T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ bati dilleri ve edebiyatlari(rus diLİ ve edebiyati) anabiLİm dali


Download 5.01 Kb.
Pdf ko'rish
bet3/12
Sana21.02.2017
Hajmi5.01 Kb.
#977
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12
Kuprin , Moskva, 1981, s. 52. 

 
Kuprin’in Gorki ile tanışması 1902 yılının Aralık ayında gerçekleşir. Gorki 
Kuprin’in öykülerini çok beğenir ve onu Znaniye dergisinde çalışmaya ikna eder.
93
 
 
Kuprin ve Gorki, 1899 yılında kurulan “Sreda” edebiyat topluluğuna üye 
olurlar. Bu topluluğa Çehov da üyedir. “Sreda” özellikle XIX yy. sonu XX yy. 
başındaki gerçekçi genç yazarları birleştiren bir topluluktur. Diğer üyeleri arasında 
Teleşov, Veresayev, L. Andreyev, Bunin, Serafimoviç, Çirikov, Skitalets, Naydenov, 
Gusev-Orenburgski, Timkovski, Yelpatyevski vb. yazarlar mevcuttur. Ayrıca 
Mamin-Sibiryak, Korolenko ve Şalyapin de toplulukta bulunmakta idi. “Sreda” nın 
toplantılarında topluluk üyesi yazarların yeni eserleri tartışılırdı. 1902 yılında, takdim 
edilen eserlerin topluluk tarafından “Öykü ve Şiir Kitabı “ (Книга  рассказов  и 
стихотворений) adı altında basımı yapılmış, Kuprin de bu baskıya “Sorgu” 
öyküsünü vermiştir. Bu kitabın satışından elde edilen gelirin tümü, 1905 yılında 
posta-telgraf çalışanlarının başlattığı grevi desteklemek üzere grev komisyonuna 
verilmiştir.
94
 
 
“Sreda” topluluğu, XIX yy ve XX yy başında faaliyet gösteren her gerçekçi 
yazarın edebi biyografisinde çok önemli bir rol oynamıştır. Topluluğun faaliyetlerini 
uzun yıllar sonra Gorki bir mektubunda övgüyle takdir etmiştir. “Sreda” grubunun 
yazarlarının eserleri, Gorki’nin yönetimindeki Znaniye  dergisinin “Seçme eserler” 
(Сборник) baskısı için çok güzel malzeme oluşturmuştur. Bu seçme eserler okuyucu 
kitlesi tarafından büyük bir talep ve ilgiyle karşılanmıştır. Kuprin’in 1904-1906 
yılları arasındaki pek çok eseri Znaniye’nin seçme eserleri baskılarında yer almıştır.
95
 
                                                           
93
 N. E. Krutikova, 1971, s. 36. 
94
 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 189. 
95 
ibid, s. 191.
 
 

 1902 
Ekiminde 
Znaniye  dergisi, Kuprin’e seçme eserlerini basma teklifinde 
bulunur. Bundan çok memnun olur Kuprin: Baskı için çok titiz bir şekilde en iyi 
eserlerini seçme işine girişir, bazılarında düzeltmeler yapar, ilk dönem eserlerin 
hemen tamamını ayıklar. Hatta Tolstoy’un takdirlerini toplayan “Allez” öyküsünü 
bile bu baskıya koymaz. Baskı için devamlı Gorki’nin fikirlerini sorar. Baskı, 1903 
yılı  Şubatında gerçekleşir “Öyküler” adıyla yayımlanır. 1904-1906 yılları arasında 
Znaniye, Kuprin’in iki ciltlik seçme eserlerinin baskısını da yapar. Öyküler, çıkar 
çıkmaz Tolstoy tarafından okunur. Kitap çok hoşuna gider Tolstoy’un ve kardeşine 
tavsiye eder: “Kuprin’den hoşlanmadığın için acıyorum sana, onda çok lüzumsuz şey 
var, ama çok canlı, dili ve anlatımı çok güzel” der.
96
 Edebiyat eleştirmenleri yazarın 
edebi ustalığının Çehov ve Tolstoy’a , ideolojisinin de Gorki’ye yakın olduğunu 
belirtirler.
97
 
 
“Sirkte” öyküsü 1902 yılında Ocak ayında yayımlanmış ve Kuprin’e büyük 
bir başarı getirmiştir. Tolstoy ve Çehov’un takdirlerini alan öykü, okuyucuların da 
büyük beğenisini kazanmıştır.
98
 
 1903 
yılının Mart ayı başında “Düello” (Поединок) eseri üzerinde çalışmak 
maksadıyla tek başına Kırım’a gider. Mishor’da “Düello”yu yazmaya başlar. Nisan 
ayı başında ailesini özleyen Kuprin, “Düello”nun ilk altı bölümü ve P. D. Manıç 
isminde bir gazeteciyle birlikte Peterburg’a gelir. Manıç’ı kendi evinde ağırlar. M. 
Karlovna’nın ifadesine göre; bu Manıç, birkaç sene Kuprin’ın  “yaveri” ve “yakın 
koruması” olmuş, bulunduğu her ortamda ona refakat etmiştir.
99
 
                                                           
96
 ibid, s. 192. 
97
 ibid, s. 192. 
98
 ibid, s. 193. 
99
 N. N. Fonyakova, 1986, s. 44. 

 1904 
yılında Çehov’un ölümü Kuprin’i derinden etkiler. Gerek insan, gerekse 
büyük bir yazar olan Çehov’a olan derin sevgisini ebediyen muhafaza eder. 1904 yılı 
Temmuz-Ekim aylarında “Çehov İle  İlgili Anılar” (Памяти  Чехова) adlı makalesi 
üzerinde çalışır. Bu eserinde canlı bir Çehov portresi çizer. Onun ruh temizliğini, 
sadeliğini, büyüklüğünü, taklit edilemez dilini, doymak bilmez Rusya ve Rus 
halkının nasıl yaşadığına dair hissiyatını çok güzel bir şekilde kaleme alır. Bu arada 
büyük eseri “Düello” üzerinde de çalışmalarını sürdürmektedir.
100
 
 Aslında “Düello” üzerinde çalışmayı daha 1902 yılında başlamış, aralıklarla 
devam eden bu çalışma 1905 yılına kadar sürmüştür. 1904 yılı yanında son aşamaya 
gelmişse de Çehov’un ani ölümü üzerine çalışma biraz gecikmiştir.  
 
Kuprin’in hiçbir eseri “Düello” kadar büyük bir başarı sağlamamış, toplumda 
bu kadar büyük bir yankı uyandırmamıştır. Muazzam bir başarıdır bu. Okuyucuların 
talebi o kadar büyüktür ki “Düello”nun bulunduğu Znaniye dergisinin altıncı “Seçme 
eserleri” kitabı kısa sürede ikinci, hatta üçüncü baskısını yapmış ve bir yıl içinde kırk 
bine ulaşmıştır. Bu, o zamanlarda ulaşılması çok zor bir tirajdır. “Düello” hakkında 
çok tartışılmış, çok yazılmış, edebiyat gecelerinde çok konuşulmuştur. Pek çok 
yabancı dile çevrilmiş, yurt dışında da tanınan bir yazar olmuştur artık Kuprin.
101
 
 
Kuprin’in Gorki ile münasebetleri de ilginçtir. Karşılaştığı her zorlukta; gerek 
edebiyatta, gerekse de sıklıkla yaşamla ilgili, ilk önce Gorki’nin desteğine, yardımına 
başvururdu. Gorki, Kuprin’i kendisinin yarattığı sayısız ebedi ve toplumsal-politik 
karakterli faaliyetlere dahil etmek için gayret gösterirdi. Kuprin’in bir dizi eserini 
1905 yılında kendi geliştirdiği  “Ucuz kütüphane”  (Дешевая  библиотека) projesi 
kapsamında basma planına dahil etmiştir. Yine o zamanlarda Gorki, Bolşeviklerin 
                                                           
100
 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 198. 
101
 ibid, s. 270. 

talimatı üzerine, yurt dışında  Znaniye  dergisinin yazarlarının; Gorki, Andreyev, 
Kuprin, Çirikov, Skitalets, Yuşkeviç vb. eserlerin basımını yapacak Demos isimli bir 
dergi kurma çalışmasına başladı. Bu eserler Avrupa, Amerika’da basılıp satılacak, 
geliri ise Bolşevik partisinin kasasına girecekti.
102
 1905 yılı  Ağustos ayının 
ortalarında bir devrimci gazete çıkarma fikrini tasarlayan Gorki, daha Temmuz ayı 
başında Çirikov’a bu gazetenin yazar kadrosunda; Rumyantsev, Lunaçarski, 
Stepanov gibi Bolşevikler ve tarihçi Rojkov’dan başka Kuprin, Andreyev, Gusev 
Orenburgski, Çirikov ve diğer Znaniye yazarlarının olacağı bilgisini vermektedir.
103
 
 
Znaniye  grubunun toplantıları devam etmekte, Kuprin de bu toplantılara 
katılmaktadır. Gorki ve L. Andreyev ile katıldığı 30 Temmuz 1905 tarihli edebiyat 
gecesinde elde edilen üç bin rublelik gelir Bolşeviklerin kontrol ettiği bir fabrikadaki 
grev yapan işçiler için tahsis edilmiştir.
104
 Kuprin devamlı surette Gorki’nin 
yörüngesinde bulunmaktadır. 1905 yılındaki ülke genelinde hissedilen devrim 
enerjisinin kararlı bir şekilde güçlenme zamanlarında Kuprin de etkilenmiştir. Sözlü 
ve yazılı takdimleri daha kararlı ve daha cesur olmuştur. Giderek artan bir tempoyla 
politik meselelere ilgi duymaya başlamış ve daha istekli olarak duygu ve 
düşüncelerini gazetecilik formunda sunmaya başlamıştır. Gazetecilik biçiminin 
sanatsal eserler üzerine baskın gelişi XX yy. başında faaliyet gösteren büyük Rus 
yazarlarının sanatının bir özelliği olarak değerlendirilmeye başlanır ve birinci devrim 
zamanında Kuprin’in edebiyat pratiği de hayli güçlenir.
105
 
 
Kuprin’i devrim mücadelesine bir an önce karışma isteği sarar. 1905 yılı 
yazında Rus ordusu ve donanmasında yaşanan büyük ölçekli isyan hareketleri onu 
                                                           
102
 ibid, s. 288. 
103
 ibid, s. 289. 
104
 ibid, s. 290. 
105
 ibid, s. 290. 

derinden etkiler. Ciddi ciddi, 1905 Haziran ayında isyan bayrağı kaldırmış Potemkin 
zırhlısında askeri göreve başlamayı bile düşünmektedir. Potemkin zırhlısı 
Odessa’dan Sevastopol’e geldiğinde Gorki Çirikov’a şu satırları yazmaktadır: 
“Burada Skitalets, Andreyev, Yelpatyevski ve Kuprin var. Kuprin bu sıralar 
Kafkasya’ya gitmeye hazırlanıyor. Potemkin’e komutan olmak arzusunda.” 
106
 
 
Kuprin gerçekten de Temmuz ayı sonunda Sevastopol’a gider. Fakat isyan 
halindeki gemiye giremez. İsyan da kanlı bir şekilde bastırılır. Sevastopol’dan 
ailesiyle birlikte ya yurt dışına, ya da Kırım’a gitmeyi tasarlar. Sonuçta Aralık ayı 
ortasına kadar Kırım’da, Balaklava’da kalmayı tercih eder. Kuprin burada 
balıkçılarla çok sıkı dostluklar kurar. Balıkçı toplumunda uzun saatler bazen de 
geceler geçirir. Onların barınaklarında bulunur, onlarla balık avına çıkar, verimli bir 
av partisi sonunda onlarla birlikte bu mutluluğu paylaşır.
107
 
 1905 
yılı Kasım-Aralık aylarında zaman zaman Balaklava’dan Sevastopol’a 
geçer. Burada yerel devrimci topluluklarının düzenlediği gecelere katılır ve “Düello” 
öyküsünden bazı bölümleri okur. 14 Kasım günü, şahsiyeti Kuprin üzerinde kuvvetli 
bir etki bırakan Teğmen  Şmidt ile tanışır.
108
 Yakın bir gelecekte Şmidt adı, Rus 
aydın kesiminin devrimci hareketinin sembolü olacaktır. Bu subay, “Oçakov” 
kruvazöründe başlatılan isyana liderlik edecektir. İsyan 11 Kasım günü başlar ve beş 
gün sürer. Tüm bu devrimci hareketlerin yaşandığı zamanlarda Kuprin, askerler ve 
denizcilerin arasındadır. Olayların gelişimini, isyana katılanların yaşadıklarını aynen 
yaşar gibidir. Yazarın arkadaşı Balaklavalı doktor E. Aspig’in naklettiğine göre; 
                                                           
106
 ibid, s. 291. 
107
 ibid, s. 292. 
108
 ibid, s. 292. 

Kuprin her sabah aceleyle Balaklava’dan Sevastopol’a hareket eder, gece geç 
saatlerde yatmak için Balaklava’ya dönerdi.
109
 
 
Sevastopol denizcilerinin bu başarısız isyan girişimi 15 Kasım günü Amiral 
Çuhnin tarafından kanlı bir şekilde bastırılır. Karadeniz Filosu’ndaki bu talihsiz 
trajediyi “Sevastopol’daki Olaylar” (События  в  Севастополе) denemesinde 
detaylarıyla anlatır Kuprin. Bu, bir muhabirin haberi veya olağan bir gazete makalesi 
değildir, aksine deneme tarzında gerçek sanatsal bir eserdir. Kuprin isyanın 
bastırılması  aşamasında olay mahallindedir. Yarаlıları kurtarma girişimleri de 
engellenmiştir.
110
 Ancak, Doktor Aspig’in anılarına göre; Balaklava’ya dönen 
Kuprin, burada mucize eseri ölümden kurtulmayı başarmış denizcilerle 
karşılaştığında çok sevinir. Oçakov zırhlısından kurtulan bu denizcileri saklamak için 
geceleyin Balaklava yakınlarındaki Çorgul adındaki Tatar köyüne gider, buradaki 
kişilerden bu denizcileri bağda çalışan işçi görüntüsünde saklamalarını rica eder ve 
bu kişilerin hayatını kurtarır.
111
 
 
“Sevastopol’daki Olaylar” denemesi Naşa jizn dergisinde yayımlandıktan 
sonra Kuprin’in Sevastopol’a girişi yasaklanır, bilahare Balaklava’dan da 
sürülmesine karar verilir. Amiral Çuhnin, Kuprin aleyhine bir de dava açar. Kuprin 
sorgulanır. 11 Aralık günü, dava sonuçlanıncaya kadar şehri terk etmeyeceğine dair 
bir belge imzalar. Önce Odessa’ya, ardından da 20 Aralıkta Peterburg’a hareket eder. 
Dava konusu; halkta kin ve nefret duyguları uyandırmaktadır. Amiral Çuhnin, 
Simferopol Bölge Mahkemesi’ndeki davanın daha etkili olması için 1906 yılı Nisan 
ayında Peterburg’a taşınmasında fayda görür. 28 Haziran 1906 tarihinde de tayfa 
                                                           
109
 ibid, s. 293. 
110
 ibid, s. 294. 
111
 ibid, s. 295. 

Yakov Akimov, Amiral Çuhnin’i öldürür. Davaya ise Nisan 1908’de bakılabilir 
ancak.
112
  
 1905 
yılı Aralık ayının ikinci yarısında Kuprin güneyden Peterburg’a döner. 
Sinir krizleri geçirmektedir. Bu arada Rus-Japon Savaşı patlak verir. Rus donanması 
ve ordusu büyük bir bozguna uğrar. Devrimci hareketler ise durmadan devam 
etmektedir. 
 
Kuprin 1906 yılı Ocak ayında değişik türde hayır gecelerine katılmakta, 
toplumsal-edebi girişimlerde bulunmaktadır. Ocak ayı sonunda açlıktan muzdarip 
kimseler ve işçi yemekhaneleri hayrına Tenişevskoye Okulu’nda bir konuşma yapar. 
8  Şubatta Peterburg’daki Yeni Tiyatro’da “Eğitimin Meyveleri” (Плоды 
просвещения) isimli bir temsilde sadece edebiyatçılar rol alır. Kuprin bu temsilde 
çok başarılı bir aşçı rolü icra eder.
113
 
 
Kuprin Ocak ayı sonunda yasaklanma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan 
devrimci mizah dergisi Jupel’in yerine geçecek Adskaya poçta mizah dergisinin 
kurucuları arasında da yer alır. Yayım kurulunda Kuprinle birlikte Gorki, L. 
Andreyev, E. Lonsere, İ. Bilibin ve diğer yazar ve ressamlar bulunmaktadır. Fakat 
Gorki’nin tutuklanma tehlikesiyle yurt dışına çıkması sebebiyle bu projeye katılanlar 
dağılır.
114
  
 
Yine 1906 yılı başlarında Kuprin daha ziyade radikal ve devrimci dergilerde 
edebi eserlerini yayımlatmaktadır. Siyasi-mizah dergisi Signalı, Ocak sayısında 
Kuprin’in “Kadeh” (Тост) öyküsünü yayımlamış ve müteakip sayılarda da Kuprin 
eserleri yayımlayacağı sözü vermiştir. Ancak bu dergi de dördüncü sayısında sansür 
                                                           
112
 ibid, s. 296. 
113
 ibid, s. 310. 
114 
ibid, s. 310.
 
 

kurulunun kararıyla yasaklandığı için diğer eserleri yayımlanamamıştır. Yine bu 
günlerde Kuprin’in aralıklarla çalıştığı bir dergi de; Zarnitsa’dır. Buradaki 
faaliyetleri Akşam aforizmaları şeklindedir.
115
 
 1906 
yılı yazında “Yaşam Irmağı” (Река  жизни) yayımlanır. Bu öykü 
çağdaşlığın trajik tezatlıkları hakkındadır. Kahramanlık ve hainlik, ruh yüceliği ve 
alçalmalar, büyük idealler ve küçük hesaplar karşı karşıyadır.
116
 Bu öyküsü 
Danilovskoye köyünde ailesiyle birlikte ilkbahar ve yaz periyodunu geçirdiği F. D. 
Batyuşkov’un malikanesinde yazılmıştır. 8 Temmuz 1906’da Duma’nın lağvedildiği 
haberi gelir. Arkasından devlet baskısı ve sansür daha da hissedilir olur. Ağustos 
1906 tarihinde Mir bojiy dergisi sansür kurulunca kapatılır. Diğer taraftan tüm ülke 
genelinde kurtuluş maksatlı eylemler, özellikle köylülerin asillere ve mülklerine karşı 
hareketleri, ev ve malikanelerin yağmalanması olayları artış gösterir. Yerel kolluk 
güçleri Kuprin’den de şüphelenirler.
117
  
 Danilovskoye’de 
kaldığı süre içinde yazar büyük bir gayretle ve verimli bir 
şekilde çalışır. 13 Temmuza kadar iki tane öykü bitirir, üçüncü öyküye başlar. Bu 
öykülerden ilki; “Yaşam Irmağı” (Река жизни), İkincisi ise; Gorki ruhunun bariz bir 
şekilde hissedildiği “Gücenme” (Обида)’dir.
118
 
 1906 
yılı Eylül ayında Kuprin, Kırım kıyılarındadır. Önce ailesiyle birlikte 
çok sevdiği Balaklava’ya gelir. Fakat yerel polis müdürü Kuprin’in bu şehirden 
kovulması olayını bildiği için derhal şehri terk etmesini ister. İki saat içinde de 
Aluşta’ya geçmek zorunda kalırlar. Burada bir müddet çalışma fırsatı bulur. 
“Düello”nun devamı mahiyetinde yazmayı tasarladığı “Yoksullar” (Нищие) romanı 
                                                           
115
 ibid, s. 311. 
116
 ibid, s. 313. 
117
 ibid, s. 316. 
118
 ibid, s. 317. 

üzerinde çalışmaya koyulur, ancak devamını getiremez. Bunun yerine şiir yazmaya 
başlar.
119
 
 1906 
yılı Kasım ayı sonlarında “Nasıl Aktör Oldum” (Как  я  был  актером) 
öyküsünü tamamlar. Bu öykü sanatsal anı türüne daha yakındır. Yine bu dönemde 
efsane, masal ve şiirsel alegori tarzını  sıkça kullanmaya başlar. Kasım ayında 
“Sanat” (Искусство) “Efsane” (Легенда) eserlerini yazar.
120
 
 Yazarın ortaçağ efsane ve masallarına dalmasıyla zayıflayan sosyal duyguları 
Kuprin’in yine bir doğu efsanesi olan “Demir Kaya” öyküsüyle tekrar güçlenir. Bu 
öykü alegоriktir ve Aralık 1906 tarihinde yayımlanmıştır.
121
 
 
Kuprin ilk devrim yıllarındaki olaylara, ünlü “Gambrinus” öyküsüyle tekrar 
döner. 1906 yılı sonlarında basılan bu öyküde geçmişte yaşadıkları, gördükleri ve 
gözlemledikleri yansır. Öyküdeki Gambrinus Meyhanesi, yazarın da pek çok güzel 
anısının geçtiği Odessa’da gerçekten var olan bir yerdir. Öykünün baş kahramanı 
kemancı Saşka da gerçekten yaşamış biridir.
122
 Yazar K. Paustovski, bu kişinin 
gerçek adının Aron Goldştein olduğunu ve 1921 yılı  kışında cenaze töreninde 
bulunduğunu bildirir.
123
 Odessalı Loyengard isimli bir gazeteci, Kuprin’i Gambrinus 
meyhanesine götürdüğünden ve bir yıl sonra da öykünün yayımlandığından 
bahseder.
124
 
 Yazarın 1907 Mart ayında kaleme aldığı iki satirik öykü vardır. Bunlar politik 
karakterli masallardır. Duma ve Anayasa hakkındadırlar. Demokrat bir yazarın Rus 
parlamentosuna olumsuz yaklaşımını anlatır.
125
 
                                                           
119
 ibid, s. 322. 
120
 ibid, s. 324. 
121
 ibid, s. 325. 
122
 ibid, s. 329. 
123
 Paustovski, K., “Potok jizni, -Zametki o proze Kuprina”, www.kuprin.ru. 
124
 a. g. m.  
125
 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 334. 

 1907 
yılının Haziran ayındaki olaylar ilk devrimin trajik finali gibidir. F. İ. 
Kuleşov’un belirttiği üzere; “yine ağır bir gericilik, yine ülkenin üzerine koyu bir 
perde çökmüştür.”
126
 Devrim yolunda düne kadar mücadele edenler bir bir 
sorgulanıp asılmış, bir nevi intikam alınmıştır. Günlük olaylar haline gelen kanlı 
idam ve güç kullanma sahneleri sıkça yaşanır olmuştur.
127
 
 1909 
yazında, basında sihir, fal türü kitaplara ilgi artar. Entellektüel toplumda 
da önce politika, sonra kırmızı broşürlere olan ilgi, daha sonraları pornografiye, din 
sorunlarına kaymış, bu ilgiler gizemli, sihirli olana yönelmiştir. Edebiyatta da kör bir 
korkunun hakim olduğu gizemli eserler verilmeye başlamıştır.
128
 Modernist edebiyat 
olarak adlandırılan bu türün okuyucuya realist edebiyattan daha gerekli, Rusya için 
de daha değerli olduğu görüşü eleştirmenlerce ifade edilmeye başlanmıştır.
129
 
 Gericilik 
yıllarında Çehov’un sosyal içerikli Gorki’nin ise devrimci piyesleri 
tiyatro repertuarlarından çıkarılmış, Hamsun, Meterlink, Kamenski ve Leonid 
Andreyev’in piyesleri oynanır olmuştur. Edebiyattaki öncü konu ise seksüel patoloji 
olmuştur. Rus edebiyatçıları erotomaniaya tutulmuşlar, erotik eserler vermeye 
başlamışlardır. F. İ. Kuleşov’a göre; bu aslında bir düşüş sürecidir.
130
 Kuprin, 
modernist edebiyatla ilgili olarak 1908 yılında  şöyle der: “Bunlar derin ruhsal 
hareketleri, nesnelerin, olayların, kişilerin ruhlarını aktaramıyorlar. Çünkü bunları 
bilmiyorlar ve ender güzel cümlelerin yerlerini değiştiriyorlar.” 
131
 
 1909 
yılı ilkbaharında Kuprin, Jitomir’de iken yerel polis makamlarına silah 
taşıma ruhsatı verilmesi için müracaatta bulunur. Polis müdürü “siyasi olarak 
                                                           
126
 F. İ. Kuleşov, Tvorçeskiy put A.İ.Kuprina 1907-1938 , Moskva 1986, s. 4 
127
 ibid, s. 4. 
128
 ibid, s. 8. 
129
 ibid, s. 9. 
130
 ibid, s. 11. 
131
 ibid, s. 14. 

güvenilmez birisi olduğu” gerekçesiyle bu isteğe olumsuz cevap verir. Cenevre 
Sosyal Demokratları ile ilişkisi olduğu şüphesiyle verilmiş önyargılı bir karardır bu. 
Ayrıca Amiral Çuhnin’in açtığı dava sonuçlanmıştır; ya 50 ruble ceza ödeyecek veya 
10 günlük ev hapsi cezası çekecektir. Kuprin ikinci versiyonu tercih etmiştir.
132
 
Kuprin gericilik yıllarında cezaevlerinde yatan kişilerden de pek çok mektup alırdı. 
Bu mektuplarda genellikle yazardan hapishanelere eserlerini göndermesi rica 
edilirdi.
133
  
 Bu 
yıllarda anma gecelerinde sahnelenen oyunlarda rol almakta, Rus 
edebiyatı hakkında konferanslar vermektedir. Bu konferanslarda yazarın canlı 
anlatımı realist edebiyatın propagandasına, buna karşılık modernist edebiyatın da 
eleştirilmesine hizmet etmektedir.
134
 
 Devrim 
yıllarında kayda değer bir başka olay da; Kuprin’in, Gorki’nin 
yönetimindeki  Znaniye  dergisiyle olan güvene dayalı ilişkisinin değişime 
uğramasıdır. Yayıncıların kendisinden istifade etmeye ve kendisini aldatmaya 
çalıştığından şüphelenen Kuprin, modernist Şipovnik Almanağına yakınlaşmakta bir 
sakınca görmez. Bu almanak Leonid Andreyev yönetimindedir ve 1907 yılı başında 
Znaniye’ye karşı kurulmuştur. Kuprin’in Znaniye  hakkındaki haksız ithamları 
Capri’de bulunan Gorki’nin kulağına gider. Gorki’nin haberi olmadan 1908 
Nisanında K. Pyatnitski, Kuprin’in “Öğrenci” (Ученик) öyküsünü Znaniye’de 
yayımlar. Gorki’nin bu olaya yaklaşımı olumsuzdur: “Kuprin’in ‘Znaniye’de yeri 
yok.”  şeklindeki açıklaması sonrasında artık Kuprin’in hiç bir eseri bu dergide 
yayımlanmayacaktır.
135
 
                                                           
132
 ibid, s. 19. 
133
 ibid, s. 21. 
134
 ibid, s. 22. 
135
 ibid, s. 25. 

 
Bu dönemde Kuprin, nerede olsa yazılarını yayımlamaya başlar. Devrim 
karşıtı  Birjevıye vedomosti, Ponedelnik, Ogonek gibi gazetelerde veya Siniy jurnal 
adlı bulvar gazetesinde, hatta hatta partisiz olduğu iddiasındaki Vesna dergisinde bile 
yazıları yayımlanır. Bunun gerçek sebebi; bazı kurnaz tüccarların yazarın el 
yazmalarına sahip olmaları ve istedikleri fiyata bu yazıları istedikleri yayın 
kuruluşlarına satmalarıdır. Sübjektif olarak bakıldığında Kuprin, ülkedeki özgürlük 
hareketlerine düşmanca bir tavır takınmaktan çok uzaktır.
136
  
 
Kuprin her Peterburg’a gelişinde bir edebi bohem hayatına kaptırır kendini. 
Kapernaum veya Viyana restoranları onun neredeyse ikinci evi gibidir. Gazeteciler, 
aktörler, yazarlar da bulunur burada, Kuprin’in mektupları buralara gelir, iş 
görüşmeleri buralarda yapılır. Dergi redaktörleri, yayınevi sahipleri burada bulur 
Kuprin’i. Bazı yazarlar, tiyatro eleştirmenleri, yeni edebiyatçılar sarar çevresini. 
Bazılarını çok uzun süredir tanır Kuprin, bazılarıyla senli benlidir. Gorki bu 
kalabalığı  “Vahşi Manıçarı Kabilesi” olarak adlandırır. Üçüncü sınıf edebiyatçı P. 
Manıç, Kuprin’in çok güvendiği biridir. Manıçarı adı da Manıç kast edilerek 
türetilmiştir. Çevresindeki pek çok çıkarcı, üç kâğıtçı, hilekâr insan bu Manıçarı 
kabilesine dahildir. Bu kişiler Kuprin adına, onun izni olmadan bazı dergi ve 
gazetelere yazarın eski hikayelerinin basım iznini satmakta, güvenini kötüye 
kullanmaktadır. Meşhurluğundan ve şöhretinden çıkar elde etmeye çalışmaktadırlar. 
Kuprin bu durumdan büyük rahatsızlık duymaktadır.
137
 
 Kuprin, 
F. 
İ. Kuleşov’un deyimiyle “bu kuru kalabalıktan” ve “Manıçarı 
kabilesinden” kurtulmak için sık sık yer değiştirir, uzak taşra köşelerine kaçar, 
                                                           
136
 ibid, s. 25. 
137
 ibid, s. 32. 

Rusya’nın  şehirlerinde ve köylerinde dolaşırdı.
138
 Güzergahı ise çok zıt yönlere 
olurdu. Peterburg-Odessa, Riga-jitomir, Moskova-Yalta vb. Kuprin 1908-1911 yılları 
arasında pek çok gezi yapmıştır. Yakınlarına da adresini kimseye vermemeleri 
uyarısında bulunmuş, gittiği yerlerde yeniden kendini toparlamıştır. Ancak yine 
başkentte döndüğünde  şarabın etkisiyle eskisi gibi savruk, hesapsız oluvermiş ve 
bohem hayatına yeniden kendini kaptırmıştır.
139
 
 1908-1911 
yılları arasında bir kaç kez Kuprin’in fahri akademisyen seçilmesi 
konusu gündeme gelmişse de Bunin’in de belirttiği gibi; “Taşrada ücra bir yerde 
şarabın etkisiyle bu hakkını kötüye kullanabilir” endişesiyle akademiye 
seçmemişlerdir.
140
 
 Kuprin, 
İ. Bunin’le arada bir buluşur, onunla dil, çağdaş şiir ve nesir hakkında 
tartışır, ona basılmadan önce öykülerini okur, yazmayı tasarladığı konular hakkında 
da düşüncelerini söylerdi. Kuprin, Bunin’in fikirlerine büyük değer verirdi.
141
 
 Kuprin 
yaşayan her varlığa büyük bir aşk duyar. 1907 yılında “Sulamif” 
(Суламифь) öyküsü üzerinde çalışır. 1897 yılında Polesya’da papazlık yaptığı sırada 
İncili okumuş, burada Hz. Süleyman tarafından yazıldığı iddia edilen Neşidelerin 
Neşidesi bölümüne büyük ilgi duymuştur. 1907 de tekrar bu konuya döner, 
Danilovskoye’de Batyuşkov’un evinde tekrar İncili olur. Öyküyü yazma aşamasında 
da Yahudi inancıyla ilgili bazı kitapları göndermesini rica eder Batyuşkov’dan. 31 
Mart 1907 tarihinde ilk eşinden boşanır. Bu arada Kuprin, bir süre sonra eşi olacak 
Yelizavata Mortsiyevna Geynrih’e aşıktır. Bayan Geynrih, Mamin-Sibiryak’ın 
                                                           
138
 ibid, s. 35. 
139
 ibid, s. 35. 
140
 ibid, s. 35. 
141
 N. N. Fonyakova, 1986, s. 100. 

baldızıdır.
142
 21 Nisan 1908 tarihinde Bayan Geynrih’den olan Kseniya adlı  kızı 
doğar.
143
 Kuprin, Geynrih ile 17 Eylül 1909 tarihinde Jitomir’de evlenir. Bayan 
Geynrih 1882 doğumlu olup, Mayıs 1943 de Alman kuşatması  sırasında 
Leningrad’da ölmüştür.
144
 
 
Kuprin 1907 Nisanında, 1908 sonbaharında ve 1909 yazında Odessa, 
Balaklava  şehirlerinde bulunur. Burada balıkçılarla yakın dostluklar kurar, onlarla 
balık avına çıkar, dalgıç elbisesi giyerek denize dalar. Buradaki izlenimlerini de 
“Listrigonlar” (Листригоны) adı altında denemeler serisi olarak yayımlar. Bu seri 
üzerinde yaklaşık dört yıl çalışır.
145
 
19 Ekim 1909 da Bilimler Akademisi, İvan Bunin ile birlikte Kuprin’i Puşkin 
ödülüne layık görür. Kuprin 500 rublelik ödülü İvan Bunin ile paylaşır. 
 1908-1910 
yılları arasında ironik öykülerin yanı  sıra çocuklar, hayvanlar ve 
vahşi hayvanlar hakkında bazı hikayeler de yazar. Aynı  yıllarda önceki yıllarda 
yazdığı eserlerinin düzeltilmesi işiyle de uğraşır. 1897 de yayımlanan “Nataşka” 
öyküsünü yeniden ele alarak 1910 yılında “Aile İşleri” (По  семейному) adıyla 
yayımlatır. Bu öykü, Tolstoy’un üzerinde derin bir etki bırakır. Yine gazete 
röportajlarından veya mektuplarından varlığını öğrendiğimiz, ama çeşitli sebeplerle 
günümüze kadar ulaşamamış bazı öyküleri olduğu da bilinmektedir.
146
 Kuprin’in 
mektuplarından 1907 yılında “Yaşam” (Жизнь) adlı bir öyküye başladığını 
anlıyoruz. Öykünün ilk sayfalarını kaybeden yazar maalesef bu eserini 
tamamlayamaz. Teffi, İzmaylov, A. Roslavlev vb. yazarların katılımıyla yazılacak 
                                                           
142
 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 39. 
143
 K. A. Kuprina, Kuprin-Moy Otets , 2-e ispr. i dop. izd., Moskva, 1979, s. 30. 
144
 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 40. 
145
 ibid, s. 59. 
146 
F. İ. Kuleşov, 1986, s. 78.
 
 

kollektif romanın ilk dört bölümü 1911 yılında Kuprin tarafından yazılıp Siniy jurnal 
dergisinde basılmasına rağmen, diğer yazarlar yazma sorumluluklarını yerine 
getirmedikleri için yarım kalır, roman tamamlanamaz.
147
 
 
Haziran 1908’de güneye, Yessentuki’ye gider Kuprin. “Yoksullar” romanına 
devam etmek arzusundadır, aynı zamanda da “Genelev” (Яма) öyküsünün ilk 
bölümlerini tamamlamayı düşünmektedir. Ekim 1908’de öykünün birinci bölümünü 
bitirebilir ancak ve romanına döner. Kasım ayında yine öyküsüne devam eder. Aralık 
ortalarına doğru öykünün ilk dört bölümü tamamlanmıştır.  Zemlya Almanağı 
direktörü V. S. Klestov ziyaretine gelir ve öykünün beşinci, altıncı bölümlerini bir an 
önce vermesini rica eder.
148
 
 
Şubat 1909 tarihinde Kuprin, Jitomir’e geçer. Çok çalışmaktadır. Öyküsünün 
on bir ve on ikinci bölümlerini bir an önce bitirmesi gerekmektedir. Mart 1909’da 
“Genelev” öyküsünün ilk kısmı  Zemlya’da basılır. Aynı  yıl ikinci kısmı da basım 
planındadır. Öykü, okuyucular ve eleştirmenler tarafından büyük bir ilgi görür; 
hakkında sert tartışmalar başlar. Bir grup çok beğenirken, diğer bir grup zayıf bulur, 
yine bir grup övgüler yağdırırken diğer bir grup küfürler eder öyküye.
149
 
 
Öykünün ikinci kısmı üzerindeki çalışması uzun yıllar devam eder. 1910 yılı 
Mart ayında kendisiyle yapılan bir röportajda; yoğun bir şekilde çalıştığından 
bahseder. İkinci kısım 1912 yılı Eylülünde tamamlanır, bir yıl sonra da basılır. Ancak 
1914 yazında “Genelev” öyküsü bütünüyle tamamlanır ve yayınevine teslim 
edilebilir, 1915 yılında da basılır.
150
 
                                                           
147
 ibid, s. 79. 
148
 ibid, s. 87. 
149
 ibid, s. 88. 
150
 ibid, s. 90. 

 
“Genelev” öyküsünde Kuprin, kendisinden önceki edebiyatçıların ele 
almadığı bir konuyu, hiç kimsenin sanatsal açıdan incelemediği fahişelik ve “düşmüş 
kadınların” kaderlerini ele almıştır. O zamana kadarki edebiyat; köylüler, köy 
yaşamı konularını büyük bir ciddiyetle ele almasına rağmen, nedense fahişelik 
konusunu hep bir kenara bırakmıştır. Bir tek Dostoyevski’nin Sonya Marmeladova’sı 
hariç.
151
 
 Kuprin’in 
sanatında dikkat çeken önemli öykülerinden biri de “Kızıl Bilezik” 
(Гранатовый  браслет)’tir. 1910 yılının Eylül-Aralık döneminde Odessa’da iken 
yazılmıştır. Bir posta memurunun soylu ve evli bir kadına duyduğu ümitsiz, 
karşılıksız aşk ve sonucunda intiharı konu edilir bu öyküde. Konusu gerçek hayattan 
alınmıştır.
152
 
 1911 
yılının sonlarında yeniden canlanmaya başlayan devrimci hareketler 
Kuprin de dahil olmak üzere pek çok gerçekçi yazarın sanatında olumlu gelişmelere 
sahne olmuştur. Kuprin, savaş öncesi yıllarda kahramanlık konularına, cesur, iradeli, 
yüksek ruhlu kahramanlara ilgi duymaya başlamıştır. “Ben” (Я) isimli bir piyes 
yazmışsa da bu piyes günümüze ulaşmamıştır.
153
 
 1911 
yılı sonbaharında  Protiv teçeniya isimli Foma Raylyan adlı birinin 
yayımladığı bir gazetede Kuprin’in özel yaşamıyla ilgili iftiralarla dolu bir yazı 
yayımlanır. Kuprin, Raylyan’ı düelloya davet eder. Fakat Raylyan bu çağrıya 
olumsuz cevap vererek kendisinin ve gazetesinin reklamını yapar.
154
 
 1912 
yılının Nisan ayında ailesiyle birlikte yurt dışı seyahatine çıkar. 
Avusturya, Nice, Monte Carlo, Marsilya’da dolaşır.  İnsanların yaşayışları daha 
                                                           
151
 ibid, s. 91. 
152
 ibid, s. 101. 
153
 ibid, s. 106. 
154
 B. N. Afanasyev, 1972, s. 107. 

ziyade ilgisini çeker. Onun için önemli olan ne müzeler, ne resim galerileri, ne 
sergiler, ne bayramlar, ne de tiyatrolardır. Sadece ve sadece sokaktaki insanlardır 
ilgisini çeken.
155
 Fakat daha ülkesinden ayrılışının üçüncü haftasında ilk kez uzak 
kaldığı ülkesinin özlemi ağır basar. Arkadaşı Batyuşkov’a yazdığı mektupta; “Hayır, 
Fyodor Dmitriyeviç, yurt dışı bana göre değil”, der.
156
 Mayıs ortalarında Capri’de 
bulunan Gorki’yi ziyaret etmeyi ciddi olarak planlasa da Haziran ayındaki denizci 
isyanları yüzünden bu amacına ulaşamaz.  İkinci bir sebep de; yeterli parasının 
olmayışıdır.
157
 
 
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Kuprin on civarında öykü yazar. Bunlar 
zamanın politik olayları ile bağlantılı, fakat günlük yaşamla ilgili değildir; “Travka” 
(Травка), “Ayı ininde” (В  медвежьем  углу), “Kutsal Yalan” (Святая  ложь) vb. 
Konu bakımından anekdot özellikleri taşıyan biraz komik, biraz eğlenceli öyküleri de 
vardır; “Moda Meraklısı” (Мученик моды) ve grotesk tarzda yazılan “Şarap Fıçısı” 
(Винная  бочка). Savaş öncesi yazılan eserlerinden hayvanlar, vahşi hayvanlar ve 
çocuklarla ilgili olan öyküleri; “Ayılar” (Медведи), “Kirpi” (Еж) ve “Fil Gezintisi” 
(Слоновая прогулка)’dir.
158
 
Savaş öncesi yıllarda okuyucuların Kuprin’in eserlerine olan ilgisi artış 
gösterir. Kitap sektöründeki uzmanların bu konudaki görüşü de aynıdır; “Kuprin’in 
eserleri çok iyi satılıyor” demektedirler. Bunu basın dairesi verileri de 
doğrulamaktadır. 1912 yılında Kuprin’in eserleri sekiz bin baskı yaparken L. 
                                                           
155
 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 118. 
156
 ibid, s. 120. 
157
 ibid, s. 123. 
158
 ibid, s. 132. 

Andreyev ve Merejkovski gibi güncel ve popüler yazarların eserleri en çok beş-altı 
bin tiraj görmektedir.
159
 
 1 
Ağustos 1914 tarihinde Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Rus 
toplumunda büyük bir milliyetçilik ruhu oluşur. Monarşistler ve öğrenciler, bakanlar 
ve milletvekilleri, her kesimden açık ve gizli faaliyet gösteren gericiler birleşir ve tek 
bir ses halinde çarlık yönetiminin Almanya ile savaşta uyguladığı politikaları 
destekler. Liberaller, daha sonra demokratlar da bu konuda gericilerle birleşir. Artık 
halkta yurtseverlik duygularını uyandırma zamanıdır. Devrin önemli yazarları bu 
savaşta  “Alman barbarlığına” karşı tek yumruk olmuşlardır.
160
  Şovenist ve 
milliyetçi duygular savaşın ilk günlerinde Kuprin’i de sarmıştır.  
 
Ağustos ayının ortalarında yazar kendi imkanları ile Gatçina’daki evinde 
yaralı askerleri tedavi etmek için bir revir kurar. Her gün istasyona gider, cepheden 
gelen bir grup yaralı askeri alır ve tedavi etmek üzere onları evine götürür. Rus-
Japon Savaşı  sırasında gönüllü hemşirelik yapmış olan karısı Yelizaveta 
Mortsiyevna, bu ev hastanesinde yaralıların tedavilerini üstlenir. 1914 yılı sonunda 
gazeteler aracılığıyla Kuprin yaralı askerlerin tedavisi için halkın gönüllü bağışta 
bulunmaları çağrısında bulunur. Kasım ayının başında da poruçik üniformasını 
giyerek ikinci askerlik yaşamına başlar.
161
 Dünya çapında  şöhrete sahip bir yazar 
askere çağrılmış, Gelsingfors (Helsinki)’da ihtiyattaki bir piyade bölüğüne komutan 
olarak görevlendirilmiştir.
162
 Fakat, 1915 Ocak ayında rahatsızlanarak hastaneye 
kaldırılır. Mayıs ayında da rahatsızlığı sebebiyle ordudan ikinci kez ayrılır. 
                                                           
159
 ibid, s. 133. 
160
 ibid, s. 136. 
161
 ibid, s. 142. 
162
 A.A. Volkov, Tvorçestvo A. İ. Kuprina , Moskva, 1962, Sov.Pisatel, s.348. 

 Kuprin, 
Şubat 1917 deki devrimi yürekten desteklemesine rağmen, yine en 
buhranlı dönemlerini bu sıralarda yaşamıştır. Çarlık rejiminin çökmesi çoktandır 
arzulanan politik özgürlüklerin gerçekleşmesi anlamına geliyordu. Bu ona bir enerji 
vermiş ve içinde ülkenin değişen politik yaşamında önde gelen birisi olma isteği 
uyanmıştır. Onun açısından en iyi yapacağı  iş; yayımcılıktır. Makaleleri değişik 
gazetelerde yayımlanmaya başlar. Svobodnaya Rossiya, Volnost, Petrogradskiy listok 
gazetelerinde çalışır. Bu arada Almanya ile savaşın da zafere kadar sürdürülmesi 
taraftarıdır.
163
 
 
Ekim devrimiyle baş gösteren iç savaş ve görülmemiş şiddet, vahşet sahneleri 
Kuprin’i korkutur. Sınıf mücadeleleri, kanlı sahneler gereksiz ve düşüncesizdir onun 
için. Gatçina’dadır bu sıralar ve Rusya’da nelerin yaşandığından çok az haberdardır. 
1918 yılı ortalarına kadar bazı gazetelerde makale ve skeçleri yayımlanır.
164
 
 25 
Aralık 1918’de Kremlin’de Lenin ile bir görüşme yapar, bu görüşmede; 
çıkarmayı tasarladığı Zemlya gazetesi ile ilgili konuları ele alır. Bu, köylüleri eğitme 
amaçlı bir gazetedir. Fikir Lenin’in hoşuna gider, devlet bütçesinden yardım sözü 
verir.
165
 Bir ay sonra ikinci bir görüşme yapılır. Bu görüşmede devlet yardımı 
sözünün yerine getirilemeyeceği, buna karşılık Kuprin’in Krasnıy pahar gazetesinde 
çalışması teklifi yapılır. Bu olay Kuprin’i incitir. Gatçina’ya dönen Kuprin, gazete 
çıkarılması programıyla ilgili çalışmalarına devam eder. Moskova yönetimi, sonunda 
gazetenin Peterburg’da basılması şartıyla gerekli desteğin sağlanmasına karar verirse 
de değişik sebeplerden dolayı bu proje gerçekleşemez.
166
 
                                                           
163
 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 174. 
164
 ibid, s. 180. 
165
 ibid, s. 193. 
166
 ibid, s. 196. 

 
Gazete projesi gerçekleşmese de bu sıralarda Kuprin, Gorki tarafından Eylül 
1918 de kurulan Vsemirnaya literatura yayınevinde çok yoğun ve verimli bir çalışma 
sergiler. Sık sık Gatçina’dan gelerek bu yayınevi için makaleler yazar. Bu sıralarda 
yayınevi, A. Dumas’nın tüm eserlerini Rusça yayımlama hazırlığındadır. Gorki, 
Kuprin’in Dumas’yı sevdiğini bildiği için bu yayına bir önsöz yazmasını ister. Yine 
Gorki’nin ricası üzerine Aralık 1918 de Schiller’in “Don Carlos” eserini tercüme 
eder.
167
 Bu faaliyetler Gorki ile bir kez daha yakınlaşmasına vesile olur.  
 Kuprin 
bu 
sıralarda sanatsal faaliyetlerle daha az uğraşır. Birkaç öykü 
yazmıştır ancak. Vatanından ayrılmasından önceki bu dönemlerinde edebi 
çalışmalarına az zaman ayırmakla birlikte, başta Gorki olmak üzere diğer pek çok 
yazar arkadaşıyla beraber özellikle devrimle özgürlüğüne kavuşmuş halkın ruhsal 
gelişimi, kültür, geçmişin edebi mirası konularında çok verimli çalışmalar icra 
etmiştir. Genç cumhuriyete faydalı olmak arzusundadır ve onun için çok da iyi şeyler 
yapmıştır. Ancak bu çalışmaları 1919 yılı sonbaharında beklenmedik bir şekilde 
kesintiye uğrar.
168
 
 
17 Ekim 1919’da Yudeniç komutasındaki Beyaz Ordu, Kuprin’in o zamanlar 
yaşadığı Gatçina’yı ele geçirir. Kuprin, Beyaz Ordu personelinin uyguladığı şiddete 
karşı durur. Fakat bir olay vardır ki yazarın adını lekelemeye yetmiştir: Yudeniç’in 
karargahında Gatçina’da bir cephe gazetesi çıkarılmasına karar verilir. Kuprin’e de 
bu gazetenin redaktörlüğü teklif edilir. 18 Ekim sabahı Kuprin’i karargaha getirirler 
ve çıkarılması düşünülen  Prinevskiy kray gazetesinin redaktörü olması söylenir. 
Kuprin, bu teklifi reddetmez. Muhtemelen kendi gazetesine sahip olma duygusu 
devrim karşıtlarının çıkaracağı bir gazetede çalışmasının yanlışlığını görmesine engel 
                                                           
167
 ibid, s. 197. 
168
 ibid, s. 199. 

olur. Bir gün sonra 19 Ekim 1919 günü saat 2 de, yani kendisine yapılan tekliften 28 
saat sonra Prinevskiy kray gazetesi 307 sayıyla ilk baskısını yapar.
169
 Gazete, daha 
ziyade aceleye getirilmiş değersiz makaleler, taraflı haberler ve Beyaz Ordu 
karargahının emirlerini ihtiva eden yazılar yayımlamaktadır. Devrime, Sovyet 
iktidarına, halka ve Bolşeviklere karşı bir tutum içindedir. Kuprin, Yudeniç’in 
karargahında 14-15 gün çalışır. 26 Ekim günü Pulkov tepeleri mevkiindeki 
çarpışmalardan sonra Yudeniç’in ordusu ancak birkaç gün daha dayanabilir ve 3 
Kasımda Gatçina şehrini çatışmadan terk eder. Beyaz Ordu güçleri düzensiz bir 
şekilde Vıborg ve Norva istikametlerine kaçmaya başlar. 
 
Kuprin bu sırada Gatçina’da tek başınadır. Karısı Yelizaveta, kızı Kseniya ile 
birlikte Yamburg (Estonya’da bugünkü Kingişep)  şehrine gitmiştir. Ailesinin 
hayatından endişelenen ve yaşanan olaylardan şaşkına dönen Kuprin, 3 Kasım 1919 
tarihinde Gatçina’daki evini terk eder; bu ayrılış ebedi bir ayrılış olacaktır. 
Beraberinde, içinde Tolstoy ve Çehov’un fotoğrafları, Puşkin’in tek ciltlik bir kitabı 
ve bazı eşyalar bulunan küçük bir bavulla Gatçina’dan ayrılır.
170
 Kuprin Gatçina’dan 
ayrıldığında arkasında; kitaplarına dahil etmediği, sonraki dönemlerde de Kuprin 
araştırmacıları tarafından toplanmamış yüzlerce eser ve çok değerli bir kütüphane 
bırakmıştır. Ayrıca göçmen edebiyatı eleştirmenleri de yazarın yazılı mirasına hayret 
edilecek bir kayıtsızlık örneği göstermişlerdir.
171
 
 
Kuprin’in ülkesini terk etmesiyle ilgili olarak kızı Kseniya’nın anılarında 
ilginç bir açıklama yer almaktadır: Beyaz Ordu birlikleri Gatçina’da iken bir kişi 
(Kızıl Ordu’nun) kendisini kurşuna dizilecekler listesine dahil ettiği haberini verir. 
                                                           
169
 ibid, s. 201. 
170
 ibid, s. 202. 
171 
Figurnova, O., “Çetvertaya jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net.
 
 

Bu haberi doğrulamadan inanır Kuprin ve uzun yıllar da inanmaya devam eder. 
Göçmenlik yıllarında kızına pek çok kez, memlekete dönmenin hayatına mal 
olabileceğini söyler.
172
 
 
Kuprin’in Beyaz ordu birlikleriyle Gatçina’dan ayrıldığı haberi duyulduğunda 
pek çok kimse şaşırmıştır. “Düello” öyküsünde ağır eleştiriler yönelttiği bu birliklerle 
nasıl gidebilirdi? Kuprin’i Gatçina’dan Yudeniç’in karargah subaylarının zorla 
götürdüğüne dair söylentiler çıkar. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Kuprin bu 
konuyla ilgili olarak kendisine yöneltilen soruya: “Ailemi kaybetmemek için, General 
Yudeniç’in birlikleriyle geri çekilmem gerekti.” cevabını vermiştir.
173
 
 Gatçina’dan 
başlayan göç yolculuğu Yamburg, Norva ve Revel (Tallin) 
üzerinden geçecektir. Yamburg’da karısı ve kızını bulur. Endişeleri biraz olsun 
hafifler. Fakat hayal kırıklığı ve bundan sonraki hareket tarzıyla ilgili endişeleri 
devam eder. Birkaç günlüğüne yine ailesini kaybeder. Revel’de tekrar ailesine 
kavuşur ve bir daha hiç ayrılmazlar. 22 Kasım günü Revel’de Kuprin’e “Kuzey-Batı 
Rusya Hükümeti Konsolosluk Bölümü”nce geçici bir pasaport verilir. Bu belgeyle 
Kuprin ailesi Kasım ayı sonunda gemiyle Fin Körfezi’ni geçer ve Gelsingfors’a 
ulaşır, bir müddet burada ikamet eder.
174
 
 Aralık 1919 tarihinde göçmenler Gelsingfors’da Novaya russkaya jizn adında 
bir gazete çıkarma girişiminde bulunur. Bu gazete, özgür Rus halk ve devlet 
düşüncesinin organı olma iddiasındadır. G. A. Grigorkov redaktörlüğünde kurulan 
gazetenin yazım kuruluna girmese de Kuprin, gazete yönetimine yakın bir tutum 
sergiler. Bir skeç yazarı olarak sekiz ay süreyle burada yazıları yayımlanır.
175
 
                                                           
172
 K. A. Kuprina, 1979, s. 105. 
173
 N. N. Fonyakova, 1986, s. 215. 
174
 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 203. 
175
 ibid, s. 205. 

 1920 
yılında Gelsingfors’ta yayımlanan  Novaya russkaya jizn gazetesinin 
redaktörü G. A. Grigorkov, yazarın Gatçina’daki son haftalarını anlatırken şöyle der: 
“Sorgu sırasında Kuprin’e Sovyet iktidarını tanıyıp tanımadığını sormuşlar. – 
Tanıyorum, demiş yazar, nasıl tanınmaz ki. Eğer bana saygı duyup duymadığımı 
soracak olursanız, o zaman iş değişir. Bu cevap Bolşeviklerin hiç hoşuna gitmemiş 
olacak ki, onu kurşuna dizmeye hazırlanmışlar” 
176
 
 
Gelsingfors’ta iken Kuprin karşı konulamaz bir şekilde yer değiştirme arzusu 
duyar. Rusya’nın sınırlarının dibinde ona bu kadar yakın, aynı zamanda bu kadar 
uzakta bulunmak onun için dayanılmaz bir durumdur. Rus göçmen edebiyatının 
organize olmaya başladığı Paris’e taşınırsa en azından Rusya’dan bir şeyler 
bulacakmış gibi gelir.
177
 
 
Kuprin’in Gelsingfors dönemi 1919 yılı Kasım ayı sonundan Haziran 1920 
tarihine kadar sürer. Büyük bir yazar olarak bu altı ay zarfında yetmişten fazla 
günlük deneme ve makale yazmıştır.
178
 
 1920 
yılı Temmuz ayı başında Kuprin, ailesiyle birlikte Finlandiya’dan 
ayrılır. 17 Temmuzda Gulla’da, 22 Temmuzda da Paris’tedir artık. Başlangıçta 
Bosejour Bulvarı’nda oldukça büyük bir daire kiralar. Kısa bir süre sonra da buradan 
daha ucuz bir daireye geçer. Vatan hasreti gün geçtikçe büyümektedir. Karısıyla 
birlikte bir cilt atölyesi açarlar, bir süre sonra da zararla kapatırlar bu işletmeyi. 
Sonra karısı Yelizaveta, Fondari caddesinde Rus göçmenler için “A.İ.Kuprin 
Kütüphanesi”ni açar. Bu kütüphaneden küçük bir ücret karşılığı ödünç kitap 
verilmektedir. Kütüphanenin masrafı ve zahmeti bol olmasına rağmen getirdiği gelir 
                                                           
176
 Grigorkov Yu. A., “Aleksandr İvanoviç Kuprin: K 50 letiyu so dnya rojdeniya’’, Gelsingfors, 
1920, s. 6 / Figurnova O., “Çetvertaya jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net.  
177
 A.A. Volkov, 1962, s.399. 
178
 Figurnova O., “Çetvertaya jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net. 

çok azdır. Yaşamlarını sürdürecek normal bir gelirden mahrum oluşları, normal bir 
yaşantı sürmelerinin de önünde bir engeldir. Bu dönemdeki mektupları hep aynı 
leitmotivi taşır: Hüzün...
179
 
 
“Rusya”sız sürdürdüğü yaşamı Kuprin’in sanatını olumsuz yönde etkiler. 
Gazete yazıları, ülkesindeki okuyucuları üzerindeki şöhretine zarar vermektedir. 
Periyodik yayıncılıkta yoğun çalışma süresinde Kuprin, edebi açıdan üretken bir 
yazar değildir artık. Yurt dışında bastırdığı ilk kitabı “Süleyman’ın Yıldızı” (Звезда 
Соломона,1920)’nda sadece bir tane yeni öyküsü mevcuttur. Diğer öykülerin 
tamamı Rusya’dayken yazdığı öykülerdir. 1921 de Paris’te yayımlanan ikinci kitabı 
“Sulamif”de yeni hiçbir öykü yoktur. Üçüncü yurt dışı kitabı “Çocuklar İçin 
Masallar” (Рассказы  для  детей) da da devrim öncesinde kaleme aldığı masal ve 
öyküler vardır. Aynı  yıl “Gambrinus” öyküsü Paris’te, “Uzatmalı Piyade Çavuşu” 
öyküsü Prag’da yayımlanır. Bunlar da önceki öyküleridir, yeni hiçbir şey yoktur. 
Bazı metinlerde üslup değişiklikleri ve düzeltmeler yapılmıştır. Yani bir nevi eski 
repertuarın yenilenmesidir yaptığı iş.
180
 
 
1920 li yılların ortalarına kadar göçmenlik ortamında Kuprin, “birinci sınıf” 
yazar olarak otoritesini muhafaza etmiştir. Pek çok periyodik yayında yazıları 
yayımlanmaktadır. 1920-1929 yılları arasında beş adet kitabı yayımlanmıştır. 1924 
yılında otuz beşinci sanat yılı kutlamasına beş yüzden fazla kutlama mesajı gelmiştir. 
P. Pilski’nin Kuprinle ilgili şu sözleri dikkat çekicidir: “Yaşayabilirdi. Kuprin... 
yazdı, pek çok gazetede çalıştı... Kısacası maddi sıkıntısı yoktu. Fakat her şey yavaş 
yavaş kurudu ve söndü, yayınevleri kapandı, faaliyet alanları daraldı, pek çok ayni 
yardım iptal edildi ve son zamanlarda Kuprin sadece Fransa Dışişleri 
                                                           
179
 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 209. 
180
 ibid, s. 219. 

Bakanlığı’ndan aldığı maaşla geçinmeye başladı... Fakat bu para ona yetmiyordu. 
Başlangıçta sıkıntıya girdi, sonra yoksullaştı, neredeyse bir dilim ekmeye muhtaç 
kaldı... Hastalıklar da her şeye son noktayı koydu.”
181
 
 
Yeni, orijinal eserlerine gelince; göçmenliğin ilk beş yılında, yani 1919-1924 
yılları arasında beş altı tane yeni öykü yazabilmiştir. Devrim ve iç savaş yıllarında 
başlayan yaratıcılık krizi ülkeyi terk edişiyle daha da büyümüştür.
182
 
 
Kuprin’in ilk karısından olan çocuğu Lidiya 1924 yılının başında Aleksey 
adında bir erkek çocuk doğurur ve kocasından boşanır. 23 Kasım 1924 de Lidiya, 
ardında on aylık Alyoşa adında bir bebek bırakarak ölür. Alyoşa’yı babası büyütür. 
Kuprin 1937 de Rusya’ya döndüğünde Alyoşa’nın babası Kuprin’e 13 yaşındaki 
torununu getirir. Yelizaveta Moritsovna, Alyoşa’ya çok bağlanır. Kuprin’in 
ölümünden sonra telif haklarının yarısını ona verir.
183
 
 Göçmenlik 
hayatının son on yılında Kuprin yeniden çok yazmaya başlar. 
Özellikle Ekim devrimi sonrasında yazdıklarının onda dokuzu bu dönemde 
yazılmıştır. Öykü, makale, şiir, sinema senaryosu dahil her şeyi yazmıştır.
184
 
 
1930 lu yılların ortalarında Kuprin’in sağlık durumu ciddi derecede 
bozulmuştur. Beyin damarlarındaki tıkanıklık hareket kabiliyetini ve görme 
yeteneğini hayli zayıflatmıştır. 1936 yılında Kuprin’i ziyaret eden İ. S. Şmelev’in 
başından geçenleri aktardığı yazısında bu hususa P. Pilski de dikkat çekmektedir: 
 
“Çay servisi yapılmış, yavan bir sohbet devam ediyordu, fakat ziyanı yoktu. 
Kuprin oturmuş, dinliyor, bir şeylere cevap veriyordu... Kuprin birden sarardı. Başı 
                                                           
181
 Pilskiy P., “O kuprine”, Segodnya (Riga), 1937, 6 Haziran No: 153 / Figurnova O., “Çetvertaya 
jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net. 
182
 F. İ. Kuleşov, 1986, s. 220. 
183
 K. A. Kuprina, 1979, s. 144. 
184 
F. İ. Kuleşov, 1986, s. 226.
 
 

göğsüne düştü. Alnından iri ter tanecikleri dökülüyordu. Şmelev ve Yelizaveta 
Moritsovna telaşlandılar: Kalbi durmuştu, nabzı atmıyordu. Gerek Şmelev, gerekse 
Yelizaveta Moritsovna bir an donup kaldılar: Anlaşılan Kuprin’in sonu gelmişti. 
Şmelev ona taflan damlası verdi. Fakat bu ilaç hemen tesir eden bir ilaç değildi, 
diğer tarafta ise her saniye değerliydi. O anda Şmelev bir kadeh rom doldurup 
Kuprin’in boğazına akıttı. Gerçekte bu tıbbi bir yöntem değildi, ama çabuk tesir 
ederdi. Fakat ne olursa olsun nabzının atması gerekiyordu ve atmaya başladı. 
Kuprin gözlerini açtı... Zoraki bir gülümsemeyle işi şakaya vurdu: 
 
-Ne kadar güzel bir rom, diye fısıldadı, bir kadeh daha yok muydu?”
185
 
 
Ülkesine dönmesinden iki hafta önce N. Y. Roşçin’in ziyaretinde tespit ettiği 
husus, artık kimseyi tanımadığına, davranışlarında tutarsızlıklar olduğuna işaret 
etmektedir. Roşçin evlerine geldiğinde karısı:  “Baba (Kuprin’e aile içinde bu adla 
hitap ederlerdi) Roşçin geldi, der. Kuprin ayağa kalkmaya çalışarak, hastalıklı bir 
sesle- Hangi Roşçin? Benim Roşçinim mi?” , der. 
186
 
 
30 lu yılların ortalarında Fransa’daki ve diğer ülkelerdeki Rus göçmenlerinde 
açıkça Sovyetler Birliği lehinde milliyetçi duygular güçlenmeye başlar. Sovyetler 
Birliği’nde elde edilen başarılar pek çok entelektüel için şaşırtıcıdır. Aynı  şekilde 
Rusya’nın Avrupa ve tüm dünyanın politik kaderinde oynadığı rol de artmaya, 
uluslar arası otoritesi sağlamlaşmaya başlar. 1932 yılından başlayarak S. Prokofyev, 
1934 de Skitalets, 1936 da İ. Bilibin ülkeye dönmüşlerdir. Bu kişiler Kuprin’in yakın 
arkadaşıdır. Kuprin’de de şiddetli bir şekilde Sovyetler Birliği pasaportu edinme 
                                                           
185
 Pilskiy P., “O kuprine”, Segodnya (Riga), 1937, 6 Haziran No: 153 / Figurnova O., “Çetvertaya 
jizn Kuprina”, http://www.kuprin.net. 
186
 Vospominaniya Roşçina N. Y. O Kuprine , Gazeta "Vozrojdenie" (Parij) 1938 (9, 16, 23 Eylül) / 
Download 5.01 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling