Töb-der tarihi İsmail Aydın “de te fabula narratur” “anlatılan senin hikayendir”


Sanıklarından  16’sı  Daha  Tahliye  Edildi


Download 3.81 Mb.
Pdf ko'rish
bet4/53
Sana22.10.2017
Hajmi3.81 Mb.
#18402
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   53

Sanıklarından  16’sı  Daha  Tahliye  Edildi.”  Sözlük  köşesinde  Ampirizm, 

39

Rasyonalizm ve Radikalizm kelimeleri açıklanmış. Bu arada Yeni Kuru-

lan Şubelerimiz başlığı altında yayınlanan listeye göre TÖB’ün şube sayısı 

140’a ulaşmıştır.

44

22 Kasım 1971 tarih ve 6 sayı numaralı TÖB Bülteninin ağırlıklı konusu dü-

şünce özgürlüğü ve Atatürk’ün öğretmenlere dair görüşlerdir.

45

  Bültenin 



sağ üst köşesinde Atatürk’ün “Hürriyet ve bağımsızlık benim karakte-

rimdir” sözleri yer almaktadır. Bültende Behçet Kemal Çağlar’dan alınan 

Öğretmenlere Saygımı Belirtmek İsterim.” Başlıklı bir yazı ve Atatürk’ü 

kara tahtanın başında yeni harfleri öğretirken gösteren Başöğretmen ya-

zısıyla desteklenmiş bir çizim yer almaktadır. Bu yazı Mustafa Kemal’in 15 

Temmuz 1921’deki

46

  Maarif Kongresi’nde yaptığı konuşmadır.



47

 

 



Bültenin  ana  konusunu    “Düşünce  Özgürlüğü  ve  Kitap  Yasaklanması” 

başlıklı yazı oluşturmaktadır. Bu yazı Türkiye’nin bu günlerine de ışık tut-

tuğu için yazının kısa bir özetini vermeyi yararlı gördük; “Aydınlık günlerin 

özlemini çeke çeke gün beklemek, Türk aydınının alın yazısı olsa gerek. 

Tarihimizle övünürüz, geleneklerimizle övünürüz ve en nihayet dinimizle 

övünürüz. Ama uluslar arası yerimizi belirlemeye gelince, sıramız az ge-



lişmiş ülkeler arasındadır. 

Bu gün sadece kitap yasaklama salgınına değinmek istiyoruz. “Düşünce 

özgürlüğü”,  politikacısından  aydın  kişilerimize  kadar,  her  toplum  kesi-

mimizin dilinden düşürmediği sözcüklerdir. Oysa her çeşit özgürlük bir 

tercih meselesidir. Tercih ise, tercihi yapılacak türlerin bolluğuna ve zen-

ginliğine bağlıdır. Düşünce ürünleri öylesine bol olmalıdır ki, biz onların 

içinden istediğimiz üzerinde tartışıp tercihlerimizi koymalıyız ortaya. 

Kitap yasaklamakla, düşünce özgürlüğü birbiriyle bağdaşmaz. Birinin bu-

lunduğu yerde öteki, ötekinin bulunduğu yerde beriki olmaz. 20. Yüzyılın 

belirli bir düşünce platformu vardır. Bunun dışında kalındı mı, toplumlar 

çağ dışına itilmiş demektir. (…) Yakın çağların bir düşünür ve devlet ada-

mı gençlere yaptığı bir konuşmasında şöyle der; Biz kitap yasaklamayız, 



kitap yakmayız. Bir satırlık yazı bile insanlığın bize aktardığı kutsal bir 

kültür mirasıdır. İşimize yarasın, yaramasın bize bırakılan bu emaneti 

alır, onda bizim binamızı kurmaya yarayacak bölümleri benimser, sis-

temimizi, politik kurumlarımızı inşa ederiz.

40

Bültenden öğrendiğimize göre, aralarında Oya Sencer (Baydar)’in de bu-

lunduğu 21 TÖS sanığı tahliye edilmiştir. Sözlük kısmında Ekonomi, Eko-

nomi Politik ve Sosyal Ekonomi kavramlarının anlamı açıklanmış. Bül-

tende yeni kurulan şubelerin adlarına yer verilmiş ve şube sayısının 160 

olduğu belirtilmiştir.

TÖB Bültenlerinde yer yer günlük gazetelerden aktarılan yazılara da rast-

lanmaktadır. Bültenin bu sayısında Türkiye- ABD ilişkilerinde önemli bir 

pazarlık konusu haline gelen haşhaş üretimi konusuna yer verilmektedir. 

Türkiye’nin önemli bir ABD dayatmasıyla karşı karşıya olduğu “Haşhaş 

Konusu” başlıklı alıntı yazıdan bir bölümü buraya aktarıyoruz:

48

  “… Erim 



Hükümeti,  pazarlık  tamamlanmadan  afyon  ekimini  yasaklama  kararını 

almış ve uygulamaya geçmiştir. Pazarlık masasına ise daha sonra otur-

muştur.”

49

 



TÖB Bülteninin adı da TÖB-DER Bülteni oldu…

50

  



Bültenin sağ üst köşesinde Atatürk’ün “Yabancı bir devletin koruyuculu-

ğunu istemek, insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü ve bece-

riksizliği açığa vurmaktan başka bir şey değildir.” sözleri yer almakta-

dır. Bültendeki ana yazılar arasında “Eğitim Reformu Üstüne”, “Atatürk 



Diyor  ki”  başlıklı  yazılar  göze  çarpıyor.  Bültenin2.sayfasında  “Sergisi 

bizden-Yargısı sizden” başlıklı bir bölüm yer almaktadır.

51

 Bültende yer 



alan bilgiye göre  TÖS Davasında tahliye olanların sayısı 62’ye ulaşmıştır. 

Kurulan yeni şubelerin adlarının yayınlandığı listeye göre ise TÖB-DER’in 

şube sayısı 180’e ulaşmıştır. Bültenin Sözlük köşesinde ise Oportünizm 

(fırsatçılık),  Hümanizm  (insancıllık)  ve  Sadizm  kelimelerinin  anlamları 

açıklanmaktadır.

52

 



13 Aralık 1971’de çıkan Bültenin sağ üst köşesinde Atatürk’ün “Yaşamak 

isteyen milletimizin isteği bir kelimede özetlenebilir ve gayet meşru-

dur: Bağımsızlık” sözü yer almaktadır. Bültenin en önemli haberinin baş-

lığı da şöyle; 13 Bakanın Hükümetten Çekilme Kararı Hükümeti İstifaya 



Mecbur Etti. Bu habere göre 3 Aralık 1971 günü 13 bakan hükümetten 

ayrılmıştır. Ayrılmanın gerekçesini Çalışma Bakanı Atilla Sav şu sözlerle 

açıklıyor; “Anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ger-

çekleştirmek için hükümette görev alan bu bakanların bunu gerçekleştir-

me  imkanı  kalmadığından  istifa  etmiş  bulunuyorlar.

”Bültenin  bir  diğer 



41

haberinin başlığında şunlar okunuyor: “73 Tahliyeden Sonra Hala 104 



Öğretmen Örgütümüzden Yardım Bekliyor” Bu haberi öğretmen örgüt-

çülüğünün tarihine kaynaklık edeceğini düşündüğümüzden özetleyerek 

yayınlamayı uygun gördük; “1971 Mayısından beri bir çok öğretmenin 

gözaltına alındığı, bunlardan bazılarının tutuklandığı bilinmektedir. Öğ-

retmenlerden 73’ü tahliye edilmiştir. Halen 56’sı tutuklu 48’i çeşitli ne-

denlerle açıkta bulunan 104 öğretmen aylığından yoksun bulunmaktadır. 

(…)  Meslektaşlarımızın durumlarını şube başkanlarımız üyelere duyurur-

larsa öğretmen arkadaşlarımız bu duruma duyarsız kalmayacaklardır.

” 

Bültenin bu sayısında da Eğitim Reformu yazı dizisinin 5. Bölümü yer al-



maktadır. İç sayfada 10 Aralık 1948’de yayınlanan İnsan Hakları Evrensel 

Beyannamesi’nin 24. Yıldönümü nedeniyle beyannamenin özeti yayın-

lanmıştır. Yer darlığı nedeniyle olsa gerek, Sözlük köşesine bu sayıda yer 

verilmemiş, AST (Ankara Sanat Tiyatrosu)’ın TÖB-DER üyesi öğretmenle-

re bilet ücretlerinde indirim uygulayacağına dair bir yazısı konulmuştur. 

Bir yargı kararı “Konya-Ereğli Savcılığı, yasak kitap bulundurma konu-

sunda soruşturma açtığı, öğretmen Salim Harput hakkında Takipsizlik 

Kararı verdi.”başlığıyla uzunca bir şekilde haberleştirilmiş.

53

 Yeni açılan 



TÖB-DER  şubelerinin  bulunduğu  listeye  göre  TÖB-DER’in  şube  sayısı 

200’e ulaşmıştır.

54

TÖB’ün TÖB-DER adını almasından sonra dört sayfa olarak çıkan bülten-



de “Bülten” veya “Dergi” gibi bir ibareye rastlayamıyoruz. Biz Bülten söz-

cüğünü kullanmaya devam edeceğiz. 



20.12.1971  tarihli  Bültenin  9.sayısının  sağ  üst  köşesinde  Atatürk’ün 

Bizi  mahvetmek  isteyen  Emperyalizme  karşı  ve 



bizi yutmak isteyen Kapitalizme karşı heyet-i mil-

liyece,  savaşmayı  caiz  gören  bir  mesleği  izleyen 

insanlarız.” sözü yer alıyor. Bültenin en önemli ha-

berinin başlığı; “TÖS Genel Başkan Yardımcısı Dur-



sun  Akçam  ve  41  Öğretmen  Daha  Tahliye  Oldu” 

şeklindedir.  Haberin  devamında  tahliye  edilenle-

rin  isimlerine  yer  verilmiştir.  Bu  isimler  arasında 

TÖS Yürütme Kurulu üyesi Veli Kasımoğlu, ile Trab-

zon’dan aralarında Gültekin Gazioğlu, Orhan Yavuz, 

Kadri Çoban, Mutafa Karadeniz, Kazım Karadeniz, 

Edip  Yazgan  gibi  kişiler  bulunmaktadır.

55

  Bültende 



42

TÖB-DER’in Milli Eğitim Bakanına (Bakanlık görevini İsmail Arar yürüt-



mektedir-İ.A-)

  yazdığı  mektuba  da  yer  verilmiştir.  “Sayın  Bakan”  hita-

bıyla  başlayan  mektuptan  bazı  bölümleri  aktarıyoruz;  “On  bine  yakın 

öğretmen “ekmek” için yaban ellerde çalışmaya gitmiştir. (…) Geçim 

sıkıntısı öğretmenlerin önemli sorunlarından biridir. Öğretmenler çalış-

ma güvenlikleri, demokratik hak ve özgürlükleriyle ilgili de kaygı duyar 

hale gelmişlerdir.”  

Bültende İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin özetlenmesine devam 

edilmiş, açıkta bulunanların maaşlarının ödenmesine dair Maliye Bakan-

lığı’nın bir yazısı, Ankara Birlik Sahnesi’nin TÖB-DER üyesi öğretmenlere 

indirim uygulayacağına dair yazısı ile Orhan Seyfi Orhon’un Son Havadis 

Gazetesi’nde çıkan Turan adlı yazısına da yer verimiş, Orhon’un Turancı-

lığı Mustafa Kemal’in “İslamcılık ve Turancılık siyasasının başarı kazan-



dığına ve dünyayı uygulama alanı yapabildiğine tarihte rastlanmamış-

tır.” sözleriyle eleştirilmiştir.

56

 



Bültenin 10. Sayısı 27.12.1971 tarihinde çıkmıştır. Başlığın sağ tarafında 

Atatürk’ün “Bütün mazlum milletler zalimleri bir gün yok edecektir. O 



zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık 

kendisine yakışan bir sosyal duruma erişecektir.” sözleri yer almakta. 

Bültendeki en önemli haber ise “Fakir Baykurt Tahliye Edildi.” başlığıyla 

verilmiş. Haberin devamında “226 Gün Tutuklu Kalan Fakir Baykurt Tah-

liye edildi. 17 Mayıs 1971’de tutuklanıp, 142 sanıklı dosya ile, 25 Ekim’de 

mahkeme önüne çıkarılan Fakir Baykurt tahliye edildi

.” bilgisiyle birlikte 

Fakir Baykurt’un bir fotoğrafına da yer verilmiştir. 

Bültende göze çarpan konulardan biri Menemen Olayı ile ilgilidir. Bu ko-

nuyla ilgili yazıların birinde “Menemen Olayı Üzerine Gazi’nin Orduya 

Taziyesi”ne yer verilmiştir. Konuyla ilgili TÖB-DER’in görüşleri de şu şe-

kildedir:



TÖB-DER ve Menemen Olayı

 “Cumhuriyetin ve devrimlerin öğreticisi ve koruyucusu olan öğ-

retmenlerin bilinen kurbanlarından Mustafa Kubilay mürteci yo-

bazlar tarafından 41 yıl önce Menemen’de öldürülmüştü.  Şeriat 

ve hilafet türküsüyle ayaklanıp Cumhuriyete ve devrimlere yöne-

43

len bu kara saldırganlara doğru yol göstermek üzere öğüt vermek 

isteyen  yedek  subay  devrimci  öğretmen  M.F.  Kubilay’ın  üzerine 

atılan yobazlar şehit ettikleri Kubilay’ın başını kesmişlerdi. Kubi-

lay, kendisinden önce ve sonra şehit edilen meslektaşları gibi, hal-

ka hizmet yolunda, cumhuriyet ve devrimler uğrunda can vermişti. 

Ondan önce şehit edilenleri ve Kubilay’ı örnek alan devrimci Türk 

öğretmeni inancından ve aşkından bir şey yitirmeden halka hizmet 

yoluna  devam  edecektir.  Atatürkçü  öğretmenler,  devrimci  bilinç 

içinde birleşip bütünleşerek başarıya ulaşacağı ve şehit meslektaş-

larına layık olacağı inancındadır.”

57

 

Bültende yer alan diğer yazılar arasında “Reform İçin Reformist Kadro 



Gereklidir”(burada  kastedilen  eğitim  reformudur.),  “Mustafa  Necati 

Öleli 42 Yıl Oldu”, “Ankara Kardeş Oyuncular Tiyatrosu TÖB-DER üyele-

rine indirim yapıyor”.  Bültenin Sözlük köşesinde Kapitalizm, Artık De-

ğer ve Tröst kelimelerinin anlamına yer verilirken, yeni açılan şubelerin 

adlarının yer aldığı bir liste yayınlanmıştır. Bu listeye göre açılan TÖB-DER 



şubelerinin sayısı 220’ye ulaşmıştır.

TÖB-DER Bülteni’nin 11. sayısı 1972 yılının ilk sayısıdır.

58

 Bu sayıda bülte-



nin sağ üst köşesinde Atatürk’ün şu sözü yer almaktadır; “Bir memleke-

tin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca o devletin bütün kollarında 

bağımsızlık mefluçtur.”(yoktur anlamında İ.A) 

Bültenin manşetinde Devrimci Mustafa Necati

59

 yazısı yer almaktadır. Bu 



yazıdan bir bölüm aktaralım:

Devrimci Mustafa Necati

“Devrimci  Milli  Eğitim  Bakanı  Mustafa  Necati’yi  42  yıl  önce 

kaybettik.

60 

Sivil bir militan olarak Kurtuluş Savaşı’na katılmıştı.

(…) Mustafa Kemal’in güvendiği sayılı kişilerden biriydi.(…) Yazı 

devriminin  yürütücüsü  öğretmenlerin  en  içten  koruyucusuydu.

(…)  hala  binlerce  köyümüzün  ve  milyondan  fazla  çocuğumuzun 

okulsuz bulunması, 14 milyona yakın vatandaşın okuma yazmadan 

yoksun kalması Necati gibi devrimci yöneticilerin yokluğunu acı 

acı  yansıtmaktadır.(…)  Mustafa  Necati’yi  içimiz  yana  yana  anı-

yoruz.”

44

Bültende “1971’i Geride Bırakırken” başlıklı yazıda bir yılın değerlendir-

mesi yapılmıştır. Yararlı olabileceğini düşünerek bazı bölümlerini aktarı-

yoruz;


  

TÖB-DER 1971’İ DEĞERLENDİRİYOR; “1971’İ GERİDE BIRAKIRKEN”                                         

“1971 yılını bitirdik. Olaylarla dolu bir yılı daha geride bırakıyoruz. Şöyle 

bir geriye baktığımızda bir Vietnam, bir Arap-İsrail ve bir Pakistan –Hin-

distan savaşını hatırlamamak mümkün değil. Birçok ülkede hükümetler 

birbiri ardına düşerken, dolar değerini yitirdi. Öte yandan Çin Halk Cum-

huriyeti Birleşmiş Milletlere kabul edilirken, Milliyetçi Çin örgütten çıka-

rıldı.

Yurdumuzda; fiyatlar hızla fırlamış, üniversite kapılarından binlerce genç 

dönmüş,  okuma  yazma  sorunu  yine  kökünden  çözülememiş,  Atatürk 

Türkiye’sinde şeriat düzeninin özlemi içinde binlerce kuran kursu etkin-

liğini  sürdürmüş…(…)  Az  gelişmiş  bir  ülkenin  aydını  olarak  bize  düşen-

leri hatırlatmakta yarar var. Öğretmeni sadece ABC öğreten biri olarak 

görme ve gösterme yanlışını düzeltmek ve bilimsel doğruları öğretmek 

konusundaki görevlerimizi de hatırlatmak isteriz. Öğretmen her şeyden 

önce yurttaşlık görevini tam olarak yerine getirebilmek için yurt ve dünya 

sorunlarını bilmeli ve bu sorunların çözülmesinde bilimsel açıklamalara 

sahip olmak zorundadır. Mesleki ya da bireysel sorunlarımızı ülke sorun-

larından soyutlayarak çözmek nasıl mümkün değilse, ülkemizin çelişki-

lerini  de  uluslar  yelpazesindeki  yerimizi  belirlemeden  açıklamak  müm-

kün değildir. (…) Eğittiğimiz ve yetiştirdiğimiz öğrencilerimizden okuyan, 

düşünen ve çabalarını halkının kalkınma çabasına adayan aydınlar elde 

ettiğimiz gün ATATÜRK öğretmeni olabiliriz.(…)”

61

 



Bültende  Memurların  Ödev  ve  Sorumlulukları,  Sizin  İçin  Hukuk  Kıla-

vuzu,  İnsan  Hakları  Evrensel  Beyannamesi  (önceki  sayılardan  devam) 

başlıklı yazılar ile “Sözlük” köşesinde  Demokrasi, Otokrasi ve Teokrasi 

kelimelerinin anlamlarının açıklandığı yazıya yer verilmiştir. Yeni açılan 

TÖB-DER şubelerinin adlarının yayınlandığı listeden öğrendiğimize göre 

de TÖB-DER’in şube sayısı 240’a ulaşmıştır. Bültende kitap tanıtımı da ya-

pılmaktadır. “Bu Kitabı Okudunuz mu?” başlığıyla değerlendirilen kitap, 

Arnavut yazar İsmail Kadere’nin “Ölü Ordunun Generali”dir.


45

TÖB-DER cephesinde bu gelişmeler yaşanırken ülkede de aşağıdaki ge-

lişmeler yaşanmaktaydı: 

II. nihat Erim Hükümeti döneminde de sıkıyönetim uygulamaları tüm şid-

detiyle devam ediyor, özgürlükler daha da kısıtlanıyordu. Aralık 1971’de 

DDKO Davası Diyarbakır’da başladı. 10 Ocak 1972’de Askeri Yargıtay, De-

niz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan hakkında verilen idam cezasını 

onadı. Bu konu nihai karar mercii olan TBMM’nin onayına sunuldu. TÖB-

DER,  idamlara  karşı  olduğunu  bülteninde  yayınladığı  bir  kampanya  ile 

açıklamış oldu.

Bültenin 12. sayısında başlığın yanında Atatürk’ün “Uzun yılların uyuştu-



rucu yönetim ve eğitiminin etkisinden bir toplumun, bir günde, bir yılda 

kurtulabileceğini düşünmek ve kabul etmek doğru değildir” sözlerine 

yer verilmiş.

Bültenin manşetinde ise “Binlerce Aydın Ölüm Cezasının Kalkmasını İs-

tedi” başlıklı haber yer almaktadır. Haberde aydınlar ve gazeteciler tara-

fından bu konuda başlatılan imza kampanyasına 9’u tabii 11 senatör ve 

1 milletvekilinin katıldığını öğreniyoruz. Bültenin köşe yazısı niteliğindeki 

yerinde “Nasıl Bir Yarın Özlemi İçindeyiz?” başlıklı bir değerlendirme ya-

zısına rastlamaktayız. Bu yazının eğitime dair olan bir bölümünü özetle-

yerek buraya aktarmayı uygun gördük; “(…) Yaratılmak istenen öğretim 



ve eğitim birliği, körpe beyinleri şeriat düzeni özlemiyle yıkayan nurcu-

luk propagandası yapan Kuran kurslarıyla zedeleneli yıllar oluyor.(…) 

Eğitim, ülkemizin sosyo-ekonomik gerçeklerine dayanmadıkça ve ulu-

sal gereksinmelerimize cevap verecek duruma getirilmedikçe okulları-

mız toplumun sırtından geçinen ve üretime hiçbir katkısı bulunmayan 

işsiz aydınlar çoğaltmaya devam edecektir.”

Bültenin bu sayısında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi dizi yazısı IV. 

Bölümüyle devam etmiş, Milli Eğitim Bakanları başlıklı yeni bir yazı di-

zisine başlanmıştır. Sırasıyla Dr. Rıza Nur, Hamdullah Suphi Tanrıöver, 



Mehmet Vehbi ve İsmail Safa gibi bakanlar hakkında kısaca bilgi veril-

mektedir.

Yine Bültende yeni olan bir bölüm daha var. “Geçen Haftanın Olayları” 

başlıklı bu bölümde yurtta ve dünyada meydana gelen haftanın önemli 



46

olayları kısa başlıklar halinde verilmiş. Sözlük köşesinde ise Bürokrasi, 



Bürokrat, Teknik, Teknokrat ve Teknokrasi kelimelerinin anlamları açık-

lanmıştır.

62

 

17.1.1972 tarihli 13. sayılı Bültenin sağ üst köşesi yine Atatürk’ün “Arka 



üstü yatmak ve hayatını çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim 

topluluğumuz içinde yeri yoktur” sözleriyle çıkmıştır. Bültenin manşe-

tinde “Yeni Vergiler Havayı Bulandırıyor” başlıklı bir yazı yer almaktadır. 

Başyazının  konusu  ise,  “Uygarlık-İnsanlık.”  Bu  yazıda  aralarında  Altan 

Öymen’in de bulunduğu bazı gazetecilerin ölüm cezasının kaldırılması-

na yönelik çabalarına yer verilmektedir. Yine Milliyet Gazetesi’nden Abdi 

İpekçi’nin 13 Ocak 1972 tarihli “Çağdaş Uygarlık ve İdam” konulu yazısı 

özetlenerek ilk sayfada yayınlanmıştır. Önceki sayılardan devam eden İn-



san Hakları Evrensel Beyannamesi V. bölümüyle devam ettirilmiş, yine 

devam yazılarından biri olan Milli Eğitim Bakanları başlıklı yazıda Vasıf Çı-



nar, Şükrü Saraçoğlu, ve Hamdullah Suphi Tanrıöver kısaca tanıtılmıştır. 

Sözlük köşesinde Faşizm, Nasyonal Sosyalizm, Nazizm ve Nazi kelimele-

rinin anlamları açıklanıyor. Bültende “Düyun Borcu” yazısı ile Haberler 

başlıklı bölüm var. Haberler kısmındaki en ilginç haber “Tarım Bakanlığı 

1971-72  öğretim  Yılında Ziraat Fakültesini  kazanan 7  kız  öğrenciye 

Burs vermekten vazgeçti” olarak bültende yerini almış.

Bültenin  14.  Sayısı  24.1.1972 

tarihlidir.  Bültenin  sağ  üst  kö-

şesinde Atatürk’ün şu sözlerine 

yer  verilmiş;  “Bugünkü  savaş-

larımızın  gayesi  tam  bağım-

sızlıktır.  Bağımsızlığın  tamlığı 

ise  ancak  mali  bağımsızlıkla 

mümkündür” 

Bu sayının en önemli haberi ise, 



“TÖS Ege Bölgesi Baştemsilcisi 

Ferhat AslantaşTahliye Edildi.” 

Haberin  devamında  “Önce  İz-



mir Sıkıyönetim Komutanlığınca gözaltına alınıp serbest bırakılan Ferhat 

Aslantaş daha sonra Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mah-

47

kemesinde görülmekte olan TÖS davası sanığı olarak içeri alınıp yargı-

landı. 20 Ocak 1972 yılında yapılan duruşmada tahliyesine karar verildi” 

denilmiştir. Bültenin ön sayfasında “Milli Eğitimde Değişiklik”, “Eğitim 



ve İşsizlik” başlıklı iki yazı görüyoruz. Bu yazıların ikincisinde TBMM’de 

Milli Eğitim Bakanı İsmail Arar’ın 28 Aralık 1971’de meclis plan ve bütçe 

komisyonunda yaptığı konuşma yer almaktadır. Bir bölümünü özet ola-

rak vermeyi uygun gördük: “…Okur- yazar sayımız %55’e yükselmiştir. 



Her yıl 1 milyon kişinin bu rakama eklenmesi gerekirken maalesef bu 

sayı 100 bini aşmamaktadır.(…) Türkiye’de 18 bin ilkokulda 145 bin öğ-

retmen görev yapmakta, 5 milyon çocuk öğrenim görmektedir. 380 bin 

ilkokul mezunu ortaokula devam etmeyerek öğrenim hayatının dışında 

kalmaktadır.(…) bu yüzden ilköğretimin 8 yıla çıkarılması denemelerine 

bazı okullarda başlanmış bulunmaktadır.

63

 (…) Ortaokul için yeterince 

öğretmen yetiştirilememektedir. İlkokuldan gelen bin öğrenciden an-

cak 27’si ortaokulu, 9’u liseyi bitirebilmektedir. Ortaöğretim iki kade-

mede  olacak  birinci  kademe  hayata  hazırlama,  ikinci  kademede  ise 

yöneltme uygulanacaktır. Bundan sonraki kademe yöneltmeye dönük 

olacaktır.  Üniversitelerimiz  topluma  karşı  görevlerini  tam  anlamıyla 

yerine getirememiştir.(…) Türk Planlama Teşkilatına göre Türkiye’de iş-

siz sayısı her yıl 400.000 kişi artmaktadır. 139 kişiden ancak 10 kişiye iş 

bulunabildiği için 129 kişi işsiz kalıyor.”

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi dizi yazısı bültenin bu sayısında da 

VI.  Bölümüyle sürdürülmüştür. Bültende Geçen Haftanın Olayları baş-

lıklı yazıda yine yurtta ve dünyada meydana gelen önemli olaylar özet-

lenmektedir. Milli Eğitim Bakanları yazı dizisine devam edilmiş, Mustafa 



Necati ve icraatları anlatılmıştır. Son sayfada “TÖS Davası Yeniden Baş-

ladı” şeklinde bir kısa habere yer verilmiş, Sözlük köşesinde devrim ve 

devrimcilik kelimelerinin anlamları açıklanmıştır.

64

 



1.2.1972 tarihide çıkan bültenin 15. sayısının sağ üst köşesi şimdiye ka-

dar olduğu  gibi Atatürk’ün bir sözüne ayrılmış. Bu sayıdaki Atatürk’ün 

sözleri şöyle; “Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve 

yerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni 

bir ahenk ve işbirliği çağı egemen olacaktır.” 

Bültenin manşetinde “Fakir Baykurt’un Rusya ile ilişki kurduğu habe-



ri yalandır.” haberi gözümüze çarpmaktadır. Haberde özetle şu bilgilere 

48

yer verilmektedir; “Geçtiğimiz hafta bir gazete Fakir Baykurt’un Rusya 



ile ilişki kurduğu tespit edildi biçiminde bir manşet haberi yayınladı. Bir 

süre önce Bolu civarında bir trafik kazasında ölen Rus diplomatın cebin-

den düştüğü söylenen kağıtlar arasında Baykurt’un kartı ile kitapların-

dan bazılarının isimleri bulunduğu ileri sürülmekte ve buna dayanarak 

Baykurt’un Rusya ile ilişkili bulunduğu 

yargısına  varılmaktadır.  Bu  haber  ba-

sın  ahlakıyla  bağdaşmamaktadır.(…) 

Konunun aslı şudur; Fakir Bayurt, yurt 

dışında tanınan, okunan ve tutulan bir 

yazardır. (…) Söz konusu diplomat Bay-

kurt’un  kitaplarını  istemiş,  Baykurt’da 

kitaplarını imzalayarak vermiştir. Bunda 

siyasi ilişki aramak öküz altında buzağı 

aramaktan öte bir şey değildir.”

Bültende “İnönü İdamlara Karşı” baş-

lıklı  bir  yazı  var.  Yazıda  İnönü’nün  “Si-

yasi suçlardan ötürü idam cezası iste-

mediğimi söylüyorum.(…) İdam cezası 

yapmayalım,  bunu  kaldıralım…”  şek-

lindeki sözlerine yer verilmiştir.

65

 

TÖB-DER 10 İlde Bölge Toplantısı Yapıyor başlıklı haberde TÖB-DER’in 6 



Şubat’ta bölge toplantısı yapacağı iller; Kırklareli, Balıkesir, Uşak, Deniz-

li, Konya, Kırşehir, Ordu, Elazığ, Gaziantep, Mersin olarak sıralanmıştır.

Geçen sayılardan devam eden Milli Eğitim Bakanları başlıklı yazıda Mili 

Eğitim Bakanlığı görevinde bulunan İsmet İnönü, Vasıf Çınar, Recep Pe-

ker, Cemal Hüsnü Taray

66

 ve Dr. Refik Saydam hakkında bilgi verilmiştir. 



Geçen Haftanın Olayları köşesinde yurtta ve dünyada meydana gelen 

olaylara  kısa  başlıklarla  yer  verilmiştir.  Bültende  TÖB-DER’in  Üç  Aylık 



Yaşantısı  başlıklı  bir  değerlendirme  yazısı  bulunmaktadır.  Bu  yazıda; 

TÖB’ün 3 Eylül 1971’de kurulduğu ancak İçişleri Bakanlığı’nın “Birlik” adı-

na yaptığı itiraz yüzünden tüzükte değişiklik yapılarak derneğin TÖB-DER 

(Türkiye Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği) adını aldığı, o 

Fakir Baykurt



49

nedenle ancak Kasım 1971’de faaliyete geçebildiği, bu yüzden de üç ay-

lık bir değerlendirme yapıldığına değinilmiştir. Değerlendirme yazısında 

ayrıca: “Bu dönemde 156 öğretmen tutuklanmış, bunlardan 114’ü tah-

liye edilmiş, 42 kişi ise halen tutuklu bulunuyor. Tutuklu olan ve işinden 

uzaklaştırılanlara yapılan ödeme toplamı ise 213 bin lira” bilgisine de yer 

verilmiştir.


50

DİPNOTLAR

33  Ali Bozkurt; TÖB-DER’in Kuruluşu. Abece Dergisi, sayı 325, s.2-3

34  Yılmaz Elmas; Sorunlarıyla Öğretmen adlı kitabında;  “TÖB-DER’in kuruluş 

yıllarında kariyerist tavırlı bazı öğretmenler, Devrimci Öğretmenler Birliği 

(DÖB)’ni ve İlkokul Öğretmenleri Derneği (İLK-DER)’ni kurmuşlardır. DÖB, 

kendi kendine dağılmış, İLK-DER ise 9 Mart 1975 günü TÖB-DER’e katılmış-

tır.”  Değerlendirmesini  yapmaktadır.  (Yılmaz  Elmas;  Sorunlarıyla  Öğret-

men. S.75, Gerçek Sanat Yayınları, İstanbul 1994.)

35  “TÖB-DER Yürütme Kurulu başlangıçta 12 kişiydi. Daha sonra 9 kişi olarak 

belirlendi. 1978’de yapılan tüzük değişikliğiyle 11 kişiye çıkarıldı. Son artı-

şın gerekçesi, yönetimi oluşturan siyasi gruplara unvan dağıtmada kolaylık 

sağlamaktı.”  Dr.  N.  Altunya;  Türkiye’de  Öğretmen  Örgütlenmesi  (1908-

2008) s.172, Ürün Yay. 2008 Ankara  

36  TÖB-DER, I. Olağan Kongresine Sunulan Rapor, s.2 Ankara 1972

37  Dr. Niyazi Altunya; Türkiye’de Öğretmen Örgütlenmesi (1908-2008) s.172, 

Ürün Yay. 2008 Ankara

38  TÖB Bülteni sayı,1 sayfa 2. 18 Ekim 1971 

39  TÖB-DER sayı: 7, 06.12.1971, sayfa;1 (Abece dergisinin 32. sayısında Meh-

met Cihangir imzalı yazıda bu konuda verilen bilgi şu şekildedir: “İç İşleri 

Bakanlığı Birlik sözcüğünü uygun bulmayıp tüzüğü onaylamayınca Afyon’da 

toplanan kurucular kurulu 23 Kasım 1971’de örgütün adını Türkiye Öğret-

menler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) olarak değiştirdi.” Akta-

ran; Feyzi Coşkun; TÖB-DER s.17)

40  Sözlük Köşesi sonradan bir dönem TÖS’ün de yayın organı olan İmece Der-



gisi’nde de bulunmaktaydı. TÖB Bülteninin 1. sayısının Sözlük Köşesinde 

“Felsefe”, “Metafizik” ve “Fizik” kavramları yer almaktadır. (İ.A)

41  TÖB Başkanı Haydar Orhan, bu raporu Milli Eğitim Bakanı Şinasi Orel’i ma-

kamında ziyaret ederek sunmuştur.

42  Sıkıyönetim Savcısı olan Baki Tuğ, TÖS’ün ve devrimci gençlerin amansız 

düşmanıydı.  TÖS  için  “TÖS’ün  gizli  Marksist-Leninist  bir  örgüt  olduğu, 

herkesin malumudur. Mahir Çayan’ı kaçıranlara bakıyorsunuz TÖS men-

subu öğretmenler. Deniz Gezmişleri kurtarmak için uçak kaçıranlara bakı-

yorsunuz yine TÖS mensubu öğretmenler… Kısaca bir anarşik olay tahlil 

edildiği  zaman  bakıyorsunuz,  içinden  yine  TÖS’lü  öğretmenler  çıkıyor” 

değerlendirmesini yapmış, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına idam cezası ver-

dirmişti. Tuğ, daha sonra Doğru Yol Partisi (DYP)’nden milletvekili seçildi. 

43  TÖB Bülteni;  8.11.1971, sayı 4.

44  TÖB Bülteni;  15.11.1971, sayı 5.

45  TÖB Bülteni;  22.11.1971, sayı 6.

46  Dergide bu konuşmanın yapıldığı tarih 16 Temmuz 1921 olarak gösterilse 

de doğrusu 15 Temmuz 1921 olacaktır. (İ.A)



51

47  Mustafa Kemal’in Maarif kongresinde yaptığı konuşmanın tam metnini bu-

raya ekledik.

         Muhterem Hanımlar, Efendiler!



 

 

Genel Savaş (Birinci Dünya Savaşı) ülkemize bir yenilgi getirdi. Düş-

manlarımız bu durumdan yararlanarak ulusumuzu tamamen yok etmek 

istediler. Bu duruma karşı oluşan ulusal tepki ve direnişin merkezi Ankara 

oldu.

 

 

Bizi yaşatmamak isteyenlere karşı yaşama hakkımızı savunmak üze-

re toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, burada, Ankara’da toplandı.

 

Bugün Ankara, Ulusal Türkiye’nin “Ulusal Maarifini” kuracak olan Türki-

ye Muallime ve Muallimler Kongresi’nin toplanmasına ev sahipliği yap-

manın gururuna sahne olmaktadır.

 

 

Yüzyılların neden olduğu bir yönetim anlayışının devletin bünyesinde 

meydana getirdiği yaraları tedavi etme yolunda harcanacak çabaların en 

büyüğünün hiç kuşkusuz, irfan yolunda olacağını kabul etmemiz lazımdır.

 

Gerçi bugün elimizdeki tüm maddi ve manevi güçlerimizi ulusal sınırları-

mızı işgal etmiş olan işgalci düşman güçlere kullanmak zorundayız.  

 

Aydınlık bir ülkeyi oluşturmak için elimizdeki (maddi)kaynaklar yeter-

li değildir. Ancak yeterli koşullar oluşuncaya kadar dikkat ve özenle hazır-

lanmış bir eğitim programı oluşturmaya ve var olan eğitim sistemimizi bu 

günden etkili bir hale getirmeye çaba göstermeliyiz.

 

 

Şimdiye kadar izlenen eğitim ve öğretim usullerinin ulusumuzun geri 

kalmasında en önemli etken olduğu kanaatindeyim. Onun için bir milli 

eğitim programından bahsederken, eski devrin hurafelerinden ve bün-

yemize hiç de uygun olmayan yabancı fikirlerden, Doğudan ve Batıdan 

gelen tüm etkilerden tamamen uzak, ulusal özelliklerimize ve tarihimize 

uygun bir kültürü kastediyorum. Çünkü ulusal zekamızın gelişimi ancak 

böyle bir kültür ile mümkün olabilir. Her hangi bir yabancı kültürü, şim-

diye kadar izlenen yabancı kültürlerin yıkıcı etkilerini devam ettirebilir. 

Kültür ile ortam birbiriyle uyumlu olmalıdır.  Bu zemin (ortam) ulusun ka-

rakteridir.

 

 

Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle varlığıyla, 

haklarıyla, birliğiyle çelişen tüm yabancı unsurlarla mücadelenin gerek-

liliğini ve ulumuzun gelişimini engelleyici yapısına karşı mücadele edil-

mesinin zorunluluğu öğretilmelidir.  Yeni kuşağın ruhuna bu nitelik ve ye-

teneğin aşılanması önemlidir. Sürekli ve müthiş bir mücadelenin olduğu 

dünyada özgür ve mutlu kalmak isteyen her ulus bu nitelikleri şiddetli bir 

şekilde benimsemek zorundadır.

 

 

Detaylarını  tamamen  bu  konuda  uzman  olan  kişilere  bırakmak  is-

tediğim bu konu hakkındaki genel noktaları tamamlamak için yeni ku-

şağın donatılacağı manevi özellikler; dürüstlük ve disiplinli bir düşünce 

yapısından bahsetmek zorundayım.İşte biz, kongrenizden yalnız, hatları 

52

çizilmiş olan eski yolların devam ettirilmesinin tartışıldığı değil; kaba hat-

larıyla belirttiğim koşullara uygun yeni bir sanat ve marifet yolu bulup 

ulusa göstermek ve o yolda yeni kuşağı yürütmek için yol gösterici ol-

mak için kutsal bir hizmeti bekliyoruz. Maarif Vekaleti’nin halkı tanımış, 

çevresini ve ülkesini sevmiş, öğretmen ve uzmanlardan oluşan bir ilim ve 

irfan kongresini Ankara’da toplamayı düşünmüş olmasını ve bugünkü zor 

koşullara rağmen bu girişiminde başarılı olmuş olmasını, takdirle karşı-

lıyorum. Sizlerin ve ulusumuzun huzurunda milli eğitimimiz hakkındaki 

görüşlerimi ifadeye imkan veren bu toplantıdan istifade ederek, gelece-

ğimizin kurtarıcılığının önderliğini yapacak olan saygıdeğer Türkiye mu-

allime ve muallimleri hakkındaki hürmet hislerimi açıklamak isterim. 

 

Geleceğe hazırlanan vatan evlatlarına, hiçbir zorluk karşısında yılma-

dan büyük sabır ve azimle çalışmalarını,  ebeveynlerin de okula giden 

çocukların ihtiyaçlarının karşılanması için her türlü desteği sağlamalarını 

tavsiye ederim.Büyük tehlikeler karşısında uyanan ulusların ne kadar di-

rengen oldukları tarih önünde belgelidir. Silahıyla olduğu gibi aklıyla da 

düşmanla mücadele etmek zorunda olan ulusumuzun, birincisinde gös-

terdiği beceriyi ikincisinde de göstereceğinden asla şüphem yoktur. Ulu-

sumuzun tertemiz karakteri ve yetenekleri bunun örnekleriyle doludur.  

 

Ancak bu doğuştan gelen yeteneği geliştirebilecek yeteneklerle do-

natılmış vatandaşlara ihtiyacımız vardır. Bu görev de sizlere düşüyor.Ulu-

sal hükümetimizin, samimiyetle ve çok istediği halde Türkiye muallime ve 

muallimlerinin hayat ve refahını temin etme konusunda yetersiz kaldığı-

nı söyleyebilirim. Buna rağmen ulusumuzun eğitim düzeyini yükseltmek 

gibi kutsal bir amaç taşıyan yüce kurulunuzun bugünün şartlarını ve im-

kanlarını göz önüne alacağından ve her türlü zorluğu yenerek bu yolda 

kararlı bir şekilde yürüyeceğinden şüphem yoktur.Göreviniz çok önemli 

ve hayatidir. Bunda başarılı olmanızı tanrıdan diliyorum.

48  Milliyet 17 Kasım 1971

49  I. Erim Hükümeti 26 Mart 19712den 11 Aralık 1971, II. Erim Hükümeti ise 

11 Aralık 1971’den 22 Mayıs 1972 tarihine kadar görev yapmıştır. Erim Hü-

kümeti döneminde ABD’nin dayatmalarıyla afyon ekimine kısıtlama getiril-

miş, afyon üreticisi yüz bin aile bu durumdan olumsuz yönde etkilenmiştir. 

Türkiye’nin bu uygulamalarla uğradığı zarar 6 milyar dolar olarak hesapla-

nırken, ABD’nin bu zarara karşılık Türkiye’ye ödediği tazminat 525 milyon 

dolardır.(İ.A) 

50  TÖB-DER Bülteni; sayı 7, 6.12.1971

51  Bu başlık altında 1970-71 öğretim yılına ait bazı eğitim istatistikleri veril-

miştir. Buna göre; toplam okul sayısı 42.629’dur. Bunun 37.194’ü ilkokul, 

2.178’i ortaokul ve lise, 2.657’si mesleki ve teknik okuldur.

 

Okulsuz köy sayısı 4.291’dir.



53

 

Öğretmen  sayısı  toplam  164.  761’dir.  Bunun  134.624’ü  ilkokul,  19.242’si 



ortaokul, 10.895’i mesleki ve teknik okullarda görevli öğretmenlerdir.   

52  TÖB-DER Bülteni 6.12.1971, sayı 7.

53  12 Mart Darbesini izleyen günlerde birçok öğretmen ve aydın “yasaklı-sa-

kıncalı” yayın bulundurdukları gerekçesiyle ya herhangi bir örgütle ilişki-

lendirilmiş  veya  “Komünizm  propagandası  yaptığı”  gerekçesiyle  TCK’nun 

142. Maddesine göre gözaltına alınmış, yargılanmıştır. Bu yüzden savcılığın 

kararı tam metin olarak yayınlanmıştır. (İ.A)

54  TÖB-DER 13.12.1971, sayı 8.

55  Listede yer alan isimlerden Gültekin Gazioğlu daha sonra üst üste iki dö-

nem  TÖB-DER  Genel  Başkanlığına  seçilecektir.  Orhan  Yavuz  ise  Gazioğ-

lu’nun hemşehrisi ve arkadaşı olup bu ikili 1965’teki T.Ö.D.M.F kongresine 

birlikte katılmışlardır.(G. Gazioğlu; Roman Gibi / Anılar s.77) Yine listedeki 

isimlerden Kadir (Kadri)  Çoban TÖB-DER GYK üyeliği yapmıştır.(İ.A)

56  TÖB-DER 20.12.1971, sayı 9.

57  TÖB-DER 27.12.1971, sayı 10.

58  TÖB-DER 3.1.1972, sayı 11.

59  Bu yazıda “Mustafa Necati 1927 yılında Milli Eğitim Bakanı olmuştur.” cüm-

lesindeki tarih yanlışını düzeltmek isterim. Doğru tarih 20 Aralık 1925 ola-

caktır.(İ.A) 

60  Mustafa Necati, 1894’te İzmir’de doğdu. I. Dönem TBMM’de Saruhan Me-

busu ve İstiklal Mahkemesi üyesi olarak görev yaptı. 1925’de Maarif Vekil-

liği görevine getirilen Mustafa Necati, 1 Ocak 1929’da öldü.

61  Dikkat edilirse TÖB-DER’in 1971 yılını değerlendiren yazısında 1971 yılının 

iç politik olaylarının değerlendirmesi yapılmamıştır. Bu durumun nedeninin 

bir dernek olarak sıkıyönetim yasaklarına uyulması kaygısı olabilir. Okuyu-

cuya hatırlatmakta fayda görüyoruz; bu dönemde İsrail’in İstanbul Başkon-

solosu olan Efraim Elrom, Mahir Çayan’ın lideri olduğu THKP-C tarafından 

kaçırılarak öldürülecek, Erim hükümetince Balyoz Harekatı başlatılacaktır. 

31 Mayıs 1971’de Nurhak dağlarında THKO’culardan Cemgil, Manga ve Öz-

doğan öldürülecek, Çayan ve Cevahir ise; bir Binbaşının kızını rehin aldıkla-

rı apartmanda kıstırılacaklardır. Yapılan operasyonda Çayan yaralı, Cevahir 

ölü olarak ele geçirilecektir. 

62  TÖB-DER; 10.1.1972,sayı 12.

63  İlköğretimin 8 yıla çıkarılması ancak 28 Şubat süreciyle 1997 yılında gerçek-

leşmiştir.

64  TÖB-DER 24.1.1972, sayı 14.

65  İdam cezası 10 Mart 1972’de TBMM’de onaylandı. 53 red, 6 çekimser (bun-

lar CHP’lilere aitti) oya karşılık 238 oyla kabul edildi. Gezmiş, Aslan ve İnan 

6 Mayıs 1972’de idam edildi.

66  Cemal Hüsnü Taray, İsmet İnönü’nün başbakanlığı sırasında 10.4.1929’da 

Milli Eğitim Bakanı oldu ve 1.5 yıl bu görevde kaldı. (İ.A) 


1972

55

Bültenin 16. Sayısı 7 Şubat 1972 tarihlidir. Bültenin sağ üst köşesinde Ata-

türk’ün; “Bir millet varlığı ve hakları için bütün kuvvetiyle, bütün fikri ve 

maddi kuvvetleriyle ilgilenmezse bir millet kendi kuvvetine dayanarak 

varlığını ve bağımsızlığını sağlayamazsa şunun bunun oyuncağı olmak-

tan kurtulamaz” sözlerine yer verilmiştir. 16.sayının manşetinde “TÖB-

DER’in 193 Şube Yönetim Kurulları 10 Merkezde Toplandı.” haberi fo-

toğraflı olarak yer almaktadır. Bir diğer haber de “Öğretmen Okullarında 



Göçebelik” başlığıyla kendine ilk sayfada yer bulmuş. Bu haberde özetle 

“Milli Eğitim Bakanlığı’nda Öğretmen Okulları Genel Müdürü’nün okul-



ları devrimci öğretmenlerden temizliyoruz sözleri gerekçe gösterilerek 

her okuldan 3-5 öğretmen başka okula sürgün edilmekte veya bakanlık 

emrine aldırmaktadır” denilmektedir. Bültenin 2.sayfasında “Görevden 

Uzaklaştırılan Memurların Aylığı” başlıklı bir yazı daha var. O dönemde 

gözaltına  alınan  veya  görevden  alınan  öğretmen  sayısının  fazlalığı  ne-

deniyle bu tür bir yazılı izahata ihtiyaç duyulduğunu görmekteyiz. Aynı 

sayfada Şevket Süreyya Aydemir’in Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan 



“Öğretmeni Cesaretlendirmek” başlıklı yazısına yer verilmiştir.

67

 Bu ya-



zının bazı bölümlerini Türkiye’de eğitimin sorunlu olmasının nedenlerine 

dair ipuçları verdiğinden özetleyerek vermeyi yararlı gördük;



ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR;

“ÖĞRETMEnİ CESARETlEnDİRMEK lAZIM”

                  

“(…) İlk çöküntü ve ilk darbeler bizde, üstün bir buluş ve başka ülkelerde 

benzeri olmayan Köy Enstitülerinin ve enstitülüle-

rin üzerine yağdırılan yıldırımlarla başladı.(…) Bu 

haksız müdahaleler yalnız enstitülü öğretmenler-

de  değil,  bütün  öğretmenler  aleminde  ilk  gurur, 

haysiyet ve cesaret kırıcı hareketler oldu. (…) Sayın 

Nihat Erim şu cümleyi çekinmeden söyleyebilmişti: 

Eğer elimde iktidar olsa, Köy Enstitülerini, adıy-

la, sanıyla tekrar açarım.(…)1950’den sonradır ki, 

köy öğretmeni köyde yalnız muhtardan, imamdan 

değil, köy bekçisinden bile arka plana itilmeye ça-

lışıldı.  Öğretmenin  karşısına  bu  sefer  de  ortaçağ 

taassubunun hortlayan hayaletleri dikildi. Her ta-

rafta irtica evvela öğretmeni hedef alıyordu. Siyasi 

56

demagog bir köye gidip evvela taassup hislerini kamçılıyordu. 

Köylerde 


Download 3.81 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   53




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling