T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ bati dilleri ve edebiyatlari(rus diLİ ve edebiyati) anabiLİm dali
Download 5.01 Kb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- Tvorçeskiy put A.İ.Kuprina 1907-1938
- Kuprin-Moy Otets
- Tvorçestvo A. İ. Kuprina
Kuprin , Moskva, 1981, s. 52.
Kuprin’in Gorki ile tanışması 1902 yılının Aralık ayında gerçekleşir. Gorki Kuprin’in öykülerini çok beğenir ve onu Znaniye dergisinde çalışmaya ikna eder. 93 Kuprin ve Gorki, 1899 yılında kurulan “Sreda” edebiyat topluluğuna üye olurlar. Bu topluluğa Çehov da üyedir. “Sreda” özellikle XIX yy. sonu XX yy. başındaki gerçekçi genç yazarları birleştiren bir topluluktur. Diğer üyeleri arasında Teleşov, Veresayev, L. Andreyev, Bunin, Serafimoviç, Çirikov, Skitalets, Naydenov, Gusev-Orenburgski, Timkovski, Yelpatyevski vb. yazarlar mevcuttur. Ayrıca Mamin-Sibiryak, Korolenko ve Şalyapin de toplulukta bulunmakta idi. “Sreda” nın toplantılarında topluluk üyesi yazarların yeni eserleri tartışılırdı. 1902 yılında, takdim edilen eserlerin topluluk tarafından “Öykü ve Şiir Kitabı “ (Книга рассказов и стихотворений) adı altında basımı yapılmış, Kuprin de bu baskıya “Sorgu” öyküsünü vermiştir. Bu kitabın satışından elde edilen gelirin tümü, 1905 yılında posta-telgraf çalışanlarının başlattığı grevi desteklemek üzere grev komisyonuna verilmiştir. 94 “Sreda” topluluğu, XIX yy ve XX yy başında faaliyet gösteren her gerçekçi yazarın edebi biyografisinde çok önemli bir rol oynamıştır. Topluluğun faaliyetlerini uzun yıllar sonra Gorki bir mektubunda övgüyle takdir etmiştir. “Sreda” grubunun yazarlarının eserleri, Gorki’nin yönetimindeki Znaniye dergisinin “Seçme eserler” (Сборник) baskısı için çok güzel malzeme oluşturmuştur. Bu seçme eserler okuyucu kitlesi tarafından büyük bir talep ve ilgiyle karşılanmıştır. Kuprin’in 1904-1906 yılları arasındaki pek çok eseri Znaniye’nin seçme eserleri baskılarında yer almıştır. 95 93 N. E. Krutikova, 1971, s. 36. 94 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 189. 95 ibid, s. 191. 1902 Ekiminde Znaniye dergisi, Kuprin’e seçme eserlerini basma teklifinde bulunur. Bundan çok memnun olur Kuprin: Baskı için çok titiz bir şekilde en iyi eserlerini seçme işine girişir, bazılarında düzeltmeler yapar, ilk dönem eserlerin hemen tamamını ayıklar. Hatta Tolstoy’un takdirlerini toplayan “Allez” öyküsünü bile bu baskıya koymaz. Baskı için devamlı Gorki’nin fikirlerini sorar. Baskı, 1903 yılı Şubatında gerçekleşir “Öyküler” adıyla yayımlanır. 1904-1906 yılları arasında Znaniye, Kuprin’in iki ciltlik seçme eserlerinin baskısını da yapar. Öyküler, çıkar çıkmaz Tolstoy tarafından okunur. Kitap çok hoşuna gider Tolstoy’un ve kardeşine tavsiye eder: “Kuprin’den hoşlanmadığın için acıyorum sana, onda çok lüzumsuz şey var, ama çok canlı, dili ve anlatımı çok güzel” der. 96 Edebiyat eleştirmenleri yazarın edebi ustalığının Çehov ve Tolstoy’a , ideolojisinin de Gorki’ye yakın olduğunu belirtirler. 97 “Sirkte” öyküsü 1902 yılında Ocak ayında yayımlanmış ve Kuprin’e büyük bir başarı getirmiştir. Tolstoy ve Çehov’un takdirlerini alan öykü, okuyucuların da büyük beğenisini kazanmıştır. 98 1903 yılının Mart ayı başında “Düello” (Поединок) eseri üzerinde çalışmak maksadıyla tek başına Kırım’a gider. Mishor’da “Düello”yu yazmaya başlar. Nisan ayı başında ailesini özleyen Kuprin, “Düello”nun ilk altı bölümü ve P. D. Manıç isminde bir gazeteciyle birlikte Peterburg’a gelir. Manıç’ı kendi evinde ağırlar. M. Karlovna’nın ifadesine göre; bu Manıç, birkaç sene Kuprin’ın “yaveri” ve “yakın koruması” olmuş, bulunduğu her ortamda ona refakat etmiştir. 99 96 ibid, s. 192. 97 ibid, s. 192. 98 ibid, s. 193. 99 N. N. Fonyakova, 1986, s. 44. 1904 yılında Çehov’un ölümü Kuprin’i derinden etkiler. Gerek insan, gerekse büyük bir yazar olan Çehov’a olan derin sevgisini ebediyen muhafaza eder. 1904 yılı Temmuz-Ekim aylarında “Çehov İle İlgili Anılar” (Памяти Чехова) adlı makalesi üzerinde çalışır. Bu eserinde canlı bir Çehov portresi çizer. Onun ruh temizliğini, sadeliğini, büyüklüğünü, taklit edilemez dilini, doymak bilmez Rusya ve Rus halkının nasıl yaşadığına dair hissiyatını çok güzel bir şekilde kaleme alır. Bu arada büyük eseri “Düello” üzerinde de çalışmalarını sürdürmektedir. 100 Aslında “Düello” üzerinde çalışmayı daha 1902 yılında başlamış, aralıklarla devam eden bu çalışma 1905 yılına kadar sürmüştür. 1904 yılı yanında son aşamaya gelmişse de Çehov’un ani ölümü üzerine çalışma biraz gecikmiştir. Kuprin’in hiçbir eseri “Düello” kadar büyük bir başarı sağlamamış, toplumda bu kadar büyük bir yankı uyandırmamıştır. Muazzam bir başarıdır bu. Okuyucuların talebi o kadar büyüktür ki “Düello”nun bulunduğu Znaniye dergisinin altıncı “Seçme eserleri” kitabı kısa sürede ikinci, hatta üçüncü baskısını yapmış ve bir yıl içinde kırk bine ulaşmıştır. Bu, o zamanlarda ulaşılması çok zor bir tirajdır. “Düello” hakkında çok tartışılmış, çok yazılmış, edebiyat gecelerinde çok konuşulmuştur. Pek çok yabancı dile çevrilmiş, yurt dışında da tanınan bir yazar olmuştur artık Kuprin. 101 Kuprin’in Gorki ile münasebetleri de ilginçtir. Karşılaştığı her zorlukta; gerek edebiyatta, gerekse de sıklıkla yaşamla ilgili, ilk önce Gorki’nin desteğine, yardımına başvururdu. Gorki, Kuprin’i kendisinin yarattığı sayısız ebedi ve toplumsal-politik karakterli faaliyetlere dahil etmek için gayret gösterirdi. Kuprin’in bir dizi eserini 1905 yılında kendi geliştirdiği “Ucuz kütüphane” (Дешевая библиотека) projesi kapsamında basma planına dahil etmiştir. Yine o zamanlarda Gorki, Bolşeviklerin 100 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 198. 101 ibid, s. 270. talimatı üzerine, yurt dışında Znaniye dergisinin yazarlarının; Gorki, Andreyev, Kuprin, Çirikov, Skitalets, Yuşkeviç vb. eserlerin basımını yapacak Demos isimli bir dergi kurma çalışmasına başladı. Bu eserler Avrupa, Amerika’da basılıp satılacak, geliri ise Bolşevik partisinin kasasına girecekti. 102 1905 yılı Ağustos ayının ortalarında bir devrimci gazete çıkarma fikrini tasarlayan Gorki, daha Temmuz ayı başında Çirikov’a bu gazetenin yazar kadrosunda; Rumyantsev, Lunaçarski, Stepanov gibi Bolşevikler ve tarihçi Rojkov’dan başka Kuprin, Andreyev, Gusev Orenburgski, Çirikov ve diğer Znaniye yazarlarının olacağı bilgisini vermektedir. 103 Znaniye grubunun toplantıları devam etmekte, Kuprin de bu toplantılara katılmaktadır. Gorki ve L. Andreyev ile katıldığı 30 Temmuz 1905 tarihli edebiyat gecesinde elde edilen üç bin rublelik gelir Bolşeviklerin kontrol ettiği bir fabrikadaki grev yapan işçiler için tahsis edilmiştir. 104 Kuprin devamlı surette Gorki’nin yörüngesinde bulunmaktadır. 1905 yılındaki ülke genelinde hissedilen devrim enerjisinin kararlı bir şekilde güçlenme zamanlarında Kuprin de etkilenmiştir. Sözlü ve yazılı takdimleri daha kararlı ve daha cesur olmuştur. Giderek artan bir tempoyla politik meselelere ilgi duymaya başlamış ve daha istekli olarak duygu ve düşüncelerini gazetecilik formunda sunmaya başlamıştır. Gazetecilik biçiminin sanatsal eserler üzerine baskın gelişi XX yy. başında faaliyet gösteren büyük Rus yazarlarının sanatının bir özelliği olarak değerlendirilmeye başlanır ve birinci devrim zamanında Kuprin’in edebiyat pratiği de hayli güçlenir. 105 Kuprin’i devrim mücadelesine bir an önce karışma isteği sarar. 1905 yılı yazında Rus ordusu ve donanmasında yaşanan büyük ölçekli isyan hareketleri onu 102 ibid, s. 288. 103 ibid, s. 289. 104 ibid, s. 290. 105 ibid, s. 290. derinden etkiler. Ciddi ciddi, 1905 Haziran ayında isyan bayrağı kaldırmış Potemkin zırhlısında askeri göreve başlamayı bile düşünmektedir. Potemkin zırhlısı Odessa’dan Sevastopol’e geldiğinde Gorki Çirikov’a şu satırları yazmaktadır: “Burada Skitalets, Andreyev, Yelpatyevski ve Kuprin var. Kuprin bu sıralar Kafkasya’ya gitmeye hazırlanıyor. Potemkin’e komutan olmak arzusunda.” 106 Kuprin gerçekten de Temmuz ayı sonunda Sevastopol’a gider. Fakat isyan halindeki gemiye giremez. İsyan da kanlı bir şekilde bastırılır. Sevastopol’dan ailesiyle birlikte ya yurt dışına, ya da Kırım’a gitmeyi tasarlar. Sonuçta Aralık ayı ortasına kadar Kırım’da, Balaklava’da kalmayı tercih eder. Kuprin burada balıkçılarla çok sıkı dostluklar kurar. Balıkçı toplumunda uzun saatler bazen de geceler geçirir. Onların barınaklarında bulunur, onlarla balık avına çıkar, verimli bir av partisi sonunda onlarla birlikte bu mutluluğu paylaşır. 107 1905 yılı Kasım-Aralık aylarında zaman zaman Balaklava’dan Sevastopol’a geçer. Burada yerel devrimci topluluklarının düzenlediği gecelere katılır ve “Düello” öyküsünden bazı bölümleri okur. 14 Kasım günü, şahsiyeti Kuprin üzerinde kuvvetli bir etki bırakan Teğmen Şmidt ile tanışır. 108 Yakın bir gelecekte Şmidt adı, Rus aydın kesiminin devrimci hareketinin sembolü olacaktır. Bu subay, “Oçakov” kruvazöründe başlatılan isyana liderlik edecektir. İsyan 11 Kasım günü başlar ve beş gün sürer. Tüm bu devrimci hareketlerin yaşandığı zamanlarda Kuprin, askerler ve denizcilerin arasındadır. Olayların gelişimini, isyana katılanların yaşadıklarını aynen yaşar gibidir. Yazarın arkadaşı Balaklavalı doktor E. Aspig’in naklettiğine göre; 106 ibid, s. 291. 107 ibid, s. 292. 108 ibid, s. 292. Kuprin her sabah aceleyle Balaklava’dan Sevastopol’a hareket eder, gece geç saatlerde yatmak için Balaklava’ya dönerdi. 109 Sevastopol denizcilerinin bu başarısız isyan girişimi 15 Kasım günü Amiral Çuhnin tarafından kanlı bir şekilde bastırılır. Karadeniz Filosu’ndaki bu talihsiz trajediyi “Sevastopol’daki Olaylar” (События в Севастополе) denemesinde detaylarıyla anlatır Kuprin. Bu, bir muhabirin haberi veya olağan bir gazete makalesi değildir, aksine deneme tarzında gerçek sanatsal bir eserdir. Kuprin isyanın bastırılması aşamasında olay mahallindedir. Yarаlıları kurtarma girişimleri de engellenmiştir. 110 Ancak, Doktor Aspig’in anılarına göre; Balaklava’ya dönen Kuprin, burada mucize eseri ölümden kurtulmayı başarmış denizcilerle karşılaştığında çok sevinir. Oçakov zırhlısından kurtulan bu denizcileri saklamak için geceleyin Balaklava yakınlarındaki Çorgul adındaki Tatar köyüne gider, buradaki kişilerden bu denizcileri bağda çalışan işçi görüntüsünde saklamalarını rica eder ve bu kişilerin hayatını kurtarır. 111 “Sevastopol’daki Olaylar” denemesi Naşa jizn dergisinde yayımlandıktan sonra Kuprin’in Sevastopol’a girişi yasaklanır, bilahare Balaklava’dan da sürülmesine karar verilir. Amiral Çuhnin, Kuprin aleyhine bir de dava açar. Kuprin sorgulanır. 11 Aralık günü, dava sonuçlanıncaya kadar şehri terk etmeyeceğine dair bir belge imzalar. Önce Odessa’ya, ardından da 20 Aralıkta Peterburg’a hareket eder. Dava konusu; halkta kin ve nefret duyguları uyandırmaktadır. Amiral Çuhnin, Simferopol Bölge Mahkemesi’ndeki davanın daha etkili olması için 1906 yılı Nisan ayında Peterburg’a taşınmasında fayda görür. 28 Haziran 1906 tarihinde de tayfa 109 ibid, s. 293. 110 ibid, s. 294. 111 ibid, s. 295. Yakov Akimov, Amiral Çuhnin’i öldürür. Davaya ise Nisan 1908’de bakılabilir ancak. 112 1905 yılı Aralık ayının ikinci yarısında Kuprin güneyden Peterburg’a döner. Sinir krizleri geçirmektedir. Bu arada Rus-Japon Savaşı patlak verir. Rus donanması ve ordusu büyük bir bozguna uğrar. Devrimci hareketler ise durmadan devam etmektedir. Kuprin 1906 yılı Ocak ayında değişik türde hayır gecelerine katılmakta, toplumsal-edebi girişimlerde bulunmaktadır. Ocak ayı sonunda açlıktan muzdarip kimseler ve işçi yemekhaneleri hayrına Tenişevskoye Okulu’nda bir konuşma yapar. 8 Şubatta Peterburg’daki Yeni Tiyatro’da “Eğitimin Meyveleri” (Плоды просвещения) isimli bir temsilde sadece edebiyatçılar rol alır. Kuprin bu temsilde çok başarılı bir aşçı rolü icra eder. 113 Kuprin Ocak ayı sonunda yasaklanma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan devrimci mizah dergisi Jupel’in yerine geçecek Adskaya poçta mizah dergisinin kurucuları arasında da yer alır. Yayım kurulunda Kuprinle birlikte Gorki, L. Andreyev, E. Lonsere, İ. Bilibin ve diğer yazar ve ressamlar bulunmaktadır. Fakat Gorki’nin tutuklanma tehlikesiyle yurt dışına çıkması sebebiyle bu projeye katılanlar dağılır. 114 Yine 1906 yılı başlarında Kuprin daha ziyade radikal ve devrimci dergilerde edebi eserlerini yayımlatmaktadır. Siyasi-mizah dergisi Signalı, Ocak sayısında Kuprin’in “Kadeh” (Тост) öyküsünü yayımlamış ve müteakip sayılarda da Kuprin eserleri yayımlayacağı sözü vermiştir. Ancak bu dergi de dördüncü sayısında sansür 112 ibid, s. 296. 113 ibid, s. 310. 114 ibid, s. 310. kurulunun kararıyla yasaklandığı için diğer eserleri yayımlanamamıştır. Yine bu günlerde Kuprin’in aralıklarla çalıştığı bir dergi de; Zarnitsa’dır. Buradaki faaliyetleri Akşam aforizmaları şeklindedir. 115 1906 yılı yazında “Yaşam Irmağı” (Река жизни) yayımlanır. Bu öykü çağdaşlığın trajik tezatlıkları hakkındadır. Kahramanlık ve hainlik, ruh yüceliği ve alçalmalar, büyük idealler ve küçük hesaplar karşı karşıyadır. 116 Bu öyküsü Danilovskoye köyünde ailesiyle birlikte ilkbahar ve yaz periyodunu geçirdiği F. D. Batyuşkov’un malikanesinde yazılmıştır. 8 Temmuz 1906’da Duma’nın lağvedildiği haberi gelir. Arkasından devlet baskısı ve sansür daha da hissedilir olur. Ağustos 1906 tarihinde Mir bojiy dergisi sansür kurulunca kapatılır. Diğer taraftan tüm ülke genelinde kurtuluş maksatlı eylemler, özellikle köylülerin asillere ve mülklerine karşı hareketleri, ev ve malikanelerin yağmalanması olayları artış gösterir. Yerel kolluk güçleri Kuprin’den de şüphelenirler. 117 Danilovskoye’de kaldığı süre içinde yazar büyük bir gayretle ve verimli bir şekilde çalışır. 13 Temmuza kadar iki tane öykü bitirir, üçüncü öyküye başlar. Bu öykülerden ilki; “Yaşam Irmağı” (Река жизни), İkincisi ise; Gorki ruhunun bariz bir şekilde hissedildiği “Gücenme” (Обида)’dir. 118 1906 yılı Eylül ayında Kuprin, Kırım kıyılarındadır. Önce ailesiyle birlikte çok sevdiği Balaklava’ya gelir. Fakat yerel polis müdürü Kuprin’in bu şehirden kovulması olayını bildiği için derhal şehri terk etmesini ister. İki saat içinde de Aluşta’ya geçmek zorunda kalırlar. Burada bir müddet çalışma fırsatı bulur. “Düello”nun devamı mahiyetinde yazmayı tasarladığı “Yoksullar” (Нищие) romanı 115 ibid, s. 311. 116 ibid, s. 313. 117 ibid, s. 316. 118 ibid, s. 317. üzerinde çalışmaya koyulur, ancak devamını getiremez. Bunun yerine şiir yazmaya başlar. 119 1906 yılı Kasım ayı sonlarında “Nasıl Aktör Oldum” (Как я был актером) öyküsünü tamamlar. Bu öykü sanatsal anı türüne daha yakındır. Yine bu dönemde efsane, masal ve şiirsel alegori tarzını sıkça kullanmaya başlar. Kasım ayında “Sanat” (Искусство) “Efsane” (Легенда) eserlerini yazar. 120 Yazarın ortaçağ efsane ve masallarına dalmasıyla zayıflayan sosyal duyguları Kuprin’in yine bir doğu efsanesi olan “Demir Kaya” öyküsüyle tekrar güçlenir. Bu öykü alegоriktir ve Aralık 1906 tarihinde yayımlanmıştır. 121 Kuprin ilk devrim yıllarındaki olaylara, ünlü “Gambrinus” öyküsüyle tekrar döner. 1906 yılı sonlarında basılan bu öyküde geçmişte yaşadıkları, gördükleri ve gözlemledikleri yansır. Öyküdeki Gambrinus Meyhanesi, yazarın da pek çok güzel anısının geçtiği Odessa’da gerçekten var olan bir yerdir. Öykünün baş kahramanı kemancı Saşka da gerçekten yaşamış biridir. 122 Yazar K. Paustovski, bu kişinin gerçek adının Aron Goldştein olduğunu ve 1921 yılı kışında cenaze töreninde bulunduğunu bildirir. 123 Odessalı Loyengard isimli bir gazeteci, Kuprin’i Gambrinus meyhanesine götürdüğünden ve bir yıl sonra da öykünün yayımlandığından bahseder. 124 Yazarın 1907 Mart ayında kaleme aldığı iki satirik öykü vardır. Bunlar politik karakterli masallardır. Duma ve Anayasa hakkındadırlar. Demokrat bir yazarın Rus parlamentosuna olumsuz yaklaşımını anlatır. 125 119 ibid, s. 322. 120 ibid, s. 324. 121 ibid, s. 325. 122 ibid, s. 329. 123 Paustovski, K., “Potok jizni, -Zametki o proze Kuprina”, www.kuprin.ru. 124 a. g. m. 125 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 334. 1907 yılının Haziran ayındaki olaylar ilk devrimin trajik finali gibidir. F. İ. Kuleşov’un belirttiği üzere; “yine ağır bir gericilik, yine ülkenin üzerine koyu bir perde çökmüştür.” 126 Devrim yolunda düne kadar mücadele edenler bir bir sorgulanıp asılmış, bir nevi intikam alınmıştır. Günlük olaylar haline gelen kanlı idam ve güç kullanma sahneleri sıkça yaşanır olmuştur. 127 1909 yazında, basında sihir, fal türü kitaplara ilgi artar. Entellektüel toplumda da önce politika, sonra kırmızı broşürlere olan ilgi, daha sonraları pornografiye, din sorunlarına kaymış, bu ilgiler gizemli, sihirli olana yönelmiştir. Edebiyatta da kör bir korkunun hakim olduğu gizemli eserler verilmeye başlamıştır. 128 Modernist edebiyat olarak adlandırılan bu türün okuyucuya realist edebiyattan daha gerekli, Rusya için de daha değerli olduğu görüşü eleştirmenlerce ifade edilmeye başlanmıştır. 129 Gericilik yıllarında Çehov’un sosyal içerikli Gorki’nin ise devrimci piyesleri tiyatro repertuarlarından çıkarılmış, Hamsun, Meterlink, Kamenski ve Leonid Andreyev’in piyesleri oynanır olmuştur. Edebiyattaki öncü konu ise seksüel patoloji olmuştur. Rus edebiyatçıları erotomaniaya tutulmuşlar, erotik eserler vermeye başlamışlardır. F. İ. Kuleşov’a göre; bu aslında bir düşüş sürecidir. 130 Kuprin, modernist edebiyatla ilgili olarak 1908 yılında şöyle der: “Bunlar derin ruhsal hareketleri, nesnelerin, olayların, kişilerin ruhlarını aktaramıyorlar. Çünkü bunları bilmiyorlar ve ender güzel cümlelerin yerlerini değiştiriyorlar.” 131 1909 yılı ilkbaharında Kuprin, Jitomir’de iken yerel polis makamlarına silah taşıma ruhsatı verilmesi için müracaatta bulunur. Polis müdürü “siyasi olarak 126 F. İ. Kuleşov, Tvorçeskiy put A.İ.Kuprina 1907-1938 , Moskva 1986, s. 4 127 ibid, s. 4. 128 ibid, s. 8. 129 ibid, s. 9. 130 ibid, s. 11. 131 ibid, s. 14. güvenilmez birisi olduğu” gerekçesiyle bu isteğe olumsuz cevap verir. Cenevre Sosyal Demokratları ile ilişkisi olduğu şüphesiyle verilmiş önyargılı bir karardır bu. Ayrıca Amiral Çuhnin’in açtığı dava sonuçlanmıştır; ya 50 ruble ceza ödeyecek veya 10 günlük ev hapsi cezası çekecektir. Kuprin ikinci versiyonu tercih etmiştir. 132 Kuprin gericilik yıllarında cezaevlerinde yatan kişilerden de pek çok mektup alırdı. Bu mektuplarda genellikle yazardan hapishanelere eserlerini göndermesi rica edilirdi. 133 Bu yıllarda anma gecelerinde sahnelenen oyunlarda rol almakta, Rus edebiyatı hakkında konferanslar vermektedir. Bu konferanslarda yazarın canlı anlatımı realist edebiyatın propagandasına, buna karşılık modernist edebiyatın da eleştirilmesine hizmet etmektedir. 134 Devrim yıllarında kayda değer bir başka olay da; Kuprin’in, Gorki’nin yönetimindeki Znaniye dergisiyle olan güvene dayalı ilişkisinin değişime uğramasıdır. Yayıncıların kendisinden istifade etmeye ve kendisini aldatmaya çalıştığından şüphelenen Kuprin, modernist Şipovnik Almanağına yakınlaşmakta bir sakınca görmez. Bu almanak Leonid Andreyev yönetimindedir ve 1907 yılı başında Znaniye’ye karşı kurulmuştur. Kuprin’in Znaniye hakkındaki haksız ithamları Capri’de bulunan Gorki’nin kulağına gider. Gorki’nin haberi olmadan 1908 Nisanında K. Pyatnitski, Kuprin’in “Öğrenci” (Ученик) öyküsünü Znaniye’de yayımlar. Gorki’nin bu olaya yaklaşımı olumsuzdur: “Kuprin’in ‘Znaniye’de yeri yok.” şeklindeki açıklaması sonrasında artık Kuprin’in hiç bir eseri bu dergide yayımlanmayacaktır. 135 132 ibid, s. 19. 133 ibid, s. 21. 134 ibid, s. 22. 135 ibid, s. 25. Bu dönemde Kuprin, nerede olsa yazılarını yayımlamaya başlar. Devrim karşıtı Birjevıye vedomosti, Ponedelnik, Ogonek gibi gazetelerde veya Siniy jurnal adlı bulvar gazetesinde, hatta hatta partisiz olduğu iddiasındaki Vesna dergisinde bile yazıları yayımlanır. Bunun gerçek sebebi; bazı kurnaz tüccarların yazarın el yazmalarına sahip olmaları ve istedikleri fiyata bu yazıları istedikleri yayın kuruluşlarına satmalarıdır. Sübjektif olarak bakıldığında Kuprin, ülkedeki özgürlük hareketlerine düşmanca bir tavır takınmaktan çok uzaktır. 136 Kuprin her Peterburg’a gelişinde bir edebi bohem hayatına kaptırır kendini. Kapernaum veya Viyana restoranları onun neredeyse ikinci evi gibidir. Gazeteciler, aktörler, yazarlar da bulunur burada, Kuprin’in mektupları buralara gelir, iş görüşmeleri buralarda yapılır. Dergi redaktörleri, yayınevi sahipleri burada bulur Kuprin’i. Bazı yazarlar, tiyatro eleştirmenleri, yeni edebiyatçılar sarar çevresini. Bazılarını çok uzun süredir tanır Kuprin, bazılarıyla senli benlidir. Gorki bu kalabalığı “Vahşi Manıçarı Kabilesi” olarak adlandırır. Üçüncü sınıf edebiyatçı P. Manıç, Kuprin’in çok güvendiği biridir. Manıçarı adı da Manıç kast edilerek türetilmiştir. Çevresindeki pek çok çıkarcı, üç kâğıtçı, hilekâr insan bu Manıçarı kabilesine dahildir. Bu kişiler Kuprin adına, onun izni olmadan bazı dergi ve gazetelere yazarın eski hikayelerinin basım iznini satmakta, güvenini kötüye kullanmaktadır. Meşhurluğundan ve şöhretinden çıkar elde etmeye çalışmaktadırlar. Kuprin bu durumdan büyük rahatsızlık duymaktadır. 137 Kuprin, F. İ. Kuleşov’un deyimiyle “bu kuru kalabalıktan” ve “Manıçarı kabilesinden” kurtulmak için sık sık yer değiştirir, uzak taşra köşelerine kaçar, 136 ibid, s. 25. 137 ibid, s. 32. Rusya’nın şehirlerinde ve köylerinde dolaşırdı. 138 Güzergahı ise çok zıt yönlere olurdu. Peterburg-Odessa, Riga-jitomir, Moskova-Yalta vb. Kuprin 1908-1911 yılları arasında pek çok gezi yapmıştır. Yakınlarına da adresini kimseye vermemeleri uyarısında bulunmuş, gittiği yerlerde yeniden kendini toparlamıştır. Ancak yine başkentte döndüğünde şarabın etkisiyle eskisi gibi savruk, hesapsız oluvermiş ve bohem hayatına yeniden kendini kaptırmıştır. 139 1908-1911 yılları arasında bir kaç kez Kuprin’in fahri akademisyen seçilmesi konusu gündeme gelmişse de Bunin’in de belirttiği gibi; “Taşrada ücra bir yerde şarabın etkisiyle bu hakkını kötüye kullanabilir” endişesiyle akademiye seçmemişlerdir. 140 Kuprin, İ. Bunin’le arada bir buluşur, onunla dil, çağdaş şiir ve nesir hakkında tartışır, ona basılmadan önce öykülerini okur, yazmayı tasarladığı konular hakkında da düşüncelerini söylerdi. Kuprin, Bunin’in fikirlerine büyük değer verirdi. 141 Kuprin yaşayan her varlığa büyük bir aşk duyar. 1907 yılında “Sulamif” (Суламифь) öyküsü üzerinde çalışır. 1897 yılında Polesya’da papazlık yaptığı sırada İncili okumuş, burada Hz. Süleyman tarafından yazıldığı iddia edilen Neşidelerin Neşidesi bölümüne büyük ilgi duymuştur. 1907 de tekrar bu konuya döner, Danilovskoye’de Batyuşkov’un evinde tekrar İncili olur. Öyküyü yazma aşamasında da Yahudi inancıyla ilgili bazı kitapları göndermesini rica eder Batyuşkov’dan. 31 Mart 1907 tarihinde ilk eşinden boşanır. Bu arada Kuprin, bir süre sonra eşi olacak Yelizavata Mortsiyevna Geynrih’e aşıktır. Bayan Geynrih, Mamin-Sibiryak’ın 138 ibid, s. 35. 139 ibid, s. 35. 140 ibid, s. 35. 141 N. N. Fonyakova, 1986, s. 100. baldızıdır. 142 21 Nisan 1908 tarihinde Bayan Geynrih’den olan Kseniya adlı kızı doğar. 143 Kuprin, Geynrih ile 17 Eylül 1909 tarihinde Jitomir’de evlenir. Bayan Geynrih 1882 doğumlu olup, Mayıs 1943 de Alman kuşatması sırasında Leningrad’da ölmüştür. 144 Kuprin 1907 Nisanında, 1908 sonbaharında ve 1909 yazında Odessa, Balaklava şehirlerinde bulunur. Burada balıkçılarla yakın dostluklar kurar, onlarla balık avına çıkar, dalgıç elbisesi giyerek denize dalar. Buradaki izlenimlerini de “Listrigonlar” (Листригоны) adı altında denemeler serisi olarak yayımlar. Bu seri üzerinde yaklaşık dört yıl çalışır. 145 19 Ekim 1909 da Bilimler Akademisi, İvan Bunin ile birlikte Kuprin’i Puşkin ödülüne layık görür. Kuprin 500 rublelik ödülü İvan Bunin ile paylaşır. 1908-1910 yılları arasında ironik öykülerin yanı sıra çocuklar, hayvanlar ve vahşi hayvanlar hakkında bazı hikayeler de yazar. Aynı yıllarda önceki yıllarda yazdığı eserlerinin düzeltilmesi işiyle de uğraşır. 1897 de yayımlanan “Nataşka” öyküsünü yeniden ele alarak 1910 yılında “Aile İşleri” (По семейному) adıyla yayımlatır. Bu öykü, Tolstoy’un üzerinde derin bir etki bırakır. Yine gazete röportajlarından veya mektuplarından varlığını öğrendiğimiz, ama çeşitli sebeplerle günümüze kadar ulaşamamış bazı öyküleri olduğu da bilinmektedir. 146 Kuprin’in mektuplarından 1907 yılında “Yaşam” (Жизнь) adlı bir öyküye başladığını anlıyoruz. Öykünün ilk sayfalarını kaybeden yazar maalesef bu eserini tamamlayamaz. Teffi, İzmaylov, A. Roslavlev vb. yazarların katılımıyla yazılacak 142 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 39. 143 K. A. Kuprina, Kuprin-Moy Otets , 2-e ispr. i dop. izd., Moskva, 1979, s. 30. 144 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 40. 145 ibid, s. 59. 146 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 78. kollektif romanın ilk dört bölümü 1911 yılında Kuprin tarafından yazılıp Siniy jurnal dergisinde basılmasına rağmen, diğer yazarlar yazma sorumluluklarını yerine getirmedikleri için yarım kalır, roman tamamlanamaz. 147 Haziran 1908’de güneye, Yessentuki’ye gider Kuprin. “Yoksullar” romanına devam etmek arzusundadır, aynı zamanda da “Genelev” (Яма) öyküsünün ilk bölümlerini tamamlamayı düşünmektedir. Ekim 1908’de öykünün birinci bölümünü bitirebilir ancak ve romanına döner. Kasım ayında yine öyküsüne devam eder. Aralık ortalarına doğru öykünün ilk dört bölümü tamamlanmıştır. Zemlya Almanağı direktörü V. S. Klestov ziyaretine gelir ve öykünün beşinci, altıncı bölümlerini bir an önce vermesini rica eder. 148 Şubat 1909 tarihinde Kuprin, Jitomir’e geçer. Çok çalışmaktadır. Öyküsünün on bir ve on ikinci bölümlerini bir an önce bitirmesi gerekmektedir. Mart 1909’da “Genelev” öyküsünün ilk kısmı Zemlya’da basılır. Aynı yıl ikinci kısmı da basım planındadır. Öykü, okuyucular ve eleştirmenler tarafından büyük bir ilgi görür; hakkında sert tartışmalar başlar. Bir grup çok beğenirken, diğer bir grup zayıf bulur, yine bir grup övgüler yağdırırken diğer bir grup küfürler eder öyküye. 149 Öykünün ikinci kısmı üzerindeki çalışması uzun yıllar devam eder. 1910 yılı Mart ayında kendisiyle yapılan bir röportajda; yoğun bir şekilde çalıştığından bahseder. İkinci kısım 1912 yılı Eylülünde tamamlanır, bir yıl sonra da basılır. Ancak 1914 yazında “Genelev” öyküsü bütünüyle tamamlanır ve yayınevine teslim edilebilir, 1915 yılında da basılır. 150 147 ibid, s. 79. 148 ibid, s. 87. 149 ibid, s. 88. 150 ibid, s. 90. “Genelev” öyküsünde Kuprin, kendisinden önceki edebiyatçıların ele almadığı bir konuyu, hiç kimsenin sanatsal açıdan incelemediği fahişelik ve “düşmüş kadınların” kaderlerini ele almıştır. O zamana kadarki edebiyat; köylüler, köy yaşamı konularını büyük bir ciddiyetle ele almasına rağmen, nedense fahişelik konusunu hep bir kenara bırakmıştır. Bir tek Dostoyevski’nin Sonya Marmeladova’sı hariç. 151 Kuprin’in sanatında dikkat çeken önemli öykülerinden biri de “Kızıl Bilezik” (Гранатовый браслет)’tir. 1910 yılının Eylül-Aralık döneminde Odessa’da iken yazılmıştır. Bir posta memurunun soylu ve evli bir kadına duyduğu ümitsiz, karşılıksız aşk ve sonucunda intiharı konu edilir bu öyküde. Konusu gerçek hayattan alınmıştır. 152 1911 yılının sonlarında yeniden canlanmaya başlayan devrimci hareketler Kuprin de dahil olmak üzere pek çok gerçekçi yazarın sanatında olumlu gelişmelere sahne olmuştur. Kuprin, savaş öncesi yıllarda kahramanlık konularına, cesur, iradeli, yüksek ruhlu kahramanlara ilgi duymaya başlamıştır. “Ben” (Я) isimli bir piyes yazmışsa da bu piyes günümüze ulaşmamıştır. 153 1911 yılı sonbaharında Protiv teçeniya isimli Foma Raylyan adlı birinin yayımladığı bir gazetede Kuprin’in özel yaşamıyla ilgili iftiralarla dolu bir yazı yayımlanır. Kuprin, Raylyan’ı düelloya davet eder. Fakat Raylyan bu çağrıya olumsuz cevap vererek kendisinin ve gazetesinin reklamını yapar. 154 1912 yılının Nisan ayında ailesiyle birlikte yurt dışı seyahatine çıkar. Avusturya, Nice, Monte Carlo, Marsilya’da dolaşır. İnsanların yaşayışları daha 151 ibid, s. 91. 152 ibid, s. 101. 153 ibid, s. 106. 154 B. N. Afanasyev, 1972, s. 107. ziyade ilgisini çeker. Onun için önemli olan ne müzeler, ne resim galerileri, ne sergiler, ne bayramlar, ne de tiyatrolardır. Sadece ve sadece sokaktaki insanlardır ilgisini çeken. 155 Fakat daha ülkesinden ayrılışının üçüncü haftasında ilk kez uzak kaldığı ülkesinin özlemi ağır basar. Arkadaşı Batyuşkov’a yazdığı mektupta; “Hayır, Fyodor Dmitriyeviç, yurt dışı bana göre değil”, der. 156 Mayıs ortalarında Capri’de bulunan Gorki’yi ziyaret etmeyi ciddi olarak planlasa da Haziran ayındaki denizci isyanları yüzünden bu amacına ulaşamaz. İkinci bir sebep de; yeterli parasının olmayışıdır. 157 Birinci Dünya Savaşı öncesinde Kuprin on civarında öykü yazar. Bunlar zamanın politik olayları ile bağlantılı, fakat günlük yaşamla ilgili değildir; “Travka” (Травка), “Ayı ininde” (В медвежьем углу), “Kutsal Yalan” (Святая ложь) vb. Konu bakımından anekdot özellikleri taşıyan biraz komik, biraz eğlenceli öyküleri de vardır; “Moda Meraklısı” (Мученик моды) ve grotesk tarzda yazılan “Şarap Fıçısı” (Винная бочка). Savaş öncesi yazılan eserlerinden hayvanlar, vahşi hayvanlar ve çocuklarla ilgili olan öyküleri; “Ayılar” (Медведи), “Kirpi” (Еж) ve “Fil Gezintisi” (Слоновая прогулка)’dir. 158 Savaş öncesi yıllarda okuyucuların Kuprin’in eserlerine olan ilgisi artış gösterir. Kitap sektöründeki uzmanların bu konudaki görüşü de aynıdır; “Kuprin’in eserleri çok iyi satılıyor” demektedirler. Bunu basın dairesi verileri de doğrulamaktadır. 1912 yılında Kuprin’in eserleri sekiz bin baskı yaparken L. 155 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 118. 156 ibid, s. 120. 157 ibid, s. 123. 158 ibid, s. 132. Andreyev ve Merejkovski gibi güncel ve popüler yazarların eserleri en çok beş-altı bin tiraj görmektedir. 159 1 Ağustos 1914 tarihinde Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Rus toplumunda büyük bir milliyetçilik ruhu oluşur. Monarşistler ve öğrenciler, bakanlar ve milletvekilleri, her kesimden açık ve gizli faaliyet gösteren gericiler birleşir ve tek bir ses halinde çarlık yönetiminin Almanya ile savaşta uyguladığı politikaları destekler. Liberaller, daha sonra demokratlar da bu konuda gericilerle birleşir. Artık halkta yurtseverlik duygularını uyandırma zamanıdır. Devrin önemli yazarları bu savaşta “Alman barbarlığına” karşı tek yumruk olmuşlardır. 160 Şovenist ve milliyetçi duygular savaşın ilk günlerinde Kuprin’i de sarmıştır. Ağustos ayının ortalarında yazar kendi imkanları ile Gatçina’daki evinde yaralı askerleri tedavi etmek için bir revir kurar. Her gün istasyona gider, cepheden gelen bir grup yaralı askeri alır ve tedavi etmek üzere onları evine götürür. Rus- Japon Savaşı sırasında gönüllü hemşirelik yapmış olan karısı Yelizaveta Mortsiyevna, bu ev hastanesinde yaralıların tedavilerini üstlenir. 1914 yılı sonunda gazeteler aracılığıyla Kuprin yaralı askerlerin tedavisi için halkın gönüllü bağışta bulunmaları çağrısında bulunur. Kasım ayının başında da poruçik üniformasını giyerek ikinci askerlik yaşamına başlar. 161 Dünya çapında şöhrete sahip bir yazar askere çağrılmış, Gelsingfors (Helsinki)’da ihtiyattaki bir piyade bölüğüne komutan olarak görevlendirilmiştir. 162 Fakat, 1915 Ocak ayında rahatsızlanarak hastaneye kaldırılır. Mayıs ayında da rahatsızlığı sebebiyle ordudan ikinci kez ayrılır. 159 ibid, s. 133. 160 ibid, s. 136. 161 ibid, s. 142. 162 A.A. Volkov, Tvorçestvo A. İ. Kuprina , Moskva, 1962, Sov.Pisatel, s.348. Kuprin, Şubat 1917 deki devrimi yürekten desteklemesine rağmen, yine en buhranlı dönemlerini bu sıralarda yaşamıştır. Çarlık rejiminin çökmesi çoktandır arzulanan politik özgürlüklerin gerçekleşmesi anlamına geliyordu. Bu ona bir enerji vermiş ve içinde ülkenin değişen politik yaşamında önde gelen birisi olma isteği uyanmıştır. Onun açısından en iyi yapacağı iş; yayımcılıktır. Makaleleri değişik gazetelerde yayımlanmaya başlar. Svobodnaya Rossiya, Volnost, Petrogradskiy listok gazetelerinde çalışır. Bu arada Almanya ile savaşın da zafere kadar sürdürülmesi taraftarıdır. 163 Ekim devrimiyle baş gösteren iç savaş ve görülmemiş şiddet, vahşet sahneleri Kuprin’i korkutur. Sınıf mücadeleleri, kanlı sahneler gereksiz ve düşüncesizdir onun için. Gatçina’dadır bu sıralar ve Rusya’da nelerin yaşandığından çok az haberdardır. 1918 yılı ortalarına kadar bazı gazetelerde makale ve skeçleri yayımlanır. 164 25 Aralık 1918’de Kremlin’de Lenin ile bir görüşme yapar, bu görüşmede; çıkarmayı tasarladığı Zemlya gazetesi ile ilgili konuları ele alır. Bu, köylüleri eğitme amaçlı bir gazetedir. Fikir Lenin’in hoşuna gider, devlet bütçesinden yardım sözü verir. 165 Bir ay sonra ikinci bir görüşme yapılır. Bu görüşmede devlet yardımı sözünün yerine getirilemeyeceği, buna karşılık Kuprin’in Krasnıy pahar gazetesinde çalışması teklifi yapılır. Bu olay Kuprin’i incitir. Gatçina’ya dönen Kuprin, gazete çıkarılması programıyla ilgili çalışmalarına devam eder. Moskova yönetimi, sonunda gazetenin Peterburg’da basılması şartıyla gerekli desteğin sağlanmasına karar verirse de değişik sebeplerden dolayı bu proje gerçekleşemez. 166 163 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 174. 164 ibid, s. 180. 165 ibid, s. 193. 166 ibid, s. 196. Gazete projesi gerçekleşmese de bu sıralarda Kuprin, Gorki tarafından Eylül 1918 de kurulan Vsemirnaya literatura yayınevinde çok yoğun ve verimli bir çalışma sergiler. Sık sık Gatçina’dan gelerek bu yayınevi için makaleler yazar. Bu sıralarda yayınevi, A. Dumas’nın tüm eserlerini Rusça yayımlama hazırlığındadır. Gorki, Kuprin’in Dumas’yı sevdiğini bildiği için bu yayına bir önsöz yazmasını ister. Yine Gorki’nin ricası üzerine Aralık 1918 de Schiller’in “Don Carlos” eserini tercüme eder. 167 Bu faaliyetler Gorki ile bir kez daha yakınlaşmasına vesile olur. Kuprin bu sıralarda sanatsal faaliyetlerle daha az uğraşır. Birkaç öykü yazmıştır ancak. Vatanından ayrılmasından önceki bu dönemlerinde edebi çalışmalarına az zaman ayırmakla birlikte, başta Gorki olmak üzere diğer pek çok yazar arkadaşıyla beraber özellikle devrimle özgürlüğüne kavuşmuş halkın ruhsal gelişimi, kültür, geçmişin edebi mirası konularında çok verimli çalışmalar icra etmiştir. Genç cumhuriyete faydalı olmak arzusundadır ve onun için çok da iyi şeyler yapmıştır. Ancak bu çalışmaları 1919 yılı sonbaharında beklenmedik bir şekilde kesintiye uğrar. 168 17 Ekim 1919’da Yudeniç komutasındaki Beyaz Ordu, Kuprin’in o zamanlar yaşadığı Gatçina’yı ele geçirir. Kuprin, Beyaz Ordu personelinin uyguladığı şiddete karşı durur. Fakat bir olay vardır ki yazarın adını lekelemeye yetmiştir: Yudeniç’in karargahında Gatçina’da bir cephe gazetesi çıkarılmasına karar verilir. Kuprin’e de bu gazetenin redaktörlüğü teklif edilir. 18 Ekim sabahı Kuprin’i karargaha getirirler ve çıkarılması düşünülen Prinevskiy kray gazetesinin redaktörü olması söylenir. Kuprin, bu teklifi reddetmez. Muhtemelen kendi gazetesine sahip olma duygusu devrim karşıtlarının çıkaracağı bir gazetede çalışmasının yanlışlığını görmesine engel 167 ibid, s. 197. 168 ibid, s. 199. olur. Bir gün sonra 19 Ekim 1919 günü saat 2 de, yani kendisine yapılan tekliften 28 saat sonra Prinevskiy kray gazetesi 307 sayıyla ilk baskısını yapar. 169 Gazete, daha ziyade aceleye getirilmiş değersiz makaleler, taraflı haberler ve Beyaz Ordu karargahının emirlerini ihtiva eden yazılar yayımlamaktadır. Devrime, Sovyet iktidarına, halka ve Bolşeviklere karşı bir tutum içindedir. Kuprin, Yudeniç’in karargahında 14-15 gün çalışır. 26 Ekim günü Pulkov tepeleri mevkiindeki çarpışmalardan sonra Yudeniç’in ordusu ancak birkaç gün daha dayanabilir ve 3 Kasımda Gatçina şehrini çatışmadan terk eder. Beyaz Ordu güçleri düzensiz bir şekilde Vıborg ve Norva istikametlerine kaçmaya başlar. Kuprin bu sırada Gatçina’da tek başınadır. Karısı Yelizaveta, kızı Kseniya ile birlikte Yamburg (Estonya’da bugünkü Kingişep) şehrine gitmiştir. Ailesinin hayatından endişelenen ve yaşanan olaylardan şaşkına dönen Kuprin, 3 Kasım 1919 tarihinde Gatçina’daki evini terk eder; bu ayrılış ebedi bir ayrılış olacaktır. Beraberinde, içinde Tolstoy ve Çehov’un fotoğrafları, Puşkin’in tek ciltlik bir kitabı ve bazı eşyalar bulunan küçük bir bavulla Gatçina’dan ayrılır. 170 Kuprin Gatçina’dan ayrıldığında arkasında; kitaplarına dahil etmediği, sonraki dönemlerde de Kuprin araştırmacıları tarafından toplanmamış yüzlerce eser ve çok değerli bir kütüphane bırakmıştır. Ayrıca göçmen edebiyatı eleştirmenleri de yazarın yazılı mirasına hayret edilecek bir kayıtsızlık örneği göstermişlerdir. 171 Kuprin’in ülkesini terk etmesiyle ilgili olarak kızı Kseniya’nın anılarında ilginç bir açıklama yer almaktadır: Beyaz Ordu birlikleri Gatçina’da iken bir kişi (Kızıl Ordu’nun) kendisini kurşuna dizilecekler listesine dahil ettiği haberini verir. 169 ibid, s. 201. 170 ibid, s. 202. 171 Figurnova, O., “Çetvertaya jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net. Bu haberi doğrulamadan inanır Kuprin ve uzun yıllar da inanmaya devam eder. Göçmenlik yıllarında kızına pek çok kez, memlekete dönmenin hayatına mal olabileceğini söyler. 172 Kuprin’in Beyaz ordu birlikleriyle Gatçina’dan ayrıldığı haberi duyulduğunda pek çok kimse şaşırmıştır. “Düello” öyküsünde ağır eleştiriler yönelttiği bu birliklerle nasıl gidebilirdi? Kuprin’i Gatçina’dan Yudeniç’in karargah subaylarının zorla götürdüğüne dair söylentiler çıkar. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Kuprin bu konuyla ilgili olarak kendisine yöneltilen soruya: “Ailemi kaybetmemek için, General Yudeniç’in birlikleriyle geri çekilmem gerekti.” cevabını vermiştir. 173 Gatçina’dan başlayan göç yolculuğu Yamburg, Norva ve Revel (Tallin) üzerinden geçecektir. Yamburg’da karısı ve kızını bulur. Endişeleri biraz olsun hafifler. Fakat hayal kırıklığı ve bundan sonraki hareket tarzıyla ilgili endişeleri devam eder. Birkaç günlüğüne yine ailesini kaybeder. Revel’de tekrar ailesine kavuşur ve bir daha hiç ayrılmazlar. 22 Kasım günü Revel’de Kuprin’e “Kuzey-Batı Rusya Hükümeti Konsolosluk Bölümü”nce geçici bir pasaport verilir. Bu belgeyle Kuprin ailesi Kasım ayı sonunda gemiyle Fin Körfezi’ni geçer ve Gelsingfors’a ulaşır, bir müddet burada ikamet eder. 174 Aralık 1919 tarihinde göçmenler Gelsingfors’da Novaya russkaya jizn adında bir gazete çıkarma girişiminde bulunur. Bu gazete, özgür Rus halk ve devlet düşüncesinin organı olma iddiasındadır. G. A. Grigorkov redaktörlüğünde kurulan gazetenin yazım kuruluna girmese de Kuprin, gazete yönetimine yakın bir tutum sergiler. Bir skeç yazarı olarak sekiz ay süreyle burada yazıları yayımlanır. 175 172 K. A. Kuprina, 1979, s. 105. 173 N. N. Fonyakova, 1986, s. 215. 174 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 203. 175 ibid, s. 205. 1920 yılında Gelsingfors’ta yayımlanan Novaya russkaya jizn gazetesinin redaktörü G. A. Grigorkov, yazarın Gatçina’daki son haftalarını anlatırken şöyle der: “Sorgu sırasında Kuprin’e Sovyet iktidarını tanıyıp tanımadığını sormuşlar. – Tanıyorum, demiş yazar, nasıl tanınmaz ki. Eğer bana saygı duyup duymadığımı soracak olursanız, o zaman iş değişir. Bu cevap Bolşeviklerin hiç hoşuna gitmemiş olacak ki, onu kurşuna dizmeye hazırlanmışlar” 176 Gelsingfors’ta iken Kuprin karşı konulamaz bir şekilde yer değiştirme arzusu duyar. Rusya’nın sınırlarının dibinde ona bu kadar yakın, aynı zamanda bu kadar uzakta bulunmak onun için dayanılmaz bir durumdur. Rus göçmen edebiyatının organize olmaya başladığı Paris’e taşınırsa en azından Rusya’dan bir şeyler bulacakmış gibi gelir. 177 Kuprin’in Gelsingfors dönemi 1919 yılı Kasım ayı sonundan Haziran 1920 tarihine kadar sürer. Büyük bir yazar olarak bu altı ay zarfında yetmişten fazla günlük deneme ve makale yazmıştır. 178 1920 yılı Temmuz ayı başında Kuprin, ailesiyle birlikte Finlandiya’dan ayrılır. 17 Temmuzda Gulla’da, 22 Temmuzda da Paris’tedir artık. Başlangıçta Bosejour Bulvarı’nda oldukça büyük bir daire kiralar. Kısa bir süre sonra da buradan daha ucuz bir daireye geçer. Vatan hasreti gün geçtikçe büyümektedir. Karısıyla birlikte bir cilt atölyesi açarlar, bir süre sonra da zararla kapatırlar bu işletmeyi. Sonra karısı Yelizaveta, Fondari caddesinde Rus göçmenler için “A.İ.Kuprin Kütüphanesi”ni açar. Bu kütüphaneden küçük bir ücret karşılığı ödünç kitap verilmektedir. Kütüphanenin masrafı ve zahmeti bol olmasına rağmen getirdiği gelir 176 Grigorkov Yu. A., “Aleksandr İvanoviç Kuprin: K 50 letiyu so dnya rojdeniya’’, Gelsingfors, 1920, s. 6 / Figurnova O., “Çetvertaya jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net. 177 A.A. Volkov, 1962, s.399. 178 Figurnova O., “Çetvertaya jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net. çok azdır. Yaşamlarını sürdürecek normal bir gelirden mahrum oluşları, normal bir yaşantı sürmelerinin de önünde bir engeldir. Bu dönemdeki mektupları hep aynı leitmotivi taşır: Hüzün... 179 “Rusya”sız sürdürdüğü yaşamı Kuprin’in sanatını olumsuz yönde etkiler. Gazete yazıları, ülkesindeki okuyucuları üzerindeki şöhretine zarar vermektedir. Periyodik yayıncılıkta yoğun çalışma süresinde Kuprin, edebi açıdan üretken bir yazar değildir artık. Yurt dışında bastırdığı ilk kitabı “Süleyman’ın Yıldızı” (Звезда Соломона,1920)’nda sadece bir tane yeni öyküsü mevcuttur. Diğer öykülerin tamamı Rusya’dayken yazdığı öykülerdir. 1921 de Paris’te yayımlanan ikinci kitabı “Sulamif”de yeni hiçbir öykü yoktur. Üçüncü yurt dışı kitabı “Çocuklar İçin Masallar” (Рассказы для детей) da da devrim öncesinde kaleme aldığı masal ve öyküler vardır. Aynı yıl “Gambrinus” öyküsü Paris’te, “Uzatmalı Piyade Çavuşu” öyküsü Prag’da yayımlanır. Bunlar da önceki öyküleridir, yeni hiçbir şey yoktur. Bazı metinlerde üslup değişiklikleri ve düzeltmeler yapılmıştır. Yani bir nevi eski repertuarın yenilenmesidir yaptığı iş. 180 1920 li yılların ortalarına kadar göçmenlik ortamında Kuprin, “birinci sınıf” yazar olarak otoritesini muhafaza etmiştir. Pek çok periyodik yayında yazıları yayımlanmaktadır. 1920-1929 yılları arasında beş adet kitabı yayımlanmıştır. 1924 yılında otuz beşinci sanat yılı kutlamasına beş yüzden fazla kutlama mesajı gelmiştir. P. Pilski’nin Kuprinle ilgili şu sözleri dikkat çekicidir: “Yaşayabilirdi. Kuprin... yazdı, pek çok gazetede çalıştı... Kısacası maddi sıkıntısı yoktu. Fakat her şey yavaş yavaş kurudu ve söndü, yayınevleri kapandı, faaliyet alanları daraldı, pek çok ayni yardım iptal edildi ve son zamanlarda Kuprin sadece Fransa Dışişleri 179 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 209. 180 ibid, s. 219. Bakanlığı’ndan aldığı maaşla geçinmeye başladı... Fakat bu para ona yetmiyordu. Başlangıçta sıkıntıya girdi, sonra yoksullaştı, neredeyse bir dilim ekmeye muhtaç kaldı... Hastalıklar da her şeye son noktayı koydu.” 181 Yeni, orijinal eserlerine gelince; göçmenliğin ilk beş yılında, yani 1919-1924 yılları arasında beş altı tane yeni öykü yazabilmiştir. Devrim ve iç savaş yıllarında başlayan yaratıcılık krizi ülkeyi terk edişiyle daha da büyümüştür. 182 Kuprin’in ilk karısından olan çocuğu Lidiya 1924 yılının başında Aleksey adında bir erkek çocuk doğurur ve kocasından boşanır. 23 Kasım 1924 de Lidiya, ardında on aylık Alyoşa adında bir bebek bırakarak ölür. Alyoşa’yı babası büyütür. Kuprin 1937 de Rusya’ya döndüğünde Alyoşa’nın babası Kuprin’e 13 yaşındaki torununu getirir. Yelizaveta Moritsovna, Alyoşa’ya çok bağlanır. Kuprin’in ölümünden sonra telif haklarının yarısını ona verir. 183 Göçmenlik hayatının son on yılında Kuprin yeniden çok yazmaya başlar. Özellikle Ekim devrimi sonrasında yazdıklarının onda dokuzu bu dönemde yazılmıştır. Öykü, makale, şiir, sinema senaryosu dahil her şeyi yazmıştır. 184 1930 lu yılların ortalarında Kuprin’in sağlık durumu ciddi derecede bozulmuştur. Beyin damarlarındaki tıkanıklık hareket kabiliyetini ve görme yeteneğini hayli zayıflatmıştır. 1936 yılında Kuprin’i ziyaret eden İ. S. Şmelev’in başından geçenleri aktardığı yazısında bu hususa P. Pilski de dikkat çekmektedir: “Çay servisi yapılmış, yavan bir sohbet devam ediyordu, fakat ziyanı yoktu. Kuprin oturmuş, dinliyor, bir şeylere cevap veriyordu... Kuprin birden sarardı. Başı 181 Pilskiy P., “O kuprine”, Segodnya (Riga), 1937, 6 Haziran No: 153 / Figurnova O., “Çetvertaya jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net. 182 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 220. 183 K. A. Kuprina, 1979, s. 144. 184 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 226. göğsüne düştü. Alnından iri ter tanecikleri dökülüyordu. Şmelev ve Yelizaveta Moritsovna telaşlandılar: Kalbi durmuştu, nabzı atmıyordu. Gerek Şmelev, gerekse Yelizaveta Moritsovna bir an donup kaldılar: Anlaşılan Kuprin’in sonu gelmişti. Şmelev ona taflan damlası verdi. Fakat bu ilaç hemen tesir eden bir ilaç değildi, diğer tarafta ise her saniye değerliydi. O anda Şmelev bir kadeh rom doldurup Kuprin’in boğazına akıttı. Gerçekte bu tıbbi bir yöntem değildi, ama çabuk tesir ederdi. Fakat ne olursa olsun nabzının atması gerekiyordu ve atmaya başladı. Kuprin gözlerini açtı... Zoraki bir gülümsemeyle işi şakaya vurdu: -Ne kadar güzel bir rom, diye fısıldadı, bir kadeh daha yok muydu?” 185 Ülkesine dönmesinden iki hafta önce N. Y. Roşçin’in ziyaretinde tespit ettiği husus, artık kimseyi tanımadığına, davranışlarında tutarsızlıklar olduğuna işaret etmektedir. Roşçin evlerine geldiğinde karısı: “Baba (Kuprin’e aile içinde bu adla hitap ederlerdi) Roşçin geldi, der. Kuprin ayağa kalkmaya çalışarak, hastalıklı bir sesle- Hangi Roşçin? Benim Roşçinim mi?” , der. 186 30 lu yılların ortalarında Fransa’daki ve diğer ülkelerdeki Rus göçmenlerinde açıkça Sovyetler Birliği lehinde milliyetçi duygular güçlenmeye başlar. Sovyetler Birliği’nde elde edilen başarılar pek çok entelektüel için şaşırtıcıdır. Aynı şekilde Rusya’nın Avrupa ve tüm dünyanın politik kaderinde oynadığı rol de artmaya, uluslar arası otoritesi sağlamlaşmaya başlar. 1932 yılından başlayarak S. Prokofyev, 1934 de Skitalets, 1936 da İ. Bilibin ülkeye dönmüşlerdir. Bu kişiler Kuprin’in yakın arkadaşıdır. Kuprin’de de şiddetli bir şekilde Sovyetler Birliği pasaportu edinme 185 Pilskiy P., “O kuprine”, Segodnya (Riga), 1937, 6 Haziran No: 153 / Figurnova O., “Çetvertaya jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net. 186 Vospominaniya Roşçina N. Y. O Kuprine , Gazeta "Vozrojdenie" (Parij) 1938 (9, 16, 23 Eylül) / Download 5.01 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling