Töb-der tarihi İsmail Aydın “de te fabula narratur” “anlatılan senin hikayendir”
partililer kahvelerini camilerini ayırırlarsa orada öğretmenin yeri ne-
Download 3.81 Mb. Pdf ko'rish
|
partililer kahvelerini camilerini ayırırlarsa orada öğretmenin yeri ne-
resi olabilir? O, köyde, artık kenara itilmiş, ürkek, cesaretsiz bir yaratık haline gelmez mi? 68 (…) İlk öğretmenler aleminde öğretmenlerin, Milli- yetçi Öğretmenler, milliyetçi olmayan öğretmenler diye ikiye bölünü- şü, o devirde başlar. Halbuki öğretmenler içinde, milliyetçi olmayan bir öğretmenin bulunduğunun bu güne kadar misali ve ispatı yoktur. Fakat ne çare ki, bu resmi ayrılış ve adına Milliyetçi Öğretmenler diye hakim partinin kanadı altına alınmak istenen, devletten bina, mefruşat, lokal yardımı gören dar bir kadronun büyük topluluktan kopuşu maalesef di- ğerleri için çok cesaret kırıcı oldu.(…) Evet öğretmeni suçlama bulutları dolaştırmanın, asılsız suçlamalarla karakol maceralarının yarattığı hava şu olmuştur ki, öğretmenler artık, kendinden şüphe etmek hastalığına yakalanmıştır. Bu korkunç ve ruha durgunluk veren bir hastalıktır. Bu has- talığa tutulmuş olanlardan hiçbir enerji ve yaratıcı güç beklenemez. Bu hastalığa tutulanlar, ya işçi olur yurtdışına kaçarlaryahut da çevrelerinde gününü gün edebilmek için, kitabı hatta gazeteyi bile bir tarafa atarak, kendilerine ve mesleklerine yabancı kesilirler. O zaman okumanın hat- ta bazen de okutmanın yerini atalet, oyun, tavla ve iskambil partileri ile felekten intikam almak kalır. Biz bu düşüşten ve cesaretsizlikten öğret- meni kurtarmalıyız. Çünkü onun gerçek oyunu, eğitimdir. Bir taraftan kendini durmadan yetiştirmek, bir taraftan da öğrencilerine kendinde olanları ver- mektir.” Bültenin bu sayısında Milli Eğitim Ba- kanları yazı dizisine devam edilmiş Esat Sagay
69 , Dr. Reşit Galip 70 ve Dr. Refik Saydam 71 tanıtılmış. Sözlük köşesinde Bilgi Kuramı’na, 4.sayfasında ise “Ge- çen Haftanın Olayları” na yer verilmiş- tir.
14 Şubat 1972 tarihinde yayınlanan TÖB-DER Bülteninin 17.sayısının sağ üst köşesinde Atatürk’ün “Milli sınırlarımız içinde hür ve bağımsız yaşamak
57 rı Kanununun Anayasa’ya Aykırı Maddeleri Anayasa Mahkemesi’nde” şeklindedir. “Örgütçülük Psikozu” başlıklı yazıda ise geçen hafta yapılan örgüt toplantılarında görülen coşku ve dayanışma ruhuna dikkat çekil- miştir. “Bölge Toplantısından İzlenimler” yazısında ise “TÖB-DER için bir yayın organının çıkarılması”, “TÖS’ün çizgisinin doğru olduğu” gibi görüş ve öneriler gözümüze çarpıyor. Bültenin bu sayısında “Örgüt Haberle- ri” bölümüne yer verilmiş, Dinar ilçesinde görev yapan 284 öğretmenin 240’ının derneğe üye olduğu notu düşülmüştür. Devam yazılarından biri olan “Milli Eğitim Bakanları”nın bu sayıdaki konukları Hikmet Bayur ve
72 Bültenin Sözlük köşesinde Bilinç kelimesinin anlamı açıklanmış. 4. sayfada “Tutuklu Memurların Aylıkları Ödenmelidir” şek- lindeki Devlet Personel Dairesi’nin kararı aynen yayınlanmıştır. 73
bağımsızlık demek elbette siyasal, maliye, iktisat, adalet, askerlik, kül- tür gibi alanlarda tam bağımsızlık ve tam özgürlük demektir. Bu saydı- ğımız alanlardan her hangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ülkenin ve ulusun tam bağımsızlıktan yosun olduğunu gösterir” sözleri bulun- maktadır. Bültenin manşetinde “Öğretmeni Namerde Muhtaç Bırakan Toplumlar
yazının başlığı ise “Bakanlar ve Öğretmenler”dir. Bu yazıda Milli Eğitim Bakanı’nın bütçeden öğretmen maaş ve ücretleri için ayrılan payın az ol- duğuna değinilerek Saffet Arıkan Bedük’ün maaşlarını il özel idaresinden alan öğretmenler için gösterdiği çaba anlatılmış, öğretmenlerin geçim sıkıntısı nedeniyle inşaatlarda amele olarak çalışması bir fotoğrafla bel- gelenmiştir. 2.sayfada ise 1972 yılı bütçesinin TBMM’de görüşülmesi nedeniyle TÖB- DER Genel Merkezi’nce hazırlanarak milletvekillerine ve basına dağıtı- lan “Yeni Bütçe ve Öğretmen Emeği” başlıklı bildiri yer almaktadır. Bu bildirinin kısa bir bölümünü yakın tarihe de ışık tuttuğu için yayınlamayı uygun gördük: “(…) Meslek dışından gelenlere daha fazla ücret ödemek gibi adeta mes- leği küçültmeyi amaçlayan hatalar görmezden gelindi.(…) Böylece 49 yıllık cumhuriyet döneminde, her yıl üç beş kez tekrarlanan mesleği ca-
58 zip hale getirme sloganı hep askıda kaldı.(…) Bir yandan zorunlu ders saatlerinin artırılması, öte yandan saat ücretlerinin azaltılması yükselen hayat pahalılığı ile ters düşmekte ve toplumda huzursuzluk kaynağı olan eşitsizliklere hız vermektedir.(…) Aksi halde geçim darlıkları ve türlü hu- zursuzluklar içinde bocalayan öğretmenden tam bir görev beklemek ha- yalden öteye gitmeyecektir.” “Milli Eğitim Bakanları” başlığıyla devam eden yazı dizisinin bu sayıdaki konuğu Saffet Arıkan Bedük. Bu yazıda Arıkan Bedük döneminde eğitim- de nicelik ve nitelik yönünden önemli gelişmelerin yaşandığına değini- lerek, Bedük’ün bu başarıyı yakalamış olması üç temel nedene dayandı- rılmıştır. (Bunlar; Kurtuluş Savaşı ordusunun kurmaylarından biri olması, parti üst kademelerinde çalışması ve Atatürk’ün amaçlarını iyi bilmesi, İsmail Hakkı Tonguç’u keşfetmiş olması olarak sayılmıştır.)
