T. C. KÜLTÜr ve turizm bakanliği tüRKİye küLTÜr portali projesi
Download 17.59 Kb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- 2.1. Anadolu’da Erken Devir Hristiyan Sanatı Anahtar Kelimeler
- T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ
- T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ ARKEOLOJİ ve SANAT TARİHİ
- 2. 4. Orta Bizans Döneminin Sanatsal Karakteristikleri Anahtar Kelimeler
Kaynak: Cormack, R., Byzantine Art, London 2000 Eyice, S., “Türkiye’de Bizans Sanatı”, Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, C.3, İstanbul 1982, s. 514–564 Krautheimer, R., Early Christian and Byzantine Architecture, (Forth Ed.) New Haven and London 1986 Mango, C., The Art of Byzantine Empire 312–1453, (Fifth Ed.) Toronto 2007 Mathews, T.F., The Art of Byzantium, London 1998 Rice, D.T., Art of the Byzantine Era, (Second Ed.), London 1997 Runciman, S., Byzantine Civilization, New York 1956 Haklar (Rights): (Telif ve kullanım hakları ile ilgili bilgiler.) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca hazırlanan tüm içeriğin her türlü ortamda umuma arz yetkisi sınırsız süreyle Kültür Turizm Bakanlığına devredilmiştir. Bakanlık sonraki zamanlarda hazırlanan içerikle ilgili düzeltme, ekleme, silme veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Kaynağı Hazırlayan/Emeği GEÇEN Konu Editörü Proje Yöneticisi Prof. Dr. Kıymet GİRAY/ Dr. Serkan SUNAY Prof. Dr. Kıymet GİRAY Prof. Dr. Hale KÜNÜÇEN 2.1. Anadolu’da Erken Devir Hristiyan Sanatı Anahtar Kelimeler: Erken Hıristiyan, Bizans, Mimari, Sanat, Anadolu. Bizans Devleti’nin başlangıçta Suriye ve Filistin de dâhil olmak üzere Doğu Akdeniz, Anadolu ve Yunanistan topraklarına, sonrasında Roma İmparatorluğu’nun egemen olduğu Avrupa’nın batı bölümü ile Kuzey Afrika kıyılarına egemen olduğu görülür. Bu toprakların içerisinde doğu ile batı dünyası arasında bir köprü konumundaki Anadolu en stratejik olanıdır. Bizans sanatı ve mimarisi bakımından başkent İstanbul en önemli eserlerin yapıldığı şehir olmak üzere Anadolu’da İznik, Efes, Likya bölgesi, Antalya Mersin arasındaki güney kıyılar, Antakya ve çevresi, Kapadokya, Konya, Karaman, Karadağ Binbir kilise başlıca merkezler arasında sayılabilir. Bizans sanatı, tarihsel süreçte siyasi gelişmelere paralel ilk, orta ve son olmak üzere üç devri halinde incelense de esasen her devir arasında bazı kesintiler veya geçiş aşamaları vardır. Bizans sanatının Roma sanatı ve mimarisinden ayrılarak kendi özgün karakterini yarattığı ilk devrin kesin bir tarih ayırımı yapılamaz. Hıristiyanlığın ve doğu kültürlerinin etkisini de barındıran 4–5. yüzyılları kapsayan bu dönem bir geçiş devridir ve Erken Hıristiyan sanatı çerçevesinde incelenir. Hıristiyanlığın resmikabulünden önce bu devirdeki dini mimariyi tipolojik olarak sınıflandıracak bilgi henüz yoktur. Bilinen en eski eser ise Suriye’de Salihiye yakınlarında Fırat nehri kıyısındaki Duro-Europos’tadır. Burada 256 yılı öncesine tarihlenen Domus- ecclesiae adı verilen bir evin bir odası halindeki ibadet mekânı mimari bakımdan önemli özellikler sergilemese de Hıristiyanlığın yasaklandığı devirde de çeşitli ibadet mekânlarının yapıldığını gösterir. Anıtsal nitelikteki eserler ise Hıristiyan inanışının serbest bırakılmasından sonra görülmeye başlar. Bu devrin en önemli ve yaygın yapı tipi basilikalardır. Basilikalar Roma devrinde çarşı, borsa binası gibi ticari amaçlara yönelik veya yargılama ile ilgili ihtiyaçlara cevap veren profan binalar halinde inşa edilmiştir. Bu yapı şeması, yeni inançtan doğan farklı anlayışların oluşturduğu birtakım değişikliklerle kilise mimarisinin erken devrinde çok sayıda görülür ve çeşitli tiplerle sınıflandırılabilecek plan ve örtü sistemi bakımından zamanla gelişme kaydeder. Bunlar özellikle oran, ölçü ve malzeme karakteriyle İlk Çağ esaslarını benimser ve bunlara Helenistik Basilikalar adı verilir. Helenistik Basilikalar üç, beş nefli veya transeptli plan şemasına sahip olabilir. Bunlardan Roma’daki Laterano (313?), St. Peter (324–346), Ravenna’daki St. Apollinare in Nuovo (5.yy.sonu–504), St. Apollinare in Classe (526–535), Selanik’deki Acheiropoietos (4.-5.yy), Hagios Demetrios (412–413) Avrupa’daki başlıca eserlerdir. İstanbul’daki Ayasofya (4.yy), St. John Studios (463), Acem Ağa Mescidi (5.yy ortası) ile Topkapı Sarayı 2. avlusundaki Anonim Basilika bu tipin başkentteki temsilcilerindendir. Anadolu’da, Side’de deniz kıyısındaki basilika (4.yy. sonu–5.yy. başı), Efes Meryem (4.yy.), İznik Ayasofya (5.yy?), Silifke Meryemlik Aya Thekla (480?), Erdemli Kanlıdivane Basilikaları (5–6.yy. ?) ile Silifke Cambazlı (5–6.yy), Perge A ve Perge B (5–6.yy) binaları Helenistik basilikalardır. Erken devirde ayrıca haçvari plan şemasında yapılmış basilikalar da vardır. Bunların bir kısmı ahşap konstrüksiyon çatılı bir kısmı ise kubbelidir. Halep yakınındaki Qal’at Simon Manastırı Kilisesi (480–490), Antakya civarındaki Symeon Stylites Manastırı Kilisesi (541–565) ile Gerasa Martirler Kilisesi (464–465) ahşap örtülü yapılardandır. Ephesos St. John Kilisesi ise farklı inşa dönemleri sonucunda kubbeli bir örtü sistemine sahiptir. Kubbeli basilikalar arasında Mut Alahan/Alacahan Manastırı Doğu Kilisesi (5-6.yy), Meryemlik Basilikası (477– 491), Antakya Panaghia Kilisesi (6.yy. sonu) , Hieropolis Kilisesi (535-540) sayılabilir. İstanbul’daki Ayasofya Kilisesi ise bu tip içersinde çok farklı bir yere ve öneme sahiptir. Erken Hıristiyan ve Bizans Sanatında basilikalar dışında da farklı yapı tipleri mevcuttur. Bunlar da İlkçağ binalarında daha önceden karşımıza çıkan yapı tipleridir. Kare, poligonal plan şemalarında çeşitli yapılar ile daire planlı rotundalar ve merkezi plan ortaya koyan kubbeli binalar dikkati çeker. Roma’daki Constantine Vaftizhanesi (430–440), St. Stefano Rotundası (5.yy 2.yarısı) ile Kudüs’deki Golgotha Anastasis Rotundası (325–36), Betlehem Nativity/ Doğum Kilisesi (6.yy) bu tip yapıların öncüsü olarak kabul edilir. Ravenna’da ve Selanik’te de benzer yapılar inşa edilmiştir. Başkente de Acemağa Lala Hayrettin Mescidi, Samatya’da Karpos ve Papylos ve Sultanahmet Hagia Euphemia martiriumları, Balabanağa Mescidi, Bakırköy Vaftizci Yahya Kilisesi, Ayasofya Vahtizhanesi ve Hazine Dairesi ilk akla gelen eserlerdendir. Bursa’da Gümüşlü Kubbe, Binbirkilise Madenşehir 10 no.lu yapı, Binbirkilise’de 8 no.lu eser, Hieropolis Oktagonu bu tarz yapılardandır. Aksaray Güzelyurt Anonim Kilise Kaynak: Cormack, R., Byzantine Art, London 2000 Eyice, S., “Türkiye’de Bizans Sanatı”, Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, C.3, İstanbul 1982, s. 514–564 Krautheimer, R., Early Christian and Byzantine Architecture, (Forth Ed.) New Haven and London 1986 Mango, C., The Art of Byzantine Empire 312–1453, (Fifth Ed.) Toronto 2007 Mathews, T.F., The Art of Byzantium, London 1998 Rice, D.T., Art of the Byzantine Era, (Second Ed.), London 1997 Runciman, S., Byzantine Civilization, New York 1956 Haklar (Rights): (Telif ve kullanım hakları ile ilgili bilgiler.) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca hazırlanan tüm içeriğin her türlü ortamda umuma arz yetkisi sınırsız süreyle Kültür Turizm Bakanlığına devredilmiştir. Bakanlık sonraki zamanlarda hazırlanan içerikle ilgili düzeltme, ekleme, silme veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Kaynağı Hazırlayan/Emeği Geçen Konu Editörü Proje Yöneticisi Prof. Dr. Kıymet GİRAY/ Dr. Erkan SUNAY Prof. Dr. Kıymet GİRAY Prof. Dr. Hale KÜNÜÇEN T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ DOĞU ROMA(BİZANS) DÖNEMİ İKONOKLAST (TASVİRKIRICI) DÖNEM (726–843/3) Prof. Dr. Kıymet GİRAY KASIM - 2009 ANKARA 2.3. İkonoklast (Tasvirkırıcı) Dönem (726-842/3) Anahtar Kelimeler: Bizans, Tasvir Kırıcı, İkonoklazma, İkon karşıtı İkonoklast veya ikonoklazma olarak Bizans tarihinde yerini alan bu dönem kelime anlamı itibariyle tasvir kırıcı manasını taşımakla beraber, Hıristiyan dininin inanış geleneklerine uygun yapılan taşınır veya taşınmaz tasvirlere karşı sanatsal bakımdan bir Vandalizm hareketi şeklinde yorumlanır. Bunun ötesinde, dönemin siyasi erki ile kilise arasındaki nüfuz mücadelesinin bir sonucu olarak çeşitli etkileşimlerle de karşımıza çıkar. Hıristiyan inancındaki İsa’nın insan ve tanrı kimliği arasındaki tartışmalar, ikonların birer put biçiminde algılanma kaygısı ve dönemin imparatorları arasında farklı görüşlerde olanların belirmesini sağladığı gibi, din âlimleri arasında da karşıt fikirlerle yankısını bulur. Bu yüzyılı aşkın süre içerisinde ağır yaptırımlar ve iç mücadeleler meydana gelir. İkonoklazma dönemi iki periyoda ayrılabilir. İlki tasvir düşmanlığının hızla arttığı 726 yılından 780’e dek devam eden süreyi kapsar. İkinci periyot ise 780 ile 842/843 arasındaki tasvir düşmanlığının gerileme evresidir. Tasvirin sembolik önemiyle sıkı sıkıya bağlı Bizans kilise çevresinde kutsal kişiliklere ibadet Jüstinyen sonrasında yaygınlaşmış ve bir dindarlık göstergesi halini almıştır. Buna karşılık Hıristiyanlığın saf ve ruhani bir din olarak tasvir kültünü reddetmesi gerekliliği düşüncesi de görülür. İmparator III. Leon’un tasvirler aleyhindeki fikir yanında bir duruş sergilemesi, Arap dünyasıyla gerçekleşen temas sonucunda artarak gelişir. Tasvir karşıtı tavır Bizans’da resim aleyhtarı mücadele öncesinde Emevi Devleti politikası olarak belirir. Aynı zamanda kendisini imparatorun yanı sıra başrahip olarak kabul eden III Leon ilk kez 726 yılında tasvirlere karşı olduğunu açıkça ortaya koyar. Dönemin önemli din âlimleri Patrik Germanos, Papa II. Gregorius ve Şam’lı Ioannes ise tasvir lehinde bir tavır içindedir. İmparator 730 yılında bir ferman yayınlamak suretiyle tüm aziz tasvirlerinin yok edilmesini emreder. Artabasdos’un hükümdarlığı süresindeki tasvir lehtarı tutum, V.Konstantinos’un tasvir düşmanlığını devam ettirmesi neticesinde boşa çıkar. V.Konstantin’in de davet edildiği 754’deki Hieria Konsil’inde tasvirin tamamen şeytanca olduğu vurgulanır. Bu konsil kuralları ve tasvirlerin yok edilmesi, bazı tasvir yandaşlarının idam edilmesi ile birlikte 760’lı yıllara dek devam eder. Bu devirde kiliseler sadece haçlar ve bitkisel motifler ve hayvansal figürler gibi din dışı bezemelerle dekore edilir. V. Konstantin’in ölümünden sonra ikonoklast hareket etkisini yitirmeye başlar. İmparator IV. Leo 780’de, VI. Konstantin 787’de yılında İstanbul’da bazı tasvir severlere işkence yapsa da Tarasios ismindeki bir görevli İkonoklast hareketi reddeden II. İznik Konsili’nde koruma altına alınır. 9. yüzyıl bu hareketin bazı manastırların da katkısıyla gerilemeye başladığı bir dönemdir ve sanatta daha klasik, helenik unsurlar görülür. Bu Neo-Helenizm olarak kabul edilebilecek üslup doğu motifleriyle, tavus kuşları, ikiz yapraklarla zenginleşir ve resimlerde figürler daha zarif ve perspektif düşünülerek karşımıza çıkar. Bu döneme dair Theophilus’un sarayında inşa ve dekore ettirdiği salon hakkındaki bazı tanımlamalar dışında din dışı sanat anlayışını gösterir önemli bilgi yoktur. Kaynak: Cormack, R., Byzantine Art, London 2000 Eyice, S. “Türkiye’de Bizans Sanatı”, Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, C.3, İstanbul 1982, s. 514–564 Krautheimer, R., Early Christian and Byzantine Architecture, (Forth Ed.) New Haven and London 1986 Mango, C. The Art of Byzantine Empire 312–1453, (Fifth Ed.) Toronto 2007 Mathews, T.F., The Art of Byzantium, London 1998 Ostrogorsky, G., (Çev:F.Işıltan) Bizans Devleti Tarihi, (5.Baskı), Ankara 1999 Rice, D.T., Art of the Byzantine Era, (Second Ed.), London 1997 Runciman, S., Byzantine Civilization, New York 1956 Haklar (Rights): (Telif ve kullanım hakları ile ilgili bilgiler.) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca hazırlanan tüm içeriğin her türlü ortamda umuma arz yetkisi sınırsız süreyle Kültür Turizm Bakanlığına devredilmiştir. Bakanlık sonraki zamanlarda hazırlanan içerikle ilgili düzeltme, ekleme, silme veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Kaynağı Hazırlayan(Grup üyesi) / Emeği Geçen Konu Editörü Proje Yöneticisi Prof.Dr. Kıymet GİRAY/ Dr. Serkan SUNAY Prof.Dr. Kıymet GİRAY Prof. Dr. H. Hale KÜNÜÇEN T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ ARKEOLOJİ ve SANAT TARİHİ SANAT TARİHİ DOĞU ROMA (BİZANS) DÖNEMİ Orta Bizans Döneminin Sanatsal Karakteristikleri Prof.Dr. Kıymet GİRAY KASIM - 2009 ANKARA 2. 4. Orta Bizans Döneminin Sanatsal Karakteristikleri Anahtar Kelimeler: Orta Bizans, Kilise, Mimari, Sanat İçerik: Orta Bizans Dönemi İkonoklazma devrinin 842/843 deki bitişini takiben başlayarak, 1204‘deki Latin İstilası’na kadar devam eden Bizans Sanatı’nın gerçek kimliğini ve sanatsal karakteristiğini ortaya koyduğu dönemdir. Bu devirde kilisenin etkisi sanata ve mimariye yansır. Kilise mimarisinde hâkim plan tipi “Kapalı Yunan Haçı”dır. Bundan başka farklı yapı tipleri de karşımıza çıkar. Bunlar arasında sekiz destekli yapılar, erken devirden beri yaygın kullanılan basilikalar, konşeli binalar, tek nefli yapılar ve kiborion yani baldaken tarzda binalar görülür. Kapalı Yunan Haçı plan tipi Roma döneminden beri bilinmekle birlikte yaygın olarak Orta Bizans Döneminde kullanılmıştır. Quinqunx adıyla da bilinen bu şema, kare veya kareye yakın planlı bir naos mekânının modüler dokuz bölüme ayrılması ve merkezdeki kubbenin dört yanında haçvari konumla uzanan tonoz örtülü kollar ile dört adet köşe hacminden meydana gelir. Merkezdeki kubbe genellikle pandantiflerle geçişi sağlanarak bir kasnak üzerine oturtulur. Haç kolları dıştan birer beşik çatı ile örtülü olup çoğunlukla beşik tonozlu, köşe hacimleri ise genellikle haç tonozludur. Haç kolları cephelerde birer kemer görünüşüyle dışarı yansır. Binalar boyutları bakımından ilk devir yapılarına göre daha mütevazidir. Kilisenin koyduğu prensipler, haç formunun sembolik ifadesi ve resim programına uygun bir mekân düzenine sahip olması bu tipin tercih edilmesindeki başlıca faktörlerdir. Bu şemanın uygulandığı en erken tarihli kilise, I. Basileios (867–886) tarafından İstanbul Büyük Saray’da inşa ettirildiği bilinen fakat XV. yüzyıl sonunda yıkılan Nea Ekklesia (Yeni Cemaat) Kilisesi’dir. Aya Thekla Kilisesi/Atik Mustafa Paşa Camii (IX.-X. yy) Kalenderhane Camii (IX. yy. ortaları ?), Gül Camii (IX. yy), Konstantin Lips Manastırı Kuzey Kilisesi / Fenâri İsa Camii (908) Myrelaion Kilisesi / Bodrum Camii (919–944), Vefa / Molla Gürani Kilise Camii (XI.-XII. yy) Pantepoptes Manastırı Kilisesi / Eski İmâret / Kilise Camii (1080–1118) St. Saviour Pantokrator Manastırı Kilisesi / Molla Zeyrek Camii (1118–1124) Trullo Kilisesi / Hirâmi Ahmet Paşa Mescidi (XII. yy.) başkentteki başlıca eserler arasındadır. Bu plan tipi şemanın genel karakterine bağlı fakat yapı elamanları veya cephelerde mahalli özelliklere sahip olarak Yunanistan, Balkanlar, Anadolu ve Kafkasya’da da yaygın olarak kullanılmıştır. Genellikle Yunanistan’daki köşe hacimlerinde beşik tonoz, Orta Anadolu’da taş malzeme, Trabzon’da porch kullanımı dikkati çeker. Kilise mimarisinde XI. yüzyıldan itibaren sekiz destekli yeni bir plan tipi meydana gelir. Başkentte ve Anadolu’da günümüze ulaşabilmiş bu tipte bir bina yoktur. Bu şemada ortada sekiz ayak tarafından taşınan bir kubbe esasdır ve dört yöne adeta birer haç kolu biçiminde küçük mekânlar yapılmıştır. Hosios Loukas Manastır Katholikonu (11.yy başı), Atina Panaghia Lykodemou Kilisesi (11.yy.başı), Sakız Adası Nea Moni Manastır Katholikonu (11.yy ortası), Daphni Manastırı Kilisesi (11.yy. son çeyreği) başlıca eserlerdendir. Orta Bizans Döneminde inşa edilen basilikalar ise küçük değişiklikler dışında genel karakteri korurlar. Bulgaristan Nessebar (Misivri) Kilisesi, Ohri ve İznik Ayasofyaları bu tarzda eserlerdir. Roma Döneminde mausoleum gibi mezar yapılarında tercih edilen konşeli yapılar, trikonk veya tetrakonk gibi şemalarla Orta Bizans Döneminde de inşa edilmiştir. Ahtamar Kutsal Haç Kilisesi, Atina’da Oniki Havari Kilisesi, Selanik yakınında Peristerai Manastırı Kilisesi, Yunanistan Varassavo Demetrice Kilisesi bu tarz binalardır. Kiborion tipi yapılar baldaken benzeri bir kuruluşa sahiptir. Kırşehir yakınlarında Çifte Kilise ve İstanbul’daki Khora Manastırı Kilisesi/Kariye Camii bu plan tipindedir. Bu dönemde de Bizans coğrafyasının hemen her yerinde çok sayıda tek nefli binalar inşa edilmiştir. Foto: Aksaray Güzelyurt Hagios Gregorios Kilisesi Ani Katedrali Ani Katedrali Kaynak: Cormack, R., Byzantine Art, London 2000 Eyice, S., “Türkiye’de Bizans Sanatı”, Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, C.3, İstanbul 1982, s. 514–564 Krautheimer, R., Early Christian and Byzantine Architecture, (Forth Ed.) New Haven and London 1986 Mango, C., The Art of Byzantine Empire 312–1453, (Fifth Ed.) Toronto 2007 Mathews, T.F., The Art of Byzantium, London 1998 . Rice,D.T., Art of the Byzantine Era, (Second Ed.), London 1997 Runciman, S., Byzantine Civilization, New York 1956 Haklar (Rights): (Telif ve kullanım hakları ile ilgili bilgiler.) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca hazırlanan tüm içeriğin her türlü ortamda umuma arz yetkisi sınırsız süreyle Kültür Turizm Bakanlığına devredilmiştir. Bakanlık sonraki zamanlarda hazırlanan içerikle ilgili düzeltme, ekleme, silme veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Kaynağı Hazırlayan / Emeği Geçen Konu Editörü Proje Yöneticisi Prof.Dr. Kıymet Giray/ Dr. Serkan Sunay Prof. Dr. Kıymet Giray Prof.Dr.Hale Küniçen T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ ARKEOLOJİ VE SANAT TARİHİ DOĞU ROMA (BİZANS) DÖNEMİ SON DEVİR BİZANS SANATI VE MİMARİSİ Prof. Dr. Kıymet GİRAY KASIM - 2009 ANKARA 2. 5. Son Devir Bizans Sanatı Ve Mimarisi Anahtar Kelime: Bizans, Mimari, Son Devir, Sanat, Kilise, Tasvir. Bizans İmparatorluğu’nun 1204 yılında Latinler tarafından parçalanması ve İstanbul’u merkez alan bir Latin devleti kurulmasından sonra Bizans devleti çeşitli prenslikler halinde karşımıza çıkar. İznik prensliği esasen Bizans İmparatorluğu’nun devamı niteliğindedir ve 1261 yılında bu prenslik İstanbul’u Latinlerden alarak tekrar başkentine kavuşur. Avrupa’da ve Anadolu’daki siyasi gelişmeler ve toprak kayıpları her ne kadar Bizans’ın siyasi ağırlığı ve politik önemini kaybettirse de kültür ve sanat hayatında başta başkent olmak üzere bir canlılık ortaya çıkar. Bu dönemde hem tasvir sanatı hem de mimari eserler Palailogoslar sülalesi devrinde (1261–1350) kendini gösterir. IV. Haçlı seferini yöneten Latinler tarafından parçalanan Bizans’ın çeşitli bölgelerindeki prensliklerin mahalli karakterde kabul edilebilecek stilleri ile başkentte şekillenen ve temeli antikiteye ve Roma geleneklerine bağlı sanat üslubu bu dönemde sanatta, edebiyatta ve mimaride kendi Rönesanssını şekillendirir. Bizans mimarisi, son devrinde Orta Bizans devrinde kiliselerde yaygın olarak tercih edilmiş kapalı Yunan haçı şemasını korur. Bununla birlikte binaların daha yükselici karakterde yapılması ve dış cephelerin özellikle tuğla malzemeyle geometrik motifler meydana getirecek şekilde düzenlenmesiyle yeni bir cephe düzenlemesi anlayışı ortaya çıkar. Cephelerde tek düzeliği hareketlendiren nişler, kıvrımlı yapılmış kubbe kasnakları ve örtü sistemi yanı sıra malzemede tuğla ve taş almaşığın sağladığı kontrast algı daha hareketli ve yenilikçi bir düşüncenin ifadesidir. Özellikle başkentte bu husus kendini açıkça gösterir. Mahalli karakter sergileyen taşrada da eski plan şemalarında daha hareketli cephe düzenlemeleri vardır. Bu dönemde özellikle başkentte kilise mimarisinde yeni bir plan anlayışı görülmeye başlar. Dehlizli Tip denilen bu şema adını esasen pandantifli ve yüksek kasnaklı merkezi bir kubbe mekânını üç yönden kuşatan dehlizlerden almıştır. Koca Mustafa Paşa, Fenari İsa ve Fethiye camilerinde bu plan şemasıyla karşılaşılır. Bu tarz yapılarda aydınlık ve hacım olarak yüksek bir naos mekânı dikkati çeker. Bu tipin taşradaki daha sade bir diğer temsilcisi de Yunanistan’da Panaghia Olympiotissa Manastırı Kilisesi’dir. Orta Bizans devrinde de yaygın tercih edilmiş kapalı Yunan Haçı şemalı binalar da bazı yenilikler meydana gelmiştir. Başkentte Fethiye Camisi güney binasında narteks, bina kütlesi içerisine dâhil edilerek önem vurgulanmış, esas ibadet yapısı olan binayla bütünleşmiştir. Palaiologoslar devrinde tek nefli kiliselerde doğu-batı doğrultusunda bir mekân genişlemesi çarpıcıdır. Fakat esasen son devre Yonca planlı şemaya sahip binalar hâkimiyet kurmuştur. İstanbul’da Panaghiotissa ve Panaghia Kiliseleri, aslında Bizans mimarisinin erken devirlerinden gelen bu tipin başkentteki temsilcilerindendir Bizans mimarisi son devrinde başkentte bazı yenilikler ortaya koyarken, Selanik, Arta, Mistra, Aynaroz ve Trabzon gibi merkezlerde çeşitli ekoller meydana gelmiştir. Geleneksel plan şemalarını mahalli üsluplara göre yorumlayan bu eyaletlerden Selanik coğrafi bakımdan da başkente yakınlığından temelde İstanbul ekolüne yakınlık gösterir. Bir manastırlar merkezi olan Aynaroz ise daha dışa kapalı bir yapıya sahiptir ve Bizans geleneklere çok daha sıkı bağlıdır. Sarp kayalıklarda yer alan bazı binalarda cumba ve çıkma kullanımı dikkati çekmektedir. Trabzon’da ise kiliselerin doğu-batı doğrultusunda uzaması yanı sıra malzemede taşın ağırlık kazanması, merkezi kubbe kasnaklarının poligonal olarak uygulanması önemlidir. Bu yapılarda porch adı verilen birer giriş mekânı da mahalli karakter sergiler. Arta’da Paregoritissa Kilisesi de Mixt (karma) plan şemasında dikkat çekici bir eserdir. Kapalı Yunan Haçı ve Sekiz destekli plan tiplerinin iki ayrı katta ayrı ayrı uygulanmalarıyla meydana gelen bu tip kapalı Yunan Haçı planda bir yenilik arayışı sonucu şekillenir. Son Bizans devrinde tasvir sanatları bakımından da önemli eserler verilir. Komnenoslar döneminde inşa edilen ve 1310–1320 yılları arasında Metokhites tarafından elden geçirilmiş Kariye Camisi olarak da bilinen Khora Manastırı ve başkentteki bir diğer önemli eser Fethiye Camisi olarak bilinen Pammakaristos Manastırı Kilisesi’ndeki sahneler zengin renkleriyle ve üslubuyla Bizans resim sanatının Rönesanssını şekillendiren başlıca eserlerdendir. Download 17.59 Kb. Do'stlaringiz bilan baham: |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling