T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ bati dilleri ve edebiyatlari(rus diLİ ve edebiyati) anabiLİm dali
A. İ. Kuprin, Sobraniye Soçineniy v 9-ti t
Download 5.01 Kb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- A. İ. Kuprin
- Kuprin v Peterburge-Leningrade
- A. İ. Kuprin, Sobraniye Soçineniy v 9-ti t.
A. İ. Kuprin, Sobraniye Soçineniy v 9-ti t. , Moskva, 1964, t. 2, s.
479. 281 ibid, s. 479. Öyküde yazar ilk kez çağdaşlarını oldukça heyecanlandıran büyük çaplı toplumsal meselelere yönelmiştir. “Moloh”, o devirde içinde işçi isyanının tasvir edildiği birkaç eserden biridir. Öykü, açıkça ifade edilen anti kapitalist, öfke ve protesto dolu bir karakter taşımaktadır. Eleştirmenlerden biri öykü yayımlandıktan hemen sonra: “Bu, yaşamın bayağı yönlerine, altın buzağıya genel tapınmaya ve çağdaş medeniyetin tüm istikametlerine karşı kuvvetli bir protestodur”, demiştir. 282 Öykünün kahramanı akıllı ve insani yönleri gelişmiş Bobrov, çevresini saran gerçekçiliği, korkunç adaletsizliği ve sosyal felaketleriyle birlikte algılamaktadır. Fakat aynı zamanda bu zayıf, yaşamın ürkekleştirdiği adamın savaşmaya gücü yoktur ve sadece zayıf bir şekilde kapitalizmi lanetlemektedir. Bunu da genel olarak sınai gelişimin gerekliliğini inkar ederek dile getirmektedir. 283 Eleştirmenler öyküyü olumlu karşılamışlardır. Makalelerin pek çoğunda yazarın sanatını iyi bildiğine, doğru psikolojik karakterler yaptığına ve tiplerin canlılığının çok iyi olduğuna dair yazılar yer almıştır. “Moloh” yazıldıktan üç yıl sonra Kuprin tekrar işçilerin durumu ile ilgili meselelere eğilir ve “Yerin derinliklerinde” (В недрах земли) öyküsünü yazar. Genel karanlık özelliklerine rağmen öykü gerçekte iyimserdir. İnsan ruhunun iyi özelliklerine olan inançla doludur, işçi dayanışması fikriyle aydınlanmıştır. 284 Bu dönemde, Kuprin’in 1897 yılında bulunduğu Polesya ile ilgili öyküleri de önemlidir. “Askeri Öğrenciler” (Кадеты) adlı otobiyografik öyküsü de yazarın ordu yaşamıyla ilgili öyküleri içinde önemli bir yer tutar. Bu öykü “Düello”nun kapısını 282 ibid, s. 479. 283 ibid, s. 479. 17 ibid, s. 480. aralar sanki. E. Rotstein’e göre; özellikle bu tip kapalı yatılı askeri okul yaşamından yazarın daha sonra “Düello” öyküsünde detaylı tasvirini yapacağı askeri kabalıklar, kültür eksikliği, kibir, halktan kopuk sürdürülen yaşam özellikleri çıkmaktadır. 285 Sanatının bu evresinde yayımlanan eserleri: “Moloh” (Молох,1896), “Büyü” (Чары,1897), “İlk Çocuk” (Первенец,1897), “Nergiz” (Нарцисс,1897), “Uzatmalı Piyade Çavuşu” (Прапорщик армейский,1897), “Barbos ve Julka” (Барбос и Жулка,1897), “Çocuk Bahçesi” (Детский сад,1897), “Allez” (Аллез,1897), “Breget” (Брегет,1897), “Karşısına İlk Çıkan Erkek” (Первый встречный,1897), “Düzensizlik” (Путаница,1897), “Mucizevî Doktor” (Чудесный доктор,1897), “Yalnızlık” (Одиночество,1898), “Issız Orman” (Лесная глушь,1898), “Olesya” (Олеся,1898), “Gece Nöbeti” (Ночная смена,1899), “Yerin Derinliklerinde” (В недрах земли,1899), “Şanslı Kâğıt” (Счастливая карта,1899), “Cellat” (Палач,1900), “Ölü Kuvvet” (Погибшая сила,1900), “Dönüm Noktasında”/ “Askeri Öğrenciler” (На переломе / Кадеты,1900), “Armоnikacı” (Тапер,1900)’dır. Kuprin’in sanatının üçüncü evresi 1901-1905 yıllarını kapsar. Bu tarihlerde Kuprin tüm Rusya çapında tanınan ünlü bir yazar, Rus realist edebiyatının önde gelen ustalarından biri olmuştur. 1901-1911 yılları, Kuprin’in sanatının ve yaşamının en güzel yıllarıdır. Artık öğrencilik yılları bitmiştir. Yeteneği yıldan yıla gelişmektedir. 286 Devrim yıllarında demokratik sempatisi ve ruh hali sanatında mevcut toplum düzenine karşı eleştiri tonunda derinlik kazanır. 287 285 ibid, s. 480. 286 N. E. Krutikova, A. İ. Kuprin , Leningrad, 1971, s. 36. 287 E. Rotstein, P. Vyaçeslavov, A. İ. Kuprin, Sobraniye Soçineniy v 9-ti t. , Moskva, 1964, t. 3, s. 359. 1902-1905 yılları arasında önceki yıllara oranla oldukça az sayıda eser vermiştir. Portföyünde artık eğlenceli okuma parçaları yerine “Sirkte”, “Bataklık”, “Korkak”, “At Hırsızları”, “Beyaz Barbet Köpeği”, “Sakin Hayat”, “Kızamık”, “Sokaktan” ve “Düello” gibi ciddi eserler vardır. 288 Bu dönemde yazar, esas vazifesinin hayatın katı gerçeklerine sadık kalmak olduğunu görür. 1905 yılında Peterburgskaya gazeta muhabiri, “Edebi sanatının vazifelerine nasıl bakıyorsunuz?” sorusunu yönelttiğinde; “Ben şahsen gerçeği; insanın kafasını ağrıtan, nasıl derler yaldızlı çıplak gerçekliği seviyorum. Yazar, hiçbir şeyden sapmadan yaşamı öğrenmelidir. Kötü bir koku, pis bir şey mi var? Git gözlemle. Yakışmıyor mu? Canlı dokümanları kürekle kapatamazsın. Ben de öyle yapıyorum... Yazar hiçbir şeye, hiçbir kimseye hor bakmamalıdır” cevabını verir. 289 Kuprin’in yazarlık şahsiyetinin oluşmasında Çehov’un fikri ve sanatsal olduğu kadar şahsi etkisi de büyük rol oynar. 1901 yılından başlayarak, Çehov’un öldüğü güne kadar Kuprin kendisiyle pek çok kez görüşmüş, düzenli olarak mektuplaşmıştır. Düzeltilmesi için Çehov’a öykülerini göndermiş, onun tavsiye ve eleştirilerini rica etmiştir. Kuprin, Çehov’dan kısa öykü sanatını, edebi vecizliği, kahramanların karakterlerini açma becerisini, dilin ekonomik ve yerinde kullanımını öğrenmiştir. 290 Çehov’un Yalta’daki evinde “Sirkte” öyküsünü yazarken Çehov’un çok değerli görüşlerini alır Kuprin. Çehov, Kuprin’in sirk ortamını elbette kendisinden daha iyi bildiğini söyleyerek doktorluk konusunda da ona bir ders verme ihtiyacı hisseder: 288 N. E. Krutikova, 1971, s. 37. 289 E. Rotstein, P. Vyaçeslavov, 1964, t. 3, s. 359. 290 ibid, s. 359. “-Kahramanınız neden ölüyordu, biliyor musunuz? Zira öykünüz doktorların eline de geçecek... -Kalp büyümesinden..., dedi mahcup bir edayla. Hamalların, demircilerin, denizcilerin hastalığı. -Paltonuzu çıkarın ve peşimden çalışma odama gelin, dedi Çehov şaka yollu bir sertlikle. Hastalığın özellikle hangi semptomlarının dikkate değer olduğuna karar verelim... Bunları öyle belirgin hale getirelim ki, hastalık özellikleri akıllarda bir şüphe bırakmasın.” 291 Fakat, Kuprin’in iyi tanıdığı ve sevdiği yaşam, onun önüne yeni meseleler koymuştur. Tarihsel yaşamın yeni olaylarının tasvirinde gerçekçi bir yazar olarak varlığını sürdürebilmesi için yazarın açık politik mücadelede kendi pozisyonunu daha iyi belirleme zorunluluğu doğmuştur. Bu yıllarda Gorki’nin büyük etkisi olmuştur Kuprin’e. 292 Gorki’nin, Kuprin’e etkisi; şahsi tanışıklıkları ve Znaniye dergisiyle işbirliği içinde bulunduğu sıralarda açıkça hissedilmeye başlar. 1903 yılına kadar Kuprin’in eserlerindeki kahramanlar; yaşam koşullarının ezdiği insanlar, yani sosyal adaletsizliğin giderek kötüleşen şartlarında kendi kaderini değiştirmeye gücü olmayan kurbanlardır. 293 1903 yılının Mart-Nisan döneminde kaleme aldığı “Düello”nun ilk altı bölümü hoşuna gitmez Kuprin’in. El yazmalarını parçalara ayırır ve bir buçuk yıl bu öyküye dönmez. Fakat Mariya Karlovna kocasından gizli olarak, bir gün öyküsüne geri döneceği ümidiyle, bu parçaları özenle yapıştırıp saklar. 294 291 O. M. Mihaylov, Kuprin , Moskva, 1981, s. 10. 292 E. Rotstein, P. Vyaçeslavov, 1964, t. 3, s. 360. 293 ibid, s. 360. 294 N. N. Fonyakova, Kuprin v Peterburge-Leningrade , Leningrad, 1986, s. 44. Yeni tarihi şartlarda, özellikle insanın toplum içindeki konumunu düzenleyen aktif ilişkilerin ertelenmesinin mümkün olmadığı bu yeni şartlarda, zayıf kahramanlar yetersizdir. Kuprin, Gorki’yi takip ederek, sanatsal tiplerinin problemini aktif, protesto eden bir hale sokarak meseleyi kendince çözme yolunu tutar. Özellikle Rusya’da dolaştığı yıllarda çok iyi tanıdığı, toplumun alt tabakasındaki insan örneklerine yönelir. Yazar bu yıllarda, toplumda gelişen ve talep edilen önemli toplumsal meseleleri ele alma başarısını göstermiştir. 295 Sanatının bu evresinde: “Duygusal Roman” (Сентиментальный роман,1901), “Gri Kurt” (Серебряный волк,1901), “Sipariş Üzerine” (По заказу,1901), “Sefer” (Поход,1901), “Sirkte” (В цирке,1902), “Rahatlıkta” (На покое,1902), “Bataklık” (Болото,1902), “Korkak” (Трус,1903), “At Hırsızları” (Конокрады,1903), “Koğuşta” (В казарме,1903), “Beyaz Barbet Köpeği” (Белый пудель,1904), “Sakin Hayat” (Мирное житие,1904), “Kızamık” (Корь,1904), “Yahudi Kadın” (Жидовка,1904), “Pırlantalar” (Брильянты, 1904), “Boş Villalar” (Пустые дачи,1904), “Sokaktan” (С улицы,1904), “Kara Duman” (Черный туман,1905), “İyi Toplum” (Хорошее общество,1905), “Rahip” (Жрец,1905), “Rüyalar” (Сны,1905) öykülerini kaleme almıştır. Kuprin’in sanatının dördüncü evresi 1905-1907 yıllarını kapsamaktadır. Bu devir, edebi şöhretinin zirvesidir adeta. Devrimin coşku veren tesiri, öncü sanata yakınlığı onun realizmini yeni bir aşamaya getirmiştir. Gorki’ye ithaf ederek yayımladığı “Dokuz şiddetindeki bir dalga tesirindeki” “Düello” öyküsü, yüzyılın başındaki Rus edebiyatının en gerçekçi ve heyecan verici eserlerinden biridir. 296 295 E. Rotstein, P. Vyaçeslavov, 1964, t. 3, s. 360. 296 ibid, s. 478. “Düello” öyküsünün Kuprin’in yaşadığı çağ açısından toplumsal önemi şu şekilde açıklanabilir: Kuprin, Rus İmparatorluğunun sayısız alaylarından birinin her günkü iş ortamında köhnemiş mutlakiyet düzeninin tüm özelliklerini, çürümüşlüğünü ve düşüşünü görmüş ve buna damgasını vurmuştur. Tsusima bozgununun arifesinde, Rus-Japon savaşının cephelerinde Rus ordusunun ağır mağlubiyet günlerinde E. Rotstein’e göre; Nazanski’nin geri kalmış, içi boşalmış, ülke ve halkın ihtiyaçlarından bihaber subaylık sistemi ile ilgili monologları, politik bir çağrı gibi yankı bulmuştur. 297 Fakat Kuprin eskiden nefret ederek, eskiyi yadsıyarak kendince yeniyi de görmüş ve beraberinde yaklaşan devrimi de getiren, basit insanın uyanışını, kendi üzerinden sınıf ve kast zulmünü atışını getiren yeniyi de yansıtmıştır. “Düello”da sadece yüzyılın başındaki Rus toplumsal hayatının tipik yönleri cisim bulmamış, aynı zamanda bireysel hayatın iç ve derin süreçleri; geniş demokratik katmanlarda şahsiyetin düzeltilmesi ve devrimin psikolojik eğitimi konuları da ele alınmıştır. E. Rotstein’e göre; kışla esaretinin, kendisini sosyal eşitsizlik, hor görülenlerin acıları, hayatın anlamı ve amacı konularında düşünmeye zorladığı Teğmen Romaşov’un hikayesi, onun ölümüyle sonuçlanır. Fakat “Düello”nun finali, kahramanının sosyal kötülüklerden gücü tükenmiş, umudu kırılmış, ancak yaşamaya devam eden “Moloh” öyküsü gibi karamsar değildir. Romaşov, eski dünyaya direnme yoluna girmeyi başardıktan sonra ölür ve öykü bir dizi karanlık tablo içermesine rağmen iyimser bir gelecek vaat ederek mesajını verir. 298 297 E. Rotstein, P. Vyaçeslavov, A. İ. Kuprin, Sobraniye Soçineniy v 9-ti t. , Moskva, 1964, t. 4, s. 478. 31 ibid, s. 478. Devrim zamanının gerçekliği, bu periyotta kaleme aldığı diğer eserlerinde de yansır. “Düello” nun ardından yayımlanan “Kıdemli Üsteğmen Rıbnikov” öyküsünde de psikolojik analizler ustaca verilmiş, Tsusima günlerinin, Rus-Japon Savaşı’nın trajik ve utanılacak sonunun atmosferi çok doğru bir şekilde yaratılmıştır. Gün ortasında başkentte gizli işler çeviren Japon casusu, hükümet çevresini kaplamış panik ve bozulmanın maddi bir delilidir. Gericiliğin sadık hizmetkârı, tüm Rusya’nın kusurlarını düşleyen ve kindar, gerici öğretmen memur tipi “Mekanik Yargılama” ve “Dev” öykülerinde tasvir edilmiştir. Profesyonel hırsızların kendilerini yağmacılarla özdeşleştirmelerini protesto edişlerinin anlatıldığı “Gücenme” öyküsü konu bakımından anekdotik özellikler taşır. 299 “Gambrinus” öyküsü devrim yankılarıyla dolu parlak bir eserdir. Koyu gericilik terörünün kurbanı olmuş, liman meyhanesinde müzisyenlik yapan Yahudi Saşka’nın, yani küçük bir insanın cesaret ve dayanıklılığını resmederken Kuprin izlenimci bir şekilde 1904-1906 yıllarının politik durumunu, kısa süreli özgürlüğün coşkun günlerini ve ardından idamlarla, yağmalarla bastıran gericilik günlerini tasvir eder. 300 Kuprin, karşı devrim terörünün insan psikolojisini soysuzlaştıran etkisini “Yaşam Irmağı” öyküsünde anlatmıştır. Sulu bir realist üslupla tasvir edilen küçük burjuva yaşamı tablosunun fonunda istemeyerek de olsa bir hainlik yapmış devrimci örgüt elemanının dramı göz önüne gerilir. Hainliğin, insanı diri diri öldüren korkunç bir kötülük gibi yargılanması “Demir Kaya” alegorisinde de yansıma bulur. 301 299 ibid, s. 479. 300 ibid, s. 479. 34 ibid, s. 479. Devrim zamanındaki sanatçının rolü hakkındaki derin düşüncelerini “Sanat” bilmecesinde dile getirmiştir Kuprin. Gerçek güzellik ve doğruluk, dahiyane bir heykeltıraş tarafından oyulmuş kölelikten kurtarılan birinin heykeline benzer şekilde sanatın “mücadelenin zevkini” telkin ettiği yerde bulunduğunu, söyler yazar. Sanatçının amacı; cahil sanat hamilerine keyif vermek değil (“Efsane” öyküsündeki kahraman gibi), bilakis halka hizmet etmek (“Gambrinus”), özgürlük savaşı kahramanlarına terennüm etmektir. 