şöyle; “ Maliye Bakanı, Meteoroloji bile havayı tahmin edemiyor. Bütçe tahmininde yanılabilirim.”, “Seydişehir Alüminyum tesislerinde 200 işçi 6 saat oturma grevi yaptı. İşçiler arasında çıkan çatışmada 5 işçi yaralan- dı.”, “İlhan Selçuk TÖS İstanbul salonunda düzenlenen Türk Devriminin Stratejisi konulu seminerde yaptığı konuşmasından dolayı açılan davada beraat etti.” Sözlük köşesinde Yapı, Altyapı, Üstyapı kelimelerinin açıkla- ması yapılmış. Bültenin 28.2.1972 tarihli 19. sayının sağ üst köşesinde Atatürk’ün “Okul
verilmiştir. Bültenin manşetinde “Fakir Baykurt Aramızda” haberi var. Bu haber özetle şöyle; “17 Mayıs 1971’de gözaltına alınıp sıkıyönetimce tutuklanan Fakir Baykurt, (için) 26 Aralık 1971’de tahliye kararı alınmış, ancak Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 2 numaralı mahkemesinin aldığı bu karar uygulamaya konulmadan Baykurt, askeri cezaevinden sivil ce- zaevine aktarılmıştır. Bunun nedeni 1968’de toplanan Devrimci Eğitim Şurası çalışmalarında 624 sayılı kanuna muhalefetten verilen bir cezanın infazıydı. İlgili yasalar uyarınca cezanın bir oranı tamamlanmış olduğun- dan 24.2.1972 günü tahliye edilmiştir. 9.5 aya yakın tutuklu bulunan Bay- kurt, meslektaşları arasına dönmenin, çoluk çocuğuna kavuşmanın ince
59 duyguları içindedir.” Bu haberin hemen altında Hasan Ali Yücel’i ders- likte öğrencilerle sohbet ederken gösteren bir fotoğraf var. Fotoğraf altı yazısında “Milli Eğitim Bakanı milletin çocuklarıyla dertleşebilendir.” denilmektedir. “Örgütlenirken” başlıklı yazıdan öğrendiğimize göre TÖB-
devam eden “Eğitim ve İşsizlik” ve “Yücel’i Anıyoruz” başlıklı yazıları görmekteyiz. TÖB-DER Genel Merkezi tarafından hazırlanan “Yüceli Anı- yoruz” yazısından kısa bir bölümü aktarmayı faydalı bulduk; “Yücel’i Anıyoruz” “Türkiye Cumhuriyeti’nin sırada 21.başarıda birinci olan Mil- li Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’i 11yıl önce kaybetmiştik. (…) Yurdun 20 bölgesinde kurduğu 20 Köy Enstitüsünde köylü insa- nın eğitimine olanak sağlamıştı. (…) Bu kurumlar sayesindedir ki, köylü Atatürk’ün özlediği sahiplik ve efendilik niteliği kazanma ortamına yönelmiştir. (…) Toplumların endüstri ile kalkınabile- ceği gerçeğine ulaşmış bir kişi olarak Yücel, Sanat Enstitülerinin sayısını kısa sürede bir mislinden fazla artırmış, (…) Üniversiteler Kanunu’nu çıkartarak onlara, bilimsel ve yönetsel özerklik ka- zandırmıştır. (…) Yücel, Türk Opera ve Tiyatrosunun kuruluşu- na büyük katkılarda bulunmuştur. (…) Hayatının son yıllarında bazı karanlık iftiraların acılarına katlandı. 27 Mayıs Devrimi’nin özgür havasını doya doya almadan dünyayı terk etti. Her şeyden önce insancıl, halkçı, köycü, fikir ve sanat dostu olan Yücel’i saygı ve övgüyle anıyoruz.” Milli Eğitim Bakanları yazı dizisi VII. Bölümüyle devam etmektedir. Bu sa- yıda Hasan Ali Yücel ve onun icraatları anlatmıştır. Verilen tabloya göre Hasan Ali Yücel’in bakanlığı döneminde ilkokul sayısı 6552 den 13653’e, eğitmen ve öğretmen sayısı 14.984’den 25.626’ya, öğrenci sayısı 746.176 dan 1.359.176’ya çıkmış, 78 sanat Enstitüsü, 30 Fakülte ve Yüksekokul açılmıştır. 74
Bültenin son sayfasında “Yücel’den Bir Anı” ya yer verilmiş, Sözlük Köşe- sinde de Üretim, Üretim Araçları ve Üretim Biçimi kavramlarının anlamı açıklanmıştır. Bizden Haberler köşesinde ise TÖB-DER Balıkesir Şube-
60 si’nin Eğitimde Birlik adlı bir gazete çıkardığı haberleştirilmiş. En dikkat çekici haber ise ilkokullarda dağıtılan süt tozlarıyla ilgilidir. Haber şöyle: Fatsa’da öğretmenlik yapan TÖB-DER üyesi Hakkı Yüksekyıldız’ın okul- larda dağıtılan Amerikan süt tozlarını analiz ettirdiği ve bunların bozuk olduğunu kanıtladığı, durumu öğrenen velilerin dilekçeyle çocuklarına süt tozu dağıtılmaması isteğini yetkililere ilettikleri, ancak yetkililerin bu öğretmeni Kastamonu’nun Cide ilçesine sür- dükleri, aynı olay nedeniyle TÖB-DER üyelerin- den Kemal Gençay Kırşehir Boztepe’ye, Recep Ali Kaymaz Sivas Koyulhisar’a, Recep Akay’da Rize’nin Yiğitler Köyü’ne sürülmüşlerdir. 75
köşesinde Atatürk’ün “Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaraca- ğız” sözleri bulunmaktadır. Manşetinde “Fakir Baykurt Ziyaret Edildi” yazısı Baykurt’un Anıt- kabir’e çelenk koyduğu bir fotoğrafıyla birlikte yayınlanmış.
özetle şu görüşlere yer verilmiştir: “Anayasa de- ğişikliği sonucu olarak 624 sayılı Kamu Personeli Sendikaları Kanunu ile birlikte TÖS’ün çalışma- ları da durduruldu. Bu güne değin Türkiye öğretmenlerinin kurmuş oldu- ğu en güçlü örgüt olan TÖS’ün bıraktığı boşluk büyüktür. Bu büyük boş- luğu kapatmak ve Türkiye öğretmenlerinin örgüt gereksinimlerine cevap verecek olan bir örgüt biçimi aramak kaçınılmazlaştı. Geçmişte yöresel dernek ve federatif örgüt deneylerinden geçmiş olan öğretmenlerin bu gün yeniden aynı denemelere girişmesi sil baştan yapmaktan öteye bir şey değildir. (…) Anadolu’da birçok il ve ilçede öğretmen kesimini yöresel derneklerde toplama girişimleri başlamıştır. Bu girişimcilerin amacı saat 5’ten sonra kağıt ve oyun oynanan lokaller açmaktır. (…) Sahte öğretmen dostlarına bir kez daha hatırlatalım: öğretmenler ulusal çapta örgütlene- rek başarılı olabilirler.”
rı anlatılmış. Sirer döneminde Köy Enstitülerinin altının oyulduğu, İmam 61 Hatip okullarının açıldığı, okullara din derslerinin konulduğu, klasiklerin yayınının aksadığı gibi gelişmelere değinilmiş. 76 Bültenin 3. sayfasında “Yeni Yıl ve Yeni Bütçe” başlıklı bir yazı ile “Olaylar” başlıklı bir bölüm var. Geçen sayılarda “Geçen Haftanın Olayları” başlıklı bu bölüm ad de- ğiştirmiş ve Olaylar başlığıyla verilmiş. Yurtta ve dünyada meydana gelen olayların bazıları özet olarak sunulmuş. Burada en dikkat çekici haber şöyledir: “226 sanıklı DEV-GEnÇ davası geçen hafta başladı. Savcı 13
sütun açılmış. Buradaki bir habere göre “Deniz Gezmiş’i övme suçundan Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 3 numaralı Mahkemesinde yargıla- nan üyemiz Veli Sevinçhan beraat etti.” Sözlük Köşesinde “Değer” kav- ramı açıklanmıştır. 77 Bültende Ankara’da çıkan “Soluk” adlı aylık sanat ve edebiyat dergisi ile Rauf İnan’ın “Dünyada, Türklerde ve İslamda İNSAN HAKLARI, EĞİTİM ve KÜLTÜR, ÇOCUK HAKLARI” kitabının ilanı bulun- maktadır. 13.3.1972 tarihli ve 21. sayılı Bültenin sağ üst köşesini Atatürk’ün “Or- dularımızın kazandığı zafer, sizin, eğitim ordumuzun zaferi için yol açtı. Gerçek zaferi siz kazanacak, siz koruyup sürdüreceksiniz” sözleri süslü- yor. Manşette “TÖB-DER’in Kısa Süreli Çalışma Planı Yapıldı” haberi var. Bu çalışma planında yapılması gereken işlerden bazıları şöyle; “Haftanın bir gününü eğitim günü olarak seçip eğitim çalışmasının yapılması, TÖS zamanında basılıp 10. sayıya kadar ulaşan eğitim el kitaplarının dağıtımı- nın ve yenilerinin basımının sürdürülmesi, çocuk yayınlarının yapılma- sı…” Bültende başyazı olarak “Sosyal Adalet ve Vergileme” başlıklı bir yazı yer almaktadır. Bu sayıdaki “Milli Eğitim Bakanları” yazısının konuğu Tahsin Banguoğlu. 78 Sözlük Köşesinde “İşgücü” ve “Artık değer” kavramlarının açıklamasına yer verilmiştir. Daha önce adı değişen (Olaylar, Geçen Haftanın Olayları) son sayfadaki bölümün yeni başlığı “Son Haftanın Olayları” adını taşımaktadır. Bülten- de Dicle Köy Enstitüsü mezunu Osman Şahin’in “Kırmızı Yel” kitabının tanıtımı yapılmaktadır. 79
62 20.3.1972 tarihli Bültenin 22. sayısının sağ üst köşesinde “Korku üzerine hakimiyet inşa edilemez. Toplara istinat eden hakimiyet payidar ola- maz” şeklindeki Atatürk’ün sözlerine yer verilmiştir. Manşette “Mesleğin 124. Yılını Kutlayamıyoruz.” haberi yer almaktadır. Başyazıda “Biz Bay- ram Yapamıyoruz” başlığı altında özetle şu görüşlere yer verilmektedir; “Biz BayramYapamıyoruz” “Anamur’dan gelen meslektaşımız eşini(…) hastanesine yatırmak istemiş. Doktor, yatması gerekli ama yerimiz yok demiş. O gün Türkiye’de Tıp Bayramı kutlanıyordu. Tabipliğin kuruluş günü 14 Mart Tıp Bayramıdır. Öğretmenliğin kuruluş günü olan 16 Martta öğretmenler bayram yapamıyorlar. Neden doktorlar bayram eder- ler de öğretmenler edemez? Çünkü, 26.389 köy veya kasabada ilkokul yoktur.(…) Her 100 vatandaştan 45’i okuma yazma bilmi- yor. 8 bin öğretmen yurt dışına işçi olarak çalışmaya gitmiş.(…) Şimdi öğretmenlerin kuruluş yıl dönümünde neden şenlik yapama- dıkları anlaşılıyor. Lakin tabiplerimizin bayram yapmalarının se- bebini anlamak zordur. Bilmem kaç bin kişiye bir doktor düşüyor. Her Allahın günü hastane kapılarından binlerce insan boynu bü- kük dönüyor… Ve doktorlarımızın gönlü bayrama razı oluyor…” Bütenin 2. sayfasında TÖB-DER Genel Merkezi’nce hazırlanan “Öğret- menliğin 124. Yılı” başlıklı bir bildiriye yer verilmiştir. Bildirinin bir bö- lümünü özetleyerek veriyoruz; “16 Mart 1848’de İstanbul’da ilk kez bir öğretmen okulu açıldı. Bu olay ülkemizde mesleğimizin başlangıcıdır.(…)
80 ile 25. Bakan olan Nuri Özsan’ın 81 icraatları anlatılmış, Sözlük 63 Köşesinde “Ücret”, “Fiyat” ve “Kâr” kavramlarının açıklamasına yer ve- rilmiştir. Bültenin 3.sayfasında “Öğretmen Yardımlaşma Sandığı (ÖYAK)
bu dönemde ÖYAK veya Milli Eğitim Mensupları Yardımlaşma Sandığı tasarısını görüşülmüş. TBMM’den geçip Cumhuriyet Senatosu’na gelen ve geri çekilen bu yasa teklifine TÖB-DER şu gerekçelerle karşı çıkmıştır; “(…) Bu teklif, İLKSAN’ın batırılan paralarının-ki 70-80 milyon lira olduğu söylenmektedir- yine öğretmenden bu sandık vasıtasıyla geri toplamak amaçlıdır. (…) Sandık üyeliğinin irade dışı yani mecburi oluşunun Anaya- sa’ya ters olması, 120 kişilik Genel Kurul üyesinin 20 tanesinin bizzat ba- kan tarafından seçilmesi, 9 kişiden oluşan yönetim kurulu üyelerinin üçte birini bakanın seçmesi, bunlardan 6’sının ekonomist ve maliyeci olması zorunluluğunun bulunması…vb gibi nedenlerle bu girişime karşı çıkmak- tayız.” 82
Bültende “Son Haftanın Olayları” başlıklı haberlerinde Köy Öğretmen- leriyle Haberleşme Derneği adlı bir kuruluşun Belçika’nın Ankara Büyü- kelçiliği binasında bir toplantı yaptığı belirtilmiştir. Bültenin 4.sayfasında TÖS’ün yayınladığı fakat TÖB-DER‘den edinilebilecek 10 kitabın adı yayın- lanmaktadır. 83
Zaferi Kutlandı” başlıklı yazı yer alırken Mustafa Kemal’in üniformalı bir fotoğrafıyla “Atatürk Diyorki” yazısına yer verilmiştir. 84 Bültenin sağ üst köşesinde Atatürk’ün; “Hiçbir iyi inkılap (devrim) hakikati görenler dı- şında ekseriyetin reyine müracaatla yapılamaz.” sözü var. Geçen sayı- da başlayan “ÖYAK Üstüne TÖB-DER’in Görüşleri” bu sayıda da devam ediyor. Bir diğer devam yazısı ise “Milli Eğitim Bakanları” yazısının XI. bölümü. Bu bölümde 26.bakan Tevfik İleri ve icraatlarına yer verilmiş. 85
larda yurt ve dünya haberlerinin yer aldığı köşe bu sayıda “Dünya Hare- ketleri” başlığı altında verilmiştir. Buradaki haberler şunlar; “Ürdün Kralı Hüseyin, Birleşik Arap Krallığı kurulmasını teklif etti. Hüseyin, Şeria’nın iki yakasında yaşayan halk arasında kurulacak birliğin İsrail’in öner- diği küçük ve zayıf Filistin devletinin yerine geçeceğini söyledi. Ancak Kral Hüseyin’in bu teklifine libya ve Mısır karşı çıktı.” “İrlanda’da gös- teriler sürüyor. Üç IRA militanını kurtarmak isteyen binlerce İrlandalı bir polis karakolunu bastı.” Meslek İçi Haberler başlıklı bölümde “TÖS Genel
64 Sekreteri Osman K. Akol hakkındaki davalardan” bahsedilmektedir. Yurt Olayları başlıklı bölümde en önemli haber olarak “DİE’ye göre son iki yıl-
yer verilmektedir. TÖB-DER Bülteninin 3.4.1972 tarihli 24. sayısının sağ üst köşesinde şim- diye kadar olduğu gibi Atatürk’ün “Şimdiye kadar takip olunan tahsil ve terbiye usullerinin milletimizin gerileme tarihinde en mühim bir amil olduğu kanaatindeyim” sözlerine yer verilmiş. Manşetinde “Eğitim Re- formu Ne Oluyor” yazısı bulunmaktadır. Bu yazıda özetle; “Nihat Erim Hükümetinin beklenen eğitim reformunu yapmadığı, eğitim reformunu sadece orta öğretime yönelik yapmaya çalıştığı bu yüzden de ciddi bir ha- yal kırıklığı yarattığı” şeklinde bir değerlendirmede bulunulmuştur. Aynı sayfadaki “Örgüt Sorumluluğu” başlıklı başyazıda ise o günkü yönetici- lerin TÖB-DER ile ilgili bir değerlendirmesine yer verilmektedir. Bu yazıyı TÖB-DER’in 6 aylık durumunu değerlendirmesi nedeniyle özetleyerek buraya almayı faydalı gördük.
Download 3.81 Mb. Do'stlaringiz bilan baham: |
ma'muriyatiga murojaat qiling