değildi. Derken içlerinden biri aşağıdaki dizeleri okudu:
Ah, Schulze Elisabeth gibi Kim istemezdi yaşamak Gün boyu yatakta Yat uzan keyfine
bak!
Hans yalnızca güldü bu dizelere. O arada arkadaşları soyunmuştu. Biri hemen atladı suya,
ötekiler önce suyun soğukluğuna yavaş yavaş
kendilerini alıştırmak istedi, bazıları da suya girmeden biraz uzanıp yattı
otlara. İçlerinde güzel dalış yapan birinden övgülerini esirgemediler; arkadan itilip suya
yuvarlanan korkak
birinin imdat diye bağırdığı duyuldu; birbirlerini kovaladılar, koştular, yüzdüler, kıyıda
güneş banyosu yapanların üzerine su sıçrattılar. Su şapırtılarından, bağrışmalardan
geçilmiyordu. Irmağı baştan aşağı ışıl ışıl parıldayan ıslak vücutlar doldurmuştu.
Bir saat kadar sonra kalkıp yola düştü Hans. Balıkların yine oltadaki yeme saldıracağı
sıcak akşam saatleriydi. Yemek vaktine kadar köprüde avlandıysa da hemen hiçbir şey
tutamadı. Balıklar yemin peşinde dolanıyor, bir solukta yemi yiyip yutuyor ama içlerinde oltaya
yakalanan olmuyordu. Hans oltanın iğnesine kiraz geçiriyordu ama besbelli fazla iriydi kirazlar
ve fazla yumuşak. Karar verdi sonunda, yemeğin ardından bir kez daha şansını deneyecekti.
Yemekte bir sürü tanıdığın kendisini kutlamaya geldiğini öğrendi. O gün çıkan haftalık
gazeteyi gösterdi babası, gazetede 'resmi haberler' başlığı altındaki sütunda şu haber yer
almıştı:
"Yatılı okul sınavına kasabamız bu yıl yalnızca Hans Giebenrath admda bir aday
yollamıştır. Adayımızın sınavı ikinci olarak başardığını az önce kıvançla öğrenmiş bulunuyoruz."
Hans gazeteyi katlayıp cebine soktu, ağzını açıp bir şey söylemedi ama yüreği duyduğu
gurur ve kıvançtan yerinden fırlayacak gibiydi. Yemekten sonra kalkıp yine balık tutmaya
Do'stlaringiz bilan baham: |