302 Fakat, canlı, gerçekçi bir devrimci karakteri yaratmak yazara nasip olmaz. “Kadeh” öyküsündeki devrim savaşçıları; retorik bir şekilde tasvir edilmiş “hararetli ruhlu, ışıldayan gözlü kahramanlardır”. “Kadeh”deki geleceğin krallığı statik ve gelecek fikrinden uzaktır: 2906 yılının insanlarının yeni dünyanın cam duvarları arasında canı sıkılmakta ve sosyalist zamanlardan önceki devirlerin özlemini çekmektedir. “Kadeh” de, aynen “Düello”da olduğu gibi, Kuprin’in bazı anarşik bireysel düşünceleri de yansıma bulur. Adaletli bir şekilde Hıristiyan hümanizmini eleştirirken Nazanski, tüm toplum hizmetlerini, kollektivizmi reddeder ve sadece yalnız bir bireyin bireysel isyanını kabul eder. Sosyal reorganizasyon yollarının tam anlaşılamayışı bu yıllardaki diğer bazı eserlerinde de görülür. Şöyle ki; karşı devrim terörü hakkındaki öykülerinde Kuprin’in gericiliğin yapışkan karabasanına karşı kuvvetli ve içten protestosu, ahlaki cezaları, ağır vicdan azaplarını anladığı ütopik ümitlerle birleşir (“Katil”). “Hezeyan” öyküsünde isyancılara karşı şiddet uygulanması etüdünün tasviri, her türlü şiddetin zararlı olduğuna dair bir ahlak dersi niteliğindedir. 303 302 ibid, s. 479. 303 ibid, s. 480. Sanatının diğer evrelerinde olduğu gibi Kuprin, bu dönemde de büyük bir istekle doğa, yani “tabii” durum temasına yönelmiştir. V. Vorovski; “Onun düşünceleri sosyal mücadeleden ıssız bir ormana, engin bir denize kayar.” 304 der. Bununla birlikte bu devirde yazdığı tabiat ve hayvanlarla ilgili öykülerin en iyilerinden olan “Zümrüt”, önemli bir sosyal temayı sanatsal açıdan ele almıştır; Yarış halindeki burjuva toplumu alçak ihtiraslarının mücadelesini yaparken tüm doğal, temiz ve mükemmel olan şeyleri öldürmektedir. 305 Kuprin’in 1905-1907 yılları arasındaki eserleri, özellikle üslup özellikleri, sanatsal biçimleri ve araçları bakımından çeşitlilik gösterir. “Düello”daki olgunlaşan kahramanın zorlu evrimi, Lev Tolstoy’un psikolojik realizm, “ruhun diyalektiği” konusunun biraz daha açılarak tekrarıyla, insan bilincinde eski ile yeninin çatışması anlayışında tasvir edilmiştir. Fakat ince psikoloji ve ayrıca insan yaşamının iyi ve gerçekçi tasviri “Düello” da (ve bu da bu öykünün üslup özelliklerinden biridir) yazarın düşüncelerinin doğrudan, resmi, açık bir şekilde ifadesiyle birleşmektedir. Kuprin nesrinin esas kurgusu, Nazanski’nin coşkun monologlarından başlar; artırılmış hissiyat, ahenge giden cümle tekrarları ve tropelerle devam eder. Bu kurguyla süslenmiş “Kadeh”, “Rüyalar”, “Hezeyan” ve “Katil” öyküleri, içlerinde lirizm barındırırlar. Kuprin, bilmece, alegori ve efsane gibi (“Sanat”, “Demir-Kaya”, “Efsane”, ”Masal”) mecazi türlerden de istifade eder, ayrıca hicve de yönelir. Hiciv dergilerinde, 17 Ekim tarihli Çar manifestosuyla bahşedilen dar kapsamlı özgürlükleri hicvettiği siyasi “Masallar” yazar; “Duma Hakkında”, “Anayasa Hakkında”. “Mekanik Yargılama”, “Devler”, “Masallar” öykülerinde oldukça geniş 304 Vorovski, V., “Literaturno-Kritiçeskie Stati”, . s. 287 / E. Rotstein, P. Vyaçeslavov, 1964, t. 4, s. 480. 38 E. Rotstein, P. Vyaçeslavov, 1964, t. 4, s. 480. bir şekilde parodi, grotesk ve Ezop dili kullanır. Kendisi için yeni olan bu türlerin yanı sıra mizaç tasvirlerini (“Nasıl Aktör Oldum”, “Önemsiz Şeyler”) ve edebi denemesini (“Yaban Horozlarına”) geliştirmeye devam eder. 306 Kuprin’in sonraki çizgisi düz olmaz; takip eden on yılın zorlu toplumsal- politik şartlarında yazar, bazı kararsızlık ve kesintilere maruz kalmıştır. Fakat yazar tarafından 1905 yılında demokratik sanata yapılan katkı görmezlikten gelinemez. Geniş okuyucu kitleleri için Kuprin “Düello”nun, ilk devrim yılları zamanındaki özgürlük kalkınışının bu cesur ve coşkun ifadesinin yazarı olarak kalmıştır. 307 Sanatının bu evresinde: “Düello” (Поединок,1905), “Kıdemli Üsteğmen Rıbnikov” (Штабс- Капитан Рыбников,1906), “Kadeh” (Тост,1906), “Mutluluk” (Счастье,1906), “Katil” (Убийца,1906), “Yaşam Irmağı” (Река жизни,1906), “Gücenme” (Обида,1906), “Yaban Horozlarına” (На глухарей, 1906), “Efsane” (Легенда,1906), “Sanat” (Искусство,1906), “Demir-Kaya” (Демир-Кая,1906), “Nasıl Aktör Oldum” (Как я был актером,1906), “Gambrinus” (Гамбринус,1907), “Fil” (Слон,1907), “Hezeyan” (Бред,1907), “Masallar” (Сказочки,1907) ‘’Mekanik Yargılama” (Механическое правосудие,1907), “Devler” (Исполины,1907), “Zümrüt” (Изумруд,1907), “Önemsiz Şeyler” (Мелюзга,1907) öykülerini kaleme almıştır. Kuprin’in sanatının beşinci evresi 1908-1913 yıllarını kapsar. Bu yıllarda Kuprin’in edebi şöhreti giderek artar, en çok okunan ve еn sevilen yazarlardan biri olur. 1909 yılında Bilimler Akademisi zarif edebi eserler kategorisinde İ. A. Bunin ile birlikte Puşkin Ödülü’ne layık görür. 1910 yılına yaklaşırken Lev Nikolayeviç Tolstoy tarafından sanatı büyük övgüler alır: Tolstoy ” Günümüz yazarlarının en 306 ibid, s. 480. 307 ibid, s. 480. yeteneklisi olarak Kuprin’i görüyorum”, “Kuprin, gerçek bir sanatçı, muazzam bir yetenek, çağdaşlarından çok daha derin yaşam meselelerine değiniyor”, demektedir. 1912 yılında A. F. Marks yayınevi, devrin popüler dergisi Niva’nın eki olarak Kuprin’in bütün eserlerini basar ve bu da çok geniş bir okuyucu kitlesi tarafından daha da iyi tanınmasını sağlar. 308 Bu yıllarda Kuprin’in yaşama karşı duyduğu ihtiraslı ilgide bir zayıflama olmaz. 1909 yılında ünlü sporcu S. Utoçkin ile birlikte balon yolculuğu yapar, aynı yıl dalgıç kostümüyle denize dalar. 1910 yılında da güreşçi İ. Zaykin’in pilotluğunu yaptığı bir uçakla uçar. 309 Balaklava balıkçıları ile önceki görüşmelerinin hatıraları ışığında 1907-1911 tarihleri arasında “Listrigonlar” adlı harikulade denemelerini yaratır. 1911 yılında ilk yurt dışı seyahatine çıkar. Bu gezinin sonunda da “Gök Mavisi Kıyılar” denemelerini kaleme alır. 310 Sanatının ana konularını işlemeye devam ederken bir taraftan da E. Rotstein’in deyimiyle “mutlakiyetin uşakları”nı açığa vuran bir dizi eser yazar Kuprin. “Nikah” ve “Aforoz” hikayeleri bu gruba dahil olup çarlık sansürünün takibine uğramışlardır. Birinci eserde “Düello”nun en iyi gelenekleri ruhunda acımasızca çarlık subaylık sistemi eleştirilmiş, ikincisinde ise büyük Rus yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy’u aforoz eden kilise yöneticileri sert bir şekilde eleştirilmiştir. Kuprin, önceden olduğu gibi küçük burjuva sisteminin uzlaşmaz düşmanıdır, onları “Son Söz”, “Beyaz Akasya” ve “Kara Şimşek” gibi eserlerinde rezil rüsva eder. 308 E. Rotstein, P. Vyaçeslavov, A. İ. Kuprin, Sobraniye Soçineniy v 9-ti t. , Moskva, 1964, t. 5, s. 401. 309 ibid, s. 401. 310 ibid, s. 401. Ancak, 1905 devriminden sonra ortaya çıkan, o sıralar yurt dışına göç etmiş Gorki ile doğrudan görüşme imkanından kendisini mahrum eden, geçici siyasi gericilik döneminde Kuprin, öncü demokratik görüşlerinde bir müddet duraklama yaşamıştır. Böylece XXVI. ncı yüzyılın gelecekteki mutlu insanlarının tasvir edildiği “Kraliçenin Parkı” öyküsünde Kuprin, insanların düzene sokulmuş ve tanzim edilmiş varlıklarına karşı kaçınılmaz isyan fikrini geliştirmiştir. Sosyalist gelecek hakkındaki takdim, burada burjuva ve küçük burjuvaların hükümleri ruhunda verilmiştir. 311 Bilimsel-fantastik öyküsü “Sıvı Güneş”de, ana kahramanlardan birisi olan dahi bilim adamı Çalsberi, insanlığı mutlu edecek olağanüstü bir buluş üzerinde çalışmaktadır, fakat tam başarıya ulaşmışken buluşunun “kötü maksatlarla kullanabilecek bir kısım alçakların malı olacağı, sıvı güneşin olağanüstü kudrette top mermilerine ve bombalara dönüşebileceği” tehlikesi baş gösterir. İnsanı hiçe sayan burjuva düzeninin eleştirisi bu öyküde bu düzenin devrilebilirliğine olan inançsızlıkla ve insanlığın geleceğiyle ilgili pesimist fikirlerle birleşmektedir. 312 Gericilik yıllarında Kuprin sıklıkla bazı almanak ve yıllıklarda yazılarını yayımlanmıştır, ki bunların sahipleri (Artsıbaşev ve diğerleri) Rus edebiyatının öncü geleneklerine karşı durma fikrini savunan insanlardır. 313 1908 yılında Kuprin “Jizn” yıllığında “Deniz Hastalığı”, “Zemlya” almanağında “Sulamif” öykülerini yayımlatmıştır. Her iki eser de Gorki tarafından sert bir şekilde eleştirilmiştir. İlk eser, devrimcilerin tasvirinin çarpıtıldığı, ikinci eser ise gerçekçilikten uzaklaşıldığı gerekçeleriyle eleştiriye maruz kalmıştır. “Deniz 311 ibid, s. 402. 312 ibid, s. 402. 46 ibid, s. 402. Hastalığı” öyküsüne Gorki tarafından yapılan eleştiri Kuprin’in yararına olmuştur. Kuprin bu eserini bazı kaba natüralist ayrıntılardan arındırdıktan sonra sadece ilave redaksiyon çalışmasına tabi tutmamış, aynı zamanda, en önemlisi de budur zaten, sonraki sanat hayatında artık o zamanlarda moda olan “cinsiyet problemleri”ni Artsıbaşev gelenekleri çerçevesinde çözme yoluna gitmemiş, bu yola bir daha başvurmamıştır. 314 Şüphesiz Gorki, “Sulamif”in yazarı olarak Kuprin’i yeni başlayan gericilik devresinde gerçeklikten uzaklaştığı, “masalsı-esrarlı” geçmişe heves duyduğu için eleştirmekte haklıdır. Fakat tüm bunlara rağmen Kuprin’in eseri o zamanlar bolca piyasaları dolduran Dekadanların eserleriyle aynı kefeye konulamaz. Eğer şahsiyetin özgürlüğünü ön plana çıkarmak kisvesi altında bu eserlerde ahlaksızlığa prim veriliyorsa, eğer bu eserlerde yaşama karşı hafif, düşüncesiz bir ilişki iddia ediliyor ve aşk gibi, sadakat gibi değerler göz ardı ediliyorsa, Kuprin’in eseri, ölümden de kuvvetli olan, insanları kim olduklarına bakmaksızın (bilge kral Solomon veya üzüm bağlarındaki zavallı kız) mükemmel yapan gerçek aşka methiyeler dizesidir. Büyük aşkın övgüsü ve sevgiliye fedakârane bağlılık bugün bile Kuprin okuyucularını heyecanlandırmaktadır. 315 Gorki, Kuprin’in 1910 yılında yayımlanan, yazarın en çarpıcı eserlerinden biri sayılan “Kızıl Bilezik” öyküsünü çok takdir etmiştir. Aşkı yaşamın en büyük hazinesi gibi kabullenerek onu kalbinde taşıyan mütevazı memur Jeltkov’u “yüksek sosyete”nin soğuk ve egoist temsilcileriyle karşılaştırarak Kuprin yeniden sanatının en sevdiği kahramanlarına, içlerinde büyük insani değerler taşıyan “küçük 314 ibid, s. 402. 315 ibid, s. 402. insanlar”a yönelmiştir. “Telgrafçı” öyküsündeki Saşa Vrublevski ve sonraki dönem eserlerindeki bazı kahramanlar bahse konu kişilerle aynı özellikleri taşırlar. 316 Önceden olduğu gibi bu yıllarda da ilgiyle ve büyük bir aşkla hayvanlar hakkında öyküler yazar. Gerçi eserleri arasında hayvanlara adanmış öyküleri olsa da yine de sıkça dramatik olarak süslenmiş, insanların acımasızlığını anlatan (“Ayılar”, “Fil Gezintisi”) veya dünyanın bilinmezliği hakkında filozofça işlenmiş düşüncelerin yer aldığı (“Barbet Köpeği Hakkında”) öykülerine rastlanmaktadır. 317 Kuprin tarafından bu dönemde yazılan eserlerin hepsi sanatsal açıdan eşit değerde değildir. Yazarın ana hümanist çizgisini devam ettirdiği, toplumsal basamağın hangi seviyesinde olursa olsun insanın ruhsal zenginliği olmasını iddia eden (“Aile İşleri”), ilk aşkın yüce zevkinden bahseden (“Lenoçka”) öykülerinin yanı sıra Kuprin bu yıllarda değersiz minyatürler veya komik, eğlenceli (“Cazibe Amiri”) veya beklenmedik, bazen de anekdotik konular üzerine inşa edilmiş (“Vahşi Hayvan Kafesinde”) yazılar da kaleme almıştır. 318 Sanatının bu evresinde: “Sulamif” (Суламифь,1908), “Deniz Hastalığı” (Морская болезнь,1908), “Öğrenci” (Ученик,1908), “Düğün” (Свадьба, 1908), “Pasaportum” (Мой паспорт,1908), “Son Söz” (Последнее слово, 1908), “Defne Yaprakları” (Лавры,1909), “Barbet Köpeği Hakkında” (О пуделе,1909), “Kırım’da” (В Крыму,1909), “Zavallı Prens” (Бедный принц, 1910), “Tramvayda” (В трамвае,1910), “Aile İşleri” (По семейному,1910), “Lenoçka” (Леночка,1910), “Ayartma” (Искушение,1910), “Vahşi Hayvan Kafesinde” (В клетке зверя,1910), “Hoppa Kızböceği” (Попрыгунья- стрекоза,1910), “Kızıl Bilezik” (Гранатовый 316 ibid, s. 403. 317 ibid, s. 403. 51 ibid, s. 403. браслет,1911), “Kraliçenin Parkı” (Королевский парк,1911), “Telgrafçı” (Телеграфист,1911), “Beyaz Akasya” (Белая акация,1911), “Cazibe Amiri” (Начальница тяги,1911), “Başkasının Horozu” (Чужой петух,1912), “Gezginler” (Путешественники, 1912), “Yabani Ot” (Травка,1912), “Kara Şimşek” (Черная молния,1913), “Ayılar” (Медведи,1913), “Aforoz” (Анафема,1913), “Fil Gezintisi” (Слоновья прогулка,1913), “Sıvı Güneş” (Жидкое солнце,1913), “Aydınlık Son” (Светлый конец,1913) öykülerini kaleme almıştır. Sanatının altıncı evresi 1914-1916 yıllarını kapsar. Bu dönemde ünlü “Genelev” (Яма,1909) öyküsü ve diğer öykülerini kaleme almıştır. “Genelev” öyküsünde Kuprin, Rus edebiyatında bir asırdan daha fazla bir geçmişe sahip bir konuya eğilmiştir. Daha XVIII. yy.ın sonunda devrimci yazar A. N. Radişçev, ünlü “Peterburg’dan Moskova’ya Seyahat” kitabının bazı bölümlerine öfkeyle aşk ihtirasının paralı zevklerini yerleştirmiştir. XIX yy.da fahişelik ve kadın ticareti, pek çok Rus yazarının eserlerinde yer almıştır. 319 Hayatın kirli taraflarını ifşa etmeye karşı olduklarını belirten duru sanat savunucuları ile polemiğe giren M. Gorki, 1899 yılında şu satırları yazmaktadır: “Belki de tiksinen bir yüz ifadesiyle ‘Niçin tüm bunlar yayımlanıyor ki? Abes bir düşünce! Edebiyatta fahişelere yer yok...’, diyecek insanlar çıkacaktır. Bunlar, aptalca ve yalan sözler olacaktır... Edebiyat, kalbinde yaşamın düzensizliklerini ve insanlığın acılarını insanlara aktarmak için büyük bir coşku duyan her türden insan için bir tribündür...” 320 319 E. Rotstein, P. Vyaçeslavov, Download 5.01 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling