bkz. II.1.3. 1004 G. Vernadskiy, Mongolı i Rusy, s. 383. 255
(1581). Başlangıçta bu uygulama geçici iken, 1649’da daimî nitelik kazanmış 1005
ve böylece Rusya’da kölelik devri başlamıştır.
IV.6.1. Tatar ve Atalarının Rus Topraklarına Göçleri
Türk kökenli ailelerin Rus topraklarına göçleri hiç şüphesiz daha Altın Orda öncesinde başlamıştı. Bu göçler farklı zamanlarda ve farklı nedenlerden dolayı gerçekleşmiştir. Daha 1238-1242 yıllarında Bulgarların Moğollarla savaştıkları dönemde Bulgar soyluları ve onlara bağlı kişiler Rus topraklarına yerleşmişlerdir. Örneğin Meşer’de İslamiyeti yaymakla tanınan Bekleş adlı bir Bulgarlı’nın Rus topraklarına sığındığı ve burada vaftiz olduğu bilinmektedir. 1006
Moğol istilâsından kaçan İdil Bulgarları özellikle Novgorod ve bölgesine yerleşmişlerdir. O tarihte hükümdar olan Aleksandr Nevskiy’nin akıllı siyaseti neticesinde bu bölge Moğol akınına uğramamış ve Bulgar asilzadeleri buraya göç ederek kendilerini güvene almışlardır. Nitekim Tatar tarihçisi A. H. Halikov’un da belirttiği gibi, Dolgo- Saburov, Matyuşkin, Golenişçev-Kutuzov, Şeremetyev, Musin-Puşkin gibi meşhur Rus ailelerinin şecerelerinde çok sayıda Türk soylusunun Aleksandr Nevskiy’e sığındıkları, hatta bazılarının Neva Savaşına 1007 da katıldıkları yazılmaktadır. 1008
Berke Han (1255-1266) ve Mengü-Timur Han (1266-1280) zamanında ise Bulgarlar, tamamen Altın Orda hâkimiyetine girmiş ve bu tarihlerde Rus topraklarına yapılan göçler artmıştır. 1277-1278 yılında Altın Ordalılar Rostov Knezi Fedor Çernıy’ın yardımıyla Bulgarların son isyanı bastırılmış ve birçok Bulgar şehri, bu
1005 M. F. Vladimirskiy-Budanov, Obzor İstoriyi Russkoğo Prava, s. 130. 1006 A. H. Halikov, Mongolı, Tatarı, Zolotaya Orda i Bulgariya, s. 36, 125. 1007 Neva Savaşı için bkz. III.3.1. 1008 A. H. Halikov, Rus Tanınan 500 Bulgar-Tatar Türk Asıllı Sülale, çev. M. Öner, TDA Vakfı Yayınları, İsatanbul 1995, s. 9.
256
kneze hediye olarak verilmiştir. Bu şehirlerdeki pek çok Bulgar soylusu Rusya’ya ve Litvanya’ya göç etmek zorunda kalmıştır. 1009
Altın Orda’da fetret devirlerinin yaşandığı dönemlerde Ordalılar da Rus knezliklerine göç etmeye başlamışlardır. XIV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren güçlenen Rus knezlikleri ile Litvanya Knezliği de Tatar ileri gelenleri için cazip hale gelmiştir. Göç edenler sadece baskıdan dolayı değil, hizmet etmek ve para kazanmak amacıyla da Rus knezliklerine sığınmışlardır. Yine Rus knezleri kendi aralarındaki iç savaşlarda sık sık Ordalı emirlerden destek istemişler, knezlere yardım eden emirler de birçok kez Rus topraklarında kalmışlardır. Dmitriy Donskoy’un 1380 yılında vuku bulan Kulikovskaya Muharebesi’nde Mamay’ı mağlup ettikten sonra Türk kökenli soyluların Rus knezlerinin hizmetlerine geçme olayları artmıştır. Bu tarihte Adaşevler, Zagoskinler, Pavlovlar, Rtişçevler ve diğer soylular Donskoy’un hizmetine geçerler. 1010
Bu tarihten sonra ilk büyük göç dalgası 1390’larda oldu. Timur, Toktamış’ı mağlup ettikten sonra 1392’de Toktamış’ın yakınları olan Bahtı- Hoz, Kıdır-Hoz ve Mamet-Hoz aileleri ve yakınlarıyla Moskova knezine sığınmış, daha sonra da vaftiz olmuşlardır. 1011
XIV. yüzyılın sonu ile XV. yüzyılın başlarında Altın Orda yeni bir krize girdi. Bu tarihte sadece aristokrasi sınfının temsilcileri değil, Cucioğulları dahi Moskova’ya gelmiştir. Toktamış’ın oğulları Celaleddin ile Kerim-berdi 1407-1408 yılını Moskova’da geçirirken 1012
Uluğ-Muhammed 1437-38’de kışı Belev’de geçirdi,
1013 1445’te ise Nijniy Novgorod’da kalmıştır. 1014 1446’da ise Uluğ- Muhammed’in üst düzey taraftarları Rus topraklarına gelmiş ve buraya yerleşmişlerdir. 1015
1009 A. H. Halikov, Rus Tanınan 500 Bulgar-Tatar Türk Asıllı Sülale, s. 10. 1010 A. H. Halikov, Rus Tanınan 500 Bulgar-Tatar Türk Asıllı Sülale., s. 12. 1011 A. V. Kuzymin, “Kreşennıye Tatarı na Slujbe v Moskve: K İstoriyi Telebuginıh i Myaçkovıh v XIV – Pervoy Polovine XV veka”, Drevnyaya Rusy. Voprosı Medievistiki, S. 3, Moskova 2002, s. 6. 1012
“Poslaniye Edigeya Velikomu Knyazü Vasiliyu Dmitriyeviçu (Dekabry 1408)”, A. A. Gorskiy, Moskva i Orda, s. 196-197. 1013
PSRL, VII, Ermolinskaya Letopisy, s. 198-199; PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 148-149. 1014
PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 157. 1015
1445 yılında Uluğ-Muhammed ile Knez Vasiliy arasında vuku bulan savaşta Knez Vasiliy esir düşer ve daha sonra belli bir miktar karşısında serbest bırakılır. Vasiliy ile birlikte Moskova’ya çok 257
Türklerin Moskova’ya göçleri Kazan’ın ele geçirilmesi arifesinde iyice artmıştır. 1547 yılında hizmet için Moskova’ya göçenlerin sayısı sadece 76 iken, 1551 yılında Moskova’da artık 500 kadar knez ve mirza kendi akrabalarıyla yaşamaktaydı. 1016
Yine 1551 yılında Süyümbike’nin yanında 150’den fazla Tatar emir ve mirzası Rus topraklarına göç etmiştir. 1017 Bu dönemde Türk asilzadelerinin Rus topraklarına göç etmelerinin birkaç nedeni vardır. Bunlardan ilki, Altın Orda ve ardından da varis hanlıklarda sonu olmayan iktidar kavgaları ve bu kavgaların söz konusu asilzadeleri olumsuz etkilemesidir. Diğer taraftan Rus knezleri, hem Tatarlar arasında daha etkili olmak, hem de bu asilzadelerden diplomasi, ticaret, zanaat başta olmak üzere hayatın her alanında istifade etmek amacıyla bu asilzadelere büyük topraklar vermiş, sınırsız imtiyazlar tanımışlardır. Hatta Rus coğrafyasında siyasî anlamda daha güçlü olmak amacıyla bu asilzadelerle evlilik yoluyla akrabalık bağları kurmaktan da çekinmemişlerdir. Netice itibarıyla Altın Orda Devleti öncesinde başlayan bu göçler, Kazan Hanlığı’nın sonuna kadar devam etmiş ve çok sayıda Tatar ailesi Rus topraklarına yerleşmiş, hatta Moskova, Ryazan, Nijniy Novgorod gibi Rus şehirlerinde Türkçe konuşan halkların kendi muhitleri ve sokakları kurulmuştur. Günümüz Moskovası’nın en önemli caddelerinden Arbat caddesi, adını Arapça-Türkçe’deki “rabat”tan alırken, Ordınka caddesi de adını ordadan almıştır. 1018 Ordalıların Rus topraklarına göç etmeleri ve Knez’in hizmetine girerek daha sonra Rus elit sınıfının bir parçası haline gelmeleri, onların adaptasyon sorunu çekmediklerini göstermektedir. Moskova Rusyası’nın birçok alanda Altın Orda’yı örnek alması ve Altın Orda’daki uygulamaları benimsemesi de hiç şüphesiz bunda etkili olmuştur.
göre, XVII. yüzyılda 229 Rus aristokrasi ailesi Batı Avrupa kökenli, 223 Litvanya ve
sayıda Uluğ-Muhammed’in adamlarının da geldiği bilinmektedir. Yine bunların birçoğunun idaresine şehirler verildiği ve bir kısmının önemli görevlere getirildiği bilinmektedir. Bkz. PSRL, III, Voskresenskaya Letopisy, s. 157-158. 1016
G. Peretyatkoviç, Povoljiye v XV-XVI Vekah, Oçerki Po İstoriyi Kraya i Eyo Kolonizatsiyi, Odessa 1887, s. 129. 1017 G. Peretyatkoviç, Povoljiye v XV-XVI Vekah, Oçerki Po İstoriyi Kraya i Eyo Kolonizatsiyi, s. 129. 1018 M. D. Poluboyarinova, Russkiye Lüdi v Zolotoy Orde, s. 38. 258
Polonya kökenli, 156 Altın Orda kökenliydi. Ayrıca 168 aile Rurik, 1019
42 aile de saf Rus kökenli iken, 97 ailenin etnik yapısı belirlenememiştir. 1020 M. D. Karateyev ise kökünü Tatarlardan alan 92 knez, 50 boyar, 13 graf ve 300’den fazla dvoryan ailesinden bahsetmektedir. 1021 Rus tarihçesi E. P. Karnoviç, Rus knez ve boyarları arasında Tatarların sayısının fazla olduğunu ve bundan dolayı Rusların bütün Tatarlara knez diye hitap ettiklerini yazmaktadır. 1022 Halk kitlelerinin soy kütükleri tutulmadığı için Tatar kökenli Rus ailelerinin sayısını tespit etmek mümkün değildir. Bu konuda ancak çok sayıda Türk kökenli sülalelerin Rus topraklarına göç ettiklerini ve bunların birçoğunun Rus Tarihi’nde önemli rol oynadıklarını söyleyebiliriz.
Download 3.07 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling