Alexander Tekniğiyle Bel ve Sırt Ağrısının
Download 3.01 Kb. Pdf ko'rish
|
- Bu sahifa navigatsiya:
- NASIL OTURACAĞIMIZI TERCİH ETMEK
- Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz
- DUYGULARIMIZI GÖZLEMLEYELİM
- Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz SENİN YÜZÜNDEN OLDU!
- DÜŞÜNÜRKEN GÖZLERİMİZ HAREKET EDER
- Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz her zamankinden daha hızlı bile yürüyebilirsiniz. Etrafınızda olup bitenleri fark etmeye zaman ayırın. YÜRÜYÜŞÜMÜZ NEDEN BÖYLE
- PARMAK UÇLARINIZDA YAYLANIN Egzersiz
- Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz YENİ YÖNTEMLE YARI UZANMA POZİSYONUNDAN KALKMAK
Egzersiz Üç oturma pozisyonu istiyorum sizden: 1. standart, sırtı sert bir sandalye, örneğin bir mutfak sandalyesi bulun 2. 15 santimetrelik bir yükseklik oluşturacak şekilde birkaç telefon rehberini üst üste koyun—bunun için parmak uçlarınızdan bileğinize kadar olan mesafeyi esas alabilirsiniz 3. hiçbir şey kullanmayın Önce sandalyeye oturmanızı ve her yerinize dikkat etmenizi istiyorum. Sırtınız ne durumda? Peki, başınız? Gövdeniz? Bacaklarınız ve ayaklarınız? Bunlar kandırmacalı sorular değil, doğru ya da yanlış cevaplar yok. Sadece kendinize bakın ve her bir yerinizi nasıl tuttuğunuza dikkat edin. Şimdi de telefon rehberlerinin üzerinde bacak bacak üzerine atarak oturun. Eğer daha rahat olacaksa bacaklarınızı açıp sadece bileklerinizi çaprazlayabilirsiniz. Ya da dizlerinizi yukarı kaldırabilirsiniz. Bacaklarınızı tamamen de açabilirsiniz. Ne, nerede duruyor? Nasıl hissediyorsunuz? Şimdi de hiçbir yerden destek almayacak şekilde yere oturun. Bağdaş kurabilir ya da bacaklarınızı açabilirsiniz. Şimdi her şey ne durumda? NASIL OTURACAĞIMIZI TERCİH ETMEK Şimdi sizden, hayatınızın sonuna kadar yukarıdaki oturma pozisyonlarından sadece birini tercih etmeniz gerekse bunun hangisi olacağına karar vermenizi istiyorum. Sizi bilmem ama ben telefon rehberlerini seçerdim. Çok iyi bir yükseklik sağlıyor. 101 Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz? Bacaklarımı nasıl koyabileceğimle ilgili bol seçenek sunuyor. Rahat ve doğal bir his veriyor. Hiçbir rahatsızlık hissetmeden saatlerce üzerinde oturabilirim. Peki masam neden standart yükseklikte ve beni sert bir sandalyede oturmaya zorluyor? Bana göre bunları Japonya’da çok iyi anlıyorlar. Doğal oturma pozisyonuna en yakın ikinci oturma pozisyonu çömelmektir. Çoğu kişi çömelemediğini söyler ama son denemelerinin ardından muhtemelen birkaç yıl geçmiştir. Çömelmeye çalışmanız gerekmiyor ama nasıl oturduğunuzu düşünün. Ne yükseklikte oturduğunuz benim değil, sizin tercihinize kalmış bir şey. Kontrol sahibiyiz ve değişiklikler yapabiliriz. Ancak öncelikle ortada bir problem olabileceğinin farkında olmalıyız. Seçeneklerinizi genişletip sizi rahat, yumuşacık koltuğunuza oturtacağım. Şimdi aralarından tercih yapacağınız dört oturma seçeneğiniz var. Hangisini seçerdiniz? Çok hevesli olduğunuzu ve “telefon rehberlerinin üzerindeki çömelme pozisyonunu” diye cevap verdiğinizi umuyorum. Güzel, siz istemiyorsanız o koltuğu ben alabilirim. Doğru ya da yanlış cevap yok! Duygusal akrobatlar Televizyon seyretme vakti. Henüz koltuğu evinizden çıkarmadığınıza göre üzerine kıvrılıp biraz pembe dizi seyretmenizi istiyorum. Hani o bildiğiniz arkası yarınları. Hangisini seçeceğiniz size kalmış ama sürekli seyrettiklerinizden birini seçmeyin. Yeni bir dizi seçin. Elinizin altında bir kalem ve kâğıt hazır olsun. Sizden dikkatle seyretmenizi istiyorum. Senaryosu için ya da oyunculuğun iyi mi kötü mü olduğunu değerlendirmeniz için değil. Sizden duygulara dikkat etmenizi istiyorum. Bilirsiniz, öfke, endişe, aşk, neşe, depresyon, kafa karışıklığı. İnsanların yaşadığı tüm duygular. Oyuncuların bu duyguları ifade etmek için bedenleriyle ne yaptığına bakın. Özellikle de başlarına ve omuzlarına bakın. Bir süre seyrettikten sonra sizden televizyonu kapatıp, seyrettiklerinizi taklit etmeye çalışmanızı istiyorum. 102 Şimdi bu duyguları bedeninizle ifade edin, istiyorsanız banyoda kimseye görünmeden de yapabilirsiniz. Konuşmayın, sadece öfkelendiğinizde, mutlu olduğunuzda, endişelendiğinizde, düşünceli olduğunuzda nasıl hissettiğinizi bedeninizin göstermesine izin verin. Her seferinde de bedeninizin hareketlerine dikkat edin. Önümüzdeki birkaç gün içinde kendinizi dikkatle izlemenizi istiyorum. Bu duyguların her biri doğal olarak ortaya çıktığında bunun farkında olun. Gerçek beden hareketleriniz banyoda tek başınıza yaptıklarınıza ne kadar yakın? Doğru yapmış mısınız? Yaklaşmış mısınız? Alakası mı yok? Oyuncular nasıl yapıyordu? DUYGULARIMIZI GÖZLEMLEYELİM Bunu yapmaya devam edin. Duygular ortaya çıktıkça bedeninizle ne yaptığınızı gözlemleyin ve şunu sorun: “Neden?” Şimdi de duygularınızı neyin tetiklediğini kendinize sorun ve bu nedenlerin geçerli nedenler olup olmadığını sorgulayın. Posta geciktiği için mi kızdınız? Biri size telefon edeceğine söz verdiği halde hâlâ etmediği için kaygılı mısınız? Çekilişi kazandığınızı düşündüğünüz için sevindiniz ve sonra da bileti almayı unuttuğunuzu hatırlayınca duygusal bir çöküntü mü yaşadınız? Tüm bu duygular, tüm bu beden hareketleri neye yarıyor? Kızmak postanın daha çabuk gelmesini sağladı mı? Zannetmiyorum. Ama gerginliğinizi artırdı. Bu gerilimle daha sonra ne yaptınız? Genel bakış Duygusal nedenlerden kaynaklananlar da dahil herhangi bir harekete geçmeden önce, engelleme, projeksiyon ve kontrol prensiplerini hatırlamak size kalmış. Bu şekilde uyaranlara gereksiz tepki vermemiz gerekmez. Bu şekilde vücudumuzda gerilim biriktirmeyiz. Bu şekilde gerilime tutunmayız çünkü zaten baştan bu gerilime ihtiyacımız olmaz. Bu şekilde bedenimizin duruşu bozulmaz. 103 Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz? SENİN YÜZÜNDEN OLDU! Duygularla ilgili yaygın bir yanlışı daha açıklığa kavuşturmak istiyorum. Duygularımızı kontrol etmek bizi robotlaştırmaz; yetişkin olmamızı sağlar. Ne hissettiğimiz ve ne ölçüde hissettiğimiz bize bağlıdır. “Peki” dediğinizi duyabiliyorum, “peki ya biri bizi kızdırırsa?” Bu yanlış anlaşılan bir kavramdır. Kimse sizi kızdıramaz. Sizin kızmayı tercih ettiğiniz şeyler yapabilirler ama kızma duygusu ve bunu hangi ölçüde yaşadığınız size bağlıdır. İtiraz edip şöyle diyeceksiniz: “Sevdiğim birinin başına kötü bir şey gelirse üzülürüm”. Haklısınız üzülürsünüz ama siz üzülmeyi seçiyorsunuz ve üzüntü kederin doğru bir ifadesi olacaktır. Konu duygusuz olmak değil, konu bu duygulara kendimizin neden olduğu ve duyguların dış bir kaynaktan gelmediğinin farkına varmak. Uyaran dışarıda, duygular ise içeridedir. Uyaran duyguyu tetikler ama o uyarana tepki verip vermemeyi ya da daha az tepki vermeyi seçebiliriz veya tepki verdiğimizin farkında olur ve sonra da gerilimden kurtulabiliriz. Posta geciktiği için sinirlenerek gidip postayı getiren kişiyi öldürecek olsanız bu aşırı bir tepki olurdu değil mi? Peki çizgiyi nerede çekiyoruz? Ne kadar öfke uygun? Bir dahaki sefer öfkelendiğinizde kendinize öfkenizin neye yaradığını sorun. Önemli olan gerilimden kurtulmak ve enerjiyi heba etmemektir. YERİNDE DUYGUSAL TEPKİ Diyelim ki eve geldiğinizde birinin sahip olduğunuz her şeyi çaldığını gördünüz. İrkilme tepkisinin mükemmel bir örneğini kendinizde deneyimlersiniz. Peki sonra? Hangi duygular yerindedir? Ne dereceye kadar? Bu soruların doğru cevapları yoktur. Egzersiz Sizinle yine banyoya gidiyoruz. Aynada kendinize bakmanızı istiyorum. Gözlerinize yakından bakın. Onları kıpırdatmamaya çalışın ve aşağıdaki soruların cevaplarını bana söyleyin: 104 1. 1394 bölü 7 kaç eder? 2. Tayland’ın başkenti neresidir? 3. Dünyanın en büyük okyanusu hangisidir? Cevapları istemiyorum. Siz cevapları bulmaya çalışırken gözlerinizin ne yaptığını öğrenmek istiyorum. Şimdi tekrar aynaya bakın ve gözlerinizi seyredin. Onları kıpırdatmamaya çalışarak hatırladığınız en eski anınızı anlatın. Gözleriniz ne yaptı? DÜŞÜNÜRKEN GÖZLERİMİZ HAREKET EDER Gözlerinizin hareket etmesine izin vermeyi reddederseniz herhangi bir şeyin cevabını bulmakta zorlanabilirsiniz. Gözleriniz hareket etseydi ilk sorulara cevap vermeye çalışırken muhtemelen sağa ve yukarı doğru, çocukluğunuzu anlatırkense aşağı ve sola doğru hareket edeceklerdi. Bunun kanıtladığı tek şey düşünürken gözlerimizi oynattığımızdır. İşte size arkadaşlarınızla oynayabileceğiniz eğlenceli bir oyun. Birincil kontrol baş-boyun ilişkisiyle ilgilidir. Baş tüm bedenin, gözler de başın birincil kontrolüdür. Gözlerimiz birincil kontrol için çok önemlidir, birincil kontrol de hareketlerimiz için çok önemlidir ve hareketlerimiz de doğru duruş için önemlidir. Gözlerimizi nereye yönelttiğimiz tüm bedenimizi yöneten başımızın pozisyonunu etkileyebilir. Gözlerimizi yanlış yöne kaydırırsak epey şeyi berbat ederiz. Gözlerimizi doğru yöne kaydırırsak pek çok şey rüya gibi düzelir. Yürüyüşe çıkın Egzersiz Bu da televizyon seyretmek kadar kolay. Sizden yürüyüşe çıkmanızı istiyorum. İstediğiniz yere ve istediğiniz kadar 105 Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz? yürüyebilirsiniz. Sizden tek istediğim geri dönüp gözlerinizin ne yöne baktığını rapor etmeniz. Nereye bakıyorlardı—neye değil—ve ne yapıyorlardı? Bir dahaki sefer dükkânlara yürüyün. Gözlerinizin sizce nerede olması gerektiğine odaklanmak yerine sadece kendi kendinizi gözlemleyin ve gözlerinizin nereye doğru gittiğine dikkat edin. Çokça yukarı doğru mu bakıyorlar? Yoksa aşağı doğru mu? Ufuk çizgisini mi tarıyorlar? Çoğu kişi ayaklarına bakarak yürür. Bu başın öne doğru düşmesine neden olur. Boyun ve sırt da başı takip ederek sıkça şahit olduğumuz modern insan duruşu görüntüsünü verir (bak. Şekil 6.2). Sonunda çoğumuzun aldığı pozisyon şu olur: Bükük, kambur, iki büklüm—artık ne ad verirseniz. Bu düzgün durmayan bir insan şeklidir. Bundan kaçınmanın iki yolu vardır. Size sadece ayaklarınıza bakmayı kesmenizi söylesem bunun pek bir faydası olmaz. Bir süre denersiniz ama aslında yapmanız gereken yürüyüşünüzü değiştirmek. Şekil 6.2 Modern adam/kadın 106 Egzersiz Bir kez daha yürüyüşe çıkmanızı istiyorum. Bu defa yabancı bir gezegenden gelen bir robot olduğunuzu hayal edin. Başınızın içinde beyin ya da zihin değil, evrendeki en sofistike ve en gelişmiş bilgisayar duruyor. Bu bilgisayarın ön yüzeyinde görsel uyaranları algılayan bir alıcı bulunuyor. Bu robot görsel imajları “görüp” yeterince uzun süre depolayabilecek kapasiteye sahip. Böylelikle “hatırlayabiliyor” ve tekrar bakmıyor. Yürürken önünüzdeki yaklaşık 3 metrelik alanı tarayabilirsiniz. Bilgisayar, yüzeyin yapısı, çukurlar, hendekler ve muntazam olmayan kısımlarla ilgili ihtiyaç duyduğunuz tüm bilgiyi depolayacak. Bilgisayar ayaklarınızı yönlendirecek ve onları sizin için mükemmel bir şekilde konumlandıracak. Bu biraz şapşalca gibi gelebilir ama deneyin. Tek yapmanız gereken güvenmek. Başınızın içinde evrenin en güçlü bilgisayarının bulunduğunu hayal etmek zorunda değilsiniz. Bu zaten böyle. Beyninize güvenin. Yürürken eğilip yere bakmak zorunda değilsiniz. Ayaklarınıza değil karşınıza bakmaya çalışın. Gayet iyi, eskisinden bile iyi yürüdüğünüzü göreceksiniz. Doğal içgüdülerimize güvenme sanatını yitirdik. Bunun yerine her şeyi bilinçli düşünceyle kontrol etmeye çalışıyoruz. Gevşeyin ve bedeninizin doğasına uygun işlemesine izin verin. FARKINDALIKLA YÜRÜMEK Farkındalıkla yürümeyi de deneyebilirsiniz. 2. Bölümdeki, evinize girerken daha önce hiç görmediğiniz şeyleri fark etme egzersizini hatırlıyor musunuz? Bu egzersizin kapsamını genişletebilir ve her yürüyüş yaptığınızda etrafınızda, üzerinizde ve önünüzde neler olup bittiğinin farkına varmaya başlayabilirsiniz. Gezintiye çıkın ve ne yapmanız gerektiğini ya da akşama ne yemek pişireceğinizi düşünmeden bakın. Yürüyüşünüz daha uzun sürmeyecek. Aslında 107 Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz? her zamankinden daha hızlı bile yürüyebilirsiniz. Etrafınızda olup bitenleri fark etmeye zaman ayırın. YÜRÜYÜŞÜMÜZ NEDEN BÖYLE? İddiaya girerim, elinize bir kâğıt ve kalem alsanız tüm akrabalarınızın ve yakın arkadaşlarınızın isimlerini sıralayıp nasıl yürüdüklerini, nasıl adım attıklarını, ayaklarını yere basarken çıkardıkları sesi ya da yürüme hızlarını oldukça doğru ayrıntılar vererek tarif edebilirsiniz. İnsanları uzaktan daha yüzlerini seçmeden yürüyüşlerinden tanırız. Bizim için de aynı şey söz konusu. Sürekli aynı şekilde yürürüz. Hızlanabilir ya da yavaşlayabiliriz ama temel olarak sürekli aynı şekilde yürürüz. Şimdi bir de küçük bir çocuğun yürüyüşünü izleyin. Birkaç adım atacak, birkaç kere sekecek, bir iki sıçrayacak, biraz koşacak, biraz daha yürüyecek, yine zıplayacak, dönüp geri geri yürüyecek, yeniden hoplayacak, sekecek ve genel olarak sizi çılgına çevirecektir. “Düzgün yürü!”,“Sakin dur!”, “Sallanıp durma!” Küçüklüğümüzde anne ve babalarımızdan zaman zaman hepimiz duyduk bu talimatları. Sürekli hareket etmeye, sürekli değiştirmeye yönelik doğal isteğimizi kontrol etmeyi ve katı ve öğrenilmiş bir hareket şekli ya da alışkanlığı edinmeyi öğrendik. Farklı şekillerde yürümeyi öğrenebiliriz. Kaç farklı çeşit yürüyüş vardır? Uzun ya da kısa adımlar atabilirsiniz. Ayağınızı içe ya da dışa basabilirsiniz veya birini içe birini dışa basabilirsiniz. Bir hızlı adım bir yavaş adım atabilirsiniz. Yürüyen ne kadar insan varsa o kadar farklı çeşit de yürüyüş vardır. Neden sadece bir yürüyüş şekli benimsedik? Yürüyüşünüzü değiştirmeyi deneyin. Sekmeyi ya da sıçramayı deneyin. GERÇEK BİR HİKÂYE Gardiyanlardan oluşan büyük bir gruba hitaben Alexander Tekniği konulu bir konuşma yapmıştım. Aralarından biri onlardan sekmelerini bekleyip beklemediğimi sordu. “Neden olmasın?” diye cevap verdim ama pek hoş karşıladıklarını sanmıyorum. Birkaç hafta sonra takip semineri için tekrar hapishaneye gelmiştim, 108 hapishane müdür yardımcısına ilk konuşmanın nasıl olduğunu sordum. İyi olduğunu ve ertesi gün birkaç gardiyanın egzersiz alanında sektiğini söyledi. Onları pencerelerden seyreden tutuklular tarafından çılgın gibi alkışlanmışlar. Bunun üzerine onlar da el ele tutuşup hoplaya zıplaya gitmişler. Tutuklulardan biri daha sonra bunun harika bir şey olduğunu düşündüğünü söylemiş, gardiyanların da insan olduğunu daha önce fark etmemiş. KUKLALAR Yürürken başımızın tepesine bağlı bir ipin bizi yukarı çektiğini, tuttuğunu ve desteklediğini hayal edebiliriz. Bu bir hareket değildir: Bir imgelemdir, bir yeniden programlamadır. Bilinçaltınızın derinliklerine gömülebilecek ve gerçekten de işe yarayan çok ince bir düşüncedir—çok daha hafif yürüyeceksiniz. PARMAK UÇLARINIZDA YAYLANIN Egzersiz Sırtı duvara dayama egzersizini tekrarlayacağız. Bırakın üç referans noktası duvara değsin, dizlerinizi düz tutun. Şimdi ileri doğru sadece bir adım atmanızı ve bunu ağır çekim yapmanızı istiyorum. Ne oluyor? Adım atmak üzere bacağınızı kaldırdığınızda hafifçe bir yana doğru yattınız. Çoğumuz böyle yürürüz. Bacaklarımızı teker teker ileri atarız ve arkadaki bacağı öne geçirirken ağırlığımızı öndeki bacağa veririz. Farklı ve ağır çekimde yapılması olanaksız bir yürüme şekli ilk adımı sadece kendinizi devrilecek gibi bırakarak atmaktır. Başınızın ağırlığı bir çeşit eksen görevi görecektir. Bu hareketin sizi parmak uçlarınıza kalkmaya zorladığını ve bir yanınıza doğru yatmadan ilk adımı atmaya mecbur bıraktığını göreceksiniz (bak. Şekil 6.3). Her bir adıma kendinizi bırakarak küçük bir çocuk kadar doğal yürüyor olacaksınız. 109 Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz? Biraz parmak uçlarınızda yürümeyi deneyin. Yürürken parmak uçlarınızda yaylanmayı deneyin. Bir sonraki adımınıza kendinizi bırakarak koşmayı deneyin. En dar kapı aralığında durmayı ve bu ilk adımı atmayı deneyin. Yeni şekilde yapıyorsanız başarılı olacaksınız ama hâlâ eski şekilde yapıyorsanız kapı pervazının iki kanadından birine değersiniz ya da sıkışırsınız. Yeterince dar bir kapı aralığı bulamazsanız bahçeye çıkın ve omuz genişliğinizden birazcık fazla bir aralık bırakacak şekilde yere iki sırık saplayın. Bunu bir duvarın yanında durarak da yapmayı deneyebilirsiniz. Hangi ayağınızla başlayacaksanız o tarafa meyledeceksiniz demektir, bu nedenle duvarı da o tarafınıza alın. Şekil 6.3 İlk adımı atmak 110 Yarı uzanma pozisyonu Egzersiz Bu egzersiz için bir kâğıda, bir kaleme ve bir de arkadaşa ihtiyacınız olacak. Arkadaşınızdan sizi basit bir eylemi yerine getirirken dikkatlice izlemesini ve tam olarak nasıl yaptığınızı kaydetmesini rica edeceksiniz: Hareketi yaparken tek tek her bir uzvunuzu ve bütün olarak bedeninizi nasıl konumlandırdığınıza dikkat etmeli. Arkadaşınızın yazdıklarını bir hareketi eskiden nasıl yaptığınıza dair bir kayıt olarak tutabilirsiniz. Biz bunu başka şekilde nasıl yapabileceğimize bakacağız. Şimdi gidip bir arkadaş bulun. Yere birkaç kitap koyup yarı uzanma pozisyonuna geçmeye hazır bir halde bu kitapların yanında durun. Sadece birkaç kitaba ihtiyacınız olacak. Tam olarak kaç kitaba ve ne kadar yüksekliğe ihtiyacınız olduğunu nasıl anlayacağınızı daha sonra anlatacağım. Şimdilik sadece başınızı desteklemek için birkaç kitap koyun. Ayakta dururken yarı uzanma pozisyonuna geçmenizi istiyorum. Bu arada arkadaşınız da bu hareketi nasıl yaptığınızı kaydedecek. Mesela önce oturup sonra sırtüstü devrilebilirsiniz ya da önce çömelip sonra bu pozisyona geçebilirsiniz. Sonra sizden yine arkadaşınız hareketinizi kaydederken kalkmanızı istiyorum. Yine mesela önce oturup sonra kalkabilirsiniz ya da bir keresinde şahit olduğum gibi sırtınıza kemer şekli verip doğrudan kalkabilirsiniz. Artık teşekkür edip arkadaşınızı gönderebilirsiniz. Evet artık elinizde kayıt var. Bazı tuhaf uzanıp kalkma şekillerine tanık olmuş biri olarak söylüyorum, her nasıl yapmış olursanız olun endişelenmeyin. Bu sadece sizin yapmaya alışık olduğunuz şekil. Şimdi bunu yapmanın yeni bir yolunu önereceğim. Daha iyi 111 Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz? ya da daha kötü değil sadece yeni ve bedeninize çok daha az gerilim yükleyecek. Adım adım anlatacağım. Daha sonra Şekil 6.4’ü dikkatlice inceleyip deneyebilirsiniz. YENİ YÖNTEMLE YARI UZANMA POZİSYONUNA GEÇİŞ • 1. Aşama—Kitapları yere koyun. Bir boy uzaklaşıp yüzünüz kitaplara dönük durun ve bir adım kenara kayın. Kollarınız iki yanınızda rahat dursun ve dümdüz ileri bakın. • 2. Aşama—Bir bacağınızı bir adım geride olacak şekilde arkaya getirin. • 3. Aşama—Bu pozisyondayken bir dizinizin üzerine çökün. • 4. Aşama—Yine ileri bakarak öne doğru uzanın ve yukarıdaki dizinizin çaprazındaki kolunuzu kullanarak elinizi yana doğru önünüzde düz bir şekilde yere koyun. • 5. Aşama—Diğer kolunuzu önünüze getirin ve bunu yaparken de diğer dizinizi emekleme pozisyonu alacak şekilde düz yere koyun. • 6. Aşama—Kalçanızı yere doğru döndürün ve dizleriniz kıvrık haldeyken bedeninizin yuvarlanarak yarı uzanma pozisyonuna geçmesine izin verin. • 7. Aşama—Kitapların doğru yerde olduğundan emin olun ve sonra kollarınızı ayarlayın. Elleriniz her iki tarafta da karnın alt kısmının yanında ve dirsekleriniz de yerde olmalı. “Aaaah” sesi çıkarın ve gevşeyin. 112 Şekil 6.4 Yarı uzanma pozisyonuna geçmek 113 Kendi başınıza nasıl uygulayabilirsiniz? YENİ YÖNTEMLE YARI UZANMA POZİSYONUNDAN KALKMAK Temel olarak yarı uzanma pozisyonuna geçmekle aynı, ama tersinden yapacaksınız ve dikkat etmeniz gereken çok önemli bir ilave nokta var. Daha önce gözlerin harekete önderlik ettiğinden bahsetmiştik. Yarı uzanma pozisyonundan kalkarken bizi gözlerimizin yönlendirmesine izin vermemiz önemlidir. Ancak önce basit bir tercih yapmamız gerekiyor: Hangi taraftan kalkacağız? Sağ taraftan ya da sol taraftan kalkabiliriz. Hangi tarafı tercih edeceğimizin pek bir önemi yok ama hep aynı taraftan kalkmayı alışkanlık haline getirmemek önemli—her seferinde değiştirin. Kararımızı verdikten sonra kalkabiliriz (bak. Şekil 6.5). • 1. Aşama—Gözlerinizi seçtiğiniz yöne döndürün ve başınızın da gözlerinizi takip etmesine izin verin. Başınız dönerken bırakın bedeniniz de başınızı takip etsin ve yan yatın. • 2. Aşama—Sırtınız emekleme pozisyonu alıncaya kadar dönmeye devam edin. • 3. Aşama—Emekleme pozisyonuna geçtikten sonra hareketi gözlerinizin yönlendirmesine izin verin. Kalkacaksınız, o halde gözleriniz yukarı doğru bakmalı. Topuklarınızın üzerine oturun ve bunu yaparken de kollarınızı iki yanınıza getirip parmak uçlarınızı yere değdirerek bir dizinizin üzerine kalkın. • 4. Aşama—Bir dizinizin üzerinde kalktıktan sonra ileri ve yukarı doğru bakmaya devam ederek diğer dizinizi de kaldırabilir ve ilk adımınıza kendinizi bırakarak hareketi tamamlayabilirsiniz. İlk birkaç sefer dizleriniz üzerinden kalkarken kollarınızdan kuvvet almaya meyletmemek için parmak uçlarınızı ensenize koyun. Bu yeni yöntemleri sizin için doğallaşana kadar ağır çekim tekrarlayın. Sonunda hareketleriniz akışkan ve zarif olacaktır. Bu yöntem bedeninizin hiçbir kısmında bir gerginlik ya da gerilim yaratmaz. Birkaç gün boyunca bu yöntemi tekrarlayın ve nasıl bir ilerleme kaydettiğinize bakın. Unutmayın, daha iyi ya da daha kötü değil sadece yeni ve daha az zarar verici. |
Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling
ma'muriyatiga murojaat qiling