Hazirlayanlar


Download 3.23 Mb.
Pdf ko'rish
bet10/42
Sana17.10.2017
Hajmi3.23 Mb.
#18083
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   42

Özet

Roma Kilisesi, Ermeniler arasında Katolik mezhebini yay-

mak için uzun süre gizlice faaliyetlerde bulunmuştur.. Bu-

nun sonucunda Katolik mezhebine girenler ile Gregorian 

mezhebinde olan Ermeniler arasında ihtilafl ar çıkmaya 

başlamıştır. 1778 yılına gelindiğinde Katolik Ermeniler, 

ölülerinin defi n işlemlerinde ve sair konularda karşılaştık-

ları güçlükler sebebiyle, kendilerine ayrı bir Katolik Ermeni 

Patriği tayin edilmesi için Padişah’a bir arzuhal sunmuşlar-

dır. Sunulan arzuhal Bâb-ı Âsafî’ye havale edilerek değer-

lendirilmesi istenmiştir. Bunun üzerine reisülküttab Âtıf-

zade Ömer Vahîd Efendi bir rapor hazırlayarak verilecek 

karara esas olmak üzere Sadrazama sunmuştur. Raporda, 

kısaca, Ermenilerin yaşadıkları yerleri, Selçuklu ve Osmanlı 

idaresine girmelerini, nüfusları, Katolik mezhebini Ermeni-

ler arasında yayma çalışmalarının başlangıcı ve faaliyetle-

rin ne şekilde yürütüldüğü ele alınmaktadır. Sonuçta ise 

Katolikleştirme faaliyetlerinin Osmanlı Devleti açısından 

doğuracağı sonuçlar verilmiştir. 

Biz bu tebliğimizde anılan raporun ayrıntıları üzerinde du-

rarak Ermenileri Katolikleştirme faaliyetleri karşısında Os-

manlı Devleti’nin takındığı tavrı ele alacağız.



147

Dr. Abdurrahman SAĞIRLI



Giriş

Osmanlı Devleti’nin gayrimüslim tebaası içinde Ermeniler önemli bir 

yer tutmuş, sosyal ve ticarî hayatta yerlerini almışlardır. Ancak siyasî ha-

yatta bir rolleri olmadığından resmî ve gayriresmî Osmanlı vekâyinameleri 

Ermeniler hakkında genellikle suskundurlar ve haklarında fazla malûmat 

vermezler. 

Ermeniler, Hıristiyanlığın kendilerine mahsus olan Gregorian mezhe-

bine mensup olup, Osmanlı Devleti nezdinde Fatih Sultan Mehmet’in tesis 

ettiği İstanbul’daki Ermeni Patrikliği vasıtasıyla temsil edilmekte ve dinî 

yaşayışları Patrikhane vasıtasıyla düzenlenmekte idi. 

Zaman içinde Roma Kilisesi’nin Ermeniler arasında Katolik mezhe-

bini yayma faaliyetleri neticesinde Gregorian mezhebinde olan Ermeniler 

ile Katolik mezhebine geçmiş olan Ermeniler arasında ihtilafl ar çıkmaya 

başlamıştır. 1778 yılına gelindiğinde Katolik mezhebini seçen Ermeniler, 

ölen Katolik Ermenilerin defi n işlemlerinde ve sair konularda karşılaşı-

lan güçlükleri bahane ederek, mevcut Gregorian Ermeni Patriği’nden ayrı 

olarak bir de Katolik Ermeni Patriği tayin ettirme teşebbüsünde bulun-

muşlardır. Katolik Ermeni Patriği nasbı için yapılan bu teşebbüs Osmanlı 

Devleti’ndeki Ermenilerin genel durumu ve gelişen olayları içine alan bir 

raporun hazırlanmasına sebep olmuştur. Raporda, Ermenilerin yaşadıkları 

coğrafya ve kısa tarihçeleri ile aralarında mezhep tartışmalarının ortaya 

çıkmasının sebepleri ve mezhep ihtilafl arının doğuracağı sonuçlar üzerin-



148

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

de durulmuştur. Hazırlanan rapor Vakanüvis Sadullah Enverî tarafından 

Enverî Tarihi’nin ikinci cildinde Hicrî 1192/Miladî 1778 senesi olayları 

içine derc edilmiştir

1

. Enverî’nin yazdığı devrenin olaylarını ona dayana-



rak yeniden kaleme alan ve bazı şerhler veren Vâsıf bu raporu da kısaca 

özetlemiş ve bazı tamamlayıcı bilgiler ilâve etmiştir

2

. Raporun bir özeti, 



daha sonra dönemin tarihini yeniden yazan, Ahmet Cevdet Paşa’nın Ta-

rih-i Cevdet’ine aksetmiştir. Raporun Tarih-i Cevdet’e yansıyan kısımları 

Ermeniler arasındaki dinî mücadeleler üzerinde etrafl ı bir doktora yapan 

Recep Kılıç tarafından çalışmasına aktarılmıştır

3

. Biz bu tebliğimizde, 



konunun tüm tarihi detaylarına girmeksizin

4

, sadece söz konusu raporun 



ayrıntılarını inceleyerek Osmanlı Devleti’nin bu olay karşısında takındığı 

tavrı ele aldık. Raporun transkripsiyonlu metnini ise ek olarak verdik. 

Enverî,  Zikr-i Men’-i Nasb-ı Patrik-i Katolik başlığı altında, reisül-

küttâb Âtıfzade Ömer Vâhid Efendi’nin kaleme aldığı takririn hulâsasını 

tarihine kaydetmiştir. Takrirde önce Katolik Ermeni Patriği teşebbüsüne 

kadar Ermenilerin tarihi hakkında kısa ve toplu bilgiler verilmiş, arkasın-

dan Patrik nasb ettirilmesi için Katolik Ermenilerin verdiği arzuhal Kato-

lik Ermeni Patriği tayininin Osmanlı Devleti açısından değerlendirilerek 

muhtemel sonuçlarına yer verilmiştir. 

Takrire göre, Osmanlı Devleti’nin cizye-güzâr (cizye-ödeyen) reaya-

sından olan Ermeniler devletin kuruluşundan itibaren hakimiyet sahası-

nı genişlettikçe peyder pey Osmanlı Devleti’nin idaresi altına girmiş ve 

1192/1778 senesine gelindiğinde üç yüz binlik bir nüfusa ulaşmıştır

5

. IV. 



Murat’ın saltanatına tesadüf eden 1041/1631-1632 tarihine gelinceye ka-

dar aynı mezhebin mensupları olarak varlıklarını sürdüren Ermeniler mez-

1 Tebliğ ekinde transkripsiyonu verilen raporun yazma nüshalardaki metni için bkz. Enverî, 

Enverî Tarihi, Âtıf Efendi Kütüphanesi, No: 1829, vr. 123a-125a; Ali Emîrî, Tarih No: 67, vr. 

97b-99a.

2 Ahmet Vâsıf, Vâsıf Târîhi, Topkapı Sarayı Kütüphanesi Hazine No: 1410, vr. 78b-80b.

3 Recep Kılıç, Osmanlı İdaresinde Ermeniler Arasındaki Dinî ve Siyasî Mücadeleler, Ankara 

2000, s.139-140.

4 Ermeniler arasında tarih boyunca cerayan eden mezhep ihtilafl arı konusunda daha detaylı 

bilgiler için bkz. Kılıç, a.g.e.

5 Metinde üç yüz bin nefer olarak verilen bu rakam muhtemelen cizye defterlerine göre he-

saplanmış olmalıdır. Bu rakama cizyeye tâbi olmayan kadın, yaşlı ve çocukların dâhil olup 

olmadığına dair herhangi bir işeret yoktur. Kaneatimizce bu rakamlar nüfus istatistik uz-

manlarınca incelenerek Ermenilerin XX. yüzyıl başlarındaki nüfusu hakkında tahminde bu-

lunulabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, anılan tarihte Osmanlı 

Devleti’nin sınırlarının tam tespiti ile, varsa bu tarihten sonra Osmanlı idaresinden ayrılan 

bölgelerde yaşayan Ermeni nüfusun oranının nihai tahminlerden düşülmesidir.


149

Dr. Abdurrahman SAĞIRLI

hep farklılıklarından kaynaklanan sızıltılardan da uzak kalmışlardır. Ancak 

anılan tarihe gelindiğinde Frenk papazları Ermeniler arasında faaliyetlerini 

genişleterek bazı Ermenileri gizlice kiliselerine davet ederek onlara Ka-

tolik mezhebini telkin etmişlerdir. Katolik mezhebinin Ermenilerin men-

sup olduğu Gregorian mezhebine göre daha serbest olması onlar arasında 

taraftar bulmasını kolaylaştırmıştır. Katolik mezhebindeki kolaylıklardan 

bazıları, kadınların örtünme mecburiyetinde olmamaları, erkeklerin perhiz 

vakitlerinde deniz hayvanlarının etlerini yemelerine cevaz vermesi, hatta 

Hz.  İsa aleyhisselâma vekâleten, ölenlerin günahlarının affına dair elle-

rine senetler vermeleridir. Katolik papazlarının bu faaliyetleri sonucunda 

gerek İstanbul’daki gerekse diğer yerlerdeki Ermeniler arasında Katolik-

liğin hızla yayılmasına sebep olduğu IV. Murat’a arz olundukta bu şekilde 

faaliyet gösterenlerin cezalandırılmaları yoluna gidilmiştir

6

. Aynı şekilde, 



1147/1734-1735 tarihinde Hekimoğlu Ali Paşa’nın sadrazamlığı sırasında 

Katolik mezhebini yaymak için faaliyet gösteren birkaç kişi idam edilmiş-

tir. Ayrıca Ermeniler arasındaki bu tür faaliyetlerin Osmanlı Devleti’nin 

gücünün zayıfl amasına ve büyük zararlara sebep olacağının farkında olan 

devlet yetkilileri Ermeni Patrikleri’ne müekked ve müşedded (emirlerin 

tam olarak uygulanmasını, aksi taktirde cezalandırılacaklarını bildiren) 

emirler vermişlerdir. Emirlerin genel muhtevası, Efrenc kiliselerine devam 

eden ve Katolik mezhebine geçen Ermeni reayasını haber aldıkları taktirde 

yetkililere bildirerek kürek cezası ile cezalandırılmalarının temin edilmesi 

şiddetle tembih edilmekteydi. Kendi mezheplerinin zıddına hareket eden-

lerin cezalandırılmaları için Ermeni Patriği’nden gelen mühürlü arzlarının 

göz ardı edilmeyip uygulanması istenmekteydi. Katolik mezhebine geçişi 

önlemek için alınan tedbirlerden ve Ermeni Patrikleri’nin beratlarında da 

vurgulanan hususlardan birisi de Katolik mezhebine geçen Ermenilerin 

ölülerinin kendi mezheplerine göre defnedilmeyip, ortada bırakılması hu-

susu idi. 

Ermeni Patrikleri’nin Ermeniler arasında Katolik mezhebinin yayıl-

masının engellenmesi hususunda zamanla gerekli dikkati göstermeme-

leri üzerine, Katolik papazları faaliyetlerini artırmış, kasaba ve köylerde 

üçerli-beşerli gruplar halinde gezerek gizlice çok sayıda kimsenin Kato-

lik mezhebine girmesini temin etmişlerdir. Neticede 1192/1788 senesinde 

6 Vâsıf, isyan sonrası, IV. Murat’a yakınlığı ile bilinen Abaza Paşa’nın idamının sebeplerinden 

birisinin de bu faaliyetler olduğunu kaydeder. Ahmet Vâsıf, Vâsıf Tarihi, Topkapı Sarayı 

Kütüphanesi Hazine No: 1410, vr. 79a.



150

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER



mevtât-ı azîme (çok sayıda ölüm) meydana gelmiştir

7

. Ermeni Patriği ken-



di mezhebinin mensuplarının Katolik mezhebine geçişlerini önlemek mak-

sadıyla Katolik olan Ermenilerin defi n işlemlerinin yapılmaması yolunda 

beratlarında yer alan maddenin işletilmesini istemiş ve bu sebeple de pek 

çok Katolik Ermeninin ölüleri defnedilememiştir. Bunu fırsat bilen Katolik 

Ermeniler, ölülerinin defnedilememesinin asıl sebebinin Katolik mezhebi-

ne geçmiş olmaları olduğundan bahs etmeksizin, bu durumun Patriklerinin 

kusurundan kaynaklandığını iddia ederek ve kendilerine mahsus bir Patrik 

tayin edilmesi ümidiyle rikab-ı hümayuna (Padişah’ın bizzat kendisine) 

bir arzuhal sunmuşlardır. 

Padişah’a sunulan arzuhal Bâb-ı Âsafîye (sadrazama) havale edilmiş 

ve isteklerinin yerine getirilmesinden doğabilecek fayda ve zararların de-

ğerlendirilmesi istenmiştir. Bunun üzerine reisülküttâb Âtıfzade Ömer Vâ-

hid Efendi, Katolik Ermeni Patriği tayin edilmesinden Osmanlı Devleti’ne 

gelebilecek zararları ayrıntılı şekilde anlatan bir takrir (ayrıntılı rapor) ka-

leme almıştır. Takrir, Ermenilerin yaşadıkları yerlerden, niçin Ermeni diye 

adlandırıldıklarına, Selçuklu ve Osmanlı idareleri altına girişlerine ve Ka-

tolik mezhebini yayma çalışmalarına, bu çalışmaların Ermeniler arasında 

çıkardığı karmaşaya ve doğabilecek başka mahzurlara temas etmiştir. 

Takrire göre, Ermenilere Ermeni denilmesinin sebebi İran’da Azer-

baycan’ a tâbi Ermeni bölgesine nispet edilmelerindendir. Bu bölgeye Er-

meniyye denilmesinin sebebi ise arazinin hakimi Ermen Bara’nın hükü-

met merkezi olmasından kaynaklanmaktadır. Ermeniler 600/1203 tarihle-

rine kadar Küçük Ermenistan (Ermeniyye-i Sugrâ) diye adlandırılan Ruha 

(Urfa), Antakya, Van, Erzurum ve Sivas bölgelerinde ve Azerbaycan taraf-

larında Ermeniye-i Kübra’da da kendi melikleri idaresinde yaşamışlardır. 

Bu tarihten sonra Konya’yı kendilerine merkez yapan Anadolu Selçuklu-

larından Sultan Gıyaseddin zamanından itibaren yavaş yavaş yaşadıkla-

rı bölgeler Anadolu Selçuklularının ellerine geçerek hâkim ve melikleri 

ortadan kaldırılmış ve Selçukluların idaresinde ehl-i zimmet reaya olarak 

hayatlarını sürdürmüşlerdir. Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren geniş-

ledikçe bu reaya onların idaresine geçmiş ve refah içerisinde yaşamlarını 

sürdürmüşlerdir. Yukarıda da izah edildiği gibi, IV. Murat dönemine gelin-

ceye kadar Ermeniler diğer Hıristiyan mezheplerinden farklı olarak tek bir 

mezhep üzere Gregorian olarak hayatlarını sürdürmüşler, anılan döneme 

gelindiğinde özellikle Katolik Efrenc papazlarının faaliyetleri sonucunda 

7  Takrirde sebebi belirtilmeyen ölümlerin sebebi veba salgını idi. Bkz. Kılıç, a.g.e., s.139.



151

Dr. Abdurrahman SAĞIRLI

Ermeniler arasında huzursuzluklar çıkmaya başlamıştır. Önceleri alınan 

tedbirler sayesinde bu rahatsızlıklar giderilmeye çalışılmışsa da, zamanla 

faaliyetler artmış ve kendi içlerinde sosyal huzursuzluklar baş göstermiştir. 

Her iki mezhep mensuplarının birbirlerinin kestiği etleri yememek ve bir-

birlerinin aleyhine faaliyet göstermek bu huzursuzlukların başlıcalarıdır.

Takrirde, Katolik mezhebine geçenlerin Osmanlı Devleti aleyhine 

kalben ve fi ilen faaliyet gösterdikleri, buna mukabil ecdatlarının dininde 

kalan, yani Gregorian mezhebinde olan Ermeniler tarafsız olmaları sebe-

biyle devlete sadakat gösterdikleri vurgulanmaktadır. Katolik mezhebine 

geçenlerin Avrupalılarla açık-gizli işbirliğine gitmelerinin Ruslarla Os-

manlılar arasında cerayan eden savaşlar sırasında Ortodoks olan Rusların 

aynı mezhepten olan Osmanlı Rum tebaası ile işbirliği yapmaları ile büyük 

benzerlikler gösterdiği belirtilmiştir.

Katolik mezhebine geçen Ermenilerin Avusturya ve Venedik’te kili-

seler kiraladıkları, zenginlerinin ise çocuklarını terbiye ve eğitim için bu 

kiliselere gönderdikleri, buraya gidenlerin ise, o zamanlar Ermeni toplumu 

içinde âdet olmayan, başlarına şapka ve üzerlerine Frenk elbiseleri giymek 

ve benzeri Avrupa âdetlerinin yaygınlaştığı da işaret edilen konular arasın-

dadır. 

Yine Katolik mezhebine geçenlerden bazıları sarrafl ık ve tüccarlık 



yapmaları sebebiyle devlet erkanı ile yakın temas kurdukları, dolayısıyla 

devlet sırlarını elde ederek casusluk faaliyetinde bulundukları da belirtil-

miştir.

Vâsıf ise, kendi tarihinde Enverî’nin verdiği bilgileri özetledikten son-



ra Katolik sarraf ve tüccarların aşırı murabaha vadiyle nakit paralarını al-

dıkları Müslümanları nasıl dolandırdıkları hakkında bilgiler vermektedir. 

Buna göre, aşırı kâr payı vadiyle fazla miktarda nakit toplayan Katolik 

Ermeniler, belli süre bunun nemasını ödedikten sonra bu paraları bağlantı 

kurdukları ve himayesine girdikleri Avrupa devletlerine aktarmakta idiler. 

Bu şekilde biriken paraların geri ödeme vakti geldiğinde, bir takım belirsiz 

kişilere ait borç ödeme senetleriyle borçlarını alacaklarından fazla, yani 

kendilerini ifl as etmiş göstermekte idiler. Bunun üzerine birkaç ay hapis 

yattıktan sonra himayelerine girdikleri devletlerin elçileri vasıtasıyla bazen 

müfl is oldukları iddiasıyla bazen de alacaklılarla cüzî miktarlara anlaşmak 

suretiyle yakalarını kurtarmakta idiler. Bu şekilde kendilerini kurtardık-

tan sonra her yıl Avrupa’da faize yatırdıkları paraların yıllık gelirleriyle 

rahatça hayatlarını sürdürmekte idiler. Vâsıf bu bilgileri, bundan sonra bu 


152

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

gibi durumlarla karşılaşacak olanları ikaz ve aldanmamalarını temin için 

tamamlayıcı olarak eserine ilâve etmiştir

8

.

Ayrıca ölen zengin Katolik Ermenilerin terekelerinin Katolik papazları 



tarafından zapt olunarak her yıl Avrupa’ya bin keseden fazla bir meblağın 

sevk edildiği de ortaya konulmuştur.

Takririn sonuç kısmında, eğer Katolik mezhebini yaymaya çalışan-

lara fırsat verilirse Anadolu ve Rumeli’deki bütün gayrimüslim reayanın 

Katolik mezhebine geçeceği ve bunun doğuracağı mahzurlara dikkat çe-

kilmiştir.

Reisülküttabın hazırladığı takrir sadrazam tarafından Padişaha arz 

olunmuştur. Onun irâdesi doğrultusunda aşağıdaki hususlar sadrazam tara-

fından Ermeni Patriği’ne müekked bir buyruldu ile bildirilmiştir:

Ermeni tâifesi arasında Katolik mezhebini yaymaya çalışanların men 

edilmesi, bu faâliyetlere devam edenlerin cezalandırılmaları için kimler 

olduklarının, garazdan âri olarak, Ermeni Patriği tarafından arzuhal ile bil-

dirilmesi.

Katolik ölülerinin sızıltıya meydan verilmeden ve kendi iç nizamlarını 

bozmayacak şekilde tavr-ı hakîmane ile defnettirilmesi.

Bu buyuruldu ile cemaatin iç düzenini bozan Katoliklik söylenti ve 

faaliyetlerine meydan verilmemesi amaçlanmış, Katolik Ermeni Patriği ta-

yin edilmesi yönündeki teşebbüs de akîm bırakılmıştır.



Sonuç

Ermeni toplumunu kendilerine meylettirebilmek için, Osmanlıların 



Efrenc papazları diye nitelendirdiği, Katolik papazları Ermeniler arasında 

uzun süre gizlice Katolikleştirme faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Bu faa-

liyetlerin Ermeni toplumu içindeki olumsuz etkilerinin ortaya çıkışı IV. 

Murat dönemine kadar inmektedir. Bu tarihten itibaren Patriklerinin kendi 

cemaatleri içinde Katolik mezhebini yayanlara karşı tedbirli olmaları ve bu 

yönde faaliyet gösterenlerin bildirilmesi görevi Ermeni Patrikleri’ne veril-

miş ve bu husus kendilerine verilen beratlarda da açıkça vurgulanmıştır.

Katolikleştirme faaliyetleri Ermeni toplumunun iç huzurunu sarsmış 

ve aralarında birbirlerinin kestiğini yememek, ölülerini kaldırmamak, bir-

birlerinin aleyhlerinde faaliyetlerde bulunmak gibi davranışlara itmiştir.

8 Ahmet 

Vâsıf, Vâsıf Târîhi, Topkapı Sarayı Kütüphanesi Hazine No: 1410, vr. 80a-b.



153

Dr. Abdurrahman SAĞIRLI

Avrupa’nın muhtelif yerlerinde satın aldıkları kiliselerde faaliyet gös-

teren ve çocuklarını buralarda eğiten zengin Katolik Ermeniler ve dolayı-

sıyla da Ermeniler arasında, o tarihlere kadar görülmeyen, şapka giymek 

ve Frenk elbiseleri giymek gibi âdetler yaygınlaşmıştır. 

Katolik mezhebine geçenlerden bazıları sarrafl ık ve tüccarlık yapma-

ları sebebiyle devlet ileri gelenleri ile olan yakın ticarî ilişkilerde elde et-

tikleri bilgileri Avrupa’ya aktarmak suretiyle casusluk yaptıkları kanaati 

oluşmuştur.

Gregorian mezhebindeki Ermenilerin tarafsızlıkları dolayısıyla daima 

Osmanlı Devleti’nin yanında yer alarak başarısı ve galibiyeti temennisinde 

bulunurken, Katolik mezhebini seçenlerin aksine Avrupalıların lehine kal-

ben ve fi ilen çalıştıkları tespit edilmiştir.

Aynı Ortodoks mezhebine mensup Ruslarla Osmanlı tebaasından olan 

Rumların 1765’te başlayan Osmanlı-Rus Savaşı sırasındaki olumsuz işbir-

liğinin, Katolik mezhebinin Ermeniler arasında yaygınlaşması durumunda, 

Avrupalılarla Osmanlı Devleti’ndeki Katolik Ermeniler arasında da tekrar-

lanacağı vurgulanmış ve bunun da Osmanlı Devleti açısından doğuracağı 

tehlikelere dikkat çekilmiştir.

Netice olarak, Osmanlı Devleti gayrimüslim cemaatlerin inançlarına 

müdahale etmediği gibi, hem cemaatin sosyal düzeni hem de kendi stra-

tejik güvenliği açısından, dışardan yapılan müdahaleleri engellemek için 

de gerekli tedbirleri almıştır. Zira kendi stratejik güvenliğinin her cema-

atin kendi mezhebi içinde hareket etmesi ile yakından ilişkili olduğunun 

farkındadır. Buna rağmen Gregorian Ermenileri kendi dinlerinin farklı 

mezheplerinden gelen dış etkilerin altında kalmaktan kurtulamamışlardır. 

Başlangıçtan itibaren XVIII. yüzyıla kadar Katolik mezhebinden etkilenen 

Ermeniler, bilindiği gibi, XIX. yüzyıldan itibaren Protestan misyonerliği-

nin de hedef kitlesi haline gelmiştir. Her türlü dış etkinin aksine Ermeni-

ler, Türklerin himayesinde oldukları hiçbir dönemde din ve mezheplerine 

bizzat Türkler tarafından yapılmış bir müdahale mevcut değildi. Bilakis 

kendi mezhepleri dairesinde yaşamaları için gereken azamî gayret de yine 

Türkler tarafından gösterilmiştir.



154

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER



Ek

Ermenileri Katolikleştirme Çalışmaları ve Sonuçları Hakkında 1778 

Yılında Hazırlanan Raporun Enverî Tarihi’nde yer alan metninin 

transkripsiyonu

9

.

Zikr-i men’-i nasb batarîk-ı Katolik



(vr. 123a) Der-miyân-ı Ermeniyân-ı devlet-i aliyye-i ebediyyü’l-is-

timrârın cizye-güzâr re’âyâsı esnâfından Ermeni tâifesi âfi tâb-ı saltanat-ı 

seniyyenin resîde-i evc-i iştihâr olub zor-ı şemşîr ile teshîr-i memâlik ve 

tevfîr-i emsâr eylemeğe şürû’ eylediği zamân-ı sa’d-iktirândan berü yevme 

fe-yevmen tekessür bularak el-hâletü-hâzihî üçyüz bin nefere bâliğ ve her 

ne miktâr ise binkırk târîhlerine gelinceye dek âyîn-i vâhid üzre zîr-i sâye-i 

devlette te’ayyüş eyleyüb sâir edyân-ı bâtıla ve mezâhib-i ‘âtıla rüsûmı güft 

ü gûsundan ezhân-ı pelîdeleri fâriğ iken Frenk papazlarından ba’zı şeyâtîn-

mânend efkâr-ı fâside beynlerine hülûl ve mekr ü fi rîb ile ba’zı kem-idrâk 

ve bî-şu’ûrların nihânî kiliselerine da’vet iderek Romada vâki’ Papa di-

dikleri hınzırın mezhebi tevâbi’inden Katolik âyîn-i dalâlet-rehînine ter-

gîb ile meşgûl olub, merdûd-ı mel’ûnun mesleği ise erâmine meşreblerine 

nisbet ziyâde vâsi’ ve meselâ avretleri perde-i istitâreden ârî ve erkekleri 

pehrîz vaktlerinde lahûm-ı hayvânât-ı bahriyyeden ictinâb eylemek tekel-

lüfl erinden berî olmak cihetlerinden be-gâyet müttesi’ olmaktan nâşi bir 

taraftan ba’zı bî-dîn kendüleriyle hem-âyîn olmağı kabûl eylemek takrîbi 

ile gün be-gün iğvâya ictirâ ve vüs’at-i dîn-i bâtıllarına dâir niçe habâset ve 

dalâlete ruhsat virdiklerinden ma’dâ, hâşâ sümme-hâşâ iddi’â-yı vekâlet-

i İsa aleyhi’s-selâm ile, helâk olan kâfi rlerin cerâimini affı mutazammın 

(vr. 123b) yedlerine memhûr

10

 senet virerek az zamanda kati vâfi r kâfi ri 



mahfîce ıdlâl ve yeni baştan çirkâb-ı küfr ü dalâle idhâl eylediler. Keyfi y-

yet-i mezbûre beyne’r-re’âyâ meşhûr olub melâ’în-i hâsirînin gerek âsitâ-

ne-i aliyye

11

 ve gerek memâlik-i mahmiyyede kâin ba’zı ﺡﺭﻡﻥﺵﺍﻥ re’âyâyı 



hiyel ü huda’ takrîbi ile Katolik zümresine ilhâka bezl-i tâkat ve ol gürûh-ı 

habâset-enbûhun kimesne bilmeyerek fırka-i mesfûreye dühûle şedd-i nitâk 

9  Transkripsiyonlu metin Enverî Târîhi’nin Âtıf Efendi Kütüphanesi, No: 1829, vr. 123a-125a 

varakları esas alınarak yazılmış ve Ali Emîrî, Tarih No: 67, vr. 97b-99a ile mukabele olun-

muştur.

10 memhûr: Atıf Efendi 1829; Ali Emîri Tarih 67.



11 aliyye: Atıf Efendi 1829; Ali Emîri Tarih 67.

155

Dr. Abdurrahman SAĞIRLI

eyledikleri devr-i Murâd Hân-ı Râbi’de ma’rûz-ı südde-i felek-tumturâk 

oldukta o makûle ifsâd-ı re’âyâya ictirâ iden mel’ûnelerin cezaları tertîb ve 

binyüzkırkyedi târîhlerinden Hekimbaşı-zâde Ali Paşa sadâreti esnâsında 

hâdise-i mezkûre içün tâife-i mesfûreden bir kaç kâfi rin i’dâmı ile züm-

re-i mersûme gereği gibi tehtîd ve te’dîb olunduklarından başka vâkı’a-

i mezkûre ‘iyâzen bi’llâhi te’âlâ saltanat-ı kaviyye-i ebediyyü’l-kıyâmın 

fi kdân-ı miknetini müstevcib olur mazarrât-ı cesîme-i mülkiyyeden oldığı 

müsellem-i cumhûr-ı ‘ukalâ-yı devlet olmağın betârîk-ı Erâmine yedlerine 

mü’ekked ve müşedded emrler i’tâ ve mazmûnlarında Efrenc kiliselerine 

giden ve Katolik mezhebine dühûl iden re’âyâyı haber aldıkları ân hükkâ-

ma arz ve ihbâr ve bilâ-tevakkuf küreğe vaz’ ile zecr ü indâz ittirmeleri ve 

mezheblerine mu’ârız nizâm-ı ra’iyyeti nâkıs evzâ’a cesâret idenlerin gûş-

mâllerine dâir Patriklerinin gönderdikleri memhûr arzları redd

12

 olunma-



yub müsâ’ade kılınması tasrîh olunmuşiken bir zamandan berü cânib-i sal-

tanat-ı sâmiye ve Patrikleri kıbelinden ahvâl-i re’âyâ-yı Erâmine tefahhus 

ve tecessüs olunmadığıdan re’âyâdan niçe mâldâr kâfi rler Katolik olmağa 

ictisâr ve anların i’ânetleriyle

13

 Katolik papazları Papa mel’ûnundan yed-



lerine memhûr kâğıdlar ahz ve üçer beşer kasabât ve kurâda geşt ü güzâr 

eyleyüb mugâyir-i nizâm-ı devlet buldukları re’âyâyı ke’l-evvel âyînlerine 

tahvîl ve hufyeten hadd u hasrdan bîrûn re’âyâ-yı saltanatı Frenk mezhe-

bine dühûle delîl ve semt-i dûzâha tesbîl eylemeğe şürû’ elediler. Hıfz-ı 

nizâm-ı re’âyâya i’tinâ mukaddemâ Ermeni Patriklerine verilen berevât 

ve senedât fehvâlarında o gûne Frenk mezhebine dühûl ile gark-ı çirkâb 

olan dûzah-me’âbların meredeleri kaldırılmayub mânde-i mezbele-i hevân 

olmaları musarrah olmağın işbu sâlde vâki’ olan mevtât-ı azîm esnâsın-

da o makûle Katolik mezhebinden reh-rev-i ka’r-ı nîrân olan meredelerin 

haklarında şart-ı berâtlarının icrâ olunmasın da’vâ ve bu sûrette ihâfe ve 

tehtîd iderek re’âyâ-yı devleti Katolik mesleğinden keff eylemeğe sa’-yı 

evfâ idegeldiklerinden nihânî Katolik mezhebine giren melâ’în-i haserân-

karîn tervîc-i âyîn-i mefsedet-rehînleri zımnında meredelerinin cîfe-ken-

desi meydanda kalmasına ‘illet Katolik olmaları oldığından ‘adem-i bahs 

ile (vr. 124a) mutlakâ Ermeni dînine mugâyir olan hâliklerinin süpürde-i 

mugâk ittirilmemesin Patrikleri üzerine esâ’et ve kusûr ‘add iderek Erme-

ni Patrikinden tertîb-i şikâyet ve kendülere mahsûs Patrik nasb olunmak 

ümmîdiyle rikâb-ı kamer-tâb-ı cenâb-ı cihândârîye ref’-i ruk’aya cesâret 

eylediler. 

12 redd: Atıf Efendi 1829; Ali Emîri Tarih 67.

13 i‘ânetleriyle: Atıf Efendi 1829; i‘ânetiyle Ali Emîri Tarih 67.


156

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

Pes, rikâb-ı müstetâb-ı hazret-i hilâfet-penâhîye virdikleri arzuhâl 

bâb-ı âsafîye gelüb matlûblarının zımnında pûşîde ve müşedded olan nef’ 

ü mazarrat ‘ukalâ-yı ekâbir-i saltanat-ı seniyyeden istinbâ ve etrâfıyla tef-

tîş ve istiksâ

14

 olınub tâife-i mezbûrye mahsûs Patrik nasb olunması husû-



sunda cânib-i devlet-i aliyyeye teferru’ idecek mazarrâtı mübeyyin reîsü’l-

küttâb Âtıf-zâde Ömer Vahîd Efendi bir kıt’a mufassal takrir

15

 tahrîr idüb, 



mefhûmunda tâife-i mezbûrenin ism ü resmlerinden bahs ile devlet-i 

aliyye re’âyâsının ekseri Ermeni gürûhundan ibâret ve kendülere Ermeni 

tesmiyesi fi ’l-asl sâkin oldukları kutr-ı İrandan Azerbaycan muzâfâtından 

Ermeni zemîne nisbet kabîlinden olub Ermeniyye isimleri dahi ol arâzînin 

hakimi olan Ermen Bara

16

 makarr-ı hükûmet oldığından neş’et eylediği-



ni ve altıyüz târîhlerine gelince Ermeniyye-i Sugrâdan Ruha ve Antakya 

ve Van ve Erzurum ve Sivas ve Ermeniyye-i Kübrâdan Azerbaycan ta-

rafl arının müstakillen melikleri olub, Konya kendülere hükûmetgâh olan 

selâtîn-i Selçukıyyeden Sultân Gıyâseddîn zamânlarında tedrîc ile dâr u 

diyârları zabt ve hakimleri istîsâl ve ahâlîsi taht-ı ra’iyyete idhâl olundığı 

ve hurşîd-i âfak-gîr-i devlet-i ebed-peyvendin zuhûr ve serkeşân-ı tavâif-i 

hükkâmı zîr-i sadme-i mülûkânelerinden müdemmer ve makhûr eyleyüb 

bilâd-ı mezkûre zamîme-i memâlik-i mahrûseleri oldığı âvân-ı meyâmin-

iktirândan Sultân Murâd-ı Râbi’ vaktine gelince zümre-i mersûmenin mez-

hebleri kâffe-i milel-i nasârâ âyînlerine mugâyir olmağın i’tikâd-ı vâhid 

üzre imrâr-ı rûzgâr ider cizye-güzâr bir tâife-i belâdet-şi’âr olduklarını ve 

hafazana’llâhü te’âlâ Efrenc mel’ûnları leyl ü nehâr hanedân-ı şâmihü’l-

erkân-ı saltanat-ı seniyyenin müstelzim-i tezelzül ve teşettüti olur hafâyâ-

yı fesâdâtı kuvvetten fi ’le getürmeği hasr-ı endîşe ve efkâr üzre olmalarıyla 

Moskovlunun hem-milletleri olan Rum tâifesiyle nihânî ittihâd ve devlet-

i aliyye ile akt-ı muhârebe eylediği hengâmlarda zümre-i mel’ûnelerden 

isti’âne ve istimdâd ve melâ’în-i hâsirîn dahi ta’assub mülâbesesiyle 

mu’âvenette bezl-i ictihâd eylediklerin kendülere meslek ittihâz ve anlar 

dahi balâda tafsîl olundığı üzre Katolik mezhebin Ermeni tâifesi miyânına 

ilkâya âgâz ve ol vechile ifsâd-ı re’âyâ-yı devleti mûcib hiyel tertîbinden 

hâli olmadıklarını ve ânifen beyân olundığı târîhlerde töhmet-i mezkûre 

içün ol gürûh-ı habâset-enbûhun (vr. 124b) bâb-ı hümâyûnda katl olunarak 

hafazan li’l-nizâm te’dîb ve gûşmâllerine ikdâm olundığı ve halâ Ermeni 

milleti ile Katolik olanlar beynlerinde birbirinin zebh eylediğini yememek 

14  ﺍﺱﺕﻕﺹﺍ

15 takrîr: Atıf Efendi 1829; Ali Emîri Tarih 67.

16  ﺍﺭﻡﻥ ﺏﺍﺭﻩ


157

Dr. Abdurrahman SAĞIRLI

ve ehadühümâ âharın izâlesini sevâb add eylemek derecelerinde münâfe-

ret olub sahîh mezheb-i kadîminde olan şahs-ı Ermeni şevketlü kerâmetlü 

veliyyü’n-ni’am-ı âlem pâdişâh-ı encüm-haşem efendimiz hazretlerinin 

mansûriyetleri da’avâtına muvâzabat ve Katolik-meşreb-i habîsi ile tedey-

yün iden melâ’în-i efrenc-nihâd lâ-muhâl düvel-i efrenciyyenin gâlib olma-

sı du’âlarına bi’t-tab’ müdâvim ve mütekâlib olduklarını ve bu müdde’âya 

delîl karîbü’l-’ahtde Rusya seferi hilâlinde Moskovlu ile Rum tâifesi miyâ-

nında cereyân ve müşâhid olan evzâ’-ı ma’hûdâneleri kâfî oldığını ve âbâ 

ve ecdâdı âyîninde kalan gürûh-ı Erâmine bî-taraf olmalarıyla dâimâ dev-

let-i aliyyeye sadâkat üzre olub, Katolik mezhebine giren kâfi rlerin Nemçe 

ve Venedik diyârlarında birer kilise iştirâ ve ganî ve mütemevvilleri evlâd 

ve akrabâlarını terbiye olmak maslahatı  zımnında ol keniselere irsâl ve 

başlarına  şabka ve sâir elbise-i Frengiyye ilbâsıyla gereği gibi kazûrât-ı 

küfre îsâl eyledikleriden başka

17

 sarrâf ve bâzirgânlık mülâbesesiyle ve 



ba’zıları ricâl ve kibâr-ı devletin dâirelerine tereddüd iktisâb ve âyâb u 

zehâb iderek serâir-i devleti istirkâka

18

 fursat-yâb olmağa bezl-i üzre ol-



duklarını ve tâife-i merdûde-i mesfûrenin ba’zı mütemevvil meredelerinin 

emvâli Katolik papazları tarafl arından zabt olunarak beher sâl bin kiselik 

emvâl Frengistana irsâl olunmaktan hâli olmadığını ve ma’âza’llâhü te’âlâ 

zümre-i mel’ûne-i mersûmeye zerre kadar rûy-ı müsâ’ade göstermek lâ-

zım gelür ise Rumeli ve Anadolı diyârlarında sâkin kâffe-i re’âyâ bir-iki 

yıl zarfında temâmen Katolik olacakları bî-iştibâh oldığını dîn ü devle-

te nâfi ’ mevâdd-ı hayriyye ile mufassalan terkîm ve tastîr eyledi. Takrir-i 

merkûmun balâsı reîsü’l-küttâb efendinin melhûzâtı oldığunu mübeyyin 

kelimâtla tavşîh olunduktan sonra cânib-i sadrıa’zamîden taktîm-i huzûr-ı 

şehriyâr-ı Sikender-serîr kılınub zîr ü balâsı manzûr-ı çeşm-i pâyân-bîn-

i mülûkâneleri buyuruldukta irâde-i aliyye-i cenâb-ı cihânbânîleri üzre o 

gûne hilâf-ı nizâm-ı ra’iyyet ve mugâyir-i ahkâm-ı kadr-menkıbet Ermeni 

tâifesi i’tikâl ve ıdlâl ve Firenk âyînine teşvîk ve Katolik rüsûm-ı bâtılasını 

sahîh Ermeni ra’iyyeti dînine telfîk eylemeğe hasr-ı âmâl iden şeyâtîn-i 

haserân-me’âlin rü’esâsı kimler ise te’dîb ve gûşmâl olunmalarıçün garaz 

ve nefsâniyyetten ‘ârî olarak arzuhâl ile ifâde eylemesiçün Ermeni Patri-

kıne hitâben mü’ekked ve müşedded buyuruldı tahrîr ve Katolik merede-

lerinin meydanda kalmayub nizâmlarına halel gelmiyecek sûretlerde tavr-ı 

hakîmâneye mukârin üslûb ile ref’-i merede (vr. 125a) olunmasına ruhsat 

birle kat’-ı nizâ’ olunması tasrîh ve tenbîh olınub ol gûne vesîle-i ihtilâl ve 

17 başka: Atıf Efendi 1829; sonra Ali Emîri Tarih 67.

18  istirkâka: Ali Emîri Tarih 67; istirâka Atıf Efendi 1829.



158

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

izmihlâl-i re’âyâ olur Katolik güft ü gûsunun men’ ü ref’ olunmasına her 

taraftan ihtimâm olundı. 



159

Dr. Abdurrahman SAĞIRLI



Download 3.23 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   42




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling