T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ bati dilleri ve edebiyatlari(rus diLİ ve edebiyati) anabiLİm dali


Download 5.01 Kb.
Pdf ko'rish
bet1/12
Sana21.02.2017
Hajmi5.01 Kb.
#977
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

T.C. 
ANKARA ÜNİVERSİTESİ 
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ 
BATI DİLLERİ VE EDEBİYATLARI(RUS DİLİ VE EDEBİYATI) 
ANABİLİM DALI 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ALEKSANDR İVANOVİÇ KUPRİN’İN ÖYKÜ SANATI 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yüksek Lisans Tezi 
 
 
 
 
 
 
Ertuğrul Bostancı 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ankara – 2004 

T.C. 
ANKARA ÜNİVERSİTESİ 
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ 
BATI DİLLERİ VE EDEBİYATLARI(RUS DİLİ VE EDEBİYATI) 
ANABİLİM DALI 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ALEKSANDR İVANOVİÇ KUPRİN’İN ÖYKÜ SANATI 
 
 
 
 
 
 
 
Yüksek Lisans Tezi 
 
 
 
 
 
 
Ertuğrul Bostancı 
 
 
 
 
Tez Danışmanı 
Prof. Dr. Altan Aykut 
 
 
Ankara - 2004 

İÇİNDEKİLER 
 
ÖNSÖZ          III 
I. A. İ. KUPRİN’İN 
HAYATI 
       1 
II. RUS EDEBİYATINDAKİ YERİ  
 
 
 
 
 
57 
III. KUPRİN ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALARA GENEL BİR BAKIŞ 79 
IV. SANATININ EVRELERİ VE ÖYKÜLERİ 
 
 
 
 
90 
V. ÖYKÜLERİN 
GENEL 
OLARAK 
KONULARI 
    141 
VI. 
ÜSLUBU 
         177 
VII. ANLATIM ÖZELLİKLERİ 
      205 
SONSÖZ 
         228 
TÜRKÇE 
ÖZET 
        230 
RUSÇA 
ÖZET 
         232 
İNGİLİZCE 
ÖZET 
        234 
A. İ. KUPRİN’İN TÜRKÇEYE ÇEVRİLEN ESERLERİ 
   236 
DİZİN 
          237 
KAYNAKÇA 
         240 

ÖNSÖZ 
 
 Aleksandr 
İvanoviç Kuprin, XX. yy. başındaki önemli Rus yazarları arasında 
en çok tanınan ve eserleri en çok basılan yazarların başında gelir. Elli yıla yakın 
edebi yaşamında hala büyük bir zevkle okunan çok değerli eserler vermiştir. 
 
Şiirle başladığı edebiyat hayatında asıl çizgisini kısa öykü türüne kaydıran 
Kuprin, edebiyatın hemen her alanında faaliyet göstermiştir. Röportaj, makale, skeç, 
deneme yazarlığı, öykü, roman, gezi yazısı türünde verdiği eserler; okuyucuyu 
olayların geçtiği mekanlarda turistik bir geziye çıkarır neredeyse. 
 1883 
yılında ilk şiir denemelerine başlayan Kuprin’in öykü türündeki ilk eseri 
Son Gala’dır. (1889).1894-1900 yılları arasında Kiev başta olmak üzere pek çok 
taşra gazetesinde muhabirlik, köşe yazarlığı vb. yapmış, hayatı tanıma uğruna pek 
çok işte çalışmıştır. Bu arada da çok değerli eserler vermeye devam etmiştir. 
 1901-1919 
yılları arasında Rusya genelinde dolaşmış, edebi çalışmalarına 
devam etmiş, 1919 yılında Gatçina’da bulunduğu sırada Bolşevizm karşıtı Beyaz 
Ordu güçlerinin resmi yayın organı olan bir gazetenin redaktörlüğünü yaptığı için 
Bolşeviklerin  şehri almalarını müteakiben ebediyen Rusya’yı terk etmek zorunda 
kalmıştır. 
 1919-1937 
yıllarında Paris’te sanat hayatını sürdürmeye çalışan Kuprin yurt 
özlemini, eserlerini ve sanatını besleyen Rusya ortamından uzak kalışının 
sıkıntılarını daima hissetmiştir. 1937 Mayısında SSCB’ye dönen Kuprin artık 
hastadır ve hiçbir edebi eser veremez. 1938 Ağustosunda yemek borusu kanserinden 
ölür.  
 
On yedi yılı  aşkın bir zaman Paris’te zorluklar içinde yaşamını sürdürmek 
zorunda kalan Kuprin, her ne kadar bazı Sovyet eleştirmenlerince tüm manasıyla 

değerlendirilmese de büyük bir yazardır. Devrinin olaylarına kayıtsız kalmamış, ama 
politize de olmamıştır. Fakir bir aileden geldiği için altyapı eksikliği vardır. Bir 
eleştirmen Kuprin için “Gorki gibi kendi üniversitesinde okumuş” demektedir. 
Doğrudur. Doymak bilmez bir hevesle klasikleri okumuş, gerçek yaşamı tasvir etmek 
için doğuştan gelen istidadını  eğitmiştir. Çehov, Bunin, Gorki gibi öncü 
edebiyatçılarla dostluk kurmuş, girdiği edebi ortamlarda devamlı olarak sanatını 
geliştirmiştir. Tolstoy da ondaki yeteneği hemen keşfetmiş ve eserlerinin takipçisi 
olmuştur. 
 Kuprin’in 
sanatıyla ilgili ülkemizde gerçekleştirilmiş orijinal bir çalışma 
yoktur. Türkçeye çevrilen eserleri de, sadece altı tane öyküden ibarettir. Çalışmamıza 
bu boşluğu bir ölçü de olsa doldurmak amacıyla başladık. 
 Tezimizin 
Birinci Bölümü’nde Aleksandr Kuprin’in hayatını ele aldık. 
Yazarın Rus edebiyatındaki yerini İkinci Bölüm’de inceledik. Kuprin üzerine yapılan 
çalışmalar ve Kaynakça’da yer alan kitap ve makaleler Üçüncü Bölüm’ün konusunu 
oluşturdu.  Dördüncü Bölüm’de sanatının evreleri ve öykülerine değindik.  Beşinci 
Bölüm’de öykülerinin genel olarak konularına bakıldı. Üslubunu Altıncı Bölüm’de, 
anlatım özelliklerini de Yedinci Bölüm’de belirlemeye çalıştık.  Sonsöz’den sonra 
Kuprin’in Türkçeye çevrilmiş eserlerinin listesini verdik. 
 Çalışmamızda, yazarın önemli yapıtlarını ele aldık. Çalışmamızda 
kullandığımız edebi alıntıların tamamını Rusçadan bizzat çevirdik. İlk defa 
kullandığımız eser adlarının Türkçe karşılığından sonra orijinal Rusça adını da 
ekledik. 

 
“Aleksandr  İvanoviç Kuprin’in Öykü Sanatı” tezinin oluşumunda değerli 
katkılarını esirgemeyen hocalarıma, özellikle de çalışmalarım sırasında büyük 
yardımlarını gördüğüm hocam Prof. Dr. Altan Aykut’a teşekkürü bir borç bilirim.  
 

BÖLÜM I 
ALEKSANDR İVANOVİÇ KUPRİN'İN HAYATI 
 Aleksandr 
İvanoviç Kuprin 7 Eylül (eski takvime göre 26 Ağustos) 1870’de 
Penza eyaletinin Narovçat şehrinde küçük bir memur ailesinin çocuğu olarak 
dünyaya gelmiştir. 
Babası  İvan  İvanoviç Kuprin 1834 yılında doğmuş, 1847 yılında 13 
yaşındayken Temnikovskoye kasaba okulunu bitirmiş ve Spasskoye kasaba 
mahkemesinde büro memuru olarak işe başlamıştır. 1850 yılında aynı mahkemede 
kayıt memurluğuna geçmiş, 1855 -1860 yılları arasında Spasskoye hastanesinde 
posta memurluğu yapmıştır. 1859 sonu 1860 başında Narovçatlı bir toprak beyinin 
kızı Lyubov Alekseyevna Kulançakova ile tanışmış, 1860 yılı sonunda da 
evlenmiştir. İvan Kuprin Narovçat'a taşınmış, 1862 yılına kadar kasaba asilzadeleri 
başkanının posta dağıtıcılığı,1862 yılından itibaren de birleşik Krasnoslobodo-
Narovçat Sulh Hukuk Mahkemesi sekreteri olmuştur.
1
 Kulançakova ile evlendikten 
sonra Narovçat şehrinde iki küçük malikane sahibi olmuştur. 1861 yılında ilk kızları 
Sofya, 1863 yılında ikinci kızları Zinaida, 1866'da İnnokentiy, 1869'da Boris 
adlarındaki iki oğulları doğmuş, her iki erkek çocuğu da bebekliklerinde ölmüştür. 
Nihayet 1870 Ağustosunda geleceğin yazarı Aleksandr doğmuştur.
2
  
 Yazarın anne tarafından ataları 1452 yılında III Vasiliy tarafından Tatarlarla 
ve özellikle de Kazan Hanlığı ile savaşmak üzere oluşturulan Kasımov Hanlığı'nın 
politik yaşamında etkin rol oynamışlardır. Vaktiyle varlıklı bir aile olmalarına 
rağmen Kulançakovlar zaman içerisinde, özellikle de toprak köleliği sisteminin 
kaldırılmasından sonra ekonomik yönden zayıf düşmüşlerdir.  
                                                           
1
 F. İ. Kuleşov, Tvorçeskiy put A. İ. Kuprina 1883-1907 , Moskva, 1983, s. 6. 
2
 ibid, s. 6. 

Anne Lyubov Alekseyevna , enerjik, otoriter, bağımsız karakterli ve gururlu 
bir kadındır. Aynı zamanda dindar biri olarak kilisenin sabah ve akşam dualarına 
katılır, din adamlarının çevresinde bulunmasından hoşlanır. Lyubov Alekseyevna en 
küçük çocuğu ve evin tek erkek evladı Aleksandr'a büyük bir sevgi besler. Kuprin'in 
annesiyle ilişkilerinde de aynı sevginin izleri görülür: “Sorgu” (Дознание), “Askeri 
Öğrenciler” (Кадеты), “Kutsal Yalan” (Святая ложь) öykülerinde annesine yönelik 
övgü dolu, sıcak sözler bulunmaktadır.
3
  
Kuprin için annesi sadece anne değil, aynı zamanda akıllı ve aradığı bir 
sohbet arkadaşıdır. Sağlam bir muhakeme yeteneğine sahip olan Lyubov 
Alekseyevna kitap okumayı, toplumdaki olaylar üzerine kafa yormayı seven, kendi 
çevresine göre eğitimli bir kadındır.  İnce bir estetik duygusuna sahiptir ve yaşayan 
konuşma dilini çok iyi bilir. Kuprin bir mektubunda annesinin bu özelliklerinden 
bahisle pek çok öyküsünde annesinden duyduğu kelimeleri kullandığını itiraf eder. 
Yine 1910 yılında yayımlanan Russkoye slovo dergisinin 137 nci sayısında yer alan 
bir mektubunda annesiyle ilgili şu satırlar bu tezi doğrular niteliktedir: “Sen bana 
şimdi çok gereklisin. Tecrüben, aklın değil, günümüzdeki tüm eleştiri 
çevresindekinden daha fazla inandığım içgüdüsel zevkin gerekli.” 
4
 
Diğer taraftan Kuprin'in ruhsal gelişimine en büyük ikinci katkıyı anneannesi 
yapmıştır. Yazar çocukluk döneminde pek çok masal, hikaye, tarihi olaylar ve 
efsaneler dinlemiştir anneannesinden. Erken yaşta hayatını kaybeden babasının 
gelişiminde önemli bir rol oynadığı söylenemez.
5
 
                                                           
3
 ibid, s. 7. 
4
 ibid, s. 8. 
5  
ibid, s. 8.
 
 

Baba  İvan Kuprin 22 Ağustos 1871 tarihinde 37 yaşında ölür. Lyubov 
Alekseyevna Kuprina’nın Penza’da küçük bir çiftliği olmasına rağmen buradan çok 
az bir gelir elde etmektedir. Kocasının ölümünden sonra iki yılını Penza’da geçiren 
Lyubov Alekseyevna kızları Sofya, Zinaida ve oğlu Aleksandr ile birlikte 
Moskova’ya taşınır. Burada kız çocuklarını yatılı devlet okullarına yerleştirdikten 
sonra Aleksandr ile Kudrin Dullar Evi’nde kalmaya başlar. Daha sonraları “Kutsal 
Yalan” öyküsünde detaylı tasvirini yapacağı bu evde altı yaşına kadar annesiyle kalır 
Kuprin.
6
  
1876 yazında Razumovski Yetim Pansiyonu'na verilir, burada dört yılı geçer. 
Sonbahar- yaz dönemini yatılı olarak pansiyonda geçiren Kuprin, yaz tatillerini 
annesinin yanında geçirir. Annesi bazen birkaç aylığına Saşa ile Penza'daki 
çiftliklerine gider. Köyü, köy yaşamını ve doğayı seven Kuprin için bu seyahatler 
gerçek birer bayram niteliği taşır. Öyle ki 9 yaşındayken annesi askeri okul 
sınavlarına hazırlanması için yazın Moskova'da kalacaklarını söylediğinde; çok 
sevdiği köyüne gitmek üzere bir arkadaşını da ikna eder ve pansiyondan firar ederler. 
İki gün aç susuz şehirde dolaştıktan sonra kendiliklerinden pansiyona geri dönerler. 
Pansiyon döneminde Kuprin'in yaşamı boyunca spor ve sirk yaşamına olan ilgisinin 
başlangıcı sayılabilecek bir tanışma gerçekleşir: 1879 yazında Kudrin Dullar Evi'nde 
geleceğin ünlü palyaçosu ve hayvan terbiyecisi A. L. Durov ile tanışır.
7
  
 Kuprin 
10 
yaşındayken askeri ortaokula girer. Buradaki yaşamıyla ilgili 
ayrıntıları “Askeri Öğrenciler” (Кадеты) adlı eserinden öğrenmek mümkündür. Zira 
Kuprin'in pek çok eseri otobiyografiktir. S. A. Vengerov'a yazdığı bir mektupta bu 
konudan açık bir şekilde söz etmektedir: “ ... Sadece şunu ekleyebilirim ki; hemen 
                                                           
6
 V.N. Afanasyev, A. İ. Kuprin , Moskva 1972 , s. 5 
7
 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 11. 

hemen tüm eserlerim benim kendi biyografimdir. Bazen dış çerçeveyi uydurduğum 
olurdu, ama üzerinde çalıştığım tablo tamamen yaşamımdan alınan parçalardan 
oluşmaktadır.” 
8
 “Askeri Öğrenciler” öyküsü Kuprin'in sanatsal anıları olarak 
nitelendirilmekte ve yaşadığı sosyal şartları gösteren güvenilir bir kaynak olduğu 
değerlendirilmektedir.
9
 
Öğretmen kadrosunun bilgi ve davranış açılarından yetersiz, sarhoş, derslerde 
uyuyan, hatta içki bile içen insanlardan oluştuğu
10
 bu ortamda bir tek edebiyat 
öğretmeni Mihail İvanoviç Tsuhanov (“Askeri Öğrenciler” (Кадеты) öyküsündeki 
Truhanov karakteri) bilgisi ve dersleriyle ön plana çıkar. Bu, otuz yıl boyunca Rus 
dili ve edebiyatı dersleri vermiş yetenekli öğretmen aynı zamanda 1865 yılında 
Moskova'da kurulan, Moskova artist ve dramaturglarını bir araya getiren edebiyat 
derneğinin de üyesidir. Edebiyat ve sahne dünyasında aklı, enerjisi, vicdanlı oluşu ve 
menfaat gözetmeksizin yaptığı çalışmalarıyla tanınır.
11
 Kuprin, Puşkin'e, klasik Rus 
edebiyatına, yaşayan canlı Rusça’ya olan ilgisini öncelikle Tsuhanov'a borçludur. 
Geleceğin yazarı üzerindeki etkisi derin, güçlü ve yapıcı olmuştur.
12
 
Askeri okul yılları Kuprin'in karakterinin de oluştuğu yıllardır. Okulda 
yaşamın kendine has tecrübelerinden geçmiş, yaşamın sıkıntılarına karşı dayanıklılığı 
artmış, huysuz ve coşkun öğrencilerin argosunu, gelenek ve göreneklerini öğrenmiş, 
orijinal bir etik anlayışı geliştirerek kaşarlı üst sınıf öğrencilerine karşı koymak için 
kendinde güç bulmuş, o zamanki tüm eğitim sistemine karşı yüreği taşlaşmıştır.
13
 
                                                           
8
 ibid, s. 16. 
9
 ibid, s. 16. 
10
 ibid, s. 17. 
11
 ibid, s. 17. 
12
 ibid, s. 17. 
13
 ibid, s. 20. 

Okul yıllarında  şiir yazmaya başlar Kuprin. F. İ. Kuleşov daha yedi 
yaşındayken kafiye ile ilgilendiğinden, hatta Razumovski Pansiyonu’nda yazdığı bir 
şiirin öğretmeni tarafından  şair M. N. Soymonov'a gösterildiğinden, fakat şairin 
bundan hiçbir şey olmaz” yorumuyla görüş bildirdiğinden bahseder.
14
 Fakat genç 
yeteneğin okul yıllarında bir nevi vaftiz babası gibi hamiliğini üstlenecek şair L. İ. 
Palmin, sabırla onu dinler ve iyi niyetle yazdıklarını kontrol eder.  
Gençlik yıllarının ilk eserlerinden olan “Taç Giyme Günü” (На  день 
коронации,1883) adlı şiirinde III. Aleksandr için yapılan taç giyme kutlamalarından 
etkilenmiştir. Gençliğinin verdiği coşkunluk ve saflıkla, Kuprin bu eserde 
Moskovalıların kutlamalarını ve çarın kutsallığını betimlerken, tanrıdan yeni 
hükümdarı kötülüklerden korumasını diler.
15
 
Sonraki şiirleri milliyetçilik, vatan, özgürlük, yurt ve millet sevgisi temalarını 
içerir. Örneğin, “Savaşçı” (Боец), savaş alanında ölmekte olan bir askerin söylediği 
bir kahramanlık monoloğudur.
16
 
Bu dönemde yazdıkları arasında, dönemin İç  İşleri Bakanı ünlü Mihail 
Katkov’un III. Aleksandr ile olan toplantısıyla alay eden “Katkov’a Oda” (Ода 
Каткову) ve III. Aleksandr’a suikast düzenlemek isterken yakalanan teröristlerin 
idamından bir gün önce yazdığı “Rüyalar” (Сны) en önemlilerinden sayılabilir.
17
 
Kuprin’in erken dönem şiirlerinden hepsi vatanseverlik ve politika üzerine 
değildir. 1880’lerin pesimist şiirlerinin ortak motiflerinden olan melankoliklik, 
umutsuzluk, hayal kırıklığı, gibi temaları işleyen şiirleri de mevcuttur. Örnek olarak 
                                                           
14
 ibid, s. 21. 
15
 ibid, s. 22. 
16
 ibid, s. 23. 
17
 N. Luker, Alexander Kuprin , Melborne, 1978, s.20. 

“Üç Mevsim” (Три  времени), “Hayaller” (Грезы), “Boşuna Gözyaşları” (Слезы 
бесплодные) verilebilir. 
18
 
Kuprin’in, bu dönemde ilk gençlik yıllarında yazdığı  aşk  şiirleri de 
bulunmaktadır. “Şafak” (Заря) , “İlkbahar” (Весна) ve “Sevimli Gözler, Gök Mavisi 
Gözler” (Милые  очи,  лазурные  очи). Kuprin bu son şiiri Penza’da uzaktan bir 
akrabasına ithaf etmiştir.
19
 
Bu türlerin dışında kalan yazdığı komik şiirler de mevcuttur. “Maşa” 
bunlardan birisidir, ki sonraları kimseye okunmayacak diye not düşmüştür.
20
 
Her ne kadar genç Kuprin’in eserleri sanatsal değer yönünden zayıf olsalar 
da, bunlar Kuprin’in şahsi ve edebi biyografisinin aşamalarını göstermeleri 
açılarından değerlidir. Bu şiirler, genç Kuprin'in apolitik ve toplumsal sorunlara 
kayıtsız kaldığına dair ifadeleri de çürütecek özelliktedir.
21
 
Çarlık Rusya’sı döneminde askeri ortaokul ve lise eğitimi toplam yedi 
senedir. Kuprin 1886 yılında altıncı sınıfta bir yıl devre kaybeder. 1888 yılında harp 
okuluna başlar. Buradaki eğitim süresi ise iki yıldır.  
1889 yılında dönemin tanınmış  şairlerinden L. İ. Palmin , ilk hikayesi olan 
“Son Gala” (Последний  дебют)’nın haftalık  Russkiy satiriçeskiy listok dergisinde 
yayımlamasında Kuprin’e yardımcı olur. Gerçi bu hikaye yayımlandıktan sonra okul 
yetkililerden izin almadan yayım yaptığı için 2 gün süreyle hapiste kalır, ama bu 
olayla başına gelenler onun tanınmasını sağlar. Daha sonraları yazdığı otobiyografik 
çalışması “Harp Okulu Öğrencileri” (Юнкера) ve kısa hikayesi “Matbaa Mürekkebi” 
                                                           
18
 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 29. 
19
 ibid, s. 30. 
20
 ibid, s. 31. 
21
 ibid, s. 32. 

(Типографическая  краска)’ nde bu olayı nostaljik bir şekilde işlemiştir. 
22
 Aynı 
Palmin, Kuprin’den önce de Antoşa Çehonte (A. P. Çehov)’nin farkına varmış ve 
onu N. A. Leykin’in yönettiği  Oskolki dergisine götürmüş, bilahare Russkiy 
satiriçeskiy listok dergisiyle çalışmasını sağlamıştır.
23
 
İvan Turgenyev’in Klara Miliç ve Çehov’un bir perdelik dramı “Tatyana 
Repina”ya ilham kaynağı teşkil eden, gerçek bir olay olan E. P. Kadmina adlı 
şarkıcının sahnede kendini zehirleyerek intihar etmesini, Kuprin de Lidiya 
Nikolayevna Golskaya karakteriyle “Son Gala”da işlemiştir. Ağdalı dili ve klişe 
karakterlerine rağmen “Son Gala”, ilerde Kuprin’de belirecek olan anlatım 
dinamizminin ilk belirtilerini verir.
24
 Öyküde ayrıca olgunluk dönemi Kuprin'i için 
karakteristik bir özellik halini alacak küçük insan teması da ön plana çıkmıştır.
25
 
Her ne kadar Kuprin’in ilk büyük düz yazısı olan “Son Gala”da pek çok edebi 
hata, melodramatik pasajlar, doğal olmayan durumlar ve abartılı bir dil mevcut olsa 
da, bu eser onun küçük ve büyük karakterler, çok çeşitli mekanların betimlemeleri ve 
diyaloglarla yüklü karmaşık bir temayı çok başarılı bir şekilde işleyebilme yeteneği 
göstermesi açısından önemlidir.
26
 Golskaya'nın istediği ve bir türlü bastıramadığı 
temiz aşk arzusunu sonraki yıllardaki pek çok Kuprin kahramanı da duyacaktır. Aşk, 
Kuprin'in tüm sanatının leitmotivi olacaktır.
27
 
 1890 
yılının yazında Kuprin, Aleksandrovskoye Harp Okulu’nu başarıyla 
bitirerek Podporuçik 
28
 rütbesiyle 46 ncı Dneprovskiy Alayı’na tayin edilir. Alay, 
esas itibarıyla Proskurov şehrinde konuşlu olmakla birlikte dört taburundan biri 
                                                           
22
 N. Luker, 1978, s. 22. 
23
 N. E. Krutikova, A. İ. Kuprin , Leningrad, 1971, s. 9. 
24
 N. Luker, 1978, s. 23. 
25
 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 37. 
26
 N. Luker, 1978, s. 26. 
27
 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 39. 
28
 Çarlık ordusunda en küçük subay rütbesi 

sonbahar-kış sezonunda sırayla Gusyatin veya Voloçisk kasabalarına geçici göreve 
gönderilirdi. Bu kasabalar Avusturya sınırındaydı. 
 
Kuprin’in muvazzaf askerlik yaşamının büyük bölümünü geçirdiği Proskurov 
şehri dış görünüşüyle Gogol’un Mirgorod’unu andırıyordu: Kil ve gübre karışımıyla 
badanalanmış evler, sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde geçit vermez çamur, pazar 
meydanının civarında eksik olmayan su birikintileri, yazın tozlu bir hava, üzerinde 
domuzların gezindiği kaldırımsız geniş sokaklar...Tüm bunlar hüzün ve keder 
veriyordu insana 
29
 
 
Kuprin’in 1892-1894 yılları arasında görev yaptığı Voloçisk sınır kasabası 
380 haneli, 3200 nüfuslu küçük bir kasabadır. Burada okul sayısının dört katından 
daha fazla kilise ve meyhane bulunduğu kaydedilir. Kuprin’e göre hiçbir haritada adı 
bile geçmeyen bir yerdir. Buraya subay ve askerler sürgün maksadıyla gönderilir. Bu 
küçük kasaba yaşantısı ve adetlerinin yansımaları Kuprin’in “Düğün” (Cвадьба), 
“Milyoner” (Mиллионер), “Marianna” , “Düello” (Поединок) vb. eserlerinde 
görülür.
30
  
 F. 
İ. Kuleşov’un belirttiğine göre; bu ücra taşra köşesinde subay kadrosu 
hemen hiçbir şeyle ilgilenmez. Ne gazete, ne kitap okunur, ülke sorunlarıyla kafa 
yorulmaz. Subayların günlük yaşamı kendilerinin eğlencesi olarak gördükleri astları 
üzerinde kurdukları baskı ve otorite kısır döngüsünde tekdüze bir şekilde sürüp 
gider.
31
 Yaşamlarına değişiklik getiren tek şey; yazın icra edilen tatbikatlardır. Eylül 
ayından itibaren yine yaşam votka, kâğıt oyunları, ufak şeyler yüzünden tartışmalar, 
sonu gelmez rütbe terfi konuşmaları, gönül ilişkileri ve yine votka ekseninde sürer 
                                                           
29
 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 39. 
30
 ibid, s. 40. 
31
 ibid, s. 40. 
 

gider. Tüm bu olayları Kuprin “Sorgu” (Дознание), “Marianna”, “Sefer” (Поход), 
“Uzatmalı Piyade Çavuşu” (Прапорщик  aрмейский), “Sokaktan” (С  улицы), 
“Düello”, “Düğün” öykülerinde ayrıntılı bir şekilde tasvir eder.
32
  
 
Elbette Kuprin de dört yıllık muvazzaflık yaşamı  sırasında içki sofralarında 
bulunmuş, coşkulu oyun partilerine katılmış, gönül maceralarının kahramanı 
olmuştur. Ancak bu baştan çıkarıcı ortamda alkol batağına saplanmayacak, 
askerlerini dövmeyecek kadar kuvveti kendinde bulmayı başarmıştır. Prensip olarak 
da bedeni cezalara karşıdır Kuprin. Bu arada tüm yaşadıklarını da not defterlerine 
kaydetmeyi de ihmal etmez. Bunlar ilerideki edebi eserleri için en değerli hazine 
olacaktır onun için. 
33
 
 1891-1894 
yılları arasında “Karanlıkta” (Впотьмах), “Ruh Hastası” 
(Психея), “Mehtaplı Gecede” (Лунной  ночью), “Uzak Geçmişten” (Из 
отдаленного  прошлого), “Gizli Tahkikat” (Негласная  ревизия), vb. öykülerini 
yazar ve bastırır. Ayrıca “Zavallılar ve Kindarlar” (Скорбящие  и  озлобленные) 
romanını tasarlar. Şiir yazma faaliyetlerine ara vermeksizin devam eder.
34
 Kuprin 
edebi yaşamının başlarında kendini şair olarak gördüğünü itiraf etmekte; kendisi için 
şiir yazmanın, düz yazı yazmaktan daha kolay olduğunu ifade etmektedir.
35
  
 Çalışma hayatının üçüncü yılında Kuprin Hârp Akademisi’ne girmek için 
çalışmaya başlar. Böylesi belki de bu tekdüze hayattan kurtuluş için bir fırsat olacak, 
kendisine daha geniş ufuklar açacaktır. Esasında bu düşüncenin altında romantik bir 
aşk hikayesi yatmaktadır. Kuprin, Veroçka adında bir kıza aşık olmuştur. Kızın 
                                                           
32
 ibid, s. 40. 
33
 ibid, s. 42. 
34
 ibid, s. 42. 
35 
M. K. Kuprina Yordanskaya, 

Download 5.01 Kb.

Do'stlaringiz bilan baham:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling